Yargıtay Ceza Dairesi Numara 74-76/2010 Dava No 13/2011 Karar Tarihi 17.10.2011
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 74-76/2010 Dava No 13/2011 Karar Tarihi 17.10.2011
Numara: 74-76/2010
Dava No: 13/2011
Taraflar: Atahan Kalkan ile KKTC Başsavcısı arasında
Konu: İzinsiz tabanca taşımak ve ateş etmek - Ceza aleyhine istinaf - Sanık hapislik cezlarının alenen fahiş olduğunu iddia ederek 74/2010 sayılı isinafı, Başsavcılık ise Sanığa takdir edilen cezaların alenen az olduğunu iddia ederek 76/2010 sayılı istinafı dosyalaması - İstinafların birleştirilmesi - İstinafların reddedilmesi.
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 17.10.2011

-D.13/2011
Birleştirilmiş
Yargıtay/Ceza 74-76/2010
(Lefkoşa Ağır Ceza Dava No: 8241/2010)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti:Mustafa H. Özkök,Narin F. Şefik,Hüseyin Besimoğlu

Yargıtay/Ceza: 74-2010
(Lefkoşa Ağır Ce-za Dava No: 8241/2010)

İstinaf eden: Atahan Kalkan, Merkezi Cezaevi, Lefkoşa.
(Sanık)

-ile-

Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa.
(Davayı ikame eden)


A r a s ı n d a.
İstinaf eden namına: Avukat Adnan Ulunay

Ale-yhine istinaf edilen namına: Kıdemli Savcı Ergül Kızılokgil


Yargıtay/Ceza: 76/2010
(Lefkoşa Ağır Ceza Dava No: 8241/2010)

İstinaf eden: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa.
(Davayı ikame eden)

-ile-

Aleyhine istinaf ed-ilen: Atahan Kalkan, Merkezi Cezaevi, Lefkoşa
(Sanık)


A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Kıdemli Savcı Ergül Kızılokgil

Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Adnan Ulunay.





Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ahmet Kalkan, K-ıdemli Yargıç Gülen Özkamil ve Yargıç Fatma Şenol'un 8241/10 sayılı davada 16.9.2010 tarihinde verdiği karara karşı, Sanık ve Başsavcılık tarafından yapılan istinaflardır.


........................



H Ü K Ü M


Mustafa H. Özkök: Bu istinafta Mahkemenin -hükmünü Sayın Yargıç Hüseyin Besimoğlu okuyacaktır.

Hüseyin Besimoğlu: Sanık , 8241/10 sayılı davada,aleyhine getirilen 15 dava ile ilgili Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmış ve 16.09.2010 tarihinde suçlu bulunarak hapis cezasına çarptırılmıştır-. Sanık bu hapislik cezalarının alenen fahiş olduğunu iddia ederek 74/2010 sayılı istinafı; KKTC Başsavcılığı ise Sanığa takdir edilen hapislik cezasının alenen az olduğunu iddia ederek 76/2010 sayılı istinafı dosyalamıştır.

74/2010 ve 76/2010 sayılı is-tinaflar birleştirilerek dinlenmiştir.

Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesinde görüşülen 8241/2010 sayılı ceza davasında Başsavcılık tarafından Sanık aleyhine aşağıdaki davalar getirilmiştir.

