Yargıtay Ceza Dairesi Numara 58,59,60,63/1982 Dava No 15/1982 Karar Tarihi 02.12.1982
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 58,59,60,63/1982 Dava No 15/1982 Karar Tarihi 02.12.1982
Numara: 58,59,60,63/1982
Dava No: 15/1982
Taraflar: Yusuf Mehmet Emin vd ile Başsavcılık arasında
Konu: Gümrük vergisi ödenmemiş eşya tasarrufu - İthamnamede hata - İthamnameye itiraz - Mahkemelerin verecekleri hapis cezası yerine alternatif olarak daha hafif hapis veya para cezası verme yetkisi - Ceza aleyhine istinaf - Mahkûmiyet aleyhine istinaf
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 02.12.1982

-D.15/82 Birleştirilmiş
Yargıtay/Ceza 58,59,60,63/82

Yüksek Mahkeme Huzurunda.

Mahkeme Heyeti: N. Ergin Salâhi, Niyazi F. Korkut, Aziz Altay.

- Yargıtay/Ceza 58/82
(Dava No. 4601/82; Mağusa)

İstinaf eden: Yusuf Mehmet Emin, Topçuköy-Mağusa

- ile-

Aleyhine istinaf edilen: KTFD Başsavcılığı

- A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Orhan Z. Bilgehan ve Zeki Bayram.
Aleyhine istinaf edilen namına: Akın Sait.


Yargıtay/Ceza 59/82
(D-ava No. 4601/82; Mağusa)

İstinaf eden: Kemal Kalgay, Mağusa

- ile -

Aleyhine istinaf edilen: KTFD Başsavcılığı

A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Orhan Z. Bilgehan ve Zeki Bayram.
Aleyhine istinaf edil-en namına: Akın Sait.

Yargıtay/Ceza 60/82
(Dava No. 4601/82; Mağusa)

İstinaf eden: KTFD Başsavcılığı

ile -

Aleyhine istinaf edilen: Kemal Kalgay, Mağusa

A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Akın- Sait.
Aleyhine istinaf edilen namına: Orhan Z. Bilgehan ve Zeki Bayram.



Yargıtay/Ceza 63/82
(Dava No. 4601/82: Mağusa)

İstinaf eden: KTFD Başsavcılığı
- - ile -

Aleyhine istinaf edilen: Yusuf Mehmet Emin, Topçuköy-Mağusa
A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Akın Sait.
Aleyhine istinaf edilen namına: Orhan Z. Bilgehan ve Zeki Bayram.



Gümrük ver-gisi ödenmemiş eşya tasarrufu - Fasıl 154 Ceza Yasasının 20 ve 306(a) maddelerine aykırı gümrüğü ödenmemiş sigara tasarrufu.

İthamnamede hata - Sanıkların Fasıl 154 Ceza Yasasının 306(b) maddesi altında itham edilmeleri gerekirken 306(a) altında itham edi-lmeleri - Yargıtayın Sanıkların Fasıl 154 Ceza Yasasının 306(a) altında itham edilmelerini esasa ilişkin bir hata olarak görmesi - Böyle bir hataya itirazın Fasıl 155 madde 66'ya uygun olarak yapılması zorunluluğu - İtiraz zamanında yapılmadığı için Yargıt-ayın ithamnamedeki hatayı mahkumiyeti iptal edecek bir neden olarak görmemesi.

İthamnameye itiraz - Sanıkların hatalı olarak Fasıl 154 Ceza Yasasının 306(a) altında itham edilmeleri - Fasıl 155 Ceza Usulü Yasasının 66. maddesine göre ithamnamede bir hata -olduğuna ilişkin itirazın ithamname Sanığa okunduktan hemen sonra ve Sanığın davaya cevap vermesinden önce yapılması - Fasıl 155 Ceza Usulü Yasasının 153. maddesine göre İlk Mahkemede ithamnameye itiraz yapılmamışsa istinafta sonucun değişmemesi- Sanık Avu-katının ithamnamenin hatalı olduğunu istinafta ileri sürmesi.

