Yargıtay Ceza Dairesi Numara 53/1980 Dava No 37/1980 Karar Tarihi 03.12.1980
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 53/1980 Dava No 37/1980 Karar Tarihi 03.12.1980
Numara: 53/1980
Dava No: 37/1980
Taraflar: Başsavcılık ile Besim Erdoğan arasında
Konu: Dikkâtsiz sürüş -Tehlikeli sürüş -Arkadan gelen araca yol vermeme - Ceza aleyhine istinaf -Alternatif suçlar -Suç kabulüne rağmen Sanığın beraat ettirilmesi -Kefalete bağlama
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 03.12.1980

-D.37/80

Yargıtay/Ceza 53/80
(Dava No. 1604/80;Mağusa)

Yüksek Mahkeme Huzurunda.

Mahkeme Heyeti: N. Ergin Salâhi, Niyazi F. Korkut, Aziz Altay.

İstinaf eden: KTFD Başs-avcısı.

- ile -

Aleyhine istinaf edilen: Besim Erdoğan, Beyarmudu.

A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: A. Sait.
Aleyhine istinaf edilen namına: Ömer Adal.


Dikkâtsiz sürüş - 21/1974 sayılı Motorlu Ara-çlar ve Yol Trafik
Yasasının 8. maddesine aykırı dikkatsiz sürüş.

Tehlikeli sürüş - 21/1974 sayılı Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Yasasının 7(1) maddesine aykırı tehlikeli sürüş.

Arkadan gelen araca yol vermeme - 21/1974 sayılı Motorlu Araçlar ve -Yol Trafik Yasasının 57(2)(c) ve 71. maddelerine aykırı arkadan gelen araca yol vermeme.

Ceza aleyhine istinaf - Tehlikeli sürüş ve dikkatsiz sürüş suçlarında ceza takdiri - İlk Mahkemenin tehlikeli sürüş suçunu dikkatsiz sürüş suçunun alternatifi addeder-ek tehlikeli sürüş suçundan Sanığa ceza vermemesi - İlk Mahkemenin Sanığı dikkatsiz sürüş suçundan sulh ve sukunu muhafaza etmek kaydıyla 5OOOTL. kefalete bağlaması - İlk Mahkemenin arkadan gelmekte olan araca yol vermeme suçunda, suç unsurunun ispat edilm-ediğini dikkate alarak Sanığı beraat ettirmesi.

Alternatif suçlar - Alternatif suçlardan daha ağır olanın esas dava olarak kabul edilmesi.

Suç kabulüne rağmen Sanığın beraat ettirilmesi - Arkadan gelen araca yol vermeme suçunda Sanığın, suçu kabulüne rağ-men suç unsuru ispat edilmediği nedeniyle beraati.

Kefalete bağlama - Dikkatsiz sürüş davası tehlikeli sürüş davasının alternatifi mahiyetinde olduğu için Sanığın dikkatsiz sürüşten sulh ve sukûnu muhafaza etmesi için 1 yıl süre ile 5000TL. kefalete bağla-nması.

OLAY: Akdoğan-Yiğitler anayolunda kaçakçılık ile ilgili olarak polis ekibi pusuya yattı. Sanığın aracını gören polis ekibi sanığı takip etmeğe başladı. Sanığın aracı Akdoğan'dan çıkıp Yiğitler köyüne doğru seyretmekte olduğu esnada polis ekibi San-ığın aracına yetişti. Yo1 trafiğe ve geçişe müsait olmasına rağmen Sanık aracıyla zik zak çizerek polis ekibinin geçmesine izin vermedi ve Erdemli köyüne vardı. Erdemli köyü içerisinde farklı yollar takip eden arabalar Kırklareli-Erdemli yolunda karşı karş-ıya gelerek çarpıştılar. Sanık dikkatsiz sürüş, tehlikeli sürüş ve arkadan gelen araca yol vermeme suçlarıyla itham edildi. Sanık suçlarını kabul etti. İlk Mahkeme Sanığa ceza verirken arkadan gelen araca yol vermeme suçunu ispatlayıcı şahadet sunulmadığı -için Sanığı bu suçtan beraat ettirdi.

İlk Mahkeme tehlikeli sürüş suçunu, dikkatsiz sürüş suçunun alternatifi olarak kabul edip tehlikeli sürüşten Sanığa ceza vermedi. İlk Mahkeme dikkatsiz sürüş suçundan Sanığı kefalete bağladı.

Başsavcılık Sanığa veril-en cezanın suçun vehameti ile orantılı olmadığını iddia ederek istinaf etti.

