Yargıtay Ceza Dairesi Numara 56/2005 Dava No 9/2008 Karar Tarihi 11.12.2008
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 56/2005 Dava No 9/2008 Karar Tarihi 11.12.2008
Numara: 56/2005
Dava No: 9/2008
Taraflar: İbrahim Ülgener ile Başsavcılık arasında
Konu: Adam öldürme - Taammüden adam öldürme
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 11.12.2008

-D.9/2008 Yargıtay/Ceza 56/2005
(Ağır Ceza Dava No:4/2005;G.Mağusa)


YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti:Mustafa H. Özkök, Gönül Erönen, Seyit A. Bensen.

İstinaf Eden: İbrahim Ülgener, Merkezi Cezae-vi, Lefkoşa
(Sanık)

ile -

Aleyhine İstinaf Edilen: KKTC Başsavcılığı, Lefkoşa
(Davayı İkame Eden)

A r a s ı n d a.

-İstinaf Eden namına: Avukat Gürsel Kadri ve Avukat Tarık Kadri
Aleyhine İstinaf Edilen namına: Kıdemli Savcı Gülser Akanyeti
ve Savcı Ergül Kızılokgil.


Gazi Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Narin F. Şefik, Kıdemli
Yar-gıç Çetin Veziroğlu ve Yargıç Ömer Güran'ın 4/2005 sayılı
davada 5.8.2005 tarihinde verdiği karara karşı, İstinaf Eden (Sanık) tarafından yapılan istinaftır.


-----------------


H Ü K Ü M


Mustafa H.- Özkök: İstinaf Eden Sanık, aleyhine Gazi Mağusa Ağır Ceza Mahkemesinde dosyalanmış olan 4/2005 sayılı davada
aşağıdaki suçlarla itham edilmiştir:

"İTHAM OLUNDUĞU SUÇ
Birinci Dava

22/89 sayılı -Yasa ile tadil edilen Fasıl 154
Ceza Yasası'nın 203 ve 204. maddelerine aykırı
taammüden adam öldürme.
SUÇUN TAFSİLATI

Sanık, 23.9.2004 tarihinde, İskele-Ardahan
anayolunun 8-9. kilometreleri arasında,-
Gazimağusa'da sakin Sıtkı Armutçu'nun kulla-
nımındaki TEF.500 plakalı araç içerisinde,
yolcu olarak seyahat ettiği esnada, kanuna
aykırı bir fiil ile 175890 seri numaralı
vzor marka 7.65 mm çapındaki tabanca ile
- başının arka kısmına, yakın mesafeden, bir
el ateş etmek suretiyle Sıtkı Armutçu'yu
taammüden öldürdü.

İTHAM OLUNDUĞU SUÇ
İkinci Dava

Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 205(1)(3). madde-
- sine aykırı adam öldürme.

SUÇUN TAFSİLATI

Sanık, birinci davada belirtilen ayni tarih ve
yerde, Gazimağusa'da sakin Sıtkı Armutçu'nun
kullanımındaki TEF.500 plakalı araç içerisinde,
yolcu olar-ak seyahat ettiği esnada, kanuna
aykırı bir fiil ile tasarrufundaki 175890 seri
numaralı vzor marka 7.65 mm çapındaki tabanca
ile başının arka kısmına, yakın mesafeden,
bir el ateş etmek suretiyle Sıtkı Armutçu'yu
- öldürdü.

İTHAM OLUNDUĞU SUÇ
Üçüncü Dava

15/92, 2/96 ve 2/2000 sayılı Yasalarla tadil
edilen Fasıl 57 Ateşli Silahlar Yasası'nın
2,4(1)(3)(A) 26 ve 27. maddelerine aykırı
- kanunsuz tabanca kullanmak.

SUÇUN TAFSİLATI

Sanık, birinci davada belirtilen ayni tarih
ve yerde, kanuna aykırı olarak dava 1. suçun
tafsilatında belirtilen tabancayı kullandı.

İT-HAM OLUNDUĞU SUÇ
Dördüncü Dava

11/59, 15/92 ve 2/96 sayılı Yasalarla tadil
edilen Fasıl 57 Ateşli Silahlar Yasası'nın

2,4(1)(3)(A) 26 ve 27. maddelerine aykırı
kanunsuz tabanca taşımak.