7/89, 15/92, 2/96 ve 1/2010 sayılı Yasalar ile tadil olunan Fasıl 57 A-teşli Silahlar Yasası'nın 2,4(1)(3)(A), 26 ve 27. maddelerine aykırı 17.6.2010 tarihinde Ercan Devlet Havaalanı'nda, ilgili makamdan ateşli silah özel izni olmaksızın 1 adet 9mm çapında TO620-09HO2985 seri nolu Parabellum tipi fişek atan Türkiye yapısı Zi-gana-F marka yarı otomatik tabancayı taşımak,
7/89,15/92, 2/96 ve 1/2010 sayılı Yasalar ile tadil olunan Fasıl 57 Ateşli Silahlar Yasası'nın 2,4(1)(3)(A) 26 ve 27. maddelerine aykırı birinci davada belirtilen tarih ve mahalde, ilgili makamdan ataşli silah -özel izni olmaksızın birinci davada tafsilatı verilen tabanca ile bir el ateş etmek suretiyle kullanmak,
7/89,15/92,2/96 ve 1/2010 sayılı Yasalar ile tadil olunan Fasıl 57 Ateşli silahlar Yasası'nın 2,4(1)(3)(B),26 ve 27. maddelerine aykırı birinci davada -belirtilen tarih ve mahalde ilgili makamdan ateşli silah özel izni olmaksızın birinci davada tafsilatı verilen tabancayı tasarrufunda bulundurmak,
55/88 sayılı Yasa ile tadil olunan Fasıl 54 Patlayıcı Maddeler Yasası'nın 2,4(1)(e)(4)(d)(5)(a) maddelerine a-ykırı birinci davada belirtilen tarih ve mahalde ilgili makamdan patlayıcı madde tasarrufu ruhsatı olmaksızın 14 adet 9mm çapında canlı tabanca mermisini tasarrufunda bulundurmak,
55/88 sayılı Yasa ile tadil olunan Fasıl 54 Patlayıcı Maddeler Yasası'nın 2,- 4(1)(e)(4)(d)(5)(a) maddelerine aykırı birinci davada belirtilen tarih ve mahalde, ilgili makamdan patlayıcı madde taşıma ruhsatı olmaksızın 14 adet 9 mm çapında canlı tabanca mermisini taşımak,
Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 4 ve 231. maddelerine aykırı , bir-inci davada belirtilen tarih ve mahalde, birinci davada tafsilatı verilen tabanca ile gelişi güzel bir el ateş açıp Recep Temoçin'i sol ayak kaval kemiğinden vurmak suretiyle mezkûr şahsa gayrikanuni vahim zarar yapmak,
Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 234(a) mad-desine aykırı, birinci davada belirtilen tarih ve mahalde, birinci davada tafsilatı verilen tabanca ile gelişi güzel bir el ateş açıp Recep Temoçin'i sol ayak kaval kemiğinden vurmak suretiyle mezkûr şahsı kanuna aykırı olarak yaralamak;
Fasıl 159 Tecavüz-i Silahlar Yasası'nın 2 ve 3(1)(2) maddelerine aykırı, birinci davada belirtilen tarih ve mahalde, kanunen salahiyeti ve makul bir mazareti olmaksızın tasarrufunda tecavüzi alet yani birinci davada tafsilatı verilen tabancayı taşımak;
Fasıl 154 Ceza Yasası-'nın 243. maddesine aykırı, birinci davada belirtilen tarih ve mahalde Polis Memuru Ali Çil'i sol el serçe parmağından ısırıp darp ederek mezkûr şahsın hakiki bedensel incinmesine sebep olmak,
Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 244(b) maddesine aykırı, birinci dava-da belirtilen tarih ve mahalde görevini ifa etmekte olan Polis Memuru Ali Çil'i görevi ifası esnasında, sol el serçe parmağından darp etmek;
Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 244(b) maddesine aykırı, birinci davada belirtilen tarih ve mahalde görevini ifa etmekte -olan Polis Memuru Ali Çil'i görevi ifası esnasında, sol el serçe parmağından ısırmak suretiyle görevinden men etmek;
Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 95. maddesine aykırı, birinci davada belirtilen tarih ve mahalde, umumi bir yerde makul bir mazareti olmaksızın, -sulh ve sükunu bozabilecek tarzda yüksek sele bağırıp çağırmak,
64/89 sayılı Yasa ile tadil olunun Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 99. maddesine aykırı, birinci davada belirtilen tarih ve mahalde, umumi bir yerde Polis Memuru Ali Çil'in darp etmesine sebep olabi-lecek tarzda tahrik edici ithale-i lisanda bulunmakla yani mezkûr şahsa "ananızı sikeyim, orosbu çocukları, bırakın beni" demek;
64/89 sayılı Yasa ile tadil olunan Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 188 (d) maddesine aykırı birinci davada belirtilen tarih ve mahald-e umumi bir yerde huzursuzluk çıkaracak biçimde sulh ve sükunu bozması muhtemel davranışta bulunmak yani Polis Memuru Ali Çil'e hitaben yüksek sesle " ananızı sikeyim, orosbu çocukları, bırakın beni" demek;
22/89 sayılı Yasa ile tadil olunan Fasıl 154 Ceza- Yasası'nın 374 (h) maddesine aykırı birinci davada belirtilen tarih ve mahalde, meskun bir mahalde izinsiz olarak tasarrufunda bulundurduğu birinci davada tafsilatı verilen tabanca ile bir el ateş açmak;

Sanık, 16.9.2010 tarihinde aleyhindeki davalardan- itham edilmiş ve aleyhindeki tüm ithamları kabul etmiştir.

Sanık, aleyhindeki ithamları kabul etmesi üzerine, Ağır Ceza Mahkemesi tarafından suçlu bulunarak mahkum edilmiş ve birlikte çekilmek üzere 1,2,3,4,5 ve 6. davadan 3 yıl; 10 ve 11. davadan 1 y-ıl; 12. davadan 3 ay; 15. davadan 1 ay ve 13 ve 14. davadan 15 gün süreyle hapse mahkum edilmiştir. Sanık 7,8 ve 9. davalardan mahkum edilmiş ancak ceza verilmemiştir.

Sanık, mahkum edildiği davalardan takdir edilen hapislik cezalarının alenen fahiş old-uğunu iddia ederek 74/2010 sayılı istinafı, KKTC Başsavcılığı ise Sanığa takdir edilen cezaların alenen az olduğunu ileri sürerek 76/2010 sayılı istinafı dosyalamıştır.

İSTİNAF SEBEPLERİ

74/2010 sayılı istinafta İstinaf Eden 20 istinaf sebebi ileri sür-müştür. İstinaf Eden, istinaf duruşmasında tüm istinaf sebeblerini bir başlık altında ele aldığı için tüm istinaf sebeplerini bir başlık altında aşağıdaki şekilde özetlemeyi uygun bulduk.

"Ağır Ceza Mahkemesi sanığa ceza takdir edereken cezalandırma il-e ilgili ilke ve prensipleri hatalı uygulamış ,suçun işleniş şeklini,suçun işlendiği yeri, sanığın kişisel ve ailevi durumunu, sanık leyhine olan hafifletici nedenleri yeterince dikkate alıp değerlendirmemiş ve Sanığa fahiş ceza takdir
etmekle hata etmiş-tir."

76/2010 sayılı istinafta İstinaf Eden 13 istinaf sebebi ileri sürmüştür. Aleyhine İstinaf Edilen, istinaf duruşmasında tüm istinaf sebeplerini birlikte ele aldığı için tüm istinaf sebeblerini bir başlık altında aşağıdaki şekilde özetlemey-i uygun bulduk.

"Ağır Ceza Mahkemesi, suçun işleniş şeklini, suçun vahametini ve yaygınlığını, suçun yasadaki azami
cezasını dikkate almamış, cezalandırma ilke ve prensiplerini hatalı değerlendirmiş, Sanığa 14.
davadan ayrı ayrı aşikar surette az ceza t-akdir
etmekle hatalı davranmıştır."


