Yargıtay Ceza Dairesi Numara 50-51/2008 Dava No 3/2009 Karar Tarihi 19.03.2009
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 50-51/2008 Dava No 3/2009 Karar Tarihi 19.03.2009
Numara: 50-51/2008
Dava No: 3/2009
Taraflar: Mehmet Düzenli ile Başsavcılık arasında
Konu: Oldürmeye teşebbüs - Ağır yaralama
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 19.03.2009

-D.3/09 Birleştirilmiş
Yargıtay/Ceza 50-51/2008
(Mağusa Ağır Ceza Dava No: 4030/2007)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti: Mustafa H. Özkök,Gönül Erönen,Seyit A. Bensen.

Yargıta-y/Ceza 50/08
(Mağusa Ağır Ceza Dava No: 4030/2007)


İstinaf eden: Mehmet Düzenli,Merkezi Cezaevi- Lefkoşa
(Sanık)

-ile-

Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcısı- Lefkoşa

A r a s ı n d a.

İstinaf e-den namına: Avukat Süleyman Dolmacı
Aleyhine istinaf edilen namına: Savcı Mustafa İldeniz.


Yargıtay/Cezaa 51/08
(Mağusa Ağır Ceza Dava No: 4030/2007)


İstinaf eden KKTC Başsavcısı - Lefkoşa

--ile-

Aleyhine istinaf edilen : Mehmet Düzenli, Merkezi Cezaevi-
Lefkoşa
(Sanık)

A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Savcı Mustafa İldeniz
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Süleyman Dolmac-ı.


Gazi Mağusa Ağır Ceza Başkanı İlker Sertbay, Kıdemli Yargıç Peri Hakkı ve Yargıç Füsun Cemaller'in 4030/2007 sayılı davada 05.05.2008 tarihinde verdiği karara karşı Sanık ve Başsavcılık tarafından yapılan istinaflardır.




--------------

-H Ü K Ü M

Mustafa H. Özkök:Bu istinafta Mahkemenin hükmünü Sayın Yargıç Gönül Erönen okuyacaktır.
Gönül Erönen: Yargıtay/Ceza 50/08 ve 51/08 sayılı istinaflar, Sanığa Fasıl 154 Ceza Yasasının 4 ve 228(a) maddesine aykırı ağır surette yaralamak maksadıyla -22.6.2007 tarihinde rambo bıçağıyla vücudunun muhtelif yerlerine toplam 22 kez sokmak sureti ile PM Arman Nursal'ı ağır yaralamadan dolayı Mağusa Ağır Ceza Mahkemesinin Sanık aleyhine 5.5.2008 tarihinde verilmiş olan mahkumiyet sonrası 10 yıllık hapislik c-ezası aleyhine yapılmıştır.

Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi huzurunda Sanık aleyhine aşağıdaki davalar getirilmiştir:

Fasıl 154 Ceza Yasasının 214(a) maddelerine aykırı, 22.6.2007 tarihinde Gazimağusa'da kanuna aykırı bir fiil ile ve öldürmek kasdı ile PM Arm-an Nursal'ı 18 cm kesici ağız uzunluğu, toplam 28.5cm uzunluğundaki, 3.7 cm ağız genişliği olan bir tarafı kesici bir tarafı tırtıllı sivri uçlu, demir saplı haki renk iple sarılı Rambo bıçağı ile vücudunun muhtelif yerlerine toplam 22 kez sokmak sureti il-e öldürmeye teşebbüs etmek,
Fasıl 154 Ceza Yasasının 4 ve 228 (a). maddelerine aykırı birinci davada belirtilen ayni tarih ve yerde ağır surette yaralamak maksadıyla tasarrufunda bulundurduğu 1.suçun tafsilatında belirtilen bıçak ile vücudunun muhtelif yer-lerine toplam 22 kez sokmak suretiyle PM Arman Nursal'ı ağır yaralamak,
Fasıl 154 Ceza Yasasının 28(a) maddesine aykırı birinci davada belirtilen ayni tarih ve yerde alkollü sürüş yapmak suçundan rapor edilip tutuklanarak DJ998 plakalı araç ile trafik şube-sine sevk edildiği bir sırada PM Arman Nursal'ı birinci suçun tafsilatında belirtilen bıçak ile vücudunun muhtelif yerlerine toplam 22 kez sokarak etkisiz duruma getirdikten sonra DJ988 plakalı araç ile kaçmak suretiyle yasal tutukluluktan firar etmek,
Fas-ıl 154 Ceza Yasasının 80. maddesine aykırı birinci davada belirtilen ayni tarih ve yerde, alenen ve kanuni yetkiye sahip olmaksızın umuma açık bir yerde terör yaratabilecek bir şekilde tecavüzkar alet olan birinci suçun tafsilatında belirtilen bıçağı ve ağ-ız kısmı düz kırmızı gri renkli tornovidayı taşımak,
Fasıl 154 Ceza Yasasının 82(2), 85 ve 86. maddelerine aykırı birinci davada belirtilen ayni tarih ve yerde, umumi bir yerde evinden dışarıda ve kanuna aykırı olarak birinci suçun tafsilatında belirtilen -bıçağı taşımak,
Fasıl 159 Tecavüzi Silahlar Yasasının 2. ve 3. maddesine aykırı birinci davada belirtilen ayni tarih ve yerde, yasal yetkisi ve makul mazareti olmaksızın umumi bir yerde beraberinde tehlikeli silah sayılan, yani cana ve mala zarar vermek am-acıyla kullanılması tasarlanan ve birinci suçun tafsilatında belirtilen bıçağı ve ağız kısmı düz kırmızı gri renkli tornovidayı taşımak.