- SUÇUN TAFSİLATI

Sanık, birinci davada belirtilen ayni tarih
ve yerde, KKTC yetkili makamından özel izni
olmaksızın dava 1. suçun tafsilatında belir-
tilen tabanca ile şarjörü taşıdı.

- İTHAM OLUNDUĞU SUÇ
Beşinci Dava

15/96 ve 2/96 sayılı Yasalar ile tadil edilen
Fasıl 57 Ateşli Silahlar Yasası'nın 2,4(1)(3)
(B) 26 ve 27. maddelerine aykırı kanunsuz
tabanca tasarrufu.

- SUÇUN TAFSİLATI

Sanık, birinci davada belirtilen ayni tarih
ve yerde, yetkili makamdan izni olmaksızın
dava 1. suçun tafsilatında belirtilen tabanca
ile şarjörü tasarrufunda bulundurdu.

- İTHAM OLUNDUĞU SUÇ
- Altıncı Dava

55/88 sayılı Yasa ile tadil edilen Fasıl 54
Patlayıcı Maddeler Yasası'nın 2,4(1)(a)(4)(d)
maddelerine aykırı izinsiz patlayıcı madde
taşımak.

SUÇUN TAFSİLATI
-
Sanık, birinci davada belirtilen ayni tarih
ve yerde, KKTC Patlayıcı Maddeler Müfettişinden
izni olmaksızın 8 adet 7.65 mm çapındaki mermi-
leri taşıdı.

İTHAM OLUNDUĞU SUÇ
-Yedinci Dava

55/88 sayılı Yasa ile tadil edilen Fasıl 54
Patlayıcı Maddeler Yasası'nın 2,4(1)(e)(4)(d)
(5)(a) maddelerine aykırı izinsiz patlayıcı
madde tasarrufu.




SUÇUN TAFSİLATI

San-ık, 1. davada belirtilen ayni tarihte ve
yerde, KKTC Patlayıcı Maddeler Müfettişinden
izni olmaksızın 8 adet 7.65 mm çapındaki
mermileri tasarrufunda bulundurdu."


Sanık, itham olduğu suçları kabul etmemiş ve davanın -
duruşması yapılmıştır. Duruşma sırasında sunulan şahadet ile
ibraz olunan emareleri inceleyen Ağır Ceza Mahkemesi Sanığı
aleyhine getirilen tüm davalardan suçlu bulup mahkûm etmiş, sırası ile taammüden adam öldürme suçundan müebbet hapis, adam öldürme su-çundan 18 yıl hapislik ve diğer suçlara ise daha hafif hapislik cezaları vermiştir.

Sanığın mahkûmiyete ve verilen cezalara karşı 10.8.2005
tarihinde şahsen dosyalamış olduğu istinaf, ithamların
"hatalı ve baskı altında kabul ettirildiğini ve dolayıs-ıyle
haksız yere verilen bir cezaya istinaf ettiğini bildirir"
şeklinde idi ve avukat tutma hakkını mahfuz tutmuştur.
Bilâhare Sanığa Mahkeme vasıtasıyle tayin edilen avukat tarafından 5.10.2007 tarihinde ek istinaf sebeplerini içeren yeni bir istinaf do-syalanmıştır.

İstinafın duruşması yapılmıştır. İstinaf Eden Sanık
Avukatı, istinaf sebeplerini birleştirerek Mahkemeye hitap
etmiştir. Yaptığı hitabında istinafını 3 başlık altında
toplamıştır. Şöyle ki;

1. Ağır Ceza Mahkemesinin Sanığı mah-kûm etmekle hata ettiği,

2. Sanığı taammüden adam öldürme suçundan mahkûm etmekle hata ettiği,


Sanığa verilen 1. ve 2. davadaki cezaların alenen
fahiş olduğunu ileri sürerek aşağıdaki hususlara değinmiştir.

