Yargıtay Ceza Dairesi Numara 58/2018 Dava No 11/2019 Karar Tarihi 26.06.2019
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 58/2018 Dava No 11/2019 Karar Tarihi 26.06.2019
Numara: 58/2018
Dava No: 11/2019
Taraflar: Dilnaz Mamedova ile KKTC Başsavcısı arasında
Konu: Ölümlü trafik kazası - ölümle neticelenen trafik kazalarında cezayı ağırlaştırıcı faktörler
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 26.06.2019

-D. 11/2019 Yargıtay Ceza No: 58/2018
(Lefkoşa Ağır Ceza Dava No: 9211/2018)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA

Mahkeme Heyeti:Narin F.Şefik, Gülden Çiftçioğlu, Bertan Özerdağ.


İstinaf eden: Dilnaz Mamedova, Merkezi Ceza-evi- Lefkoşa.
(Sanık)

Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcısı- Lefkoşa.
(Davayı İkame Eden)
- Arasında.

İstinaf eden namına: Avukat Hüseyin Malyalı.
Aleyhine istinaf eden namına: Kıdemli Savcı Aliye Özçınar.

Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Melek Esendağlı, Kıdemli Yargıç Alev Ulunay ve Yargıç Murat H.Soytaç'ın 9211/2018 sayılı- davada, 12/9/2018 tarihinde verdikleri karara karşı Sanık tarafından yapılan istinaftır.

KARAR

Narin F. Şefik: Bu istinafta iki karar mevcuttur. Kararlar sırasıyla okunacaktır.

Narin F. Şefik: Huzurumuzdaki istinaf, Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesinin 12/9/-2018 tarihli kararından yapılmıştır.

Sanık, aleyhine ikame edilen davadaki dört ithamı da kabul etmiştir. İddia Makamı olay ile ilgili olguları aktardıktan sonra, Sanık Avukatı ceza takdiri için hafifletici nedenlerini izah etmekle yetinmiştir.

- Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi, Sanığa, Fasıl 154 madde 210'a aykırı olarak İbrahim Atar'ın ölümüne sebep olmak suçundan 4 yıl; 21/1974 Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Yasası madde 2,8 ve 19'a aykırı bir şekilde ED 760 plakalı aracı gerekli özen, dikkat ve i-htimamı göstermeden sürerek trafik kazası yapmak suçundan 9 ay; aynı Yasanın 2,7(1) ve 19. maddelerine aykırı olarak aynı aracı ihtiyatsızca, acele ile ve halka tehlike teşkil edecek bir şekilde sürerek kaza yapmak suçundan 1 yıl, ve aynı Yasa ile 1974 Mot-orlu Araçlar ve Yol Trafik Tüzüğü'nün 13(1)(a)ve 77. maddelerine aykırı olarak, satın aldığı aracı yasal süre olan 7 gün zarfında devralmayıp sürmek suçundan 15 gün hapis cezası takdir etmiştir.

Sanık, takdir edilen bu cezalar aleyhine, altı istinaf- sebebi ile istinaf etmiştir. İstinaf sebepleri tek başlık altında incelenecektir.

"Alt Mahkeme tarafından Sanığa takdir edilen ceza fahiştir. Alt Mahkeme ceza takdir ederken prensipleri yanlış uygulamıştır.".

İstinaf tek istinaf sebebi altı-nda ve 4 alt başlık altında incelenecektir. Şöyle ki:

Alt Mahkeme, kaza neticesi bir kişinin vefat etmiş olmasını ağırlaştırıcı bir faktör olarak ele almakla hata etti.
Alt Mahkeme, kazada hafif yaralanan 3 kişinin de bulunmasını ağırlaştırıcı neden olara-k kabul etmekle hata etti.
Alt Mahkeme, kazanın bir anlık dikkatsizlik neticesinde meydana geldiği hususunu, Sanığın lehine hafifletici neden olarak nazar-ı itibare almamakla hata yaptı.
Alt Mahkeme, benzer davalarda Yargıtayın verdiği kararları doğru bir -şekilde dikkate almamakla hata yaptı.

İNCELEME:

Kaza ile ilgili olgular İddia Makamı tarafından aktarılmış ve Alt Mahkeme tarafından kabul edilmiştir.

Olgular şöyle özetlenebilir:
Sanığın kullandığı sağ direksiyonlu ED 760 plakalı araç-, 27/4/2017 tarihinde, 23:50 raddelerinde Lefkoşa-Girne ana yolu boyunca Girne istikametine doğru seyrederken, Sanığın yanında sol ön koltukta Umut Şanverdi, sağ arkada Feray Okuşlu, arka ortada Hüseyin Doğan ve sol tarafta müteveffa İbrahim Atar oturmakta- idi.
Kaza saatinde hava açık, yol asfalt ve kuru, kaza esnasında yolda kazaya etken doğal veya suni herhangi bir madde yoktu. Kaza mahalli çift gidiş, çift geliş olarak tanzim edilmiş bir ana yol olduğu için, sürat tahdidi salon araçlar için 100 kilo-metre idi. Yolu gidiş-geliş olarak ayıran orta refüj içerisinde mevcut aydınlatma direklerindeki lambalar kaza anında yanmakta idi. Orta refüj 3.80 metre genişliğinde, 20 cm yükseklikte idi. Trafik hacmi kaza anında yoğun değildi. Kazanın olduğu yerde yol- düz, görüş mesafesi gece olmasına rağmen yeterli idi.
Sanığın kullandığı araç, Lefkoşa-Girne ana yolu boyunca soldan ikinci şerit içerisinde Girne istikametine doğru seyretmekte olduğu esnada, yolun 11.km'sine geldiğinde, Sanığın dikkatsizliği, ace-leci davranışı, ihtiyatsızlığı ve tehklikeli sürüşü sonucu, yolun gidiş ve gelişi ayıran orta refüje çarptıktan sonra, yolun soluna doğru savruldu ve yolun solundan çıkıp Akasya ağaçlarına çarptıktan sonra ön kısmı doğu istikametine bakar şekilde boş tarla- içerisinde durabildi.

Kaza mahalline 28/4/2017'de 00:20'de vasıl olan Tahkikat Memuru Tanık No. 17'nin Sanığa kazanın nasıl olduğunu sorması üzerine Sanık cevaben, "sağ şeride geçtiğimde refüje fazla yaklaştım. Refüje çarptıktan sonra kontrolümü kay-bettim" demiştir.

Sanığın kaza tarihinde kullanmakta olduğu araç Ahmet Açıkgöz ismine kayıtlı olup, aracın muayene belgesi geçerli ve 3rd party sigortası da Ahmet Açıkgöz adına yapılmıştı. Sanık, aracı Ahmet Açıkgöz'den satın almış olmasına ve arad-an yedi gün geçmesine rağmen aracı kendi adına devralmamıştı.

Kazada, ED 760 plakalı araçta yolcu olarak bulunan İbrahim Atar kaldırılmış olduğu Lefkoşa Devlet Hastahanesi Acil Servisinde, almış olduğu yaralara dayanamayarak vefat etmiştir. Araçta y-olcu olarak bulunan ve hastahaneye kaldırılan Umut Şanverdi, Hüseyin Doğan ve Feray Okuşlu hafif yaralı idiler ve herhangi bir hayati tehlikeleri yoktu. Lefkoşa Devlet Hastahanesinde görmüş oldukları tedavilerine müteakip aynı gün taburcu edildiler.

