Yargıtay Ceza Dairesi Numara 5-7/2020 Dava No 6/2022 Karar Tarihi 13.04.2022
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 5-7/2020 Dava No 6/2022 Karar Tarihi 13.04.2022
Numara: 5-7/2020
Dava No: 6/2022
Taraflar: Baver Çoban ile KKTC Başsavcısı arasında
Konu: Cinsel tecavüz - cinsel tecavüz suçunun unsurları - şahadet - cinsel tecavüz suçlarında sanığın mağdurun rızasının varlığını ispat etme zorunluluğu - istinafın reddi
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 13.04.2022

-D. 6/2022 Birleştirilmiş
Yargıtay/Ceza No: 5/2020 - 7/2020
(Girne Ağır Ceza No: 4549/2019)
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti: Bertan Özerdağ, Beril Çağdal, Peri Hakkı

-Yargıtay/Ceza No: 5/2020
(Girne Ağır Ceza No: 4549/2019)

İstinaf eden: Baver Çoban, Merkezi Cezaevi - Lefkoşa
(Sanık)

ile

Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcısı - Lefkoşa
- (Davayı İkame Eden)
A r a s ı n d a.
İstinaf eden namına: Avukat Adnan Ulunay
Aleyhine istinaf edilen namına: Savcı Emine Taşkın

Yargıtay/Ceza No: 7/2020
(Girne Ağır -Ceza No: 4549/2019)

İstinaf eden: KKTC Başsavcısı - Lefkoşa
(Davayı İkame Eden)

ile

Aleyhine istinaf edilen: Baver Çoban, Merkezi Cezaevi- Lefkoşa
- (Sanık)
A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Savcı Emine Taşkın
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Adnan Ulunay

Girne Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Füsun Cemaller, Kıdemli Yargıç Rauf Kürşad ve Yargıç Mine G. Ozankaya'nın 4549/201-9 sayılı davada, 24.1.2020 tarihinde verdikleri karara karşı, Sanık ve İddia Makamı tarafından yapılan istinaflardır.

-----------

K A R A R

Bertan Özerdağ: Yargıtay/Ceza 5/2020 sayılı istinafta İstinaf Eden, Yargıtay/Ceza 7/2020 sayılı istinafta ise a-leyhine istinaf edilen olan Sanık (bundan böyle sadece Sanık olarak anılacaktır) ve Yargıtay/Ceza 5/2020 sayılı istinafta Aleyhine İstinaf Edilen ve Yargıtay/Ceza 7/2020 sayılı istinafta ise istinaf eden İddia Makamı (bundan böyle sadece İddia Makamı olar-ak anılacaktır) tarafından yapılan karşılıklı istinaflardaki olgular ve Alt Mahkemenin ceza takdiri bu istinaf altında birlikte incelenmiştir.

İSTİNAF İLE İLGİLİ OLGULAR

Sanık aşağıdaki davalardan itham edildi;

"İTHAM OLUNDUĞU SUÇ
1. Dava

20/2014 say-ılı yasa ile tadil olunan Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 143 A(1)(2)(4), 144(1) ve 145. maddelerine aykırı cinsel tecavüz.

SUÇUN TAFSİLATI

Sanık, 10.02.2019 ile 11.02.2019 tarihleri arasında Girne'de, Ozanköy Spor Kulübü futbol sahası binasının üst katında b-ulunan basın ve gözlem odasının tuvaletleri içerisinde, C.G. isimli bayanın rızası olmaksızın penisini, ağzına ve vajinasına sokmak suretiyle mezkûr şahsa 2 kez cinsel tecavüzde bulundu.

İTHAM OLUNDUĞU SUÇ
2. Dava

20/2014 sayılı yasa ile tadil olunan F-asıl 154 Ceza Yasasının 143(A) ve 148. maddelerine aykırı cinsel dokunulmazlığı ihlal amacıyla alıkoyma.

SUÇUN TAFSİLATI

Sanık, birinci davada belirtilen tarih ve mahalde, C.G. isimli bayanı cinsel dokunulmazlığı ihlal amacıyla alıkoydu.

