Yargıtay Ceza Dairesi Numara 65/1996 Dava No 7/1997 Karar Tarihi 16.04.1997
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 65/1996 Dava No 7/1997 Karar Tarihi 16.04.1997
Numara: 65/1996
Dava No: 7/1997
Taraflar: Mustafa Çağlar ile Başsavcılık arasında
Konu: Sirkat – Ceza takdiri
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 16.04.1997

-D.7/97 Yargıtay/Ceza 65/96
(Ceza Dava No: 3463/96; Lefkoşa)
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti: Taner Erginel, Mustafa H.Özkök, Gönül Erönen.
İstinaf Eden: Mustafa Çağlar, Merkezi Cezaevi, Lefkoşa
- il-e -
Aleyhine İstinaf Edilen : K.K.T.C Başsavcılığı, Lefkoşa
A r a s ı n d a .

Lefkoşa Kaza Mahkemesinin 3493/96 sayılı davada 8.11.1996 tarihinde verdiği kararına (Kaza Mahkemesi Yargıcı İlker Sertbay) karşı Sanık tarafından yapılan istinaftır.

İstinaf -Eden namına: Avukat Gürsel Kadri
Aleyhine İstinaf Edilen namına: Savcı Sami Erginalp.

--------------------

H Ü K Ü M

Taner Erginel : İstinaf, Lefkoşa Kaza Mahkemesinin Sanığı 2 ay hapse mahkûm eden kararına karşı yapılmıştır. Safa İçki Ltd. şirketind-e dağıtıcı şoför olarak görev yapan Sanık, 30.9.1996 tarihinde saat 14.00 civarında Lefkoşa'nın Çağlayan Bölgesine gitti. Mersedes van tipi arabasını Şikâyetcinin evi önüne parkeden Sanık, yarım saat kadar civar marketlere eşya dağıttı. Arabaya döndüğü z-aman Sanık, arabanın iki ön tekerleğinin taslarının çalınmış olduğunu farketti. Aynı gün saat 17.30 civarında yine aynı sokağa giden Sanık, Şikâyet-cinin Mersedes arabasının evi önünde park edilmiş olduğunu gördü. Arabanın ön tekerlek taslarında Mersedes- işareti olduğu ve kendi taslarına benzediği için Sanık bu tasların arabasından çalınan taslar olduğunu düşündü. Arabanın etrafında Şikâyetcinin oğlu ve diğer kişiler vardı. Sanık onların önünde arabanın üzerindeki iki ön tekerlek tasını söktü ve Şikâyet-cinin oğluna "arkadaş ben bunları alıyorum şikâyetin varsa plaka numaramı al ve polise bildir" dedi. Şikâyetcinin olayı polise bildirmesi üzerine karakola celbedilen Sanık "tekerlek taslarını bizim aracın taslarına benzediği için aldım" dedi.

İlk Mahk-emedeki duruşmada Sanık suçunu kabul ederek özür diledi. Savcı olayı Mahkemeye anlattıktan sonra Şikâyetcinin şikâyetini geri çektiğini ve Sanığın sabıkası olmadığını sözlerine ekledi. Daha sonra Mahkemeye hitab eden Sanık Avukatı 1968 yılında bu davaya -benzer bir davada Rum İstinaf Mahkemesinin para cezasını dahi fazla bulduğunu ve 25 yaşında olan Sanığı sadece 2 yıl sınamaya tabi tuttuğunu söyledi. Sanık Avukatı Sanığın sabıkası olmadığını, 30 yaşında olduğunu, nişanlı olduğunu, vahim bir suç işlediğin-i aklına getirmeden bu suçu işlediğini sözlerine ekledi.

İlk Mahkeme gerekçeli kararında olguları belirttikten sonra şöyle dedi:

"Sanığın suçlu bulunup mahkûm
edildiği davaya ilişkin suç, ciddi bir suçtur keza bu suç yani sirkat suçu maalesef- Mahkemeye intikal eden davalardan da açıklıkla görülebileceği gibi son derece yaygın bir suçtur.
Bu suçlar halkımızı son derece rahatsız ve huzursuz etmektedir. Herkes alın teri ile kazandığı, biriktirdiği ve elde ettiklerinin sanık veya sanık gibiler ta-rafından her an sirkat edileceği endişe ve huzursuzluğu içerisindedir."

Bu görüşler ışığında İlk Mahkeme Sanığı 2 ay hapis cezasına çarptırdı.

İstinafın duruşmasında Savcı Şikâyetcinin şikâyetini geri çektiği gerçeğini tekrarladı.

İlk Mahkemenin ge-nelde hırsızlık suçları ile ilgili olarak söyledikleri doğru olmakla birlikte her suçun işleniş şekli birbirinden farklıdır. Mahkemenin ceza tespit ederken önündeki suçun işleniş şeklini dikkate alması ve benzer şekilde işlenen suçların yaygın olup olmadı-ğını göz önünde bulundurması gerekir.

İstinaf konusu olayda sade bir vatandaş, çalıştığı şirkete ait arabanın tekerlek taslarının çalınması üzerine sinirlendi. Daha sonra benzer tasları aynı sokakta başka bir araba üzerinde görünce kendi tasları zanned-erek çalma yönüne gitti. Sanığın suçlu bir kişiliği olmadığı ve hatalı bir düşünce sonucu bu suçu işlediği açıktır. Sanığın tekrar suç işleme olasılığı son derece azdır. Başka Sanıkların da buna benzer bir hırsızlık suçu işleme olasılıkları fazla değildir-. Esasen gündüz, herkesin gözü önünde ve adres bırakarak işlenen bir hırsızlık suçu toplum için büyük bir tehlike oluşturmaz. Daha da ileri giderek bu koşullarda yapılan eylemin mahkûmiyet için yeterli olup olmadığını da tartışabiliriz. Ancak Sanık suçun-u kabul ettiği ve bu konuda bir istinaf bulunmadığı için bu konuya girmeyi doğru görmüyoruz.

Yukarıdaki gerçekler ışığında ilk defa Mahkemeye gelen Sanığı topluma kazandırmak için hapislik dışında bir cezanın yeterli olacağı görüşündeyiz.

Bu nedenl-e 2 ay hapis cezasının fazla olduğu ve Sanığın bugüne kadar çektiği cezanın yeterli olduğu kanısına varmış bulunuyoruz. Sonuç olarak Sanığın
cezasını istinafın dinlendiği gün serbest kalmasına olanak sağlayacak şekilde 28 gün hapse indiririz.





Taner -Erginel Mustafa H.Özkök Gönül Erönen
Yargıç Yargıç Yargıç

16 Nisan 1997
-


3






-


Full & Egal Universal Law Academy