Yargıtay Ceza Dairesi Numara 81/2010 Dava No 14/2010 Karar Tarihi 22.12.2010
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 81/2010 Dava No 14/2010 Karar Tarihi 22.12.2010
Numara: 81/2010
Dava No: 14/2010
Taraflar: Mustafa Arkın ile KKTC Başsavcısı
Konu: Ölüme neden olma - Ölümle neticelenen trafik kazası. Ceza aleyhine istinaf - Hapislik cezasının alenen fahiş olduğu gerekçeisyle istinaf - İstnaf kabul edilerek cezanın indirilmesi.
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 22.12.2010

-D 14/10 Yargıtay/Ceza No 81/2010
(Lefkoşa Ağır Ceza Dava No: 299/2010)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti: Mustafa H. Özkök, Narin F. Şefik, Hüseyin Besimoğlu.


İstinaf eden: Mustafa Arkın, Merkezi Cezaevi, Lefkoşa
(Sanık-)

-ile-

Aleyhine istinaf edilen: KKTC Basavcısı - Lefkoşa


A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına : Avukat Emre Kadri

Aleyhine istinaf edilen namına: Savcı Ergül Kızılokgil.

Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Gülden Çiftçioğlu, Kıdemli- Yargıç Türkay Saadetoğlu ve Yargıç Musa Avcıoğlunun 299/2010 sayılı kararda 2.11.2010 tarihinde verdiği karara karşı Sanık tarafından yapılan istinaftır.


-----------------------------


H Ü K Ü M


Mustafa H. Özkök: Bu istinafta Mahkemenin hükmü-nü Sayın Yargıç Hüseyin Besimoğlu
okuyacaktır.
Hüseyin Besimoğlu: Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi huzurunda yargılanan Sanık aşağıdaki suçlarla itham edildi.

1)-22/89, 11/97 ve 20/04 sayılı yasa ile tadil edilen Fasıl 154 Ceza Yasanın 210. maddesine aykırı, -Sanık, 14 Mayıs 2009 tarihinde, Güzelyurt'ta, Manisa Bulvarı üzerinde bulunan Mevlevi yol kavşağındai JH 009 plakalı salon aracı sürerken, cezai suç teşkil edecek ihmal derecesine varmayan tedbirsizlik veya dikkatsiz bir fiil neticesi ve öldürme kastı olma-ksızın, bir trafik kazasına sebep olup, Mevlevi'de sakin Hasip Pilli'nin (E-80) ölümüne sebep olmak.

2)-65/02 ve 48/05 sayılı yasalar ile tadil edilen 21/1974 sayılı Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Yasasının 8 ve 19. maddelerine aykırı, Sanık, birinci dav-ada belirtilen ayni tarih ve mahalde, gereken dikkat ve ihtimamı göstermeksizin JH 009 plaka numaralı arabayı sürmek ve bir kazaya sebebiyet vermek.

3)-65/02 ve 48/05 sayılı yasalar ile tadil edilen 21/1974 sayılı Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Yasasının -6(1) ve 19. maddelerine aykırı, Sanık birinci davada belirtilen ayni tarih ve mahalde, insan hayatını tehlikeye koyabilecek veya herhangi şahıs veya malı zarara uğratabilecek bir şekilde JH 009 plaka numaralı arabayı süratli bir şekilde sürüp kazaya sebebi-yet vermek.

4)-65/02 ve 48/05 sayılı yasalar ile tadil edilen 21/1974 sayılı Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Yasasının 7(1) ve 19. maddelerine aykırı, Sanık, birinci davada belirtilen ayni tarih ve mahalde, ihtiyatsızca, acele ile halka tehlike teşkil ede-cek bir şekilde JH 009 plaka numaralı arabayı sürmek ve kazaya sebebiyet vermek.

5)-65/02 ve 48/05 sayılı yasalar ile tadil edilen 21/1974 sayılı Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Yasasının 5 ve19. maddeleri ile ayni yasa altında yapılan 21/1974 Motorlu Araç-lar ve Yol Trafik Tüzüğünün 57(1) (ü) ve 77.maddelerine aykırı, Sanık, birinci davada belirtilen ayni tarih ve mahalde, JH 009 plakalı salon aracı sürerken kavşağa geldiği zaman süratini salim bir hadde indirmeyip bir trafik kazası yapmak.

