Yargıtay Ceza Dairesi Numara 54/1983 Dava No 3/1984 Karar Tarihi 13.03.1984
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 54/1983 Dava No 3/1984 Karar Tarihi 13.03.1984
Numara: 54/1983
Dava No: 3/1984
Taraflar: Başsavcılık ile Salih Muhtaroğlu arasında
Konu: Uyuşturucu madde tasarrufu -Ceza aleyhine istinaf -
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 13.03.1984

-D.3/84 Yargıtay/Ceza 54/83
(Dava No.1743/83;Girne)

Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: Şa-kir Sıdkı İlkay, Başkan, Salih S.Dayıoğlu, Niyazi F..Korkut

İstinaf eden: KKTC Başsavcısı
- ile -
Aleyhine istinaf edilen: Salih Muhtaroğlu, Lefkoşa.
A r a s ı n d a.

İstinaf eden na-mına: Altan Erdağ.
Aleyhine istinaf edilen namına: Gürsel Kadri.



Uyuşturucu madde tasarrufu - 4/72 sayılı Uyuşturucu Maddeler Yasasının 24(1)(a)(2)(3) maddesi ile aynı Yasanın 6 ve 16. maddeleri uyarınca yapılan 63/73 sayılı Nizamname ile tadil olunan 2-1/73 sayılı Nizamname- nin 3, 5 ve 25. maddelerine aykırı olarak, ruhsatlı veya ilgili makamdan yetkilendirilmiş olmadığı halde Hint keneviri (cannabis) reçinesini tasarrufunda bulundurma - Hint kenevirini muhtelif zamanlarda başkasına verme ve satma.

Cez-a aleyhine istinaf - Uyuşturucu madde tasarrufu suçunda ceza takdiri - İlk Mahkemenin Sanığa 3 yıl hapis cezası vermesi - Ağır Ceza Mahkemesinin Sanığın yaşını, ailevi durumunu, uyuşturucu maddelerin eline tesadüfen geçtiğini dikkate alması - Sanığın paray-a muhtaç olmasına karşın uyuşturucu maddeleri satıp satmamakta tereddüt içinde olması - Sanığın uyuşturucuları gömdüğü yerleri polise bildirmesi - Uyuşturucu tasarrufu suçunun yaygın suçlardan olması - Kamu yararının korunması ilkesinin gözönünde bulunduru-lması.



OLAY: Çobanlık yapan sanık davarlarını deniz kenarında otlatırken, kıyıda torba içindeki bir otomobil lâstiği içerisinde plâkalar halinde yaklaşık 23 kilo Hint keneviri reçinesi buldu. Plâkalardan ikisini açıp ne olduğunu anladıktan sonra denize -attı. geriye kalanları ayrı ayrı yerde yere gömdü. Sanık, daha sonra bu plâkalardan bir kısmını gömdüğü yerden çıkararak bir kişiye parasız, diğer iki kişiye ise para karşılığı olarak verdi. Daha sonra Hint kenevirlerini Polisin bilgisine getiren Sanık, gö-mdüğü yerleri polise gösterdi.
Sanık, ruhsatlı veya ilgili makamdan yetkilendirilmiş olmadığı halde tasarrufunda Hint keneviri (cannabis) bulundurmakla, Hint kenevirini başka şahıslara vermekle ve satmakla itham edildi. Sanık Ağır Ceza Mahkemesinde suçu-nu kabul etmedi. Ağır Ceza Mahkemesi Sanığı suçlu bularak toplam 3 yıl hapse mahkûm etti. Başsavcılık cezanın aşikâr surette az olduğunu iddia ederek istinaf etti.

SONUÇ: Yargıtay çoğunluk kararı, suçun vahim ve ciddi bir suç olduğunu belirtti. sanığın ol-aya tesadüfen karıştığını suçun ortaya çıkmasında polise yardımcı olduğunu, Sanığın sabıkasız olduğunu, ailevi durumunu ve mahkûmiyet nedeni ile muhtarlığını kaybedebileceğini gözönünde bulunduran çoğunluk kararı cezanın aşikâr surette az olmadığı kanısına- vardı ve verilen cezaya müdahale etmedi.
Azınlık kararında ise, miktarı çok büyük olan uyuşturucuyu Sanığın 3 yıl gibi uzun bir süre tasarrufunda bulundurduğu ve buna neden olarak da bir menfaat sağlamak amacında olduğu belirtildi. Azınlık kararı Sanığ-ın 3 kez üçüncü şahıslara uyuşturucu verdiğini, verilen miktarın ise 1 kg'ın üstünde olduğunu, iki defasında da karşılığında para aldığını gözönünde bulundurdu. Bu tür suçların gittikçe arttığını ve daha ağır ceza verilmesinin kamu yararı gereği olduğunu -dikkate alan azınlık kararı cezanın artırılması gerektiği görüşünü savundu.
____________________