İddia Makamı Sanık aleyhine getirilen 1. dava ile ilgili(nolle) takipsizlik kararını Mahkemeye emare 1 olarak ibraz et-miş ve Sanık, 1. davadan serbest kalmıştır.

Sanık itham edildiği diğer tüm davaları kabul etmiştir.

Bunun üzerine İddia Makamı mesele ile ilgili olguları Mahkemeye şöyle aktarmıştır.

22.6.2007 tarihinde saat 02.25 de müşteki polis memuru DAÜ çemberi S-akarya çemberi istikametine doğru seyretmekte olan Sanık yönetimindeki DJ998 plakalı aracı durdurup yaptığı kontrolde, aracı süren Sanığın %132 promil alkol tesiri altında araç kullandığını tesbit ederek kendisini rapor edip tutuklamıştır.

Müşteki polis m-emuru 11. tanığa Sanığın alkollü olduğunu, kendisini şubeye sevketmesi gerektiğini söylemiş, 11. tanık da müşteki polis memuruna aracı vererek tutuklu ile birlikte şubeye sevketmesini söylemiştir. Ayni gün saat 02.30'da müşteki polis memuru konu aracın dir-eksiyonuna, Sanık sol ön yolcu koltuğuna, Sanık ile ayni araçta bulunan 2. tanık ise aracın arkasına binerek trafik şubesine gitmek üzere hareket etmişlerdir. Ayni konu araç ile hareket halinde iken Sanık ve 2. tanık müşteki polis memurundan 2. tanığı ikam-etgahına bırakmasını istemişler müşteki polis memuru da kabul ederek 2. tanığı uygun bir yerde bırakmışlardır. Sanık yolda giderken ısrarla müşteki polis memuruna kendisine bir tolerans tanımasını, kendisini yazmamasını istemiş ve her seferinde red cevabı -almıştır.

Müşteki polis memuru Ekor ekmek fabrikasının bulunduğu Sivas Sokağa girdiği esnada saat 02.38 de 12. tanık müşteki polis memurunun kullanımında bulunan cep telefonundan aramıştır. Müşteki polis memuru 12. tanığa şu an sana konuşamam dediği esnad-a Sanık ön sol yolcu koltuğu altında kanunsuz olarak taşıdığı toplam 28.5cm uzunluğunda, 18 cm kesici ağız uzunluğu bulunan 3.7 cm ağız genişliğindeki, bir tarafı kesici, diğer tarafı tırtırlı olan sivri uçlu demir saplı haki renk iple sarılı Rambo bıçağın-ı sol eline alarak direkt olarak müşteki polis memurunun boğazının sol tarafına sokmuştur. Bu esnada 12. tanık müşteki polis memurunun bağırmasını duymuştur. Müşteki polis memuru almış olduğu darbenin etkisi ile telefonu elinden düşürüp ayaklarını gaz peda-lından kaldırması üzerine araç yolun ortasında genç yapı market önünde durmuştur.Müşteki polis memuru kendisini korumak amacıyla Sanığın olduğu bölüme doğru dönüp, elleri ile kendisini engellemeye çalışmış, ancak sanık elindeki bıçak ile müşteki polis memu-runu ikinci kez boğazından, 4 kez yüzünden, 1 kez göğsünden, 1 çok kez kol ve bacaklarından bıçaklayarak ağır yaralamıştır. Müşteki polis memuru kendisini korumak amacıyla Sanığın elindeki bıçağı iki eliyle kavrayarak tutarak kendisini daha fazla bıçaklama-sına engel olmuştur. Sanık konu bıçağı çekip kurtaramayınca müşteki polis memuruna "bırak yoksa seni vururum" demiştir. Boğuşma esnasında Sanığın iki koltuk arasındaki boşluğa doğru kaymasından faydalanan müşteki polis memuru, soldaki yolcu koltuğuna geçip- sağ eli ile bıçağı tutmaya devam ederken sol eli ile kapıyı açıp canını kurtarmak amacıyla aşağıya inmiştir. Müşteki polis memuru aşağıya indiği esnada şapkası, cep telefonu, iki adet alkol çubuğu, araç içerisinde taşımakta olduğu bir adet kanlı alkolmetr-e cihazı ve üfleme hortumunu asfalt yol içerisine düşürmüştür. Hemen akabinde Sanık DJ 998 plakalı aracın direksiyonuna geçip ışıkları söndürdükten sonra büyük bir hızla patinaj yapıp olay yerinden kaçarak yasal tutukluluktan firar etmiştir. Müşteki polis -memuru etraftaki kişilerden polisi aramalarını istemiş ancak bu kişiler ilk etapta polise ulaşamamıştır. Bu kez 02.40'da polisi arayan 2. tanık Ekor Ekmek Fabrikasının önünde bir şahsın bıçaklandığını bildirmiştir. Müşteki polis memuru vaktin geçmekte oldu-ğunu düşünerek, The Dee Europan Hotel Kumarhanesi önüne giderek yardım istemiş ve kumarhane güvenlik görevlileri müşteki polis memuruna peçete getirerek boğazına tampon yapmasını sağlamışlardır. Yine o esnada Ekor Ekmek Fabrikasına doğru polis aracı ile ha-reket etmekte olan 15 ve 16. tanıklar Hotel Kumarhanesi önünde bulunan kişilerin kendilerine el salladıklarını görerek Hotel önüne gitmişlerdir. Müşteki polis memuru yanına gelen 15. tanığa "Aysergili Mehmet bıçakladı beni" demiştir. Beklenmekte olan ambul-ansın gecikmesi üzerine 15. ve 16. tanıklar müşteki polis memurunu polis aracı ile Hastahaneye götürmüştür.

