Yargıtay Ceza Dairesi Numara 6/2012 Dava No 2/2013 Karar Tarihi 04.02.2013
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 6/2012 Dava No 2/2013 Karar Tarihi 04.02.2013
Numara: 6/2012
Dava No: 2/2013
Taraflar: Hasan Bingöl ile KKTC Başsavcısı arasında
Konu: Mahkumiyet aleyhine istinaf - Uyuşturucu madde temini ve tasarrufu suçlarında ceza takdiri - Sanığa 2 davadan 4er yıl hapislik cezası verilmesi - Sanığın istinaf dosyalaması - İstinafın oy çokluğu ile reddedilmesi. Şahadet - Teyit edici şahadet - İspat külfeti - Şuç ortaklığı
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 04.02.2013

-D. 2/2013
Yargıtay/Ceza No: 6/2012
(Girne Ağır Ceza Dava No: 3922/2010)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti:Şafak Öneri, Narin F. Şefik, Hüseyin Besimoğlu.

İstinaf eden: Hasan Bingöl, Merkezi Cezaevi - Lef-koşa
(Sanık)
ile

Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcısı - Lefkoşa
(Davayı ikame eden)

A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Avukat Osman İ-lter Zeki ve Avukat
Emre Kadri
Aleyhine istinaf edilen namına: Savcı Egemen Metay


Girne Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Bahar Saner, Kıdemli Yargıç Türkay Saadetoğlu, Yargıç Musa Avcıoğlu'nun 3922/2010 sayılı davada 28/12/2011 tarihinde verdiği karara karşı-, Sanık tarafından yapılan istinaftır.


-----------

K A R A R


Şafak Öneri: Girne Halkevi Spor Kulübünün doğu kısmında bulunan park yerine gelecek olan beyaz renkli bir minibüsteki kişi veya kişilerin uyuşturucu alışverişi yapacakları husu-sunda bir -ihbar alan PGM'ye bağlı Narkotik ve Kaçakçılığı Önleme Müdürlüğüne bağlı aralarında olayın soruşturma memuru PM Mehmet Bayram'ın da bulunduğu polis mensupları, 21/12/2009 tarihinde saat 18.40'da anılan yerde bir operasyon başlat-tılar.
Operasyon çerçevesin-de saat 20.40'da park yerine gelen TET 531 plakalı minibüsü kullanan Timuçin Zorluoğlu'ndan şüphelenen polisler, mezkûr kişi ve aracı yokladıklarında, araç içinde sonradan 649 gr. 765 mg. ağırlığında olduğu tesbit edilen hint keneviri (cannabis) buldular. -Mezkûr hint keneviri, üzeri şeffaf bant ile yapıştırılmış Flo yazılı bir poşet içerisinde idi. Mezkûr poşet iç içe konmuş üç ayrı naylon poşet içinde muhafaza edilmekte idi. Timuçin Zorluoğlu'dan yapılan soruş-turmada, uyuşturucuyu sattıktan sonra parasını- Fuat Gürtuna-lı'ya teslim etmek için buluşacaklarını öğrenen soruşturma memuru, Gürtunalı'yı Girne'de tesbit ederek tutukladı. Soruş-turma sırasında, mezkûr uyuşturucunun, Girne'de Türk Ocağı Spor Kulübü içinde bulunan Harput Restorantın ortaklarından Ali- Rıza Akgün'ün talimatı ile restorant çalışanı İhsan Tekin Kırdar tarafından restoranta ait GF 405 plakalı motosiklet ile götürülüp Zorluoğlu'na teslim edildiği bilgisine ulaşan polis, Kırdar'ı tutuklayarak Ali Rıza Akgün'ü aramaya başladı. Akgün'ün, sanığ-ın evinde kaldığının öğrenilmesi üzerine, soruşturma memuru ile birlikte sanığın evinin bulunduğu sokağa giden PÇ Mustafa Hidayet, orada rastladıkları, sonradan sanık olduğu tesbit edilen kişiye, Hasan Bingöl isminde birinin burada kalıp kalmadığını sormas-ı üzerine, bu kişi orada kalma-dığını ve kimseyi tanımadığını söyleyerek uzaklaştı. Soruş-turma kapsamında Zorluoğlu'dan ele geçirilen hint keneviri ile ilgili olduğu kanaatine varılan ve aramalara rağmen o gece bulunamayan sanık, 22/12/2009 tarihinde Girn-e Polis Müdürlü-ğüne giderek teslim oldu.
Yapılan sorgulamada olayla ilgisi olduğunu reddeden sanık, polise yazılı ifade vermedi. 31/12/2009 tarihinde kendisine okunan uyuşturucu tasarrufu ve verme suçları ile ilgili "kabul etmiyorum" cevabını vermiştir.
-
Olayla ilgili olarak İhsan Tekin Kırdar, Timuçin Zorluoğlu ve Fuat Gürtunalı, aleyhlerine getirilen uyuşturucu madde tasarrufu, uyuşturucu alma ve verme suçlarından yargılanıp mahkûm oldular ve çeşitli hapis cezalarına çarptırıldılar. Olaya methaldar ola-n Ali Rıza Akgün ise bulunamadığı için bugüne kadar yargı önüne çıkarılamamıştır. Sanık aleyhine ise Girne Ağır Ceza Mahkemesinde aşağıdaki davalar getirilmiştir:

"İTHAM OLUNDUĞU SUÇ
Birinci Dava
16/77, 54/77, 36/82, 37/89, 38/91 ve 42/04 sayılı Yasalar -ile tadil olunan 4/72 sayılı Uyuşturucu Maddeler Yasası'nın 2, 3, 24(1)(a)(2) (A)(3) maddeleri ile 63/73 sayılı Nizamname ile tadil olunan 21/73 sayılı Uyuşturucu Maddeler Nizamnamesinin 3, 5 ve 25. maddelerine aykırı Uyuşturucu Madde, Cannabis (Hint Kenev-iri) Tasarrufu.

SUÇUN TAFSİLATI
Sanık 2009-21/12/2009 tarihlerinde, Girnede KKTC yetkili makamı tarafından genel olarak yetkilendirilmiş veya ilgili Nizam tahtında ruhsatlı olmadığı halde tasarrufunda toplam 650 gram 407 miligram ağırlığında uyuşturucu ma-dde yani hint keneviri (Cannabis) kanunsuz olarak bulundurdu.

İTHAM OLDUĞU SUÇ
İkinci Dava
16/77, 54/77, 36/82, 37/89, 38/91 ve 42/04 sayılı Yasalar ile tadil olunan 4/72 sayılı Uyuşturucu Maddeler Yasası'nın 2, 3, 24(1)(a)(2) (A)(3) maddeleri ile 63/73 s-ayılı Nizamname ile tadil olunan 21/73 sayılı Uyuşturucu Maddeler Nizamnamesinin 3, 4(1) maddelerine aykırı Uyuşturucu Madde, Cannabis (Hint Keneviri) verme.

SUÇUN TAFSİLATI
Sanık, 2009-21/12/2009 tarihleri arasında birinci davada zikrolunan mahalde KKTC -yetkili makamı tarafından genel olarak yetkilendirilmiş veya ilgili Nizam tahtında ruhsatlı olmadığı halde 642 miligram ağırlığındaki uyuşturucu maddeyi yani hint kenevirini (Cannabis) kanunsuz olarak Fuat Gürtunalı isimli şahsa verildi.

İTHAM OLUNDUĞU S-UÇ
Üçüncü Dava
16/77, 54/77, 36/82, 37/89, 38/91 ve 42/04 sayılı Yasalar ile tadil olunan 4/72 sayılı Uyuşturucu Maddeler Yasası'nın 2, 3, 24(1)(a)(2) (A)(3) maddeleri ile 63/73 sayılı Nizamname ile tadil olunan 21/73 sayılı Uyuşturucu Maddeler Nizamnamesi-nin 3, 4(1) maddelerine aykırı Uyuşturucu Madde, Cannabis (Hint Keneviri) verme.

SUÇUN TAFSİLATI
Sanık 2009-21/12/2009 tarihlerinde birinci davada zikrolunan mahalde KKTC yetkili makamı tarafından genel olarak yetkilendirilmiş veya ilgili Nizam tahtında r-uhsatlı olmadığı halde 649 gram 765 miligram ağırlığındaki uyuşturucu maddeyi yani hint kenevirini (Cannabis) kanunsuz olarak Fuat Gürtunalı, Alirıza Akgün ve İhsan Tekin Kırdar isimli şahıslara verildi."


Aleyhine getirilen davaları kabul etmemesi üzeri-ne yapılan duruşma neticesinde sanık, itham edildiği 2. davadan beraat etmiş, 1 ve 3. davadan ise mahkûm edilerek, her iki davadan da birlikte çekilmek üzere 4'er yıl hapis cezasına çarptırılmış-tır.
Huzurumuzdaki istinaf, mahkûmiyet kararlarına karşı yapı-l-mıştır.

İstinaf sebepleri ile istinafın duruşmasında ileri sürülen iddialara genel olarak bakıldığında, sanık avukatının aşağıda-ki noktalarda ağırlıklı olarak yoğunlaştığı görülmektedir:
1- Sanığın mahkûm olduğu suçları işlediği, makul şüpheden ari o-larak kanıtlanamadı,
2- Bir ceza yargılamasında dikkate alınması gereken temel ilkeler, Alt Mahkeme tarafından dikkate alınmadı veya yanlış değerlendirildi,
3- Sanığın, suç ortağının sanığı suça bağlamayan ve/veya teyit edilmeyen ve/veya teyit edici nitel-ikte olmayan şahadeti esas alınarak mahkûm edilmesi hatalıdır.
4- Polis tarafından yapılan soruşturma eksik yapılmış olup, olayla ilgili gerçeklerin aydınlatılmasında yetersiz kalmış-tır.
Keza, işlenen suçlarla ilgili olguların tümü Mahkeme önüne getirilm-ediği için, verilen mahkûmiyet kararı eksik olgulara dayandığından, hatalı olmuştur.

Ağır Ceza Mahkemesinin istinaf konusu kararı incelendiğin-de, her 2 davada verilen mahkûmiyetin, Alt Mahkeme tarafından suç ortağı olduğu hususunda bulgu yapılan Fuat G-ürtunalı'nın diğer çevre şahadet ile desteklendiği bulgusuna varılan şaha-detine dayanarak verildiği izlenmektedir.