Mahkemelerin verecekleri hapis cezası yerine alternatif olarak daha hafif hapis veya para cezası verme yetkisi - Fasıl 154 Ceza Yasasının
29. maddesi.

Ceza aleyhine istinaf - Gümrük vergisi öd-enmemiş eşya tasarrufu
suçunda ceza takdiri - Ağır Ceza Mahkemesinin Sanık 1'e 5 ay
Sanık 2'ye 2 ay hapis cezası vermesi - Sanıkların ve Başsavcı-
lığın ceza aleyhine istinafı - Ağır Ceza Mahkemesinin Sanıklara
verilecek cezaları tesbit ede-rken kamu yararını dikkate alması.

Mahkûmiyet aleyhine istinaf - İthamnamenin hatalı olduğu ve Mah-
kemede belirtilen olguların Fasıl 154 Ceza Yasasının 306(a) mad-
desi altında suç oluşturmadığı iddiası - Ağır Ceza Mahkemesinin
suçun kabahat -türünden olduğunu dikkate almadığına ilişkin istinaf.


OLAY: Sanıklar gümrük vergisi ödenmemiş eşyayı tasarruflarında bulundurmakla itham edildiler. Ağır Ceza Mahkemesi suçunu kabul eden l. Sanığa 5 ay, 4. Sanığa ise 2 ay hapis cezası verdi.
Başsavc-ılık ve Sanıklar ceza âleyhine istinaf ettiler. Sanıklar ayrıca mahkûmiyet aleyhine istinaf ederek ithamnamenin hatalı olduğunu ve işledikleri suçun kabahat türünden bir suç
olmasına rağmen bu hususun Ağır Ceza Mahkemesince dikkate
alınmadığını ile-ri sürdüler.

SONUÇ: Yüksek Mahkeme, mahkûmiyet aleyhine yapılan istinafı inceleyerek ithamnamede bulunan bir hataya yapılacak itirazın ithamname Sanığa okunduktan hemen sonra ve Sanık davaya cevap vermeden önce yapılması gerektiğini belirtti. İthamnamedek-i hatanın esasa ilişkin olduğunu ancak hatanın ister formalite ister esasa ilişkin olsun böyle bir hataya itirazın İlk Mahkeme önünde yapılması gerektiğini vurgulayan Yüksek Mahkeme mahkûmiyet aleyhine yapılan istinafı reddetti.
Yüksek Mahkeme, ceza aleyhi-ne yapılan istinafı inceleyerek, çoğunluk kararı ile verdiği hükmünde, Ağır Ceza Mahkemesinin bütün olgu ve ilkeleri lâyıkı ile değerlendirdiğini ve cezaların müdahaleyi gerektirecek derecede az veya çok olduğu hususunda ikna edilmediğini belirtti ve istin-afı reddetti.
Azınlık kararı ise, dava konusu sigaraların büyük miktarda olduğunu ve Devletin kaybetmesi sözkonusu olan vergi miktarının fazla olduğunu dikkate aldı ve Sanıklara caydırıcı ve ibret verici ceza verilmesi gerektiği görüşünü savundu.

Atıfta B-ulunulan Yaıgısal İçtihatlar: 1- Ceza İstinaf 14,15,16/75.
2- Yargıtay/Ceza 47/81.
---------------
H Ü K Ü M

N. Ergin Salâhi: İstinafı yargıç arkadaşlarla tezekkür ettikten sonra, Sayın Yargıç Niyazi F. Korkut'un hazırlamış oldu-ğu ve az sonra vereceği kararı okumak fırsatını buldum. Mahkûmiyet aleyhine yapılan istinafta serdettiği görüşler ve vardığı netice ile hemfikirim. Ayrıca ceza hususundaki istinaf ve mukabil istinaflar ile ilgili görüşlerine ve vardığı neticeye de katılmak-tayım. Fasıl 154 madde 29 ile ilgili belirtmiş olduğu görüşleri de paylaşırım.