14. tanık Dr. Mustafa Kalfaoğlu yaptığı muayenede; müşteki polis memurunun sol boynunda troit kıkırdak düzeyinde yaklaşık 3 cm kesici delici alet -girişi yeri ve buradan dışarıya hava çıkışı olduğunu ve emare 24 deki diğer ciddi yaralanmalar tesbit ederek durumunun acil olması nedeniyle müşteki polis memurunu hemen ameliyata alıp gerekli tedavisini yapmıştır.

Sanık olay yerinden kaçtıktan sonra Betü-l markete giderek marketi çalıştıran 3. tanığı arabasına alarak birlikte Döveç Brothers Ltd.'e ait inşaat alanındaki tankerin yanında durmuştur. Sanık bu esnada arabada bulunan müşteki polis memuruna ait polis şapkasını, iki adet alkol çubuğunu, olayda kul-landığı bıçağı ve bir de tornovidayı inşaat alanı karşısındaki çukur alana atmıştır. 3. tanık ise araçtan inip oradan ayrılmış ve Sanık da aracı ile Gülseren plajı karşısındaki ormanlık alan içerisine giderek konu aracı sakladıktan sonra aracın arka plakas-ını siyah bandla bandlayıp, aracı kilitleyerek yaya olarak oradan ayrılmıştır. Yapılan soruşturmada Yeni Boğaziçili Mehmet isimli şahsın Mehmet Düzenli olduğu tesbit edilmiştir. Bilahare Sanık 5. tanığın da müsadesini alarak 5. tanığın ikametgahında sakla-nmıştır. Ayni tarihte polis aldığı bilgi ışığında temin ettiği arama emri ile 5. tanığın ikametgahına gitmiş ve Sanığı tesbit etmiştir.

Müşteki polis memuru 19.7.2007 tarihinde Türkiye'de İstanbul İnternational Hastahanesine giderek Doktor tarafından sağ -el 3.,4.,ve 5., parmaklardaki tendonları ameliyat edilerek sağ kolunun 4 hafta atelde kalması, atel çıkartıldıktan sonra 3 hafta yapışıklık riski yüksek olduğundan yoğun fizik tedavi programına alınması gerektiği, 6 ay sonra ise diğer bıçak yarası izlerini-n azaltılması için ameliyata alınması gerektiği tesbit edilmiştir.

Müşteki son durumu ile ilgili olarak Mahkemeye bilgi vererek sağ el 3 parmağının tam olarak kapanmadığını, fizik tedavisinin halen devam ettiğini, Doktorların %70-%80 oranında iyileşme ola-cağını söylediğini, ancak tamamen iyileşmenin mümkün olmadığını söylemiştir.

Sanığın benzer sabıkası olmadığını söyleyen İddia Makamı, Sanığın 03.07.2007 tarihinden beri tutuklu bulunduğunu belirtmiştir.

Daha sonra söz alan Sanık avukatı Sanığın sebepsiz- olarak bu suçu işlediğini, polisten korktuğunu, olaydan iki gün önce arkadaşının polisler tarafından dövüldüğünü, o olayın aklına geldiğini ve suçu işlediğini, 21 yaşında genç bir kişi olduğunu, ilk andan nedamet getirdiğini, olay gecesi alkollü olduğunu,- 10 aya yakın cezaevinde olduğunu ve cezaevinin ne olduğunu çok iyi anladığını, üzgün ve pişman olduğunu, müştekiyi tazmin etmek için 70,000YTL'yi Mahkeme veznesine yatırdıklarını söyleyerek Sanığa mülayim davranılmasını talep etmiş ve parayı yatırdıkların-ı gösteren makbuzu emare 28 olarak ibraz etmiştir.

Ağır Ceza Mahkemesi Sanığı kendi ikrarı ve İddia
Makamının sunduğu olgular ve emareler ışığında aleyhine getirilen davalardan suçlu bulup mahkum etmiş ve 2.davadan 10 yıl hapislik, 3.davadan 3 yıl hapisl-ik, 4.davadan ise 1 yıl hapislik cezası vermiştir.

Bu karara karşı Sanık ve Başsavcılık karşılıklı istinaflar dosyaladılar.

Yargıtay/Ceza 50/08 sayılı istinaf mahkumiyet ve - - - - - - ceza aleyhine -2.davada verilmiş olan 10 yıl hapislik cezasının aşikar surette fahiş olduğu nedeni ile Sanık tarafından yapılmıştır.

Yargıtay/Ceza 51/08 sayılı istinaf ise verilmiş olan 10 yıl hapislik cezasının aşikar surette az olduğu nedeni ile Başsavcılık tarafında-n yapılmıştır.

