Yargıtay Ceza Dairesi Numara 67,68/1996 Dava No 14/1997 Karar Tarihi 22.10.1997
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 67,68/1996 Dava No 14/1997 Karar Tarihi 22.10.1997
Numara: 67,68/1996
Dava No: 14/1997
Taraflar: Hüseyin Takımcılar, vd ile Başsavcılık arasında
Konu: Sirkat – Ceza takdiri – Cezanın başlama tarihi
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 22.10.1997

-D.14/97 Birleştirilmiş
Yargıtay/Ceza 67/96 ve 68/96
(Ceza Dava No: 679/96; Lefkoşa)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti: Taner Erginel, Metin A. Hakkı, Nevvar Nolan.

- Yargıtay/Ceza 67/96
(Ceza Dava No: 679/96;Lefkoşa)

İstinaf eden: Hüseyin Takımcılar, Merkezi Cezaevi,
Lefkoşa

ile -

Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcılığı

A r a s ı n d a .

İs-tinaf eden namına: Avukat Gürsel Kadri
Aleyhine istinaf edilen namına: Savcı Sami Erginalp.

Yargıtay/Ceza 68/96
(Ceza Dava No: 679/96;Lefkoşa)

İstinaf eden: Mehmet Tarihsever, Merkezi Cezaevi,
- Lefkoşa

- ile -

Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcılığı

A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Avukat Gürsel Kadri
Aleyhine istinaf edilen namına: Savcı Sami Erginalp.

Lefkoşa Kaza Mahkemesinin 679/96 sayılı davada 6.11.1996 tarihinde v-erdiği karara (İlker Sertbay, Kaza Mahkemesi Yargıcı) karşı Sanıklar tarafından yapılan istinaftır.

----------------

H Ü K Ü M

Taner Erginel: Bu kararda esas hükmü Sayın yargıç
Metin A. Hakkı okuyacaktır.

Metin A. Hakkı: Yukarıda ünvan ve sayısı göst-erilen istinaflar, Lefkoşa Kaza Mahkemesinin 6.11.1996 tarihinde istinaf eden Sanıkları 679/96 sayılı davada mahkûm edip çarptırdığı hapis cezalarının sürelerine karşı yapılmıştır. Her 2 istinafta aynı Mahkemenin aynı davada verdiği karar aleyhine yapılmı-ş olduğu cihetle ve aynı olgulardan neşet ettiğinden istinaflar, 17.9.1997 tarihinde tüm ilgililerin muvafakatı ile Yargıtayca birleştirilerek ele alınmıştır. Bu şekilde konsolide edilen istinafı tezekkür etmezden önce meselenin kökeninde yatan olguları a-şağıdaki şekilde özetlemek yerinde olacaktır.

24.5.1995 tarihinde istinaf eden her 2 Sanık da, istinaf etmemiş olan bir 3. Sanıkla birlikte, Lefkoşa'da Telekomünikasyon Dairesine ait ve içinde bakır kablo barındırılan Lefkoşa'daki bir ambardan bakır -tel sirkat etmek amacı ile kendi aralarında anlaşarak aynı gün Güzelyurt'tan Lefkoşa'ya geldiler. Bu anlaşmaya uygun olarak Telekomünikasyon Dairesine ait ambar diye kullanılan yere girerek, orda bulunan toplam ağırlığı 170 kiloya baliğ olan bakır telleri-, ambarın dışına taşıyan Sanıklar, bu bakır telleri olay mahalline getirdikleri
AN 254 plâkalı araca yükledikleri bir anda suç üstü yakalanmışlardır. Sanıklar derhal tutuklanıp karakola götürülüp ifadelerinin alınmasını müteakip bir kaç gün sonra serbes-t bırakılmışlardır. İstinaf eden her 2 Sanık da polise verdikleri gönüllü ifadelerinde neticede aleyhlerine getirilen davada sirkat suçu işledikleri ithamını kabul etmişlerdir. Sirkat suçuna konu kabloların değeri cürüm tarihinde 39,960,807TL idi. Sanık-lara bilâhare polisce dava tebliğ edildi. Sanıklar yine suçlarını kabul etmişlerdir.

