Yargıtay Ceza Dairesi Numara 64/1980 Dava No 41/1980 Karar Tarihi 24.12.1980
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 64/1980 Dava No 41/1980 Karar Tarihi 24.12.1980
Numara: 64/1980
Dava No: 41/1980
Taraflar: Mustafa Salih ile Başsavcılık arasında
Konu: Tecavüz - Mülke tecavüz -Sabıka - Ceza aleyhine istinaf -Müdafaa -
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 24.12.1980

-D.41/80 Yargıtay/Ceza 64/80
(Ceza Dava No. 1514/80;Lefkoşa)


Yüksek Mahkeme Huzurunda.


Mahkeme Heyeti: N. Ergin Salahi, Niyazi F. Korkut, Aziz Altay.

İstinaf eden: M-ustafa Salih, Kaymaklı.

- ile -

Aleyhine istinaf edilen: KTFD Başsavcılığı.

A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Rifat Mehmet Reis.
Aleyhine istinaf edilen namına: Altan Erda-ğ.


Tecavüz - Mülke tecavüz - Fasıl 154 Ceza Yasasının 280. maddesine aykırı mülke tecavüz.

Sabıka - Sanığın benzeri 6 ve benzeri olmayan 12 sabıkası olması -İddia Makamının Sanığın toplam 30 sabıkası olduğunu İlk Mahkemede söylemesi - İddia Makamının Sa-nığın 18 sabıkasını teker teker ispatlaması - İddia Makamının diğer 12 sabıkayı ispatlama niyetinde olmamasına rağmen Mahkemeye beyan etmesi İddia Makamının ispatlama niyetinde olmadığı sabıkaları Mahkemeye beyan etmesinin doğru olup olmaması.

Ceza aleyhi-ne istinaf - Mülke tecavüz suçunda ceza takdiri - Sanık avukatının, İlk Mahkemenin Sanığı mahkûm ettikten sonra Sanığa haklarını yeterince izah etmediği iddiası - Sanık avukatının, Sanığın benzeri olmayan sabıkalarını hükmüne dahil etmekle Ilk Mahkemenin b-unların tesiri altında kaldığı iddiası - İlk Mahkemenin daha önce verilen kısa süreli hapislik cezalarının Sanığı ıslah etmemesi nedeniyle Sanığa uzun süreli hapislik cezası vermesi.

Müdafaa - İstinafta Sanığın kendisine haklarının layıkı ile izah edilmed-iği iddiası - İlk Mahkeme zabıtlarına göre avukatı bulunmayan Sanığın Mahkeme usul ve nizamlarını bildiğinden bu iddiasının Yargıtayca kabul edilmemesi.

OLAY: Sanık aleyhine mülke tecavüz davası getirildi. Sanık İlk Mahkemede suçunu kabul ettikten sonra n-eticelenmemiş 3 ceza davasının da nazarı itibara alınmasını istedi. İlk Mahkeme Sanığın
- sabıkalarını, aleyhine neticelenmemiş 3 ceza davasını ve Sanığa daha önce verilen kısa süreli hapislik cezalarını dikkate alarak 1 yıl hapis cezası verdi.
-Sanık avukatı, Sanık mahkûm edildikten sonra Sanığa yeterince haklarının izah edilmediğini, Sanığın benzeri olmayan sabıkalarının İlk Mahkeme tarafından dikkate alındığını ve Sanığa fahiş ceza verildiğini iddia ederek mahkûmiyet aleyhine istinaf etti.
-
SONUÇ: Yüksek Mahkeme, mahk-û-m edildikten sonra Sanığa haklarının yeterince izah edilmediği iddiasını ele alarak, Sanığı gayet yetenekli olarak şahitleri istintak ettiğini, suçun işlenişi hakkında lehinde olan hususları ortaya çıkardığını ve Mahke-m-enin yönte-m- ve usullerini gayet iyi bildiğini dikkate alarak bu iddiayı reddetti.
Iddia Makamının ispatlamak niyetinde olmadığı sabıkaları Mahkemeye beyan etmemesi gerektiğinı vurgulayan Yüksek Mahkeme suçun işleniş şekli Sanığın ispatlanmış sabıkaları ile kısa sürel-i hapislik cezalarının Sanığı ıslah etmediğini dikkate aldı ve ceza tespit ederken İlk Mahkemenin hata etmediği sonucuna vararak istinafı reddeti.

Atıfta Bulunulan yargısal Içtihatlar:
1-Theodoros Panayioti Shourris v. R., C.L.R. 1961 s.41 sayfs 42.