İstinafın dinlenmesi sırasında Yargıtay/Ceza 50/08 sayılı istinaftaki mahkumiyet aleyhine olan yakınma geri çekilmiştir.

İstinaflar birleştirilerek dinlenmiştir.

Yargıtay/Ceza 50/08 sayılı istinaf ceza aleyhine yapılmış olup istinaf sebe-bleri 4 başlık altında olmakla birlikte İstinaf Eden Sanık Avukatı bunları 3 başlık altında topladı ve Mahkemeye hitapta bulunmuştur.

Yargıtay/Ceza 50/08 sayılı istinaftaki istinaf sebebleri şöyledir:
Ağır Ceza Mahkemesi Sanığın hiçbir neden olmaksızın s-uç işlediği bulgusu yapmakla ve/veya Sanığın korktuğu ve/veya alkollü olduğu nedeniyle suç işlediği ve bunun hafifletici olduğu bulgusuna varmamakla hatalı hareket etti ve/veya Sanığa 10 yıl gibi uzun süreli bir hapislik cezası vermekle ve/veya kısa süreli- bir hapisliği öngörmemekle hatalı hareket etti.
Ağır Ceza Mahkemesi bu tür suçta Sanığın ıslahı ile toplumu korumak arasında bir seçim yapmakla ve/veya toplumu korumak için etkili ceza verilmesini öngörmemekle ve/veya cezanın caydırıcılık niteliğini çok ö-n plana çıkarıp ceza tayin etmekle ve/veya Sanığın ıslahını da yeterince düşünmeyip 10 yıl gibi uzun süreli bir hapislik vermekle ve/veya kısa süreli bir hapisliği öngörmemekle hatalı hareket etti.
Ağır Ceza Mahkemesi Sanık ile ilgili çok detaylı Sosyal Ta-hkikat Raporunu hiç ve/veya yeterince nazarı itibare almadı.Sanığın alkolik bir babası olduğunu, babasının aileye karşı kayıtsız, ilgisiz olduğunu, evin geçimine katkı koymadığı, babası ile tartıştığı için evden ayrıldığı, baba ilgi ve şefkati olmadan büyü-düğü, genç yaşta hayata atılmak zorunda kaldığı ve bunun gibi sanık ile ilgili hususları tamamen gözardı etti ve/veya bunları yeterince değerlendirmeyip Sanığa 10 yıl gibi uzun süreli hapislik vermekle ve/veya kısa süreli bir hapisliği öngörmemekle hatalı -hareket etti.
Ağır Ceza Mahkemesi kararında Sanık ve lehine hafifletici sebep olarak ileri sürülen hususları çok yüzeysel geçti ve/veya ceza takdir ederken çok büyük oranda ağırlığı kamu menfaatine, caydırıcılığa, ibret teşkil etmesine olaya toplumun infia-line verdi ve/veya suçu işleyen Sanığa değil suça ceza tayin etti ve/veya bunu yapmakla hatalı hareket etti.

İstinafın dinlenmesi sırasında Savunma avukatı birinci başlık altındaki hitabında:

Sanığın suçu alkollü içki tesiri altında işlemesi ile ilgili S-anığın psikolojik durumunu izah etmiştir ve özetle; alkollü içkinin Sanığa yaptığı etkiyi kaale almadan nedensiz bir fiille suçu işlediği hususunda bulguya varmakla Ağır Ceza Mahkemesinin hata ettiğini iddia etmiştir.

2. ve 4. istinaf sebebleri başlığı a-ltındaki hitabında ise, bu gibi suçlara verilmiş olan cezalar dikkate alındığı zaman Sanığa verilmiş olan cezanın aşikar surette fahiş olduğundan yakınmıştır. Müştekinin polis olmasının ağır bir etken olmakla beraber, bir polise karşı işlenmiş olan bu fiil-in cezasının çok fahiş olduğu görüşünde olup polislere karşı işlenmiş olan suçların yaygın olmadığını belirtmiştir.

3. istinaf sebebi başlığı altındaki yakınmasında ise, İstinaf Eden Sanık avukatı Ağır Ceza Mahkemesinin Sanığın 21 yaşında olması nedeni i-le sunulmuş olan Emare 28 Sosyal Tahkikat Raporuna gerekli önemi vermesi gerektiğini, ancak Ağır Ceza Mahkemesinin bunu hiç dikkate almadığını ileri sürmüştür. Ağır Ceza Mahkemesi "suça değil suçluya ceza vermesi" gerektiğini belirterek Mahkemenin müştekin-in yaraları hakkında abartıya gittiğini, kalıcı herhangi bir durumun olmasının müştekinin yaralarına geç müdahale edilmesinden dolayı olduğunu ve Sanığın müştekiyi tazmin ettiği halde bu önemli hususların Mahkemece değerlendirilmediğini belirterek, verilmi-ş olan cezanın değiştirilmesini istedi.

