Yargıtay Ceza Dairesi Numara 8/1987 Dava No 11/1987 Karar Tarihi 09.09.1987
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 8/1987 Dava No 11/1987 Karar Tarihi 09.09.1987
Numara: 8/1987
Dava No: 11/1987
Taraflar: Turgut Emir Ahmet ile Başsavcılık arasında
Konu: Uyuşturucu madde tasarrufu –Uyuşturucu madde ihraç etmeğe teşebbüs –Cezaya karşı istinaf
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 09.09.1987

-D.11/87 Yargıtay/Ceza 8/87
(Girne Dava No. 1757/86)

Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: N. Ergin Sal(hi, Niyazi F. Korkut, Taner Erginel.

İstinaf eden: Turgut Emir Ahmet-, Güzelyurt.
- ile -
Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcılığı
A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Orhan Zihni Bilgehan
Aleyhine istinaf edilen namına: Derviş Akter



Uyuşturucu madde tasarr-ufu - 4/72 sayılı Uyuşturucu Maddeler Yasasının 24(1)(a)(2)(3) maddesi ile 21/73 sayılı Uyuşturucu Maddeler Nizamna- mesinin 2, 8, 11 ve 25'inci maddelerine aykırı uyuşturucu madde tasarruf etmek.

Uyuşturucu madde ihraç etmeğe teşebbüs - Fasıl 154 Ceza Ya-sasının 366'ncı maddesi ve 4/72 sayılı Uyuşturucu Maddeler Yasasının 15, 21, 24(2)(3) maddelerine aykırı uyuşturucu madde ihraç etmeğe teşebbüs etmek.

Cezaya karşı istinaf - Uyuşturucu suçlarında ceza takdiri - Yüksek Mahkemenin uyuşturucu suçlarında kamu- menfaatinin gözönünde bulundurularak ağır ceza verilmesi gerektiği görüşü - Sanığın teşvik sonucu suça itilmesi ve kendisini suça iten kişiyi ilk sorgulamasında açıklaması.



OLAY: İngiltere'de ikâmet eden Sanığa bir arkadaşı Kıbrıs'tan uyuşturucu getirm-esi için 600 sterlin verdi. Sanık arkadaşı ile Kıbrıs'ta buluştu ve arkadaşının bir çukura bıraktığı uyuşturucuyu arabasının özel bölmesine yerleştirerek yurt dışına çıkarmaya teşebbüs etti. Bir ihbarı değerlendiren Polisler feribota binmek üzere bekleyen -Sanığın arabasının özel bölmelerinde 2 kg. 436 gr. %50 saf eroin buldular. Sanık uyuşturucu madde tasarruf etme ve ihraç etmeğe teşebbüs suçlarıyle itham edildi. Önce itham olduğu suçları kabul etmeyen Sanık daha sonra ikrar değiştirdi ve kabahatli olduğun-u kabul etti. Sanık her iki suçtan 7'şer yıl hapis cezasına çarptırıldı. Sanık, cezanın aşikâr surette fahiş olduğunu ileri sürerek istinaf etti.

SONUÇ: Yüksek Mahkeme, Ağır Ceza Mahkemesinin ceza takdir ederken gözönünde bulundurulması gereken prensipler-i doğru uyguladığını, bu gibi davalarda kamu menfaatinin ağır bastığını ve sözkonusu suçlulara caydırıcı cezaların verilmesi gerektiğini belirtti. Yüksek Mahkeme sözü edilen uyuşturucunun küçümsenecek miktarda olmadığını ve diğer uyuşturucu lardan daha za-rarlı ve tehlikeli olduğunu vurguladı. Sanığın suça başkasının teşvikiyle itildiğini bu şahsın ismini ilk fırsatta polise açıkladığını dikkate alan Yüksek Mahkeme, Sanığa verilecek en uygun ve adil cezanın 5'er yıl hapis olduğu kanısına vardı ve cezayı bu -miktara indirdi.