İstinaf ile ilgili olgusal ve hukuki iddiaları değerlen-dirirken, hukuki durumu ve meseleye uygulanması gereken hukuki ilkeleri zihinde tu-tarak, bu ilkelerin Alt Mahkeme tarafından olaya doğru tatbik edilip edilmediğini inceleyeceğim.
Daha önceki birçok istinaf kararında yer aldığı gibi, ceza davalarında sanığın itham edildiği suçu işlediğini kanıtlama yükümlülüğü, Savcılıktadır. Savcılık, s-anığın, itham edildiği suçu işlediğini, makul şüphenin ötesinde kanıtlamakla yüküm-lüdür. Sanığın suçsuz olduğunu kanıtlaması gerekmez. Savcılık, sanığın suçu işlediğini ortaya koyabilecek yeterlilikte şaha-det sunduğu zaman, şahadet sunma yükümlülüğünü ye-rine getirmiş olur. Sunulan şahadet, sanığı itham edildiği suça bağlayıcı ve itham edildiği suçu işlediğini gösterebilir yeterlilikte oldu-ğu zaman, Savcılığın sunduğu bu şahadete karşı şahadet sunma yükümlülüğü sanığa geçer. (Shifting of the evidential pr-oof) Sanık şahadet sunma zorunda değildir. Mahkeme, davanın sonunda mevcut tüm şahadeti değerlendirerek kararını verir. Sanığın herhangi bir hususu isbat etmesi gerekmemekle birlikte, yap-tığı eylemin suç olmadığı veya suçu işlemediği hususunda Mahkemeye i-zahat verebilir. Sanık bir izahat ileri sürdüğünde, bu izahatın Mahkeme tarafından dikkate alınabilmesi için değer taşıyabilen şahadet ile desteklenmesi gerekir. Değer taşıyan şahadet, sanık tarafından ibraz edilebileceği gibi, Savcılık tanıklarının istint-aki ile de Mahkemeye sunulabilir. Mahkeme, sanığın ileri sürdüğü ve değer taşıyan şahadetle desteklenen izahatın doğru olma olasılığı olduğuna kanaat getirirse veya bu izahatın doğru olabileceğine dair makul şüphe oluşursa, sanığın suçlu olduğu makul şüphe-nin ötesinde kanıtlanmamış sayıldığından, beraat ettirilmesi gerekir.

İstinaf konusu davayı kanıtlamak için, İddia Makamı 12, müdafaa da sanık haricinde 4 tanık dinletmiştir. İbraz edilen şahadetten, tanıklardan sadece Fuat Gürtunalı'nın olaya muhatap ol-duğu, olaydaki diğer aktörler olan Ali Rıza Akgün, İhsan Tekin Kırdar, Timuçin Zorluoğlu'nun şahadete çağrılmadığı, tahkikatı yürüten polis memuru dışındaki tanıkların çevre şahadet amaçları için şahadet verdikleri görülmektedir.

Bir suç ortağının şahad-etine verilecek değer ile ilgili olarak, Yargıtayın, İngiliz doktrin ve içtihatlarını benimse-yerek geliştirdiği ilkeler vardır. Buna göre, bir suça karışan suç ortağının sanık aleyhine şahadet vermesi, Fasıl 9 Şahadet Yasası'nın 13. maddesi altında olanak-lıdır.
Yerleşmiş ilkelere göre, bir suç ortağının şahadeti ile sanı-ğın mahkûm edilebilmesi için, Mahkeme aşağıdaki şıklardan birini tercih etmek durumundadır:
1- Suç ortağının şahadetine dayanarak bulgu yapmanın salim ol-mayıp tehlikeli olduğu hususunda -kendi kendini ikaz ettikten sonra, sanığı itham edildiği suçtan mahkûm edebilir.
2- Bir suç ortağının şahadetini teyit edici şahadet (corroboration) arar.
Teyit edici şahadetin mahiyeti, her davanın kendine özgü somut olgularına göre değişkenlik arz edebi-lir. Aranan teyit edici şahadetin, işlenen suçun sanık tarafından işlendiğini gösteren ve sanığı suça bağlayıcı mahiyette olması gerekir. Suç ortağı-nın her söylediğinin teyit edilmesi gerekmez. Bir suç ortağı-nın şahadeti, diğer bir suç ortağının şahadeti- ile teyit edilemez. Suç ortağının şahadeti, bizzat sanık tarafından verilen şahadet ile teyit edilebileceği gibi, sanığın tavır ve hareketleri de teyit edici şahadet olarak kabul edilebilir. (Bak: Yargıtay Ceza 10/1984)

Huzurumuzdaki istinaf konusu mese-lede, Alt Mahkeme; sanı-ğı, sadece suç ortağının şahadetine dayanarak mahkûm etmeyi salim bulmayarak, teyit edici şahadet aranması gerektiği kanaatine vardı ve ibraz edilen çevre şahadeti inceleyerek, bu şahadetin, tanığın şahadetini esaslı noktalarda teyi-t ettiği bulgusuna vararak, sanığı itham edildiği 1 ve 3. davalardan mahkûm etti.

Sanığın itham edildiği 1. davadaki uyuşturucu tasarrufu suçundan mahkûm olabilmesi için İddia Makamının, sanığın:
(a) Hint keneviri türü uyuşturucu madde tasarruf etmesi k-onu-sunda KKTC yetkili makamı tarafından genel olarak yetkilen-dirilmiş veya ilgili nizam altında ruhsatlı bir kişi olma-dığını,
(b) 2009-21/12/2009 tarihinde Girne'de toplam 650 gr. 407 mg. ağırlığındaki hint kenevirini tasarruf etmiş olduğunu, makul şüph-enin ötesinde kanıtlaması gerekir.
Sanığın itham edildiği 3. davadaki suçtan mahkûm edilebilmesi için İddia Makamının, sanığın:
(a) Hint keneviri türü uyuşturucu madde verme konusunda KKTC yetkili makamı tarafından genel olarak yetkilendirilmiş veya ilgili- nizam altında ruhsatlı bir kişi olmadığını,
(b) 21/12/2009 tarihinde operasyon sonucu Timuçin Zorluoğlu'nun tasarrufunda bulunan 649 gr. 765 mg. ağırlığındaki hint kenevirini Girne'de kanunsuz olarak Fuat Gürtunalı, Ali Rıza Akgün ve İhsan Tekin Kırdar i-simli şahıs-lara verdiğini, makul şüphenin ötesinde kanıtlaması gerekir.
Sanığın uyuşturucu tasarrufu ve verme konusunda, KKTC yetkili makamı tarafından yetkilendirilmediği ve bu hususlarla ilgili ruhsatı olmadığı sabit olduğu cihetle, 1 ve 3. davalardaki- suçların bu unsuru İddia Makamı tarafından makul şüphenin ötesinde kanıtlanmıştır.
Dava konusu hint keneviri türü uyuşturucunun, sanığın fiziki tasarrufunda olduğu veya ithamnamede ileri sürülen kişilere verdiği hususunda herhangi bir görgü tanığı yoktur-. Yukarıda da belirtildiği gibi, Alt Mahkemenin bulguları Gürtunalı'nın şahadetinde söylediklerine dayanmaktadır. İstinaf eden avukatı, Gürtunalı'nın şahadetinin çelişkili olduğunu, Alt Mahkemenin de birçok hususta tanığa inanıp değer vermediğini, buna rağ-men şahadetinin bir bölümünün doğru olduğu hususunda bulgu yaparak, sanığı mahkûm etmesinin hatalı olduğunu iddia etmektedir.

Bir Mahkeme, gerekçe göstermek şartı ile bir tanığın şahadetinin bir kısmına inanıp bir kısmına inanmayabilir ve şahadetin inan-ılan kısmı ışığında bulgu yapabilir. Huzurumuzdaki istinaf konusu meselede, Alt Mahkeme, Gürtunalı'nın şahadetinin bir kısmına itibar etmedi. Bu cümle-den olmak üzere, sanığın itham edildiği 2. dava hakkındaki şahadet ve iddialarını kabul etmeyerek, bu su-çtan sanığı beraat ettirdi. Tanığın bir kısım şahadetinin ise tutarlı olduğu ve teyit edildiği gerekçesi ile doğru olarak kabul etti ve bu şahadet ile sanığı 1 ve 3. davalardan mahkûm etti.
Yukarıda belirttiğimiz ilkeler ışığında, Alt Mahkemenin bu şekild-e davranmaya yetkisi vardır ve yöntemi hatalı değildir.

Bu safhadan sonraki incelemem, Alt Mahkemenin, Gürtunalı'nın şahadeti hakkındaki bulgularının isabetli olup olmadığı, bu şahadetin sanığı suça bağlayacak nitelikte olup olmadığı ve eğer bu nitelikt-e ise başka şahadet ile destek-lenip desteklenmediği hususlarında olacaktır.

Fuat Gürtunalı'nın şahadetinin, Alt Mahkemenin dava ile ilgili bulgularına temel teşkil eden bölümü özetle şöyledir:

