Yargıtay Ceza Dairesi Numara 69/2004 Dava No 1/2006 Karar Tarihi 17.02.2006
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 69/2004 Dava No 1/2006 Karar Tarihi 17.02.2006
Numara: 69/2004
Dava No: 1/2006
Taraflar: Hüseyin Cengiz ile KKTC Başsavcısı
Konu: Müstahdem Tarafından Sirkat - Ceza Aleyhine İstinaf
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 17.02.2006

-D.1/2006 Yargıtay/Ceza 69/04
(Ağır Ceza Dava No 2146/06; Lefkoşa)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti: Nevvar Nolan, Gönül Erönen, Şafak Öneri.

İstinaf eden: Hüseyin Cengiz, Taşkent, Girne -
- ile -
Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcısı - Lefkoşa

A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Avukat Güneş Menteş
Aleyhine istinaf edilen namına: Savcı Ergül Kızılokgil

Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Narin Ferdi Şefik, Kıdemli Yarg-ıç Çetin Veziroğlu ve Yargıç Ömer Güran'ın 2146/2006 sayılı davada 27.9.2004 tarihinde verdiği karara karşı Sanık tarafından yapılan istinaftır.


--------------


H Ü K Ü M


Nevvar Nolan:Saray Casino'da güvenlik görevlisi olarak istihdam edilen sanık,- yine ayni casinonun bir başka çalışanı ile birlikte, serbest çalışan Nevzat İbiş isimli bir başka şahısla işbirliği yaparak, 4.8.2003 tarihinde, Saray Casino'yu çalıştırana ait, 38.891 ABD Doları, 1410 Euro, 865 İngiliz Sterlini, 3.488 Kıbrıs Lirası ve 21-,272,381,592 Türk Lirası nakit parayı Saray Casino'dan sirkat etti.

Nevzat İbiş'in "çalıştığın casinoyu soyalım" teklifini bir tereddütten sonra istinaf eden/sanık kabul eder. İstinaf eden 4.8.2003 sabahı casinoda görevdedir, tüm müşteriler ayrıldıktan s-onra, saat 06.30 raddelerinde casinoda kalan son kişi, muhasebeci, kasayı kilitleyip anahtarlarını istinaf edene verir ve o da ayrılır. Kısa bir süre sonra Nevzat İbiş ile Tahir Kaplan casinoya gelirler, anahtarla kasa açılır ve yukarıda belirtilen paralar- kasadan alınır. İstinaf edenin ağzı ve gözleri bantlanarak kapatılır, elleri ve ayakları bağlanır, Nevzat İbiş ile Tahir Kaplan paralar ile casinodan ayrılır. Bir süre sonra istinaf eden kapıya doğru sürünüp inilti çıkarınca farkedilir, kendisini çözenler-e, başına tabanca dayandığını, dört kişinin kendisini bağlayıp etkisiz hale getirdiğini ve casinoyu soyduklarını söyler.

Ağır Ceza Mahkemesi istinaf edene işlemiş olduğu suçtan beş yıl hapis cezası takdir etti, istinaf eden de, beş yıl hapis cezasının al-enen fahiş olduğu iddiası ile, cezaya karşı bu istinafı dosyaladı.

Bir sanığa ceza takdir etmek öncelikle sanığı yargılayan Alt Mahkemenin sorumluluğunda olan bir husustur ve Alt Mahkeme bu görevini çok ciddi bir şekilde yerine getirmekle yükümlüdür. Alt- Mahkeme cezayı takdir ederken, dikkate alması gereken tüm hususları dikkate almış, dikkate almaması gereken bir hususu dikkate almamışsa Alt Mahkemenin takdirine müdahale edilmemesi gerekir. Alt Mahkeme tüm hususları doğru bir şekilde dikkate almış ve doğ-ru değerlendirmiş olmasına rağmen, yine de, Mahkemenin takdir ettiği cezanın alenen yetersiz veya alenen fahiş olduğu görülürse, böyle bir durumda Yargıtay Alt Mahkemenin saptadığı cezaya müdahale edebilir. Burada Yargıtay'ın kaçınması gereken bir husus va-rdır, şöyle ki, Yargıtay kendi takdirini olabildiğince sanığı yargılayan ve sanığa cezayı saptayan Alt Mahkemenin takdiri yerine koymaktan kaçınmalıdır. Davanın tüm olgularından, işlenen suçun ağırlığı ile saptanan cezanın orantılı olmadığı, cezanın suça v-e suçluya uymadığı, açıkça görülmedikçe, saptanan ceza aşikâr surette, müdahaleyi gerektirecek kadar ağır veya yetersiz olmadıkça, Yargıtay Alt Mahkemenin ceza takdirine müdahale etmemelidir.

