Yargıtay Ceza Dairesi Numara 52/1990 Dava No 8/1991 Karar Tarihi 25.10.1991
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 52/1990 Dava No 8/1991 Karar Tarihi 25.10.1991
Numara: 52/1990
Dava No: 8/1991
Taraflar: Mehmet Şener ile Başsavcılık arasında
Konu: Uyuşturucu madde – Tasarruf – Niyet - Şahadet
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 25.10.1991

-D.8/91 Yargıtay/Ceza 52/90
(Girne Ağır Ceza Dava No: 3961/90)

Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: Niyazi F. Korkut, Celâl Karabacak, Özkan Tunçağ

İstinaf eden: Mehmet Şene-r, Merkezi Cezaevi, Lefkoşa.
ile
Aleyhine istinaf edilen: KKTC. Başsavcılığı.
A r a s ı n d a.

İstinaf eden tarafından: Boysan Boyra
Aleyhine istinaf edilen tarafından: Gülen Özkâmil



H -Ü K Ü M

Niyazi F. Korkut: İstinaf eden Sanık, 19.12.1990 tarihinde Girne Ağır Ceza Mahkemesince uyuşturucu madde tasarrufundan suçlu bulunarak 3 yıl hapse mahkûm odluğu kararda, grek mahkûmiyet gerekse verilen ceza aleyhine istinaf dosyalamıştır.

Bu ist-inafı ilgilendirdiği oranda olgular özetle şöyledir:

Polis Genel Müdürlüğünün Hareket ve Narkotik Şubesine dağlı bir ekibin 11.8.1990 tarihinde Girne'de yaptığı bir operasyon sonucu tutuklanan İlhami Dinçer ve Musa Kurt isimli kişilerin verdiği bilgi üze-rşne Sanık 13.8.1990 tarihinde tutuklanarak Lefkoşa'da soruglandı. Sorgulanması sırasında Sanık gönüllü ifade vererek, sair şeyler yanında, şehmuz Bozkurt isimli bir şahsın Girne'de Zeytinlik diye bilinen bir bölgede 9 adet torbacılar halinde avuç büyüklüğ-ünde uyuşturucuyu kendisine gösterdiğini itiraf etti. Akabinde Sanık ile birlikte sorgulanmasında belirttiği bölgeye gidilerek bahse konu uyuşturucular bir torba içerinde bulundu. Sanığa yasal ihtar yapılarak izahat istendiğinde Sanık "ben bunları hiç elim-e almadım" yanıtını verdi. Aynı gün 13.8.1990 tarihinde Sanığa ihtar tahtında, 7 ve 13 Ağustos 1990 tarihleri arasında izinsiz olarak tasarrufunda 1 kilo 442 gram 100mg. ağırlığında uyuşturucu madde bulundur-duğuna ilişkin yazılı dava okundu. Sanık "ben bu- malı ne gördüm ne de elime aldım, yalnız orda olduğunu bilirim" şeklinde yanıt verdi.

Şahadetleri değerlendiren Alt Mahkeme, inandığı sahadete göre, Sanığa uyuşturucuların bulunduğu yeri Şehmuz Bozkurt isimli şahsın gösterdiği, Sanığın uyuşturucuların b-ulunduğu yere yakın bir inşaatta çalışıp kaldığı, Şehmuz'un konu uyuşturucuları Sanığa gösterdikten sonra ve Sanığın tutuklanmasından 3-4 gün öncesine kadar bir araya gelemdikleri ve Sanığın gönüllü ifadesinde belirttiği gibi Şehmuz Bozkurt'un kendisinin y-okluğunda uyuşturucuları satması için Sanığa yetki vermiş olmasının ve Şehmuz'ub da 12.8.1990 tarihinde Ercan Havaalanından çıkış yapmış olmsının uyuştrucuların bulunduğu yerde Sanığın kontrolüne tabi olduğunu gösterdiğine ilişkin bulgu yaparak Sanığı itha-m edildiği tasarruf suçundan suçlu bularak mahkûm edip suçlu bulunduğu davadan ona 3 yıl hapis cezası verdi.

İstinaf eden, 17 istinaf sebebi içeren istinaf ihbarnamesinde, özetle Alt Mahkemenin Sanığı 1'inci davadan mahkûm edebilmesi için yeterli şahadet- bulunmadığını; tasarruf ile ilgili yasal durumu Alt Mahkemenin yanlış yorumlayıp yanlış uyguladığını, Sanığın vermiş olduğu ifadeyi gönüllü bir ifade olarak kabul etmekle hata ettiğini; gönüllü ifade ile ilgili olarak makuliyet testini hatalı uyguladığını-; İddia Makamı tanıklarının şahadetlerine inanıp Sanığın ve tanıklarının şahadetlerine inanmakla hata ettiğini; dava konusu uyuşturucuların bulunduğu yerde Sanığın kontrolüne tabi ve sonuçta tasarrufunda olduğuna ilişkin bulgusunun hatalı odluğunu ve herha-lûkarda kesilen cezanın aşikâr surette fahiş olduğunu ilri sürdü.