21/12/2009 tarihinden 5-10 gün önce Ali Rıza Akgün ve san-ık ile birlikte Harput Restorantında bulundukları bir sırada, sanık ve Akgün'ün kendisine ellerinde hint keneviri olduğunu ve satmak istediklerini, kendisinin yapamayacağını ancak yapabilecek bir arkadaşı olduğunu söylemesi üzerine Akgün ve sanığın arkadaş-ının yapmasına "tamam" deyip onay verdiklerini, bunun üzerine aynı saatlerde Timuçin Zorluoğlu isimli arkadaşını telefoniyen restoranta çağırarak görüştüğü-nü, Zorluoğlu'nun örnek talep etmesi üzerine restoranttaki ofisinde bulunan sanıktan bir parça örnek- hint keneviri alıp, salonda bekleyen Zorluoğlu'na götürdüğünü, Akgün ve sanığın, Zorluoğlu ile muhatap olmadıklarını, Zorluoğlu'nun numuneyi alıp gittikten sonra 21/12/2009 tarihinde kendisini telefoni-yen arayarak 1 kilo hint keneviri alabileceğini söyle-diğini, fiyatını konuştuklarını, hint kenevirinin hazırlanmasını ve gelip alacağını söylediğini, bu konuşmadan sonra Akgün ve sanığı arayarak teyit aldığını, teyit aldıktan sonra Zorluoğlu'nu arayarak hazır olduğu zaman aranmak üzere kendi-sine haber verec-eğini bildirdiğini, bu görüşmeden sonra Akgün'ün yanına giderek polis tarafından yakalandığı saate kadar Akgün'le birlikte olduklarını, Akgün'ün yanına geldiği zaman, Akgün'e hint kenevirinin hazır olduğunu sanığa iletme-sini ısrarla söylediğini, mezkûr hi-nt kenevininin sanığın tasarrufunda olduğunu bildiğini, sanık ile Akgün'ün o saat-lerde sürekli telefonda konuştuklarını, Akgün'ün sanığa hint kenevirinin hazırlanmasını ve saat 19.30 - 20.00 gibi Zorluoğlu'nun gelip alacağı hususunu söylediğini bildiğini,- telefon görüşmelerinden birinde sanık ile Akgün arasında sesin yükselmesi üzerine telefonu alarak sanıkla görüştüğünü, sanı-ğın kendisine "İhsan Tekin Kırdar da kimdir, yani ona ben mal verecem, onunla ben bu konular üzerinde nasıl bir muhatap olabilirim.-" dediğini, Zorluoğlu'nun bu arada yine kendisini telefoniyen araması üzerine, Akgün'e sanıkla anlaşmasını, bu iş olacaksa hint kenevirinin bu akşam gitmesi gerektiğini söyleyince, Akgün'ün sanığa tekrar telefon açtığını, bu görüşme sonunda Akgün'ün uyuştu-rucunun restorant salonunda bulunan motosikletin kutusunda olduğu haberini verdiğini, Akgün'ün restorantta işçi olarak çalışan İhsan Tekin Kırdar'ı arayarak uyuşturcunun motosikletin kutusunda olduğunu ve oradan alıp Zorluoğlu'na götürmesi için talimat ver-diğini iddia etmektedir.

Alt Mahkeme, yukarıda alıntısı yapılan Gürtunalı'nın şahadetini inceleyerek, bu şahadet ışığında dava konusu 649 gr. 765 mg. ağırlığındaki hint kenevirinin, nakliyede kullanı-lan motosikletin kutusu içerisine, sanık tarafından k-onulduğu bulgusunu yaparak, İddia Makamının sanık aleyhine getirilen 1 ve 3. davaları makul şüphenin ötesinde kanıtladığı sonucuna ulaştı ve sanığı mahkûm etti.

Alt Mahkemenin konu ile ilgili bulguları şöyledir:
"Gerek suç ortağı olan İMT.No.1 Fuat- Gürtunalı'nın sair bağımsız şahadet ve emarelerle, özellikle Emare 16 ve Emare 17'deki telefon görüşmesi dökümleri ile teyit edilmiş olan inanılır güvenilir şahadetinden, gerekse Sanığın, Ali Rıza Akgün'den telefonu alarak kendisine konuşan İMT.No.1 Fuat -Gürtunalı'ya yaptığına bulgu yaptığımız "İhsan Tekin Kırdar da kimdir, yani ona ben mal verecem" ve "Onunla ben bu konular üzerinde nasıl bir muhatap olabilirim" şeklindeki beyanlarından, gerekse Sanığın kendi hal ve hareketlerinden ve özellikle daha önce -bulgu yaptığımız gibi İMT.No.2 PM Mehmet Bayram'a ve İMT.No.9 PÇ Mustafa Hidayet'e karşı yalan beyanda bulunarak kimliğini gizlemiş olmasından makul, mantıki ve doğal olarak Emare 1 konusu 649 gram 765 miligram ağırlığındaki cannabis (hint keneviri) türü u-yuşturucu maddeyi Girne'de bulunan Harput Restorant'ın içerisindeki motosikletin arkasındaki kutunun içerisine 21.12.2009 tarihinde gece 20:10:29-20:22:05 saatleri arasında koymasından önce içerisinde uyuşturucu madde olduğundan, mevcudiyetinden, türünden -haberdar olarak fiilen muhafazasında tutmak suretiyle tasarruf ettiği ve 20:10:29-20:22:05 saatleri arasında telefonda konuştuğu Ali Rıza Akgün'ün talimatı ile hareket ettiğinden haberdar olduğu İhsan Tekin Kırdar'ın fiili tasarrufu ve fiziki teması aracıl-ığıyla Ali Rıza Akgün ve Fuat Gürtunalı'nın kontrolüne tabi olmasını sağlamak ve kendi fiili muhafazasından çıkarmak bilinç ve isteğiyle motosikletin kutusuna koymak suretiyle Ali Rıza Akgün, Fuat Gürtunalı ve İhsan Tekin Kırdar'a verdiği makul olarak, doğ-al olarak, mantıki olarak, istihraç edilir, işbu hususlarda bulgu yapılır."

Müdafaa avukatı, Gürtunalı'nın şahadetinin çelişkiler içerisinde olup doğruyu yansıtmadığını, bu şahadete dayanarak bulgu yapmanın hatalı olduğunu iddia etmektedir.

Tanıklar-ı değerlendirmek, bir tanığa inanıp inanmamak Alt Mahkemenin takdirinde olan bir husustur. Özellikle tanığın duruşmadaki tavırlarına ilişkin değerlendirmeler, tamamı ile Alt Mahkemelerin takdir alanı içindedir. Şahadete ilişkin değerlendirmelerde Yargıtay,- Alt Mahkemenin bulgularına, tanığın şahadetinde genel olarak tutarlı olmaması, çelişkiler içinde olması dışında müdahale etmez.

Müdafaa avukatına göre, Alt Mahkemenin bulgularının bir kısmı şahadete dayanmamakta, bir kısmı ise suç ortağının teyit edilm-emiş şahadetine dayanmaktadır. Bu nedenle, bu bulgulara dayanarak üretilen mahkûmiyet kararları hukuk dışıdır.

Yargıtay kural olarak, Alt Mahkemenin şahadete dayanan bulgularına müdahale etmez, meğer ki yapılan bulguların yanlış olduğu, ibraz edilen olgu-lara dayanmadığı, teyit gereken meselelerde, teyit edilmediği hususunda ikna edilmiş olsun.

Gürtunalı'nın şahadetinden anlaşıldığı gibi, dava konusu uyuşturucu satışı ile ilgili tüm temas ve organizasyon, Akgün'ün bilgisi dahilinde, Gürtunalı tarafından- yapılmıştır. Bu meselede, suç ortağı durumundaki Gürtunalı'nın şahadetine dayanarak, sanığın mahkûm edilebilmesi, sanığı suça bağlayan aşağıdaki hususların başka şahadetle de teyit edilmesine bağlıdır:
1- Sanığın, 21/12/2009 tarihinden 5-10 gün önce Gürt-unalı'ya elinde hint keneviri olduğunu söylediği veya sanığın hint keneviri tasarruf etmekte olduğu ve nakit sıkıntısı nedeni ile satmak istediği,
2- Zorluoğlu ile Gürtunalı'nın uyuşturucu satışı konusunda yaptığı anlaşmanın sanık tarafından bilinip onayla-ndığı,
3- Sanığın, Zorluoğlu'nun 21/12/2009 tarihinde mezkûr hint kenevirini teslim almaya geleceğini öğrendiği ve/veya bildiği,
4- Sanığın, Gürtunalı'ya "İhsan Tekin Kırdar da kimdir, yani ona ben mal verecem, onunla ben bu konular üzerinde nasıl bir muh-atap olabilirim," sözlerini söylediği,
5- Sanığın Akgün'e uyuşturucunun motosikletin kutusunda oldu-ğunu söylediği.

Alt Mahkemenin yukarıda belirtilen hususları kapsayan bulgularını, konuya şamil hukuki ilkeler ve sanık avukatının iddialarını göz önün-de tutarak inceleyeceğim:
1- Alt Mahkeme, Gürtunalı'nın şahadetinde ileri sürdüğü Akgün ve sanığın para ve nakit sıkıntıları olduğu ve bu yüzden elle-rindeki hint kenevirini satmak için tanıktan yardım istediğine ilişkin iddialarının, müdafaa tanıkları Ha-san Madencioğlu ve Turgut Kargılı tarafından teyit edildiği hususunda bulgu yap-mıştır.
Bu bulguların hatalı olup olmadığını inceleyelim:
Alt Mahkeme, sanığın beraat ettiği 2. dava ile ilgili bulgu yaparken, Gürtunalı'nın 21/12/2009 tarihinde, 5-10 gün önc-e Timuçin ile telefon görüşmesi yapmadığı, sanığın o gün ve o saatlerde restorantta olduğunu teyit eden başka şahadet bulun-madığı bulgusuna varmıştır. Gürtunalı, şahadetinde, sanık ve Akgün ile nakit ihtiyacı ve tasarruflarında hint keneviri olduğu ile il-gili konuşmanın o gün olduğunu iddia ettiğine göre, Alt Mahkemenin yukarıdaki bulgusu ışığında, tanığın mezkûr günü kapsayan şahadetine değer vermemesi gerekirdi.
Kaldı ki, Gürtunalı'nın nakit sıkıntısı olduğu hususundaki iddiaları, müdafaa tanıkları Made-ncioğlu ve Kargılı tarafından teyit edilmemektedir. Gürtunalı, nakit sıkıntısının restorant ile ilgili borç ve ihtiyaçlardan kaynaklandığını ve bu ihti-yaçlar nedeniyle uyuşturucu satışı yapmak istediğini söyler-ken, müdafaa tanıkları, sanığın kendilerine -olan borcunu ödemekte güçlük çektiğini söylemektedirler.
Söylediklerim ışığında, Alt Mahkemenin sanığın nakit veya para sıkıntısı olduğu ve bu nedenle hint keneviri satmak istediği yönündeki bulgusu hatalıdır.
2- Gürtunalı'nın 21/12/2009 tarihinde, Zorlu-oğlu ile görüştük-ten sonra, sanıktan teyit aldığı iddiası hakkında Alt Mahkeme-nin herhangi bir bulgusu yoktur. Gürtunalı'nın bu hususta söy-ledikleri herhangi bir şahadet tarafından teyit edilmiş olma-dığından, geçerli şahadet olarak kabul edilemez.
Gürt-unalı 21/12/2009 tarihinde Zorluoğlu'nun aynı akşam uyuş-turucuyu almak için geleceğini öğrenince, Akgün'ün yanına git-tiğini ve Akgün'e durumu sanığa iletmesini söylediğini ileri sürmektedir. Akgün, Alt Mahkemede şahadet vermemiştir. Bu nedenle, konu ile -ilgili olarak sanığa birşey söylenip söylen-mediği ve/veya ne söylendiği hakkında hiçbir şahadet yoktur.
Alt Mahkemenin bulgusuna göre, Gürtunalı ve Akgün restorantta oldukları bir sırada, saat 17.00 - 18.00 civarında, sanık restoranta gelmiş ve Akgün ile -5-10 dakika görüşmüştür. Bu görüşmede de, uyuşturucu satışı ile ilgili herhangi birşey konuşulduğu hususunda şahadet yoktur.
3- Gürtunalı şahadetinde, sanık ile Akgün'ün 19.30 - 20.00 arası bir çok kez telefoniyen görüştüklerini, bu görüşmelerden birinde s-anık ile kendisinin de konuştuğunu, sanığın kendisine "İhsan Tekin Kırdar da kimdir, yani ona ben mal verecem, onun-la ben bu konular üzerinde nasıl bir muhatap olabilirim" dedi-ğini, Zorluoğlu'nun tekrar kendisini araması üzerine, Akgün'e uyuşturucunun bu- akşam gitmesi gerektiğini söyleyerek, sanıkla anlaşmasını istediğini, Akgün'ün sanığı aradıktan sonra, ken-disine, uyuşturucunun motosikletin kutusunda olduğu bilgisini verdiğini, Akgün'ün Kırdar'ı arayarak uyuşturucuyu motosik-letin kutusundan alıp, Zorl-uoğlu'na götürmesi için talimat verdiğini iddia etmektedir.