Atıfta Bulunulan Yargısal İçtihatlar:
Birleştirilmiş Yargıtay/Ceza 3/84 ve 4/84 sayılı KKTC Başsavcılığı ve Ahmet Köroğlu arasında.
Yargıtay/Ceza 10/84 sayılı Taylan Dersev ile Başsavcılık arasında.




H Ü K Ü M

N. Ergin Sal(hi: Girn-e Ağır Ceza Mahkemesi önünde yargılanan müstenif sanık;

1. 16/77, 54/77, 36/82 sayılı yasalarla tadil olunan 4/72 sayılı Uyuştu- rucu Maddeler Yasasının 24(1) (a) (2) (3) maddesi ile ayni yasanın 6 ve 16'ncı maddeleri gereğince yapılan ve 63/73 sayılı ni-zamname ile tadil olunan 21/73 sayılı Uyuşturucu Maddeler Nizamnamesinin 2, 8, 11 ve 25'inci maddelerine aykırı uyuşturucu madde tasarruf etmek,

2. Fasıl 154 Ceza Yasasının 366'ncı maddesi ve 16/77, 54/77 ve 36/82 sayılı yasalarla tadil edilen 4/72 sayıl-ı Uyuşturucu Maddeler Yasasının 15, 21, 24(2)(3) maddelerine aykırı uyuşturucu madde ihraç etmeğe teşebbüs etmek,

suçları ile itham edilmişti. Sanık aleyhine getirilen her iki davayı da kabul etmemiş duruşmaya başlanmış ancak duruşmanın belirli bir safha-sında sanık ikrar değiştirerek aleyhine getirilen her iki suçu da kabul etmiştir.

Bu meselede ihtil(fsız olgular özetle şöyledir:

Aslen Polemitya'lı olan sanık 1959 yılından beri İngiltere'ye yerleşmiş, orada evlenmiş, müessif bir kaza neticesi hanımı -yaralanmış ve halen tedavi edilmemiş durumdadır. Bu kazadan bir müddet sonra İngiliz bir bayan ile ikinci bir evlilik yapmış, ilk evliliğinden kendisi ile kalan 14, 15 yaşlarında iki oğlu ve ikinci evliliğinden ise 13 yaşlarında bir kızı vardır. Sanık İngi-ltere'de ikâmet etmekte olduğu sırada yine aslen Polemityalı olan ve yıllar önce İngiltere'ye yerleşen tanıdığı İsmet Hasan ile İngiltere'de buluşmuş ve bu şahsın kendisine Kıbrıs'tan İngiltere'ye uyuşturucu madde taşımak ve İngiltere'ye taşıdığı bu uyuştu-rucu maddeyi yine ayni şahsa teslim etmesi için yapmış olduğu teklifi kabul etmiş ve ondan bu maksat için ön ödeme olarak 600 sterlin almıştır. Bu anlaşma mucibince hareket eden sanık ailesi ile beraber LMR 457P pl(kalı Rover marka arabası ile 21.7.1986 t-arihinde Kıbrıs'a gelerek Güzelyurt'ta anne ve babasının yanında beraber kalmağa başlamıştır. Kıbrıs'a geldikten takriben bir hafta sonra İsmet Hasan, sanığı bularak konunun detayını görüşmüşlerdir. Sanık bu şahıs ile 4 ayrı tarihte bu maksat için görüşme -yapmıştır. Sanığa her defasında 50.000TL olmak üzere toplam 150.00TL ödenmiştir. Bu görüşmelerde ise İsmet Hasan sanığı arabası ile Güzelyurt'ta bir tarla kenarına götürüp sanığa bir çukur göstermiş ve ona, iki gün sonra çukur içerisinde bir paket bulacağı-nı ve bu bulduğu paketi Londra'ya getirmesini söylemiştir. Son buluşmalarında ise İsmet Hasan, sanığa 600 sterlin daha ödeme yapmıştır. Sanık İsmet Hasan ile Kıbrıs'ta yaptığı ilk görüşmeden sonra pl(nladıkları uyuşturucu taşıma işini gerçekleştirmek için,- Güzelyurt'ta Nevzat Mullaoğlu'nun oto doğrultma atölyesine LMR 457P pl(kalı arabasını götürerek bazı yalan beyanlarla bu arabada uyuşturucu madde taşıyabileceği bölümler yapılmasını sağlamıştır. Bu bölümlerden biri araba sobasının radyatörünün bir kısmını-n kesilmesi ile araba sobası içerisinde yer ayrılarak yapılmış, diğeri ise arabanın araka aksının açık olan aks bağlantı borusunun bir tarafını yapıştırmak suretiyle kapanması ile arabanın arka aksında boru şeklinde yer sağlanmıştır. Sanık İsmet Hasan ile -yaptığı son görüşmeden iki gün sonra bu şahıs tarafından kendisine gösterilen yere arabası ile giderek çukur içerisinde beyaz naylon bir çanta bulmuş ve bu naylon çanta içerisindeki üç beyaz torbacığı açarak toz halindeki uyuşturucu maddelerin bir kısmını -beraberinde getirdiği naylon paketcikler içerisine aktararak 9 pakete bölmüştür. Bunların 5 paketini arabanın sobası içerisindeki özel yere, 2 tanesini arabanın sağ araka aksına, 2 tanesini ise sol arka aksı içerisine yerleştirmiştir. Bir miktar geri kalan- toz halindeki uyuşturucu maddeleri ise arabanın akslarını birbirine bağlayan boru içerisine dökerek kapatmıştır. Sanık karısı ve kızı ile birlikte 29.8.1986 tarihinde LMR 457P pl(kalı arabası ile Girne limanına çıkış işlemlerini tamamlamak için gitmiş, fe-ribota girmek için beklediği sırada, alınan bir ihbar üzerine, Gümrüğe gelen polis mensupları sanığı arabası ile birlikte alarak Girne Polis Müdürlüğüne götürmüşler ve orada, sanık huzurunda, sanığın arabasında yapılan arama neticesinde arabada saklı olan -uyuşturucu maddeler bulunmuştur. Sanık önce uyuşturucu maddelerle ilgili haberi olmadığını iddia etmiş ise de daha sonra bunları Londra'lı İsmet Hasan'a götüreceğini polise söylemiştir. Neticede tutuklanarak Lefkoşa Narkotik Şubeye sevkedilen sanık, polise- gönüllü bir ifade vererek olayı detaylı bir şekilde anlatmıştır.

Sanığın arabasında bulunan maddeler Devlet L(boratuarı Özel Kimya Şube Amirliği tarafından tetkik ve analize tabi tutulmuş ve bunların 2 kilo 736 gram 400 mgr. ağırlığında en az %50 saflık-ta eroin oldukları saptanmıştır.

Sanık duruşma safhasında gönüllü ifadesinin gönüllü olmadığı hususunda yaptığı itirazın kabul edilmemesi üzerine ikrar değiştirerek suçlarını kabul etmiştir. Bunun üzerine avukatı sanığın lehine olabilecek hafifletici seb-eplere değinmiştir. Özetle sanık 47 yaşında uzun yıllar önce İngiltere'ye çalışmak için yerleşen ve orada ikamet eden birisidir. Sanık evli olup en küçüğü 13 yaşında olan 5 çocuk babasıdır. İlk hanımı trafik kazasında sakatlanmış ve halen Sinir ve Ruh Has-tahanesinde tedavi altındadır. iddiaya göre sanık son zamanlarda geçimini sağlamak için zorluk çekmekte ve mizaç itibarıyle kolay kandırılabilecek bir yaradılışa sahiptir. Sanığın sıkışık döneminde kendi köylüsü bulunan İsmet Hasan'ın etkisi altında kalara-k onun yapmış olduğu teklifi kabul etmiş ve Kıbrıs'tan İngiltere'ye uyuşturucu madde taşımaya teşebbüs etmiştir. Yine iddiaya göre sanık Kıbrıs'ta olduğu bir sırada uyuşturucu madde taşımaktan vazgeçmek istemiş ancak İsmet Hasan'ın "bu işin parasını aldın -bu işin içinde başkaları vardır, eğer götürmezsen İngiltere'de senin hesabını görürler" diyerek sanığı tehdit etmiştir. Sanığın iddiasına göre Kıbrıs'tan İngiltere'ye küçük paketçik götüreceğini zannettiğini halbuki büyük paketle karşılaşınca bu işten vazg-eçmek istediğini ileri sürmüştür.

