Yargıtay Ceza Dairesi Numara 5/1992 Dava No 9/1992 Karar Tarihi 26.06.1992
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 5/1992 Dava No 9/1992 Karar Tarihi 26.06.1992
Numara: 5/1992
Dava No: 9/1992
Taraflar: Mehmet Songuç ile Başsavcılığı Arasında
Konu: Uyuşturucu madde tasarrufu – Ceza takdiri –Polis ajanı – Uyuşturucunun türü
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 26.06.1992

-D.9/92 Yargıtay/Ceza No: 5/92
(Ağır Ceza Dava No: 7219/91; Lefkoşa)

Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: N. Ergin Salâhi, Taner Erginel, Metin A. Hakkı

İstinaf eden: Mehmet Song-uç, Merkezi Cezaevi
ile
Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcılığı
A r a s ı n d a

İstinaf eden namına: Altan Erdağ
Aleyhine istinaf edilen namına: Güven Silman



H Ü K Ü M

N. Ergin Salâhi: Bu i-stinafın hükmünü Sayın Yargıç Taner Erginel verecektir.

Taner Erginel: Sanık tasarrufunda 21 gram 400 miligram eroin bulundurma ve bu eroini Yener Tüzün isimli bir kişiden tedarik etme suçlarından 1 yıl hapse mahkûm edildi. Sanık bu cezanın aşikâr ssuret-te fahiş olduğunu öne sürerek önümüzdei istinafı dosyalamış bulunmaktadır ve cezanın indirilmesini talep etmektedir.

Davanın olguları özetle şöyledir: Lefkoşada Işıklar Lokantasının sahibi olan Sanığın müşterileri arasında Yener Tüzün ve Mustafa Kantara -da bulunmaktaydı. Olay tarihinden iki, üç ay kadar önce Yener Tüzünle Mustafa Kantara Sanığın Lokantasına gelerek uyuşturucu satışında aracılık yapmasını ona tekklif ettiler. yener Tüzün Sanığa elinde uyuşturucu olduğunu ve satmasına yardımcı olduğu takdir-de ona da uygun bir ücret ödeyebileceğini söyledi. Sanık bu teklifi kabul etti ve lokantasına birisi gelip uyuşturucu isterse bu isteği telefonla Mustafa Kantaraya bildrmeye söz verdi. 12.12.1990 tarihinde Karat diye bilinen Mustafa Özkızan isimli bir şahı-s Sanığa telefon ederek 2,000,000TL'lık eroin almak istediğini söyledi. Ona terkar aramasını söyleyen Sanık durumu Mustafa Kantaraya telefonla bildirdi ve arayan kişinin kimliği hakkında bilgi verdi. Mustafa Kantara, Mustafa Özkazanın uyuşturucu içen güven-ilir bir müşteri olduğunu söyleyerek istenen eroini satmayı kabul etti. Sanığın satıcı ile alıcıyı anlaştırması üzerine Mustafa Kantara lokantaya gelerek beyaz küçük bir kutu içerisinde satıalcak eroini Sanığa teslim etti. Saat 5.45 de Mustafa Özkızan arab-asıyla lokantanın önüne geldi. Sanık eroin kutusunu alarak arabaya girdi ve kutuyu Mustafa Özkızana verdi. Mustafa Özkızan arabayı sürerek Sabri Orient Otelin önüne geldikten sonra cbinden 40 tane 50,000TL'lik yeni 2,000,000TL çıkarıp Sanığa verdi. Sanık p-arayı sayıp cebine koydu ve yürüyerek lokantasına döndü.

Daha sonra ortaya çıktığına göre Mustafa Özkızan bir polis ajanı idi. Sanığa verilen 2,000,000TL de polise ait olup seri numaraları alındıktan sonra polis tarafından Mustafa Özkızana verilmiş bir p-ara idi. Tabiatıyle Mustafa Özkızan eroini aldıktan sonra doğru polise giderek durumu anlattı ve eroin kutusunu PÇ. Aygün Maraşlıya teslim etti Bunun üzerine polis Sanığın dükkânına baskın düzenleyerek seri numaraları tespit edilmiş parayı onun tasarrufund-a buldu. Polis tarafından yakalandığını anlayan Sanık suçunu kabul etti ve polise gerçekleri olduğu gibi anlatan bir ifade verdi.

Sanık Ağır Ceza Mahkemesinde itham odluğu zaman suçunu kabul etti. Daha sonra Mahkemeye hitap eden Sanık avukatı Sanıkları s-uça teşvik eden polis ajanları üzerinde durdu. Sanık avukatına göre bu olayda müşteri görünümündeki polis ajanı Mustafa Özkızanın çabaları olmasaydı Sanık bu suçu işlemeyecekti. Ancak polisin bu olaydaki fonksiyonu bir ajanını müşteri görümüne koymasından -ibaret değildi. Gerçekte eroini Sanığa veren Mustafa Kantara da polis ajanı idi. Olayda gerçek suçlu olmakla itham edilebilecek tek kişi Yener Tüzündü. Polis bir taraftan alıcı gibi davranması için Mustafa Özkazanı kullanırken, diğer taraftan satıcı Yener -Tüzüne yardımcı olması için Mustafa Kantaraya görev verdmişti. Özetle Sanık büyük ölçüde polisin katkısıyle hazırlanmış bir uyuşturucu satışında aracı olmayı kabul ederek suçlu duruma düşmüştü.