Yargıtay/Ceza 50/08 sayılı istinafta söylenenlere cevaben ve Yargıtay/Ceza 51/08 sayılı istinafı desteklemek bakımından verilmiş olan 10 yıllık uzun süreli hapislik cezasının aşikar surette az olduğu hususunda Mahk-emeye hitapta bulunan Başsavcıyı temsilen Savcı, şu hususları ileri sürmüştür:

Yargıtayın, Bidayet Mahkemesinde verilmiş olan herhangi bir cezaya müdahale etmesi için bir çok içtihat kararlarında Mahkemenin ceza takdir ederken nazarı dikkate alması gereke-n hususları dikkate almamasından ve dikkate almaması gereken hususları da nazarı dikkate alması hallerinde söz konusu olabileceğini, Sanığın hiçbir neden olmadan bu suçu işlediğini veya korktuğu veya alkollü içki tesiri suçu işlediğini dikkate almamakla ha-ta ettiği ile ilgili savunma avukatının iddiaları ile hemfikir olmadığını, Sanığın suçu işledikten sonra tutum ve davranışları da dikkate alındığında Sanığın işlediği suçla ilgili ağırlaştırıcı faktörlerin ön planda olduğunu, Sanığın nedamet ve pişmanlığın-ı gösterecek herhangi bir hareketi olmadığını, Fasıl 154 madde 13 tahtında alkollü içki tesiri altında suç işlemeyi hafifletici neden olarak dikkate almadığını, olguların bunu gösterdiğini, suçun görevini yerine getirmeye çalışan bir polise karşı işlendiği-ni, polisin herhangi bir tahrik edici hareketi olmadığını, işlenmiş olan suçun haklılığını gösterecek polisin bir hareketi olmadığını, müştekinin almış olduğu yaralardan dolayı bir şans eseri halen hayatta olduğunu, bu tür suçlara verilecek olan cezanın sa-dece Sanığı düşünerek değil ibret verici ve caydırmak için verilmesi gerektiğini, yani amme menfaatını koruma faktörünün ağırlık kazanması gerektiğini, Ağır Ceza Mahkemesi önünde bu davaya benzer ve vahim yaralama ile ilgili istatistiki bilgilerin bu tür s-uçların yaygın olduğunu gösterdiğini belirterek, verilen cezanın aşikar surette az olduğu nedeni ile cezanın artırılması gerektiğini söylemiştir.

Huzurumuzdaki meselede suçun işlendiği tarih olan 22.6.2007 tarihinde henüz 21 yaşında olan genç bir suçlu va-rdır. Hakkında tanzim edilen sosyal tahkikat raporu da mevcuttur.
Sanık ile ilgili hazırlanan Sosyal Tahkikat Raporu şu hususlara yer vermiştir:
"Aile reisi olan babanın alkolik bir kişiliğe sahip olduğunu ailesine karşı kayıtsız ilgisiz olduğunu, evin ma-ddi ve manevi ihtiyaçlarını Sanığın annesinin yüklendiğini, evde genç sanık ve babası arasında sürekli tartışma ve sürtüşme durumları olduğunu Sanığın Lise 2'ye kadar okumuş ve sonradan okuldan ayrıldığını muhtelif yerlerde çalışmış olan sanığın arkadaşlar-ının yanına gidip birlikte yaşamaya başladığını, Sanığın içe dönük bir kişiliğe sahip olduğunu, olay tarihinden 6 ay kadar önce evden ayrılmış olduğunu, babasının alkol bağımlılığı nedeni ile ev içinde yaşanan maddi ve manevi sorunlar nedeni ile babası ile- sürekli tartışması onun evden ayrılmasına sebep olduğunu, ancak annesi ile olan sıcak ilişkileri nedeni ile hemen hemen her gün annesini ziyaret ettiğini, genç Sanığın öncelikle aile ortamında alkol kullanan bir baba figürü ile karşı karşıya kaldığını dah-a çok annesinin aşırı ilgisi ile büyüyen Sanık bu gelişim sürecinde de kendisini daha çok gösterme, isbat etme içgüdüsünün kendisinde oluştuğunu bu gelişme sürecinde ilgi alanı olarak vücut geliştirme sporu ile uğraştığını, güvenlik gibi yerlerde çalışması- bunun bir göstergesi olabileceğini, genç Sanığın tek kötü alışkanlığının sigara ve alkol olduğunu, özel yaşamında çok problem yaşamış olması bugünkü duruma düşmesine etken olduğunu..."
belirtmiştir.

Sosyal Tahkikat Raporundan görülebileceği gibi öz-el ve ailevi durumu Sanığın bu suçu işlemesinde önemli bir faktör ve kışkırtıcı etkisi olmuştur. Bu hususlar Sanığın vermiş olduğu gönüllü ifadesinden de anlaşılmaktadır.

