Yargıtay Ceza Dairesi Numara 5/1980 Dava No 4/1980 Karar Tarihi 14.04.1980
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 5/1980 Dava No 4/1980 Karar Tarihi 14.04.1980
Numara: 5/1980
Dava No: 4/1980
Taraflar: Mehmet Yusuf Sayacıoğlu ile Başsavcılık arasında
Konu: İnsan öldürme - Öldürmeğe teşebbüs -Ceza tesbitinde ilkeler -Ceza aleyhine istinaf
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 14.04.1980

-D.4/80
Yargıtay/Ceza 5/80
(Dava No. 4245/79; Lefkoşa)
Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: Ülfet Emin, Başkan, Salih S. Dayıoğlu,
Niyazi F.Korkut.

İstinaf eden: M-ehmet Yusuf Sayacıoğlu, Kızılbaş.
-ile-
Aleyhine istinaf edilen: K.T.F.D. Başsavcısı.
A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Menteş Aziz.
Aleyhine istinaf edilen namına: Akın Sait.


İnsan öldürm-e - Fasıl 154 Ceza Yasasının 205. maddesi - Tabanca ile ateş ederek bir insanın ölümüne sebep olma.

Öldürmeğe teşebbüs - Fasıl 154 Ceza Yasasının 214(a) maddesi - Tabanca ile ateş ederek öldürmeğe teşebbüs.

Ceza tesbitinde ilkeler - İbret verici ceza ver-me ilkesi - Ölüme neden olma ve öldürmeğe teşebbüs gibi ağır suçların işlenmesini önlemek amacıyla suçun vehametiyle orantılı ibret verici ceza verilmesi.

Ceza aleyhine istinaf - İnsan öldürme ve öldürmeğe teşebbüs suçunda ceza takdiri - Ağır Ceza Mahkeme-sinin Sanığa, insan öldürme suçundan 15, öldürmeğe teşebbüs suçundan 7 yıl hapis cezası vermesi - Sanığın cezanın fahiş olduğuna ilişkin istinafı.

OLAY: Sanığın tabancayla ateş etmek suretiyle ölüme neden olduğu:
Maktül dünürü, yaraladığı Müşteki is-e damadıdır.
Sanık damadı ile aynı evde kalıyordu. Olaydan bir süre önce Sanık karısı ile damadı arasında cinsel ilişki olduğundan şüphelenmeye başlamıştı. Bu nedenle aile arasında başlayan kavgalar şiddetlenmiş ve Müşteki evden ayrılarak başka eve yerleşm-işti. Sanığın oğlu ise annesini alarak başka bir eve taşınmıştı. Karısı ve evlatları ile bağı kesilen Sanık kendisini ansızın boşlukta buldu ve yalnız hissetmeye başladı. Olay günü sabahleyin damadının ayakkabı dükkânına giden Sanık tabancası ile ona bir e-l ateş etti. Daha sonra damadının Yenicami mahallesindeki
evine giden Sanık damadının annesine 3 el ateş etti. Her iki
yaralı hastahaneye kaldırıldı. Kadın hastahaneye varmadan önce
öldü.

Sanık, insan öldürme ve öldürmeğe teşebbüs suçları-yla itham edildi.

Sanık Avukatı, Sanığın içinde bulunduğu ruhi durumu izah ederek kuvvetli tahrikler sonucu bu suçu işlediğini iddia etti ve Sanık lehine olan tüm faktörlerin dikkate alınmasını talep etti.

Ağır Ceza Mahkemesi oyçokluğuyla verdiği kararın-da Sanığa insan öldürme suçundan 15, teşebbüs suçundan 7 yıl hapis cezası verdi.
Sanık, cezanın fahiş olduğunu iddia ederek istinaf etti.

SONUÇ: Yüksek Mahkeme ceza tespitinde dikkate alınması gereken ilkelere değindi ve en önemli ilkelerin işlenen suçun -vehameti ile verilecek cezanın orantılı olması ve cezanın benzer suçun işlenmesini önleyici olması ilkesi olduğunu belirtti. Sanık tarafından işlenen suçların ağır suçlar olduğunu vurgulayan Yüksek Mahkeme, bu gibi suçların işlenmesini önleyecek ve ibret v-erici olacak bir ceza verilmesi gerektiği kanaatine vardı ve istinafı reddetti.

-------------

H Ü K Ü M

Ülfet Emin, Başkan: 11 Şubat 1980 tarihinde hükümlü Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 21 Eylül 1979 tarihinde Lefkoşada gayri kanuni olarak Tanj-u Müezzinoğlu'nu, tabanca ile ateş etmek suretiyle, öldürmeye teşebbüs ettiğinden ve ayni tarihte Lefkoşada, tabanca ile ateş etmek suretiyle Şerife Caferin ölümüne sebep olduğundan kabahatli bulunarak öldürmeye teşebbüs suçundan 7 sene ve ölüme sebep olma-k suçundan ise 15 sene hapis cezasına çarptırıldı. Hükümlü Ağır Ceza Mahkemesinin öldürmeye teşebbüs suçundan verdiği 7 sene hapis cezasının ve ölüme sebep olmaktan verilen 15 yıl hapis cezasının tam olgular değerlendirildiği zaman alenen fahiş olduğunu id-dia ederek Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği hapis cezasına karşı istinaf eyledi.