İTHAM OLUNDUĞU -SUÇ
3. Dava

Fasıl 154 Ceza Yasasının 91(c) maddesine aykırı şiddet tehdidi.

SUÇUN TAFSİLATI

Sanık birinci davada belirtilen tarih ve mahalde, C.G.'nin kanunen yapmak hakkına sahip olduğu bir fiili yaptığından dolayı, şahsına zarar vereceği hususunda te-hdit etti, yani mezkûr şahsa "Lavaboya girmezsen çok kötü şeyler olacak, buradan çıkamazsın, seni öldürürüm" sözlerini söylemek suretiyle şiddet tehdidinde bulundu.


İTHAM OLUNDUĞU SUÇ
4. Dava

Fasıl 154 Ceza Yasasının 243.maddesine aykırı hakiki bedens-el incinmeye sebep olan darp.

SUÇUN TAFSİLATI

Sanık birinci davada belirtilen tarih ve mahalde, C.G.'nin vücudunun muhtelif yerlerine elleri ve ayakları ile vurmak suretiyle darp ederek mezkûr şahsın hakiki bedensel incinmesine sebep oldu."


Sanığın it-ham olduğu bu meseledeki olguları şöyle özetledik;

Sanık ile Müşteki TC vatandaşı olup KKTC'de üniversite öğrencisi olarak bulunmaktaydılar. Sanık olay tarihinde Girne Üniversitesi Uzay ve Havacılık Bilimleri bölümünde kayıtlı olup hazırlık bölümünde oku-maktaydı. Müşteki ise aynı üniversitenin pilotaj bölümünde eğitim görmekteydi. Hem Sanık hem Müşteki üniversitenin Park Palace isimli yurtlarında ikamet etmekteydiler.

Olgularla ilgili Alt Mahkeme, huzurunda sunulan şahadeti değerlendirdikten sonra mese-ledeki ihtilafsız olguları belirlemiştir. Bu olgular huzurumuzdaki istinafta da ihtilaf konusu yapılmadığından kararımızda aynen yer veririz;

"1- Sanık Müştekinin erkek arkadaşı idi.
2- Sanıkla Müştekinin Aralık 2018 tarihinden sonra inişli çıkışlı bir i-lişkileri bulunmaktadır.
3- Sanıkla Müşteki ilişkileri boyunca birçok kez cinsel birliktelik yaşamışlardır.
4- Sanıkla Müşteki 10.2.2019 tarihinde saat 20.00 raddelerinde Park Palace Residence yurdundan birlikte çıkmış ve 11.2.2019 tarihinde saat 01.00 ra-ddelerinde yurda geri dönmüşlerdir.
5- Sanıkla Müşteki 10.2.2019 tarihinde yurttan birlikte çıktıktan sonra birlikte Ozanköy futbol sahasının gözlem odasına gitmişlerdir.
6- Sanıkla Müştekinin ilgili tarihte birlikte oldukları süreler içerisinde yanları-nda başka biri bulunmamaktadır.
7- Sanıkla Müşteki 10.2.2019 tarihinde gitmiş oldukları Ozanköy Futbol Sahasının gözlem odasının tuvaletinde hem oral hem de vajinal olarak cinsel ilişki yaşamışlardır."

Müşteki takriben 11.2.2019 tarihinde Sanıkla ya-şamış olduğu cinsel ilişki sonrasında polise, Sanığın kendisine yönelik yasaya aykırı olarak 2 kez cinsel tecavüz fiilinde bulunduğu ve kendisini darp ettiği hususunda şikâyette bulundu. Müşteki bu cinsel ilişkinin rızası hilafına vuku bulduğunu beyan etti-.

Sanık ise 10.2.2019 tarihli cinsel ilişkinin Müştekinin rızası ile gerçekleştiğini ileri sürerek bu iddiaları kabul etmedi.