6)-65/02 ve 48-/05 sayılı yasalar ile tadil edilen 21/1974 sayılı Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Yasasının 5 ve 19. maddeleri ile ayni yasa altında yapılan 1974 Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Tüzüğünün 16(1) ve 77. maddelerine aykırı, Sanık, birinci davada belirtilen ayni- tarih ve mahalde, KKTC Motorlu Araçlar Mukayyitliği nezdinde verilmiş ve 28 Şubat 2009 tarihinde hitam bulmuş seyrüsefer ruhsatı ile JH 009 plaka numaralı arabayı sürmek.

7)65/02 ve 48/05 sayılı Yasalar ile tadil edilen 21/1974 sayılı Motorlu Araçlar ve- Yol Trafik Yasasının 5 ve 19. maddeleri ile ayni yasa altında yapılan 1974 Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Tüzüğünün 6,15(1)(2)(B) ve 77. maddelerine aykırı, Sanık birinci davada belirtilen ayni tarih ve mahalde, Mukayyitlikçe verilen ön ve arka plaka numar-alarını çevreleyen kırmızı boyadan şerit olmadığı halde JH 009 plaka numaralı aracı sürmek.

Sanık, 25.10.2010 tarihinde aleyhindeki ithamların tümünü kabul etti ve Mahkemece suçlu bulunarak 1. davadan 4 ay, 6. davadan 15 gün ve 7. davadan 7 gün süreyle -hapislik cezasına çarptırdı. 2.3.4. ve 5. davaların 1. davanın olgularından neşet ettiği ve alternatif davalardan olduğu cihetle sadece mahkumiyet kararı kaydedildi ve para cezası verilmedi.

Sanık, Ağır Ceza Mahkemesinin birinci dava ile ilgili olarak t-akdir etttiği 4 aylık hapislik cezasının alelen fahiş olduğunu iddia ederek istinaf etti.

İstinaf sebepleri:
İstinaf sebeplerini iki başlık altında toplamak mümkündür. Şöyle ki;
1. Ağır Ceza Mahkemesi Müteveffanın kusurunu ve bu kusurun kazaya olan kat-kısını gerektiğinden hafif değerlendirmiş, Sanığa ceza takdir ederken Sanığın kişisel ve ailevi durumunu Sanığın lehine olan hususları, kazanın meydana gelmesi ile ilgili tüm faktörleri gerektiği gibi incelememiş ve neticede Sanığa mahvedici ve 4 aylık sür-e ile hapislik cezası vermekle Mahkeme hata etmiştir.
2. Ağır Ceza Mahkemesi Sanık avukatına aşırı derecede müdahalede bulunarak savunmasını gerektiği gibi yapmasına engel olmuş ve bu nedenle ciddi anlamda bir adaletsizliğe sebebiyet vererek Ağır Ceza Ma-hkemesi hatalı davranmıştır.

İstinafa konu olgular;

Sanık Lefkoşa doğumlu olup 21 yaşındadır. Kaza tarihinde Orta Doğu Teknik Üniversitesi öğrencisi idi. JH 009 plakalı araç Sanık adına kayıtlı ve kasco olarak sigortalanmıştı. JH 009 Plakalı a-racın 28.2.2009 tarihine kadar geçerli seyrüsefer ruhsatı olmakla beraber kaza tarihinde geçerli seyrüsefer ruhsatı yoktu.

Kaza esnasında vefat eden Müteveffa Hasip Pilli 25.3.1929 Baf doğumlu olup Mevlevi köyünde ikamet etmekte idi. Müteveffanın kullan-dığı CA936 plakalı Honda marka motosiklet Türkây E. Tokel adına kayıtlı olup aracın seyrüsefer ruhsatı 3 yıl üst üste çıkarılmadığından kayıttan düşmüştü.

Müteveffa Hasip Pilli, 21.2.2009-20.8.2009 tarihleri arasında geçerli H.I.J sınıflarını kapsayan ö-ğrenci sürüş ehliyeti vardı.