-H Ü K Ü M
-
Şakir Sıdkı İlkay, Başkan: Aleyhine istinaf edilen sanık, Girne Ağır Ceza Mah- kemesi huzurunda, (1) 16/77, 54/77 ve 36/82 sayılı Yasalar ile tadil edilmiş şekli ile 4/72 sayılı Uyuşturucu Maddeler Yasasının 24(1)(a)(2)(3) maddesi ile aynı Yasanın 6 ve 16-. maddeleri uyarınca yapılan 63/73 sayılı Nizamname ile tadil olunan 21/73 sayılı Nizamnamenin 3. 5 ve 25. madelerine aykırı olarak, 26.8.1983 tarihinde, Arapköy'de, ruhsatlı veya ilgili makamdan yetkilendirilmiş olmadığı halde 7695.84 gram hint keneviri -(cannabis) reçinesini tasarrufunda bulundurmakla; (2) 2.9.1983 tarihinde Arapköy'de, aynı mevzuata aykırı olarak ve aynı şekilde 14280.42 gram hint keneviri reçinesini tasarrufunda bulundurmakla; (3) tadil edilmiş şekli ile 4/72 sayılı Yasanın 24(1)(a) (2)-(3) maddesi ile tadil edilmiş şekli ile 21/73 sayılı Nizamnamenin 3 ve 4(1) maddelerine aykırı olarak 1.10.1980 ile 31.12.1980 tarihleri arasında, Girne'de, ruhsatlı veya ilgili makamdan yetkilendirilmiş olmadığı halde, Muharrem Karabaşak isimli şahsa 298 -gram hint keneviri reçinesi vermekle; (4) aynı mevzuata aykırı ve aynı ahvalde, 1.1.1981 ile 30.6.1981 tarihleri arasında İddia Makamınca meçhul bir günde, Arapköy'de TL10000 mukabilinde Muharrem Karabaşak'a 268 gram hint keneviri reçinesi vermekle; ve (5)- aynı mevzuata aykırı olarak ve aynı ahvalde, 30.6.1981 ile 31.12.1981 tarihleri arasında İddia Makamınca meçhul bir günde, Arapköy'de, TL40000 mukabilince Muharrem Karabaşak'a 804 gram ağırlığında hint keneviri reçinesi vermekle itham edildi. Sanık, itham- edilip kabahatli olduğunu kabul etmemesi üzerine duruşmaya geçildi. 5 tanık dinlendikten sonra ve polise yaptığı gönüllü ifadesi hakkında duruşma içinde duruşma yapılıp da gönüllü ifadesinin kabul edilmesi üzerine sanık 1, 2 ve 3. davalar üzerinden kabaha-tlı olduğunu kabul etti ve duruşma 4 ve 5. davalar üzerinden yürütüldü. Mahkeme, sanığı bu davalar üzerinden kabahatlı bulup mahkûm etti. Mahkeme sanığı, beraber çekilmek üzere, 1. davadan 1 yıl, 2. davadan 2 yıl, 3. davadan 2 yıl 6 ay, 4. davadan 3 yıl ve- 5. davadan da 3 yıl hapse gönderdi. İstinaf verilen cezaların aşikâr surette az olduğu gerekçesi ile Başsavcılık tarafından yapıldı.

