Yargıtay Ceza Dairesi Numara 8,10/1982 Dava No 4/1982 Karar Tarihi 12.02.1982
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 8,10/1982 Dava No 4/1982 Karar Tarihi 12.02.1982
Numara: 8,10/1982
Dava No: 4/1982
Taraflar: Nergiz Musa ve diğeri ile Başsavcılık arasında
Konu: İşgal -Konut işgali –Mahkûmiyet aleyhine istinaf
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 12.02.1982

-D.4/82 Birleştirilmiş
Yargıtay/Ceza 8/82 ve l0/82

Yüksek Mahkeme Huzurunda.

Mahkeme Heyeti: Salih S. Dayıoğlu, N. Ergin Salâhi, Aziz Altay.

Yargıtay/Ceza 8/82

İstinaf eden: Ner-giz Musa, Alsancak.
- ile -
Aleyhine istinaf edilen: Başsavcılık.

A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Hasan Murat.
Aleyhine istinaf edilen namına: Osman Enginsoy.

Yargıtay/Ceza 10/82

İstinaf eden: Hüseyin Musa, Alsancak.
-- ile -
Aleyhine istinaf edilen: Başsavcılık.

A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Hasan Murat.
Aleyhine istinaf edilen namına: Osman Enginsoy.


İşgal - Zilyedliği İskân Dairesine ait olan konutu yasa dışı yollarla ikinci kez ele- geçirme.


Konut işgali - Resmi tahsis belgesi olmaksızın konut işgali.

Mahkûmiyet aleyhine istinaf - Sanıkların konutu İskân Dairesine teslim
ettiklerine ve suç işlemediklerine dayanan istinafları.

OLAY: İkbal Mustafa Zeki kendisine tahsis edil-en evde torunu Emete Hüseyin ile birlikte ikamet ediyordu. Ölümünden sonra Emete Hüseyin'in anne babası aynı evde ikamet etmeye başladılar. iskân Dairesi İkbal Mustafa Zeki'nin tahsis belgesini iptal ederek evde oturan Sanıkları konut işgali suçuyla itham -eden bir dava açtı.

İlk Mahkeme Sanıkları suçlu bularak evin tahliyesini emretti ve Sanıklar aleyhine zilyet müzekkeresi çıkarıldıktan sonra ev tahliye edildi. Tahliyenin gerçekleşmesinden sonra ev İskan
Dairesine teslim edildi. Sanıklar bir müddet sonra -bu eve tekrar girdiler. Sanıklar aleyhine ikinci bir dava getirildi ve İlk Mahkeme Sanıkları tekrar mahkûm ederek 15 gün içinde evi tahliye etmelerini emretti. Sanıklar, dava konusu evi İskân Dairesine teslim etmediklerini, teslim etmedikleri bir eve girme- suçunu işlemelerinin mümkün olmadığını iddia ederek istinaf ettiler.

SONUÇ:Yüksek Mahkeme, Sanıkların dava konusu evi İskan Dairesine teslim etmediklerini ve dolayısıyla suç işlemedikleri iddiasının samimiyetten uzak olduğunu, Sanıkların davayı kabul ett-ikten sonra bu iddiaların büyük oranda geçerliliğini yitiriğini belirtti.
İşgal edilen evin tahliyesi için saptanan sürenin İlk Mahkemenin takdirine kaldığını vurgulayan Yüksek Mahkeme, tahliye süresinin kısa olduğuna ilişkin iddiayı da kabul etmedi v-e istinafı reddetti.

-----------------


H Ü K Ü M


Salih S. Dayıoğlu: Sanıklar (istinaf edenler) karı-kocadırlar. Girne Kaza Mahkemesinde aleyhlerine getirilen bir dava ile;

Alsancakta Akıncılar Sokak No.5'te kâin bir konutun zilyetliği mahkeme müzek-keresi uyarınca 25.3.1981 tarihinde Girne İskân Dairesince elde edildikten sonra Temmuz 1981 ile 14.10.1981 tarihleri arasında sözü edilen konutu yasa dışı yollarla tekrar ele geçirmek,
Aynı tarih ve mahalde sözü edilen konuta resmi tahsis belgesi olmaksız-ın girmek suçları ile itham edildiler.

Sanıkların yukarıda özeti verilen suçları kabul etmemeleri üzerine davanın duruşması yapıldı. İlk Mahkemenin doğru olarak kabul ettiği olgulara göre olay şu şekilde ceryan etmiştir.