Davayı dinleyen Muhterem Ağır Ceza Mahkemesi sanığı itham edildiği her iki suçtan da kabahatli bularak 12.3.1987'den başlamak üzere 7'şer yıl hapse mahk(m etmiştir.

İstinaf ceza aleyhine yapılmış olup iki istinaf sebeb-i içermekle beraber istinafın duruşmasında birlikte ele alınmıştır ve aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

"Girne Ağır Ceza Mahkemesi, sanık suçunu kabul ettikten sonra, cezayı saptarken sanık leyhine olan tüm hafifletici hususlar ile diğer olguları değerlend-irmedi veya yeterli şekilde değerlendiremedi ve sanığa ağır ceza kesti. Suçun nasıl, ne şekilde ve hangi şartlar altında işlendiği hususundaki olgular ile sanığın zek( durumu ile tehdide eğilimi dikkate alındığında sanığa ilk mahkemece verilen ceza aşik(r -surette fahiştir."

Müdafaa avukatı esas itibarıyle bazı hususların ve suçun işleniş şeklini ceza takdir edilirken ilk mahkemece l(yıkı ile değerlendirilmediğini, ayrıca sanığın bu suçu İsmet Hasan isimli İngiltere'de yerleşmiş ve sanığın köylüsü olan bir-isinin teşviki ile işlediğini, sanığın belirli bir aşamada bu suçu işlemekten vazgeçtiğini ancak sözü edilen şahsın tehdidi ile işlemek zorunda kaldığı hususlarının ilk mahkemece dikkate alınmadığını veya l(yıkı ile değerlendirme- diğini ileri sürmüştür. M-üstenif avukatı özellikle bu tehdit hususunun ceza takdir edilirken hiç kaale alınmadığını, dikkate alınan sair olgulara ise yeterince ağırlık verilmediğini ve neticede sanığa verilen 7 yıl hapislik cezasının aşik(r surette fahiş olduğunu ileri sürmüştür.
-
Muhterem Ağır Ceza Mahkemesi kararına göz attığımızda ceza takdir ederken gözönünde bulundurulması gereken prensiplerin doğru olarak özetlen- diği ve ceza takdirinde doğru olarak uygulandığı görülmektedir. Muhterem Ağır Ceza Mahkemesi bu gibi kamu menfaa-tinin ağır bastığı davalarda sanıklara caydırıcı cezalar verilmesi gerektiğini ve ceza prensiplerindeki nazarı itibara alınması gereken faktörlerden ilki olan kamu menfaatinin bu gibi davalarda ağır bastığını vurgulamıştır. İlk Mahkemenin bu görüşlerinde v-e üzerinde durduğu prensiplede hatalı olduğu söylenemez. Birleştirilmiş Yargıtay/Ceza 3/84 ve 4/84 KKTC Başsavcılığı v. Ahmet Köroğlu davasında gerek çoğunluk ve gerekse azınlık kararında bu gibi kamuyu tedirgin eden ve kamu menfaatinin ağır bastığı mesele-lerde caydırıcı cezalar verilmesi gerektiğine değinilerek sayfa 6'da şu görüşe yer verilmiştir:

"Önümüze gelen davalardan müşahade ettiğim kadarı ile uyuşturucu madde kullanımı, alım ve satımı, alınan bir çok tedbirlere rağmen maalesef oldukça yaygın olup- bir türlü önlenemediği bir gerçektir. Bu gibi suçlara verilecek cezalar tezekkür edilirken 8/75 ve 9/75 sayılı bir- leştirilmiş ceza istinaflarındaki prensiplerin ilkin yani amme menfaatının korunması faktörüne ağırlık verilmesi gerekmektedir. Bu gibi d-urumlarda sanığın lehine ileri sürülen ailevi durumu, sabıkası olmayışı ve sair hususların dikkate alınması gerekmekle beraber bunlara gereğinden fazla ağırlık verilmemesi ilke olarak benimsenmesi gerekir."