SONUÇ: Yüksek Mahkeme, arkadan gelen araca yol vermeme suçunda, şahadet sunulmadığını ve suç unsurlarının ispat edilmediğini belirterek İlk Mahkemenin beraat kararını onayladı.

-Tehlikeli sürüş suçunun dikkatsiz sürüş suçuna nazaran daha vahim bir suç olduğu üzerinde duran Yüksek Mahkeme esas dava olarak tehlikeli sürüş davasının kabul edilmesi gerektiğini vurguladı. İlk Mahkemenin dikkatsiz sürüşü esas dava olarak kabul etmesinin- hatalı olduğunu belirten Yüksek Mahkeme Sanığa hapislik cezası verme eğiliminde olmasına rağmen Sanık lehine olan hafifletici sebepleri dikkate alarak 5000TL. para cezası verdi ve Sanığı kefalete bağladı. Dikkatsiz sürüş suçundan ise Sanığa ayrıca ceza ve-rmedi.

------------------

H Ü K Ü M

N. Ergin Salâhi: Sanık aleyhine Bidayet Mahkemesinde 3 dava ikame edilmişti. 1. dava 21/1974 sayılı Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Kanununun 8. maddesine aykırı dikkatsiz sürüş; 2. dava 21/1974 sayılı Motorlu Araçlar v-e Yol Trafik Kanununun 7(1) maddesine aykırı tehlikeli sürüş ve 3. dava olarak 21/1974 sayılı Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Kanununun 57(2)(c) ve 71. maddesine aykırı arkadan gelen araca yol vermemektir. İthamnamede suçların tafsilâtı kısmında sanık özetle- 14.3.1980 tarihinde Gazi Mağusa kazasının Erdemli köyünde S270 plâkalı Van tipi arabayı sürerken yukarıda sıralanan suçları işlemekle itham edilmiştir. Davanın zabtı dava kısmında sanık, aleyhine getirilen her 3 davayı da kabul etmiştir.

Olgular özetle -şöyledir; 14.3.1980 tarihinde PÇY 1091 beraberinde PE1361 ve PE 745 olduğu halde RHA 252 plâkalı landrover tipi polis aracı ile saat 07.15 raddelerinde Akdoğan-Yiğitler anayolunda kaçakçılık ile ilgili olarak pusuda araba içerisinde bekledikleri bir sırada- S270 plâkalı araç Akdoğan-Yiğitler anayolunda seyretmekte olduğu bir esnada polis ekibi tarafından görüldü. Daha sonra S270 plâkalı araç Akdoğan köyüne girdi. Tanık 4'ün yönetimindeki RHA 252 plâkalı landroverde yukarıda numaraları verilen polisler olduğu- halde sanık yönetimindeki 5270 plâkalı Van'ı takip etmeye başladılar. Sanık Akdoğan köyünden çıkıp Yiğitler köyüne seyretmekte olduğu bir esnada tanık 4'ün kullandığı RHA252 plâkalı araç 5270 plâkalı araca yetişip yolun trafiğe ve geçişe müsait olmasına r-ağmen arkadan gelen polis landroverine yol vermedi ve landroverin önünde sağa sola zik zak yaparak geçişini engellemeye çalıştı. Bu durumda ve yarış eder şekilde artlı önlü Erdemli köyüne ulaştılar. Olgulardan çıkan anlama göre Erdemli köyü içerisinde fark-lı yollar takip ettiler ve neticede yine köy içerisinde Kırklareli-Erdemli anayolunda S270 plâkalı sanık yönetimindeki araba ile karşı karşıya geldiler. Neticede Bidayet Mahkemesine sunulan Emare III plânda görüldüğü gibi sanık büküş yapmak istediği sırada- kendi arabasının sağ arka ve sağ yanı ile RHA252 plâkalı polis landroverinin sol ön kanadına çarparak kazaya sebebiyet verdi. Kazada yara alan olmadı ancak sanık tutuklandı ve Mahkemeye sevkedildi. Sanık avukatı sanık lehindeki hafifletici unsurları sıral-arken sabıkası bulunmadığını, suçun işlenmesinde polisin de katkısı bulunduğunu, geçimini sanığın kullandığı S270 plâkalı araba ile seyyar satıcılık yaparak sağladığını Mahkemeye izah etmiştir.

İthamnameden görüldüğü kadarı ile her 3 suçun da Erdemli köyü- içerisinde işlendiği suçun tafsilâtında belirtilmektedir.

