Yargıtay Ceza Dairesi Numara 5/1988 Dava No 15/1988 Karar Tarihi 28.06.1988
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 5/1988 Dava No 15/1988 Karar Tarihi 28.06.1988
Numara: 5/1988
Dava No: 15/1988
Taraflar: Mehmet Kandoğan ile Başsavcılık A r a s ı n d a
Konu: Uyuşturucu madde tasarrufu – Ceza takdiri
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 28.06.1988

-D.15/88 Yargıtay/Ceza 5/88
(Ağır Ceza No. 9256/87; Mağusa)

Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: N. Ergin Salâhi, Niyazi F. Korkut, Taner Erginel

İstinaf eden: Mehmet Kandoğ-an, Gazi Mağusa
-ile-
Aleyhine istinaf edilen: Başsavcılık, Lefkoşa.
A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Hasan Murat
Aleyhine istinaf edilen namına: Altan Erdağ.



H Ü K Ü M

N. Ergin Sal-âhi: Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi önünde yargılanan sanık, 2 dava ile itham edilmişti. 1. dava 16/77, 54/77 ve 36/82 sayılı Yasalarla tadil edilen 4/72 sayılı Uyuşturucu Maddeler Yasasının 24(1)(a)(2)(3) maddelerine ve ayni Yasanın 6 ve 16. maddeleri tahtınd-a isdar olunan 63&73 sayılı Nizamname ile tadil olunan 21/73 sayılı Uyuşturucu Maddeler Nizamnamesinin 2, 8, 10(1) maddelerine aykırı oalrak 16.12.1987 tarihinde Mağusa'da ilgili makam tarafından genel olarak yetkilendirilmemiş veya ilgili nizam tahtında r-uhsatı olmadığı halde Edip Karakeçi'den 4 kilo 729 gr. 200 mg. ağırlığındaki eroin (diamorfine) cinsi uyuşturucu maddeyi temin etme,

2. dava ise ayni tarih ve mahalde ayni yasa ve maddelerine aykırı oalrak konu uyuşturucu maddeyi tasarrufunda bulundurma -suçudur.

Sanık, aleyhine getirilen 1. davayı kabul etmemiş 2. davayı kabul etmiştir. İddia Makamı ise sanık aleyhindeki 1. dava 2. davanın bir nevi aletnatifi mahiyetinde olduğunu dikkate alarak 1. dava üzerinde şahadet ibraz etmemiş ve sanık bu davadan -beraat ettirilmiştir.

Sanığın kabul etmiş olduğu davanın olguları özetle şöyledir; sanık, evli ve iki çocuk babası olup Mağusa'da Topcu Bulvarı No. 5 Karakol adresinde ikamet etmekte ve Elvan Ltd. isiöli bir şirkette 1972 yılından beri gümrük komisyonucu- olarak çalışmaktadır. sanık ifadesinde erini temin ettiği ve aslen Türkiyeli olan Edip Karakeçi isimli şahısla gümrük işleriyle uğraştığı sırada tanıştığını ve önceden bu şahsı tanıdığını belirtmiştir. Sunulan şahadete göre Edip Karakeçi muhtelif tarihler-de eroin getirip satmış ve son getirdiği 5 kiloya yakın eroini ise kalitesi düşük olduğundan satmaya muvaffak olamamış, Türkiye'ye geri götürmek istemiş orada gümrükte yakalanma durumunda kalınca aynı uyuşturucu maddeleri terkar geri Kıbrı'a getirmiş ve b-u arada polis tarafından arandığını öğrenince ilkin bu uyuşturucu maddeleri ihtiyar bir kadının evinde, sonra Girne'de polisin şüphelenemeyeceği başka birisinin evinde saklamak istemiştir. Buna muvaffak olamayan edip Karakeçi 16.12.1987 tarihinde saat 10 r-addelerinde sanığın çalışmakta olduğu yaızhaneye gitti. Sanık o gün meşguldü ve işyerinde çalışmakta idi. İşi bittikten sonra Edip'e ne istediğini sordu, Edip ise cevaben bir radyo-kaseti olduğunu ve Türkiye'ye gidinceye kadar yanında muhafaza etmesini söy-ledi. Sanık ise bu radyo-kasetin nerede olduğunu sorduğunda Edip Karakeçi bunun 200 metre ileride bir kahvehanede olduğunu söyleyerek sanıktan beraber gidip almalarını istedi.