Başlatılan tahkikat sonrasında Sanık aleyhine cinsel tecavüz ve darp suçundan dava getirildi. Sanığın aleyhindeki ithamları -kabul etmemesi üzerine, Alt Mahkeme huzurunda yapılan duruşma neticesinde aleyhine getirilen davalardan suçlu bulunup mahkûm edildi. Alt Mahkeme Sanığı cinsel tecavüz suçundan 12 yıl,cinsel dokunulmazlığın ihlali amacıyla alıkoyma suçundan 5 yıl, şiddet te-hdidi suçundan 1 yıl ve darp suçundan 1 yıl süreyle hapis cezasına çarptırdı. İstinaf duruşmasında yapılan hitaplar dikkate alındığında, huzurumuzdaki istinafın konusu 1. davada verilen mahkûmiyet ve ceza kararına yöneliktir.

İSTİNAF SEBEPLERİ

Sanık- tarafından dosyalanan istinaf ihbarnamesindeki istinaf gerekçelerini 2 başlık altında özetledik;

Muhterem Alt Mahkeme, Sanığı aleyhine getirilen 1.davadan suçlu bulup mahkûm etmekle hata etti.

Muhterem Alt Mahkeme, Sanığa aleyhine getirilen ve mahkûm o-lduğu 1.davadan 12 yıl süreyle hapislik cezası takdir etmekle hata etti.

İddia Makamı tarafından dosyalanan istinafı ise aşağıdaki tek başlık altında özetledik;

Muhterem Alt Mahkeme, Sanığa aleyhindeki 1.davadan 12 yıl süreyle hapislik cezası vermekle a-lenen düşük ceza takdir etti.

TARAFLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI

Sanık Avukatının istinaftaki hitabında ileri sürdüğü iddia ve argümanlarını şöyle özetledik;

Sanık ve Müşteki sevgili olup aralarında yaşanan cinsel ilişki Müştekinin rızası ile gerçekleşm-iştir. Bu ilişki esnasında Müştekinin rızası bulunmadığı bulgusu hatalıdır.

Olay günü Sanık ile Müşteki arasında bir tartışma olduğu doğru olmakla birlikte, ilişki gönüllü olarak gerçekleşmiştir. Müştekinin, önceden satın aldığı ve satın aldığında Sanığa- resmini gönderdiği iç çamaşırını olay tarihinde giymesi, Müştekinin olay yerine cinsel ilişki için gittiğinin bir göstergesidir.

Olay günü olayın geçtiği futbol sahasının yanındaki üniversitede güvenlik görevlisi olarak bulunmakta olan kişi tanıklık ya-pmış, çığlık, bağırma sesi veya yardım isteme talebi duymadığını ifade etmiştir. Sanık olay anında bu kişi ile konuşmuş ve kız arkadaşı ile tartıştığını söylemiştir. Bunun dışında herhangi bir olay mevcut olmayıp ilişkinin gönüllü olduğu açıktır.

Müştek-i birçok kez fırsatı olmasına karşın, hiçbir şekilde ilk şikâyette bulunmamış ve olay yerine gelen futbol sahasının bekçisinden de bir yardım istememiştir.

Sanığın Müştekinin küçükken başından geçen olayları babasına anlatacağını söylemesi üzerine, Müşt-eki öç alma duygusu içerisinde Sanıkla ilgili şikâyette bulunmuştur. Sanığın, Müştekinin amcasının oğlu tarafından tacize uğradığını Müştekinin ailesine söylemek istemesinden dolayı, Müşteki Sanıkla ilgili dava konusu şikâyette bulunmuştur.

Müştekinin o-lay yerinden kaçma imkânı olmasına rağmen Müştekinin olay yerinden kaçmadığı gibi olay sonrası Sanık ile birlikte yurda yürüyerek gitmesi dikkat çekicidir.

Alt Mahkeme Müştekinin kalp rahatsızlığına bağlı yaşadığı baygınlık nedeniyle Sanığın tokat vurd-uğuna inanmamakla hata yapmıştır. Alt Mahkeme Sanığın Müştekiye karşı yaptığı darp fiilinin cinsel birliktelik için mi yoksa sadece darp mı olduğunu incelememiş ve nihayetinde hatalı bir sonuca ulaşmıştır.