İstinaf edenin mahkum olduğu suç Bölüm 154 Ceza Yasasının 255 -ve 268. maddelerine aykırı müstahdem tarafından sirkattır ve Ağır Ceza Mahkemesinin kararında altını çizerek belirttiği gibi bu oldukça ciddi bir suçtur; bu, istinaf eden tarafından kendisine ekmek veren kapıya yapılan bir yanlıştır. İstinaf edenin mahkum -edildiği suç yedi yıla kadar hapis cezası taşımaktadır; içeriğinde güvenin kötüye kullanıldığı, suistimal edildiği görülen suçlarda, verilecek cezanın "caydırıcılık özelliğini" belirgin şekilde taşıması gerekir.

Suçun işleniş tarzına bakıldığında, suçun -önceden detaylı bir şekilde planlanarak işlendiği, hatta istinaf edenin polise verdiği gönüllü ifadesinden, olaydan önce, sirkat edilecek paraları saklamak için belirledikleri bir ağacın kökünde çukur dahi kazdıkları görülmektedir. Ağır Ceza Mahkemesi suçu-n önceden planlanarak işlendiğini, sirkat edilen paraların, Nevzat İbiş paralar ile birlikte ortadan kaybolduğundan, bulunmadığını, istinaf edenin gerek polisi gerekse işverenini olaydan sonra da aldatmaya çalıştığını, sıradan bir müstahdem değil güvenlik -görevlisi olduğunu, kişisel durumunu, suçunu Mahkemede kabul ettiğini değerlendirmiş ve istinaf edene beş yıl hapis cezası takdir etmiştir. Ağır Ceza Mahkemesi bu cezayı saptarken, 23.2.1993 tarih ve 18 sayılı Resmi Gazete Ek III'de yayınlanan Cezaevleri (-Değişiklik) Tüzüğü altında hapis cezalarına uygulanan bağışlamaları da dikkate almıştır. Ağır Ceza Mahkemesi beş yıl hapis cezasına çarptırılan bir sanığa toplam yirmi altı ay bağışlama uygulandığını, uygulanan indirimler nedeni ile Mahkemeler tarafından s-aptanan hapis sürelerinin önemli ölçüde azaltılarak değiştirildiğini, cezaların caydırıcılık niteliğini yitirdiğini kararında ifade etmiştir. Ağır Ceza Mahkemesinin bu yaklaşımının yanlış olduğu söylenemez. Yargıtay/Ceza 4/95 (D.15/97)'de ifade edildiği gi-bi konu Tüzük altında mahkumların hapis sürelerine uygulanan ölçüsüz indirimler, Mahkemeler tarafından takdir edilen cezaların caydırıcılık unsurunu erozyona uğratmakta, ortadan kaldırmaktadır.

Ağır Ceza Mahkemesinin suça ve suçluya yaklaşımında, cezalan-dırma ilkelerini değerlendirmesinde ve uygulamasında bir hata yaptığı görülmemektedir. İstinaf edene saptanan beş yıl hapis cezası ilk nazarda ağır bir ceza gibi görülebilir, ancak yukarıda verilen Tüzük altında hapis cezalarının sürelerine uygulanan aşırı- indirimler dikkate alındıktan sonra cezanın yine de ağır olduğunu, özellikle Yargıtayın, Ağır Ceza Mahkemesinin takdirine müdahalesini gerektirecek kadar aşikar surette ağır, fahiş olduğunu söylemek doğru değildir. Bu nedenle istinaf reddedilir. Hapis cez-asının süresi Ağır Ceza Mahkemesinin cezayı saptadığı tarihten başlayacaktır.

Bu kararın sonunda, nihayet, 2.12.2005 tarih ve 208 sayılı Resmi Gazete Ek III'de yayınlanan Cezaevi (Değişiklik) Tüzüğü ile, hapis cezalarındaki bağışlamalara ciddi bir değişi-klik getirildiğini, 2.12.2005 tarihinde yürürlüğe giren bu Cezaevi (Değişiklik) Tüzüğünün yürürlüğe girmesinden sonra işlenen suçlardan mahkum olmuş hükümlülerin hapis sürelerine uygulanacak olan bağışlamaların, bir önceki tüzüğe göre daha rasyonel bir çiz-giye indirildiğini de belirtmek isteriz.



Nevvar Nolan Gönül Erönen Şafak Öneri
Yargıç Yargıç Yargıç


17 Şubat, 2006



4






Full & Egal Universal Law Academy