Sanık ifadesinde Edip Karakeçi'nin niçin radyo-kaseti birlikte gidip alıp get-irmelerini istediğine bir mana veremediğini ve şüphelenmeye başladığını ifade etti. Neticede beraber giderek Lancio marka radyo-kaset ve üzerinde 'Sport' yazılı lacivert bir çanta kahvehaneden alınarak sanığa emaneten Edip Karakeçi tarafından teslim edildi-. Edip Karakeçi daha sonra polis tarafından yakalnıp yargılanması sırasında gerek polise verdiği ifadede ve gerekse şahadette sanığa bu radyo-kaset ve çanta içerisinde uyuşturucu olduğunu söylemediğini, sanığı emin bir kişi olduğu için polisten konu uyuştu-rucu maddeleri saklamak maksadı ile sanığın bilgisi olmadan onu bu suça alet ettiğini ifade etmiştir. Sanık ise bu radyo-kaset ve çantayı aldıktan sonra arabasına koymuş ve içerisinde ne olabileceğini pek düşünmeden arabası ile birlikte iş takibi için lima-na gidip geri yazıhaneye dönmüştür. Öğle Paydosu sırasında ise çantada ne olabileceğini merak edip ilkin çantayı açmış ve orada paketçikler içerisinde uyuşturucu olabileceğinden şüphelendiği maddeleri görmüştür. Bunun üzerine radyo-kaseti daha dikkatlice i-ncelemiş ve kanal ayarlamak için kullanılan düğmelerin söükülüp tekrar takıldığını görünce radyo-kasette de benzeri maddeler bulunabileceğini düşünerek bu radyo-kaseti açmiştir. Sanığın tahmin ettiği gibi Edip Karakeçi tarafından bunun içerisine de paketc-ikler halinde, yerleştirilmiş benzeri uyuşturucu maddeler bulunmaktaydı. sanığın ifadesine göre bir an için ne yapacağını şaşırmış, bu vaziyette yakalanması halinde vereceği izahatın inanılır olamaycağı düşüncesi ile polise haber vermekte tereddüt edip bu -maddeleri daha emin bir yere saklama yolunu seçmiştir. Çantanın içerisindeki uyuşturucuların sarılı bulunduğu çarşaf ile çantayı ve radyo-kaset ile ambalajını götürüp Mağusa'da göl civarına atmış, paketciklerdeki uyuşturucuları ise daha emin bir yer olarak- düşündüğü arabasındaki yedek lâstik içeriisine yerleştirme yönüne gitmiştir. Aradan 24 saat geçmeden Narkotik Şube Amirliğinde görevli Müfettiş Muavini Ali Rıza Üstünel yönetimindeki bir polis ekibi sanığı aynı gün saat 22.00'de ikametgâhından emniyete ce-lbetmişlerdir. Sanığa aleyhindeki itham duyurulup kanuni ihtar yapıldığında sanık cevap olarak "böyle birşeyden haberim yok" demiştir. Yapılan ileri soruşturmasında ise sanık Edip Karakeçi'den bir adet Lanico marka radyo-kaset ile üzerinde sport yazılı lac-ivert çantayı teslim aldığını ve bu eşyaların içerisinde birşey olmadığını iddia etmişe de daha sonra içerisinden uyuşturucu tahmin ettiği paketcikler çıktığını ve bunları alıp lâstik içerisine yerleştirdiğini ve radyo-kaseti, ambalajı, çanta ve onun içeri-sinden çıkan bir adet yatak çarşafını Mağusa'da göl diye bilinen mevkiye attığını söyleyerek bunların polis tarafından bulunmasına yardımcı olmuş ve daha sonra sakladığı uyuşturucuları da emniyet mensuplarına teslim etmiştir. Tahkikatı müteakip yapılan ana-liz neticesinde sanığın izah edildiği şekilde tasarrufunda bulunan 4 kilo 729 gr. 200 ng. aağırlığındaki uyuşturucunun %32 saflık derecesinde eroin (diamorfine) olduğu tesbit edilmiştir.

davayı dinleyen İlk Mahkeme, olguları ve sanığın lehine alınabilece-k hafifletici sebepleri değerlendirdikten sonra sanığı, aleyhindeki uyuşturucu madde tasarrufu ile ilgili davadan suçlu bularak 4 yıl haspe mahkûm etmiştir.

İstinaf ceza aleyhine yapılmakta olup özetle, İlk Mahkemenin sanık lehine olabilecek hafifletici -sebepleri dikkate almış olmasına rağmen bunlara yeterince ağırlık vermediği, iyi değerlendirmediği ve neticede sanığa verilen cezanın aşikâr surette fahiş odluğu yönündedir.