H- Ü K Ü M-
-
N. Ergin Salahi: İstinaf eden 4.11.1980 tarihinde Lefkoşa Kaza Mahkemesinde aleyhine getirilen 1514/80 sayılı davada Fasıl 154 Ceza Yasasının 280. maddesine aykırı mülke tecavüz suçu ile itham edilmiş ve Mahkeme önünde suçlu bulunmuştur. Olgular izah edil-dikten sonra sanık aleyhinde askıda bulunan 3089/80, 2291/80 ve 1074/80 sayılı davaların da ceza verilirken nazarı itibara alınması için müracaat etmiştir. Bu müracaat ışığında esas davada ceza verilirken bunlar da nazarı itibara alınarak sanık bir yıl hap-se mahkûm edilmiştir. Nazarı itibara alınan üç davadaki suçlar özetle, bir yerde kavga, sulh ve sukûnu ihlâl etme, sarhoşluk ve sarhoşken uygunsuz davranışlarda bulunma suçlarıdır.

İstinaf mahkûmiyet aleyhine yapılmış olup aşağıda görülen 3 istinaf sebebi-ni içermektedir.

"1- Ahval ve şerait tahtinde ve meselenin tüm olguları nazara alındığı zaman Kaza Mahkemesinin sanığa kesmiş olduğu bir yıllık ceza aşikâr surette fahiş olup ceza ile güdülen gayeye terstir.

2- Bidayet Mahkemesi sanığı mahkûm ettik-ten sonra sanığa haklarını yeterince izah etmemiş dolayısıyle fahiş ceza kesmiştir, ki bu cezaların şahsiliği prensiplerine aykırı düşmüştür.

3- Bidayet Mahkemesi sanığın benzeri olmayan sabıkalarını hükmüne dahil etmekle bunların tesiri altında sanığa -fahiş ceza vermiştir."

İlkin 2. istinaf sebebini ele alan sanık avukatına göre İlk Mahkemede İddia Makamınca olgular izah edildikten sonra sanığa sadece birşey söyleyip söylemek istemediği soruldu ve sanık da avukatsız olduğundan kendi lehine olabilecek -hafifletici sebepleri layıkı ile izah etmedi. Örneğin sanığın bakmakla mükellef olduğu yaşlı annesi ve evlenmemiş hemşirelik eden bir kız kardeşi bulunduğunu Mahkeme önüne getirmediğini ileri sürmüştür. İlk Mahkeme zabıtları incelediğinde sanığın hakikaten- avukatsız olduğu ve müdafaasını kendisinin yaptığı görülmektedir. Ancak duruşmada sorulan suallerden sanığın gayet yatenekli olarak şahitleri istintak ettiği, İddia Makamı davasını kapadıktan sonra olduğu yerden suçun işlenişi hakkında gayet teferuatlı le-hine olan hususları izah ettiği görülmektedir. Daha sonra da değineceğimiz gibi Mahkeme önüne getirilen ve ispat edilen, sanığın 18 sabıkası mevcuttur ve sanık Mahkeme yöntem ve usullerinden bihaber bir kişi değildir. Bu nedenleri göz önünde tuttuğumuzda s-anığın haklarının kendisine layıkı i1e izah edilmediğine ikna edilmedik ve 2. istinaf sebebi reddolunur.

3. istinaf sebebine gelince yargılandığı dava ile birlikte nazarı itibara alınan ve suçlu bulunan sanık, aleyhindeki üç davadan başka 6 benzeri sabıka-sı ve 12 benzeri olmayan ancak nazarı itibara alınan davaların benzeri olan 12 sabıkası daha, ceman 18 sabıkası bulunmaktadır. Ancak İddia Makamı bu sabıkalardan başka benzeri olmayan 12 sabıkası bulunduğunu beyan etmiş ve Mahkeme de kararında bu sabıkalar-ına yer vermiştir. Sanık avukatı İlk Mahkeme önünde sanığın ispatlanan 18 sabıkası bulunmasına rağmen bunlara ilaveten 12 sabıkası daha yani ceman 30 sabıkası bulunduğunu söylemekle Mahkeme üzerinde tesir yapmış olabileceğini ileri sürmüştür.

İddia Makamı-, suçlu bulunan sanıkların, sabıkalarını izah ederken sadece ispatlamak niyetinde veya ispatlamak durumunda bulundukları sabıkaları söylemeleri ve ispat etmek niyetinde olmadıkları sabıkaları Mahkemelere bildirmemeleri gerekir. Bu ilke Theodoros Panaioti S-hourris v. R. C.L.R. 1961 p.41'de tekrarlanmıştır ve Hakim Vassiliades 42. sayfada bu hususta şöyle demektedir:

"The Court has carefully considered the case in the light of the submissions made by learned counsel on both sides. Counsel for the appellant t-ook the point that when the trial Court was about to pass sentence on the appelent counsel for the prosecution stated to the Court that the appellant had fifty one previous convietions out of which he only intended to prove four; and in fact he did so.