Alt Mahkeme, Gürtunalı'nın sanık ile Akgün arasında o gece telefon görüşmeleri olduğuna dair verdiği şahadetin emare te-lefon kayıtları ile teyit edildiğini de dikkate alarak, doğru olduğu husus-unda bulgu yapmıştır. Anılan taraflar arasında telefon görüşmesi yapıldığına dair bulgu hatalı değildir. Alt Mahkemenin bulgularına göre, sanık ile Akgün'ün o gece ilk görüşmesi saat 19.51.38'de sanık ve müdafaa tanığı Madencioğlu ve Kargılı'nın, Quick Win- isimli bahis salonunda bulundukları sırada yapılan görüşmedir. Bu görüşmede taraflar arasında uyuşturucu konusunun geçtiğine dair şahadet yoktur. Müdafaa tanıklarının Alt Mahkeme tarafından doğru olarak kabul edilen şahadetine göre, bu görüşmede sanık, re-storantın ertesi gün hizmete açılmaması için Akgün'le tartışmaktaydı.

Buraya kadar incelenen Alt Mahkeme önündeki şahadette, sanığı suça bağlayan hiçbir olgu yoktur. Sanığın, uyuşturucu konusunda Gürtunalı ve Akgün ile olan ilk teması, Alt Mahkeme-nin Gü-rtunalı'nın şahadeti doğrultusunda saat 20.02.36'daki telefon görüşmesinde Gürtunalı'ya söylediği iddia edilen "İhsan Tekin Kırdar da kimdir, yani ona ben mal verecem, onunla ben bu konular üzerinde nasıl bir muhatap olabili-rim"'dir. Alt Mahkeme, sanığı m-ahkûm ederken ağırlıklı olarak bu söze dayandığından, bu konudaki şahadetin incelenmesi gerekir. Alt Mahkeme, Gürtunalı'nın bu husustaki şahadetini inanılır ve güvenilir bularak, sanığın bu sözleri söylediği bulgusuna varmıştır. Alt Mahkemenin bu bulgusuna- rağmen, bu şahadetin geçerli olarak kabul edilmesi, teyit edilmiş olması-na bağlıdır. Alt Mahkeme Gürtunalı'nın bu konu ile ilgili şahadetinin, Emare 16 telefon kayıtları ile teyit edildiği bulgusuna varmıştır. Emare 16 telefon kayıtlarının, mezkûr saatte- Gürtunalı ile sanık arasında telefon görüşmesi yapıl-dığını teyit etmekte olmasına rağmen, bu görüşmenin detayı ve sanığın mezkûr sözleri söyleyip söylemediği hususunda teyit edici özelliği yoktur. Daha önce belirttiğim gibi, aranan teyit, sanığı suça bağ-layacak şahadetle ilgilidir. Sırf tele-fon görüşmesi yapılması, sanığı doğrudan suça bağlayıcı bir şahadet değildir. Bu nedenle, Alt Mahkemenin sanığın mezkûr sözleri söylediğine dair bulgusu hatalı olmuştur. Bir an için mezkûr sözlerin geçerli şahadet ola-rak kabul edilmesi halinde, tek başına sanığı suça bağlayacak şahadet olarak değerlendi-rilebilir mi?
Görgü tanığı olmayan bu meselede, bu sözlerin sanık aleyhine değerlendirilmesi, tüm olgular ve diğer çevre şahadeti ile birlikte, sanık aleyhine bir bütü-nsellik göstermesine bağlı-dır. Halbuki yukarıda incelendiği gibi, Mahkeme huzurundaki şahadette, sanığı suça bağlayan teyit edilmiş hiç bir iddia mevcut değildir.

Alt Mahkeme, mezkûr telefon görüşmesi esnasında ve devamında, sanığın restorantın olduğu- bölgede olduğu, saat 20.22.05'te Akgün'ün, Gürtunalı'nın telefonu ile sanığı aradığı, bu görüşme sonunda Akgün'ün, Kırdar'a uyuşturucuyu motosikletten alıp Zorluoğlu'na götürmesine talimat verdiği hususunda bulgu yaparak, dava konusu uyuşturucuyu, motosik--letin kutusuna, sanıktan başka herhangi birisinin koyma ihti-mali olmadığı hususunda bulgu yapmıştır.

Sanığın, Gürtunalı'nın telefonu vasıtasıyla Akgün ile konuştuğu hususunu teyit edecek başka şahadet yoktur. Yine 20.22.05'te olduğu iddia edilen bu gö-rüşmenin detayları hakkında da herhangi bir şahadet yoktur. Dolayısıyla, Alt Mahkemenin bu husustaki bulgusu şahadete dayanmadığından hatalıdır.

Alt Mahkeme, sanığın operasyon gecesi polise yanlış beyan-da bulunmasını, suça bağlayan bir husus olarak- değerlendirmiş-tir. Sanığın operasyondan haberdar olduğu iddia edilmemiştir. Emare telefon kayıtlarına göre, sanık, operasyon sonrasında ilk telefon görüşmesini polis ile aralarında mezkûr diyalog geçtikten sonra yaptığı cihetle, operasyondan haberdar old-uğu ve bunun için polise yalan beyanda bulunduğu söylenemez. Bu olgu ışığında, sanığın yalan beyanda bulunması, sanık aleyhine makul şüpheden ari bir şahadet olarak kabul edilemez. Sanığı suça bağlayan teyit edilmiş başka bir şahadet mevcut olmadığı cihetl-e, sanığın anılan hal ve hareketleri tek başına sanık aleyhine değerlendirilemez.

Huzurumuzda bulunan bu meselede, olayı aydınlatacak kilit şahadetin, Akgün'ün şahadeti olduğu gözlemlenmektedir. Alt Mahkeme, Akgün'ün suç ortağı olduğunu ve Gürtunalı'nın -şahade-tini teyit etmesinin söz konusu olmadığını gerekçe göstererek, şahadete çağrılmamasını bir eksiklik olarak görmemiştir. Gürtunalı'nın şahadetinden, olaydaki baş aktörün Akgün olduğu, sanıkla temasın ağırlıklı olarak Akgün'le yapıldığı, olayla ilgili- olarak iddia edilen telefon görüşmelerinin Akgün ile sanık arasında geçtiği, Alt Mahkeme tarafından teyit edici şahadet olarak kabul edilen telefon görüşmelerinin içeriği konusunda, Akgün'ün şahadetinin esaslı noktalarda bağımsız şahadet olduğu ve Gürtuna-lı'nın şahadetini teyit edici mahi-yette olmadığı açık olduğundan, şahadet vermemesi önemli eksiklik olarak görülmektedir. Bunun gibi, polisin özellikle motosikletin kutusu üzerinde parmak izi aramaması ciddi bir eksiklik olarak görülmektedir. Şöyle ki, sa-nığın uyuşturucu tasarrufu ile ilgili görgü şahidi ve/veya başka şahadet ve/veya direkt başka bir şahadet olmadığı dikkate alındığında, sanığı suça bağlayıcı en önemli şahadetlerden birinin parmak izi olabileceği gözden kaçmamalıdır. Motosikletin kutusu üz-erinde parmak izi araştırması yapılmaması, direkt şahadet olmayan bu meselede, sanığın suçsuzluğu üzerinde makul şüphe yaratacak niteliktedir.

Keza, İddia Makamı tarafından ibraz edilen tüm şahadet bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sanık aleyhine ge-tirilen davalara konu suçların, makul şüpheden ari bir şekilde kanıtlandığı söylenemez. Bu durumda şüphenin menfaatini sanık lehine uygulayarak aleyhine getirilen davalardan beraat ettirilmesi gerekirdi. Alt Mahkeme beraat kararı vermemekle hatalı davranmı-ştır.

Sonuç olarak, istinafın kabul edilerek, sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği görüşündeyim.

Hüseyin Besimoğlu: Sanık aleyhine ,Girne Ağır Ceza Mahkeme-sinde aşağıdaki davalar getirilmiştir:

"İTHAM OLUNDUĞU SUÇ
Birinci Dava
16/77, 54/77, -36/82, 37/89, 38/91 ve 42/04 sayılı Yasalar ile tadil olunan 4/72 sayılı Uyuşturucu Maddeler Yasası'nın 2, 3, 24(1)(a)(2) (A)(3) maddeleri ile 63/73 sayılı Nizamname ile tadil olunan 21/73 sayılı Uyuşturucu Maddeler Nizamnamesinin 3, 5 ve 25. maddelerine a-ykırı Uyuşturucu Madde, Cannabis (Hint Keneviri) Tasarrufu.

SUÇUN TAFSİLATI
Sanık 2009-21/12/2009 tarihlerinde, Girnede KKTC yetkili makamı tarafından genel olarak yetkilendirilmiş veya ilgili Nizam tahtında ruhsatlı olmadığı halde tasarrufunda toplam 650- gram 407 miligram ağırlığında uyuşturucu madde yani hint keneviri (Cannabis) kanunsuz olarak bulundurdu.