Müteveffa Hasip Pilli ,CA939 plakalı aracı 15 yıldan beri damadından izinsiz olarak kullanmakta idi.

Kaza vakti hava açık asfalt yol kuru ve gündüzdü. Kaza mahalli Güzelyurt Manisa Bulvarı Mevlevi yol kav-şağıdır. Yolun sağında ve solunda banket mevcut olup ana yol bir gidiş bir geliş olarak düzenlenmiş ve yol sathı üzerinde düz beyaz çizgi mevcuttu.

Güzelyurt-Lefkoşa istikametine göre yolun solunda Mevlevi köyüne, sağında ise Kocatepe Caddesine giden 2 a-det tali yol vardı.

Kaza mahallinde 65 km sürat tahdidi levhası , Kocatepe caddesinde ve Mevlevi yolunda Dur levhası, kavşakta ise 70 metre geride kavşak levhası bulunmakta idi.

Dava konusu kaza 14.05.2009 tarihinde saat 11.05 raddelerinde mey-dana geldi.Kaza tarihinde Sanık Güzelyurt Lefkoşa yolu Manisa Bulvarı üzerinde JH 009 plakalı aracı ile yalnız olarak seyretmekte idi.Sanık, Mevlevi kavşağına geldiğinde yolun solunda Mevlevi'den gelen bir araç ve yolun sağında, Kocatepe caddesinde ise CA -936 plakalı merhum Hasip Pilli'nin kullanmakta olduğu motosiklet bulunmakta idi.

Sanık, CA 009 plakalı aracı ile kavşağa geldiğinde yoluna devam etmiş,o esnada yolun sağında , Kocatepe caddesinde bulunan merhum Hasip Pilli CA 936 plakalı motos-ikleti ile durmayarak Mevlevi'ye doğru haraket edip ana yola girmesi üzerine emare krokide x noktasında, merhumun motosikletinin ön tekerleğinin ,Sanığın aracının sağ ön tekerlek çatalının sol yan kısmına çarpmak suretiyle dava konusu kaza meydana geldi.
-
Kaza sonucu motosiket sürücüsü Hasip Pilli genel vücut travması sonucu olay yerinde vefat etti. Ayni motosiklette yolcu olarak bulunan müteveffanın eşi Saffet Pilli yaralanarak Lefkoşa Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastahanesine kaldırılarak Orteped-i servisinde müşahade altına alınarak 7.7.2009 tarihinde kontrollere gelmek üzere taburcu edildi.

Çarpma noktasından yolun soluna 1.4 metre, yolun sağına 5.60 metre, çarpma noktasından yolun genişliği 7.2 metredir.

JH 009 plakalı aracın sağ te-kerlek fren izi 25.70 metre sol tekerlek fren izi 15.20 metredir. Çarpma noktasından JH009 plakalı aracın sol arka kısmına 60 metre, sağ arka kısmına 60 metredir.

Kaza sonrası Sanığa kazanın nasıl olduğu sorulduğunda ''önüme çıktı boru bastım -ama artık tarafıma geçti ''yanıtını vermiştir.

Kaza sonrası Trafik şubesine celp edilen Sanık alkometre test cihazı ile alkol testine tabi tutuldu ve alkollü olmadığı tespit edildi.

JH009 plakalı aracın yapılan fenni muayenesinde aracın mekanik arızası-nın olmadığı tesbit edildi.

14.5.2009 tarihinde yasal ihtarı müteakip kanuni ihtar altında Sanığın gönüllü ifadesi temin edildi. Sanığa yapılan dava tebliğinde sanık suçlarını kabul etti.

Sanık sabıkasızdır.

İstinaf Edenin İddialar-ı:Ağır Ceza Mahkemesi ,Sanık avukatının Mahkemeye hitabında Sanık leyhine hafifletici nedenleri ve merhumun katkısal kusurunu izah ederken Sanık avukatına aşırı derecede müdahale etmiş ve savunmanın gerektiği gibi yapılmasına engel olarak ciddi anlamda- adaletsizliğe neden olmuştur. Ağır Ceza Mahkemesi Müteveffanın kusurunu ve bu kusurun kazaya olan katkısını gerektiğinden hafif değerlendirmiş, Sanığa ceza takdir ederken Sanığın kişisel ve ailevi durumunu Sanığın lehine olan hususları, kazanın meydana ge-lmesi ile ilgili tüm faktörleri gerektiği gibi incelememiş ve neticede Sanığa mahvedici ve 4 aylık süre ile hapislik cezası vermekle Mahkeme hata etmiştir.

