Yargıtay Ceza Dairesi Numara 61/2008 Dava No 7/2008 Karar Tarihi 08.04.2008
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 61/2008 Dava No 7/2008 Karar Tarihi 08.04.2008
Numara: 61/2008
Dava No: 7/2008
Taraflar: Mehmet Büyüköztürk ile Başsavcılık arasında
Konu: Eski eser tasarrufu
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 08.04.2008

-D.7/08 YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA. Yargıtay/Ceza No: 61/08
(Lefkoşa Ağır Ceza Dava No: 854/08)

Mahkeme Heyeti : Seyit A. Bensen, Şafak Öneri, Talat D.Refiker.

İstinaf eden : Mehmet Büyüköztürk, Merkezi Cezaevi-Lefkoşa
-(Sanık)
-ile-

Aleyhine istinaf edilen : KKTC Başsavcısı - Lefkoşa

A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına : Avukat Hasan N.Mesutoğlu ve
Avukat Münür Doratlı
Aleyhine istinaf edilen namına : Savcı Ah-met Varol.

İstinaf, Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mehmet Türker, Kıdemli Yargıç Ömer Güran ve Yargıç Şerife Katip Kır'ın 854/08 sayılı davada 20.6.2008 tarihinde verdikleri karara karşı Sanık tarafından yapılmıştır.

--------------------------------------
H Ü K Ü M

Seyit A. Bensen : Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi huzurunda yargılanan İstinaf Eden Sanık aleyhine 2 dava getirilmiştir. 1. davada 60/94 sayılı Eski Eserler Yasasının 4,6(1) ve 50(1)(A)(B)(C) maddelerine aykırı olarak, 1.3.2007 ile -31.3.2007 tarihleri arasında, iddia makamınca bilinmeyen bir günde, Lefkoşa'da ilgili makamın yazılı izni olmaksızın toplam 2,000 YTL. tutarındaki 8 adet klasik döneme ait testi ve kase parçalarını, yani eski eserleri tasarrufunda bulundurmakla ve 2. davad-a 60/94 sayılı Eski Eserler Yasasının 4,5(1) ve 50(5) maddelerine aykırı olarak, birinci davada belirtilen tarih ve mahalde, ilgili makamdan izinsiz olarak tasarrufunda bulundurduğu birinci davada tafsilâtı verilen eski eserleri en yakın Müze Müdürlüğüne v-eya en yakın polis karakoluna haber vermemekle itham edildi.

Sanık, 18.6.2008 tarihinde aleyhine getirilen ithamları kabul etti. Sanık, aleyhindeki ithamlardan gerek kendi ikrarı ile, gerekse sunulan olgular ışığında Ağır Ceza Mahkemesi tarafından suçlu- bulunarak mahkum edildi. Ağır Ceza Mahkemesi, İstinaf Eden Sanığa mahkum olduğu 1. ve 2. davalardan, birlikte çekilmeleri kaydıyle, 3'er ay hapislik cezası vermiştir.

İstinaf Eden Sanık, Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesinin vermiş olduğu 3 aylık hapislik cez-aları aleyhine istinaf etmiştir.

İstinaf ihbarnamesi 5 istinaf sebebi içermekle birlikte İstinaf Eden Sanık, istinaf sebeplerini bir başlık altında toplayarak özetle, davanın olguları ile müdafaa tarafından ileri sürülen hafifletici sebepler nazarı itib-ara alındığında, verilen 3 aylık hapislik cezalarının belirgin bir şekilde fahiş olduğunu ileri sürerek Yargıtayın müdahalesini talep etmiştir.

Davanın olguları özetle şöyledir: 2007 yılı Şubat ayı içerisinde Ertan Kılıçel, Balalan Köyünün doğu kenarın-da dozerle çalışırken, kendi tarlaları içinde tarihi eser niteliğinde testiler bulmuş ve bunları alarak tarla kenarında bulunan meşe ağaçlarının içerisine saklamıştır. Yedikonuk'ta sakin Ozan Çetinkayalı, Balalan Köyünde tarihi eser olduğunu Ertan Kılıçel'-in kızı olan Arzu Kılıçel'den öğrenmesi üzerine, Mart 2007 tarihinde Balalan Köyüne giderek meşe ağacı içerisinde saklı bulunan, 8 adet tarihi eser olan testi ve çömleği alıp Yedikonuk'taki nenesi Şehizan Çetinkayalı'nın evinde saklamış, daha sonra konu i-le ilgili olarak Muammer Büyüköztürk'e bilgi vermiştir.

2007 yılının Mart ayı içerisinde Muammer Büyüköztürk ve Ozan Çetinkayalı, testileri bulundukları yerden alarak tasarruf ettikten sonra, yetkili merciye haber vermeden Lefkoşa'ya götürüp, Lefkoşa'da -ikamet eden Sanığa satması için teslim ettiler.