İTHAM OLDUĞU SUÇ
İkinci Dava
16/77, 54/77, 36/82, 37/89, 38/91 ve 42/04 sayılı Yasalar ile tadil olunan 4/72 sayılı Uyuşturucu Maddeler Yasası'nın 2,- 3, 24(1)(a)(2) (A)(3) maddeleri ile 63/73 sayılı Nizamname ile tadil olunan 21/73 sayılı Uyuşturucu Maddeler Nizamnamesinin 3, 4(1) maddelerine aykırı Uyuşturucu Madde, Cannabis (Hint Keneviri) verme.

SUÇUN TAFSİLATI
Sanık, 2009-21/12/2009 tarihleri aras-ında birinci davada zikrolunan mahalde KKTC yetkili makamı tarafından genel olarak yetkilendirilmiş veya ilgili Nizam tahtında ruhsatlı olmadığı halde 642 miligram ağırlığındaki uyuşturucu maddeyi yani hint kenevirini (Cannabis) kanunsuz olarak Fuat Gürtun-alı isimli şahsa verildi.

İTHAM OLUNDUĞU SUÇ
Üçüncü Dava
16/77, 54/77, 36/82, 37/89, 38/91 ve 42/04 sayılı Yasalar ile tadil olunan 4/72 sayılı Uyuşturucu Maddeler Yasası'nın 2, 3, 24(1)(a)(2) (A)(3) maddeleri ile 63/73 sayılı Nizamname ile tadil olunan -21/73 sayılı Uyuşturucu Maddeler Nizamnamesinin 3, 4(1) maddelerine aykırı Uyuşturucu Madde, Cannabis (Hint Keneviri) verme.

SUÇUN TAFSİLATI
Sanık 2009-21/12/2009 tarihlerinde birinci davada zikrolunan mahalde KKTC yetkili makamı tarafından genel olarak y-etkilendirilmiş veya ilgili Nizam tahtında ruhsatlı olmadığı halde 649 gram 765 miligram ağırlığındaki uyuşturucu maddeyi yani hint kenevirini (Cannabis) kanunsuz olarak Fuat Gürtunalı, Alirıza Akgün ve İhsan Tekin Kırdar isimli şahıslara verildi."

Sanık-, aleyhindeki davaları kabul etmediği için, davanın duruşması yapılmış, itham edildiği 2. davadan beraat etmiş, 1. ve 3. davadan ise mahkûm edilerek, her iki davadan da birlikte çekilmek üzere 4'er yıl hapis cezasına çarptırılmıştır.

Bu karar üzerine-, sanık huzurumuzdaki istinafı dosyala-mıştır. İstinaf, mahkûmiyet kararlarına karşı yapılmıştır.

İSTİNAF SEBEPLERİ

İstinaf Eden, 3 istinaf sebebi ileri sürmüştür:

Sanığın mahkûm olduğu suçları işlediği makul şüpheden ari olarak kanıtlanamadı,
2. B-ir ceza yargılamasında dikkate alınması gereken temel
ilkeler, Alt Mahkeme tarafından dikkate alınmadı veya
yanlış değerlendirildi,
Soruşturma ile ilgili eksik ve hatalı tahkikat yapılmış-
tır. Eksik ve hatalı olgulara dayanarak Sanığın- mahkum
edilmesi hatalıdır.

İSTİNAFA KONU OLGULAR

Fuat Gürtunalı, İngiltere'de uyuşturucu suçundan 12 yıl hapse mahkum edilmiş ve 10 yıl hapis yattıktan sonra, 2006 yılında KKTC'e gelmiştir.

Fuat Gürtunalı, İngiltere'de hapisteyken, Sanık d-a, aynı cezaevinde, eroin türü uyuşturucudan cezasını çekmekteydi.

Girne'de, Türk Ocağı Kulübünün yanında bulunan Harput isimli restorant, Sanığın kirasında ve işletmesi altında idi. Sanığın, bu restorant ile ilgili, restorantı devreden kişilere borçlar-ı vardı.

Harput isimli, restorant tadilat nedeniyle kapalı olma-sına rağmen, restorantta çalışan işçiler vardı. İhsan Tekin Kırdar, Ali Rıza Akgün tarafından Türkiye'den getirtilen ve restorantta çalışan işçilerden biri idi. Fuat Gürtunalı sık sık bu- restoranta gitmekteydi.

Girne Halkevi Spor Kulübünün doğu kısmında bulunan park yerine gelecek olan, beyaz renkli bir minibüsteki bazı kişi-lerin, uyuşturucu alışverişi yapacakları hususunda bir ihbar alan PGM'ye bağlı Narkotik ve Kaçakçılığı Önleme- Müdürlüğüne bağlı, aralarında olayın soruşturma memuru PM Mehmet Bayram'ın da bulunduğu polis mensupları, 21/12/2009 tarihinde saat 18.40'da anılan yerde bir operasyon başlattılar.

Operasyon çerçevesinde, saat 20.40'da park yerine gelen TET 531 plak-alı minibüsü kullanan Timuçin Zorluoğlu'ndan şüphelenen polis, mezkûr kişi ve aracı yokladıklarında, araç içinde sonradan 649 gr.765 mg. ağırlığında olduğu tespit edilen hint keneviri (cannabis) buldular.

Timuçin Zorluoğlu'dan yapılan soruşturmada, u-yuşturucuyu sattıktan sonra parasını Fuat Gürtunalı'ya teslim etmek için buluşacaklarını öğrenen soruşturma memuru, Gürtunalı'yı Girne'de tespit ederek tutukladı.

Soruşturma sırasında mezkûr uyuşturucunun, Girne'de, Türk Ocağı Spor Kulübü içinde bul-unan Harput Restorantın ortakla-rından Ali Rıza Akgün'ün talimatı ile restorant çalışanı İhsan Tekin Kırdar tarafından, restoranta ait GF 405 plakalı moto-siklet ile götürülüp, Timuçin Zorluoğlu'na teslim edildiği bilgisine ulaşan polis, İhsan Tekin Kırdar-'ı tutuklayarak, Ali Rıza Akgün'ü aramaya başladı.

Ali Riza Akgün'ün, Sanığın evinde kaldığının öğrenilmesi üzerine, soruşturma memuru ile birlikte Sanığın evinin bulun-duğu sokağa giden PÇ Mustafa Hidayet, orada rastladıkları, sonradan Sanık olduğu- tespit edilen bir kişiye, Hasan Bingöl isminde birinin burada kalıp kalmadığını sorması üzerine, Sanık, orada kalmadığını ve kimseyi tanımadığını söyleyerek uzaklaştı.

Soruşturma kapsamında, Timuçin Zorluoğlu'dan ele geçirilen hint keneviri ile ilg-ili olduğu kanaatine varılan ve aramalara rağmen o gece bulunamayan Sanık, 22.12.2009 tarihinde Girne Polis Müdürlüğüne giderek teslim oldu.

Yapılan sorgulamada olayla ilgisi olduğunu reddeden Sanık, polise yazılı ifade vermedi. 31.12.2009 tarihinde -kendisine okunan, uyuşturucu tasarrufu ve verme suçları ile ilgili "kabul etmiyorum" cevabını verdi.

356818/02777603/3 imei numaralı Nokia 6300 marka ve model cep telefonu ve 05338530473 çağrı No.lu sim kartı Sanığın tasarrufunda bulundu.

35-738000/249627/8 imei numaralı Nokia marka cep telefonu ve 05338848257 çağrı No.lu sim kartı İhsan Tekin Kırdar'ın tasarrufunda bulundu.

357746/00/045210/9 imei numaralı Samsung marka cep telefonu ve 05428741862 çağrı No.lu sim kartı Timuçin Zorluoğlu-'nun tasarrufunda bulundu.

359559/01/324933/1 imei numaralı Nokia marka cep telefonu ve 05338697297 No.lu sim kartı Fuat Gürtunalı'nın tasarrufunda bulundu.

Sanık, 23.12.2009 tarihinde, Girne Akçiçek Hastahane-sinde kendi rızası ile kan ve idra-r örneği verdi ve Sanığın
kanında, hint keneviri bitkisinin etkin maddesi olan tetrahydrocannabinol maddesi tespit edildi.
Olayla ilgili olarak, İhsan Tekin Kırdar, Timuçin Zorluoğlu ve Fuat Gürtunalı aleyhlerine getirilen uyuşturucu madde tasarrufu, uyu-şturucu alma ve verme suçlarından Girne Ağır Ceza Mahkemesinin 1411/2010 sayılı davasında yargılanıp mahkûm oldular ve çeşitli hapis cezalarına çarptırıldılar. Olaya methaldar olan Ali Rıza Akgün ise bulunamadığı için, bugüne kadar yargı önüne çıkarılamadı-.

İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ

İstinaf sebepleri, birbirleri ile ilişkili olduğundan, birlikte inceleneceklerdir.

Birçok istinaf kararında yer aldığı gibi, ceza davaların-da, sanığın itham edildiği suçu işlediğini kanıtlama yükümlü-lüğü, Sa-vcılıktadır. Savcılık, sanığın, itham edildiği suçu işlediğini, makul şüphenin ötesinde kanıtlamakla yükümlüdür. Sanığın suçsuz olduğunu kanıtlaması gerekmez. Savcılık, sanı-ğın suçu işlediğini ortaya koyabilecek yeterlilikte şahadet sunduğu zaman, şahadet- sunma yükümlülüğünü yerine getirmiş olur. Sunulan şahadet, sanığı itham edildiği suça bağlayıcı, itham edildiği suçu işlediğini gösterebilir yeterlilikte olduğu zaman, Savcılığın sunduğu bu şahadete karşı şahadet sunma yükümlülüğü sanığa geçer. Sanık, şah-adet sunmak zorunda değildir. Mahkeme davanın sonunda mevcut tüm şahadeti değer-lendirerek kararını verir. Sanığın herhangi bir hususu ispat etmesi gerekmemekle birlikte, yaptığı eylemin suç olmadığı veya suçu işlemediği hususunda mahkemeye izahat verebili-r. Sanık, bir izahat ileri sürdüğünde, bu izahatın mahkeme tara-fından dikkate alınabilmesi için değer taşıyabilen şahadet ile desteklenmesi gerekir. Değer taşıyan şahadet, sanık tarafından ibraz edilebileceği gibi, Savcılık tanıklarının istintakı ile de m-ahkemeye sunulabilir. Mahkeme, sanığın ileri sürdüğü ve değer taşıyan şahadetle desteklenen izahatın doğru olma olasılığına kanaat getirirse veya bu izahatın doğru olabilece-ğine dair makul şüphe oluşursa, sanığın suçlu olduğu makul şüphenin ötesinde kanıt-lanmamış sayıldığından, beraat ettiril-mesi gerekir.( 29/73 ;Y/C 11/2010 D 8/2011 ; 14/98 D 1/2000)

Sanık 21.12.2009 tarihinde, 650 gram, 407 mg. ağırlığın-da uyuşturucu maddeyi yani hint kenevirini kanunsuz olarak bulundurmak ve konu uyuşturucu mad-deyi 21.12.2009 tarihinde Fuat Gürtunalı, Ali Rıza Akgün ve İhsan Tekin Kırdar isimli şahıslara vermekle itham edilmektedir.