Bu o-lgular neticesinde istinaf alt başlıklarına bakıldığı zaman:

a) Alt Mahkeme kararında sayfa 16'da "Sanığın sebebiyet vermiş olduğu kaza neticesinde, bir kişinin vefat etmiş olması Sanığın iddia ettiği gibi bir anlık panik, dikkatsizlik veya bir ihla-le bağlı olsa da ağırlaştırıcı bir faktördür. (Bkz. Yargıtay/Ceza 8-9/2015, D.1/2016)" demiştir.

Sanık aleyhine getirilen 2. dava altında yani azami dikkat ve ihtimamı göstermeden trafik kazası yapmak suçu bağlamında bir kişinin vefat etmiş olmasının- kaza yapma suçunu ağırlaştırdığı doğru olmakla birlikte, Alt Mahkeme bir kişinin vefat etmesinin ağırlaştırıcı faktör olduğunu, Sanık aleyhine getirilen 1. dava, yani adam öldürme davası ile ilgili ifade etmiştir.

Alt Mahkemenin Yargıtay/Ceza 8-9/2-015 D.1/2016 diye referans verdiği dava da, nitekim Fasıl 154 madde 210 altında ikame edilmiş bir davadır. O Kararda, birden fazla kişinin kaza neticesinde vefat etmesinin ağırlaştırıcı faktör olarak ele alınması gerektiğine yer verilmiştir.

Fasıl -154 madde 210, tedbirsizlik sonucu veya ağır ihmal teşkil etmeyen, aceleci veya dikkatsiz bir eylem sonucu, istemeden veya kasıtlı olmadan başka birinin ölümüne neden olmanın bir suç teşkil ettiğini izah eder. Yani ölümün gerçekleşmesi, suçun unsurudur. Su-çun unsuru olan bir hususun ceza takdirinde ağırlaştırıcı neden olarak nitelendirilmesi yanlıştır.

Alt Mahkeme Sanık aleyhine getirilen 1.dava altında yani madde 210 uyarınca getirilen dava maksatları için, kaza neticesinde bir kişinin ölmüş olduğunu- ağırlaştırıcı faktör olarak kabul etmekle hata etmiştir.

b)Alt Mahkeme kazada üç kişinin yaralanmış olmasının Sanık aleyhine ele alınacak ağırlaştırıcı bir unsur olduğuna karar vermiştir.

Mavi 45'de, "İşbu kaza sonucu Sanık ile aynı araçta yolcu o-larak bulunan İbrahim Atar kaza esnasında almış olduğu yaralara dayanamayarak Lefkoşa Devlet Hastahanesinde vefat etmiştir. Yine araçta yolcu olarak bulunan Umut Şanverdi, Hüseyin Doğan ve Feray Okuşlu kaza sonucu yaralanmışlar ve Lefkoşa Devlet Hastahanes-indeki tedavilerinin ardından taburcu olmuşlardır. Kaza sonucu bir kişinin ölümüne ilaveten üç kişinin de yaralanmış olması suçun vahametini artırmakta olup ceza takdirinde sanık aleyhine değerlendirilir".

İstinaf Eden, D.8/2016 Yargıtay/Ceza 160/2015- -161/2015 sayılı kararda, Yargıtayın, Rv Cookslev 2003 ((2003) 996
(EWCA Crim 996) (2004) I Cr.App.)kararından ağırlaştırıcı ve hafifletici faktörlerin sıralanmasını aynen karara aktardığı, aktardığı kısmın Türkçeye tercümesini de yaptığını, ağırlaştırıcı -faktörler sıralamasında (m) fıkrasında "serious injury to one or more victims, in addition to the death(s)" olarak yer alan ibarenin "kaza nedeniyle hayatın kaybedilmesine ilaveten bir veya daha fazla mağdurun yaralanması" olarak eksik tercüme edildiğini, -tercümede "yaralanma" kelimesi yerine "ciddi yaralanma" sözlerinin yer alması gerektiğini, tercümedeki eksiklik nedeni ile Alt Mahkemenin bu karardaki hafifletici ve ağırlaştırıcı unsurları Türkçe olarak sıralarken araçtaki üç yolcunun kaza neticesindeki b-asit yaralanmalarını ağırlaştırıcı faktör olarak değerlendirdiğini, bunu yapmakla Alt Mahkemenin hata yaptığını ileri sürmüştür.

D.8/2016 Yargıtay/Ceza 160/2015- 161/2015'in 27. sayfasında 'm' fıkrasında "ciddi" kelimesinin eksik olduğu doğrudur. Fasıl 1-54 madde 210 altında ikame edilen bir davada bir kişinin ölümüne ilaveten bir veya birden fazla kişinin ağır yaralanması, ceza takdir edilirken ağırlaştırıcı faktör olarak değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Her halükarda kaza neticesinde ölen kişiye ek -olarak kaza nedeni ile yaralanların bulunması, aldıkları yaralar ciddi kapsamda olmasa dahi, ceza takdirinde dikkate alınması gereken, ağırlaştırıcı bir faktör olarak kabul edilmelidir. Yaralanmalardaki hasarın boyutu ve ciddiliği, ağırlaştırıcı faktörün e-tkisini ilgilendiren bir olgu olacaktır.

Bir kişinin ölümüne sebebiyet verilmesine ilaveten başka kişilerin yararlanması ceza takdirinde sanık aleyhine değerlendirilecek faktördür. Yaralanmanın ağır olmaması yaralanmanın dikkate alınmayacağı anlamı-na gelmez. Yaralanma ne kadar hafif ise ağırlaştırıcı faktör etkisi o kadar azdır.

Huzurumuzdaki davada, kazada yer alan üç kişinin yaralanmasının hafif olduğu cihetle, ceza takdirindeki ağırlaştırıcı etkisi az olmalıydı. Alt Mahkeme ceza takdir ede-rken, yaralanmanın boyutuna değinmeden, sırf 3 kişinin yaralanmasını ağırlaştırıcı faktör olarak değerlendirmiş ve dolayısıyla bu 3 kişinin hafif yaralanmasına gerekenden fazla ağırlık vererek hata yapmıştır.

İstinaf Eden, Alt Mahkemenin kazanın bir an-lık dikkatsizlik neticesinde meydana geldiği hususunu Sanık lehine değerlendirmemekle hata yaptığını ileri sürmüştür.