Niyazi F. Korkut: Mağusa Ağır Ceza Mahkemesinin 4601/82 sayılı ceza davasında sanık 1 ve 4 Fasıl 154, Ceza Yasası'nın 20 ve 306(a) maddelerine aykırı olarak 6.4.1982 ile 9.4.19-82 tarihleri arasında Gazi Mağusa ve Topçuköy'de toplam maliyet değeri 2.243.154TL. olan 97 kasa sigarayı, ağır bir suç teşkil eden koşullar altında, yani gümrük vergisi ödenmemiş olduğu halde tasarruflarında bulundurmakla suçlandılar.

Sanıklar 12.10.1982- tarihinde Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi huzurunda suçlandıkları suçu işlediklerini kabul etmeleri nedeni ile suçlu bulunarak l. sanık 5 ay ve 4. sanık 2 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Sanıklar İlk Mahkemenin mahkûmiyet ve ceza kararının hatalı olduğunu ile-ri sürerek 58/82 ve 59/82 sayılı istinafları dosyaladılar. Her iki istinaf ihbarnamesi de aynı nedenlere dayanmakta olup istinaf sebeplerinden ilk 5'i mahkümiyet 6'ncı istinaf sebebi ise kesilen ceza ile ilgilidir.

Mahkûmiyet ile ilgili istinaf sebeplerin-de özetle ithamnamenin hatalı olduğu ve suçu oluşturan kriterlerden birinin suçun tafsilâtında belirtilmediği, Mahkemeye belirtilen olguların Madde 306(a) altında bir suç oluşturmadığı, Mahkemenin ithamnamede ağır suç diye tanımlanan gümrüksüz eşya tasarru-funun kabahat "misdemeanour" türü bir suç olduğunu hiç dikkate almadığını ve sanıkların kabulünün İlk Mahkemece yanlış yorumlandığı ve bunun sonucu sanıkların kabul etmedikleri davaların olgularının da dikkate alınarak sanıkların cezalandırıldıkları ileri -sürüldü. Ceza ile ilgili istinaflarda ise özetle verilen cezanın alenen fahiş olduğu ileri sürüldü.

Savcılık ise sanık 1 ve 4 aleyhine dosyaladığı Yargıtay/Ceza 60/82 ve 63/82 sayılı istinaflar ile özetle İlk Mahkemenin sanıklara vermiş olduğu cezanın aşi-kâr surette az olduğunu ileri sürdü.

Dört istinaf da aynı konuyu ilgilendirdiğinden, tarafların rızası ile, birleştirilerek dinlendi.

İstinafın duruşması sırasında istinaf eden sanıkların avukatı özellikle Mahkemeye belirtilen olguların Madde 306(a) altı-nda bir suç oluşturmadığını ve ithamnamenin tafsilâtında sanıkların sigaraların gümrüksüz olduklarını bilerek temin edip tasarruflarına aldıklarının da ileri sürülmesi gerektiğini ve bunun itham edildikleri suçun bir unsuru olduğunu; Fasıl 155 madde 39 uya-rınca, esas yasada belirtilen bir suçun unsurlarının, ithamnameye eklenmesi gerektiğini ve keza, sanıkların aleyhlerine getirilen suçu kabul etmelerine bakılmaksızın, gümrüksüz mal tasarrufu bir cürüm "felony" olmadığı nedeni ile izah edilen olguların bir -suç oluşturmadığını, ithamnamenin hatalı oluşu da hukuki bir nokta olduğuna göre bu hususa herhangi bir aşamada itiraz edilebileceğini ileri sürdü.

Cezanın fahiş oluşu ile ilgili olarak da savunma avukatı İlk Mahkemenin olgulardan neşet etmiyen hususlarda- bulgu yaparak, kabul edilen suçun da bir cürüm olduğu ve 5 yıllık hapisliği olduğuna ilişkin hatalı bir kanaat altında hareket ederek sanıklara fazla ceza verildiğini ileri sürdü.