Sanık avukatının Mahkemeye söylediği ilginç iddialar bu kada-rla da kalmadı. Sanık avukatına göre bu olaydan sonra polis bu kez Sanığı ajan olarak kullanıp başka suçluları yakalama yönüne gitti. Hatta Sanığın evini Narkotik Şubenin operasyonlarının hazırlandığı bir ofis olarak kullandı. Sanığın ve Mustafa Kantaranın- gayretleri sayesinde Hasan Ilgaz, Özel Ünsev, Mahmut Şimşek, Ahmet Güvener isimli uyuşturucu suçluları yakalanarak adalete teslim edildi. Sanık Türkiyeye gönderilerek oradaki bir uyuşturucu şebekesini ortaya çıkarma girişiminde görev aldı. Sanık avukatınn-a göre polise yardımcı olmak için büyük riskleri göze alan ve hatta hayatını tehlikeye atan Sanığın ödüllendiril- meyi beklerken Mahkeme önüne çıkarılması haksızlıktır.

Sanık avukatına yanıt veren Savcı Sanığın iddialarını büyük ölçüde doğruladı. Sanığı-n polise yardımcı olduğunu ve uyuşturucu suçlarının yakalanmasına katkıda bulunduğunu kabul eden Savcı sadece Türkiyeye gitme olayında Sanığın iddialarının mübalâğalı olduğunu, Sanığın Türkiyeye polis tarafından gönderilmediğini, Türkiye ziyaretinin Sanığ-ın kendi arzusuüzeirne bir akrabasını ziyaret için gerçekleştiğini, Sanığın bu arada bir uyuşturucu şebekesini yakalamak için teşebbüste bulunmaya da sö
Ağır Ceza Mahkemesi bu ol-gular ışığında verdiği uzun ve gerekçeli kararının bir bölümünde şöyle dedi:

"Sanık avukatı sanığın bu suçu başkalarının teşvik ve teklifi ile işlediğini, ilk andan suçunu kabul edip herşeyi anlatıp polise yardımcı olduğunu, methalder diğer şahısların ya-kalanmasını ve başka meselelerin ve emarelerin de ele geçrilmesi için polisle işbirliği yaptığını, yukarıda belirttiğimiz şekilde iddia etmiş, iddia makamı da yine daha önce belirttiğimiz bu hususları teyid etmiştir."

Cezaya etki eden tüm faktörleri bir -bir ele alarak değerlendiren Ağır Ceza Mahkemesi sonuçta Sanığı 1 yıl hapse mahkûm etti.

İstinafta gerek Sanık avukatı gerekse Savcı Ağır Ceza Mahkemesinde yaptıkları argümanların benzerlerini yaptılar. Sanık avukatının argümanlarını iki ana başlık altın-da toplamak mümkündür.