Müşteki polise ilk ifadesini olaydan takriben 4- gün sonra vermiş olup ilk şikâyetinde tecavüzden bahsetmemiş sadece darp edildiğini söylemiştir. Akabinde, olaya babasının müdahalesi ile şikâyet tecavüz şikayetine dönüşmüştür. Bunun nedeni, Sanığın Müştekinin babasını aramasıdır. Sanık o telefon araması-nı yapmamış olsaydı Müşteki Sanıkla ilgili tecavüz şikâyetinde bulunmayacaktı. Tüm belirtilenlerle, istinafın kabul edilerek mahkûmiyet kararının iptal edilmesi gerekir.

Mahkûmiyetle ilgili verilen kararın hatalı olduğuna dair yapılan istinafın kabul edi-lmemesi halinde cezanın fahiş olduğuna yönelik istinafın kabul edilmesi gerekir. Zira, Alt Mahkemenin benzer suçlarda verdiği cezalara bakıldığında, takdir ettiği ceza alenen fahiştir. Genç bir suçlu olan Sanığa yirmili yaşlarda girdiği cezaevinden 35 yaşı-nda çıkabileceği fahiş bir ceza takdir edilmesi cezalandırma ilke ve prensiplerine aykırı olup Sanığın tüm gençliğini cezaevinde geçirmesine sebebiyet verecektir.

Belirtilen nedenlerle, cezaya yönelik istinafın kabul edilerek hapislik ceza süresinin düş-ürülmesi talep olunur.

İddia Makamı adına istinaf duruşmasında hazır bulunan Savcı ise hitabında aşağıdaki iddia ve argümanlarda bulundu;

Sanık ile Müştekinin sevgili olduğu doğru olmakla birlikte, whatsapp yazışmalarından görülebileceği üzere, son za-manlarda araları açık olup kavgalıydılar. Müşteki Sanığın baskıcı davranışlarından dolayı Sanıkla arasındaki ilişkiyi sonlandırmaya çalışmakta buna karşılık Sanık, tehdit içeren mesajlar göndermekteydi. Müştekinin Sanıkla birliktelik yaşamak amacıyla buluş-tuğu hususundaki iddia doğru değildir, Müşteki, Sanığın gönderdiği tehdit edici ve baskıcı whatsapp mesajlarından bıktığı için Sanıkla yüzleşmek ve bu ilişki ile ilgili aralarındaki sorunları konuşmak için buluşmuştur. Emare Whatsapp mesajlar bu durumun g-östergesidir.

Müştekinin Sanığa fotoğrafını attığı iç çamaşırını olay günü giyiyor olması tamamen bir tesadüftür. Bu durum ilişkinin rıza ile gerçekleştiğini göstermez.

Müştekinin olay anında Sanığa ses çıkarmamasındaki veya kaçmaya çalışmamasındaki -tek neden Sanığın kendisini öldürebileceği ve ailesine zarar verebileceği hususunda üzerinde kurduğu psikolojik baskı ve uyguladığı psikolojik şiddettir. Müştekinin bu yönde verdiği şahadetten Sanığın kendisine ve ailesine zarar vereceği tehdidinden korktu-ğu ortaya çıkmaktadır. Müştekinin Sanığın bu olayları birine anlatması halinde kendisine veya ailesine zarar verebileceği korkusu içerisinde olduğu mahkeme huzurundaki şahadetten görülmektedir.

Ayrıca Müştekinin sağlık durumunu gösteren doktor raporu ile- belgelenmiş şiddetli darp nedeniyle de olay esnasında ses çıkaramadığı açıktır.

Olay yerinde bulunan bekçi gürültü duyduğunu ve Müştekinin çok şiddetli ağladığını şahadetinde söylemiş olup yapılan aksi iddialar doğru değildir. Müşteki, bu kişinin kim ol-duğunu bilmediğinden ve Sanığa yardımcı olabilecek bir kişi olduğu düşüncesiyle ondan yardım istemediğini şahadetinde söylemiştir.

