Yargıtay Ceza Dairesi Numara 57/1996 Dava No 6/1997 Karar Tarihi 16.04.1997
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 57/1996 Dava No 6/1997 Karar Tarihi 16.04.1997
Numara: 57/1996
Dava No: 6/1997
Taraflar: Hüseyin Kusbi ile Başsavcılık arasında
Konu: Dikkatsiz bir fiille adam öldürme
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 16.04.1997

-D.6/97 Yargıtay/Ceza 57/96
(Ağır Ceza Dava No:1682/95; Lefkoşa)
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti:Taner Erginel, Mustafa H.Özkök, Gönül Erönen.
İstinaf Eden: Hüseyin Kusbi, Zümrütköy
- ile --
Aleyhine İstinaf Edilen: KKTC Başsavcılığı, Lefkoşa
A r a s ı n d a .

Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesinin 1682/95 sayılı davada 7.10.1996 tarihinde verdiği kararına(Necmettin Bostancı Kaza Mahkemesi Başkanı, Taşkent M. Akif Kaza Mahkemesi Kıdemli Yargıcı, Ahm-et Kalkan Kaza Mahkemesi Yargıcı) karşı Sanık tarafından yapılan istinaftır.

İstinaf Eden namına: Avukat Gürsel Kadri
Aleyhine İstinaf Edilen namına: Savcı Sami Erginalp.

-------------------

H Ü K Ü M

Taner Erginel:Sanıklar, 24.10.1995 tarihinde Yuka-rı Bostancı'da geceleyin yasalara aykırı olarak av avlarken Sanık 1'in elinde bulunan silahın ateş alması sonucu Maktül öldü. Sanıklar aleyhine Fasıl 154 Ceza Yasasının 205. maddesine aykırı adam öldürme ile Fasıl 57 Ateşli Silahlar Yasası ve Fasıl 65 Av -ve Yabani Kuşları Koruma Yasasına aykırı işlediği suçlar nedeniyle 13 dava getirildi. Ağır Ceza Mahkemesinde Savcılık 205. maddeye aykırı adam öldürme davasını geri çekti ve ithamnameye 14. dava olarak Sanık 1 aleyhine Fasıl 154 Ceza Yasasının 210. maddes-ine aykırı dikkatsizlikle adam öldürme davası getirdi. Bunun üzerine Sanıklar aleyhlerine getirilen davaları kabul ettiler. Ağır Ceza Mahkemesi Sanık 1'i dikkatsizlikle adam öldürme davasında 2 yıl hapse mahkum etti.

Sanık 1 istinafta 2 yıl hapis cez-asının fazla olduğunu öne sürdü ve cezanın indirilmesini talep etti.