İSTİNAFA KONU OLGULAR

Sanık, aslen Hataylı olup dava ile ilgili tarihlerde Girne'de, ailesi ile birlikte kalmaktaydı.

Sanık, KKTC'den yurt dışına gidecek olan ve Ada'da turist olarak bulunan ablası Tanık 4, Dil-ek Kalkan Enterili ve eniştesi Tanık 6 Muğdat Enterili'yi yolcu etmek üzere 17.6.2010 tarihinde saat 15.30 sıralarında Tanık 5 Adem Kalkan'a ait araçla, araçta Tanık 5 annesi ve Tanık 7 Hatice Kalkan ile, birlikte Ercan Devlet Havalimanı'na gitmiştir.

E-rcan Devlet Havalimanı'na gidildiğinde Tanık 5 araçta bulunan Tanık 4, Tanık 6 ve Tanık 7'yi indirmiş ve aracını park etmek üzere araç park yerine gitmiştir.

Sanık, Tanık 4, 6 ve 7 yolcu salonuna girerek cheking işlemlerini yaptırdıktan sonra Tanık 13 Ve-ciha Çiftçi'nin çalıştırdığı kafeye oturmuşlardır. Tanık 5 de daha sonra gelip aynı kafeye oturmuştur.

Aynı gün, aynı yerde Tanık 5 ile Tanık 6 arasında bazı nedenlerden dolayı tartışma çıkmış ve bunun üzerine Tanık 5 bulunduğu yerden ayrılarak havaliman-ı içinden çıkıp park yerinde olan aracın yanına gitmiştir. Tanık 5'in ayrılması üzerine Sanık, Tanık 7 ve Tanık 4 ile birlikte Tanık 5'e bakmak üzere Ercan Havalimanı dışına çıkmıştır.

Aynı gün saat 16.55 raddelerinde Sanık, kızkardeşi Tanık 4'ün, Tanık -6 ile birlikte Türkiye'ye gitmemesi için kız kardeşi Tanık 4 ile konuşmak için Ercan Devlet Havalimanı'na gidiş salonuna girmek istemiş, yolcu gidiş salonunda bulunan ve yolcuların giriş yaptığı büyük X-ray cihazı yanında yolcu sırasında ablası Tanık 4'ü g-örmüş yetişemeyeceğini düşünerek, Sanık havalimanı giriş kısmında bulunan ancak kapalı olan X-ray cihazı önündeki plastik bariyerleri ayağı ile devirip salona giriş yapmıştır. Bu esnada Ercan Güvenlik Amirliğinde görevli Tanık 3 Polis Memuru Mehmet Remzi A-talay, Sanığın yanına giderek buradan geçemeyeceğini söylemesi üzerine Sanık, Tanık 3 ile sözlü tartışmaya girmiştir. Sanığın yanına gelen Tanık 2 Polis Memuru Mustafa Paşa, Tanık 3 Polis Memuru Mehmet Remzi Atalay ve Tanık 12 Polis Memuru Süleyman Akıllıo-ğlu Sanığı sakinleştirmeye çalışırken, Sanığın yüksek sesle bağırmaya devam etmesi üzerine Tanık 12, Sanığa işlemiş olduğu suçu izah ederek kanuni ihtarda bulunmuş, Sanığa tutuklu olduğu bildirilmiştir. Kanuni ihtarı müteakip Sanığın, "siz ne karışırsınız -beni bırakın" demesi üzerine Tanık 2, 3 ve 12, Sanığı tutuklayıp ileri işlem için karakola götürmek istedikleri sırada Sanık, Tanık 12'nin belinde sağ tarafta takılı olan ve iddianamede numarası belirlenen Zigana marka zimmetli tabancasını sol eli ile kılı-fın kilidini açarak almış, aldıktan sonra silahı sağ eline alıp sol eli ile kurarak tabancayı tekrar sol eline almış , silahı sol eline almasını müteakip Sanığın elindeki silahı almaya çalışan Tanık 12 ile birlikte Sanık yere düşmüş, bu esnada Tanık 12, Sa-nığın elindeki silahı almak için silahı yere doğru bastırdığı bir sırada Sanığın elindeki silah ateşlenmiştir.

Sanığın elindeki silahın ateşlenmesi üzerine Ercan Devlet Havaalanı içindeki muhaceret kabinlerinin ön kısmında izinli olup yurt dışına çıkış -yapmak için yolcu olarak bulunan Tanık 1, sol ayak kısmı kaval kemiğinden vurularak ağır şekilde yaralanmıştır. Bu sırada Tanık 12 Sanığın elinden tabancayı almıştır. Aynı gün Tanık 11 Polis Memuru Ali Çil, Sanığın yanına gidip Sanığa işlemiş olduğu suçlar-ı izah edip kanuni ihtarda bulunması üzerine, Sanık kanuni ihtara cevaben "istemeden oldu demiştir." Bilahare Tanık 11, Sanığa tutuklu olduğunu bildirdiğinde Sanık cevaben "özür dilerim" demiştir.

Aynı gün Tanık 11, Sanığı tutuklayıp Ercan Polis Karakol-una götürdüğü bir sırada Sanık, polislere hitaben yüksek sesle "ananızı sikeyim, orospu çocukları, bırakın beni" diyerek bağırmış, bunun üzerine Tanık 11, Sanığın daha fazla bağırmaması için sol eli ile ağzını kapatmak istemesi üzerine Sanık, Tanık 11'in s-ol el serçe parmağını ısırmak sureti ile görevli polisi darp edip görevinden men etmiştir.