Sanık, aleyhine ikame edilen ikinci dava ile, kullanmakta olduğu ED 760 plakalı aracı gerekli azami dikkati ve ihtimamı
göstermeden- sürerek bir trafik kazası yaptığını kabul etmiştir. Aleyhine ikame edilen üçüncü dava ile de ihtiyatsızca, acele ile ve halka tehlike teşkil edecek bir şekilde aynı aracı sürerek trafik kazası yaptığını kabul etmiştir. Bu ithamları kabul eden bir sanığın,- kazanın bir anlık dikkatsizlik neticesinde meydana geldiğini ileri sürerek, bunun hafifletici neden olarak kabul görülmesini beklemesi mümkün değildir. Sanık, kazanın oluş şeklinin İddia Makamı tarafından ileri sürüldüğü şekilde olduğunu kabul etmiş, gec-e 23:50 raddelerinde çift şerit bir yolda ilerlerken sağ şeritten, sol şeritteki aracı geçmeye çalışırken fazla refüje yaklaşıp refüje çarptıktan sonra aracın kontrolünü kaybettiğini kabul ettikten sonra, Sanığın ani dikkatsizliğinden bahsedilmesi mümkün -değildir. Konu kazaya Sanığın ani dikkatsizliği değil, itham edilip kabul ettiği ikinci ve üçüncü davalarda yer alan gerekli dikkat ve ihtimamı göstermeden, ihtiyatsızca, acele ile ve halka tehlike teşkil edecek şekilde araç sürmesi neden olmuştur. Alt Ma-hkeme, Sanığın müdafaasını ani bir dikkatsizlik olarak ele almayarak, böyle bir hafifletici nedeni kabul etmemekle hata yapmamıştır.

d)Alt Mahkeme, Sanık aleyhindeki ithamları kabul ettikten, İddia Makamı tarafından olgular verildikten ve Sanık Avukatı- hafifletici nedenleri sıraladıktan sonra Sanığa ceza takdir etmiştir.

Alt Mahkeme Sanığa ceza takdir ederken ortaya koyduğu genel prensiplerden sonra, bu dava için özellikle 8-9/2015 D.1/2016, 97/2001 D.12/2001, 53-55/2012 D.11/2012, 160-161/2015 D-.8/2016, 35-36/2017 D.14/2017, 81/2010 D.14/2010 sayılı Yargıtay/Ceza kararlarına ve o kararlarda serdedilen prensiplere atıfta bulunmuştur.

Her davanın kendine has olguları, kendine has ağırlaştırıcı nedenleri ve hafifletici nedenleri olup h-içbir dava diğerinin aynı değildir. Suçun işleniş şekli aynı olsa bile, farklı davalardaki müştekilerin katkısal kusur oranlarında fark vardır veya sanığın kendisine has özel olgular farklı olabilmektedir.

Dava ile ilgili olguların her davada ayrı o-larak değerlendirilmesi yargılamanın esas niteliklerinden birisidir.

Huzurumuzdaki istinafa konu olay ile atıfta bulunulan içtihat kararları, bire bir benzeyen davalar değildirler.

Alt Mahkeme yukarıda sıralanan içtihat kararlarında belir-tilen prensipleri alarak, huzurundaki davanın olgularına bunları uygulamaya çalışmıştır.

İstinaf Eden Alt Mahkemenin, ceza takdir ederken, Yargıtay/Ceza Zerrin Baykara (160-161/2015 D.8/2016 ve Oya Göz 35-36/2017 D.14/2017) davalarını dikkate alarak- Sanığa ceza takdir etmesi gerektiğini ve Sanığa takdir edilen cezalar ile ifade ettiği içtihat kararlarındaki cezalar arasında nispetsizlik olduğunu ileri sürmüştür.

160-161/2015 D.8/2016 sayılı davanın kararında, Sanık, Alt Mahkeme tarafından altı -ay hapis cezasına çarptırılmıştır. O Davada gerek Sanık gerekse İddia Makamı istinaf etmişlerdi. Yargıtay, Başsavcılığın cezanın az olduğu ve Sanığın cezanın fahiş olduğu noktasındaki karşılıklı istinaflarını reddetmiştir.

Bu dava, yaya olarak yolu -karşıdan karşıya geçmeye çalışan bir kişiye çarparak ölümüne neden olan Sanık aleyhine ikame edilen bir dava idi. Huzurumuzdaki davanın olguları ile benzerlik olmadığı gibi, o davada katkısal kusur söz konusu idi.

Yargıtay/Ceza 35-36/2017 D.14/2017 -sayılı davada ise kavşaktan çıkmakta olan bir aracın, ana yolda süratle giden bir motosikletliye çarpması sonucu motosiklet sürücüsünün ölümü ile neticelenen kaza ile ilgili olup Alt Mahkeme, o Davadaki Sanığa, bir yıl hapis cezası takdir etmiştir. Yine S-anık ve İddia Makamı istinaf dosyalamışlardı. Yargıtay, o Davada Sanığın istinafını reddetmiş İddia Makamı tarafından dosyalanan istinafı kabul ederek on iki ay süreli hapis cezasını on sekiz aya çıkarmıştı.

O Davanın olgularında da yüksek oranda kat-kısal kusurdan bahsedilmektedir. Huzurumuzdaki dava ile benzerlik olmadığı gibi, huzurumuzdaki istinafa konu davada katkısal kusur unsuru yoktur. İstinaf Eden/Sanık Avukatı tarafından verilen içtihat kararları dikkate alındığında Ağır Ceza Mahkemesi kara-rında nispetsizlik olduğu söylenemez.

Yargıtayın kararlarına bakıldığı zaman, Yargıtay/Ceza 12/1996 D.3/1996'da, cezaların nispetsizliği ve eşitsizliği prensibinin aynı davadaki sanıklar arasında göz önünde bulundurulması gerekli bir prensip ol-masına rağmen, benzer davalardaki sanıklara kesilen cezalarda da göz önünde bulundurulması gerektiği vurgulanmıştır.

Yargıtay/Ceza 129-130/2015 D.17/2016 Ferhan Altunç davasında, Alt Mahkemenin dört yıl verdiği hapis cezasının Yargıtay tarafından ona-ylandığı ve bu Davanın direksiyon hakimiyetini kaybeden ve karşı şeride geçerek, karşı şeritte seyreden motosiklet sürücüsünün ölümüne neden olan bir Sanık ile ilgili olduğu görülmektedir.

Yargıtay/Ceza 136/2016 D.4/2017'de Enahoro Arausi'nin cezası- Yargıtay tarafından iki yıldan dört yıla çıkarılmıştır. Bu Davada Sanık önünde seyreden araçları süratle geçerken, sağa dönüşe geçen aracı görmeyip araca çarpmış ve araçta bulunan iki buçuk yaşında bir küçüğün ölümüne neden olmuştu.

Yargıtay/Ceza 69-/2017 D.5/2018 Ömer Akan davasında Yargıtay Sanığa takdir edilen dört yıl hapis cezasını onaylamıştır. Bu Davada sürat tahdidi bulunan bir virajda süratli araç kullanan Sanık, otobüsün arkasından karşı şeritten diğer şeride yaya olarak geçmekte olan altı -yaşında bir erkek çocuğunun ölümüne ve altı yaşındaki kız çocuğunun yaralanmasına neden olmuştu.