Olgular özetle şöyledir: Tanju Müezzinoğlu hükümlünün damadıdır. Maktül Şerife Cafer ise Tanju Müezzinoğlunun annesi ve hükümlünün de dünürüdür. Müştekinin Lefkoşada Asmaaltınd-a bir ayakkabı dükkânı Yenişehirde de bir ayakkabı fabrikası vardır. 1975 yılında hükümlünün kızı ile evlenen müşteki hükümlünün ikamet etmekte olduğu Kızılbaş'daki evinde oturmaya başlamış ve olaydan takriben 6,7 ay öncesine kadar hükümlü ile bu evi payla-şmaya devam etmişti. Mesleği kunduracılık olan hükümlünün kızının müşteki ile evlenmesinden bir müddet sonra Ayko'daki işini bırakarak müştekinin ayakkabı fabrikasında çalışmaya başlamıştır. Maktül Şerife Cafer ise olay
tarihinde Yenicami sokağında oturma-kta ve evinin bitişiğinde bulunan bir bakkal dükkânı çalıştırmakta idi. Olaydan bir müddet önce müşteki ile karısının bazı uygunsuz hareketlerini gören ve karısı ile müşteki arasından cinsel ilişki olduğu sonucuna varan hükümlü karısı ile çekişmeye başlamı-ştır. Bu çekişme ve sürtüşmeler giderek artmış ve evin huzuru bozulmuştur. Bu huzursuz durumun devam etmesi üzerine müşteki hükümlünün evinden çıkarak Yenicami sokağındaki annesi maktülenin evinin yanındaki bir eve yerleşmistir. Hükümlü ile karısı arasında-ki çekişmeler ve geçimsizlikler devam ettiğinden hükümlünün oğlu annesini yanına almış ve böylece hükümlü Kızılbaşdaki evinde tek başına kalmıştır. Hükümlü kısa bir müddet sonra müştekinin ayakkabı fabrikasındaki işinden vazgeçerek eniştesinin Asma Altında-ki fırınında işlemeğe başlamıştır. Karısı ve evlatlarıyle olan bağlarını kesen veya kesmeye zorlanan hükümlü kendini ansızın boşlukta ve yalnız bulmuştur. Bu yalnızlık ve tedirginlik nedeniyle hükümlünün bir ruhi bunalım geçirdiği kuşkusuzdur. 21 Eylül 197-9 günü sabahleyin çalıştığı fırına pek yakın bir mesafede bulunan müştekinin ayakkabı dükkânına giden hükümlü çarşı çantasında taşıdığı tabancası ile müştekiye bir el ateş açtıktan sonra bisikletine binip doğruca Yenicami mahallesine gitmiş ve maktuleye ta-bancası ile üç el ateş açtıktan sonra bisikleti ile oradan uzaklaşmıştır. Her iki yaralı Lefkoşa Hastanesine kaldırılmış müşteki derhal ameliyat edilmiş ve 12 gün tedavi gördükten sonra iyileşerek taburcu edilmiştir. Müştekiyi ameliyat eden Doktorun verdiğ-i rapora göre müştekinin sağ memesinin 0.5 cm sağından girip sol arka koltuk çizgisi ile meme hattının kesiştiği noktada bir adet kurşun çıkış deliği tesbit edilmiştir. Maktüle ise hastahaneye getirildiğinde ölü olduğu tesbit edilmiştir. Otopsi yapılmıştır- ve otopsiye göre sağ boyunda kulaktan takriben 6 cm altta giriş deliği olan ve çıkış deliği de sol yanakta takriben kulak memesinin 5 cm mesafede olan kurşun yarası ayrıca sol bel nahiyesinden kalça kemiğinden 5 cm yukarıda kurşun giriş deliği sağ memenin- üst dış kadranında giriş deliği olan ve sol üst memenin dış kadranında çıkış deliği olan kurşun yarası tesbit edilmiş ve kati ölüm sebebinin karatüs arter ve vena yubularisin parçalanması ile beynin kansız kalması akciğerlerin parçalanması neticesi hemopü-nonotoraks ve kalp temponatı, bağırsakların parçalanması ve boyundaki omurilik parçalanması olduğu tesbit edilmiştir. Olaydan sonra sabahleyin takriben saat 9.20'de polisin şikâyet odasına giden hükümlü, polis çavuşu İbrahim Fethi'ye müşteki ile anasını vu-rduğunu söyleyerek elinde taşıdığı çanta ile tabancasını teslim etmiştir. Aynı zamanda 7 adet canlı mermiyi de polise teslim etmiştir Tabanca polis tarafından muayene edilmiş şarjüründe 2 adet, namluda da bir adet canlı mermi bulunduğu görülmüştür. Hükümlü- olay günü ve daha sonra 1 Ekim l979 tarihinde Dr. Salih Ramadan tarafından muayene edilmiştir. Muayene raporlarına göre sadakat ve kıskançlık priokûpasyonu dışında genel ruhi melekeleri sağlıklı bulunduğu belirtilmektedir.