Gerek Savcının gerekse Sanık Avukatının anlattıklarından davanın olgularını şöyle özetleye-biliriz. İngiltere'de yaşıyan ve ava meraklı bir kişi olan Maktül 18.10.1995 tarihinde Kıbrıs-'a geldi. 24.10.1995 tarihinde Sanık 1'in Zümrütköy'de çalıştırdığı kahvehaneye giden Maktül orada Sanık 1 ve Avustralya'dan gelmiş diğer bir arkadaşı olan Sanık 2 ile yemek yedi. Yemekte Maktül ve Sanıklar gece avına gitme konusunda anlaştılar. Maktül -eve giderek kardeşine ait bir av tüfeği ve bir kutu fişenk getirdi. Zümrütköy'de bulunan askeri birliğe giden Sanıklar orada görevli arkadaşları Astsubay Hüseyin Durmaz'la buluştular ve geceleyin ava gitmeye onu ikna ettiler. Hüseyin Durmaz askeri bir ci-ple bir projektör aldı ve cipin arkasına dördüncü kişinin oturabilmesi için bir sandalye yerleştirdi. Bunun üzerine Maktül, Sanıklar ve Hüseyin Durmaz, Bostancı Zümrütköy arasındaki ovada projektörle av avlamaya başladılar. Hüseyin Durmaz cipi kullanıyor-du. Onun arkasında oturan Sanık 2 ise projektörü tutuyordu. Cip hareket ettiğinde Sanık 1 şoförün yanında, Maktül ise onun arkasında sabitleştirilmiş olan sandalyede oturuyorlardı. Silah Maktülün elinde idi ve bir süre bu şekilde av avladılar. Maktül at-eş ederek 1 tavşan ve
1 keklik vurdu. Daha sonra Maktül ile Sanık 1 yer değiştirdiler. Yani Maktül ön tarafa geçti ve Sanık
1 de av tüfeğini alarak arka tarafta oturan ve av avlayan kişi durumuna geçti. Saat 23.35 civarında önlerine bir tavşan çıktı- ve Sanık 1 bu tavşana ateş etti. Tavşanı izlemeyi düşünen cip sürücüsünün ani hareketi sonucu av tüfeği ikinci kez patladı. Tüfek önde oturan Maktülün başına doğru tutulduğu için tüfekten çıkan saçmalar Maktülün ölümüne neden oldu. Sanıklar bu olay kar-şısında şoka girdiler. Önce araçtan inerek Maktülün cesedini düştüğü yerden alıp cipe koydular. Bir kilometre kadar gittikten sonra cesedi bir bahçe içerisine bırakıp askeri kademeye gittiler. Askeri kademede arkadaşları emekli başöğretmen Çakır Türker'-e telefon ettiler ve onun gelerek kendilerini ikna etmesinden sonra olayı polise bildirdiler. Askeri kademeye gelen polis ekibi Sanık 1'i duvar kenarında ağlamaklı vaziyette buldu. Suçu izah edildiğinde Sanık 1 "ailesinin yüzüne nasıl bakacağım?" dedi.
-
İşlenen suçları değerlendiren Ağır Ceza Mahkemesi kararının bir bölümünde şöyle dedi.

"Sanıklar tarafından işlenen suçlar tamamen yasalara aykırıdır. Hiç kimsenin yasaları hiçe sayarak, eline geçirdiği kayıtlı olmayan tüfekle, geceleyin ava kapalı bölg-eye giderek av kovalamaya, av hayvanı vurmaya hak ve yetkisi yoktur."


Sanıkların kişisel durumlarına ilişkin olarak ise Ağır Ceza Mahkemesi kararında şöyle demektedir.

"Sanık 1, 42 yaşında, emekli ve 3 çocuk babası olan bir kimsedir. Hayatını ve ailesi-nin maişetini forklifçilik yaparak kazandığını, ailesine ilaveten yaşlı anne ve babasına baktığını, karısının çalışmadığını gözönünde bulunduruyoruz. Sanık 2 ise Avusturalya'da uzun süre kaldıktan sonra geri vatanına gelmiş olan, 50 yaşında emekli ve 3 ço-cuk babası olan bir kimsedir. Her iki Sanığın da olaydan hemen sonra Polise telefon etmek suretiyle olayı Polise duyurduklarını, bilahare itiraflarda bulunduklarını daha sonra da gönüllü ifade vermek suretiyle adaletin erken tecellisine yardımcı oldukların-ı, nadim ve pişman olduklarını, mahkemeden özür dilediklerini, benzeri sabıkalarının bulunmadığını göz önünde bulunduruyoruz."
Sanıkların leyhine ve aleyhine olan tüm hususları dikkate aldıktan sonra Sanık 1'e verilecek en uygun cezanın nisbeten uzun -süreli bir hapislik cezası olması ve Sanık 2'ye ise verilecek en uygun cezanın para cezası olması gerektiğine kanaat getirdik."

Bu görüşler ışığında Ağır ceza Mahkemesi Sanık 1'e birlikte çekilmek üzere 2,3,13 ve 14. davalardan 2 yıl hapis cezası verdi. - Sanık 2'ye 2,3,6,7, ve 13. davaların her birinden 3,000,000.TL para cezaları verdi. Sanık 2'yi ayrıca 2 yıl süre ile huzuru koruması ve iyi hal sahibi olması için 500,000,000.TL kefalete bağladı. Bu cezalarına ek olarak Sanık 2'yi 2 yıl süre ile ateşli s-ilah kullanmaktan ve tasarruf etmekten men etti.