İstinafın duruşmasında müstenif avukatı, sanığın bu suça Edip Karakei tarafından- itildiğini, konu uyuşturucu maddenin sanığın tasarrufuna rastgele geçtiğini ve bu tasarrufun kısa süreli olduğunu, uyuşturucu maddelerin yabancı ellere geçip toplum zararına kullanılmadığını belirterek bu hususların İlk Mahkemece lâyıkı ile değerlendirilm-ediğini, sanığın gayet iyi huylu ve dürüst bir kişi olduğunu, sabıkası bulunmadığını, hanımıın polis mensubu bulunduğunu ve konu uyuşturucu maddeler sanığın tasarrufuna izah edildiği şekilde geçtiği andan itibaren hasıl olan tereddüt neticesinde hanımına d-ahi bahsedemediğini veya bahsetmeyi uygun bulmadığını, bütün bu olgular ışığında ise sanığa verilen 4 yıl hapis cezasının aşikâr surette fahiş olduğunu ileri sürmüştür. İddia makamı ise sanığın tasarrufunda bulunan uyuşturucu türünün son derece tehlikeli v-e alışkan- lık yapan eroin cinsi olup, bulunan miktarın ise 5 kiloya yakın küçümsenemeyecek bir miktar odluğunu ileri sürmüştür. Keza iddia makamı bu gibi davalarda kamu yararının dikkate alınarak sanıkalra ağır cezalar verilmesi gerektiğinin birçok davala-rda vurgulandığına işaret ederek bu husustaki içtihat kararlarına değinmiştir. İddia makamı ayrıca, İlk mahkemenin sanık lehine olabilecek tüm hafifketici sebepleri dikkate aldığını ve sanığa verilen cezanın aşikâr surette fahiş olmadığını ileri sürmüştür.-

İlk Mahkeme, kararında, sanık leyhine olabilecek hafifletici sebeplerle ilgili sanığın avukatının hitabesinden alıntı yaparak, şu görüşe yer vermiştir:

-éÖzetle sanığın 33 yaşında 2 çocuk babası olduğunu, hanımının şubede görevli bir çavuş olduğunu, sanığın Edip Karakeçi'den teslim aldığı Lancia marka Radyo-kaset ve Sport yazılı çanta içerisinde aldığı anda uyuşturucu odluğunu bilmediğini, bilâhare çantay-ı ve radyo-kaseti açıp içinde uyuşturucu maddeleri gördüğünü ve yasal olarak tasarruf etmeye başladığını, paniğe kapıldığını, korktuğunu ve eşine bir zarar verir düşüncesi ile polise haber vermediğini, bu maddeler ortada kalmasın diye eski bir yedek lâsti-ğe yerleştirildiğini, Lanico marka radyo-kaset ile üzerinde sport yazılı çantayı ortada görülmesin diye göl diye bilinen yere attığını, sanığın bu uyuşturucuları kısa bir süre tasarruf ettiğini, herhangi bir menfaat temin etmediğini bu hususların ceza veri-rken nazarı itibare alınmasını istediğini....."
-
İlk Mahkeme kararında bu hafifletici nedenlere değindikten sonra yine kararının bir yerinde sanığa ceza takdir ederken şu görüşe yer vermiştir:

-"sanığa mahkûm olduğu davadan ne gibi ceza verilmesi gerektiğini tezekkür ederken suçun işleniş tarzını nasıl ve hangi şartlaarda işlediğini, Emare 6 uyuşturucu maddeyi nasıl tasarrufuna geçridiğini, tasarrufuna geçirdiği uyşturucu maddenin 4 kilo 729gr. -200 mg. ağırlığında eroin (diamorfine) olduğunu, polisin operasyonu onucu ele geçirildiği cihetle sanığın tasarrufunda kısa bir süre kaldığını, sanığın gönüllü ifadesinde belirttiği gibi uyuşturucu maddeleri emanet olarak aldığı, eşyalar içerisinde tasarru-funa geçirdiği, emanet aldığı şeklinde muhafaza etmediğini, radyo-kaset ve çanta içerisinden çıkarıp yedek lâstik içerisine yerleştirip muhafaza ettiğini, emanet aldığını söylediği radyo-kaseti ambalajı ile ve çantayı içinde yatak çarşafı olduğu halde Mağu-sa Gölü diye bilinen yere attığı, bu tür suçların toplum düzenini ve huzurunu bozucu suçlar olduğu gibi toplum bireylerini suç işlemeye ve zehirlemeye yönelik suçlar olduğunu, Emare 6 uyuşturucu maddenin cins ve miktarı dikkate alındığında binlerce kişiyi -zehirlemeye yetecek bir miktarda olduğu gibi piyasaya sürülmesi halinde yüzlerce kişiyi suç işlemeye itecek miktarda olduğu, verileek olan cezanın suçun vehameti ile orantılı, kamud üzenini koruyucu ve caydırıcı nitelikte bir ceza olması gerektiği gibi, s-anığı islah edip tekrar topluma kazandıracak nitelikte bir ceza olması gerektiği ............."
-
Yine İlk Mahkeme kararının başka bir yerinde de "sanığın ilk sorgulamasında inkâra yönelmişse de bilâhare yapılan sorgulamada suçunu itiraf ettiği ve uyuşturucuların içinde bulunduğu radyo-kaset ile çantayı attığı yeri göstererek bu eşyaların bulunmasını -sağladığı gibi tasarrufunda buludnurduğu uyuşturucuları nerede muhafaza ettiğini söyleyip uyuşturucuları da polise teslim etmek suretiyle polise yardımcı olduğu, pişmanlık duyup nedamet getirdiği.." ifade edilerek sanık leyhine alınabilecek başlıca hafifle-tici sebeplere değinilmiştir.