Ağır Ceza Mahkemesi huzurunda -davanın duruşması esnasında müdafaa avukatı hükümlünün içinde bulunduğu ruhi durumu anlattıktan
sonra maktülün vurma olayından hemen önce hükümlüyü patates yağmuruna tuttuğunu ve bu kuvvetli tahrikler sonucu hükümlü itham edildiği suçları işlediğini ileri -sürmüş ve kendiliğinden polise teslim olduğunu, olayın tahkikatında da polise yardımcı olduğunu ve zoplum içinde sevilen bir kişi olduğunu, suçu işlediği gün 61 yaşında olduğunu ileri sürerek Ağır Ceza Mahkemesinin hapis cezasını tespit ederken bunları yet-erli derecede nazarı itibara almadığını savundu. Ağır Ceza Mahkemesi hükümlünün itham edildiği suçların karısının kendi sini aldattığına inanarak, büyük kıskançlık duyduğu ve evlâtları ile sevdikleri tarafından tamamen terk edilerek bir yalnızlığa itilmesi- sonucu işlediğini kabul ederek hükümlüye, davanın bütün olgularını suçların işleniş tarzını, suçların vehametini, sanığın yaşını, durumunu sabıkası bulunmadığını, ve müdafaa avukatının ileri sürdüğü hafifletici sebepleri ve dava ile ilgili tüm sair hususl-arı nazarı itibara aldıktan sonra öldürmeye teşebbüs suçundan oy çokluğuyla 7 yıl ve öldürmekten de oy çokluğuyla 15 yıl hapis cezası verdi. Ağır Ceza Mahkemesi heyetinden bir yargıç ise başkan ile bir yargıç tarafından saptanan sırasıyle 7 ve 15 yıl hapis- cezasının fazla olduğunu öldürmeye teşebbüs suçundan 6 ve ölüme sebep olmak suçundan da 9 yıl hapislik cezasının uygun olduğunu belirtti.

Neticede Yasaya uyularak hükümlüye oy çokluğu ile öldürmeye teşebbüs suçundan 7 ve insan öldürme suçundan 15 yıl hap-is cezası verildi.

İlk Mahkemelerin herhangi bir suçluya verilecek olan cezayı tesbit ederken hangi ilkelerin nazarı itibara alınacağı hususları daha önce Yüksek Mahkememizin vermiş olduğu birçok kararlarda açıklıkla belirtilmiştir. Bu kararlarda belirtil-en ilkeleri aynen bu istinafta da belirtmekte herhangi bir yarar görmüyoruz. Ancak bu gibi hallerde en önemli ilkelerin verilecek olan cezanın işlenen suç veya suçların vehametine orantılı olması gerektiği verilecek olan cezanın suçu işleyeni veya başkalar-ını benzeri suç işlemesini önleyici nitelikte olması gerektiğidir. Bunlara ilaveten suçlarını kabul edip etmedikleri, polise yardımcı olup olmadıkları hususları da ceza tesbit edilirken nazarı itibara alınır. Ağır Ceza Mahkemesinin hükmünde belirttiği gibi- işlenen suçların her ikisi de ağır suçlardır ve bu gibi suçların önlenmesini sağlamak için ibret verici cezaların verilmesi gerektiğine kuşku yoktur.

Ağır Ceza Mahkemesinin Başkanı ile bir yargıcı hükümlünün lehine alınabilecek tüm hususları ve özellikle- suçların nasıl işlendiğini, hangi şartlar altında işlendiğini, hükümlünün yaşını göz önünde tuttuktan sonra hükümlüye öldürmeye teşebbüs suçundan 7 yıl hapis ve ölüme sebep olmak suçundan da 15 yıl hapis cezası vermeyi uygun görmüştür. Ağır Ceza Mahkemesi- heyetinin çoğunluğunun cezayı tesbit ederken hükümlünün lehine alınabilecek tüm hususları nazarı itibara aldığına kuşkumuz yoktur.

Kanımızca oy çokluğu ile Ağır Ceza Mahkemesi tarafından veri- len ceza uygun cezadır ve işlenen suçun vehametine orantılıd-ır. Cezalar fahiş değildir. Bu nedenle istinaf reddolunur.

Sonuç olarak istinaf reddolunur ve hapis cezasının mahkûmiyet tarihinden başlamasına emir verilir.

(Ülfet Emin)(Salih S. Dayıoğlu) (Niyazi F. Korkut)
Başkan Yargıç- Yargıç


14 Nisan 1980









Full & Egal Universal Law Academy