Mesele ile ilgili olgular kısaca şöyledir: Çoban olan sanık 36 yaşlarında evli ve 15 ile 2 yaşları arasında 6'sı kız olm-ak üzere 7 çocuk babasıdır. Sanık 1980'den itibaren de köyünün muhtarı bulunmaktadır. Sanık 1980 Mart veya Nisan ayında bir gün davarını deniz kenarında otlatırken sahilde bir torba içinde bir otomobil lâstiği ve onun içinde de plâkalar halinde takriben 23- kilo hint keneviri reçinesi buldu. Plâkalar kabut bezinden yapılmış torbacılar içinde idi. Sanık, plâkalardan ikisini ne olduğunu anlamak için açtı ve bunları daha sonra denize attı. Sanık bulduğu maddelerin esrar olduğunu anladıktan sonra geriye kalanlar-ı alıp ilkin mandrasınada daha sonra anahtarı kendisinde olan bir kilise içerisinde daha sonra da bir kısmını bir tenekeye yerleştirerek kendisine tahsisli bahçede kazdığı ve üstünü çinko ile örttüğü bir kuyuya ve diğer kısmını da köydeki bir harap evin ya-nında yere gömüp sakladı. Sanık 3, 4 ve 5. davalarda zikredilen miktarlardaki uyuşturucu maddeyi de Muharrem Karabaşak'a verdi. Bunlardan ilk verdiği 268 gram için para almadı, 2. verdiği 268 gram için ise TL10000 ve 3. kez verdiği 804 gram için de TL4000-0 aldı.

Sanık, 26.8.1983 tarihinde sorguya çekilmesi üzerine, uyuşturucu maddeleri bahçede sakladığı yeri polise gösterdi. Daha sonra, 2.9.1983 tarihinde de, harap evin yanında sakladığı yeri polise gösterdi. Polis bahçedeki yerde 34 plâka ve harap evin -yanındaki yerde de 44 plâka hint keneviri reçinesi bulup aldı.

Ağır Ceza Mahkemesi suçun vehameti ve ciddiyeti yanında sanığın sabıkasız olduğunu, ailevi durumunu, olaya tesadüfen karıştığını ve polise yardımcı olduğunu nazarı itibara alarak onu toplam -olarak 3 yıl hapse göndermeyi uygun gördü.

Sanık, yukarıda da belirtildiği gibi, polise, uyuşturucu maddeleri sakladığı yerlerden ilkin birini ve bir müddet sonra da diğerini göstermiştir. İlkten tasarrufundaki uyuşturucu maddelerin hepsini gösterip tesl-im etmemekle beraber yine de sanığın polise yardımcı olduğunun kabul edilmesi gerekir, çünkü göstermemiş olsa idi büyük bir ihtimalle polis bunları bulamayabilirdi. Ancak yine bir gerçektir ki polise bu şekilde yardımcı olmakla beraber böyle açık bir mesel-ede Mahkemeye yardımcı olmamıştır. Bu hususa sadece değinmekle yetinmeyi uygun gördüm.

Sanık evli ve kalabalık bir aileye sahip olup sabıkası yoktur. 3 yılı aşkın bir süre tasarrufunda bulundurduğu uyuşturucu madde miktarı ise çok büyüktür. Üçüncü şahsa -verdiği uyuşturucu madde miktarı da toplam olarak 1 kilonun üstündedir. Sanığın sözü edilen uyuşturucu maddeyi saklayıp bu kadar uzun bir süre tasarrufunda bulundurmakla bir menfaat sağlamak amacında olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim üç kez üçüncü bir şahsa -bunlardan vermiş ve iki defasında da para almıştır. Sanığın saklayıp tasarrufunda bulundurduğu bu kadar büyük bir miktar uyuşturucu maddenin topluma satmış olması halinde tahribatın ne kadar büyük olacağı açıktır. Beyaz zehir diye bilinen uyuşturucu maddel-er kullanıldığı nisbette bir toplumu dejenere edebilir ve mahvına sebep olabilir. Yurttaşların ve özellikle gençlerin bu gibi zehirlere karşı kesinlikle korunması gerekir. Son zamanlarda mahkemeler önüne gelen meselelerden görüldüğüne göre ise uyuşturucu m-addeler ile ilgili suçlar ülkemizde büyük ölçüde artmıştır ve önlenmeleri için bu gibi suçlardan kabahatlı bulunanlara ağır cezaların verilmesi kamu yararı gereğidir. Yasanın bu gibi suçlar için öngördüğü azami cezalar TL2.000.000 para cezası veya 10 yıl h-apis cezası veya her ikisi birdendir. Tüm gerçekler ışığında sanığa Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği hapis cezaları, kanımca, aşikâr surette azdır ve artırılması gerekir. Sanığa kabahatlı bulunduğu suçlar üzerinden verilmesi uygun hapis cezaları, kanımca, be-raber çekilmek üzere , 1. dava üzerinden 3 yıl, 2. dava üzerinden 5 yıl, 3. dava üzerinden 3 yıl, 4. dava üzerinden 5 yıl ve 5. dava üzerinden de 6 yıldır.