Sanığın bu suçu işlemediğini, San-ığın maktülü öldürmesi
için bir sebebi olmadığını, Sanığın iddiasına göre suçu
eniştesinin işlediğini ve suçu üstlenmesi için Sanığı ikna
ettiğini, Ağır Ceza Mahkemesinin Sanığı mahkûm ederken bu
hususları yeterince değerlendirmediğini, Sanığın taammüden a-dam
öldürme suçu işlediği sonucuna vardıktan sonra kararında Sanığı adam öldürme suçu ile de mahkûm etmekle hata ettiğini, bu durumda Ağır Ceza Mahkemesinin de tereddütte olduğunu, çünkü hem taammüden hem de adam öldürme suçlarından Sanığı mahkûm ettiğini,- taammüden adam öldürme suçunu işlediği sonucuna varmakla da Ağır Ceza Mahkemesinin hata ettiğini, keza gerek taammüden adam öldürme suçundan verilen müebbet hapis cezasının gerekse adam öldürme suçundan verilen 18 yıl hapislik ceza-sının, Sanığın 19 yaşın-da olduğu, genç bir suçlu olduğu ve ilk kez Mahkemeye geldiği dikkate alındığında alenen fahiş olduğunu ileri sürerek istinafın kabul edilmesini talep etmiştir.

Aleyhine İstinaf Edilen Başsavcılık adına bulunan
Savcı ise yaptığı hitabında özetle, -Ağır Ceza Mahkemesinin
Sanığı mahkûm etmekle hata etmediğini, suç aleti tabancanın
Sanığa ait olduğunun şahadetle ispat edildiğini, suç aletini
Sanığın polise teslim ettiğini, yapılan balistik incelemede
maktülün başından çıkan çekirdek ile maktülün arabas-ında bulunan boş kovanın Sanığa ait emare silahla atıldığının kanıtlandığını, olay günü yani 23.9.2004 tarihinde Sanığın
olay mahallinde görüldüğünü, otostop yaparak Tanık 70 tarafından Doğu Akdeniz Üniversitesi çemberine kadar getirildiğini, Tanık 70'in -telefonu ile konuştuğunu ve bu konuşmayı Harun Abiç'le yaptığının telefon kayıtları ile de kanıtlandığını, Sanığın gerek gönüllü ifadesinde gerekse kendine okunan ceza davalarında suçunu kabul ettiğini, ayrıca poliste avukatları, babası ve amcasının da haz-ır olduğu bir ortamda suçunu itiraf ettiğini ve tanıkların özellikle eniştesinin verdiği şahadette sarsılmadığını ve tüm şahadeti değerlendiren Ağır Ceza Mahkemesinin Sanığın yeminsiz beyanında yaptığı iddiaların doğru olmadığı sonucuna vararak Sanığı aley-hine getirilen tüm davalardan mahkûm etmekle herhangi bir hata işlemediğini, verilen cezaların ise suçun vahameti ile
orantılı olduğu cihetle Yargıtay'ın müdahalesini gerektirecek
derecede fahiş olmadığını ileri sürerek istinafın reddini
talep etmiştir.
-
Meselenin olguları kısaca şöyledir;