-a) Polisin ajan provakatör kullanmasının hatalı olduğu iddiası; Sanık avukatı polisin ajan provakatör kullanmasının hatalı bir davranış olduğunu öne sürdü. Bu konuda Archbold 36. baskı par. 1124 de atıfta bulunan Sanık avukatı polisin ajan provakatör kulla-narak suç işlemiyecek kişileri suç işlemeye teşvik etmesinin doğru olmadığını söyledi. Sanık avukatının bu görüşlerinde doğruluk payı olsa bile bu görülerin önümüzdeki meseleye uygulanabilier görüşler olmadığı kanısındayız. Çünkü suçları ortaya çıkarmaya v-e toplumu korumaya çalışan polisin davranışına yol gösteren ilke kamuyu koruma veya kamu yararını dikkate alma ilkesidir. Kamu yararının gerektirdiği hallerde polisin ajan kullanması yerine bir davranış olabilir. Özellikle uyuşturucu suçları son derece kar-maşık ve takibi güç suçlardır. Bu suçlarda polisin elindeki olanakları kullanmaması suçluların ortaya çıkmaması ve toplumun zehirlenmesi sonucunu doğuracaktır. Örneğin bu meselede polis Mustafa Ozkızan ile Mustafa Kantardan yararlanmasa Yener Tüzünün elind-eki eroin ortaya çıkmayacaktı ve bu eroin başka kişileri zehirleyip topluma büyük zarar verecekti. Bu nedenle önümüzdeki davada polisin ajan kullanmasının Sanığın lehine dikkate alınacak bir davada polisin ajan kullanmasının Sanığın lehine dikkate alınacak- bir husus olmadığı görüşündeyiz. Yapılan iddiaların aksine polisin son zamanlarda uyuşturucu tekibinde başarılar gösterdiği ve bu başarısını büyül ölçüde yararlandığı ajanlara borçlu olduğu önümüzdeki davalardan anlaşılmaktadır. Özellikle uyuşturucu suçla-rında polisin bu çabalarını kısıtlamanın değil aksine takdir edip desteklemenin doğru olduğu görüşündeyiz.
-
b) Sanığın polise yaptığı yardım nedeniyle Sanığa daha hafif ceza verilmesi gerektiği iddiası Sanık avukatının ikinci argümanına göre Sanık uyuşturucu suçlarının takibinde polise yardımcı olmuş, polis ajanı olarak hareket etmiş ve başka suçların aydınlığ-a kavuşmasında önemli katkılarda bulunmuştur. Sanık zaman zaman hayatını tehlikeye atarak yaptığı bu yardımları polisten anlayış görmek ve cezadan kurtulmak ümidiyle yapmıştır. Savcılığın Sanığa yardım etme yönüne gitmeyerek onu cezalandırmaya çalışması ha-ksızlıktır. Sanık avukatının bu iddiası üzerinde ciddi olarak durmak zorundayız. Çünkü önümüzdeki olayda da görüldüğü gibi polis yakaladığı suçluların bir kısmını daha başka suçluları yakalamak için ajan olarak kullanmakta ve bu sayede uyuşturucu suçlarını-n takibinde başarılı olmaktadır. Birçok ülkede bu şekilde polise yardımcı olan Sanıkalrın aleyhine dava dahi getirilmediği doğrudur. Yüksek Mahkememiz bu konuda 4/91 ve 5/91 sayılı davada şöyle demiştir:

". Suçluların yargılanmasını sağlamak bir kamu men-faati olduğuna göre, böyle bir yargılamanın gerek tahkikatında gerek yargılamasında iddia makamına yardımcı olan kişileri suç ortağı olsalar dahi korumak ve hak ettikleri düzeyde cezalarında indirim yapmak yine kamu menfaati gereğidir. Birçok ülkede polise- bu denli yardımcı olan kişiler iddia makamı tanığı olarak çağrılmakta, aleyhine dava getirilme-mektedir."

Sanığın polise yardımcı olması her zaman cezayı hafifleten bir neden olarak ele alınmıştır. Ancak geçmiş içtihatlarda sözü edilen yardım Sanığın su-çunu kabul etmesi, polisi uğraştırmadan işlediği suça ilişkin ayrıntıları bildirmesi şeklinde bir yardımdır. Bu tür yardımlar daha çok Sanığın nedamet getirdiğini göstermesi açısından önem arzetmekte ve Sanığa daha hafif ceza verilmesine neden olmaktaydı. -Halbuki önümüzdeki meselede Sanığın polise daha farklı türde ve önemde yardım yapması söz konusudur. Burada Sanık kendi işlediği suçu değil başka suçları ortaya çıkarmak için polise yardımcı olmaktadır. Sanığın bir polis ajanı olmayı kabul edecek kadar pol-isin yanında yer alması ve polisn bu yardımlar sayesinde uyuşturucu ile mücadelede başarılı olması durumu vardır. Bu tür yardımlar gerektiği gibi ödüllendirilmediği takdirde polisin uyuşturucu suçlarını takipte güçlüklerle karşılaşacağı ve bugün gösterdiği- başarıyı ileride gösteremeyeceği açıkça görülen bir gerçektir. Polise başka suçluları takipte yardımcı olan bir kişiye ağır ceza vermek uyuşturucu suçlarını azaltmayıp akdine artıracağınıdan kamu yarrına da terstir.

Yukarıdaki nedenlerle Sanık avukatını-n polise yardımcı olanların cezasına indirim yapılması gerektiği görüşüne tamamen katılıyoruz. Buna rağmen önümüzdeki davada Sanığın cezasına indirim yapma olanağı bulamadık. Bunun nedeni de Sanığın işlediği suçun en tehlikeli ve en ağır uyuşturucu suçu ol-an eroin satışı olmasıdır. Öyle anlaşılıyor ki Ağır Ceza Mahkemesi Sanığın polise yaptığı yardımları dikkate alarak çok daha ağır bir ceza yerine Sanığa 1 yıl hapis cezası verilmiştir. Bu cezaya müdahale etmemizin doğru olmadığı görüşündeyiz.

Bu nedenler-le istinaf reddolunur. Sanığın cezası mahkûmiyet tarihinden başlayacaktır.


(N. Ergin Salâhi) (Taner Erginel) (Metin A. Hakkı)
Yargıç Yargıç - Yargıç

26 Haziran 1992


-


-5-



-


Full & Egal Universal Law Academy