Yargıtay Ceza Dairesi Numara 54/1989 Dava No 15/1989 Karar Tarihi 05.12.1989
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 54/1989 Dava No 15/1989 Karar Tarihi 05.12.1989
Numara: 54/1989
Dava No: 15/1989
Taraflar: Bünyamin Kızılkanat ile Başsavcılık arasında
Konu: Dükkân açma – Ceza takdiri
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 05.12.1989

-D.15/89 Yargıtay/Ceza 54/89
(Ağır Ceza No: 6001/89; G. Mağusa)

Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: N. Ergin Salâhi, Aziz Altay, Taner Erginel

İstinaf eden: Bünyamin Kızılkana-t, Merkezi Cezaevi
-ile-
Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcılığı
A r a s ı n d a

İstinaf eden namına: Çetin Veziroğlu
Aleyhine istinaf edilen namına: Altan Erdağ



H Ü K Ü M

N. Ergin Salâhi:- Bu istinafta Mahkemenin hükmünü Sayın Yargıç Taner Erginel verecektir.

Taner Erginel: Sanık işlemiş olduğu dükkân açma ve hırsızlık suçları nedeniyle Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Sanık cezanın fazla ağır olduğu iddiasıy-le ve cezanın indirilmesi amacıyle bu istinafı dosyalamış bulunmaktadır.

Sanık, Ağustos Eylül 1988 aylarında Gazi Mağusa'da mukim Altan Harmani'ye ait bakkaliye dükkânının pencere demirlerini bir bıçkı ile kesip zorla içeriye girmek, mezkûr yerden 68.100-TL nakit para ile 544.840 TL değerinde 53 parça eşya çalmak ve bakkaliye dükkânına 5000TL hasar yapmaktan dolayı;

Bölüm 154 Ceza Yasasının 291 ve 294(a) maddelerine aykıırı dükkân açma ve

Bölüm 154 Ceza Yasasının 255 ve 262.ci maddelerine aykırı sirkat v-e

Bölüm 154 Ceza Yassının 324(1) maddelerine aykırı kasti hasar yapmak;

suçları ile itham edildi.

Sanık aleyhine getirilen her üç davayı da kabu etti.

Sanığın itham olduğu suçları kabul etmesinden sonra İddia Makamı olguları anlattı ve Sosyal Tahkika-t Dairesinin hazırladığı bir rapor Mahkemeye ibraz edildi. Bu olgulara göre 1972 Adana doğumlu olan Sanık, Barış Harekâtından sonra ailesiyle Kıbrıs'a gelerek Ziyamet köyüne yerleşti. 16 yaşına gelince Gazi Mağusa'da bir ev kiralayan Sanık bu evde ailesind-en ayrı olarak yaşamaya ve iş buldukça çalışmaya başladı. Sanığın kiraladığı ev Altan Harmani isimli bir şahsa ait bakkal dükkânının bitişiğinde idi. Bakkal dükkânının arka penceressi Sanığın oturduğu evin avlusuna açılıyordu. Avluya atılan çöpler yükseler-ek pencereye 1 metre kadar yaklaşmıştı. Eykül 1988'de dükkân sahibi Altan Harmani, dükkânda naylon bir torba içerisinde bıraktığı 31.000TL tutarındaki yüzlük madeni paranın yerinde olmadığını gördü. Birkaç gün sonra yine 15,000TL tutarındaki madeni yüzlükl-erin eksiildiğini farketti. Daha sonra da dükkândan el feneri, tüp gibi eşyaların kaybolduğunu farkeden Altan Harmani emin olmak için bir torbaya 24.000TL tutarında madeni para koyarak geceleyin dükkânı kapadı. Ertesi gün paraların 21.900TL kaldığını yani -tekrar eksildiğini görünce, dükkâna birisinin girdiğinden emin oldu ve durumu polise şikâyet etti. Polis kısa bir araştırmadan sonra Sanığın dükkânın arka penceresinin demirlerin- den birini keserek içeriye girdiğini tespit etti ve Sanığı tutukladı. Sanık -suçunu itiraf ederek üzerinde bulunan 43.500Tl ile ilgiki olarak "30.000TL'si dükkândan aldığım paradandır gerisi bana aittir" dedi. Polis dükkânından eksilen eşyaları da Sanığın evinde bularak bunlara el koydu.

Ağır Ceza Mahkemesi kararında olguları değ-erlendirdikten sonra şöyle dedi:

"Öncelikle, bu gibi suçların memleketimizde son derece yaygın bir hal aldığını ve bu durumdan birçok vatandaşımızın mağdur olduğunu söylemek isteriz. Amme menfaatini korumak için ibret verici ceza verilmesi gerekmektedir.- Diğer taraftan Sanığın topluma kazandırılma-sının düşünülmesi gerekmektedir. Sanık vermiş olduğu gönüllü ifade ile suçunu kabul etmiştir. Sanık polise yardımcı olmuştur. Ayni zamanda çalınmış bulunan malların tümü bulunmuştur. Sadece 68.100TL'nin 24.070TL-'si bulunamamıştır. Sosyal Hizmetler raporu incelendiği zaman Sanığın aleyhine birçok husus içermektedir. Sanığın leyhine olan hususları dikkate aldığımız zaman Sanığa kısa süreli bir hapislik cezası verilmesinin uygun olacağı kanaatına vardık."