Aleyhine İstinaf Edilenin İddiaları: Sanık aleyhine getirilen davaların tümünü kabul etmiştir.Ağır- Ceza Mahkemesi dava ile ilgili tüm olguları gerektiği gibi incelemiş ,Sanığın leyhine ve aleyhine olan tüm gerçekleri dikkate aldıktan sonra kararını vererek Sanığı 4 ay süre ile hapislik cezasına çarptırmıştır.Ağır Ceza Mahkemesi Sanık avukatına gerek-tiği gibi söz hakkı vermiş ve adil yargılanmayı engelleyici bir müdahalede bulunmamıştır.

İstinaf sebeplerinin incelenmesi:

Birinci istinaf sebebinin incelenmesi. İstinaf eden , Ağır Ceza Mahkemesinin, Müteveffanın kusurunu ve bu kusu-run kazaya olan katkısını gerektiğinden hafif değerlendirdiğini, Sanığa ceza takdir ederken Sanığın kişisel ve ailevi durumunu Sanığın lehine olan hususları, kazanın meydana gelmesi ile ilgili tüm faktörleri gerektiği gibi incelemediğini ve neticede Sanığ-a mahvedici ve 4 aylık süre ile hapislik cezası vermekle Mahkeme hata ettiğini iddia etmiştir.

Ölümle sonuçlanan bir trafik kazasında tüm olgular büyük bir titizlikle incelenmeli kazanın meydana gelmesine neden olan olgular saptanmalıdır. Sanığa- ceza saptama çabasında Sanığın eğer varsa karşı tarafın hatalarını, bu hataların kazanın meydana gelmesindeki katkıları dikkate alınarak değerlendirilmelidir (Yargıtay/Ceza 99/06 D.4/07)

İddia Makamı kaza ile ilgili olguları izah ederken Sanığ-ın gönüllü ifadesini emare olarak ibraz etmiştir.

Sanık, kaza sonrası vermiş olduğu gönüllü ifadesinde, kaza ile ilgili şu ifadeleri kullanmıştır.
"Saat 11.00 civarı Mevlevi yol kavşağına geldiğimde Mevlevi'den gelen yolda bekleyen rengini ve- plakasını hatırlamadığım bir araç sağ tarafta ise Güzelyurt'un içinden gelen yolda bir motosiklet beklemekteydi. Soldaki salon aracın beni farkettiğini gördüm, beni farketti ve durdu. Ancak motosiklet sürücüsü benim olduğum tarafa bakmadan tekrar yola çık-maya devam etti. Ben ise beni görmediğini fark ederek uzun uzun kornaya bastım ancak yavaşlamadım. Bu sırada benim süratim altmış veya altmışbeş kilometre civarındaydı. Burada ben aracımı dikkatli kullanırım, çünkü daha önceden de beni burada süratli gitti-ğimden dolayı polis rapor etmişti. Bahsettiğim kırmızı ve beyaz renk motosiklet beni fark etmediğinden yolun bir tarafından diğer tarafına doğru geçmeye devam etti. Ancak sol tarafa bakmıyordu. Bu olay bir iki saniye önce yani ben kavşağa yaklaşmadan bir i-ki saniye önce oldu. Ben ilk olarak motosikleti görüp kavşağa yaklaştığım mesafe rahat rahat yetmiş seksen metre kadardı, bu yer yolun üzerinde bir bulunan efgalifto ağaçlarının bulunduğu yerdi. Kavşağa geldiğimde ise on metre kaldığında motosikletlinin yo-la çıktığını görerek sola doğru direksiyonu kırarak fren yaptım. Ancak motosikletliyi kurtarmak mümkün olmadı ve motosiklet sağdan gelerek kullanmakta olduğum aracın sağ ön yan kısmına çarptı. Çarpma sonucu şöfer kapısı üzerinde kapı camı kırıldı. Ben ise -daha ileriye giderek yolun solunda durdum. Direksiyonu daha fazla kırıp, daha erken yolun solundan çıkma imkanım vardı. Ancak kavşakta bekleyen yani Mevlevi istikametinden gelen ve orada bekleyen bir araç olduğundan fazla direksiyon kırmadım."