Müşteki ilk şikâyetini polis memuru Ayça Soykara'ya yapmış olup ilk andan itibaren tecavüze uğradığını söylemiş ve Sanıkta-n şikâyetçi olmuştur. Bunun yanında, Müdafaa tarafından Alt Mahkeme huzurunda Sanığın Müştekiye babasını arayacağını söylemesi nedeniyle Müştekinin şikâyette bulunduğu yönünde bir iddia yapılmış değildir. Dolayısıyla, bu iddianın dikkate alınmamasının yanı-nda Müştekinin babasının şahadeti de alınmadığından eksik tahkikat yapıldığı iddiasının da herhangi bir mesnedi bulunmamaktadır.

Sanık ile müşteki arasındaki whatsapp yazışmaları Sanık tarafından Müştekinin daha önceden de darp edildiğini göstermektedi-r. Sanık tarafından Müştekinin telefonundan Müştekinin arkadaşına gönderilen "bayıldım" mesajının doğruluk payı yoktur. Dolayısıyla, olay esnasında Müştekinin bayıldığı iddiası doğru değildir. Keza, Sanığın Müşteki bayıldıktan sonra ayıltmak amacıyla tokat-ladığı iddiası tıbbi şahadetle yalanlanmıştır. Bu bağlamda, mahkûmiyetle ilgili istinafın reddi gerekir.

Mukabil istinaf açısından Sanığa takdir edilen 12 yıllık ceza alenen azdır. Mahkemelerin aynı suçlara verdiği daha yüksek cezalar içeren kararları b-ulunmaktadır. Dolayısıyla, cezanın düşük olduğu gerekçesi ile yükseltilmesi gerekir. Bu nedenle, Sanığın cezaya ilişkin istinafının ret ve İddia Makamının cezaya ilişkin istinafının ise kabul edilerek cezanın artırılması gerekir.

İNCELEME:

Tarafların i-ddia ve argümanlarını, istinaf sebeplerini, mesele ile ilgili olguları ve hukuki durumu tetkik ve tezekkür ettik. Huzurumuzdaki istinafta önce mahkûmiyete yönelik yapılan 1.istinaf başlığı incelenecek bilahare, Sanık ve İddia Makamı tarafından cezaya yönel-ik karşılıklı yapılan istinafları birlikte incelenecektir.

Muhterem Alt Mahkeme, Sanığı aleyhine getirilen 1.davadan mahkûm etmekle hata etti.

Sanık, ilişkinin rıza ile gerçekleştiği iddiası temelinden hareketle, verilen mahkûmiyet kararının hatalı -olduğunu ileri sürmektedir.

Bu meselede Alt Mahkeme, Sanığın mahkûm olduğu 1.davadaki suçun unsurlarını aşağıdaki şekilde belirlemiştir;
Penisini;
Fiile rızası olmayan bir şahsın;
Anüsüne, vajinasına veya ağzına;
Sokma (penetrasyon)
Alt Mahkemenin be-lirlediği suçun unsurlarında herhangi bir hata yoktur.

"OLGULAR" kısmında yer verdiğimiz ve Alt Mahkemenin ihtilafsız olgular olarak belirlemiş olduğu olgular dikkate alındığında, meseledeki inceleme konusunun daraltılarak suçun unsurlarından rıza unsur-unun var olup olmadığı hususu ile sınırlandığı ortaya çıkmaktadır.

Yukarıda belirttiğimiz üzere, Sanığın mahkûmiyet kararına yönelik istinafının temelinde Alt Mahkemenin huzurundaki şahadeti ve olguları hatalı değerlendirerek, cinsel ilişki esnasında su-çun unsurları arasında yer alan Müştekinin rızasının var olmadığı bulgusuna varılmasının hatalı olduğu iddiası yer almaktadır. Bu nedenle, sunulan olgulardan olay tarihinde Sanık ile Müşteki arasında hem oral hem de vajinal olarak cinsel ilişki yaşandığını-n ihtilaflı olmadığını belirleriz.