2007 yılının Mart ayı içerisinde Hanife Kılıçel, Kumyalı Köyünde kendiliğinden açılan bir mağara içinde 6 adet eski eser olan testiyi bulup, evinin yanında bulunan yıkık bir odaya koymuş ve daha sonra da O-zan Çetinkayalı'ya eski eser olan testiler bulduğunu söylemiştir.

Yine 2007 yılı Mart ayı içerisinde Sanık, yanında isimleri tam tesbit edilemeyen 2 kişi ile birlikte Mehmetçik Köyüne gidip, Ozan Çetinkayalı'yı da yanına alarak Balalan köyünde testileri-n bulunduğu yeri gördükten sonra oradan ayrılmıştır. Daha sonra Kumyalı köyünde Hanife Kılıçel'in evinin yanında bulunan eski binadan kutu içinde muhafaza edilen kırık 6 adet renkli testiyi alıp tekrar Balalan Köyüne dönerek Ozan Çetinkayalı'nın göstermiş -olduğu meşelerin içerisinde testi aramaya başlamışlar ve 10 adet testi daha bulup, Sanığa ait HU 148 plakalı arabaya koyup oradan ayrılmışlardır.

Yine 2007 yılı Mart ayı içerisinde Sanık, Muammer Büyüköztürk ile buluşmuş ve testilerin para etmediğini s-öyleyip 6 adet testiyi Muammer Büyüköztürk'e geri vermiştir.

2007 yılı Mart ayı içerisinde Muammer Büyüköztürk, Ozan Çetinkayalı'yı da yanına almış ve Yedikonuk-Mehmetçik anayolu güzergahında yol kenarında bulunan bir meşe ağacı içerisinde, Sanık'dan al-mış oldukları 6 adet testiyi, beraber kırmışlardır.

Polis tarafından yapılan tahkikat neticesinde kırılmış olan testi ve kaselere ait parçalar emare olarak alınmıştır. Emare olarak alınan kırık testi ve kase parçalarının 4-5 parçadan oluştuğu ve klasik -devre ait 2400 yıllık eski eserler olduğu ve Kurul tarafından yapılan değer tesbitinde 2000 YTL. değerinde oldukları tesbit edilmiştir.

20.6.2007 tarihinde Sanık Lefkoşa'da tesbit edilmiş ve meselenin ileri tahkikatı için Ziyamet Polis Karakolu'na götür-ülmüştür. Ziyamet Polis Karakolunda sorgulandığı esnada "yaptık bir kere" deyip suçunu itiraf etmesi üzerine kendisine işlemiş olduğu suç bildirilip kanuni ihtarda bulunulmuş, ihtarı müteakiben Sanık "doğrudur" şeklinde cevap vermiştir. Yine ayni gün Sanı-ğın gönüllü ifade vermek istemesi üzerine, gönüllü ifadesi temin edilmiştir. Sanık, gönüllü ifadesinde olayın nasıl geliştiğini anlatmaktadır.

İddia Makamı, meselenin olgularını yukarıdaki şekilde özetledikten sonra Sanık avukatı söz alarak, Sanığın ask-ıda 1997/08 ve 975/08 sayılı, benzer iki davası daha bulunduğunu ve o davaların da bu davada ceza verilirken nazarı itibara alınmasını talep etmiş, iddia makamının da itirazı olmaması üzerine Sanık bu davalardan da itham edilip bu davalardaki eski eser tas-arrufu suçlarını kabul etmiştir.

İddia Makamından sonra söz alan Sanık Avukatı, Sanığın 24 yaşında, evli ve 3.5 yaşında bir kız çocuğu sahibi olduğunu, karısının 6 aylık hamile olduğunu, Sanığın Güvenlik Kuvvetlerinde Astsubay olarak görev yaptığını, ka-rdeşi ve yakın arkadaşlarının teşviki ile dava konusu suçları işlediğini, tüm emareler bulunmadığı halde polise ilk günden itibaren doğruları söyleyip dava konusu suçların ortaya çıkmasına yardımcı olduğunu, tahkikat maksatları için 9 gün tutuklu kaldığını-, Sanığın işlediği suçtan ötürü herhangi bir menfaat temin etmediğini, hapse girdiği takdirde işinden olacağını ve ayrıca ailesinin de bu suçtan ötürü mağdur olacağını, suçu işlediğine nadim ve pişman olduğunu belirterek Sanığa bir fırsat verilmesini ve hü-rriyeti bağlayıcı bir ceza dışında cezalandırılmasını talep etmiştir.

