Yargıtay Ceza Dairesi Numara 53-55/2012 Dava No 11/2012 Karar Tarihi 12.11.2012
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 53-55/2012 Dava No 11/2012 Karar Tarihi 12.11.2012
Numara: 53-55/2012
Dava No: 11/2012
Taraflar: Anıl Koç ile KKTC Başsavcısı arasında
Konu: Ceza aleyhine istinaf - Sanığın ihmal derecesine varmayan tedbirsiz araç kullanması netciesi ölüme neden olması - Sanığa muhtelif hapislik cezaları verilmesi - Sanık verilen cezaların alenen fahiş olduğunu, Başsavcılık ise cezaların aşikar surette az olduğunu ileri sürerek karşılıklı istinaf dosyalamaları - İstinafların birleştirilmesi - İstinaf ve mukabil istinafın reddedilmesi.
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 12.11.2012

-D. 11/2012 Birleştirilmiş
Yargıtay/Ceza No: 53/2012 ve 55/2012
(Lefkoşa Ağır Ceza No: 7944/2011)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti:Şafak Öneri, Narin F. Şefik, Hüseyin Besimoğlu.

Yargı-tay Ceza No 53/2012
(Lefkoşa Ağır Ceza No: 7944/2011)


İstinaf eden: Anıl Koç, Merkezi Cezaevi, Lefkoşa
(Sanık)

ile

Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa
- (Davayı ikame eden)

A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Avukat Emre Kadri
Aleyhine istinaf edilen namına: Savcı Aliye Özçınar.


Yargıtay Ceza No 55/2012
(Lefkoşa Ağır Ceza No: 7944/2011)


İstinaf eden: KKTC Başsavcısı-, Lefkoşa
(Davayı ikame eden)

ile

Aleyhine istinaf edinlen: Anıl Koç, Merkezi Cezaevi, Lefkoşa
(Sanık)

A r a s ı n d a.
İstinaf eden -namına: Savcı Aliye Özçınar
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Emre Kadri.

Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Bahar Saner, Kıdemli Yargıç Türkay Saadetoğlu ve Yargıç Musa Avcıoğlu'nun 7944/2011 sayılı davada 29/5/2012 tarihinde verdikleri karara kar-şı, Sanık ve Başsavcılık tarafından yapılan istinaflardır.

-----------
K A R A R

Şafak Öneri: 9/12/2010 tarihinde, saat 12 raddelerinde 46 P 8016 Plaka No.lu Volkswagen aracı ile Lefkoşa'da Bedreddin Demirel Caddesi'nde, doğu istikametine doğru- seyreden sanığın, Belça yanındaki kontrolsüz yol kavşağı durumundaki Barış Anıtı kavşağına tedbirsiz ve dikkatsiz olarak ve yoldaki trafiğe tehlike arzedecek bir şekilde, sağdan gelen araç trafiğine öncelik hakkı tanımadan, yani kavşakta durup beklemeden -giriş yapması sonucu, o esnada Bedreddin Demirel Caddesinde güney - kuzey istikametinde seyreden merhum Kamil Konat yönetimindeki JC 223 plaka numaralı motosikletin yolunu tıkaması sonucu bir trafik kazası meydana geldi.
Meydana gelen kaza sonucu motosikl-etten düşerek ağır yaralanan Kamil Konat, kaldırıldığı hastahanede aldığı yaralardan kurtu-lamayarak vefat etti.

Meydana gelen kazadan dolayı Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesinde sanık aleyhine Başsavcılık tarafından 1- cezai suç teşkil edecek ihmal derecesin-e varmayan tedbirsiz araç sürüp bir şahsın ölümüne sebep olmak, 2- gerekli dikkat ve ihtimamı göstermeksizin motorlu araç kullanmak, 3- aceleyle ihtiyatsızca ve halka tehlike arzeder bir şekilde araç kul-lanmak, 4- sürüş ehliyetsiz araç kullanmak, 5- sigor-tasız araç kullanmak, 6- sağdan gelen araçlara öncelik hakkı tanımamak ithamlarını içeren 6 dava getirildi.