Aynı gün ayağından yaralanan Tanık 1, Lefkoşa Devlet Hastahanesine kaldırılmış ve acil serviste görevli Tanık 17 tarafından gerekli müdahalenin yapılmasını müteaki-p ortopedi servisine sevkedilmiştir. Aynı gün Tanık 1, ortopedi servisinde ayağından ameliyat edilip ayağındaki kurşun çıkartılamayarak ayağı alçıya alınmıştır.

Aynı gün olay yeri ile ilgili gerekli inceleme yapılmış, olay yerinin fotoğrafları çekilerek- deliller toplanmış, Tanık 22 Polis Çavuşu Rifat Ulu, Ercan Güvenlik Amirliğinde bulunan Sanığı, yasal ihtar altında sorgulandığında Sanık cevaben, "abi olayı size her şeyi ile anlatayım siz de yazın" demesi üzerine Sanık gönüllü ifade vermek istemiş, bunu-n üzerine kanuni ihtar tahdında Sanığın gönüllü ifadesi alınmıştır. Aynı gün Tanık 22, Ercan Güvenlik Amirliğindeki kameralar bölümünden görevli Tanık 14'den olayın görüntülerini içeren bir adet CD'yi emare olarak zabdetmiştir. Aynı gün Sanık, Lefkoşa Dev-let Hastanahasine götürülüp doktor kontrolünden geçirilmiş ve doktor raporu temin edilmiştir.

Eli ısırılan Tanık 11 polis memuru, aynı gün hastahaneye sevkedilerek muayene edilmiş ve doktor raporu tanzim edilmiştir.

Aynı gün ayağından yaralanan Tanık 1-, Lefkoşa Devlet Hastahanesinde ziyaret edilip yapılan soruşturmada Tanık 1'in yurt dışına gitmek için havalimanında olduğu tespit edilmiştir.

18.6.2010 tarihinde Sanık, Lefkoşa Kaza Mahkemesine çıkartılıp aleyhine 3 gün tutukluluk emri alınmıştır.

A-ynı gün Sanığa yazılı dava tebliğ edilmiştir. Sanık yazılı dava tebliğine cevaben "kasıtlı ateş etmedim, küfür ettiğimi hatırlamıyorum" diye cevap vermiştir.

Sanık 25.6.2010 tarihinde teminata bağlanmak üzere Mahkeme huzuruna çıkarılmış ve Sanık teminat -emrine binaen 1 ayı geçmeyen bir süre KKTC Merkezi Cezaevinde tutuklu kalmasına emir verilmiş ve Sanık Merkezi Cezaevine sevkedilmiştir.

Sanığın yaşı icabı Sanık ile ilgili sosyal tahkikat raporu tanzim edilmiştir.

Bu olayla ilgili olarak Tanık 12 Poli-s memuru aleyhine disiplin soruşturmasına gidilmiş ve iş cetveli hazırlanmıştır.

TARAFLARIN İDDİALARI

74/2010 sayılı istinafta, İstinaf Eden özetle; Sanığın, olay günü Sanığın ablasını eniştesi ile yolcu etmek için hava limanında bulunduğu bir sırada h-avalimanında olan ablasını görmek istediği, x-ray cihazı önünde uzun kuyrukların olduğunu görmesi üzerine, yan taraftaki x-ray cihazının önünde bulunan plastik bariyerleri devirmek suretiyle yolcu salonuna girmeye çalıştığını, bu sırada Ercan güvenlik göre-vlisi Polis memurlarının Sanığı uyardığını, içeri böyle girilemeyeceği uyarısı yapıldığını, Sanığın yaşının vermiş olduğu toyluk ve sinir hali içerisinde, polise karşı geldiğini, 2 polis memurunun Sanığı yatıştırmaya çalıştıklarını, üçüncü polis memurunun- uzaktan Sanığa sakin olmasını ikaz ettikten sonra üstüne doğru yürümeye başladığını, Sanığın "belinde tabanca var panik yaparım gelme" uyarısını yaptığını, bu uyarıya rağmen polis memurunun üzerine doğru geldiğini, Sanığın ilgili polis memurunun tabancas-ını aldıktan sonra ilgili polis memurunun zimmetinde bulunan tabancayı geri almaya çalışırken silahın bu esnada patladığını, Sanığın aleyhindeki bu davaları kabul ettiğini, polise yardımcı olduğunu, kaçmadığını, dava tebliğini müteakip özür dilediğini, gön-üllü ifadesinde işlediği suçu itiraf ettiğini, Bidayet Mahkemesi, Sanığa ceza takdir ederken, suçun Ercan Havaalanı'nda işlenmesinin ağırlaştırıcı bir etken görmekle hatalı davrandığını, Sanığa fahiş ceza takdir edildiğini, cezalandırma ilke ve prensipleri-ni hatalı uyguladığını, Sanığın genç suçlu olduğunu, bu gibi durumda olanlara daha az bir ceza takdir edilmesi gerektiğini, Sanığın 19 yaşında olduğunu, gençliğin verdiği bir heycan ve sinirlilik hali içinde suçun işlendiğini, 3 yıllık hapislik cezasının a-lenen fahiş olduğu için indirilmesi gerektiğini cezanın artırılması ile ilgili herhangi bir neden olmadığını ileri sürmüştür.