Ağır Ceza Mahkemesi ise Sanığa ceza verirken Yüksek Mahkemenin verdiği kararlarda vazedilen cezalandırma prensiplerini dikkate aldıktan sonra bu tür suçlarda kamu menfaatının esas alı-nması gerektiğinden hareketle, suçun işleniş şekli yanında, Sanığın şahsi durumunu da dikkate alarak Sanığa suçun vahameti ile orantılı, onu islah edici, etkin, caydırıcı ve ibret verici bir ceza vermeyi uygun görmüştür.

Ağır Ceza Mahkemesi Sanığa ceza -verirken, Sanığın dikkate alınmasını talep ettiği 1997/08 ve 975/08 sayılı davaları da dikkate aldıktan sonra, Sanığı aleyhine getirilen her iki davadan suçlu bularak, birlikte çekilmek kaydıyle 1. ve 2. davadan 3'er ay hapislik cezasına mahkum etmiştir.
-
İstinafın duruşması esnasında Sanık Avukatı Mahkemeye yaptığı hitapta, Sanığa verilen 3 ay süreli hapislik cezasının aşikâr surette fahiş olduğunu, bu hapislik cezasının, suçun işleniş tarzı, Sanığın şahsi ve ailevi durumu dikkate alınmadan verildiğini v-e tüm ahval ve şerait altında verilen bu cezanın aşikâr surette fahiş olduğunu belirterek konuya ışık tutacağına inandığı içtihatlardan örnekler vermiştir.

İddia Makamını temsilen bulunan Savcı ise, Ağır Ceza Mahkemesinin Sanığa ceza takdir ederken suçu-n işleniş tarzını, Sanık lehine olan tüm hafifletici sebepleri, işlediği suçtan ötürü herhangi bir menfaat temin etmediğini, sabıkasız olduğunu, ayrıca Sanığın askıda bulunan benzeri iki davasının da dikkate alınarak cezanın ona göre takdir edildiğini ve t-üm söylenenler ışığında Ağır Ceza Mahkemesinin takdir ettiği cezanın fahiş olmadığını ileri sürerek, istinafın reddedilmesini talep etmiştir.

Suçunu kabul eden Sanığa ceza takdir etme yetkisi İlk Mahkemeye aittir. Bu meselede de Sanığın kabul ettiği suç-lara ne tür bir ceza verilmesi gerektiğini takdir etme yetkisi Ağır Ceza Mahkemesine aittir.

Mahkemenin suçlu bulduğu bir şahsa suçun vahameti ile orantılı uygun bir ceza vermesi gerekir. Mahkeme uygun cezanın ne olacağını tesbit ederken bazı prensipler- dahilinde hareket etmelidir. Bu prensipler, 24/70 sayılı Ceza İstinaf ve daha bir çok Yargıtay/Ceza kararlarında açıkça belirtilmektedir. Bu içtihat kararlarında belirtildiği gibi suç işleyen bir şahsı cezalandırmanın esas gayesi başkalarının da ibret ala-rak, ayni şekilde suç işlemelerine engel olmak ve suçu işleyen şahsın ıslah olmasını sağlamaktır. Görüleceği gibi ceza takdir etme yetkisi Yüksek Mahkemenin olmayıp davayı dinleyen İlk Mahkemenindir.

Yüksek Mahkemenin, Yargıtay olarak, İlk Mahkemece sap-tanan bir cezaya müdahale edebilmesi için, bu cezayı veren İlk Mahkemenin uyguladığı cezalandırma prensiplerini hatalı kullandığına, nazarı itibara alması gereken mühim faktörleri nazarı itibara almadığına ve davanın tüm ahval ve şeraiti gözönünde tutulduğ-unda, verilen cezanın aşikâr surette fazla veya aşikâr surette çok az olduğuna kanaat getirmesi gerekir.

Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürlüğünün yazılı izni olmaksızın taşınır eski eserlerin tasarrufu yasaktır. 60/94 sayılı Eski Eserler Yasası 50(1-)(A) maddesi bu suç için 10 yıla kadar hapislik cezası ve/veya 400.YTL'ye kadar para cezası veya her iki cezaya birden çarptırılmasını öngörmektedir. Ayni Yasanın 50(1)(B) maddesine göre de eğer müsadere edilen veya zarar verilen eski eserlerin değeri 100 -YTL.'den fazla ise el konulan eski eserlerin değerinin ve/veya verilen zararın değerinin üç katına kadar para cezasına çarptırılmasını öngörmektedir.

Yine Yasanın 5(1) maddesine göre nerde olursa olsun, Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürlüğünün bilgi-si dışındaki taşınır eski eserleri bulanlar Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürlüğüne veya en yakın polis karakoluna bildirmekle yükümlüdürler. Buna aykırı hareket edenler bir suç işlemiş olurlar ve mahkumiyetleri halinde 5 yıla kadar hapislik cezasına v-e/veya 250 YTL. para cezasına çarptırılabilirler.