Aleyhindeki ithamları kabul etmemesi üzerine, yapılan duruşma sonucunda, Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tüm suçlardan mahkum edilen sanığ-a, birlikte çekilmek üzere, 1. davadan 18 ay, 4. davadan 3 ay, 5. davadan 3 ay, 6. davadan 3 ay hapislik cezası verildi. 2. ve 3. davalardan ise sadece mahkumiyet kaydedilerek herhangi bir ceza verilmedi.

Alt Mahkeme ceza takdir ederken, 1. davadaki suçu-n 7 yıl hapis gerektiren, toplumda endişe ve güvensizlik yaratan, maddi ve manevi zararlara sebebiyet veren yaygın suç türle-rinden olması ile kazanın oluşumunda tüm suçun sanıkta bulun-masını ağırlaştırıcı faktör olarak; sanığın, üniversite 3. sınıfta oku-yan genç bir öğrenci olmasını, gönüllü ifade vere-rek olayın aydınlatılmasına katkıda bulunarak polise yardımcı olmasını, sabıkasız oluşunu, hakkındaki sosyal tahkikat rapo-runda belirtilen leyhine olan hususları, ailevi durumunu hafifletici nedenler olara-k dikkate aldı.

Alt Mahkemenin mahkumiyet kararlarının hatalı ve verilen cezaların fahiş olduğunu iddia eden sanık, gerek mahkumiyet ve gerekse verilen cezalar aleyhine huzurumuzdaki bu istinafı dosyaladı.
Başsavcılığın verilen cezaların aşikar surette- az olduğu ve 2 ve 3. davalarda herhangi bir ceza verilmeyip sadece mahkumiyet kaydolunmasının hatalı olduğunu ileri sürerek, dosyaladığı 55/2012 sayılı istinaf, huzurumuzdaki istinaf ile birleşti-rilerek dinlenmiştir.
İstinafın duruşmasına başlamazdan ön-ce, mahkumiyet hakkındaki istinaf, yazılı olarak sanık tarafından geri çekilmiştir. Savcılık da 55/2012 sayılı istinaf ihbarnamesindeki 2 ve 3. davalar ile ilgili istinafını geri çektiği cihetle, istinaflar sadece verilen cezaların fahiş veya az olup olmad-ığı hususunda dinlenmiştir.

Verilen cezalara karşı yapılan istinaflarda, istinaf eden tarafın, cezanın fahiş veya az olduğu hususunda Yargıtayı ikna etmesi gerekir. Alt Mahkeme tarafından verilen bir cezanın fahiş veya az olup olmadığını tesbit edebilme-k için, dikkate alınması gereken faktörler vardır. Bunların başında verilen cezanın işlenen suçun ağırlığı ve suçun olguları ile orantılı olup olmadığı gelir. Cezalandırma prensipleri Yargıtayın geçmiş sayısız kararında defaten vurgulandığı cihetle, bunla-rı burada tekrarlamayı gereksiz buluruz. Çok özet olarak belirt-mek gerekirse, Alt Mahkemece verilen cezalarda, kamu yararına gereken ağırlığın verilmesi, sanık leyhine olan hafifletici nedenler ile ağırlaştırıcı faktörlerin tümünün dikkate alın-ması halin-de Yargıtay, açıkça fahiş veya az olmadığı sürece Alt Mahkemelerin takdiren verdiği cezalara müdahale etmez.

Huzurumuzda birleştirilerek dinlenen istinaflara konu davalarda, Alt Mahkemenin ceza tesbit ederken sanık leyhine olarak dikkate alması gereken -tüm hafifletici sebepleri dikkate aldığı, suçun mahiyetini ve ağırlığını, suçla ilgili olguları dikkatle incelediği anlaşılmaktadır. Ceza verirken, mahkumiyete konu suçlardaki artışın göz önünde tutulduğu görülmektedir.

Sanık avukatı; Ağır Ceza Mahk-emelerinin son yıllarda ölümlü trafik kazaları ile ilgili olarak verilen kararlarda dengesizlik olduğunu, bir yeknesaklık sağlanamadığını, daha ağır olgulara ve sonuçlara sahip bazı davalarda, huzurumuzdaki istinaf konusu davada verilen cezalardan daha az -ceza veril-diğini, bunun da, verilen cezanın fahiş olduğunu gösterdiğini iddia etmektedir.