İstinaf konusu davayı kanıtlamak için, İddia Makamı 12, müdafaa da, Sanık haricinde 4 tanık dinletmiştir. Sanık ise yeminsiz şaha-det vermiştir. İbraz edilen şahadete göre, suç ortaklarından sadece Fuat Gürtunalı şahadet vermiş, Ali Rıza Akgün, İhsan Tekin Kırdar, Timuçin Zorluoğlu ise şahadete çağrılmamıştır.

Alt Mahkeme, Fuat Gürtunalı'nın suç ortağı olduğunu dikkate alarak-, suç ortağının şahadetinin başka bir şahadet ile teyit edilip edilmediğini inceledikten sonra, Fuat Gürtunalı'nın şahadetine itibar ederek, şahadetinin teyit edildiği sonucuna varmıştır.

Bir suç ortağının şahadetine verilecek değer ile ilgili olarak, Ya-rgıtayın, benimsediği ilkeler vardır. Buna göre, bir suça karışan suç ortağının, Sanık aleyhine şahadet vermesi, Fasıl 9 Şahadet Yasası'nın 13. maddesi altında olanaklıdır.
Yerleşmiş ilkelere göre, bir suç ortağının şahadeti ile Sanığın mahkûm edilebilmesi- için, mahkeme aşağıdaki şıklardan birini tercih etmek durumundadır:
1. Suç ortağının şahadetine dayanarak bulgu yapmanın salim
olmayıp, tehlikeli olduğu hususunda kendi kendini ikaz
ettikten sonra, Sanığı itham edildiği suçtan mahkûm
edebilir-.
Bir suç ortağının şahadetini teyit edici şahadet
(corraboration) arar.

Teyit edici şahadetin mahiyeti, her davanın kendine özgü somut olgularına göre değişkenlik arz edebilir. Aranan teyit edici şahadetin, işlenen suçun sanık tarafından işlen-diğini gösteren ve sanığı suça bağlayıcı mahiyette olması gerekir. Suç ortağının her söylediğinin teyit edilmesi gerekmez. Bir suç ortağının şahadeti diğer bir suç ortağının şahadeti ile teyit edilemez. Suç ortağının şahadeti, bizzat sanık tarafın-dan veri-len şahadet ile teyit edilebileceği gibi, sanığın tavır ve hareketleri de teyit edici şahadet olarak kabul edilebilir. (Bak: Yargıtay Ceza 10/1984 D 9/84; 6-7-8/84 D 10/84 )

Alt Mahkeme istinaf konusu davada, Sanığı, sadece suç ortağının şahadetine- dayanarak mahkûm etmeyi salim bulmayarak, teyit edici şahadet aranması gerektiği kanaatine vardı ve ibraz edilen çevre şahadeti inceleyerek bu şahadetin, tanığın şahadetini esaslı noktalarda teyit ettiği bulgusuna vararak, Sanığı itham edildiği 1 ve 3. da-valardan mahkûm etti.

Sanığın itham edildiği 1. davadaki uyuşturucu tasarrufu suçundan mahkûm olabilmesi için İddia Makamının, Sanığın:
(a) Hint keneviri türü uyuşturucu madde tasarruf etmesi
konusunda KKTC yetkili makamı tarafından genel olarak
- yetkilendirilmiş veya ilgili nizam altında ruhsatlı bir
kişi olmadığını,
(b) 21/12/2009 tarihinde Girne'de toplam 650 gr. 407 mg.
ağırlığındaki hint kenevirini tasarruf etmiş olduğunu,
makul şüphenin ötesinde kanıtlaması gerekir.

San-ığın itham edildiği 3. davadaki suçtan mahkûm edile-bilmesi için İddia Makamının, Sanığın:
(a) Hint keneviri türü uyuşturucu madde verme konusunda KKTC
yetkili makamı tarafından genel olarak yetkilendirilmiş
veya ilgili nizam altında ruhsatlı bir- kişi olmadığını,
(b) 21/12/2009 tarihinde operasyon sonucu Timuçin
Zorluoğlu'nun tasarrufunda bulunan 649 gr. 765 mg.
ağırlığındaki hint kenevirini Girne'de kanunsuz olarak
Fuat Gürtunalı, Ali Rıza Akgün ve İhsan Tekin Kırdar
isimli ş-ahıslara verdiğini, makul şüphenin ötesinde
kanıtlaması gerekir.

Sanığın, uyuşturucu tasarrufu ve verme konusunda KKTC yetkili makamı tarafından yetkilendirilmediği ve bu hususlarla ilgili ruhsatı olmadığı, ibraz edilen emareler ve şahadetle or-taya konduğundan, 1 ve 3. davalardaki suçların bu unsuru, İddia Makamı tarafından makul şüphenin ötesinde kanıtlanmış olduğu kabul edilmelidir. Bu konuda, Alt Mahkemenin kararı hatalı olmamıştır.

Dava konusu hint keneviri türü uyuşturucunun, Sanığın- fiziki tasarrufunda bulunduğu veya ithamnamede ileri sürülen kişilere verdiği hususunda, suç ortağı Fuat Gürtunalı'nın şahadeti dışında bir görgü tanığı yoktur.

Alt Mahkeme, Sanığı, Fuat Gürtunalı'nın teyit edilen şahadetini ve çevre şahadeti dikka-te alarak mahkum etmiştir.

İstinaf Eden Avukatı, Gürtunalı'nın şahadetinin çelişkili olduğunu, Alt Mahkemenin de birçok hususta tanığa inanıp değer vermediğini, buna rağmen şahadetinin bir bölümünün doğru olduğu hususunda bulgu yaparak, Sanığı -mahkûm etmesinin hatalı olduğunu iddia etmektedir.

Bir mahkeme, gerekçe göstermek şartı ile bir tanığın şahadetinin bir kısmına inanıp bir kısmına inanmayabilir ve şahadetin inanılan kısmı ışığında bulgu yapabilir.

Huzurumdaki istinaf konusu mese-lede, Alt Mahkeme, Fuat Gürtunalı'nın şahadetinin bir kısmına itibar etmedi ve Sanığın itham edildiği 2. dava hakkındaki şahadet ve iddialarını kabul etmeyerek, bu suçtan Sanığı beraat ettirdi. Tanığın bir kısım şahadetinin ise tutarlı olduğu ve teyit edil-diği gerekçesi ile doğru olarak kabul etti ve bu şahadet ile Sanığı 1 ve 3. davalardan mahkûm etti.

Yukarıda belirtilen ilkeler ışığında, Alt Mahkemenin, sanığın şahadetinin bir kısmına inanması ve bir kısmına ise inanmaması hatalı değildir.(Y/C 19/-79 D.15/80)

Alt Mahkeme, Fuat Gürtunalı'nın şahadetini inceleyerek, bu şahadet ışığında, dava konusu 649 gr.765 mg. ağırlığındaki hint kenevirinin, nakliyede kullanılan motosikletin kutusu içerisine, Sanık tarafından konduğu bulgusunu yaparak, İddia Maka-mının Sanık aleyhine getirilen 1 ve 3. davaları makul şüphenin ötesinde kanıtladığı sonucuna ulaştı ve Sanığı mahkûm etti.

Alt Mahkemenin konu ile ilgili bulguları şöyledir:
"Gerek suç ortağı olan İMT.No.1 Fuat Gürtunalı'nın sair bağımsız şahadet ve e-marelerle, özellikle Emare 16 ve Emare 17'deki telefon görüşmesi dökümleri ile teyit edilmiş olan inanılır güvenilir şahadetinden, gerekse Sanığın, Ali Rıza Akgün'den telefonu alarak kendisine konuşan İMT.No.1 Fuat Gürtunalı'ya yaptığına bulgu yaptığımız "-İhsan Tekin Kırdar da kimdir, yani ona ben mal verecem" ve "Onunla ben bu konular üzerinde nasıl bir muhatap olabilirim" şeklindeki beyanlarından, gerekse Sanığın kendi hal ve hareketlerinden ve özellikle daha önce bulgu yaptığımız gibi İMT.No.2 PM Mehmet -Bayram'a ve İMT.No.9 PÇ Mustafa Hidayet'e karşı yalan beyanda bulunarak kimliğini gizlemiş olmasından makul, mantıki ve doğal olarak Emare 1 konusu 649 gram 765 miligram ağırlığındaki cannabis (hint keneviri) türü uyuşturucu maddeyi Girne'de bulunan Harput- Restorant'ın içerisindeki motosikletin arkasındaki kutunun içerisine 21.12.2009 tarihinde gece 20:10:29-20:22:05 saatleri arasında koymasından önce içerisinde uyuşturucu madde olduğundan, mevcudiyetinden, türünden haberdar olarak fiilen muhafazasında tutm-ak suretiyle tasarruf ettiği ve 20:10:29-20:22:05 saatleri arasında telefonda konuştuğu Ali Rıza Akgün'ün talimatı ile hareket ettiğinden haberdar olduğu İhsan Tekin Kırdar'ın fiili tasarrufu ve fiziki teması aracılığıyla Ali Rıza Akgün ve Fuat Gürtunalı'n-ın kontrolüne tabi olmasını sağlamak ve kendi fiili muhafazasından çıkarmak bilinç ve isteğiyle motosikletin kutusuna koymak suretiyle Ali Rıza Akgün, Fuat Gürtunalı ve İhsan Tekin Kırdar'a verdiği makul olarak, doğal olarak, mantıki olarak, istihraç edili-r, işbu hususlarda bulgu yapılır."

Müdafaa Avukatı, Gürtunalı'nın şahadetinin çelişkiler içerisinde olup doğruyu yansıtmadığını, bu şahadete dayanarak bulgu yapmanın hatalı olduğunu iddia etmektedir.