Sanıklar işledikleri suç ile ilgili olarak aleyhlerine 5.4.1996 tarihinde, Lefkoşa Kaza Mahkemesince bu istinafa konu davada mahkûm oldukları dava ikame edilmişti-r. Sanıkların sözü edilen davası, Lefkoşa Kaza Mahkemesi tarafından 6.11.1996 tarihinde ele alındığında, Sanıklar avukat tarafından Mahkemede temsil edilmişler ve istinaf eden her 2 Sanık da Fasıl 154 Ceza Yasasının 225 ve 272 (1) maddelerine istinat eden- 24.5.1996 tarihinde Lefkoşa'da, Telekomünikasyon Dairesine ait toplam 39,680,800TL tutarındaki 34 rulodan oluşan 170 kilo ağırlığındaki bakır tel sirkat ettikleri ithamını içeren davayı kabul etmişlerdir. Alt Mahkeme akabinde davanın olgularını almış, ha-klı olarak Sanıkların sabıka durumlarını incelemiş ve hafifletici neden babında avukatlarının söylediği hususları da dikkate aldıktan sonra 67/96 sayılı istinafta istinaf eden Sanığı mahkûm ettikten sonra 2 yıl hapis cezasına, 68/96 sayılı istinafta istina-f eden Sanığı da mahkumiyetten sonra 18 ay hapis cezasına çarptırmıştır. 2 yıl hapis cezasına çarptırılan Sanığın 8 benzeri, 18 ay hapis cezasına çarptırılan Sanığın da 5 benzeri sabıkası vardır. Sanıkların her ikisi de 50 yaşlarında olup evlidirler ve a-ltışar çocuk sahibidirler. İstinaf eden Sanıkların her ikisi de olayın tahkikatı safhasında toplam 7'şer gün tutuklu kalmışlardır.

Sanıkların her ikisi de 13.11.1996 tarihinde Alt Mahkemece çarptırıldıkları cezanın fahiş olduğunu öne sürerek ceza -aleyhine istinaf etmişlerdir. Sanıkların her ikisinin istinafları da, görünürde birden fazla istinaf sebebi içermekle birlikte, esasında yukarıda yazıldığı gibi istinaf sebeplerini tek başlık altında toplamak mümkündür.

İstinafın duruşmasında isti-naf eden Sanıkların avukatları Sanıkların her ikisinin de sabıkalarının eski olduğu, gerek polise gerekse Mahkemeye suçlarını ta başından beri kabul etmekle gerçeğin ortaya çıkmasında yardımcı oldukları, her ikisinin de fakir ve bakıma muhtaç altışar küçük- çocuk sahibi oldukları üzerinde durmuş, ilâveten Sanıkların çaldığı tellerin Telekomünikasyon Dairesinin tekrar tasarrufuna verildiğini ve kimsenin bundan zarar görmediği üzerinde durarak Alt Mahkemenin Sanıklara aşikâr surette fahiş hapislik cezası verdi-ğini iddia ederek hapislik süresinin kısaltılması gerektiği üzerinde Yargıtayı ikna etmeye çalışmıştır.

Aleyhine istinaf edilen Savcılık ise mukabil bir istinaf dosyalamamış Alt Mahkemenin hiçbir hatası olmadığından Yargıtayın müdahalesine gerek ol-madığını savunmuş ve istinafın reddedilmesini talep etmiştir.

Söylenenlerin tümünü tezekkür ettikten sonra ve istinaf dosyalarını inceledikten sonra bilhassa aşağıdaki hususları gözönünde bulundurarak istinafın reddedilmesini uygun görürüm.