23.9.2004 tarihinde saat 12.30 raddelerinde maktül
Sıtkı Armutçu'nun TEF 500 plakalı Mercedes taksi aracı ile
İskele-Ardahan yolunun 8-9. kilometrelerinde kaza yapmış
görünümünde ve yol içinde yaralı bir şeki-lde yattığının görülmesi üzerine durum polise intikal ettirilmiştir. Polis tanığı 11 Müfettiş Gökay Karagil olay mahalline gitmiş, Sıtkı Armutçu ambulâns vasıtası ile Lefkoşa Devlet Hastahanesine gönderilmiş ve kaza tahkikatına başlanmıştır. Akşam üzeri -ise Hastahaneye gönderilen Sıtkı Armutçu'nun başından 1 adet mermi çıktığının öğrenilmesi üzerine tahkikatın yönü değişmiş, ertesi gün yani 24.9.2004 tarihinde Sıtkı Armutçu'nun yapılan bütün tıbbi müdahalelere rağmen Hastahanede vefat ettiğinin öğrenil-me-si üzerine cinayet tahkikatına başlanmıştır. 26.9.2004 tarihinde ise Sanığın Akdoğan'da eniştesi Tünay Korcan'a Kıbrıs Gazetesinde yayımlanan maktülün resmini göstererek, Sıtkı Armutçu'yu kendisinin öldürdüğünü itiraf etmesi üzerine, Tünay Korcan önce Lef-koşa'da Yenişehir Karakoluna, bilâhare Gazi Mağusa Polis Karakoluna giderek durumu bildirmiş ve Gazi Mağusa Karakolunda ifade vermiştir. Ancak Sanığı silahı sakladığı yerden çıkarıp kendine vereceği yönünde ikna edeceğini
belirtip polisin harekete geçmem-esini istemiş ve polis ile yapmış olduğu anlaşma sonucunda 27.9.2004 tarihinde, Sanığı silahı sakladığı yerden çıkarıp kendisine teslim etmeye ikna edince durumu polise bildirmiştir. Aynı gün yani 27.9.2004 tarihinde 11.30 - 12.00 raddelerinde Sanığı Doğu- Akdeniz Üniversitesi çemberinde arabasına alıp olay yerine hareket etmiş ve polis de kendilerini takip etmiştir. Olay yerine gittiklerinde Sanığın bir ağacın altında, tor havluya
sarılmış olarak bir taşın altında sakladığı silahı çıkarıp eniştesine tes-lim ettiği, eniştesinin silahı kontrol edip içerisinde 7 adet mermi olduğunu tespit ettiği ve silah ile mermileri arabanın bagajına koyduğu, bilâhare polisin yanlarına gelip ağacı yoklayıp, bagajdaki silahla mermileri emare olarak alıp Sanıkla birlikte Gaz-i Mağusa Karakoluna gittikleri,
Tanık 11'in Sanığa emare silahı gösterip kanuni ihtar yaptığı ve Sanığın "bakın size ne oldu anlatayım" dediği, ikinci defa ihtarda bulunulduğunda Sanığın "madem tabancayı buldunuz konuşacağım" diyerek saat 11.30 - 18.30 ar-ası gönüllü bir
ifade verdiği, Tanık Gökay Karagil'in şahadeti ile teyit edilmektedir. Sanık ifadesinde olayı anlatmakta, bilâhare ikinci bir gönüllü ifade vererek suç aleti silahı nasıl ve kimden temin ettiğini izah etmektedir. Sıtkı Armutçu'ya yapılan- otopside başından bir mermi çekirdeği çıkarılmış ve olay günü yani 23.9.2004 tarihinde, TEF 500 plakalı aracının
içinde 1 adet boş kovan bulunup emare olarak alınmıştır.
Gerek kovanda gerekse Sıtkı Armutçu'nun başından çıkarılan çekirdekte yapılan balist-ik muayenede kurşunun suç aleti silahtan atıldığı saptanmıştır. Sanığın olay günü Karpaz yolunda otostop yapıp Doğu Akdeniz Üniversitesi çemberine
Tanık 70 Davut Karaoğlan tarafından getirildiği bu Tanığın şahadeti ile keza Sanığın, Tanığın telefonundan -Harun Abiç'le
konuştuğu da telefon kayıtları ile teyit edilmiştir.


Sanığın verdiği gönüllü ifade teyit edilmeye çalışılmış
ve birçok husus teyit edilmiştir. Ancak Sanığın anlattığı
yani 3 yıl önce Lefkoşa'da Terminal önünde okul çıkışı kız
ark-adaşı ile yürüdüğü bir sırada yanından geçen bir taksinin
kendisine çarptığı, taksicinin durup kendine hakaret ettiği
ve tutup araba üzerine yatırıp ensesine bir tokat attığı, ifadesinde ise aynı olayı, bir aracın yanına yaklaşıp ayağına çarptığı, sürücünü-n kendisine bir tokat attığı ve tanımadığı bir kadının olayı görüp güldüğü şeklinde anlatmış olduğu,
olayın teyit edilmediği, aksine Sanığın 1999 - 2000 ders yılında tasdikname aldığı ve bu nedenle Akdoğan'daki okula devam ettiği, dolayısıyle 3 yıl önce y-ani takriben 2001
yılında Akdoğan'da okuduğu, 3 yıl önce 17 yaşında olan maktülün ise 20.5.2002 - 19.2.2003 tarihleri arasında askerlik yaptığı, askere gitmeden önce sadece geceleri takside babasına yardım ettiği, askerden çıktıktan sonra ise tüm zamanlar-ını taksicilik yaparak geçirdiği hususları şahadetle teyit edilmiştir. Maktülün belirtilen tarihlerde askerlik yaptığı Asal Şube
görevlisi tanık tarafından da teyit edilmiştir.