Yine aynı kararın yedinci sayfasında bu gibi su-çların önlenebilmesi için tüm uygar ülkelerde olduğu gibi caydırıcı ve etkin cezalar verilmesinin kaçınılmaz olduğuna değinilmektedir.

Yargıtay/Ceza 10/84 Taylan Dersev v. Başsavcılık davasında bu gibi suçlarda kamu yararı dikkate alınarak ağır ve etkin -cezalar verilmesi gerektiğine değinildikten sonra ceza takdir ederken tasarruf edilen uyuşturucunun türünün de nazarı itibare alınması gerektiğine değinilerek şu görüşe yer verilmiştir:

"Ceza aleyhine yapılan son istinaf sebebi ele alındığında toplum sağl-ığını tehdit eden uyuşturucu madde alışkanlığını önlemek amacı ile özellikle uyuşturucu madde ticareti yapan suçlulara ağır ve etkin cezalar verilmesinde büyük kamu yararı vardır. Bu itibarla ceza verilirken sanığın kişisel durumu ve benzeri sair hususlar- göz önünde tutulması gereken genel hukuk ilkelerinden olmakla beraber bu gibi kamu yararının çok ağır bastığı uyuşturucu madde tasarrufu ve ticareti gibi ciddi suçlarda üzerinde fazla önemle durulacak tahfif edici sebepler olmadığı görüşündeyim. Ancak bu- gibi suçlarda uyuşturucu maddenin miktarı ve türü daima üzerinde durulması ve iyi değerlendirilmesi gereken bir husustur. Tabiatıyle geçmiş davalardaki miktarlar ile bir orantı kurularak cezanın o yönde takdir edilmesi pek de sağlıklı bir yöntem değildir.-"

Yukarıda alıntısı yapılan bu ve benzeri davalardaki prensipleri Muhterem Ağır Ceza Mahkemesi ceza takdir ederken dikkate alarak şu görüşlere yer vermiştir.

"Mahkemelerin suçlulara ceza takdir ederken göz önünde bulundurduk- ları bir takım ceza ilkeler-i vardır. Bir davanın türüne göre o davanın kendine özel olguları ışığında bu ilkelerin bir veya birkaçı diğer ilkelere oranla daha ağırlıklı bir faktör olarak o davada dikkate alınır. Uyuşturucu maddelerle ilgili işlenen suçlarda suçluya ceza verilirken k-amu yararının korunması ön pl(nda tutulur ve cezanın saptanmasında ağırlıklı bir faktör olarak değerlendirilir. Bu tür davalarda suçluya verilecek olan cezanın caydırıcı, ibret verici nitelikte olması gerekir. Huzurumuzdaki davada sanığa ceza saptama çabam-ızda suçu konu uyuşturucu maddenin cinsini ve miktarını da göz önünde bulundurmamız gerekir. Bu davaya konu uyuşturucu madde 2 kilo 736 gram 400 mgr. ağırlığında eroindir. Eroin genelde ülkemizde uyuşturucu madde davalarına konu olan cannabis reçinesinden -oldukça daha zararlı ve daha tehlikeli bir sınıftadır. 2 kilo 736 gam 400 mgr. eroin hiç de küçümsenecek bir miktar değildir."

Görülüyor ki Muhterem Ağır Ceza Mahkemesi bu husustaki prensipleri doğru olarak özetlemiş ve bu davaya uygulamıştır.