Tanıkları değerlendirmek, bir tanığa inanıp inanm-amak alt mahkemenin takdirinde olan bir husustur. Özellikle tanığın duruşmadaki tavırlarına ilişkin değerlendirmeler, tamamı ile alt mahkemelerin takdir alanı içindedir. Şahadete ilişkin değerlendirmelerde Yargıtay, alt mahkemenin bulgularına, tanığın şaha-detinde genel olarak tutarlı olmaması, çelişkiler içinde olması dışında müdahale etmez.

Müdafaa Avukatına göre, Alt Mahkemenin bulgularının bir kısmı şahadete dayanmamakta, bir kısmı ise, suç ortağının teyit edilmemiş şahadetine dayanmaktadır. Bu nedenl-e, bu bulgulara dayanarak üretilen mahkûmiyet kararları hatalıdır.

Yargıtay, kural olarak, Alt Mahkemenin şahadete dayanan bulgularına müdahale etmez, meğer ki yapılan bulguların yanlış olduğu, ibraz edilen olgulara dayanmadığı, teyit gereken meselelerde-, teyit edilmediği hususunda ikna edilmiş olsun.

Sanık, 21.12.2009 tarihinde 650 gr. 407 mg. ağırlığında uyuşturucu madde, yani hint kenevirini kanunsuz olarak bulundurmak ve konu uyuşturucu maddeyi 21.12.2009 tarihinde Fuat Gürtunalı, Ali Rıza Akgü-n ve İhsan Tekin Kırdan isimli şahıslara vermekle itham edilmektedir.

Alt Mahkemenin, suç ortağı olan Fuat Gürtunalı'nın şahadetini, bu şahadetin başka bir şahadet ile teyit edilip edilmediğini, çevre şahadet olup olmadığını, emare sunulan evrakları ve S-anığın beyanlarını esaslı bir şekilde incele-diğini görürüm.

Alt Mahkemenin, suç ortağı olan Fuat Gürtunalı'nın şahadetinin teyit edilip edilmediğiyle ve Sanık aleyhine getirilen davaların makul şüphenin ötesinde ispat edilip edilmediğiyle ilgili bulgul-arının hatalı olup olmadığını tespit edebilmek için, Mahkeme huzurundaki şahadeti ve ilgili emareleri incelemek gerekir. Bu husus, İstinaf Edenin iddiaları ile birlikte ele alınıp incelenecektir.

İstinaf Eden, istinafa konu dava ile ilgili soruşturmanın -eksik ve hatalı yapıldığını iddia etmektedir.

Dava ile ilgili zabıtlara göre, bu davanın duruşmasında, İddia Makamı 12 tanık dinletmiş ve 20 adet emareyi Mahkemeye sunmuştur.

İddia Makamının tanıklarının şahadetlerini ve dava ile ilgili tüm olguları di-kkate alan Alt Mahkeme, tüm bunları inanılır ve güvenilir bulmuştur.

Tanıkların şahadetlerini ve sunulan emareleri dikkate aldığımda, istinafa konu dava ve suçlara ilişkin tahkikatın; tahkikatın başlatıldığı tarihten, sonlandırıldığı tarihe kadar geçen -sürede gerekli olan bütün hususlarda yapıldığını görürüm.

Bir suç ile ilgili tahkikat başlatıldığında, tahkikat sırasında sanığı suça bağlayan konularda eksiklik olabilir. Bu eksikliklerin bazıları sanığı suça bağlayan esaslı eksiklikler olabileceğ-i gibi, bazıları ise sanığı suça bağlayan esaslı eksiklikler olmayabilmektedir. Sanığı suça bağlayan konularda esaslı bir eksiklik olması halinde, bu hususlar, mahkemeler tarafından titizlikle değerlendirilmeli ve bu eksiklikler suçun işlenmesinde şüphe ya-ratıyorsa, sanığın lehine ele alınmalıdırlar. Sanığı suça bağlayan eksiklikler her davanın kendine özgü koşulları çerçevesinde incelenmelidir.

Alt Mahkeme, uyuşturucunun taşındığı motor üzerinde ve motor kutusunda parmak izi araştırması yapılmadığını, mo-torun fotoğraflarının çekilmediğini, motorun emare yapılmadığını bir eksiklik olarak görmüş, ancak İddia Makamı tanıklarının şaha-detlerine itibar ettiğinden, bu eksikliğe rağmen, dava konusu suçun Sanık tarafından işlenmiş olduğu sonucuna varmıştır.

- Alt Mahkeme, bu hususları kararında şu şekilde ifade etmiştir:

"İMT. No. 2 PM. Mehmet Bayram, istintakı sırasında motorun üzerinde ve motorun kutusunda parmak izi araştırması yaptırılmadığını kabul etmektedir. Motorun emare yapılmadığı ve fotoğraflarını-n çekilmediği de sabittir. Parmak izi araştırması yapılmaması önemli bir eksikliktir. Ancak huzurumuzdaki meselede uyuşturucunun içerisine yerleştirildiği motorun içerisine uyuşturucu koyabilme ihtimali olan Sanıktan başka birisinin olduğu iddiası yapılma-dığı gibi, Mahkeme huzurunda böyle bir ihtimal veya şüphe doğuracak şahadet de yoktur. İMT. No. 1 Fuat Gürtunalı'nın şahadetini teyit eden bağımsız teyit edici şahadet olarak Emare 16 makul bir şüphe bırakmamaktadır.''
Dava ile ilgili tüm şahadet ve emarel-er ayrıca Alt Mahkemenin bulgularıyla itibar ettiği şahadeti dikkate aldığımda, tahkikat ile ilgili az da olsa eksiklikler görül-mektedir. Bununla birlikte, söz konusu eksiklikler, Sanığın dava konusu suçları işlediği konusunda şüphe yaratmamıştır. Dolayıs-ıyla, Alt Mahkeme bu eksikliği Sanığın lehine değer-lendirmemekle hatalı hareket etmiş sayılmaz.

İstinaf Eden, İddia Makamının tüm suç ortaklarını şahadete çağırmamakla hatalı olduğunu iddia etmiştir. Bu hususu incele-yen, Alt Mahkeme, Fuat Gürtunalı'nın- itibar edilir ve teyit edilen şahadeti ışığında, ortada şüpheli bir durumun kalmayı-şından hareketle, diğer suç ortaklarının celbedilmemesini bir eksiklik olarak değerlendirmemiştir.

Alt Mahkeme, bu konu ile ilgili olarak kararında şu görüşe yer vermişti-r:

"Bir suç ortağının şahadetinin diğer suç ortağının şahadetini teyit etmek konusunda dikkate alınamayacağı prensibini de göz önünde bulundurduktan sonra, diğer suç ortaklarının Mahkemeye celbedilmemesini, bu davanın olguları içerisinde bir eksiklik olar-ak değerlendir-meyiz."


Bir suç ortağının şahadetinin, diğer bir suç ortağının şahadeti ile teyit edilemeyeceği ilkesinden hareketle, Sanığı, suça bağlayan şahadetin mevcut olduğunu dikkate aldığımda, diğer suç ortaklarının çağrılmaması hatalı değildir. (-Y/C 10/84 D.9/84) Görüleceği gibi; Alt Mahkeme, İddia Makamının sunduğu şahadeti incelemiş, sunulan şahadete itibar etmiş, suç ortağı olan Fuat Gürtunalı'nın şahadetine itibar ederek, bu şahadetin teyit edildiği bulgusunu yapmış ve Sanık aleyhine getirile-n 1, 3 ve 4. davanın makul şüphenin ötesinde ispat edildiği sonucuna varmıştır.

Bu gerçekleri dikkate aldığımda, Alt Mahkemenin diğer suç ortaklarını tanık olarak celbedilmemesini bir eksiklik olarak görmeyen kararı hatalı olmamıştır.

İstinafa k-onu dava zabıtlarına göre; Alt Mahkeme, suç ortağı olan Fuat Gürtunalı'nın şahadetine itibar etmiş, Gürtunalı'nın şahadetinin, İddia Makamı Tanıkları ve özellikle Tanık No.2 Mehmet Bayram, Tanık No.3 PÇ Mustafa Hidayet, Tanık No.4 Uğur Par, Tanık No.10 Sev-im Şener, Müdafaa Tanıkları No.1 Hasan Madencioğlu, No.2 Turgut Kargılı ve Sanığın şahadetleri, Sanık, Fuat Gürtunalı ve Ali Rıza Akgün arasında yapılan tele-fon görüşmeleri ve bu görüşmelerle ilgili Emare No. 4, 5, 6, 10, 11, 15, 16 ve 17 ile teyit edildi-ği bulgusunu yapmıştır.

Alt Mahkemenin, Fuat Gürtunalı'nın şahadetinin teyit edilip edilmediği ile ilgili bulgularının, doğru olup olmadı-ğını inceleyelim.

Alt Mahkeme, Fuat Gürtunalı'nın şahadetinin itibar edi-lir olduğunu, kararda şu şekilde ifa-de etmiştir:

"Bu başlık altında incelediğimiz konuyla ilgili olarak İMT. No. 1 Fuat Gürtunalı'nın sorulan tüm sorulara net ve kaçamak olmayan cevaplar verdiğini, Mahkemeden birşeyler gizleme çabasında olmadığını, duyduğunu ve gördüğünü söylediği şeyleri -duyabilme ve görebilme imkanına sahip olduğunu ve şahadet ve istintakının kendi içlerinde çelişmediğini, birbiriyle tutarlı olduğunu gözlemledik ve şahadetini doğru, inanılır güvenilir şahadet olarak kabul ederiz. Bu doğrultuda bulgu yapılır."(mavi 273)

- Alt Mahkeme, diğer şeyler yanında, çevre şahadet açısın-dan, suç ortakları arasında yapılan telefon görüşmelerini ve bunlarla ilgili şahadet ve emareleri de incelemiştir.

Tanık, Mehmet Bayramın tahkikat memurudur. Şahadetinde ifade ettiği cep telef-onları ile ilgili bilgiler, Emare No. 4, 5 ve 6'dır. Emare No. 4, Timuçin Zorluoğlu'na, Emare No. 5, Fuat Gürtunalı'ya ve Emare No. 6 Sanığa ait cep telefon-larıdır.