Sanığın olayla ilgili ifadesinde anlattığı birçok husus
ise şahadet -ile teyit edilmektedir. Şöyle ki, Sanık ilk ifade-sinde silahı Lefkoşa'da tanımadığı birinden aldığını ileri
sürmüş ise de ikinci ifadesinde Korkuteli'li Harun Abiç'den
1,250,000 TL'ye satın aldığını ve ilk taksidi öderken Harun
Abiç'e 500,000 TL ve 1 ade-t kolye verdiğini söylemiştir.
Harun Abiç de şahadetinde bu hususları yani silahı Sanığa Korkuteli'nde 1,250,000 TL'ye sattığını ve ilk taksit olarak 500,000 TL ve 1 adet kolye aldığını teyit etmiştir. Bu durumda emare suç aletinin Sanığa ait olduğu isp-atlanmıştır. Yine Sanığın olay günü yani 23.9.2004 tarihinde Harun Abiç'i telefonla arayıp "Ardahan'dayım adam vurdum" şeklinde itirafta bulunduğu ve yine aynı gün Tanık 70'in telefonu ile de Harun Abiç'i aradığı, keza kendi telefonundan geceleyin de Haru-n Abiç'le konuştuğu, gerek Harun Abiç'in şahadeti gerekse telefon
kayıtları ile teyit edilmiştir. Emare silah Mahkeme huzurunda
Harun Abiç'e gösterilmiş ve Sanığa sattığı silahın emare silah olduğu şahadet ile de teyit edilmiştir. Keza Harun Abiç satış b-edelini Şubat 2004 ile Mart 2004 tarihleri arasında Sanıktan tahsil ettiğini ifade etmiştir. Sanığın 23.9.2004 tarihinde olay mahallinden otostop yaparak Doğu Akdeniz Üniversitesi çemberine geldiği Tanık 70'in şahadeti ile ve yine Tanık 70'in telefonu ile- konuştuğu gerek Tanık 70'in şahadeti gerekse telefon kayıtları ile teyit edilmiştir. Yine maktülün başından çıkan mermi çekirdeği ile maktülün arabasında bulunan boş kovanın, Sanığa ait emare silahtan çıktığı balistik raporu ile de teyit edilmiştir. Kez-a Sanığın 28.9.2004 tarihinde remanda çıkılacağı sırada Adli Şube Amiri Refik Öztümen ile Kubilay Çavuşoğlu'nun huzurunda Avukatı Menteş Aziz, Süleyman Özsoylular ve esmer bir bayan avukat ile Sanığın babası ve amcasının da hazır olduğu bir ortamda amcasın-ın Sanığa hitaben "o olay nedir?" sorması üzerine Sanığın cevaben "bu suçu ben işledim, başka suçlu aramayın" dediği ve devamla "ben içeride tutuklu olduğum süre içinde gazetelerde haber çıkarsa bana da bildirin haberim olsun" dediği, Avukat Menteş Aziz'in- ise "keşke bunları ben duymasaydım bana yapacak birşey bırakmadın"
dediği, Refik Öztümen ve Kubilay Çavuşoğlu'nun şahadeti
ile teyit edilmiştir. Sanık Avukatı Menteş Aziz ise remandın
28.9.2004'te değil 29.4.2004 tarihinde yapıldığını ileri
sürmüş ise de- polis tutanaklarında tutukluların giriş-çıkışını
gösteren defterin ve Mahkeme tutanaklarındaki zabıtların
ibrazında, remandın 28.9.2004 tarihinde gerçekleştiği ve
Sanığın 28.9.2004 tarihinde saat 12.18'de Avukat Menteş
Aziz ile görüşmek üzere hücreden çı-karıldığı ispat edilmiştir.
Bu hususların aksini ispat için gerek Sanık Avukatları gerekse amca ve babası gelip şahadet vermemişlerdir. Sanığı muayene eden Tanık 55 Doktor Tijen Sökmez de Psikoloji Uzmanı olduğunu
belirterek, yaptığı muayenede Sanığın cez-ai mesuliyeti
olduğuna dair şahadet vermiş, muayenesi esnasında Doktor
İnci Taşyürek ve Doktor Abidin Akbirdim ile Psikolog Doktor
Ece'nin de hazır olduğunu ve birlikte muayene ettiklerini,
bu kişilerin huzurunda da Sanığın olayı anlattığını ve
gerekirse- tekrar yapabileceğini söylediği şahadet ile teyit
edilmiştir.