Davanın -olgularına göz atıldığında suçun işleniş şekli sanığın hiç de leyhine değildir. Sanık İngiltere'de rastladığı köylüsü İsmet Hasan'ın teşviki ile de olsa İngiltere'de bulunduğu sürede Kıbrıs'a gelip Kıbrıs'tan İngiltere'ye uyuşturucu madde ihraç etmek için -aracı olmayı kabul etmiş ve ilk ödeme olarak 600 sterlin almıştır. Bu maksat için arabası ve ailesi ile birlikte Kıbrıs'a gelen sanık ayni şahıs ile birlikte Kıbrıs'ta bu maksat için dört defa buluşmuş ve ücret alarak belirli paralar ödenmiştir. Ayrıca bu -taşımayı gerçekleştirmek için arabasında, izah edildiği şekilde, tadil(t yaparak bölmeler yapma yönüne gitmiştir. Sanığın bu suçu, başkasının teşviki ile de olsa pl(nlı olarak işlediği görülmektedir. Bu husus ise hiç de leyhine değildir.

Müstenif avukatı- istinafın duruşmasında ısrarla sanığın mizaç itibarıyle kolay etkilenebilen birisi olduğunu, belirli bir aşamada bundan vazgeçmek istediğini ancak bu meselede ele başı durumunda görülen İsmet Hasan'ın kendisini tehdit etmesi üzerine suçu işlemeye zorlandı-ğını iddia etmiştir.

Şahadete göz attığımızda bu hususu aydınlatıcı tek şahadet sanığın gönüllü ifadesidir. Bu ifade dikkatlice incelendiğinde Güzelyurt'ta kendisine gösterilen çukur içerisinde konu eroin paketlerini bulduktan sonra bunların miktarının ç-ok olduğundan endişelenip bir an taşımaktan vazgeçmeğe çalıştığı görülmektedir. Ancak ne şahadette ve ne de ifadesinde sanığın İsmet Hasan tarafından tehdit edildiği hususu yer almamaktadır. Bu durumda müstenif avukatının mahkemede iddia emiş olduğu bu teh-dit olayını ilk mahkemenin nazarı itibara almamış olması hatalı değildir.

İlk Mahkeme kararı tetkik edildiğinde sanığın leyhine olabilecek tüm hususları aşağıda özetlendiği şekilde dikkate aldığı görülür.

"Müstenif avukatı sanığa ceza takdir edilirken m-ahkemenina şağıdaki hususları da dikkate alarak sanığa merhametli davranılmasını rica etmiştir.

1. Sanık 19.8.1986 tarihinden beri bu olayla ilgili tutuklu bulun- maktadır;

2. Konu eroinler %50 saflık derecesindedir;

3. Sanık ilk kez mahkeme huzuruna çı-kan sabıkasız bir kimsedir;

4. Sanık konu eroinleri satın almadı, pazarlamadı, sadece taşıyıcıdır;

5. Sanığın ve ailesinin özel durumu.

Müstenif avukatı istinafın duruşmasında sanığın yargılanmazdan önce tutuklu kaldığı sürenin İlk Mahkemece dikkate al-ınmadığını, konu eroinlerin saf eroin olmadığının kaale alınmadığını ileri sürmüştür. Yukarıda alıntısı yapılan ilk Mahkeme kararından da açıklıkla görülebileceği gibi bu iddialar doğru değildir ve İlk Mahkeme sanığın tutuklu kaldığı süre ile konu eroinler-in sadece %50 oranında saf eroin olduğu durumunu da kaale aldığı açıklıkla görülmektedir.

Müstenif avukatı yukarıdaki iddialarına il(veten ilk mahkemenin nazarı itibara alması gereken tüm faktörleri nazarı itibara almış olmasına rağmen sanık lehine olan -hususlara yeterince ağırlık vermediğini, özellikle sanığın belirli bir aşamada bu suçu işlemekten vazgeçmeğe çalıştığı hususunu iyi değerlendirmediğini, sanığın işlemiş olduğu suçun azami cezasının 10 yıl hapislik olduğunu, sanığa 7 yıl hapislik cezası ver-ilmiş olmasına rağmen hakikatte 6 aydan fazla bir süre içeride kalmış olduğu dikkate alındığında yedi buçuk yıldan fazla bir cezaya çarptırılmış olduğunu, bu cezanın ise aşik(r surette fahiş olduğunu ileri sürmüştür.