İlk Mahkeme sanık lehine olabilecek tüm hafifletici sebepleri dikkate almış ve bu arada bu gibi suçlara verilecek cezayı da tezekkür ederken gerekli prensipleri gözönünde bulundurmuştur.

İlk Mahkeme kararını incelediğimizd-e, ilk mahkemenin sanık leyhine bulunan hafifletici sebepleri dikkate almış olması ve suçun işleniş şeklini de sanığın leyhine almış olamsına rağmen ceza takdir ederken buna yeterince ağırlık vermediği görüşündeyiz.

Olgulara göz attığımızda sanığın bu su-ça Edip Karakeçi tarafından itilmiş olduğu, sanığın bu şahıs ve bu suçla herhangi bir ilgisi bulunmadığı, emaneten bırakılan radyo-kaset ve çantanın içerisinde ne odluğunu bilmediği taraflarca kabul edilen bir olgudur. Sanığın bu şekilde tasarrufuna geçen -radyo-kaset ve çantayı merak saiki ile açmasından sonra içerisinden uyuşturucu çıkması üzerine panığe kapıldığı ve bunları ne yapması grektiğine karar veremediği ve kararsız-
lık içerisinde sorumsuz kişilerin eline geçmesin düşüncesi ile saklama yönüne git-tiği görülmektedir. Suçun işleniş şekli sanığın son derece leyhinedir. Sanık bu şekilde tereddüt ve panik içerisinde iken polis olaya el koymuştur. Sanık ilk anda bu haleti ruhiye içinde iken tutarsız bir hareketle bu radyo-kaset ve çanta ile içerisindeki -uyuşturucuların kendisinde bulunmadığını söyleyrek konuyu inkâr yoluna gitmiştir. esasen sanığın suçunu ağırlaştıracak hareket, bu tutum ve davranıştır. Ancak bunu lâyıkı ile değerlendirebilmek için sanığın içinde buludnuğu haleti ruhiyeyi iyice değerlendi-rmek gerekir. Sanığın kararsızlığı devam etmekte olup panik içerisindeydi ve ilk anda bunu inkâr yönüne gitmiş ancak hemen sonra konunun ciddiyetini kavrayarak emarelerin bulunmasında ve uyuşturucuların odluğu gibi teslim edilmesinde polise yardımcı olmuşt-ur. Kanaatimizce emniyet ensupalrından kaçmaya çalışan Edip Karakeçi birçok yeere bu uyuşturucuları saklamaya çalışmış, muvaffak olamamış ve en sonunda sanığı bilmeden bir suça alet etmiştir. Sanığın tasarrufu ise merak saiki ile bu radyo-kaset ve çantayı -açıp uyuşturucuları bulduktan sonra başlamaktadır. Bu şartlar altında sanığın tasarrufun ticaret veya ard bir niyetle yapıldığı söylenemez.

Sanığın tasarrufunda izah edildiği şekilde bulunan uyuşturucunun cins ve miktarı dikkate alındığında tasarrufundan- önce ceryan eden olaylar ne kadr leyhine alınırsa alınsın yine de sanığa kamu faktörü dikkate alınarak caydırıcı ve ibret verici bir ceza verilmesi uygundur ve sanığa verilebilecek cezanın hapizlik cezası olması gerektiği kanaatindeyiz. Ancak yukarıda ser-dettiğimiz görüşler ve bu olgular ışığında sanığa verilen 4 yıl hapislik cezası müdahalemizi gerektirecek derecede fahiştir. Olayın seyri sanığın bu suça başkası tarafından itildiği ve tasarrufunun kısa bir süre sürdüğü ve uyuşturucular başkasının eline ge-çmeden polis tarafından ele geçirildiği ve suçun işleniş şekli dikkate alındığında sanığa verilebilecek en uygun cezanın mahkûmiyet tarihinden başlamak üzere iki yıl hapislik cezası olduğu kanaatindeyiz.

Netice olarak istinaf kabul edilir ve mahkUmiyet t-arihinden başlamak üzere sanığa iki yıl hapis cezası verilemsine oybirliği ile karar verilir.


(N. Ergin Salâhi) (Niyazi F. Korkut) (Taner Erginel)
Yargıç Yargıç - Yargıç

28 Haziran 1988

-


-6-



-


Full & Egal Universal Law Academy