Sanık yeminsiz beyanında 23.9.2004 tarihinin kendisi
için normal bir gün olduğunu, gününü Doğu Akdeniz Üniversitesi'nde geçirdiğini, Ardahan'a hiç gitmediğini,
emare silahı eniştesine- temin ettiğini, silahın kendisine
ait olmadığını, eniştesine ait olduğunu, suçu eniştesi Tünay Korcan'ın işlediğini ve Tünay Korcan'ın kendisini ikna ettiği için suçu üstlendiğini söylemiştir.

Sanığın söylediklerini değerlendiren Ağır Ceza Mahkem-esi, İddia Makamının sunduğu şahadet ve emareler ışığında söyle-
diklerinin doğru olmadığı ve doğru olma ihtimali olmadığı gibi herhangi bir şüphe yaratmadığı sonucuna varmıştır.

İddia Makamının sunduğu tüm şahadet ve ibraz olunan emareleri titiz b-ir şekilde inceleyen Ağır Ceza Mahkemesi Sanığın kanunsuz bir fiil sonucu yani emare silah ile maktül Sıtkı Armutçu'nun başına bir el ateş etmek suretiyle ölümüne neden olduğu sonucuna varmış ve Sanığı taammüden adam öldürme ve adam öldürme fiilinden suçlu- bularak mahkûm etmiş;
taammüden adam öldürme suçundan müebbet hapis; adam öldürme suçundan ise 18 yıl hapislik cezası vermiştir.

Sanığın kanunsuz bir fiil sonucu yani tabanca ile Sıtkı
Armutçu'nun başına bir el ateş etmek suretiyle ölümüne neden
-olduğu İddia Makamınca makul şüpheden ari olarak ispatlanmış

bulunmaktadır. Bu nedenle Sanığın Sıtkı Armutçu'yu öldürmek-
ten suçlu bulunarak mahkûm edilmesi gerekmektedir.

Bu durumda incelenmesi gereken husus Sanığın bu suçu
taammüden işleyi-p işlemediğidir. Taammüt, "tasarlayıp
planlayarak bir insan öldürme" olarak tarif edilmektedir.
Taamüdün kanıtlanması için ise öldürme fiili anı ile
öldürme niyeti arasında üzerinde düşünüp vazgeçecek kadar
vakit geçmesi ve buna rağmen Sanığın vazgeçmeyip- planını
tatbik etmesidir. Taammüt bir olgu meselesidir ve şahadet
ve/veya çevre şahadet ile kanıtlanması gerekir. Bu prensip ışığında meselemizde taammüt unsuru makul şüpheden ari olarak İddia Makamı tarafından ispatlandı mı? Bu soruya cevap
ararken- Sanığın bu suçu neden işlediği, suçu işlemeye ne
zaman karar verdiği, öldürme fiilini gerçekleştirmek için
ne zaman harekete geçtiği, harekete geçtikten ne kadar zaman sonra fiili gerçekleştirdiği, niyet ettiği zaman ile öldürme fiilini gerçekleştirdiği -zaman arasında düşünüp niyetinden vazgeçecek kadar zaman geçti mi? Bu hususlarla ilgili Ağır Ceza Mahkemesi huzurunda yeterli şahadet ve/veya çevre şahadet mevcut değildir. Ağır Ceza Mahkemesi kararında öldürme fiilinin 23.9.2004 tarihinde saat 11.45 - 1-2.30 arasında gerçekleştiğini, suçun işlendiği sürenin 16. ile 46. dakika arasında bir zaman dilimi olduğu ve bu zaman dilimi içerisinde, Sanığın niyetinden vazgeçecek kadar bir süre olduğu halde niyetinden vazgeçmeyerek suçu işlemesi nedeniyle taammüt uns-urunun gerçekleştiği sonucuna varmıştır. Halbuki sunulan şahadetin tümü incelendiği zaman Sanığın suçu işlemeye ne zaman niyet ettiği ve bu fiili gerçekleştirmek için ne zaman harekete geçtiği ve niyet ile fiili gerçekleştirmesi arasında ne kadar zaman ge-çtiği hususunda Mahkeme huzurunda yeterince şahadet ve/veya çevre şahadet olmadığı kanaatindeyiz. Şöyle ki, Sanığın silahında 8 adet mermi olduğu, maktüle sadece bir el ateş ettiği, maktülü yaralı bir şekilde arabadan çıkardığı, aracı hareket ettirip kaza- süsü vermeye çalıştığı, maktülün aldığı yara nedeniyle tıbbi müdahale yapılmasına rağmen ertesi gün yani 24.9.2004 tarihinde vefat ettiği, olay mahalline gelen polis müfettişinin önce kaza tahkikatına başladığı, bilahare maktülün başında silahtan çıkan me-rmi çekirdeği tespit edilmesi üzerine tahkikatın yönünün değiştiği ve 24.9.2004 tarihinde Sıtkı Armutçu'nun vefat etmesi nedeniyle cinayet tahkikatına başlandığı dikkate alındığı zaman taammüt unsurunun makul şüpheden ari olarak İddia Makamı tarafından isp-atlanmadığı kanaatindeyiz ve bu hususta bulgu yaparız. Varılan bu bulgu ışığında Ağır Ceza Mahkemesinin Sanığı taammüden adam öldürme ile itham edildiği 1. suçtan mahkûm etmekle hata ettiği ve 1. davadaki mahkûmiyet ile cezanın iptal edilmesi gerektiği ka-naatindeyiz.