Yukarıda değindiğimiz gibi Muhterem A-ğır Ceza Mahkemesi sanık lehine olabilecek tüm hafifletici sebepleri nazarı itibara aldığı görüşündeyiz. Ancak sanığın işlemiş olduğu suç oldukça ağır bir suçtur ve 10 sene hapislik cezasını müstelzimdir. İhraç için tasarrufunda bulundurduğu uyuşturucu tür-ü, eroin cinsi, oldukça tehlikeli bir uyuşturucu türüdür. Bu hususlar dikkate alındığında sanığa kesinlikle caydırıcı ve etkin bir ceza verilmesi gerekmektedir. Bu gibi durumda bu meselenin olguları göz önünde bulundurulduğunda sanığa verilebilecek ceza t-abiatıyle hapislik cezasından başka bir ceza olamazdı. Ancak verilecek hapislik cezasının süresi tesbit edilirken sanığın bu suça başkasının teşviki ile itildiği, belirli bir aşamada bu suçu işlemekten vazgeçmeye çalıştığı, ticaretini yapmadığı, satın alma-dığı, pazarlamadığı, bu tür suçlarda esas fail ekseriyetle ifşa edilmediği halde sanığın bu yöne tevessül etmediği ve ilk fırsatta onun ismini polise açıkladığı hususları ile sair olguları dikkatlice tetkik ettiğimizde İlk Mahkemenin sanık lehine olabilece-k tüm hususları nazarı itibara almış olmasına rağmen bunlara yeterince ağırlık vermediği kanaatındayız. Ayrıca sanığa suçlu bulunduğu her iki davadan 7'şer yıl hapislik cezası verilmiş olmasına rağmen tutuklu olarak altı aydan fazla içeride kalmış olduğu d-ikkate alındığında hakikatte verilen ceza 7.5 yılı aşan bir cezadır.

İlk Mahkemelerin verdiği karara kolaylıkla müdahale edilmemesi gerektiği yerleşmiş bir ilke olmakla beraber suç kabul edildiğinden Yargıtay Ceza tesbitinde İlk Mahkemelerden daha az av-antajlı durumda değildir. İlk Mahkemenin cezayı tesbit ederken tüm olguları dikkate almış olmasına rağmen bunlara yeterince ağırlık verilmemesi ve verilen cezanın bu olgular ışığında aşik(r surette olması halinde Yargıtayın müdahale etmesi gerekmektedir.

-Yukarıda değinildiği gibi bu gibi suçlarda kamu sağlığı ve kamu faktörü nazarı itibara alınarak caydırıcı ve etkin cezalar verilmesi gerektiğini teslim etmekle beraber sanıklara hak ettikleri etkin cezanın verilmesi gerektiğine de değinmek yerinde olur. Ö-nümüzdeki meselenin olgularını dikkate aldığımızdfa özellikle sanık lehine olan yukarıda değinilen hususlar dikkatlice incelendiğinde sanığa suçlu bulunduğu her iki davadan beşer yıl hapislik cezasının verilmesinin adil olduğu kanaatındayız. Bu kanaata var-ırken sanığın yerleşmiş olduğu İngiltere'den uzakta Kıbrıs'ta bu cezasını ailesinden uzakta olarak çekeceğini de gözönünde bulundurmuş bulunuyoruz.

Netice olarak istinaf kabul edilir ve sanığın mahk(miyet tarihinden başlamak üzere suçlu bulunduğu her iki- davadan beşer yıl hapse mahk(m edilmesine oybirliği ile karar verilir.


(N. Ergin Sal(hi) (Niyazi F. Korkut) (Taner Erginel)
Yargıç Yargıç - Yargıç

9 Eylül 1987

1


371






Full & Egal Universal Law Academy