Sanığın if-adesinden de görüleceği gibi; Sanık Manisa Bulvarı üzerinde JH009 plakalı aracı ile seyir halinde iken kavşağa yanaştığında, Müteveffayı, CA936 plakalı motosikleti ile yolun sağ tarafında görmüş, müteveffanın , tali yoldan anayola çıkmaya çalıştığını gö-ren Sanık aracının süratini salim bir hatta düşürme gereği duymamış ve yoluna süratli bir şekilde devam ederek dümen kırıp fren yapmasına rağmen müteveffanın kullanmakta olduğu CA 936 plakalı motosikletine emare krokide x noktasında çarparak dava konusu k-azanın meydana gelmesine sebebiyet vermiştir.Sanığın aracı süratli olduğu için , kaza sonucu aracını takriben 60 metre ileride durdurabilmiştir.

Kaza yeri emare krokide gösterildiği gibi bir yol kavşağıdır.Sanık, tali yolda durmakta olan müteveff-anın, aracını gördüğü andan itibaren anayola çıkabileceği ihtimaline karşın süratini salim bir hıza düşürmesi ve gerekli tedbiri alması gerekirdi.Ancak Sanık, süratini salim bir hıza indirmeden yoluna devam etmiş ve neticede süratli,ihtiyatsız ,acelec-i ve halka tehlike arzedecek şekilde araç kullanarak dava konusu kazanın meydana gelmesine sebebiyet vermiştir.Sanık bu kaza ile ilgili aleyhindeki tüm ithamları kabul etmiştir.

Dava konusu kazanın meydana gelmesinde Sanığın büyük oranda dikkatsizliği v-e ihmalkârlığı olmakla beraber, CA 936 plakalı motosiklet sürücüsü 80 yaşında müteveffanın tali yoldan anayola kontrolsüz bir şekilde çıkarak , anayolda seyir halinde olan araçların olabileceğini dikkate almaması ve yoluna devam etmesi, dava konusu k-azanın meydana gelmesinde müteveffanın dikkate alınması gereken katkısal bir kusuru olarak görürüz..

Ölümle sonuçlanan trafik kazalarında son yıllarda hayli artış olduğu bir gerçektir. Bu nedenle ölümle sonuçlanan trafik kazalarında kazaya neden olan sü-rücülere kazanın olguları ışığında caydırıcı cezalar verilmesi kaçınılmazdır.

İhtilafsız olgulara göre dava konusu kaza 14.5.2009 tarihinde saat 11.05 raddelerinde Sanığın JH009 plakalı aracı ile Güzelyurt Manisa Bulvarı üzerinde Lefkoşa istika-metine doğru seyir halinde iken kavşağa 80 metre yanaştığında yolun solunda Mevlevi'den gelen bir aracın, sağında Kocatepe caddesinde bir motosikletin beklemekte olduğunu görmüş, soldaki aracın durmasına rağmen sağdan Kocatepe caddesinden gelen motosiklet-in sürücüsünün yola çıkmaya devam ettiğini görmesi üzerine Sanık aracı ile yavaşlamayarak yoluna devam etmiş, yolun solunda bulunan motosiklet Kocatepe caddesinden Mevlevi yoluna doğru yolu kroslayarak geçmeye başlamış, müteveffa motosikleti ile yola çıkıp- sürüşe devam etmiş, takriben 7.2 metre yolu geçerek Sanığa göre yolun soluna gelmiş ,bunu gören Sanık, kullanmakta olduğu aracın direksiyonunu sola kırarak fren yapmış ,ancak Manisa Bulvarına giriş yapan CA936 plakalı motosiklet sürücüsü Hasip Pilli,- motosikletin arkasında Saffet Pilli olduğu halde Sanığın aracının sağ ön tekerlek çatalının sol yan kısmına çarpmak suretiyle dava konusu kaza meydana gelmiştir.