Yukarıdaki yasa maddelerinden görüleceği gibi yasa koyucu ilgili makamdan izinsiz eski eser tasarruf edenlere ve bu eserleri ilgili makama bildirmeyenlere ağır hapis cezaları öngörmüştür.

İstinaf Eden -Sanık 24 yaşında evli ve 3.5 yaşında bir çocuk babasıdır. Karısı ise 6 aylık hamiledir. Suçun işlendiği zaman Güvenlik Kuvvetlerinde Astsubay olarak görev yapmakta idi. Ağır Ceza Mahkemesinin takdir etmiş olduğu ceza, hiç süphesiz Sanığı ve ailesini etkile-yecektir. Ağır Ceza Mahkemesinin Sanık lehine olan hususları, ceza saptarken dikkate aldığı, Ağır Ceza Mahkemesinin kararından görülmektedir. Sanığın evli ve 3.5 yaşında bir çocuğu olması, polise yardımcı olması, suçu işlediğine nadim ve pişman olması, kar-deşi ve yakın arkadaşlarının teşviki ile dava konusu suçları işlediği, işlediği suçtan dolayı herhangi bir menfaat temin etmediği, suçunu Mahkemede kabul etmesi, sabıkasının olmayışı Sanık lehine değerlendirilmesi gereken ve Ağır Ceza Mahkemesi tarafından -değerlendirildiği görülen hususlardır. Öte yandan Ağır Ceza Mahkemesi, ülkenin kültürel zenginliği olan eski eserlerin ve tarihi eserlerin korunup yaşatılabilmesi için, bu tür davranış içerisine girip suç işleyenlere etkin ve caydırıcı cezalar verilmesi, S-anık ve Sanık gibi suç işleme temayülünde olan kişilerin bu tür suçları işlemelerinin engellenmesinin kamu menfaati gereği olduğunu, bu nedenlerle bu tür suçları işleyenlere ibret verici olması gereken cezalar verilmesi gerektiğine kararında yer vermiştir.-

Sanığa, Ağır Ceza Mahkemesinin takdir ettiği 3'er ay hapislik cezası ağır görülebilir. Ancak Yüksek Mahkemenin Yargıtay olarak karara bağlaması gereken, bu cezanın Yargıtayın müdahalesini gerektirecek kadar fahiş olup olmadığıdır.

Ağır Ceza Mahkemes-i, bu meselede Sanığa ceza takdir ederken, nazarı itibara alınması gereken yukarıdaki tüm mühim faktörleri dikkate alıp değerlendirdikten ve Sanık lehindeki hafifletici sebepler ile bilhassa şahsi ve ailevi durumunu gözönünde bulundurduktan ve Sanığın askı-da bulunan 1997/08 ve 975/08 sayılı benzer iki davasını da ceza verirken dikkate aldıktan sonra ona 1. ve 2. davadan, beraber çekilmek kaydıyle, 3'er ay hapislik cezası vermiştir ki, davanın tüm olguları ile tüm ahval ve şeraiti nazarı itibara alındığında,- kanaatimizce, bu ceza aşikâr surette fazla veya aşikâr surette çok az olmadığından müdahalemizi gerektirecek nitelikte değildir.

İstinaf Eden Sanık, Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesinin vermiş olduğu cezanın, benzeri davalarda ve/veya emsal davalarda bugüne -kadar verilmiş olan cezalara kıyasla çok fahiş olduğunu iddia ederek bu görüşlerini desteklemek gayesiyle bazı içtihat kararlarına atıfta bulunmuş ve istinaf konusu edilen davalarda, benzeri suçları işlemiş olan Sanıkların hapislik cezalarının indirildiğin-i ileri sürmüştür.

Daha önce belirtildiği gibi, bir davada uygun cezanın ne olacağı hususu İlk Mahkemenin takdirine bırakılmıştır. İlk Mahkeme vereceği cezayı tesbit ederken suçun hangi ahval ve şerait tahtında işlendiğini, Sanığın karakterini ve mesele-nin bütün mühim faktörlerini nazarı itibara alarak hareket eder. Bunun için ayrı zamanlarda benzer suç işleyen ayrı Sanıklar aynı cezaya çarptırılamaz(Gör: Ceza İstinaf No:4/68).

Tüm söylenenler ışığında istinafın reddedilmesine oybirliği ile karar veril-ir.

Ceza, mahkumiyet tarihinden başlayacaktır.




Seyit A. Bensen Şafak Öneri Talat D. Refiker
Yargıç Yargıç Yargıç

4 Ağustos, 2008



9






Full & Egal Universal Law Academy