Yargıtay Ceza Dairesi Numara 7/1999 Dava No 7/1999 Karar Tarihi 24.02.1999
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 7/1999 Dava No 7/1999 Karar Tarihi 24.02.1999
Numara: 7/1999
Dava No: 7/1999
Taraflar: Başsavcılık ile Kemal Aktay
Konu: Sirkat –Emanetçi sıfatıyle sirkat – Avukatlık mesleğinin şerefli bir meslek olması – Ceza takdiri
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 24.02.1999

-D.7/99 Yargıtay/Ceza 7/99
(Ceza Dava No: 11/98; Girne)

Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: Celâl Karabacak, Metin A. Hakkı, Nevvar Nola-n.

İstinaf eden: KKTC Başsavcılığı, Lefkoşa
ile
Aleyhine istinaf edilen: Kemal Aktay, Lefkoşa
(Sanık)
A r a s ı n d a .
-
Girne Kaza Mahkemesinin 11/98 sayılı davada 26.11.1998 tarihinde verdiği karara (Göksel Başak Kaza Mahkemesi Yargıcı) karşı Başsavcılık tarafından yapılan istinaftır.

İstinaf eden Başsavcılık adına Savcı Mustafa Fahri
Aleyhine istinaf edilen Sanık bizza-t hazır.



H Ü K Ü M

Celâl Karabacak: Bu istinafın kökeninde yatan olguları aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür:

İstinaf Eden Başsavcılık 5.1.1998 tarihinde Girne Kaza Mahkemesinde Aleyhine İstinaf Edilen ve avukatlık mesleği icra eden Sanık al-eyhine 2 itham içeren bir ceza davası dosyalamıştır. Sanık, birinci dava ile, Girne Kaza Mahkemesinde görülen 730/94 sayılı davada Girne Kaza Mahkemesinin verdiği hüküm gereğince 1996 senesinde Mart-Mayıs ayları arasında kesin olarak bilinmeyen bir günde -müvekkili Zekâi Mehmetoğlu'na verilmek üzere Ercüment Bultaç'tan aldığı 14.365 Sterling'i müvekkili Zekâi Mehmetoğlu'na vermeyip Fasıl 154 Ceza Yasasının 255 ve 270(b) maddeleri hilâfına emanetçi sıfatı ile sirkat etmekle itham edilmiş ve aleyhine getirile-n 2. itham ile de yukarıda verilen aynı tarih ve mahalde aynı Yasanın 255 ve 270(c) maddelerine aykırı olarak aynı olgulardan kaynaklanan benzeri ikinci bir suç işlemekle itham edilmiştir.