Konu ile ilgili gönüllü ifadesinde Sanık suçun oluş şeklini şöyle izah etmiştir:
"D-ün akşam arkadaşım Doğan Kurt ile beraber Şok marketten simit dünyasına doğru benim kullandığım DJ988 plakalı araç ile seyir halinde iken beni polisler durdurdu. İlk önce ehliyetimi sordu sonra alkol alıp almadığım soruldu. Bu polisi daha önce birkaç kez k-ontrollerden gördüm yanılmıyorsam adı Arhım falandı. Ben evet aldım hiç ikiletmedim. Alkol kontrolü yapacağız dedi. Ben de tamam dedim arabadan indim. Alkolümü ölçtüler amivim üzerinde 130 yazıyordu alkolün fazla dedi merkeze polis karakoluna gitmemiz gere-kiyor işlem yapılması için dedi. Dümen tarafına geçti ben yanına oturdum arkadaşım Doğan arkaya oturdu. Ondan sonra Doğanı Lemarın avlusundan çemberden soldan 200-250 metre ileride koltuk döşeme dükkânına bıraktık. Ayni şekilde karakola gitmek için döndük -yolda giderken kendisine bir tolerans tanımasını istedim ceza yemememe yönelik. Ondan sonra ben konuşurken telefonda görev arkadaşı çavuşun aradığını görevini yaptığını tolerans tanıyamayacağını söyledi. Ondan sonra Ekor Ekmek Fabrikasının ordan geçerken b-en tekrar ısrarcı bir şekilde tolerans göstermesini istiyordum kendisi tekrar birşey yapamayacağını alkolümün fazla olduğunu söyledi. Yardımcı olamayacağını söyledi. Tam Ekor Ekmek Fırınının yanına yaklaşırken arabanın sağ ön koltuğunun altında benim oturd-uğum koltuğun altında olan sivri burunlu el büyüklüğünden biraz daha büyük bıçağı aldım bunları askeriyede bulundururlar. Bıçağı sol elime aldım. Doğrudan birşey söylemeden birinci hamleyi boğazına sapladım. Son iki üç haftadır sürekli içiyordum. İşsizdim -aile sorunlarım olduğu için problem yaşıyordum. Birşey daha söylemek istiyorum arabada giderken memur normalde cezan 900 milyon kusurdur içeriye de atılırsın ama arkadaşımı bıraktıktan sonra karakola gidince tekrar alkol testi istersin belki alkolün düşük -çıkar kurtarırsın demişti. Boğazının kenarına iki kere ondan sonra yüzüne batırdım üzerime kanı sıçradı. Haykırdığını işitiyordum kendisi de kanı görünce kan üzerime sıçrayınca o anda kendime geldim ve zaten bırak beni diyordu kendisine arabadan inmesini s-öyledim. Arabadan indi ben de arabaya atladım olay
yerinden ayrıldım. Çırpınınca iki kez de sağ ayağına geldiğini hatırlıyorum o kadarını hatırlıyorum................ ................................................................
Az önceki sözlerimin te-krarı olacak ama yazmanızı isterim. Uzun süredir etkisinde olduğum sorunlardan dolayı ailevi ruhsal ve duygusal 9 işlemiş olduğum suçtan ötürü içine girdiğim çıkmazı pişmanlığımla beraber farkında olup öncelikle hayatına kastettiğim memur bey tüm görev ark-adaşları ve görev arkadaşlarından yanında bulunan memur beylerin huzurunda özür dilerim. Ben Vahabın yanına sabah olmadan dört dört buçuk gibi gitmiştim."


22/6/2007 tarihli Dr. M. Kalfaoğlu'nun muayene raporunda Müştekinin almış olduğu yaralar şöyle if-ade edilmiştir:
"Şuur açık, korpere ozante boyunda solda tiroid kıkırdak düzeyinde yaklaşık 3cm kesici delici alet giriş yeri ve buradan dışarıya hava akışı mevcut. Boyun sağ yanda troid kıkırdak düzeyinde paralelinde (kesici delici alet) kesisi,alt dudakt-a üst dudakta,dudak sağ laberalinde,her iki ön kol her iki el, yüzde çok sayıda,parmaklarda çok sayıda (kda) kesisi sağ el 2.3.ve 4. parmakta endon kesileri,sağ uyruk ve nutesta KDA giriş yerleri ve kesiti mevcut. Batuk ribi ve defes ø Thx. Stabil AC sesle-ri olağan Başın ve throx üst kısmında cilt altı anfrezeni mevcut. Hasta acil operasyona alındı. Laynx kesisi tamir edildi. Tüm kesis sitore edildi. Tendon kesisine onarıma bırakıldı. Per op.ozefosgostopi yapıldı.Normal değerlendirildi. Post operatif donele- sorunu olmayan hasta 45 gün istirahat verilerek ekstene edildi".

Gerek mahkeme huzurunda sunulmuş olan olgular ve bulunan diğer şahadet gerekse ilgili rapordan anlaşılan odur ki, müştekinin boyun hizasına almış olduğu yaralar çoğu boğuşma esnasında meyda-na gelen yaralardır ve ellerindeki yaralar hariç diğer yaralarda iyileşme olmuştur ve boyunda kalıcı bir durum olmamıştır.

Ağır Ceza Mahkemesi yerinde bir yaklaşımla Sanığın alkollü içki tesiri altında olduğu bir sırada suçu işlemiş olduğu hususuna fazl-a değer vermemiş ve kararının gerekçelerinin büyük bir kısmında cezayı takdir ederken dikkate aldığı hususlar, bu gibi suçların işlenmesinde toplumu korumak ve bu gibi suçların yayılmasını önlemeye yöneliktir. Başka bir deyişle Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi a-mme menfaatini ön planda tutmuştur. Kararının bir kısmında ceza takdir ederken Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi şunları demiştir:

"Bazı suçlarda sanığı ıslah edecek cezayı düşünmek yeterli değildir. Bunlar kamu yararının ön plana geçtiği suçlardır. Doğrudan top-lumun zarar gördüğü suçlar böyledir. Suçun mağdurunun büyük zarar gördüğü tekrarlanma ve yaygınlaşma olasılığı büyük olan suçlar da böyledir. Bu tür suçları işleyen suçlunun sadece kendisini düşünmek ve onu ıslah edecek cezayı bulmakla yetinmek bizi yanılt-ıcı bir sonuca götürebilir. Çünkü o sanığın bir daha ayni suçu işlemesi söz konusu olmayabilir. Ancak toplum içinde benzer suçları işleme eğiliminde olan başka kişiler vardır. Kamu yararı ilkesinin ağırlık kazandığı suçlarda "acaba nasıl bir ceza benzer su-çları işleme eğiliminde olan kişileri suç işlemekten caydırabilir." sorusu sorulmalıdır. Bu sorunun yanıtı doğru cezayı tespit etmemize yardımcı olacaktır. Verilecek ceza o sanık için ağır görünse bile toplumu korumak ve toplumda daha büyük acılar çekilmes-ini önlemek için etkili bir ceza vermek zorunlu olacaktır.
Sanığın işlemiş olduğu suçun son derece vahim ve ciddi bir suç olduğu ortadadır. Yasa koyucunun bu suç için öngördüğü müebbet hapis cezası da bunu açık surette ortaya koymaktadır. Üstelik bu suç g-örevini doğru dürüst bir şekilde ifa etmekte olan bir polis memuruna karşı ve hiçbir neden olmaksızın işlenmiştir. Sanık polis memurunu 2 kez boğazına olmak üzere vücudunun muhtelif yerlerine toplam 22 kez bıçak sokmak suretiyle ağır surette yaralamıştır. -Polis memurunun almış olduğu bıçak darbelerine baktığımızda ölmemiş olması tamamen şans eseridir. Müştekinin boğazından almış olduğu bıçak darbeleri sonrasında boğazı kesilmiş ve boğazından dışarıya hava çıkışı mevcut olup yaralanmalar vahim ve çok ciddi b-ir boyutta idi. Sanığın kullanmış olduğu emare 21 bıçak, tarafımızdan incelenmiş olup son derece tehlikeli, ürkütücü, öldürücü veya zarar verici yaralanmalara sebebiyet verebilecek nitelikte bir bıçaktı.
Toplumumuz polis mensuplarına karşı son derece saygı-lı ve onlara karşı her zaman anlayışlı ve hoşgörülü davranmaktadır. Toplumumuzda polise karşı gelmek, direnmek, küfretmek ve darp gibi fiiller dahi işlenmemektedir. Böylesi fiilleri modern ve çağdaş bir toplum olan toplumumuz kabul etmemekte hoş görmemekte- iken huzurumuzdaki hunharca işlenmiş böylesi bir suçu hoş görmesi veya kabullenmesi asla mümkün değildir."


Ağır Ceza Mahkemesi kararında Sanığın alkollü olduğu gerekçesi dışında savunma tarafından Sanığın bu suçları neden işlediğini ortaya koyabilecek -herhangi bir şey söylemediğini, olayın mahiyeti ve işleniş şekli dikkate alındığında alkollü olmasının cezayı hafifletici bir faktör olmadığını, Sanığın müştekinin zararını tazmin etmek amacıyla 70.000YTL ödediğini, bunun müştekinin zararını giderdiğini ve- Sanığın nedametini yansıttığını belirtmiştir. Suçunu kabul edip Mahkemeye yardımcı olduğunu dikkate alan Mahkeme Sanığa 10 yıl hapislik cezası vermiştir.

Huzurumuzdaki meselede görülebileceği gibi Sanık suçun işlendiği tarih olan 22.6.2007 tarihinden it-ibaren Ağır Ceza Mahkemesi kararının okunduğu tarih olan 5.5.2008 tarihine kadar 11 ay hükümsüz tutuklu kalmıştır.

Sanığı hangi ciddi etkenler suça yöneltmiş olabileceği ile ilgili Mahkemeye sunulan Sosyal Tahkikat Raporuna Ağır Ceza Mahkemesi hiç bir şe-kilde değinip değerlendirmediği dikkatimiz çeken hususlar arasında bulunmaktadır.

Sanık genç suçlu kategorisine giren bir kişidir. Hernekadar da Sanığın bıçaklamadan sonra olay yerinden kaçması leyhine alınabilecek bir husus olmasa bile,yaşının da bu gibi- davranmasına etkisi olabileceği, keza suçu işlemesinden sonra olgun bir kişi gibi düşünemeyip olabilecek olanların korkusu içinde olay yerinden kaçmayı seçmesi ve arkadaşlarına sığınmasına genç yaşının etken olmuş olabileceğinin kabul edilmesi gerekir.

A-ğır Ceza Mahkemesinin Sanığın yaşına ve içinde bulunduğu psikolojik ve özel duruma da herhangi bir önem vermediği açıkca görülmektedir.

Bu hususlar Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ceza takdir edilirken dikkate alınabilecek veya alınması gereken hususlar- arasında idi ve Ağır Ceza Mahkemesi önünde bulunmaktaydı. Ağır Ceza Mahkemesi olması gerektiği şekilde amme menfaatini ön planda tutmuştur. Ancak bunu yaparken Ağır Ceza Mahkemesinin kararında cezaların kişiselliği ve amme menfaatini koruma prensipleri ar-asında bir denge kurulmuş olduğu söylenemez.

Gerçekte ağır yaralama fiillerine karşı ibret verici cezalar verilmesi gerekir ve bu gibi suçların yaygın olduğu da kabul edildiğinde verilmesi kaçınılmaz hapislik süresini belirlerken birçok faktör de gözönün-de bulundurulabilir.Bu meselede bilhassa Sanığın genç suçlu olduğu,suçu hangi etkenler altında işlediği,içinde bulunduğu psikolojik ve ailevi durumu da göz önünde bulundurulması gerekirdi. Ağır Ceza Mahkemesinin bunu yaptığı söylenemez.