Aleyhine İstinaf Edilen Ağır Ceza Mahkemesinin Sanığa ceza takdir ederken cezalan-dırma ilke ve prensiplerini, kamu düzenini, suç işlemenin caydırıcılığını, cezanın ibret verici olması gerektiğini nazarı itibare alarak Sanığın yaşını sabıkasız oluşunu, başarılı öğrenci olduğunu, şeref listesine dahil edildiğini, Sanığın çevresinde sevil-ip sayılan bir kişi olduğunu, trafik canavarı olmadığını, polise yardımcı olduğunu dikkate aldıktan sonra ve müteveffanın katkısal kusurunu da dikkate aldıktan sonra Sanığa ceza takdir etmiş olduğunu iddia etmiştir.

İstinaf Eden ise müteveffanı-n katkısal kusurunun gerekenden az değerlendirildiğini, müteveffanın yaşını,ehliyetsiz olduğunu ,fren yapmadığını ,motorda iki kişi olduğunu dikkate almadığını, Sanık leyhine olan tüm söylenenleri dikkate almayarak Sanığa daha az bir hapislik cezası verme-si gerekirken 4 ay süreli bir hapislik cezası vermekle hatalı davrandığını iddia etmiştir.

Sanığa işlediği suçtan ceza takdir etme Sanığı yargılayıp mahkum etme Alt Mahkemenin görevidir. Alt Mahkeme ciddi bir değerlendirme hatası yapmadıkça olgu-lardan cezanın suça ve suçluya uymadığı açıkca görülmedikçe cezaya müdahaleyi gerektirecek kadar ağır veya yetersiz olmadıkça Yargıtay İlk Mahkemenin ceza takdirine müdahale etmekten kaçınır. (Yargıtay Ceza 65/05 D.7/07 ve Yargıtay Ceza 65/80 D.1/81)

- Ağır Ceza Mahkemesinin ilgili hükmü incelendiğinde; Sanığa ceza takdir ederken Sanığın leyhine ve aleyhine olan hususları genel olarak incelediği ve neticede buna göre Sanığa ceza verildiği anlaşılmaktadır.

Ancak, Ağır Ceza Mahkemesi, Sanı-ğın şahsi durumu ile ilgili gerçekleri genel olarak inceledikten sonra müteveffanın kazaya olan katkısal kusurunu gerektiği gibi incelememiş ve neticede Müteveffanın kusurunu ve kusurun kazaya olan katkısını gerekenden hafif değerlendirmiş ,Sanığın kusuru-nu ise ,değerlendirmesinde , gerektiğinden daha fazla ağırlık vermiştir.Ağır Ceza Mahkemesi bu şekilde davranmakla hatalı haraket etmiştir.

Bu nedenle birinci istinaf sebebini kabul ederiz.

İkinci istinaf sebebinin incelenmesi: İstinaf -Eden Ağır Ceza Mahkemesinin Sanık Avukatına aşırı derecede müdahalede bulunarak savunmasını gerektiği gibi yapmasına engel olduğunu ve bu nedenle ciddi anlamda bir adaletsizliğe sebebiyet vererek hatalı davrandığını iddia etmiştir.

Bu konu ile- ilgili Anayasa Mahkemesi 10/99 (D.6/99) sayılı kararında aşağıdaki şekilde ifade edilmiştir.
''Hukukun üstünlüğü ilkesinin doğal adalet ilkelerini içerdiğine kuşku yoktur. Doğal Adalet ilkelerinin en önemlilerinden biri de yargılanan bir kimseye savunma- hakkının tanınmasıdır. Bu hakkın tanınmaması sonucu verilen kararın adil ve sıhhatli olduğu söylenemez''

''Bir suçun hukuka uygun bir şekilde işlendiğinin kanıtlanması ve sanığın tüm savunma haklarından yararlanması çağdaş hukuk sistemlerinin özünü teşk-il etmektedir. Çünkü bir suçun işlenmesi mutlaka suçu işleyenin mahkûmiyetini intaç ettirmez. O suçu işleyen kişinin suçluluğunun her türlü makul şüpheden ari olarak iddia makamınca kanıtlanması gerekir. Mahkûmiyet, ayrıca ya tanıklar veya sanığın bizza-t kendisinin ikrarı veya yasaların öngördüğü sair biçimler ile gerçekleşebilir. Yargıç kendisine ibraz edilen ve sanığın suçluluğunu kanıtlayıcı şahadeti dikkate aldıktan ve böyle bir şahadete her türlü makul şüpheden ari olarak itibar ettikten sonra sanı-ğı mahkûm edebilir.''