Savcılık ise Mahkemeye hitabında ithamnamenin hatalı oluşu hususunda "plea-"den önce itiraz etmeleri gerektiğini, suçu oluşturan unsurlardan birini ithamname içermese bile, sanıklar aleyhlerine getirilen davayı kabul ettikten sonra, bir unsur ithamnamede eksik olsa bile olgu olarak Mahkeme önüne konduğuna göre yine de sanıkların -mahkûm edilebileceklerini ileri sürdü. Savcılık savlarına devamla, tasarruf edilen sigaraların 2 milyon üzerinde olan değeri ve bunun
3 katı ceza kesilebileceği dikkate alındığında, sanıkların gümrüksüz mal tasarruflarının bir cürüm olduğunu ve Mahkemenin -sanıkları 306 (a) altında mahkûm etmesinin yerinde olduğunu ileri sürdü.

Verilen ceza ile ilgili olarak da savcılık Fasıl 154 madde 29 uyarınca mahkemelerin hapis ve para cezası verebileceklerini ancak yasada sadece hapislik belirtilen hallerde hapislik y-erine para cezası verilemeyeceğini ve bu nedenle bu meselede ilgili yasada sadece hapis cezası öngörüldüğünden hapis cezası dışında bir ceza düşünülemeyeceğini ve keza meselenin tüm olguları ışığında verilen hapis cezalarının da müdahaleyi gerektirecek der-ecede aşikâr surette az olduğunu ve kamu yararı açısından sanıklara daha uzun süreli hapis cezası verilmesi gerektiğini ileri sürdü.

Mahkûmiyetle ilgili istinaf sebeplerinden ilkin ithamnamenin hatalı olduğuna ilişkin ileri sürülenleri ele almayı uygun gö-rdük.

Fasıl 155 madde 66 uyarınca ithamnamede bir hata olduğuna ilişkin bir itirazın ithamname sanığa okunduktan ve sanık aleyhine getirilen davaya cevap vermezden önce yapılması gerekmektedir. Bu davada savunma, davanın bu aşamasında böyle bir itirazda b-ulunmamıştır. Ayrıca, Yargıtay/Ceza 47/81'de verilen hükümde de belirtildiği gibi, Fasıl 155 madde 153 uyarınca ithamnamedeki bir kusur ile ilgili olarak, bir itiraz üzerine, duruşmayı yapan Mahkemenin hüküm, bulgu ya da kestiği cezaya istinafın duruşması -sırasında müdahale edilemez meğer ki mevzubahis itiraz duruşmayı yapan mahkeme huzurunda da yapılmış olsun. Bu davada böyle bir itirazın duruşmayı yapan Mahkeme önünde yapılmadığı bir yana, ilk mahkeme tutanakları inceleniğinde, sanıkların avukatı savunmas-ını yaparken ithamnamenin hatalı oluşuna değindiğinde Mahkemece uyarılınca sanıkların suçlarının var olduğuna ve sadece hafifletici nedenlerle ithamname ile ilgili hususlara değindiğini belirttiği açıklıkla görülmektedir.

Fasıl 155 madde 66 ve 153 açık ol-up Kıbrıs dışından içtihat kararlarından yararlanmaya gerek kalmadan ithamnamedeki hata ister formalite isterse esasa ilişkin olsun İlk Mahkeme önünde yapılmalı idi ve bu nedenle ilgili istinafların ileri gidemeyeceği kuşkusuzdur ve istinafların ithamnamen-in hatalı oluşuna ilişkin olan kısımlarının reddolunması gerekir.

İthamnamenin suç unsurlarından birini içermediğine ilişkin iddiaya gelince, herhangi bir şahıs aleyhine getirilen bir davada ithamnamede nelerin yer alması gerektiği hususunda Fasıl 155 mad-de 39(c)'de hükümler vardır ve bütün ithamnamelerin bu hükümlere uygun olarak hazırlanması gerekir.