Sanık, aleyhine getirilen ithamların hiçbirini de kabul etme-miş ve Mayıs 1998 tarihinde davanın duruşması Girne Kaza Mahkemesinde yapılmıştır. Duruşma esnasında Başsavcılık, Sanığın suçunu ispat etmek amacı ile 4 tanık dinletmiştir. Müdafaa namına ise sadece Sanık şahadet vermiştir. İlâveten duruşma esnasında ev-raklardan oluşan 4 adet emare Mahkemeye ibraz edilmiştir. Tek Yargıçtan oluşan Girne Kaza Mahkemesi 26.11.1998 tarihinde, önünde ibraz olunan şahadet ve emareleri değerlendirip Sanığı her 2 davadan da suçlu bulup aynı tarihte mahkûm etmiştir. Alt Mahkeme-nin bulgusuna göre olgular özetle şöyledir: Müşteki Zekâi Mehmetoğlu dava ile ilgili tarihlerde inşaat müteahhidi idi. Girne'de inşa ettiği apartman dairelerinden bir tanesini Ercüment Bultaç isimli bir şahsa sattı ancak satış bedeline tuta aldığı çek ka-rşılıksız çıkıp ödenemedi. Müşteki bunun üzerine Avukat olan Sanığı bu parayı kanunî yollardan tahsil etmesi için Ağustos 1994'de görevlendirdi. Sanığa bir miktar da avukat masrafı ödedi. Sanık Girne Kaza Mahkemesinde bu maksatla Müşteki namına 730/94 -sayılı davayı ikame etti. Sözü edilen dava Mayıs 1995'de neticelendi, ve para da ithamnamede gösterilen tarihlerde Sanık tarafından Müşteki namına tahsil edildi. Müşteki takriben Nisan 1995'de, davası henüz neticelenip para tahsil edilmeden, Amerika'ya g-itti ve gitmeden Sanığı görüp, paranın tahsil edilmesi halinde Sanığa bu maksatla verdiği yurt dışında bir bankaya Müşteki namına havale etmesini istedi. Sanık bu talimata uymadı ve, ne tahsil ettiği parayı ne de herhangi bir kısmını müvekkiline Amerika'y-a yollamadığı bir yana; müvekkili adaya avdet ettiğinde de ona vermedi ve istinafın dinlendiği tarihe kadar da Müştekiye ödemedi. Alt Mahkemedeki duruşma esnasında Sanığın esas müdafaası, parayı tahsil etmesi halinde ve Sanığın bu paraya ihtiyacı olması h-alinde Müştekinin Sanığa bu parayı kullanmasına izin verdiği doğrultusunda idi, ancak Alt Mahkeme bu savunmaya itibar etmedi ve neticede Sanığı suçlu bulup her 2 davadan da mahkûm etti. Mahkûmiyetten sonra o davada bir başka avukat tarafından temsil edile-n Sanığın avukatının söylediği hafifletici nedenleri de Alt Mahkeme değerlendirerek ve bilhassa Sanığın 51 yaşlarında 23 yıllık bir avukat olduğunu, herhangi bir sabıkası olmadığını, biri 24 yaşında halen askerliğini yapan bir erkek çocuğu, diğeri de 19 ya-şında halen üniversiteye devam eden bir kız çocuğu babası olduğunu, eşinden ayrılmış olduğunu ve çocuklarına kendisinin bakmakta olduğunu ve (istinaf konusu Alt Mahkeme kararından alınan kelimelerle) "sanığı tekrar topluma kazandırmak ve borcunu ödemesine -olanak sağlamak için sanığa hürriyeti bağlayıcı bir ceza vermemeyi uygun görüp" Sanığın mahkûm olduğu 1. davadan 500.000.000TL para cezasına çarptırmış, 2. davayı ise 1. davanın alternatifi olduğunu kabul edip sadece mahkûmiyet kaydetmekle yetinmiştir.

- Başsavcılık 8.12.1998 tarihinde sözü edilen karar aleyhine önümüzdeki istinafı dosyalamıştır. İstinaf ihbarnamesi 2 yakınma içermekte olup aynen şöyledir:

"1. Muhterem Bidayet Mahkemesi huzurundaki şahadet ve sunulan emareler ışığında sanığa 1. dava-dan hapislik cezası kesmeyip 500.000.000TL para cezası vermekle aşikâr surette hatalı hareket etmiştir.

2. Muhterem Bidayet Mahkemesi huzurundaki şahadet ve sunulan emareler ışığında 1. davadan kesmiş olduğu 500.000.000TL para cezası suçun vahameti ile o-rantılı olmayıp aşikâr surette azdır."

İstinaf, Mahkemenin 9.6.1999 tarihli oturumunda ele alınıp aynı gün neticelenmiş ve karar için bilâmüddet tehir edilmiş durumdadır. İstinafı ve istinafın duruşması esnasında gerek İstinaf Eden Başsavcılığın ge-rekse istinafın duruşmasında bizzat bulunan Sanığın söylediklerini değerlendirmeden önce, mahkûmiyete karşı istinaf olmayan bu davada, Sanığın mahkûm olduğu her 2 davanın da gayet ciddi davalar oldukları ve Yasanın bu suçlara azami 7 yıl hapis cezası öngör-düğünü belirtmek isteriz. Ancak, zabıtların ve emarelerin tetkikinden öyle anlaşılıyor ki 30.10.1997 tarihinde, Alt Mahkemede davanın duruşması başlamadan önce, normal olarak bu davanın Girne Ağır Ceza Mahkemesinde görülmesi gerekirken Başsavcı davanın Gi-rne Kaza Mahkemesince tek Yargıç tarafından görülmesi için mevzuatın öngördüğü muvafakatnameyi vermiş ve bu nedenle dava Girne Kaza Mahkemesinde tek Yargıç tarafından görülmüştür. Bu durumda Girne Kaza Mahkemesinin Sanığı mahkûm ettikten sonra Sanığa vere-bileceği hapislik cezasının azami süresinin 5 yıl, ve para cezası olması halinde de 2 Milyar TL ile sınırlanmış olduğu tartışma konusu olmayıp sarihtir.