Yukarıda özetlenen istinaf sebeplerinden Sanığı tasarruf suçundan mahkûm edebilmek için yeterli şahadet bulunmadığına ve Alt Mahkemenin tasarruf ile ilgili yasal durumu yanlış değerlendird-iğine ilişkin istinaf sebeplerini öncelikle ele almayı uygunbulduk.

İthamnameden de görülebileceği gibi istinaf eden Sanık ilgili yasa ve nizamnamelere aykırı olarak yetkili makamadan genel yetkilendirilmiş veya ilgili nizam tahtında ruhsatlı bir şahıs o-lmadığı halde davada tafsilatı verilen uyuşturucu maddeleri tasarrufunda bulundurmakla itham edilmiştir. Sanığın uyuşturucu tasarrufu için yetkili makamdan genel yetkilendirilmiş olmadığı ve ilgili nizam tahtında uyuşturucu tasarrufu için ruhsatı olmadığı -tartışma konusu değildir. Bu durumda üzerinde durulması gereken tek nokta "tasarruf"tur. Tasarrufla ilgili yegâne şahadet Sanığın kendi gönüllü ifadesi ile itham edildiği davaya verdiği cevaptır. Daha önce değinilen Sanığın gönüllü ifadesi ile okunan davay-a verdiği cevaptan da görülebileceği gibi Sanık dava konusu esrarları herhangi bir kişiden teslim alarak bulundukları yere kendisi saklamış değildir.

Alt Mahkemenin bu husustaki bulgularından da görülebileceği gibi Sanığa uyuşturucu maddelerin bulunduğu -yer Şehmuz Bozkurt tarafından gösterilmiştir. Alt Mahkeme de bulgularında Sanığın uyuşturucuların bulunduğu yere yakın bir inşaatta çalışıp kaldığı ve Sanığın gönüllü ifadesine göre Şehmuz Bozkur'un kendisine yokluğunda uyuşturucuları satması için yetki ve-rmiş olması ile Şehmuz Bozkurt'un 12.8.1990 tarihinde Ercan Havaalından çıkış yapmış olmasını dikkate alarak uyuşturucuların bulundukları yerde Sanığın kontrolüne tabi olup Sanığın itham edildiği tasarruf suçundan suçlu olduğu kanaatına vardı.

1972 Uyuşt-urucu Maddeler Yasasın 6 ve 16. maddeleri tahtında yapılan 1972 Uyuşturucu Maddeler Nizamnamesinin tasarrufun tanımını yapan 25. maddesi aynen şöyledir:

"Madde 25. Muayyen bir uyuşturucu maddenin bir şahsın fiilen muhafazasında bulunması veya söz konusu -şahsın kontrolüne tabi olarak veya onun nmına diğer herhangi bir şahsın elinde bulunması halinde söz konusu şahıs, bu Nizamname maksatları bakımından tasarrufunda uyuşturucu bir madde bulundurmuş sayılır."

Uyuşturucu tasarrufu ile ilgili Birleştirilmiş Y-argıtay/Ceza 59-60/80'de ise aşağıda alıntısı yapılan davadaki tasarruf tanımına yer verilerek benimsen-miştir.

Warner V. Metropolitan Police Com. 2. A.E.R. (1968) s.356 sayfa 392'de tasarruf ile ilgili olarak şu görüşe yer verilmektedir:

"A possesor of- a thing has complete physical control over it; he has knowledge of its existence its situation and its qualities; he has received it from a person who intendes to confer possession of it and he has himself the intention to possess it exclusively of others-."

-Bu alıntıya göre bir şeyin bir kişinin tasarrufunda olabilmesi için sair şeyler yanında, böyle bir eşyanın onun tamamen fiziki kontrolünde olması, böyle bir eşyayı tasarrufu devretmek isteyen kişinin tasarrufundan almış olması ve kendisinin de başkalarını- dahil etmemek üzere bir eşyanın tasarrufubu alma niyeti olması grekir. Sanık gönüllü ifadesinin hiçbir yerinde konu esrarları tasarrufuna aldığına ya da alma niyetinde olduğuna ve keza Şehmuz Bozkurt'un konu esrarların tasarrufunu kendisine devrettiğine i-lişkin bir beyanda bulunmamıştır. Bu nedenle Sanığın verdiği gönüllü ifade ile okunan davaya verdiği cevaptan konu uyuşturucuları salimen atıfta bulunulan Nizamname maddesi ile karadaki anlamda tasarrufuna aldığını söylemek veya uyuşturucu-ların onun kontr-olunda oldukları anlamını çıkarmak olası değildir. Bu nedenle şüphelerin payının sanık lehine kullanılması ve Alt Mahkemenin bu hususta varmış olduğu bulgu ve kararının iptâl edilmesi gerekir.
-
Bu nokta üzerinde bu kanaata vardıktan sonra sair istinaf sebeplerine değinmeye gerek kalammıştır.

Sonuç olarak istinaf kabul edilerek Girne Ağır Ceza Mahkemesinin Sanık ile ilgili olarak vermiş olduğu mahkûmiyet iptâl edilir ve Sanık aleyhindeki davad-an beraat ettirilir.


(Niyazi F. Korkut) (Celâl Karabacak) (Özkan Tunçağ)
Yargıç Yargıç Yargıç

25 Ekim 1991

-



-4-






Full & Egal Universal Law Academy