Madde 39'un (c) fıkrası herhangi bir şahıs aleyhine getirilen davada sanığın işlediği iddia edilen suçun basit bir lisanla özet olarak tarif edilmesini öng-örmektedir. Fasıl 155 madde 176 uyarınca çıkarılan Ceza Usulü Tüzüğünde de ithamname örnekleri verilmektedir.
Bütün bu hususlara birleştirilmiş Ceza İstinaf 14,15,16/75'de detaylı
olarak değinildiği cihetle aynı hususları bu istinafta yinelemeye gerek görm-üyorum. Sadece yukarıda belirtilen istinaf kararında detaylı olarak belirtilen görüşler uyarınca sanıklar aleyhine madde 306(a) altında getirilen davanın ithamnamesinde, suçun unsurlarından biri olan bilerek tasarrufa alma eyleminin, suçun tafsilâtında bel-irtilmesi gerektiğini vurgulamak isterim.

Bu istinafa konu sanıklar aleyhine getirilen davanın ithamnamesinde bu hususla ilgili bir tafsilât yoktur. Fakat sanıklara aleyhlerine getirilen dava okunup suçu kabul etmelerinden sonra Mahkemeye savcılıkça belir-tilen olgulardan sanıkların dava konusu sigaraların gümrüğünün ödenmemiş olduğunu bilerek temin edip tasarruflarında bulundurdukları görülmektedir. Sanıkların avukatı da Mahkemeye yaptığı hitabında sanıkların konu sigaraların gümrüğünün ödenmemiş olduğunu -bildikleri hususunu teslim etmiştir. Bu böyle olduğuna göre de ithamnamede eksiklik olan husus Mahkeme önündeki algularla tamamlanmış ve bir suç işlendiği ortaya çıkmıştır. Ancak sanıklar Fasıl 154 madde 306(a) altında bu suçu kabul etmelerine karşın gerek- ithamnamede suçun tafsilâtı gerekse Mahkemeye izah edilen olgulardan ve keza Fasıl 315 madde 208'in incelenmesi sonucu görülebileceği gibi işlenen suçun madde 306(b) kapsamı altında bir suç olduğu görülmektedir.

Sanıkların Fasıl 154 madde 306(b) yerine i-thamnamede Fasıl 154 madde 306(a) altında suçlanmaları esasa ilişkin bir hatadır. Bu böyle olmakla beraber bu hata sanıkların bir suç işlemedikleri anlamına gelmemekte ve sadece ithamnameye ilişkin bir hata olarak kalmaktadır. Böyle bir hataya ilişkin itir-azın da yukarıda değinildiği gibi Fasıl 155 madde 153'e uygun olarak yapılması gerekirdi. İlk Mahkemenin bu husustaki uyarısına rağmen sanıklar avukatı böyle bir itiraz ileri sürmemiş ve ikrarını da değiştirmemiştir. Bütün bu nedenlerle mahkûmiyet üzerinde-ki istinafların reddedilmesi gerektiği görüşündeyim.

Ceza ile ilgili istinafa gelince; sanıkların itham olup suçlu bulundukları suçun Fasıl 154 madde 306(a) altında bir cürüm (felony) olduğu görülür. Ancak yukarıda değindiğim gibi ithamnamede yapılan bir -hata neticesi bu varit olmuş ve serdettiğim teknik nedenlerle binaen mahkûmiyet kararına müdahale edilmesi olanağı bulunmamıştır. Bu hususun ceza verilirken göz önünde tutulması gerPklidîz, Fssen İlk Mahkeme de sanıklara verilecek cezayı incelerken suçun -tafsilatında ve keza mahkemeye izah edilen olgularda belirlenen hususlar ışığında bulgu yaparak ceza takdir etmiştir. Konuya bu açıdan bakıldığında İlk Mahkemece sanıklara bir adaletsizlik yapıldığı söylenemz.