Bu Davalardan, sanıklara dört yıl hapis cezası verilen davalardaki olgular ile huzurumuzdaki davanın olgularına bakıldığı zaman, yukarıda değindiğimiz Ya-rgıtayın kararlarındaki sanıkların işlemiş oldukları suçlara nazaran huzurumuzdaki Sanığın işlemiş olduğu suçun ve işleniş şeklinin daha hafif olduğu görülür. Alt Mahkeme Sanığa 4 yıl hapis cezası takdir ederken, yukarıda izah edildiği şekilde 2 hususu da- ağırlaştırıcı faktör olarak değerlendirmekle de hata yaptığı kabul edilmiştir. Bu nedenlerle, Alt Mahkemenin Sanığa ceza takdir ederken hata yaptığı ve ve takdir edilen 4 yıl hapis cezasının fahiş olduğu ve bu miktara müdahale edilmesi gerektiği açıktır.
-
Netice itibarıyla Alt Mahkeme Sanığa ceza takdir ederken, kazada bir kişinin ölmüş olmasını ağırlaştırıcı faktör olarak dikkate almakla, yine aynı kazada ölen bir kişiye ilaveten üç kişinin yaralanmasına gerektirdiğinden fazla değer vermekle hata y-apmıştır. Dört alt başlık altında incelenen istinaf sebeplerinden ikisinde muvaffak olan Sanık, ceza aleyhindeki istinafında başarılı olmuştur. İstinaf Edenin tek başlık altında belirlenen istinaf sebebi kabul edilir.
Sanık istinafında başarılı olmuştur.
-
Gülden Çiftçioğlu:

Huzurumuzdaki istinaf, Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesinin, 12/9/2018 tarihli kararına karşı yapılmıştır.
Sanık aleyhine İddia Makamı tarafından aşağıda tafsilatı verilen davalar getirilmiştir:
Dava; Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 210.maddesine -aykırı; 27.04.2017 tarihinde, Lefkoşa'da, Lefkoşa-Girne Anayolu 10-11.kilometreleri arasında cezai suç teşkil edecek ağır ihmal derecesine varmayan tedbirsiz ve dikkatsiz bir fiil ile yani kullanmakta olduğu ED 760 plakalı araç ile seyir halinde iken orta -refüje çarptıktan sonra yolun soluna doğru savrularak yolun solundan çıkıp akasya ağaçlarına çarpması neticesinde aracında yolcu olarak bulunan İbrahim Atar'ın ölümüne sebep olmak;
Dava; 48/2005 sayılı yasa ile tadil edilmiş şekliyle 21/1974 sayılı Motorlu- Araçlar ve Yol Trafik Yasası'nın 2,8 ve 19.maddelerine aykırı; birinci davada belirtilen ayni tarih ve mahalde, yönetimindeki ED 760 plakalı Honda marka salon tipi aracı ile gerekli azami dikkat ve ihtimamı göstermeden sürerek bir trafik kazası yapmak;
Da-va; tadil edilmiş şekli ile 21/74 sayılı Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Yasasının 2,7(1) ve 19.maddelerine aykırı; birinci davada belirtilen ayni tarih ve mahalde, yönetimindeki ED 760 plakalı Honda marka salon tipi aracı ihtiyatsıca, acele ile ve halka teh-like teşkil edecek bir şekilde sürüp bir trafik kazası yapmak;
Dava; 65/02 sayılı Yasa ile tadil olunan 1974 sayılı Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Yasasının 5(2) maddesi ile 389/89 sayılı Tüzük ile tadil olunan 1974 Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Tüzüğünün 1-3(1)(a) ve 77.maddelerine aykırı olarak; birinci davda belirtilen ayni tarih ve mahalde, satın aldığı ED 760 plakalı aracı yasal süre olan 7 gün zarfında devralmayıp sürmektir.


Sanık, aleyhine getirilen davalardan itham edildiğinde aleyhindeki daval-arı kabul etmesini müteakiben, Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi Sanığı aleyhine getirilen davalardan mahkum etmiştir.


İSTİNAFA İLİŞKİN OLGULAR

İstinafa konu meseleye ilişkin İddia Makamının Mahkemeye sunduğu olgular özetle şöyledir:

27.4.2017 tarihinde, -Lefkoşa-Girne ana yolunda meydana
gelen ve ölümle neticelenen trafik kazasında ED 760 plakalı salon araç sağ direksiyonlu olup, Sanığın kullanımında idi. Konu araçta Sanığın yanında Umut Şanverdi, sol ön yolcu koltuğunda sağ arkada Feray Okuşlu, arka orta-da Hüseyin Doğan, sol tarafta ise Müteveffa İbrahim Atar oturmaktaydı.
27.4.2017 tarihinde, saat 23.50 raddelerinde, Lefkoşa- Girne ana yolu boyunca ED 760 plakalı salon araç ile soldan 2'inci şerit içerisinde Girne istikametine doğru seyreden Lefkoşa'da s-akin Sanık, seyretmekte olduğu yolun 10'uncu, 11'inci kilometrelerine geldiğinde dikkatsizliği, aceleci davranışı, ihtiyatsızca ve tehlikeli sürüşü sonucu yolun gidiş ve gelişi ayıran orta refüje çarptıktan sonra yolun soluna doğru savrularak, yolun solund-an çıkıp Akasya ağaçlarına çarptıktan sonra ön kısmı doğu istikametine bakar şekilde boş tarla içerisinde durabilmiştir.

Kazada, ED 760 plakalı araçta yolcu olarak bulunan İbrahim Atar kaldırılmış olduğu Lefkoşa Devlet Hastanesi Acil Servisinde almış oldu-ğu yaralara dayanamayarak vefat etmiştir. Aynı araçta yolcu olarak bulunan Umut Şanverdi, Hüseyin Doğan ve Feray Okuşlu Lefkoşa Devlet Hastanesinde görmüş oldukları tedavilerine müteakip aynı gün taburcu edilmişlerdir.

İddia Makamının Mahkemeye serdetti-ği olgulara göre, kaza mahalli Lefkoşa-Girne ana yolunun 10'uncu, 11'inci kilometreleri arasındadır. Kaza gece gerçekleşmiş olup kaza esnasında hava açık yol - asfalt kuru idi. Kaza esnasında yolda kazaya etken doğal veya suni herhangi bir madde bulunmamak-taydı. Kaza mahalli olan Lefkoşa- Girne ana yolu çift gidiş ve çift geliş olarak tanzim edilmiş olup kaza mahalli ana yol olduğundan sürat tahdidi salon araçlar için 100 km idi. Yolu gidiş ve geliş olarak ayıran orta refüj içerisinde aydınlatma direkleri m-evcut olup, kaza vakti yol lambaları yanar vaziyette idi. Yolu gidiş ve geliş olarak ayıran orta refüjün genişliği 3.80 metre, yüksekliği ise 20 cm'di. Yolda kazanın meydana geldiği saatte trafik hacmi bakımından yoğunluk bulunmamaktaydı. Kazanın vuku buld-uğu yerde yol düz olup görüş mesafesi yeterli idi.
Sanığın sabıkası yoktur.

Sanık Alt Mahkeme tarafından suçlu bulunup mahkum edildiği:
davadan (4) yıl;
davadan (9) ay;
davadan (1) yıl;
davadan (15) gün süre hapislik cezasına çarptırılmış ve Hapislik Cez-alarının birlikte çekilmesine karar verilmiştir.

Huzurumuzdaki istinaf, Alt Mahkemenin yukarıdaki ceza takdiri aleyhine yapılmıştır.