Ağır Ceza Mahkeme-sinin belirttiği gibi toplumumuzda genelde polislere karşı gelmek, direnmek, küfür etmek ve darp fiileri işlenmemektedir. Yani polislere karşı işlenen suçlar ülkemizde yaygın suçlar değildir. Ancak her kim isterse olsun bir gerçek daha vardır ki ülkemizde -darp ve vahim yaralama suçlarında bir artış vardır. Sanığın müştekinin boğazına yaptığı ilk bıçaklama hamlelerinden sonra kendine gelmiş olup müştekinin arabadan inmesini istemiştir. Bunu müşteki yapmamıştır ve bir yerde müştekinin ellerine ve vücudunun mu-htelif yerlerine almış olduğu yaralar Sanığın bıçaklama hamlelerinden değil, Sanıkla boğuşma esnasında Sanığın elindeki bıçağı tutmaya çalıştığı esnada meydana geldiği anlaşılmaktadır. Keza kendi tarafındaki kapıdan inmeye çalışmak yerine Sanığın oturduğu -koltuğun yanındaki kapıdan inmeye çalışması müştekinin yaralarının artmasına da ayrı bir neden olmuştur. Başka bir deyişle müştekinin ellerine almış olduğu yaralar Sanığın bıçağı saplamasından değil, Sanıkla bıçağı tutmak çabası ile çırpınma esnasında meyd-ana geldiği anlaşılmaktadır.

Ancak suçun vehametinin küçümsenmemesi gerekir ve doğru bir yaklaşımla Ağır Ceza Mahkemesinin Sanığa uzun süreli hapislik cezası vermekle hatalı davrandığı söylenemez, çünkü bu gibi suçları işleyen kişilere tabii ki cayd-ırıcı ve ağır ceza verilmesinin Mahkemelerin görevi olduğunun teslim edilmesi gerekir.

Ancak Ağır Ceza Mahkemesi Sanığa bu cezayı verirken cezaların kişiselliği ile amme menfaatini koruma arasındaki dengeyi 10 yıl hapislik cezası vermekle korumadığı,dikka-te alması gereken hususları dikkate almadığı cihetle bu cezanın mevcut olgular çerçevesinde aşikar surette fahiş olduğu görüşündeyiz ve müdahalemizi gerektirecek şekilde bir ceza verildiğinden değiştirilmesi gerekir.

Neticede, istinafı değerlendirmemi-z sırasında tüm yukarıda belirtmiş olduğumuz hususlar ışığında Sanığa 2. davadan verilmiş olan 10 yıl hapislik cezasının tüm olgular çerçevesinde aşikar surette fahiş olduğu nedeniyle,bu cezanın, suçun vehametini vurgulayan,amme menfaatini koruyan, bilhass-a suçun işlenişi sırasında Sanığın yaşını ve kişisel ve psikolojik durumunu dikkate alan, bu gibi suçları işlemeyi düşünen kişileri caydırmayı ve ibret verici en uygun ceza olarak gördüğümüz 6 yıl hapislik cezasına değiştirilmesi gerektiği inancındayız.

S-onuç olarak,Sanık Yargıtay/Ceza 50/08 sayılı istinafında başarılı olmuştur.

Sanığa 2. davadan verilmiş olan 10 yıl hapislik cezasının 6 yıla indirilmesine ve cezanın verilmiş olan diğer hapislik süreleri ile birlikte mahkumiyet tarihinden başlamasına kara-r verilir.

Yargıtay/Ceza 51/08 sayılı istinaf ise red ve iptal edilir.



Mustafa H. Özkök Gönül Erönen Seyit A. Bensen
Yargıç Yargıç Yargıç


19 Mart 2009






















İddia makamı olgular-ı izah ederken Sanığın gönüllü ifadesini emare 2, kroki ce çözüm anahtarını emare 3, Sanık ile ilgili doktor raporunu emare 4, yazılı dava tebliği ve cevabını emare 5, analiz raporunu emare 6, Sanık ve müştekinin telefon dökümelrini emare 7, resimleri emar-e 8, alkol test roporunu emare 9, araca ait fotğraf albümü ve analiz raporunu emare 10, arama emirlerini emare 11, Sanık müştekinin bölgesel telefon dökümlerini emare 12, müştekinin silahının envanter tutanağını emare 13, alkolmetre üfleme çubuğunu emare 1-4, müştekinin elbiselerini emare 15, DJ998 plakalı araçta bulunan paspas, saat, çakmak, kılıflar ve örtülü plakayı emare 16, kanlı havluyu emare 17, sanığın elbiselerini emare 18, 4 adet cep tlefonu emare 19, müştekinin şapkası ve alkol üfleme çubuklarını -emare 20, bıçak ve kılfını emare 21, tornovidayı emare 22, iki adet cep telefonu emare 23, müşteki ile ilgili doktor raporunu emare 24, sanık ile ilgili 2 adet raporu emare 25, müşteki ile ilgili 7 adet raporu emare 26, Sosyal Tahkikat raporunu emare 27 ol-arak ibraz etmiştir.




17











Full & Egal Universal Law Academy