İlk Mahkeme sanıklara ceza takdir ederken sab-ıkaları bulunmadığını, bu gibi suça ilk defa karıştıklarını, olayı çevreleyen hadiseler zincirine göz atıldığında esas suçlular durumunda olmayıp alet edildiklerini ve lehlerine alınması gereken tüm hafifletici sebepleri dikkate alıp lâyıkı ile değerlendir-diği görülmektedir. İlk Mahkeme sanıklara verilecek cezayı takdir ederken kamu yararını da göz önünde tutarak bir yargıya vardığı gözükmektedir. İlk Mahkeme kararında bu husus ile ilgili olarak şöyle demiştir:

"Ancak verilecek cezanın bu gibi suçlarda cay-dırıcılık unsurunun ağırlık kazanması gerekmektedir. Caydırıcılık ve ibret verici bir cezanın verilmesi hem Devletin hem de kamu yararının korunması açısından mahkemelerin ve mahkememizin görevidir."

Yukarıdaki iktibastan da açıklıkla görülebileceği gibi -özellikle bu davada Mahkeme kamu yararı üzerinde titizlikle durarak sanıklara verilecek cezayı takdir ederken bunu lâyıkı ile değerlendirmiştir.

İstinaf Mahkemesinin ne gibi hallerde cezaya müdahale edeceğine birçok Yargıtay Ceza içtihatlarında değinilmiş-tir. İlk Mahkemede sanıkları yargılamış olsam belki de daha fazla bir ceza verilmesi yönüne gidecektim, ancak istinafta göz önünde tutulması gereken kriter bu değildir. Bütün ahval ve şerait altında verilen cezanın müdahalemizi gerektirecek derecede çok ol-up olmadığı veya karşı istinaf açısından müdahalemizi gerektirecek derecede az olup olmadığı hususudur.

Yukarıda değindiğim gibi sanıklar lehine ve aleyhine olabilecek bütün olgu ve ilkeleri İlk Mahkemenin lâyıkı ile değerlendirdiği görüşündeyim ve sanıkl-ara verilen cezanın müdahalemizi gerektirecek derecede az veya çok olduğu hususunda ikna edilmedim. Bu nedenler ile ceza ile ilgili istinaf ve mukabil istinafın reddolunması gerektiği görüşündeyim.

İstinaf ve mukabil istinaf ile ilgili hususlar bir karara- bağlanmakla beraber ilerideki davalara ışık tutma açısından savcılığın Fasıl 154 madde 29 ile ilgili olarak belirttiği görüşe değinmede yarar vardır. Savcı, Fasıl 154 madde 29 uyarınca mahkemelerin hapis ve para cezası verebileceğini vurgulamakla beraber -bir suç ile ilgili olarak sadece hapislik belirtilen hallerde mahkemenin hapis cezası yerine para cezası ya da başka bir ceza veremeyeceğini ileri sürmüştür. Savcılığın bu görüşüne katılmak olanaksızdır. Madde 29 uyarınca mahkemelerin geniş bir takdir yetk-isi var olup herhangi bir yasada bir suç ile ilgili olarak verilecek ceza sadece hapis alarak belirtilse bile yine de mahkemelerin bu gibi hallerde uygun göreceği başka bir ceza verme yetkisi vardır.

Aziz Altay: Sayın Yargıç Niyazi F. Korkut'un hükmünde m-ahkûmiyet aleyhine yapılan istinaf hakkında serdedilen görüşler ile varılan sonuca ve Fasıl 154 madde 29 hakkında belirtilenlere katılırım. Hükmün ceza aleyhindeki istinaf ile ilgili kısmına ise katılmıyorum.

Sanıklar, toplam maliyet değeri 2.243.154TL ol-an 97 kasa sigarayı gümrük vergisi ödenmediğini bildikleri halde tasaruflarına aldıklarını kabul etmişlerdir. Sigaraların miktarı ve Devletin kaybetmesi söz konusu olan vergi miktarı dikkate alındığında sanıkların işlemiş
oldukları suçun ciddi bir suç oldu-ğuna kuşku yoktur. Bu tür suçların önlenmesinde çok büyük kamu yararı olduğu da tartışma. kaldırmaz bir gerçektir. Bu itibarla bu tür suçlar için verilecek cezaların suçun ciddiyeti ile orantılı, başkalarına ibret teşkil edecek ve caydırıcı nitelikte olmas-ı gerekir. Aksi takdirde polisin çok büyük gayretleri sonucu yakalanıp mahkeme huzuruna çıkarılan gümrük kaçakçılarının, bu meselede olduğu gibi, çok az hapislik cezaları ile cezalandırılmaları halinde gümrük kaçakçılığının, önlenmesi bir yana, artmasına y-ol açar ve dolayısıyle Devletin her yıl milyonlarca lira vergi kaybına neden olur.