İSTİNAF SEBEPLERİ

Sanığın ceza takdirine karşı dosyaladığı istinaf ihbarnamesindeki istinaf sebepleri tek bir başlık a-ltında toplanabilir:
"Alt Mahkeme tarafından takdir edilen hapislik cezaları, alenen fahiştir. "



TARAFLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI

Sanık Avukatı istinaf ihbarnamesinde ve istinaftaki hitabında, Alt Mahkemenin kararında Yargıtay/Ceza 8-9/2015 D. 1/2016'y-a atıfla, Sanığın sebebiyet vermiş olduğu kaza neticesinde bir kişinin vefat etmiş olmasını ağırlaştırıcı faktör olduğunu ceza takdirinde nazarı dikkate almakla hata ettiğini ileri sürmüştür.

Sanık Avukatı istinaftaki hitabında, ayrıca Lefkoşa Girne isti-kametinde azami sürat tahdidi 100 kilo metre iken, 100 kilo metrenin altında seyreden Sanığın aracın 60-65 kilo metre civarında seyretmekte olduğunu, kesik çizginin mevcut olduğunu ve araç geçilebilen bir yerde sağ şeridi alıp aracı geçmek için yoluna deva-m ettiğini, sola doğru meyilleneceği bir esnada geçmek üzere olduğu aracın da hızlanmış olmasından dolayı geçemediğini, arkasında ve önünde araçlar olduğunu, arkasındaki aracın ışık çakıp selektör yaptığını, bu esnada anlık dikkatsizlik ve panikle Sanığın -X noktası olan sağdaki refüje çarptığını, Alt Mahkemenin Sanığın anlık bir dikkatsizlikle konu suçu işlediğini ceza takdirinde hafifletici faktör olarak dikkate almamakla hata ettiğini iddia etmiştir.

İlaveten Sanık Avukatı istinaftaki hitabında, Alt Ma-hkemenin konu kaza neticesi bir kişinin ölümüne ilaveten 3 kişinin de yaralanmış olmasını bu meselede cezayı ağırlaştırıcı bir faktör olarak dikkate aldığını, bununla birlikte İddia Makamının olgularına göre, yaralanan her 3 kişinin de aynı gün hastaneden -taburcu olduğunu, hiçbirinin hayati tehlikesi olmadığı, yaralanmaların bu bağlamda hafif olduğunu, Alt Mahkemenin bu hususu dikkate almadan salt bir yaralanma olduğundan hareketle cezayı ağırlaştırarak takdir etmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.

S-anık Avukatı istinaftaki hitabında ayrıca nispetsizlik konusundaki istinaf sebebine de değinmiştir.

Sanık Avukatı,Sanığa Zerin Baykara ve Oya Göz davalarında takdir edilen cezalar dikkate alınarak bir ceza takdir edilmesi gerektiğini, bu davalar bağ-lamında Sanığa takdir edilen cezada nispetsizliğin söz konusu olduğunu ileri sürmüştür.

İddia Makamı adına hazır bulunan Kıdemli Savcı ise istinaftaki hitabında, Oya Göz kararına konu davada, Müteveffa motosiklet sürücüsünün konu kazanın oluşumunda çok -ağır katkısal kusuru olduğunu, bu nedenle huzurdaki mesele ile olguların aynı olmadığını ileri sürmüştür.

Kıdemli Savcı ilâveten hitabında, Zerin Baykara kararına konu davanın olgularının da huzurdaki davanın olgularına benzemediğini, bu davanın olguların-da Müteveffiyenin kazanın oluşumuna katkısal kusurunun çok olduğunu, dolayısıyla da her iki meselenin olgularının benzemediğini iddia etmiştir.

Kazanın oluş şekline bakıldığında kazanın oluşumunda bir anlık dikkatsizliğin söz konusu olmadığını, kazanın n-asıl oluştuğunu Sanığın kendisinin gönüllü ifadesinde anlattığını, buna göre, Sanığın refüje yakın giderken çarpmamak için panik yaptığını, o panikle refüje çarptığını, refüje çarptıktan sonra arabanın kontrolünü kaybettiğini, sola geçip yolun kenarında du-rmak istediğini, çok panik olduğunu, stop yerine gaza basınca iki tane ağaca çarptığını, 90-95 kilo kilometre giden bir araçla seyreden Sanığın, önündeki araca yakın gidiyor olması yetmezmiş gibi durmak isterken gaza bastığını, kazanın oluş şeklinden Sanığ-ın bir anlık dikkatsizlikle kazaya sebebiyet vermediğinin görüldüğünü, Yargıtay/Ceza 136/2016
D. 4/2017 sayılı karardan görüleceği üzere tehlikeli sürüş yapan bir kişinin anlık dikkatsizliğinden söz edilemeyeceğinin ortaya konduğunu, Sanığın tehlikeli sür-üş ile ilgili davayı kabul ettiğini, Sanığın dikkatsiz sürüşünün yanında tehlikeli sürüş yapmasının Sanığın bir anlık dikkatsizlikle kaza yapmadığının göstergesi olduğunu ileri sürmüştür.

Alt Mahkeme huzurundaki meselen-in olgularına değinen Kıdemli Savcı hitabında, huzurdaki meselede, kazanın oluşumuna Müteveffanın hiçbir bir katkısal kusurunun olmadığını, Müteveffanın Sanığın aracında olduğunu, kazanın gece meydana geldiğini, havanın açık, yol asfaltının kuru olduğunu,- yolda kazaya etken olabilecek hiçbir şeyin olmadığını, Lefkoşa- Girne ana yolu üzerinde 100 kilo metre sürat tahdidinin olduğunu, refüj içerisinde trafikle ilgili aydınlatma direklerinin olduğunu, refüjün yanında beyaz çizgilerin mevcut olduğunu, bu çizg-ilerin anlamının refüje yaklaşma çizgisi olduğunu, aydınlatma direklerinin ise kaza anında aydınlık şekilde olduğunu, görüş mesafesi açısından kazaya etken olabilecek hiçbir kusurun olmadığını ileri sürmüştür.

Bu bağlamda Kıdemli Savcı hitabında, Sanığın -kaza yaptığı aracın hurdaya döndüğünü ve ciddi hasar aldığını, kazanın şiddetli bir kaza olduğunu, Müteveffanın otopsi raporuna göre akciğerlerinin parçalandığını, karaciğerin aynı şekilde parçalandığını ve kaburga kemiklerinin kırıldığını ve iç kanama mey-dana geldiğini, Yargıtay/Ceza 136/2016 D.4/2017 sayılı karara konu davada ise müteveffanın annesinin de bir anlık dikkatsizliğinin bu bağlamda kusurunun söz konusu olduğunu, huzurdaki meselede ise Müteveffanın aracın içerisinde olduğunu, kusurunun söz konu-su olmadığını iddia etmiştir. Kıdemli Savcı ilâveten, Yargıtay/Ceza 136/2016
D.4/2017 sayılı karara konu davada yolun durumunun
tartışıldığını, huzurdaki meselede ise yolda hiçbir kusur olmadığını,lambaların yandığını, yol çizgilerinin net olduğunu belir-terek, kazaya etken hiç bir çevre şartının mevcut olmadığını iddia etmiştir.