Yakın geçmişte, Ağır Ceza Mahkemelerince benzer suçlar için verilen cezalarda rakamsal olarak bazı farklılıklar olduğu gözlemlenmiş olmakla beraber, Yargıtayın k-ararları ışığında, benzer davalarda verilen cezalarda, asgari dengenin gözetildiği görülmektedir.

Kaldı ki, her olayın kendi olguları içinde değerlen-dirildiği düşünüldüğünde, cezalar arasında tam bir uyumun olması beklenemez. Her dava kendi olguları içi-nde değer-lendirilerek, özellikle kamu menfaatine ağırlık vererek cezalandırmaya gidilmesi esastır. Benzeri olgulardan kay-naklanan aynı suç için yıllar önce verilen cezaların, kamu yararını dikkate alarak, güncel meselelerde artırılması normaldir, hatta M-ahkemelerin görevidir.

Sanık avukatı, kazanın oluşumunda, çarpmanın şiddetinin hafif olduğunu, bunun da meydana gelen kazanın ciddi bir kaza olmadığını gösterdiğini iddia ederek, ceza verilirken, bu hususun da hafifletici neden olarak dikkate alınması ge-rek-tiğini ileri sürmektedir.
Bir trafik kazası ile ilgili davada, ceza tayin ederken, çarpışmanın şiddetinin ne olduğu tali bir meseledir ve tüm olgularla birlikte değerlendirilir. Çarpışmanın şiddeti, ceza süresine doğrudan etki eden bir husus değildir-.
Ölümle neticelenen trafik kazaları ile ilgili davalarda, veri-lecek cezanın türüne ve miktarına etki edebilecek en önemli hususların başında, merhumun veya methalder araç sürücülerinin kazaya olan katkısal kusuru gelir.
Dava ile ilgili olgulara bakıldı-ğında, kazaya, sanığın tedbir-siz, dikkatsiz, acele ile, azami dikkati ve ihtimamı göster-meksizin, halka tehlike arzedecek bir şekilde araç kullanması sebebiyet vermiştir. İstatistikler, ölümlü trafik kazaları dahil, Mahkemeler önündeki trafik suçları ile- ilgili davalarda yıllar içindeki korkunç artışı göz önüne sermesine rağmen, bundan kimse ders çıkarmamakta, bu tür suçlar büyük bir hızla artmaya devam etmektedir.
Ülkemizde trafikte sorumsuz, başka sürücülerin ve yayaların haklarına saygısız, kural tanım-az sürücüler, denetim noksan-lığından da yararlanarak, masum insanlara ciddi tehlikeler yaratmakta, maalesef ölümle sonuçlanan kazalara sebebiyet vererek maddi, manevi ağır yaralar açmaktadırlar.

Kanaatimizce, ülke şartlarını özellikle denetim zaafiyet--lerini, eğitim noksanlığını da göz önününde bulundurulduğunda, genelde trafik suçlarını ve özelde trafik kazalarını önlemenin tek yolunun geldiğimiz noktada Mahkemeler tarafından caydırıcı mahiyette, etkin cezalar vermekle sağlanabileceği, kamu yararının a-ncak bu şekilde korunabileceği düşüncesindeyiz.

Kamu menfaati dikkate alındığında, sanığa verilen 1. dava-daki 18 ay hapis cezası fazla değildir. Biz davayı dinleyen Mahkeme olsa idik, daha fazla cezaya hükmetme eğiliminde olmayı düşünebileceğimize rağme-n, dava ile ilgili tüm olgular ve Alt Mahkemenin de dikkate aldığı sanık leyhine olan hafifletici nedenleri göz önünde bulundurarak, verilen cezanın artırmamızı gerektirecek boyutta olmadığına karar veririz.

Sonuç olarak istinaf ve mukabil istinaf reddo-lunur, cezalar mahkumiyet tarihinden itibaren başlayacaktır.




Şafak Öneri Narin F. Şefik Hüseyin Besimoğlu
Yargıç Yargıç Yargıç

12 Kasım 2012



2






Full & Egal Universal Law Academy