Müdafaa avukatı bu meselede esas suçu işleyenin ada dışına kaçarak cezasız kalırken, sanıkların hapislik ile cezalandırılmalarını doğru olmadığını iddia etti. Kanımca suçlu-lardan birinin ada dışına kaçmış olması sanıkların suçluluk durumunu etkilemediği gibi işlemiş oldukları suçun ciddiyetini de ortadan kaldırmamaktadır.

Müdafaa avukatı l. sanığın emekli bir öğretmen, 4. sanığın da uzun yıllar köyün muhtarı olduğuna ve her- iki sanığın da çevrelerinde sevilen, sayılan kimseler oldu.klarına işaret ederek onlara bu durumlarındarı ötüxü dala hafif bir ceza verilmesi gerektiğini ileri sürdü. Bazı önemsiz ve özellikle önceden herhangi bir hazırlık ve plânlama yapılmadan işlenen -suçlarda mahkemelerin ceza verirken sanıkların sabıkaları olup olmadığını, sosyal durumları ile toplum içindeki yerlerini hafifletici birer sebep olarak dikkate aldıkları bir gerçektir. Ancak bu meselede biri emekli bir öğretmen, diğeri de köyün muhtarı ol-an ve herkese davranışları ile örnek olmaları gereken sanıkların önceden bilerek ve plânlayarak işlemiş oldukları istinaf konusu suçun cezalandırılmasında sosyal durumlarının hafifletici değil, aksine ağırlaştırıcı birer sebep teşkil ettiği kanısındayım.

-Yine müdafaa avukatı, Ağır Ceza Mahkemesinin sanıkların Fasıl 154 Ceza Yasasının 306(a) maddesi altında çok ağır bir suç işlediklerini dikkate alarak l. sanığa. 5 ay, 4. sanığa. da 2 ay hapis eezası verdiğini, halbuki olguların 306(b) maddesi altında işlen-en bir kabahat teşkil ettiğini dikkate almış olsaydı çok daha az bir ceza vermiş olabileceğini savundu. Bu görüşe de katılmak olası değildir. Ağır Ceza Mahkemesinin vermiş olduğu ceza gerek 306(a) maddesi altında, gerekse 30b(b) maddesi altında aşikâr sure-tte az bir ceza olup, suçun tüm olguları ve niteliği ile orantılı olmadığı gibi bu cezaların caydırıcı hiçbir yönü de yoktur.


Belirtilenlerden de anlaşılacağı gibi ceza aleyhine yapılan istinafın da reddolunması, mukabil istinafın ise kabul edilmesi gere-kir.


Sanıkların milyonlarca lira kıymetindeki sigaraların gümrüğünün ödenmediğini bildikleri halde tasarruflarına aldıkları, sigaraların miktarı ile Devletin uğrayabileceği vergi kaybı dikkate alındığında l. sanığa 15 ay, 4. sanığa da 9 ay hapislik cezas-ı verilmesi gerektiği kanısındayım.


N. Ergin Salâhi: Sonuç olarak 58/82 ve 59/82 sayılı istinaflarda mahkûmiyet aleyhine yapılan istinaf oybirliği ile, 58/82 ve 59/82 sayılı istinaflarda ceza aleyhine yapılan istinaflar oybirliği ile ve farklı nedenlerle-, 60/82 ve 63/82 sayılı mukabil istinaflarda yapılan istinaflar ise oy çokluğu ile reddolunur.

Cezalar, İlk Mahkemenin mahkûmiyet tarihinden başlayacaktır.


(N. Ergin Salâhi) (Niyazi F. Korkut) (Aziz Altay)
Yargıç Yargıç- Yargıç

2 Aralık 1982



































Full & Egal Universal Law Academy