Ağır Ceza Mahkemesinin kararının son bölümünde şöyle denmektedir.

"Kararımızı noktalamadan önce yukarıda bahse konu edilen davalarda yasaların öngördüğü para cezalarının günümüz koşullarında yeterli ol-madıklarını, caydırıcılıktan uzak olduklarını ve bu nedenle de günümüze göre tadil edilmeleri gerektiğini vurgulamak isteriz."

Önce kararın son bölümünde Ağır Ceza Mahkemesinin belirttiği görüşle hemfikir olduğumuzu belirtmek istiyoruz.

Uzun süre Av-ustralya'da kalan ve emekli olduktan sonra Kıbrıs'a dönen Sanık 2, Maktülün ölümüne neden olan av tüfeğini eline almamış ve Maktülün öldürülmesine katkıda bulunmamıştır. Sanık 2 aleyhine adam öldürme davası getirilmemiştir. Böyle bir Sanığa hapis cezası -vermek gereğinden daha ağır bir ceza olurdu. Fakat işlenen suçun olguları dikkate alındığında Sanık 2'ye daha etkili para cezaları verilebilirdi. Ancak buna da ilgili yasalarda bulunan para cezalarının azami sınırı engel olmuştur. Görüleceği gibi paranı-n değer kaybı para cezalarını gerçekci olmaktan çıkarmıştır. Bu durum doğru cezayı saptamaya çalışan Mahkemeye büyük güçlük çıkarmaktadır. Bu nedenle yasaların gözden geçirilerek para cezalarının azami sınırının gerçekci bir miktara yükseltilmesini tavsi-ye ediyoruz.

Sanık 1'e verilen 2 yıl hapis cezasına gelince,
Sanık 1 sabıkası olmayan, suç işlemeye eğilimi olmayan toplum içerisinde iyi bir yere sahip birisidir. Öldürme olayı kaza sonucu gerçekleşmiştir. Cipin aniden hareket etmesi nedeniyle silah- patlamış ve silahtan çıkan saçmalar Maktülün başına isabet etmiştir. Olayı analiz ettiğimiz zaman Sanık 1'in silahı tuttuğu istikamet konusunda dikkatsiz olabileceğini, fakat silahın ateş almasında çok az kusuru olduğunu veya hiç kusuru olmadığını görürü-z. Suçu ağırlaştıran ve ciddi bir ceza verilmesini gerektiren kazanın meydana geliş şekli değil yasa dışı bir eylem esnasında meydana gelmesidir. İzinsiz bir silahla geceleyin ava yasak bir bölgede projektörle av avlamak bu tür suçların en ağırlarından b-iridir. Suç işlemekte olan kişinin suç işlediği esnada yaptığı kazaların sonuçlarına da katlanması gerektiği doğru bir görüştür. Ancak burada Sanık 1'in leyhine dikkate alınması gereken önemli bir husus vardır. O da Maktülün esas suçta suç ortağı olması-dır. Sanıkların avukatı daha da ileri giderek kanunsuz av avlama fiilinin işlenmesinde en önemli rolü Maktülün oynadığını, Sanık 1'in İngiltere'den gelen arkadaşı Maktülün ısrarı üzerine bu fiile katıldığını iddia etmiştir. Bu iddianın doğru olma olasılı-ğı vardır. Tüm bu gerçekler ışığında Sanığa verilen 2 yıl hapis cezasının fazla olduğu kanısındayız. Suçun işleniş şeklini ve cezaya etki eden faktörleri dikkate aldığımız zaman Sanık 1'e 1 yıl hapis cezası vermenin daha uygun ve âdil olduğu kanısındayız-.

Yukarıdaki nedenlerle Sanık 1'in cezası 2,3,13 ve 14. davalarda birlikte çekilmek ve mahkûmiyet tarihinden başlamak üzere 1 yıl hapse indirilir.




Taner Erginel Mustafa H.Özkök Gönül Erönen
Yargıç Yargıç - Yargıç


16 Nisan 1997








-


6






-


Full & Egal Universal Law Academy