Sanık Ağır Ceza Mahkemesi huzurunda aleyhindeki ithamların tümünü kabul etmiştir.Sanığın aleyhindeki ithamları kabul etmesi üzerine iddia makamı Sanığın kabul etmiş olduğu ithamlarla ilgili olguları özetlemiştir.

-Daha sonra söz alan Sanık Avukatı Sanıkla ilgili olguları izah etmeye başladığında Ağır Ceza Mahkemesinin, Sanık Avukatının Sanıkla ilgili kişisel durumunu ve hafifletici sebepleri izah ederken Sanık Avukatına aşırı derecede müdahalede bulunduğu kontrol -ettiğimiz zabıtlardan açıkca görülmektedir.Sanık avukatının uzun bir savunma yapmasına karşın, savunmanın her aşamasında Ağır Ceza Mahkemesinin Sanık Avukatına aşırı derecede müdahalede bulunduğu ,Sanık Avukatının söylemek istediği birçok hususun söylenm-esine müsade etmediği,ibraz etmek istediği bazı evrakların dava ile ilgisi olmadığı için ibrazına izin vermediği, Sanığın leyhine alınmasını istediği bir çok talebini söylemesine müsade etmediği ve genel olarak savunma Avukatının savunmasını gerektiği gib-i yapmasına engel olduğu anlaşılmaktadır.

Her Sanığın itham edildiği suç ne kadar dehşet verici, kamuoyunda ne kadar olumsuz etki yapmış olursa olsun,her olayın savunulmaya değer olduğunu ortaya koymak, bu fikri yargıda bir inanç haline dönüştürm-ek ve savunmak bir görevdir. Savunma hakkını
savunma sırasında sınırlandırmaya veya önlemeye çalışmak bu hakka bir müdahaledir.

Ağır Ceza Mahkemesi Sanık Avukatına savunmasını gerektiği gibi yapmasına aşırı derecede müdahalede bulunduğu için -hatalı davranmıştır.

Bu nedenle ikinci istinaf sebebini kabul ederiz.

Ağır Ceza Mahkemesinin, Sanık Avukatının , savunmasını gerektiği gibi yapmasına engel olduğunu , ve neticede Sanık leyhine söylenmesi gereken tüm gerçekler-in gerektiği gibi söylenmesinin engellendiğini , Sanığın ve müteveffanın kusurları ve bu kusurların kazanın meydana gelmesinde ki katkısını değerlendirdiğimizde ,Ağır Ceza Mahkemesinin Sanığa 1.davadan ,yani ceza Yasanın 210.maddesi altındaki davadan ,sapt-adığı 4 ay hapislik cezasının, bu davanın olguları ışığında ağır olduğu görülmektedir.

Ağır Ceza Mahkemesinin ,Sanığın savunmasını yaparken ,Sanık avukatına, aşırı derecede müdahalede bulunduğu için bu sonuca vardığımızı ;Ağır Ceza Mahkemesinin -bu müdahalesi olmasa idi,Yargıtay olarak, Ağır Ceza Mahkemesinin hapislik süresi ile ilgili bulgusuna müdahale etmeyeceğimizi ve verilen cezayı onaylayacağımızı belirtiriz.

Sonuç itibarı ile istinaf kabul edilerek Ağır Ceza Mahkemesinin Sanığa- aleyhindeki birinci davadan takdir ettiği 4 ay hapislik cezası 2 aya indirilir.Hapis cezasının süresi Ağır Ceza Mahkemesinin karar tarihinden başlayacaktır.



Mustafa H.Özkök Narin F.Şefik Hüsey-in Besimoğlu
Yargıç Yargıç Yargıç


22 Aralık, 2010











6






Full & Egal Universal Law Academy