İNCELEME

Ağır Ceza Mahkemesi Sanığa ceza takdir ederken, İddia Makamı tarafından sunulan olguları, bu bağlamda kazanın oluş şeklini, Sanığın kişisel ve ailevi durumunu dikkate a-lması yanı sıra, ölümlü trafik kazaları ile ilgili suçların son yıllarda gösterdiği artışı, konu suçların ciddiyet ve vahametini dikkate alarak, bu bağlamda bu gibi suçları işleyenlere caydırıcı ve ibret verici cezalar verilmesi gerektiğinden hareketle, k-amu menfaatinin korunması ilkesine ağırlık vererek, birlikte çekilmek üzere, Sanığı suçlu bulup mahkûm ettiği 1. davadan 4 yıl süre ile; 2. davadan 9 ay süre ile, 3. davadan 1 yıl süre ile 4. davadan 15 gün süre ile hapislik cezasına çarptırmıştır.
-
Sanığın istinaftaki yakınması Sanık aleyhine takdir edilen cezanın alenen fahiş olduğu yönündedir. Sanık aleyhine takdir edilen ceza alenen fahiş midir?

KKTC'de son yıllarda ölümle neticelenen trafik kazalarının sayısında ciddi bir artış olduğu yargıya -intikal eden davaların fazlalığından görülmektedir. Ölümlü trafik kazaları halkımızı derinden üzmekte, huzursuz ve tedirgin etmektedir. Ülke halkını büyük acılara boğan ve birçok ocağın sönmesine neden olan bu tür kazaların önlenmesi için toplumdaki her ke-simin katkı koyması gerekmektedir. Dolayısıyla bu türdeki ciddi ve vahim suçların önlenmesi için gerekli duyarlılığı göstermek durumunda olan kurumların başında yargı gelmektedir.

Yargıtayın birçok kararında tekrarladığı üzere, insan yaşamının son b-ulduğu, toplumu tedirgin eden bu tür ciddi ve vahim trafik suçlarında ceza tespit ederken, dikkate alınması gereken asli prensiplerin başında, kamu menfaatinin korunması ilkesinin gelmekte olduğu tartışmasızdır. Bu bağlamda, trafik kurallarının ciddi ihlâl-leri neticesinde, özellikle insan yaşamının son bulduğu trafik suçlarında ceza verilirken, her davanın kendi olguları, konu kazanın oluş şekli, konu kazanın sonuçları, Sanığın dikkatsizlik oranı, kazaya methalder olan kişinin veya Müteveffanın katkısal kus-uru, Sanığın kişisel ve özel durumu nazari dikkate alınarak, kamu yararının korunması prensibine ağırlık verilerek, gerek sanığa gerekse potansiyel olarak bu tür suçları işleme temayülünde olanlara, suç işlemekten caydırıcı ve ibret verici bir ceza bağlam-ında, hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesi gerekmektedir.
Bununla birlikte, genç bir suçluya ceza takdir edilirken, kamu yararı yanında cezaların kişiselliği ilkesi dikkate alınarak, kamu yararı ile bu ilke arasında bir denge kurulmasının gerekliliği de açık-tır.

Diğer yandan, Yargıtay/Ceza: 8/2015 - 9/2015 D.1/2016, Birleştirilmiş Yargıtay/Ceza: 160/2015 - D.161/2015 D.8/2016; Yargıtay/Ceza: 136/2016 D. 4/2017 sayılı içtihatlarda, trafik kazaları ile ilgili suçlarda ceza takdirinde her meselenin kendine- has olguları çerçevesinde yargıçlar tarafından örnek olarak alınabilecek ağırlaştırıcı ve hafifletici faktörleri saptamada ışık tutması açısından, İngiliz Hukuk Sisteminde Court of Appeal'in, R.v.Boswell, 79 Cr. App. R s.277 ve R. Cooksley 2003 ((2003)- 996 {(EWCA Crim 996 )(2004) I Cr App) kararlarına atıfta bulunulmuştur.

Bu bağlamda Court of Appeal'in, R.v.Boswell, 79 Cr. App. R s.277 kararını takiben verdiği R. Cooksley 2003 ((2003) 996 {(EWCA Crim 996 )(2004) I Cr App) kararında yargıçların örnek o-larak alması tavsiye edilen cezayı ağırlaştırıcı faktörler arasında kaza nedeniyle birden fazla kişinin hayatını kaybetmesi [(l) more than one person killed as a result of the offence (especially if the offender knowingly put more than one person at risk o-r the occurrence of multiple deaths was foreseeable)] ve kaza nedeniyle hayatın kaybedilmesine ilâveten bir veya daha fazla mağdurun ciddi şekilde yaralanması [(m) serious injury to one or more victims, in addition to the death(s)] faktörlerinin yer aldığı-nı anımsamakta yarar mevcuttur.
Bu aşamada huzurumuzdaki meseleyi belirtilen hukuki prensipler bağlamında değerlendirelim.
Yukarıda da belirtildiği üzere, Sanık Avukatının yakınmalarından birisi, Alt Mahkemenin kararında kazada bir kişinin ölmüş olmasını -suçun vehametini artırıcı bir faktör olarak değerlendirmesidir. Sanık Avukatına göre, kazada bir kişinin ölmesi 1. dava açısından suçun unsurudur. Cezayı ağırlaştırıcı faktör olarak telakki edilemez.

Alt Mahkeme kararında şöyle demiştir:
Sanığın sebebiy-et vermiş olduğu kaza neticesinde bir kişinin vefat etmiş olması Sanığın iddia ettiği gibi bir anlık panik, dikkatsizlik veya bir ihlale bağlı olsa da ağırlaştırıcı bir faktördür (Bkz: Yargıtay/Ceza 8-9/2015 D.1/2016).

Tehlikeli sürüş neticesi bir kişini-n ölümüne sebebiyet verme suçuna dair ceza açısından, tehlikeli sürüş neticesi bir kişinin ölümü, basit tehlikeli sürüş suçuna kıyasen cezayı ağırlaştırıcı bir faktördür (Ayrıca bkz, bkz:Principles of Sentencing D.A.Thomas,s.85).

Alt Mahkeme her ne kadar- Yargıtay/Ceza 8-9/2015
D. 1/2016 sayılı karara gereksiz bir referans yapmakla birlikte, Alt Mahkemenin tehlikeli sürüş yapıp kaza yapmak suçuna kıyasen tehlikeli sürüş neticesi bir kişinin ölümüne sebebiyet verme suçu açısından bir kişinin ölümünü cezayı- ağırlaştırıcı faktör olarak değerlendirmesine hata bulunmamaktadır.

Sanık Avukatının istinaftaki diğer bir yakınması, Alt Mahkemenin konu kaza neticesi bir kişinin ölümüne ilaveten 3 kişinin de salt yaralanmış olmasını bu meselede cezayı ağırlaştırıcı bi-r faktör olarak dikkate almakla hata ettiği yönündedir. Bu bağlamda, Sanık Avukatı, Alt Mahkemenin ceza takdirinde, yaralanan (3) kişinin aynı gün hastaneden taburcu olduğu, yaralarının ciddi olmadığı nedeniyle, 3 kişinin salt yaralanmasını cezayı ağırlaşt-ırıcı faktör olarak dikkate almakla ettiği yönündedir.