Sonuç olarak istinafın kabul edilip Girne Ağır Ceza Mahkemesinin sanığa verdiği cezaların yukarıda- belirtildiği şekilde değiştirilmesi gerektiği görüşündeyim.

Salih S. Dayıoğlu: Sayın Yargıç Niyazi F. Korkut tarafından hazırlanan ve okuma fırsatı bulduğum hükmümde belirttiği görüşlere ve varmış olduğu sonuca katılırım.

Niyazi F. Korkut: Olgular Sayın- Başkanın hükmünde belirtildiği gibidir. Bu nedenle olguları yinelememe gerek yoktur.

Suçlu bulunan bir kişiye verilecek ceza her davanın kendine has olguları içinde incelenerek saptanır. Bu meselede İlk Mahkeme sanığın emare uyuşturucu maddelerin ortaya- çıkarılmasında polise yardımcı olduğu hususunu lehine bir faktör olarak dikkate almıştır. Tutanaklardan da görülebileceği gibi sanık itiraf edip emare uyuşturucu maddelerin yerini polise göstermeseydi emarelerin ortaya çıkarılmasının olası olmayacağı ya d-a çok zor olacağı polis tarafından kabul edilmektedir. İlk Mahkeme ayrıca emare uyuşturucu maddeleri satıp satmama hususunda sanığın büyük bir tereddüt içinde olduğu ve paraya muhtaç olmasına karşın konu uyuşturucu maddeleri elden çıkarmadığı ve keza bu ko-nuların tamamen yabancısı olup olaya tamamen tesadüfi olarak karışmış birisi olduğu ve keza 2 ile 15 yaşları arasında 7 çocuğu olduğu ve herhangi bir sabıkası bulunmadığı ve iyi karakterli birisi olduğu hususunu da lehine değerlendirerek sonuçta sanığa suç-lu bulunduğu davalardan bir yıl ile üç yıl arasında değişen ve normal bir vatandaş için hiç de kısa süreli olmayan bir hapis cezası verdi.

Sanık ve tanıkları dinleyip tavır ve hareketlerini incelemekte daha avantajlı olan İlk Mahkemenin saptadığı cezaya -Yargıtay olarak kolaylıkla müdahale edilmez. Yargıtayın İlk Mahkemenin vermiş olduğu cezaya müdahale etmesi için dikkate alınması gereken hususların dikkate alınmadığı ya da dikkate alınmaması gereken hususların dikkate alındığı ya da kesilen cezanın gözle- görülecek şekilde aşikâr surette az ya da çok olduğu hususunda ikna edilmesi gerekir.

Bu meselede İlk Mahkeme ceza verilirken dikkate alması gereken hususları dikkate aldığı ve dikkate almaması gereken hususları dikkate almadığı gibi meselenin kendine h-as olguları ışığında verilen cezanın da müdahalemizi gerektirecek kadar aşikâr surette az olduğuna ikna edilmedim. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki yaygın bir durum arzetmekte olan bu tür suçlar için İlk Mahkeme daha fazla bir ceza da kesmiş olsaydı böyl-e bir cezaya müdahale etmeyebilirdim.

Sonuç olarak sanık lehinde olan hususlar ve ilâveten bu mahkûmiyet nedeni ile muhtarlığını da kaybedebileceğini de dikkate alarak ve keza suçların önemini de düşündükten sonra ve büyük bir tereddütle İlk Mahkemenin v-erdiği cezalara müdahale etmemeyi uygun gördüm.

Şakir Sıdkı İlkay, Başkan: Sonuç olarak istinaf, oyçokluğu ile, reddolunur.


(Şakir Sıdkı İlkay) (Salih S. Dayıoğlu) (Niyazi F. Korkut)
Başkan - Yargıç Yargıç

13 Mart 1984



Full & Egal Universal Law Academy