T-his Court takes the view that in such a case, counsel for the prosecution should only mention convictions which he had in mind to prove. Convictions which are not intended to be proved, or cannot be proved, should not be mentioned, as this may well prejud-ice the accused in the mind of the Court in dealing with sentence."

Yukarıda iktibası yapılan davadaki ilkeden güdülen amaç Mah-kemelerin sanığa sorulmayan ve onun tarafından kabul edilmeyip ispatlanmayan sabıkalarının tesiri altında kalmalarını ve bu gibi durumların yaratacağı karışıklıkları önlemesidir. Önümüzdeki meselede İddia Makamı sanığın mevcut 18 sabıkasının teker teker he-psini ispatlamış ve bunu yaptıktan sonra da 12 daha benzeri olmayan sabıkasını Mahkemeye beyan etmiştir. Bunları diğerleri gibi ispatlamak niyetinde olmadığına göre geriye kalan sabıkaları hususunda Mahkemeye bir beyanda bulunmaması gerekirdi. Bidayet Mahk-emesinin bu hususta tesir altında kalıp kalmadığını layıkı ile takdir etmek güçtür. Ancak kararında sanığın mevcut sabıkaları ve bu sabıkalarda verilen cezalara baktıktan ve sair hususları nazarı itibara aldıktan sonra sanığa bir yıllık hapis cezası takdir- ettiği görülmektedir. Bidayet Mahkemesi kararının bu kısmında şöyle demektedir:

"Bu sabıkalarda sanığa verilen cezalara bir göz atınca görülüyor ki çok basit miktarda para cezalarıdır; mesken masuniyetini ihlal suçu ile ilgili olarak kısa süreli hapislik- cezası da denenmiş olduğu halde sanık, maalesef bu suçu işlemekten kendini alıkoyamamıştır. Dolayısıyle sanığa verilecek cezanın en uygunu uzun süreli hapislik cezası olacak kanaatindeyim. Huzurumdaki olgular tüm suçların işleniş tarzı, mahkemeye sunulan -Emareleri iyice tetkik etmiş bulunuyorum. 1074/80, 2291/80 ve 3089/80 sayılı davalarda dikkate alındıktan sonra sanığın bir yıl müddetle hapis olmasına hükmederim.'"

Yukarıdaki karardan da görüleceği gibi Bidayet Mahkemesi önünde mevcut ve ispatlanmış ola-n sabıkalara bakarak bir değerlendirme yaptığı açıktır. Bu nedenle 3. istinaf sebebinin reddolunması gerekir. Ancak yukarıda iktibas ettiğimiz karardaki ilkeler ışığında İddia Makamının ispatlamak niyetinde veya durumunda olmadığı sabıkaları Mahkemeye beya-n etmemesi ve İddia Makamı tarafından bu gibi yola gidilmesi halinde Mahkemenin buna fırsat vermemesi gerektiği görüşünü vurgulamak isteriz.

l. istinaf sebebine gelince, görülebileceği gibi sanığın 6 tane mülke tecavüz suçuna benzer 12 tane de diğer nazar-ı itibara alınan davalara benzer sabıkası mevcuttur. Sanığa birçok defa fırsat verilmiş para cezaları kesilmiş, kısa süreli hapislik yolu denenmiş fakat ıslah olma yönüne gitmemiştir. Suçun işleniş şekli de sanık aleyhindedir, gecenin ilerlemiş vaktinde sa-at 2.30'da birisinin avlusuna girerek kırık olan ve ışık sızan pencereden içerisini gözetlemek çok ciddi sonuçlar doğurabilecek bir suçtur. Bidayet Mahkemesi olguları ve
sanığa verilebilecek cezayı bu olgular ışığında doğru takdir etti kanaatindeyiz. Biday-et Mahkemesi önüne getirilmeyen ve istinafta bahsedilen sanığın ailevi durumunu lehine alsak dahi, bu olgular ışığında Bidayet Mahkemesince verilen cezayı değiştirecek nitelikte ve ağırlıkta hafifletici sebep değildir kanaatindeyiz. Bu nedenle l. istinaf s-ebebi de reddolunur.

Netice olarak istinaf reddolunur ve mahkûmiyetin karar gününden başlamasına emir verilir.


(N. Ergin Salâhi) (Niyazi F. Korkut) (Aziz Altay)
Yargıç Yargıç Yargıç

24 A-ralık 1980































Full & Egal Universal Law Academy