Dava konusu ev 10.4.1975 tarihi-nde 8/82 sayılı istinafta istinaf edenin anneannesi İkbal Mustafa Zeki'ye iki kişi olarak tahsis edilmişti. Şahadete göre İkbal Mustafa Zeki büyük torunu Emete Hüseyin Musa ile beraber yaşıyordu. Emete Hüseyin Musa'nın ebeveyinleri ise sanıklardır. İkbal M-ustafa Zeki'nin sağlığında sanıklar sözü edilen eve misafireten sık sık giderlerdi. Zabıtlardan görülebildiği kadar İkbal Mustafa Zeki takriben 1977 yılında vefat etti ve o tarihten sonra ve o tarihlerde sanıklar sözü edilen evde daimi olarak ikamet etmeğe- başladılar. İkbal Mustafa Zeki'ye yapılan tahsis 26.11.1979 tarihinde İnceleme ve Dağıtım Komisyonu kararı ve Bakanın onayı ile iptal edildi. Ancak İkbal Mustafa Zeki hayatta olmadığı için iptal kararı tebliğ olunamadı. Ona bağlı ve onunla beraber yaşayan- başka kişiler bulunmadığı hallerde tahsis sahibinin ölümünden sonra tahsisin iptal edilmesi gerekliliğini anlamakta güçlük çekmekle beraber bu husus istinafın sonuçlanmasında etken olmadığı cihetle bunun üzerinde daha fazla durmuyoruz. 1979 yılından beri -Emete Türkiye'de yüksek tahsilde bulunmaktadır.

Sözü edilen evi tahsis belgesi olmaksızın işgal ettikleri gerekçesiyle sanıklar aleyhine Girne Kaza Mahkemesinde daha önce 439/80 sayılı dava ikame edilmişti. Bu davada sanıklar, aleyhlerine getirilen davayı-, kabul etmişlerdi. Mahkeme sanıkların mahkûm ettikten sonra sair cezaya ek olarak dava konusu evi iki aya kadar yani 19.11.1980 tarihine kadar tahliye edip ilgililere teslim etmelerini emretmişti. Bu emre rağmen sanıklar dava konusu evi bu süre zarfında t-ahliye etmediler. Bunun üzerine 27.2.1981 tarihinde sanıklar aleyhine "zilyet müzekkeresi" isdar edilmişti. Zabıtlara emare I olarak geçen zilyet müzekkeresine göre 25.3.1981 tarihinde konu ev zilyet müzekkeresi uyarınca Girne Emniyet Müdürlüğü tarafından -tahliye ettirilmiş ve Girne İskân Dairesine teslim edilmişti.

Sanıklar sözü edilen evi tahliye ettikten sonra Temmuz 1981 ile 14.10.1981 tarihleri arasında bu eve tekrar girdiler. Bunun üzerine onların aleyhlerine işbu istinafa konu dava getirildi. Davayı- dinleyen İlk Mahkeme, 14.1.1982 tarihinde verdiği hükmünde yukarıda özetlenen bulguları yaptıktan sonra sanıkları her iki davadan mahkûm etti ve onların her birine 2000TL para cezası kestikten sonra dava konusu evi 1.2.1982 tarihine kadar tahliye edip boş- olarak ilgili makamlara teslim etmelerini emretti. Sanıklar işbu hüküm ve emirden istinaf etmiş bulunmaktadırlar. Sanıklar tarafından dosyalanan istinaf ihbarnameleri beş sebep içermekle birlikte bunları iki başlık altında toplamak mümkündür. Şöyle ki:

1-.Sanıklar, dava konusu evi 27.3.1981'de tahliye etmediklerinden Girne İskân Dairesi de bu evi elde etmemişti. Dolayısıyle sanıklar tahliye etmedikleri ve Girne İskân Dairesine teslim etmedikleri eve girmekle bir suç işlememişlerdir.

-2.İlk Mahkeme, evi tahliye etmeleri için sanıklara sadece 15 gün gibi çok az bir süre tanımakla hata etmiştir.
-
İlk önce birinci noktayı ele alalım.

Sanıklar aleyhine daha önce getirilen 439/80 sayılı ceza davasında sanıkların dava konusu evi tahliye etmelerinin emrolunduğu bir gerçektir. Her ne kadar da 439/80 sayılı davadaki ev Rüzgârlı Sokak No.l9 olarak göster-iliyorsa da bunun bir adres hatası olduğu ve Rüzgârlı Sokak No.l9 ile işbu istinafa konu olan davada gösterilen Akıncılar Sokak No.5'in aynı ev olduğu ibraz ve itibar edilen şahadetle saptanmıştır. Sanıkların bu evi zilyet müzekkeresinin icra tarihi olan 2-7.3.1981'e kadar tahliye etmedikleri bir gerçek olmakla birlikte o gün yani 27.3.1981'de zilyet müzekkeresi uyarınca konu evin Emniyet Müdürlüğü vasıtasıyle tahliye ettirildiği ve anahtarların Girne İskân Dairesine teslim edildiği şahadette açıklıkla görül-mektedir. Ev içerisinde sanıklara ait bir takım eşyanın üzerlerindeki haklarından feragat edilerek bırakılması, tahliyenin gerçekleşmediği ve evin İskân Dairesine teslim edilmediği anlamına gelmez. Bu hususta İlk Mahkemece inanılır tanık olarak kabul edile-n Girne Emniyet Müdür Yardımcısı Musa Adalısayın şahadeti çok açıktır. Şahit zabıtların 10. sayfasında şunları şöyledi:

"Orda sanıkları bulduk ve etraftan çağırdıkları adamlar ile evde olan eşyaları dışarıya çıkardılar. Çıkarma ameliyesi bittiğinde ben ev-i gezdim gerek üst kat gerekse alt katta bir kısım eşyanın alınmadığını gördüm. Sanıkların her ikisini eşyalarını almak için ikaz ettim ve cevap olarak bunlara ihtiyacımız yoktur kalsın kendilerine şeklinde cevap verdiler. İskân Dairesine kalsın dediler. S-adi beye tahliye işleminden tatmin olup olmadığını sordum tamamdır dedi ve evin dış kapısını kilitleyerek anahtarı Sadi bey teslim aldı. O sırada evin balkonunda bazı eşyalar olduğunu gördüm evden çıkarılan eşyaların bir kısmı idi ve Sanıklar daha sonra ad-am götürüp alacağız dediler. Ben orda eşyaların avludan dışarı çıkarılmasında ısrar ettim ve ordaki tüm eşyalar ev avlusundan dışarıya çıkarıldı. Aynı gün Girne Emniyet Müdürlüğüne döndükten sonra Sadi Beyle birlikte Girne Kaza Mahkemesine gelerek Zillyet -Müzekkeresini Mahkeme Mukayyidi Mehmet Beye teslim ettim. Sanıkları da evden dışarı çıkarmıştık."

Evin Girne İskân Dairesine teslim edildiği, bu eve 27.3.1981'den Temmuz 1981'e kadar da Sanıklarca girilmediği bizzat sanık 2'nin polise vermiş olduğu gönüll-ü ifadeden de anlaşılmaktadır. Girne İskân Dairesi veya bazı mensuplarının şu veya bu şekilde bu evin sanıklara tahsis edilebileceğinin ihsas edilmesi konu evin tahliye edilip ilgililere teslim edildiği gerçeğini değiştiremez.

Sanıklar bu başlık altında a-yrıca ek bir sebep ileri sürdüler ve konu evin bidayette tahsis sahiplerinden birinin kendi kızları olduğunu ve kızlarının yanında misafir olarak kaldıklarını iddia eztiler. Bu iddiaya itibar etme olanağı yoktur.

Bu iddiada sanıklar samimi olmuş olsalardı- aleyhlerine getirilmiş olan 439/80 sayılı ceza davasında bunu ileri sürebilirlerdi. Daimi ikametin normal arılamda bilinen misafirlikle bağdaşıp bağdaşamıyacağı bir yana, böyle bir iddia, sözü edilen dava sanıklarca kabul edildikten sonra geçerliliğini bü-yük bir derecede yitirmiştir. Kaldı ki annesinin anneannesi ile beraber kalan bir çocuğa, büyük annesinin ölümü ile ebeveyinlerinin sağ oldukları ve çocuk-ebeveyin münasebetlerinin normal olduğu gerçeği karşısında, evin çocuğa tevarüs edebileceğini ve bu ş-ekilde çocuğun tahsis sahibi olabileceğini düşünmek abesle iştigal olur.

Yukarıda söylenenlerden de anlaşılacağı gibi sanıklar bu istinaf sebeblerinde başarılı olamamışlardır.

İkinci istinaf sebebine gelince; bu tür ceza davalarında işgal edilen evin de-rhal tahliyesi için içinde oturana belirli bir süreyi saptamak ilk önce ilk mahkemelerin takdirindedir. Davanın olgularını dikkate aldıktan sonra gerekli görülmesi halinde İlk Mahkemeler evin derhal tahliye edilmesini dahi emredebilirler. Mahkemeler bu tak-diri adli bir şekilde kullandıkları sürece buna Yargıtayca müdahale edilmemektedir. Önümüzdeki meselede evin tahliyesi 27.3.1981 de gerçekleşmişti. Bu ev üzerinde sanıkların hiç hakları olmadığı daha önceki ceza davasında karara bağlanmıştı ve sanıklar bun-u gayet iyi biliyorlardı. Böyle olmasına rağmen bu evi yeniden işgal etmeleri kolayca hoşgörülecek bir husus değildir. Bu nedenle İlk Mahkemenin tahliyeye fırsat vermek için sanıklara tanıdığı 15 gün sürenin, özellikle bu davanın geçirdiği safahatı da dikk-ate aldıktan sonra kısa olduğunu kabul etmek olası değildir.

Sonuç olarak her iki istinaf reddolunur.


(Salih S. Dayıoğlu) (N. Ergin Salâhi) (Aziz Altay)
Yargıç Yargıç Yargıç


12 Şubat 1982




























Full & Egal Universal Law Academy