İstinafın duruşması esnasında, Başsavcılık Alt Mahkemenin Sanığa hapislik cezası vermemekle hata- ettiği doğrultusunda Mahkememizi ikna etmeğe çalışırken, Aleyhine İstinaf Edilen Sanık Alt Mahkemenin kararının yerinde olduğunu, verilen cezaya Yargıtayın müdahale etmemesi gerektiği üzerinde durmuş ve Zekâi Mehmetoğlu'nun Sanık aleyhine bir hukuk davası- ikame ederek Sanıktan parasını alma yoluna gittiğini, Sanığın da bu davada sulh yolu ile Zekâi Mehmetoğlu'na hüküm verdiği üzerinde durmuş ve sözü edilen bu hükmün icrasının tarafların muvafakatı ile 16 Haziran tarihine kadar durdurulmuş olduğunu da Mahke-memize söylemiştir.

Yapılan istinaf çerçevesinde Alt Mahkeme kararına müdahale etmemiz gerekir mi? Bu istinafın konusu bununla sınırlıdır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi Sanığın mahkûm olduğu davalar ciddi davalardır. Avukatlık mesleği şerefli -bir meslek olup bu şerefin tüm ilgililer tarafından titizlikle meslek yararına ve kamu yararına korunması gerekmektedir. Bir avukatın müvekkili namına tahsil ettiği parayı şahsi menfaatleri için harcayıp müvekkiline vermemesi, emanete ihanet teşkil ettiği- bir yana, çok ciddi yüz kızartıcı bir olaydır, suçtur ve hoşgörülür bir yanı yoktur. Avukatların etiket tüzüğü, bir avukatın müvekkili namına tahsil ettiği paraları ne şekilde koruyacağı konusunda amir hükümler içermektedir. Bunlara her avukatın uyması -zorunludur ve kamu yararınadır. Bu meselede Aleyhine İstinaf Edilen Sanık, ve üstelik 23 senelik avukat olan Sanık, hep bunları gözardı ederek hem avukatlık mesleğine gölge düşürmüş hem de ağır suç teşkil eden fiilleri işlemiştir. Üstelik aradan geçen za-man zarfında ne kısmen ne tamamen müvekkilinin hakkı olan parayı bugüne kadar müvekkiline ödememiştir. Sanığın bu dava konusu fiillerinin, doğru düşünen vatandaşlar arasında affedilir yanı yoktur. Konuya şamil içtihatlarımız ne durumdadır? Geçmiş içtiha-tlara bir göz attığımızda geçmişte bu tip suçlara para cezası değil de hapislik cezası verildiği görülmektedir. Bu istinafı karara bağlarken, cezalandırma prensipleri üzerinde tekrar durmayı fuzulî görür, ancak Ceza İstinaf 28/73 (Bak: Yüksek Mahkeme Kara-rları, Ceza İstinaf 1971-1973 sayfa 348) ve Yargıtay/Ceza 53/96 (D.8/97) içtihatlarını misal olarak vermekle yetiniriz. O davalarda emanetci tarafından sirkat edilen paranın miktarı bu davadakinden kat kat az olmakla birlikte ilk sayısı verilen davada San-ık 6 ay hapis cezasına 2'ncisinde 24 ay hapis cezasına çarptırılmıştır.

Alt Mahkemenin bu davada Sanığa 500.000.000TL para cezası takdir ederken bu ve sair ilgili Yüksek Mahkeme kararlarını da göz önünde bulundurması gerekirdi. Alt Mahkemenin bu gö-revini yerine getirdiği zabıtlardan görülmemektedir.

Netice olarak Alt Mahkemenin takdir ettiği cezanın hatalı olduğuna kanaat getirdik ve Başsavcılığın yaptığı istinafı kabul ederek buna müdahale edip Sanığın 9 ay hapis cezasına çarptırılmasını u-ygun görür, Alt Mahkeme kararının bu şekilde değiştirilmesini emrederiz.


Celâl Karabacak Metin A. Hakkı Nevvar Nolan
Yargıç Yargıç - Yargıç

30 Haziran 1999






-



5






Full & Egal Universal Law Academy