S-anıkların kendi ikrarları neticesi mahkûm oldukları suç, Ceza Yasamıza göre 5 yıllık hapislik cezasını müstelzimdir. Bu tip hırsızlık suçları toplumumuzu çok rahatsız eden ciddi suçlar arasında yer almaktadır, istinaf eden Sanıkların birinin 8, diğerinin -5 benzeri sabıkası olduğu, daha önce de hapis cezasına çarptırıldıkları gözönünde bulundurulduğunda Alt Mahkemenin Sanıklara dengeli ve yerinde bir ceza verdiği görüşündeyim. Bu nedenle Alt Mahkemece Sanıkların çarptırıldıkları cezaya müdahale etme taraft-arı değilim. Bilindiği gibi Yargıtayın bir ceza davasında yapılan istinafı neticelendirirken Ceza Usul Yasamızın 145(2) maddesine göre, diğer yetkilerin yanı sıra, cezayı artırma yetkisi de vardır ve bu yetkiyi kullanıp kullanmaması Savcılığın ceza aleyhi-ne istinaf edip etmemesine de bağlı değildir. (Bak: Birleştirilmiş Y/C 4/91 ve 5/91, (D.11/91) ve Yargıtay/Ceza 36/91, (D.4/92) Bir başka deyişle Yargıtay, uygun görmesi halinde, Savcılığın cezanın azlığı nedenini öne sürerek istinaf- etmiş olsun veya olmasın cezayı artırma yetkisini haizdir,ancak adalet gereği Yargıtay bu yetkiyi idareli (sparingly) kullanır ve genelde Başsavcılığın istinaf etmesi de beklenir. Bu meselede Sanıklara verilmiş olan cezanın yerinde olduğunu gördüğümden, -ve keza Başsavcılığın cezanın azlığı nedeni ile istinaf etmiş olmadığını gördüğümden, (ki bu husus da genelde göz önünde bulundurulur) Sanıkların Alt Mahkemece çarptırıldıkları cezayı artırmayı düşünmedim.

Bu istinafı karara bağlamak için beni esas d-üşündüren, Ceza Usul Yasası Fasıl 155'in 147(1) maddesini uygulayıp uygulamayacağımız olmuştur. Bir başka deyişle, Sanıkların yaptıkları istinafları sadece reddetmekle yetinir ve başka hiç bir şey söylemezsek Alt Mahkemece çarptırıldıkları hapislik cezala-rının süreleri istinafın hitam tarihi olan bugünden başlayacaktır ki bu durumda Sanıkların cezası fiiliyatta takriben 7'şer ay artırılmış olacaktır. Sözü edilen Ceza Usul Yasası Fasıl 155'in 147(1) maddesi kısmen kamu vaktinin boşuna harcanmasına sebep ol-an hukuki dayanaktan yoksun ceza davalarında istinafları teşvik etmemek amacını gütmektedir ve bu nedenle mevcut şekli ile kaleme alınmıştır. (Bak: Minas Lazarou v. The Police, 1969, Part 2 CLR 55, Menelaos Hapsides v. The Police, 1969 Part 2, CLR 64) Bu -madde beni düşündürmüştür. Yeni adli yılın başlangıcında olduğumuzu gözönünde bulundurarak, ve bundan sonra yapılacak olan istinafların hukuki dayanakları yoksa, iş olsun diye istinaf etmeyi teşvik etmeyeceğimizi burda belirtip yetinmekle, istinafı reddet-meyi ve cezanın, istinaf eden Sanıkların, Alt Mahkemece çarptırıldıkları ceza tarihinden başlamasını emretmeyi uygun görürüm. Sırası gelmişken tekrar vurgulamak isterim ki bundan sonra göreceğimiz davalarda, hukuki dayanaktan yoksun istinaflar varsa yasal-arın bize verdiği yetkileri çekinmeden kullanacağımızı bildiririm.


Taner Erginel: Sayın Metin A. Hakkı'nın hazırladığı karara ve bu kararın gerekçelerine katılıyorum. Ancak kararda Metin A. Hakkı'nın obiter dictum mahiyetinde görüşleri yer almaktadır. - Bu görüşler hakkında bu aşamada birşey söylemek istemiyorum. Fasıl 155 Ceza Usul Yasasının 145(2) ve 147 (1) maddelerinin verdiği yetkilerin kullanılması ve bu arada cezanın Yargıtayın karar verdiği tarihten başlatılması önümüzdeki davada tartışılmamıştı-r. Dolayısıyle bu aşamada bu konularda bir karar vermek zorunlu değildir. İleride, 145 (2) 147 (1) maddelerin Yargıtaya tanıdığı yetkilerin hangi hallerde kullanılması gerektiği konusunun tartışıldığı bir davada bu konulardaki görüşlerimi ayrıntılı olara-k açıklamaya çalışacağım.


Nevvar Nolan: Sayın yargıç Metin A. Hakkı'nın kararına katılırım.


Taner Erginel: Sonuç olarak her iki istinaf oybirliği ile reddolunur. Sanıkların çarptırıldıkları hapis cezaları İlk Mahkemenin karar tarihinden başlayacaktır.-




Taner Erginel Metin A. Hakkı Nevvar Nolan
Yargıç Yargıç Yargıç


10 Ekim 1997




-


7



-


Full & Egal Universal Law Academy