76/2010 sayılı istinafta İstinaf Eden KKTC Başsavcılığı adına bulunan savcı özetle; Ağır Ceza Mahkemesindeki 7,8 ve 9. davalar-dan müdafaanın istinaf dosyalamadığını 12 ve 15. davalardan İddia Makamının istinaf sebebi olmadığını, suçun işleniş şeklini Sanık Avukatının izah ettiği gibi olmadığını, suçun havalimanında işlendiğini, Sanığın havalimanında sinirli bir şekilde hareket e-ttiğini, Polisin olayı yatıştırmak istediğini, Sanığın ise polisin belinde kılıflı olan silahını sol eli ile hızla çekip alarak sağ eline geçirdiğini sol eli ile silahı çekerek kurduğunu, tekrar sol eline aldığını, polislerin silahı almak için üzerine yürü-düklerinde, Sanığın, silahın tetiğini sol işaret parmağı ile çektiğini kabul ettiğini, bu nedenle silahın Sanıkla polis yere düştüğünde patladığı iddiasının doğru olmadığını, Ağır Ceza Mahkemesinin suçun Ercan Havalimanı'nda işlenmesine önem verdiğini ve -bunun doğru olduğunu; bu olayın meydana gelmesinde Tanık 12 polis memurunun herhangi bir tedbirsizliğinin olmadığını, bu suç nedeni ile Tanık No.1'in yaralandığını, ameliyata alınmış olmasına rağmen kurşun parçalarının bacağında kaldığını ve çıkartılamadığ-ını, suçun işleniş şeklinin, bu suç nedeni ile başka birisinin yaralandığını, tüm bu gerçekleri Ağır Ceza Mahkemesinin dikkate aldığını, bunları dikkate aldığı zaman kamu yararını nazarı itibare alarak Sanığa hapislik cezası vermesinin uygun olduğunu, cez-alandırma ilke ve prensipleri dikkate alındığında Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Sanığa takdir edilen hapislik sürelerinin aşikâr surette az olduğunu ileri sürüp Sanığa takdir edilen cezaların artırılmasını talep etmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMES-İ

74/2010 ve 76/2010 sayılı istinaflar birlikte ele alınıp incelenecektir.

Birçok Yargıtay Ceza kararında belirtildiği gibi herhangi bir suçtan mahkum edilen bir şahsa ne gibi bir ceza verileceği davayı dinleyen Bidayet Mahkemesinin takdirine kal-mış olup, Bidayet Mahkemeleri bu takdir haklarını hukuki prensipler ışığında adli olarak kullanmalıdır.(gör:Ceza istinaf 8/73,Ceza İstinaf 9/73,Ceza İstinaf 8/75,Ceza İstinaf 9/75)

Genellikle İstinaf Mahkemesi Bidayet Mahkemesinin takdirine müda-hale etmekten kaçınmaktadır.İstinaf Mahkemesinin bu gibi takdirine, Bidayet Mahkemesinin cezayı takdir ederken dikkate alması gereken tüm faktörleri dikkate almaması veya dikkate almaması gereken faktörleri dikate alması veya kesilen cezanın bütün ilgili a-hval ve şerait muvacehesinde aşikâr surette fahiş veya çok az olması nedeniyle müdahale edebilir. (gör:Ceza İstinaf.18/73 , Y/C 3/02,8/01 - D.1/03 ;Y/C 39/95 43/95 - D.6/96 )

Bidayet Mahkemeleri İlk Mahkeme olarak davaya direk bakmış ve İlk Mahkemen-in verdiği cezadan başka ceza verme temayülünde olsa bile, İlk Mahkeme ilkelerinde herhangi bir hata işlemiş değilse, İlk Mahkemenin takdir yetkisine müdahale edilmez.(Y/C 3/02,8/02 D.1/03 , (Y/C 73/06 D.1/07)

Sanık, olay günü havalimanında ailesini yurt- dışına yolcu etmek için bulunmakta idi. Dava zabıtlarından görülebileceği gibi, dava ile ilgili günde Sanık ve ailesi arasındaki ailevi bazı sorunlar nedeniyle tartışma çıkmış, bu tartışmanın sonucunda çok sinirlenen Sanık, Ercan Devlet Havalimanı girişin-de bulunan güvenliğe aldırış etmeden, Havalimanı içerisine, x-ray cihazından geçmeden girmeye çalışmış, bu sırada havalimanında görevini yapmakta olan polis memurlarının ikazlarına hiç aldırış etmemiş, Sanığa müdahale etmek isteyen polis memurlarına aldırı-ş etmeyen Sanık kanunsuz fiilini devam ettirerek ilgili polis memurunun belinde kılıf içinde bulunan tabancasını kanunsuz bir şekilde alarak sol eli ile kurmuş, ateş edebilecek hale getirmiş ve neticede polis memurları silahı Sanığın elinden almaya çalış-ırken Sanığın sol elinde ve parmağı tetikte olduğu sırada silah Sanığın elinde bir kez patlamış ve bu patlama esnasında silahtan çıkan bir adet mermi, o esnada yurt dışına çıkmaya çalışan Tanık 1 Recep Temoçin isimli şahsın sol ayak kaval kemiğinden vurul-arak yaralanmasına sebebiyet vermiştir. Sanık bu kanunsuz eylemini yaptıktan sonra ve elindeki silahın alınması üzerine polis memurularına küfür etmeye devam etmiş , bu esnada Sanığın küfür etmemesi için Sanığın ağzını kapatmaya çalışan polis memurunun ser-çe parmağını ısırmak süretiyle ilgili polis memurunu darp etmiştir. Sanık tutuklanıp polis karakoluna götürülürken de sulh ve sükunu bozacak davranışlarda bulunmaya devam etmiştir.

Sol Ayak kaval kemiğinden vurularak yaralanan Recep Temoçin derhal devlet- hastahanesine kaldırılıp ameliyata alınmış ancak bu şahsın ayağındaki yabanacı cisim çıkartılamayarak ayağı alçıya alınmıştır.