Bidayet Mahkemesi, sanık aleyhine getirilen suçları kabul etmekle beraber, 3. davadan sanığı suçlu bulmamış ve neden olarak da sanığın Erdemli köyü içerisinde polis landroveri ile karşı karşıya ge-ldiklerini ve trafik suçu işlendiği sırada artlı önlü gitmediklerini ve bu nedenle iddia edildiği gibi 21/1974 sayılı Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Kanununun 57(2)(c) ve 71. maddelerine aykırı arkadan gelen araca yol vermeme durumunun hasıl olmadığını ve b-u şuçu isbatlayıcı hiçbir şahadet sunulmadığını ileri sürmüştür. Yine Bidayet Mahkemesi sanığı 1 ve 2. davadan suçlu bulmuş ancak 1. davadan sulh ve sukûnu muhafaza etmek kaydı ile 5000TL. kefalete bağlamış, 2. davayı da l. davanın alternatifi addederek bu- dava üzerinden sanığa hiçbir ceza vermemiştir. Başsavcılık bu karardan istinaf etmiştir. İstinaf ihbarnamesi aşağıda görülen 4 istinaf sebebi içermektedir:

"1. Muhterem Bidayet Mahkemesi iddia makamının sunmuş olduğu olguları yanlış değerlendirme ve sanı-ğı aleyhindeki 3'üncü dava ile ilgili olarak beraat ettirmekle alenen hataya düşmüştür.

2.Muhterem Bidayet Mahkemesinin sanığın aleyhine getirilen 1'inci dava için kesmiş olduğu ceza suçun vehameti ile orantılı olmayıp aşikâr surette azdır.

3. Muht-erem Bidayet Mahkemesi sanığın aleyhine getirilen 2'nci
dava için ceza vermemekle hatalı hareket etmiştir.

4.Tüm ahval ve şerait altında Muhterem Bidayet Mahkemesinin kesmiş olduğu ceza suçun vehameti ile orantılı olmayıp aşikâr surette azdır."
-
l. istinaf sebebini ele aldığımızda, olguları, sunulan krokiyi ve sanık aleyhindeki 3. ithamın tafsilâtını göz önünde bulundurduğumuzda hakikaten sanık suçunu kabul etmekle beraber sanık aleyhine getirilen davanın suç unsurunun isbat edilmediği görülmekte-dir. Sanık Erdemliye girmezden önce Yiğitler köyünde polis landroverinin önünü keserek yolda zik zak yapmış olduğu ancak sanık aleyhine getirilen suçun tafsilâtında görülebileceği gibi suçun Erdemli köyünde işlendiği iddia edilmektedir ki yine olgulardan a-çık olarak görüldüğü kadarı ile Erdemli köyüne ulaştıktan sonra farklı istikametlerde yol almışlar ve polis landroverinin sanığın kullandığı S270 numaralı arabanın arkasından takip etme durumu hasıl olmamıştır. Bu nedenle tabiatı ile yol vermeme ve önde gi-den aracın yolunu kesme durumu da varit değildir. Nitekim Erdemli köyü içerisinde farklı istikametlerde giden araçlar plânda görülen yerde karşı karşıya gelmek sureti ile kaza vukubulmuştur. Bu olgular ışığında yer ve mekan yönünden sanığın 3. davadan suçl-u bulunmasını gerektirecek hiçbir şahadet sunulmadığı cihetle Bidayet Mahkemesinin sanığı 3. davadan beraat ettirmesi hatalı değildir. Bu nedenle l. istinaf sebebi reddolunur.

3. istinaf sebebine gelince: Bidayet Mahkemesi sanığı gerek 1. davadan ve gerek-se 2. davadan suçlu bulmuş ancak 2. dava 1. davanın alternatifi olduğunu ve ilgili Yüksek Mahkeme içtihat kararlarına atıfta bulunmadan genel mahiyette bu kararları göz önünde bulundurduğunu ileri sürerek 2. dava 1. davanın alternatifi olduğu cihetle ceza -vermeme yönüne gitmiştir. Bidayet Mahkemesi kararının ilgili kısmında bu hususta şöyle demektedir:

"2. dava ise dava 1'in alternatifi olduğu cihetle ve ilgili Yargıtay kararları uyarınca esas davadan bir ceza verdikten sonra alternatif davadan sadece ne c-eza verilmesi gerektiğini belirtmekle yetinmek ve herhangi bir ceza vermemek gerektiği hususundaki Yargıtay kararlarına uygun olarak bu 2. davadan da sanığa herhangi bir ceza verilemez. Ancak 2. davadan herhangi bir ceza verilecek olsa idi davanın olguları- ve şartları nazara alınarak l. davada yapmış olduğum gibi bir kefaleti uygun ve yeterli bir ceza olarak görecektim."