Sanığın aleyhine getirilen 2. davada kanunsuz bir fiil
sonucu Sıtkı Armutçu'yu öldürme suçunu işlediği, yukarıda
yapmış olduğumuz bulgu ışığında ispatlanmıştır. Sanığı
2. davadan adam öldürme suçu ile mahkûm etmekle Ağır Ceza
Mahkemesin-in hata etmediği kanaatindeyiz. Bu nedenle 2.
davada verilen mahkûmiyetin onaylanması gerekir.

Mahkûm olduğu 2. davadan Sanığa ne tür bir ceza verilmesi gerektiği, diğer bir deyişle Ağır Ceza Mahkemesinin vermiş olduğu 18 yıl hapislik cezasının a-lenen fahiş olup olmadığı incelendiği zaman ise, ceza takdir etme yetkisi İlk Mahkemeye yani meselemizde Ağır Ceza Mahkemesine aittir. Yargıtay
olarak, Ağır Ceza Mahkemesinin ceza takdir ederken dikkate alması gereken faktörleri dikkate alıp almadığı ve t-akdir edilen cezanın müdahalemizi gerektirecek derecede fahiş olup olmadığı incelenmektedir. Ağır Ceza Mahkemesi ceza takdir ederken tüm faktörleri dikkate almış ise cezaya genellikle müdahale edilmez. Bu prensip ışığında İstinaf Eden Sanığa
2. davadan t-akdir edilen ceza incelendiği zaman Ağır Ceza Mahkemesinin cezayı takdir ederken dikkate alması gereken
tüm faktörleri dikkate alarak ceza takdir ettiği anlaşılmak-tadır. Cezanın alenen fahiş olduğu hususunda İstinaf Eden Sanık Avukatı Mahkememizi ikna et-miş değildir. Bu nedenle
Ağır Ceza Mahkemesinin 2. dava için takdir etmiş olduğu
cezanın onaylanması gerektiği kanaatindeyiz.

Netice itibarıyle yukarıda varılan bulgular ışığında
istinaf kısmen kabul edilir; Birinci davadan verilen mahkûmiyet ve- müebbet hapis cezası iptal edilir. İkinci davadan verilen mahkûmiyet ve ceza onaylanır. Cezanın, mahkûmiyet tarihinden başlayıp diğer küçük davalara verilen hapislik cezalarıyla birlikte çekilmesine emir verilir.





Mustafa H. Özkök Gönül Erönen- Seyit A. Bensen
Yargıç Yargıç Yargıç



12 Kasım 2008



13






Full & Egal Universal Law Academy