Dava ile ilgili zabıtlara göre suçun bu şekilde işlendiği konusunda herhangi bir ihtilaf yoktur.

Suçun izah edilen şekilde iş-lenmesinde bir ihtilaf olmamasına karşın Sanık Avukatı savunmasında bu suçun yaygın olmadığını ancak kamu menfaatinin ceza takdir edilirken ön plana çıkartıldığını ileri sürerek Sanığa takdir edilen hapislik cezalarının fahiş olduğunu ileri sürmüştür.

Bu -konuyu inceleyen İlk Mahkeme ise kararında şu görüşe yer vermiştir.

"Savunma Avukatının hitabında belirttiği şekilde Sanığın işlemiş olduğu suçun yaygın bir suç olmadığı doğrudur. Ancak kamu menfaatini belirlerken öyle suçlar vardır ki bir defa tekrarlanm-ası bile kamunun ciddi şekilde zarar görmesini toplumun bundan büyük tedirginlik duymasına sebebiyet verebilirler. Dolayısıyle kamu menfatinin korunması prensibini öne çıkarırken illede suçun yaygın olması gerekmemektedir"


İlk Mahkeme kararının devamınd-a ve ceza takdir ederken kamu menfaati ile ilgili ise kararında şu görüşe yer vermiştir.

"Ercan Havaalanı ülkemize gelen ve ülkemizden ayrılmak isteyen her ferdin rahatlıkla, güven duyarak ve hiçbir şekilde ülkemiz ile ilgili olumsuz kanaat yaratacak davr-anışların olmadığı bir yerdir veya öyle olmalıdır. Bu şekildeki davranışların bir daha tekrarlanmaması için ceza verirken bu tür suçların yaygın olup olmadığından ziyade bir daha işlenmemesi için kamu menfaatinin korunması prensibinin mutlaka öne çıkarılma-sı gerektiğini düşünmekteyiz."

Suçların işleniş şekli ile suçların işleniş yerine bakıldığında İlk Mahkemenin bu konudaki düşüncesine katılmamak mümkün değildir.

Bu sebeble suçun işleniş şekline, bu suçun işlendiği yere bakıldığında bu tür suç-lar yaygın olmamakla birlikte bu tür suçları işleyen kişilere kamu menfaatini dikkate alarak etkin ve caydırıcı cezalar verilmesi kaçınılmazdır.

İlk Mahkeme Sanığa ceza takdir ederken kamu menfaatini ön planda tutmuş, kamu menfaatini dikkate alarak- Sanığa suçların vahameti ile orantılı bir ceza takdir etmeyi uygun bulmuştur. İlk Mahkemenin Sanığa ceza takdir ederken kamu menfaatini ön plana çıkarması ve Sanığa ceza takdir etmesi hatalı değildir.

Sanık Avukatı dava konusu suçların işlenmesinde -hava limanında görevli polis memurlarının hatalarının veya tedbirsiz müdahalelerinin sebebiyet verdiğini, tabancanın kazayla patladığını veya Sanığın herhangi bir kastı olmadığını tabanca tasarrufunun teknik bir suç olduğunu iddia etmiştir.

Bu konu i-le ilgili dava zabıtlarını incelediğimizde ne gibi gerçeklerle karşılaşırız? Dava konusu olayın nerede ve nasıl meydana gelmiş olduğunu kararımızın içerisinde yukarda izah etmiştik. Dava konusu olayın meydana geldiği güne bakıldığında ailevi problemlerini- bahane ederek havalimanı içerisine kontrolsuz bir şekilde girmeye çalışan bir sanıkla karşılaşırız. Sanık 19 yaşında ve ne yaptığını bilecek durumda olan bir kişidir. Buna karşın Sanık havalimanı içerisine kontrolsuz olarak girmekte ısrarlı olmuş ve hatta- buna engel olmaya çalışan ve onu ikaz eden havalimanı polis memurlarına bile karşı gelmeye çalışmıştır. Sanık, polis memurlarının tüm ikaz ve ihtarlarına aldırış etmeyerek fiili durumunu devam ettirmiş ve "siz ne karışırsınız beni bırakın" demek suretiy-le de polis memurlarını görevlerini yapmaktan men etmeye çalışmıştır. Tüm bunlara karışın, polis memurlarının soğukkanlı ve sakin haraketlerinden istifade eden Sanık, o esnada görevini yasalar çercevesinde yapmakta olan polis memurlarından Tanık 12'nin bel-inin sol tarafında takılı olan zimmetli tabancasını sol eli ile alma cesaretini göstermiş ve sol eline almış olduğu tabancayı sağ eline alıp sol eli ile kurmuş ve tekrar sağ eline alarak tabancayı atış yapılacak bir duruma sokma cesaretini göstermiştir.
-
Tüm bu gerçekleri dikkate aldığımızda Sanığın bu meselede kötü niyetli olmadığını söylemek inandırıcı olamaz. Bu şartlarda polis görevlilerinin ne yapmaları gerekirdi sorusu akla gelebilir. Bu durum karşısında polis memurları, Sanığa müdahale ederek -elindeki silahı almak için müdahale etmekten başka çareleri olamazdı. Nitekim polis memurları da bu şekilde hareket etmiş Sanığın elindeki silahı almak için müdahale edildiğinde Sanığın sol elinde bulunan ve Sanığın eli tabancanın tetiğinde iken, Sanık il-e Tanık 12 polis memurunun yere düşmesi sırasında tabanca bir kez patlamıştır.