-Bidayet Mahkemesi esas dava olarak l. davayı kabul etmiş, 2. davayı 1. davaııın alternatifi olarak gördüğü cihetle sanığı suçlu
-

bulduğu halde ceza vermeme yönüne gitmiştir. Ancak 21/1974 sayılı Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Kanununun 7(1) maddesine istinaden getirilen 2. dava ve 8. maddesine istinaden getirilen 1. davanın öngördüğü cezalara baktığımızda 2. dava verilecek ceza iti-barı ile çok daha vahim bir suç teşkil etmektedir. 7(1)'in ceza ile ilgili kısmı şöyledir:

"......; bir yolda ihtiyatsızca, acele ile ve halka tehlike teşkil edecek bir şekilde motorlu araç kullanan her şahıs, suç işlemiş olur ve iki yıla kadar hapis veya- iki yüz liraya kadar para cezası veya bu cezaların her ikisi ile de cezalandırılır."

Yine aynı Kanunun 8. maddesi şöyledir:

"Gerekli dikkat ve ihtimamı göstermeden veya yolu kullanmakta olan öteki şahıslara makul derecede önem vermeden bir yolda motorlu- araç kullanan her şahıs, suç işlemiş olur ve bir yıla kadar hapis veya iki yüz liraya kadar para cezası veya bu cezaların her ikisi ile de cezalandırılır."

Görülebileceği gibi 2. suç verilecek ceza itibarı ile çok daha vahimdir. Olgular itibarı ile bu da-valara birinden ceza verilmesi halinde diğerine ceza verilmemesi uygun olabilir. Ancak 2. dava 1. davanın alternatifi değildir. Yukarıda değindiğimiz nedenlerle l. dava 2. davanın alternatifi mahiyetinde olması gerekir ve ceza kesilirken daha ağır suç teşk-il eden ithamın esas dava olarak kabul edilmesi gerekirdi. Bu yönden mütalâa edildiğinde Bidayet Mahkemesi 1. davayı esas dava olarak kabul etmekle hataya düşmüştür.

2. ve 4. istinaf sebeplerine gelince: Her iki istinaf sebebi de kesilen cezaların suçun v-ehameti ile orantılı olmayıp aşikâr surette az olduğu hususundadır. Birçok Yargıtay ceza kararlarında değindiğimiz gibi Bidayet Mahkemesinin takdir ettiği cezalara müdahale edilmemesi gerekir meğer ki Bidayet Mahkemesinin vermiş olduğu ceza aşikâr surette -az olmuş veya göz önünde bulundurulması gereken belirli faktörleri nazara almamış olsun.

Önümüzdeki meselede de Bidayet Mahkemesi öyle görülüyor ki kendisine suçun işleniş şekli izah edilirken çevre olgular da serdedildiği halde bunları nazarı itibara alm-amış ve suçun işleniş şekline gereken ehemmiyeti vermemiştir. Olgulardan sarahatle görülebileceği gibi uzun bir takipten sonra ve polis landroveri ile yarış eder şekilde ondan kaçmaya çalışan sanık Erdemli köyü içerisinde yine tehlikeli sürüşüne devam etmi-ş, bu tehlikeli sürüş neticesi polis landroveri ile karşı karşıya geldikleri an ani büküş yapmak istediği sırada kaza izah edildiği şekilde vukubulmuştur.

Bu meselede ceza takdir edilirken hafifletici sebepler yanında suçun işleniş şeklini de lâyıkı ile d-eğerlendirmek gerekirdi. Kanaatımızca bu yapılmamıştır. Bu nedenle 2 ve 4. istinaf sebepleri kabul edilir.

Yukarıda belirtilen olgular ışığında ve bilhassa suçun işleniş şekli dikkate alındığında sanığa hapislik cezası verilmesinin uygun olduğu görüşünd-e olmakla beraber sair hafifletici sebepler yanında sabıkası da olmayışını dikkate alarak hapislik cezası vermemeği uygun gördük.

Sonuç olarak sanığın aleyhindeki 2. davadan 5OOOTL. para cezası ödemesine ve ayrıca 1 yıl süre ile sulh ve sukûnu muhafaza iç-in 5000TL'sı kefalete bağlanmasına karar verilir.

1. dava için sanığa herhangi bir ceza verilmez.


(N. Ergin Salâhi) (Niyazi F. Korkut) (Aziz Altay)
Yargıç Yargıç Yargıç


3 Aralık 1980












Full & Egal Universal Law Academy