Fuat Gürtunalı'nın ifade ettiği telefon görüşmeleri ile ilgili kaytılara göre, 21.1-2.2009 tarihinde, Fuat Gürtunalı, Timuçin Zorluoğlu ve Sanık arasındaki telefon görüşmeleri şu şekilde olmuştur;

21.12.2009 tarihinde saat 19:28.44, 19:37.49, 20:12.32, 21:24.48 saatleri arasıda Timuçin Zorluoğlu 05428741862 No.lu telefon ile Fuat Gürtun-alı'ya ait 05338697297 No.lu telefon arasında,
21.12.2009 tarihinde Saat 13:16.49, 17:02.59, 19:43.49, 19:45.54, 19.50.00 saatleri arasında aynı telefonlar ile Fuat Gürtunalı, Timuçin Zorluoğlu'nu aradı.
21.12.2009 tarihinde Saat 14:46.47, 19:51.38, 20:023-6 Fuat Gürtunalı'ya ait Emare No. 5'deki telefon No.su ile Sanığa ait Emare No. 6'daki telefon arandı.
21.12.2009 tarihinde Saat 14:50.58, 20:10.29, 20:22.05, 20:32.43'de Sanığın Emare 5'deki telefonundan, Fuat Gürtunalı'ya ait Emare 6 telefon arandı.
21.1-2.2009 tarihinde saat 19.30 -20.00 arasında, Ali Rıza Akgün, Fuat Gürtunalı'ya ait Emare No. 5 telefondan, Sanığa ait Emare No. 6 telefonu aradı.

Alt Mahkeme, Fuat Gürtunalı'nın ifade ettiği telefon görüşmeleri ile ilgili şahadeti dikkate alarak, bu şahad-etin Emare No. 10, 11, 16 ve 17 ile teyit edildiği ve 21.12.2009
tarihinde, Saat 19:30 - 20:00 saaatleri arasında, Sanığın, Fuat Gürtunalı'nın ve Timuçin Zorluoğlu'nun birbirleri ile telefon görüşmesi yaptığı sonucuna ulaşmıştır.

Alt Mahkeme, incelemesi-ni bunlarla sınırlamayarak, teyit edici şahadet açısından incelemesine devam etmiş, 21.12.2009 tarihinde saat 14:46.47, 19:51.38, 20:02.36'da Fuat Gürtunalı'nın cep telefonundan (Emare No. 5), Sanığın Emare No. 6 cep telefonunu aradığı, saat 14:50.56, 20:1-0.29, 20:22.05 ve 20:32.41 Sanığın Emare No. 6 telefondan Fuat Gürtunalı'yı aradığını dikkate alarak Sanığın, dava konusu uyuşturucudan 21.12.2009 tarihinde saat 20:10.29'dan sonra, saat 20:22.05'den önce haberdar olduğu, uyuşturucuyu tasar-rufunda bulund-urduğu ve motosiklete koymak suretiyle, Ali Rıza Akgün, Fuat Gürtunalı ve İhsan Tekin Kırdar'a verdiği konusun-da bulguya varmıştır.

Alt Mahkeme, teyit edici şahadet açısından incelemelerine devam ederek, 21.12.2009 tarihinde, Ali Rıza Akgün'ün, Sanık ile- telefon görüşmesi yaparken, Fuat Gürtunalı ile birlikte oldukları bulgusunu yapmıştır. (Mavi 274-275)

Görülebileceği gibi, Alt Mahkeme, Fuat Gürtunalı'nın itibar ettiği şahadetinin teyit edilip edilmediği ile ilgili huzurundaki tüm şahadeti ve sunulan- emareleri incelemiş ve bir sonuca ulaşmıştır. Alt Mahkeme, huzurunda bulunan ve inanılır bulduğu şahadeti inceleyerek, Fuat Gürtunalı'nın şahadetinin teyit edildiği konusunda bulguya varması hatalı olmamıştır.

Alt Mahkeme, 21.12.2009 tarihinde, saat 19.-30 - 20.00 saatleri arasında, Sanığın, cep telefonu ile Gürtunalı ile konuşurken "İhsan Tekin Kırdar da kimdir, yani ona ben mal verecem onunla ben bu konular üzerinde nasıl muhatap olabilirim", şeklinde söylediği sözleri, geçerli şahadet olarak kabul etmi-ştir.

İstinaf Eden, bunun olanaklı olmadığını iddia etmektedir.

Alt Mahkeme, kararında bu hususu şu şekilde ifade etmiştir:

"Öte yandan şahadet ve istintakında hiç sarılmayan İMT. No. 1 Fuat Gürtunalı'nın, kendi kullanımındaki 05338697297 numaralı- hattan Ali Rıza Akgün ile Sanık konuştuğu sırada, telefonu Ali Rıza Akgün'den alarak Sanıktan "İhsan Tekin Kırdar da kimdir, yani ona ben mal verecem" ve "Onunla ben bu konular üzerinde nasıl bir muhatap olabilirim" sözlerini işittiği yönündeki şahadeti d-e, geriye kalan şahadetinin esaslı kısımları genel olarak tutarlı olduğundan ve teyit edilmiş olduğundan, inanılır güvenilir şahadet olarak kabul edilir. Bu hususta bulgu yapılır. Belgesel bir şahadet olan Emare 16 ışığında Sanık ile İMT. No. 1 Fuat Gürtun-alı arasındaki bu telefon görüşmesinin, Sanığın Mete Adanır Caddesi, Eziç, Deniz Plaza, Life Otel baz istasyonu bölgesinden çıkarak Ziya Rızkı Cad. Limasol Türk Gücü Spor Kulübünün bu. yazan görüşme bölgesine gittiği görülen saat 20:02:36'dan sonra yapıldı-ğına bulgu yapılır. Bu nedenle ve bulgumuz ışığında istintakta hiç sarsılmayan İMT. No. 1 Fuat Gürtunalı'nın bu konudaki şahadeti inanılır güvenilir şahadet olarak kabul edilir ve Sanığın, telefonda Ali Rıza Akgün ile görüşürken Ali Rıza Akgün'ün yanında o-lan ve telefonu alan İMT. No. 1 Fuat Gürtunalı'ya hitaben, "İhsan Tekin Kırdar da kimdir, yani ona ben mal verecem" ve "Onunla ben bu konular üzerinde nasıl bir muhatap olabilirim" sözlerini söylediği konusunda bulgu yapılır."

Görüleceği gibi, Alt -Mahkeme, Fuat Gürtunalı'nın şaha-detine itibar etmiş ve belgesel şahadet ile de teyit edildi-ğinden, anılan sözlerin Sanık tarafından söylenmiş olduğunu kabul etmiştir.

Yukarıda izah edilenler ışığında, Alt Mahkemenin, Fuat Gürtunalı'nın şahadetinin -teyit edildiği ve Sanığın ifade edilen sözleri söylediği konusundaki bulguları hatalı olmamıştır.

İstinaf Eden, duruşma sırasında, Mahkemenin Sanığa karşı önyargılı davrandığını iddia etmektedir. İstinaf Edenin iddia-larını incelediğimizde, Alt Mahkemeni-n Sanığa karşı önyargılı davrandığı ve hatalı olduğu konusunda ikna edilmediğimizden, bu konudaki beyanlara itibar etmeyiz.

Yukarda da izah edildiği gibi, şahadeti değerlendirme konusunda, alt mahkemenin vardığı bulguya, Yüksek Mahkeme kolay kolay müdah-ale etmemektedir. Meğer ki; alt mahkemenin şahadeti değerlendirirken yanlış, hatalı uygulandığı veya nazarı itibara alması gereken bazı ilkeleri veya olguları, nazarı itibara almadığı veya nazarı itibara almaması gereken bazı ilkeleri veya olguları nazarı -itibara aldığına dair Yüksek Mahkeme ikna olsun.

Alt Mahkeme huzurundaki şahadeti ve emareleri dikkate aldığımda, İddia Makamının, Sanık aleyhine getirilen davaları ispat etmesi için yeterli şahadet sunduğu, Alt Mahkemenin bu şahadeti itibar edilir buld-uğu, Sanığın beyanlarına itibar etmediği, Fuat Gürtunalı'nın şahadetinin teyit edildiği bulgu-sunun yapıldığı, şahadeti ve sunulan emareleri ilgili yasal mevzuat gereği incelediği ve hukuki ilkeleri doğru uygula-yarak, Sanığı mahkum ettiği görüşündeyim.

- Alt Mahkeme, İddia Makamı tanıklarının şahadetine itibar ettikten sonra, Sanığı suça bağlayan çevre şahadetini esaslı bir şekilde tezekkür ederek, Sanık ve suç ortakları arasında yapılan telefon görüşmeleri ile ilgili kayıtlara da gerekli önemi vermiş -ve bu kayıtları titizlikle inceledikten sonra isabetli şekilde bir sonuca ulaşmıştır.

Telefon kayıtları ile ilgili şahadet ve sunulan dokümanlar, suç ortağı olan Fuat Gürtunalı'nın şahadeti ile birebir örtüşmekte ve bu şahadeti teyit etmektedir. Alt -Mahkemenin itibar ettiği şahadet ışığında, Sanığın ithamnamede belirtilen suçları işlemiş olduğu, uyuşturucunun tasarruf edildiği, Sanığın bulunduğu yerin, bu uyuşturucunun, Sanığın tasarrufunda iken ithamnamede belirtilen şahıslara verildiği, İddia Makamı-nın sunduğu şahadet ışığında makul şüphenin ötesinde kanıtlanmıştır.

Tüm yukardaki gerçekler ışığında, Alt Mahkemenin, şahadeti değerlendirmede hatalı olduğu, dikkate alması gereken konuları dikkate almadığı veya dikkate almaması gereken konuları dik-ka-te aldığı ve yanlış hukuki ilkelere dayanarak, Sanığı mahkum ettiğine ikna edilmedim.

Bu nedenle istinafın ret ve iptal edilmesi görüşündeyim.

Narin F. Şefik: Her iki meslektaşımın kararlarını daha önce okuma ve inceleme fırsatım oldu. Sayın Hüseyin Besi-moğlu'nun okuduğu karar ile hemfikirim.

Mahkeme: Sonuç olarak, istinaf oy çokluğu ile red ve iptal edilir.

Sanığa takdir edilen hapislik cezaları, Alt Mahkemenin karar tarihinden itibaren başlıyacak ve birlikte çekilecektir.




-
Şafak Öneri Narin F. Şefik Hüseyin Besimoğlu
Yargıç Yargıç Yargıç


4 Şubat 2013












20






Full & Egal Universal Law Academy