Bu gerçekleri dikkate aldığımızda Sanığın tabancayı tasarruf etmesi ve kullanmasının teknik bir suç oluşturduğu ile ilgili iddialara itibar etmek olası değildir. Orta ye-rde Sanığın kanunsuz ve kötü niyetli bir fiili söz konusudur ve bu fiili sonucu tamamen suçsuz ve havalimanında yurt dışına çıkmaya çalışan bir şahsın ağır bir şekilde ayağından yaralanmasına sebebiyet vermiştir.

Yapılan tüm ikazlara aldırış edilmeme-si, görevli bir polis memurunun belindeki tabancanın kanunsuz bir şekilde alınması ve bununla da yetinmeyerek tabancanın profesyonelce kurularak ateş edilebilecek bir duruma getirilmesi ve bunun sonucunda başka bir şahsın ağır yaralanmasına sebebiyet veri-lmesinin haklı veya savunulacak bir gerekçesi olamaz.

Hiçbir kimse ne olursa olsun bir ülkenin havalimanına kontrolsuz bir şekilde girmek, görev yapmakta olan polis görevlilerinin görevini yapmaktan men etmek, polis memurlarını darp etmek ve polis g-örevlisinin belinde bulunan silahını gayrikanuni bir şekilde almak ve kurmak suretiyle ateş edebilecek bir duruma sokma ve bunun sonucunda başkalarının yaralanmasına sebebiyet verme hak ve yetkisine sahip değildir.

Bu nedenle bu tür suçları işleyen-lere ceza takdir ederken diğer faktörler yanında kamu menfaatinin ön plana çıkması ve kamu menfaatini dikkate alarak başkalarına da ibret verici olması bakımından etkin ve caydırıcı bir ceza verilmesi kaçınılmazdır.
Dava konusu suçun işlenmesinde polis -memurlarının hatası ile ilgili iddiaları değerlendiren Bidayet Mahkemesi bu konuyu incelemiş ve kararında şu şekilde ifade etmiştir.

"Eline geçirmiş olduğu tabancayı kuran bir Sanığı etkisiz hale getirmek için polisin Sanığın üzerine çullanmaktan başka ne- gibi bir alternatifi vardı? Polisin tabancasını eline geçirip kuran bir şahsa bırak o tüfeği sakin ol ver bize yanlış yapıyorsun demek bu suçun önlenmesine sebep olabilir miydi? Kanaatimizce polis gereğini yapmış ve Sanığın elinden tabancayı alma girişimi-nde kalmıştır."


Yukardaki gerçekler ışığında dava konusu olayla ilgili polis mensuplarının gereğini yaptıkları konusundaki Bidayet Mahkemesinin tespitleri hatalı değildir.

Sanığın kanunsuz fiili sonucu Tanık 1 ayağından ağır yaralanmıştır. Sanık, tutuk-lanıp polis karakoluna götürüldüğü esnada kanunsuz fiillerine devam etmiş, polis memurlarına karşı "ananızı sikeyim, orospu çocukları, bırakın beni" demek suretiyle de hakaretlerde bulunmuştur. Bu esnada Tanık 11, Sanığın daha fazla bağırmaması için sol el-i ile ağzını kapatmak için haraket ettiğinde Sanık, Tanık 11'in sol el serçe parmağını ısırmak sureti ile görevli polisi darp edip görevinden men etmiştir.

Bidayet Mahkemesi tüm dava ile ilgili gerçekleri inceledikten sonra suçun işleniş şekli ile ilgili -kararında şu görüşlere yer vermiştir.

"Suçun sonucu bu anlamda Sanığın lehindedir. Ancak unutulmamalıdır ki, tamamen suçsuz olan olayla hiç alakası olmayan bir kişinin Sanığın kanunsuz davranışları sonucu beden bütünlüğü zarar görmüş, yaralanmış ve huzuru-muzdaki doktor raporlarından da açıklıkla görüleceği üzere ayağında açık kırık meydana gelmiştir.
Sanığın ayağından yaralanmasını, daha kötü bir sonuç meydana gelmediği için Sanığın lehinde alsak bile bu suçun işleniş şekli ve suçsuz bir insanın yaralanmas-ı bakımından oluşan sonucu Sanığın aleyhinde almaktan başka çaremiz bulunmamaktadır."

Dava ile ilgili olgular ışığında Bidayet Mahkemesinin bu görüşünü biz de aynen benimseriz.

Dava konusu suçların işleniş şekli ile suçların işlendiği yere bakıldığında -;bu tür suçların işlenmesinde kamu yararının ön planda tutulması ve ağır basması doğru bir yaklaşımdır. Ancak Ceza takdir edilirken Sanığın kişisel ve ailevi durumu ve Sanık lehine olan sair faktörlerinde göz önünde bulundurması gerçeği gözardı edilmemeli-dir. Dolayısıyle bu tür suçları işlemeye meyilli kişileri caydırmak için etkin ve ibret verici cezalar verilmelidir.

Bidayet Mahkemesi Sanığa ceza takdir ederken Sanığın 19 yaşında olduğunu, sabıkası olmadığını, ailesi ile birlikte Kıbrıs'ta yaşadığını-, çok pişman ve nadim olduğunu ve suçtan dolayı gerekli dersi aldığını, bu hususları Sanığın lehine aldığını belittikten sonra su görüşlere yer vermiştir.

"Yukarıda temas ettiğimiz şekilde suçun işleniş şeklini ve Sanığın suçun işlenişindeki rolünü ve son-uçta masum bir kişinin beden bütünlüğüne yönelik yaralanmanın meydana geldiğini göz önünde bulundurduğumuzda hem suçun işlendiği yer hem polise yönelik davranışın hem de suçun sonucunun verilecek olan cezanın amme menfaatinin korur nitelikte olması gerekti-ğini ve hapislik cezası dışında bir cezanın bu davada uygun ve adil olmayacağı sonucuna vardık."