Alt Mahkeme kararında şöyle demiştir:
"İşbu kaza sonucu Sanık ile aynı araçta yolcu olarak bulunan İbrahim Atar kaza esnasında almış olduğu yaralanmalara dayanamayarak Lefkoşa Devlet Hastanesinde vefa-t etmiştir. Yine araçta yolcu olarak bulunan Umut Şanverdi, Hüseyin Doğan ve Feray Okuşlu kaza sonucu yaralanmışlar ve Lefkoşa Devlet Hastanesindeki tedavilerinin ardından taburcu olmuşlardır. Kaza sonucu bir kişinin ölümüne ilaveten üç kişinin de yaralanm-ış olması suçun vehametini artırmakta olup ceza takdirinde Sanık aleyhinde değerlendirilir".


Alt Mahkemenin yukarıdaki kararından görüleceği üzere, Alt Mahkeme işbu kaza sonucu Müteveffa İbrahim Atar'ın vefatına ilâveten araçta yolcu olarak bulunan üç ki-şinin yaralanmasını ceza takdirinde Sanık aleyhine ağırlaştırıcı faktör olarak değerlendirmiştir.

Court of Appeal'in, R.v.Boswell, 79 Cr. App. R s.277 kararını takiben verdiği R. Cooksley 2003 ((2003) 996 {(EWCA Crim 996 )(2004) I Cr App) kararında yargıç-lara örnek olarak almaları tavsiye edilen cezayı ağırlaştırıcı faktörler arasında ölümlü trafik kazaları neticesinde bir kişinin veya kişilerin vefatına ilâveten, başka kişilerin ciddi şekilde yaralanması faktörü yer almaktadır. Pek tabiidir ki, örnek olar-ak sayılan faktörlere ek olarak yargıç, hayat tecrübesini/
ortak akıl/mantık/sağduyusunu kullanarak başka faktörleri cezayı ağırlaştırıcı ve hafifletici faktör olarak saptayabilme yetkisini haizdir.

Hukuk sistemimizde ölümlü trafik kazaları ile ilgili ve-rilen içtihatlar bağlamında takip edilen uygulamaya göre, ölümlü trafik kazaları neticesinde bir kişinin veya kişilerin vefatına ilâveten, başka kişilerin salt yaralanmasına yol açmak, yaralanma ciddi olsun veya olmasın ceza takdirinde yargıcın sanık aley-hine aldığı ağırlaştırıcı faktörlerdendir. Bununla birlikte, yaralanmanın hafif olması hiçbir şekilde cezayı hafifletici faktör olarak değerlendirilmemektedir.

Belirtilenler ışığında, Alt Mahkeme ceza takdirinde, konu kazada Müteveffanın vefatına ilâveten- (3) kişinin yaralanmasını ceza takdirinde ağırlaştırıcı faktör olarak değerlendirmekle hata etmiş değildir.

Sanık Avukatı istinaftaki hitabında, kazanın bir anlık dikkatsizlik sebebi ile meydana geldiğini Sanık lehine hafifletici faktör olarak nazarı dik-kate almamakla hata ettiğini ileri sürmüştür.
Alt Mahkeme kararı irdelendiğinde, Sanık Avukatının kazanın bir anlık dikkatsizlik neticesi meydana geldiği hususundaki iddiasını değerlendirmeye tabi tutarak, İddia
Makamının Mahkemeye serdettiği kazanın oluş- şekli ile ilgili olgular ve bu bağlamda Sanığın gönüllü ifadesi çerçevesinde itibar etmemiştir.
Alt Mahkeme huzurundaki ihtilafsız olgulara göre, kaza 27.4.2017 tarihinde, gece 23.50 sıralarında gerçekleşmiş idi, kaza esnasında hava açık, yol - asfalt kur-u idi. Kaza esnasında yolda kazaya etken doğal veya suni herhangi bir madde bulunmamaktaydı. Kaza mahalli olan Lefkoşa- Girne ana yolu çift gidiş ve çift geliş olarak tanzim edilmiş olup kaza mahalli ana yol olduğundan sürat tahdidi salon araçlar için 100 -km idi. Yolu gidiş ve geliş olarak ayıran orta refüj içerisinde aydınlatma direkleri mevcut olup, kaza vakti yol lambaları yanar vaziyette idi. Yolu gidiş ve geliş olarak ayıran orta refüjün genişliği 3.80 metre, yüksekliği ise 20 cm'di. Yolda kazanın meyd-ana geldiği saatte trafik hacmi bakımından yoğunluk bulunmamaktaydı. Kazanın vuku bulduğu yerde, yol düz olup görüş mesafesi yeterli idi.
Sonuçta, yolun durumunda kazaya etken olabilecek bir kusur söz konusu değildi.

Alt Mahkeme huzurundaki ihtilafsız ol-gulara göre, Sanığın dikkatsizliği, aceleci davranışı, ihtiyatsızlığı ve tehlikeli sürüşü sonucu konu kaza oluşmuştur.

Huzurumuzdaki mesele açısından konu kazanın, Sanığın dikkatsizliği, ihtiyatsızlığı yanında tehlikeli sürüşü neticesi meydan geldiğinin i-htilafsız olgu mahiyetinde olduğu görülmektedir. Nitekim Sanık, sair ithamlar yanında, ihtiyatsızca, acele ile halka tehlike teşkil edecek bir şekilde motorlu araç kullanıp kaza yaptığını kabul etmektedir.

Basit tehlikeli sürüş meseleleri ile kıyas edildi-ğinde, tehlikeli sürüş neticesi ölüme sebebiyet vermek cezayı ağırlaştırıcı bir faktör olarak görülebilmesine karşın, ölümlü trafik kazalarında, tehlikeli sürüş neticesi ölüme sebebiyet vermek suçuna dair cezalarda ölüm olgusundan ziyada sanığın davranışın-ın tabiatı (tehlikeli olması) önem taşımaktadır (Bkz:Principles of Sentencing D.A.Thomas,s.85).

Alt Mahkeme huzurundaki meselede dikkatsizliği, ihtiyatsızlığı yanında, tehlikeli sürüş yaparak kaza yaptığı ve ölüme sebebiyet verdiğini kabul eden Sanığın da-vranışının
tehlikeli sürüş boyutunda olduğu dikkate alındığında, Sanığın konu kazaya bir anlık dikkatsizliğinin sebebiyet verdiğini kabul etmek olası değildir.

Dolayısıyla, Alt Mahkeme kazanın bir anlık dikkatsizlik sonucu oluştuğu şeklindeki iddiaya it-ibar etmeyerek, bu hususu ceza takdirinde Sanık lehine hafifletici faktör olarak kabul etmemekle hata etmiş değildir.

Sanık Avukatı istinaftaki hitabında, Alt Mahkemenin hafifletici faktörlere önem vermemekle hata ettiğini ileri sürmüştür.

Alt Mahkeme ka-rarı irdelendiğinde, Mahkemenin Müteveffanın emniyet kemerinin takılı olmamasını Sanık lehine aldığı gibi, Müteveffanın eşi ve çocuklarının Sanık tarafından tazmin edilmiş olmalarını ve Sanıktan herhangi bir şikayetlerinin olmamasını da Sanık lehine değerl-endirdiği görülmektedir.