-Bu kanaata varan Ağır Ceza Mahkemesi Sanığa 1. davadan 4, 2. davadan 2 ve 3. davadan da 2 ay hapis cezası verdi ve cezaların birlikte çekilmesini emretti.
-
İstinafın duruşmasında Sanık Avukatı özellikle Sanığın yaşı üzerinde durdu. Mahkûmiyet tarihinde 17 yaşında olan Sanık suçunu işlediği tarihte 16 yaşında ve 7 aylık idi. Ayrıca sabıkası yoktu.

Ağır Ceza Mahkemesinin kararını incelediğimiz zaman Sanığın- yaşının küçük olmasını ve sabıkasız olmasını dikkate aldığını görürüz. Gerçekte Ağır Ceza Mahkemesi Sanık leyhinde olan tüm hususları dikkate almış ve kararında bunlara değinmiştir.

Yargıtayımız geçmiş kararlarında küçük suçluların cezalandırılmasına de-ğinmiş ve bu hususta prensipler saptamıştır. Y.C. 36/78 de Sanık, bu davaya çok benzeyen koşullarda bir bahçe evini kırıp girmek ve hırsızlık suçları ile itham edilmişti. Yargıtay kararında şöyle demiştir:

"Modern cezalandırma ilkelerine göre 16 yaşını h-enüz tamamla-mış olan bir kişiye ve özellikle sabıkası olmayan ve suçu kendinden daha büyük birinin teşviki ile işleyen bir kişiye hapislik cezası kolay kolay verilmemesi gerekir. Mahkeme huzurunda olan şahadete göre suçu işlediği zamanlarda istinaf eden 1-6 yaşını henüz bitirmişti 16 yaşını henüz bitirmiş kişiler genç yaşta sayılır ve bu gibi kişiler kendilerinden büyük olanların teşvikine kolay kolay boyun eğerler. Bu hususun da ceza tespit edilirken nazarı itibare alınması gerekir. İstinaf edenin 17 yaşın-da olduğu, öksüz olduğu, ailesinin geçiminden sorumlu olduğu, sabıaksı olamdığı, refah memuru tarafından verilen raporun olumlu odluğu göz önünde tutulduğunda ilk nazrda hapse gönderilmemesi uygun ise de istinaf edenin kabahatlı bulunduğu suçların hali haz-ırda memleketimizde çok yaygın olduğunu dikkate alarak Mahkeme istinaf edeni hapse göndermeye karar vermekle bariz bir hata işlemiş değldir. Ancak bu gibilerine bu gibi suçlar için verilecek ceza müddetinin çok uzun olmaması gerekir. Hakimlerin görevi bir -taraftan kamu yararını korumak olmakla beraber diğer taraftan da suç işleyen gemç yaştaki kişileri topluma yararlı kişi olarak yetişmesine yardımcı olmaktır. Kanımızca Ağır ceza Mahkemesi istinaf edene 9 ay hapislik cezası vermekle alenen fahis bir ceza ve-rmiştir ve bu hapislik cezasının indirilmesi gerekir. İstinaf eden bugüne kadar iki ay yerdi gün hapishanede kalmış bulunmaktadır. Kanaatimizce bu iki ay yedi gün hapislik cezası kâfidir, hatta belki de gereğinden de fazladır."

Küçük suçlularda kamu yara-rından çok suçlunun ıslahı önem arzeder ve Mahkeme mümkün olduğu ölçüde hapislik cezası vermeyip Sanığı başka yöntemlerle cezalandırmaya gayret göstermeleidir. Sanığa hapislik cezası verilmesi gerken istisani hallerde ise kısa süreli hapislik cezaları yete-rli olmalıdır. Önümüzdeki davada dükkân açma gibi ciddi bir suçun en az üç kere işlendiği dikkate alındığı zaman hapislik cezsı verilmesi gerken istisnai bir durumla akrşı karşıya bulunduğumuzu kabule tmemiz gerekir. Ancak, 4 ay hapisliğin kısa süreli olup- olmadığı veya gereğinden daha uzun bir ceza olup olmadığı üzerinde durmak ve bu hususu tartışmak mümkündür.

Ağır Ceza Mahkemesi kararında Sanığın lehinde olan ve aleyhinde olan tüm hususlara değinmiştir. ceza tesbiti öncelikle yargılamayı yapan Mahkemen-in takdirine kalmaktadır. Bu nedenlerle ve davanın olgularını dikkate aldıktan sonra Ağır Ceza Mahkemesinin takdir hakkını müdahale etmemizi gerektirecek kadar hatalı kulalnmadığı sonucuna varmış bulunuyoruz. Dolayısıyle istinaf reddolunur. Ceza mahkûmiyet- tarihidnen başlayacaktır.


(N. Ergin Salâhi) (Aziz Altay) (Taner Erginel)
Yargıç Yargıç Yargıç

5 Aralık 1989


-


-4-



-


Full & Egal Universal Law Academy