Tüm gerçekleri dikkate aldığımızda Bidayet Mahkemesinin bu konuda vardığı sonuç hatalı değildir.

Bir çok içtihadi kararda belirtildiği gibi tabanca ta-sarruf suçlarına verilen hapislik cezalarının sürelerinin çok uzun olmadığı bir gerçektir. Ancak tabanca tasarruf suçları ciddi suçlardır ve ancak istisnai haller hariç bu gibi suçları işleyenlere hapislik cezası verilmelidir. (gör:C/İ4/77,Y/C 42/92 D.4/93- ,36/79 D.1/80)

Sanığın hangi nedenle tabanca ve patlayıcı madde tasarruf ettiğini, dava konusu olayın meydana geldiği yeri,bu olay sonucu masum bir şahsın ağır yaralandığını dikkate aldığımızda Sanığın işlemiş olduğu suç hafife alınamayacak kadar çok -ciddi bir suçtur.

Bu nedenle, olguları değerlendirikten sonra Bidayet Mahkemesinin Sanığa takdir ettiği cezalar suçun vahameti ile orantılı olup aşıkar surette fazla veya az değildir.

Sanık aleyhine getirilen 1,2 ve 3. davalar, Fasıl 57 Ateşli Sil-ahlar Yasası'nın 2, 4(1)(3) A ve B maddeleri altında 10 yıla kadar hapisliği, 4 ve 5. Davalar, Fasıl 54 Patlayıcı Maddeler Yasası'nın 2,4(1)(e)4(d) 5(a) maddeleri altında 7 yıla kadar hapisliği, 6. Dava, Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 231. maddesine aykırı v-ahim zarar 7 yıla kadar hapisliği, Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 234(C) maddesine aykırı yaralama, 3 yıla kadar hapisliği, Fasıl 159 Tecavüzi Silah Yasası'nın 2,3(1)(2)'ye aykırı tecavüzi alet taşıma, 3 yıla kadar hapisliği, Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 243. madd-esine aykırı Bedensel incinmeye sebebiyet veren darp, 3 yıla kadar hapisliği, Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 244 (b) maddesine aykırı sulh memurunu darp ve sulh memurunu görevinden men suçu 2 yıla kadar hapisliği, Fasıl 154 Ceza Yasas'ının 95. maddesine aykırı -rahatsızlık 3 aya kadar hapisliği, Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 99. maddesine aykırı itale-i lisan , 1 aya kadar hapisliği, Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 188(d) maddesine aykırı sulh ve sükunu bozması muhtemel davranışta bulunma, 2 aya kadar hapisliği, Fasıl 154 -Ceza Yasası'nın 374(h) maddesine aykırı meskun mahalde ateş açma, 1000 TL'ye kadar para cezasını öngörmektedir.

İlgili yasa maddelerinden görüleceği gibi tabanca taşımak ve tasarruf etmek suçu ile patlayıcı madde tasarruf ve taşıma suçları ile vahim zara-r verme suçları çok ciddi suçlar olup bu suçları işleyenlere uzun süreli hapislik öngörülmüştür.

Bidayet Mahkemesi, Sanığın lehine ve aleyhine olan tüm faktörleri dikkate alarak, cezalandırma ile ilgili prensipleri gözönünde bulundurarak ve Birleştiril-miş Y/C7-8/2010 D 7/2010 sayılı davadaki prensipleri doğru uyguladıktan sonra Sanığa ceza takdir etmekle hatalı davranmamıştır.

İstinaf Eden, Bidayet Mahkemesinin medyanın lüzumsuz veya gereksiz etkisi altında kaldığını ve bu nedenle Sanığa alenen fahiş -cezalar verildiğini istinaf sebepleri arasında ileri sürmüştür.İstinaf sebebleri arasında bu konu ileri sürülmesine karşın, istinaf duruşmasında, İstinaf Eden, bu konuya hiç değinmemiştir. Bu konudaki iddialar istinaf sırasında ele alınmadığı için bu iddia-lara herhangi bir değer vermemeyi uygun görürüz.

Tüm dava ile ilgili gerçekler dikkate alındığında;
Sanığa, mahkum edildiği suçlarla ilgili takdir edilen hapislik süreleri müdahalemizi gerektirecek nitelikte gereğinden fazla, uzun süreli veya kısa sürel-i değildir. Ağır ceza Mahkemesi hapislik sürelerini takdir ederken dikkate alması gereken hususuları dikkate almış, dikkate almaması gereken hususları ise dikkate almamıştır. Kamuyu ilgilendiren bu gibi suçlarda Sanığa takdir edilen cezalarda müdahalemizi- gerektirecek nitelikte bir adaletsizlik olmadığı gibi verilen cezalar tüm olgular çercevesinde aşikâr surette fahiş veya az olduğu ve Bidayet Mahkemesinin hatalı haraket ettiği konusunda da İstinaf Edenler tarafından ikna edilmedik.


NETİCE:

Tüm yuk-ardaki gerçekler ışığında 74/2006 sayılı istinafta İstinaf Eden ile 76/2006 sayılı istinafta İstinaf Eden istinaflarında başarılı olmamıştır.

Her iki istinaf iptal edilir.

Sanığa takdir edilen cezalar Ağır Ceza Mahkemesinin mahkumiyet tarihinden -itibaren başlayacak ve birlikte çekilecektir.



Mustafa Özkök Narin F.Şefik Hüseyin Besimoğlu
Yargıç Yargıç Yargıç


17 Ekim, 2011











20






Full & Egal Universal Law Academy