Alt Mahkeme huzurundaki meselede, kazanın oluşumunda araçta yolcu olarak seyahat eden Müteveffanın herhangi bir kusuru yoktu. Böyle bir olgusal durumda, Müteveffanın emniyet kemerinin takılı olmaması, Müteveffanın ölümüne etken -olsa bile, bu sebep ceza takdirinde hafifletici faktör olarak alınamaz.
İlâveten Müteveffanın eşi ve çocuklarının Sanık tarafından tazmin edilmiş olmaları ve Sanıktan herhangi bir şikayetlerinin olmaması da, ceza takdirinde hafifletici
faktör olarak değerl-endirilebilecek bir faktör değildir.
Buna karşın Başsavcılık tarafından bu hususlarda herhangi bir istinaf söz konusu değildir.

Alt Mahkeme kararında ( Mavi 47,48 ), Sanığın kişisel ve özel durumunu inceleyerek, Sanığın iyi bir sürüş sicili olduğunu, herh-angi bir sabıkası olmadığını, 21 yaşında genç bir suçlu olduğunu, lehine bir sosyal tahkikat raporu düzenlendiğini, kazadan önce çalışma izni ile çalıştığını ve ailesine maddi destek sağladığını, suçunu kabul ederek Mahkemeye yardımcı olduğunu, polise gönü-llü ifade vermek sureti ile yardımcı olduğunu, ceza takdirinde hafifletici faktör olarak dikkate aldığını belirtmiştir.

Bu durum ışığında Sanık Avukatının ceza takdirinde, Alt Mahkemenin hafifletici faktörlere önem vermediği veya yeterince önem vermediği -iddiasına itibar edilmez.

Sanık Avukatı istinaftaki hitabında, Alt Mahkemenin Sanığa ceza takdir ederken, Zerrin Baykara ve Oya Göz davalarındaki Sanıklara takdir edilen cezalar açısından nispetsizlik prensibini gözetmeyerek, hatalı hareket ettiğini ileri- sürmüştür.

Alt Mahkeme huzurundaki meselenin olguları ile emsal belirtilen davalardaki olgular, bu bağlamda, müteveffaların kazanın oluşumunda katkısal kusuru olduğu noktasında farklılık arz etmektedir. Sözü edilen kararlara konu meselelerde, konu kazan-ın oluşumuna Müteveffaların katkısal kusurları söz konusu iken, Alt Mahkeme huzurundaki meselede konu kaza tamamıyla, Sanığın, cezai suç teşkil edecek ağır ihmal derecesine varmayan tedbirsiz ve dikkatsiz bir fiilinden meydana gelmiştir. Sanığın kullanmakt-a olduğu ED 760 plakalı araçta yolcu olarak seyreden Müteveffanın ise konu kazanın oluşumuna herhangi bir katkısal kusuru söz konusu değildir.
Belirtilenler ışığında, Sanığa takdir edilen ceza ile yukarıda sözü edilen davalarda Sanıklara takdir edilen cez-alar arasında nisbetsizlik olduğu söylenemez.

Ağır Ceza Mahkemesi takdir yetkisini kullanarak huzurundaki meselede konu suçların ciddiyet ve vehametini, konu kazanın oluş şeklini, konu kazanın sonuçlarını, konu kazada Müteveffanın katkısal kusurunun olmad-ığını, tüm kusurun Sanıkta olduğunu, Sanık aleyhine alınan tüm ağırlatıcı faktörleri, Sanık lehine alınan tüm hafifletici faktörleri, Sanığın kaza tarihinde 21 yaşında genç bir suçlu olduğunu, suçunu kabul ederek Mahkemeye yardıcı olduğunu, Sanık lehine dü-zenlenen sosyal tahkikat raporunu ve sonuçta Sanığın tüm kişisel ve özel durumunu nazarı dikkate aldıktan sonra, cezalandırma ilke ve prensiplerinden, kamu yararının korunması ilkesine ağırlık vererek, Sanığa ve başkalarına ibret verici ve caydırıcı ceza b-ağlamında 1.Dava açısından (4) yıl hapislik cezası vermiştir.

Ceza saptanmasında takdir yetkisi ilk etapta alt mahkemenindir. Yargıtay genellikle cezaların takdirine müdahale etmez. Alt mahkeme cezayı takdir ederken, dikkate alması gereken tüm hususları d-ikkate almış, dikkate almaması
gereken gereken bir hususu dikkate almamışsa alt mahkemenin takdirine müdahale edilmemesi gerekir. Alt mahkeme tüm hususları doğru değerlendirmiş olmasına karşın, alt mahkemenin takdir ettiği ceza aşikar surette, müdahaleyi- gerektirecek kadar fahiş veya yetersiz olmadıkça, bu bağlamda, davanın tüm olgularından işlenen suçun ağırlığı ile saptanan ceza orantılı olmadıkça veya saptanan cezanın suça ve suçluya uymadığı açıkça görülmedikçe Yargıtay Alt Mahkemenin ceza takdirine m-üdahale etmez.

Alt Mahkeme huzurundaki meselede, konu suçların ciddiyet ve vehameti, konu kazanın oluş şekli, konu kazanın sonuçları, konu kazada Müteveffanın katkısal kusurunun olmadığı, tüm kusurun Sanıkta olduğu, Sanık aleyhine alınan tüm ağırlatıcı fa-ktörler, Sanık lehine alınan tüm hafifletici faktörler, Sanığın kaza tarihinde 21 yaşında genç bir suçlu olduğu, suçunu kabul ederek Mahkemeye yardımcı olduğu, Sanık lehine düzenlenen sosyal tahkikat raporu, Sanığın tüm kişisel ve özel durumu, istinafa ili-şkin yukarıdaki tüm olgular nazarı dikkate alındıktan sonra, takdir edilen cezanın işlenen suçların ağırlığı ile orantılı olmadığı görülmemektedir. Diğer bir anlatımla, istinafa ilişkin tüm olgulardan Sanığa takdir edilen cezanın suça ve suçluya uymadığı g-örülmemektedir.

Belirtilenler ışığında, Alt Mahkeme tarafından saptanan cezanın Yargıtayın müdahalesini gerektirecek kadar fahiş olmadığı görüldüğü cihetle, Alt Mahkemenin ceza takdirine müdahale etmemek ve cezaya dair istinafın reddi gereklidir kanaatind-eyim.

Netice itibarıyla, istinafın reddedilmesi ve hapislik cezasının mahkumiyet tarihinden itibaren başlaması gerektiği kanaatindeyim.

Bertan Özerdağ:
Her iki kararı önceden okuma fırsatı buldum. Sayın Yargıç Narin Ferdi Şefik'in karar ve bulgularıyla h-emfikirim.

SONUÇ:

Oy çokluğu ile;

Sanığa 1. davadan takdir edilen 4 yıllık hapis cezası 3 yıl
hapis cezasına;
2. davadan takdir edilen 9 ay hapis cezası 6 ay hapis
cezasına indirilir.
3. dava ile ilgili istinaf -ileri götürülmediği cihetle
3. dava ile ilgili ceza değişmez.



İstinaf masrafları ile ilgili emir verilmez.


Narin Ferdi Şefik Gülden Çiftçioğlu Bertan Özerdağ
Başkan Yargıç Yargıç


26 Haziran 2-019








27











Full & Egal Universal Law Academy