Bu bağlamda, huzurumuzdaki şahadet ve olguları Alt Mahkemenin rıza bulgusu kapsamında inceleyeceğiz.

Alt Mahkeme Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 143A maddesinde düzenlenen rıza unsurunu inceleyerek, yasal düzenleme uyarın-ca her olay bakımından rızanın varlığı veya yokluğunun meselenin olguları ile birlikte değerlendirilmesi gerektiği sonucuna vardı.

Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 143 A maddesinin (4).fıkrasının (A) bendinin (a), (b), (c), (ç) ve (d) alt bentlerinde rızanın h-angi hallerde bulunmadığı düzenlemesi yer almaktadır. Maddenin (4).fıkrası şöyledir;

"(4). 'Rıza'; tercih yapabilme özgürlüğüne ve yeteneğine sahip bir kimsenin, kendisine yönelik bir fiilin yapılmasına izin vermesini anlatır.

Failin;
Fiilin işlenmesi s-ırasında veya fiilin işlenmesinden hemen önce mağdura ve/veya onun yakınındaki başka bir kimseye karşı şiddet uygulandığını veya mağdurun kendisine ve/veya yakınındaki başka bir kimseye karşı şiddet uygulanacağı korkusuna kapıldığını,
Fiilin işlenmesi- sırasında mağdurun alıkonulmuş olduğunu,
Fiilin işlenmesi sırasında mağdurun uyuyor olduğunu veya başka herhangi bir nedenle bilincinin yerinde olmadığını,
(ç) Mağdurun fiilin işlenmesi sırasında kendisine yönelik fiile rıza göstermesini olanaksız kı-lan fiziksel bir engelinin bulunduğunu,
(d) Mağdura, fail veya bir başkası tarafından, rızası hilafına, fiilin işlenmesi sırasında etkisi altında bulunduğu, sersemletici veya bilincini zayıflatan bir madde verilmiş olduğunu veya mağdurun rızası olmak-sızın böyle bir maddeyi almasının sağlandığını,
bilmesi durumunda, yargılama sırasında mağdurun rızası olduğu yeterli şahadetle ispatlanamazsa, mağdurun kendisine yönelik fiilin yapılmasına rızasının bulunmadığı kabul edilir."

Görüldüğü gibi Fı-krada rıza tanımlandıktan sonra aynı madde içerisinde, failin, (A) bendinin (a),(b),(c),(ç) ve (d) alt bendlerinde belirtilenleri bilmesi durumunda, yargılama sırasında mağdurun rızasının bulunduğu yeterli şahadetle ispatlanamadığı takdirde kendisine yönel-ik fiilin yapılmasına mağdurun rızasının bulunmadığının kabul edileceği kuralı düzenlenmiştir.

Alt Mahkeme, Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 143A maddesinin (4).fıkrasının (A) bendinin (a) alt bendi kuralları uyarınca, darp fiilinin cinsel ilişkinin hemen ön-cesinde veya ilişki sırasında gerçekleştiği halde Sanık tarafından rızanın olduğunun yeterli şahadetle ispatlanıp ispatlanmadığı hususunu sunulan şahadet ve Sanığın izahatı kapsamında incelemiştir.

Bu bağlamda Alt Mahkeme, Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 143A- maddesinin (4).fıkranın (A)bendinin (a) alt bendindeki düzenlemeyi dikkate alarak, Müşteki cinsel ilişki esnasında veya fiilin işlenmesinden hemen önce şiddete uğramışsa, yargılama sırasında Sanık tarafından mağdurun rızası olduğunun yeterli şahadetle isp-atlanamaması durumunda müştekinin kendisine yönelik fiilin yapılmasına rızasının bulunmadığının kabul edilmesi gerektiğini ifade ederek meseleyi Yasa'nın bu alt bendi altında incelemiştir.

Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 143 A maddesinin 4(A)bendi altındaki (-a) alt bendi gereği, bir kişiye yönelik cinsel ilişki öncesi gerçekleşen bir darp fiilinin mevcut olması halinde sanığın cinsel ilişkide müştekinin rızasının mevcut olduğunu ispatlaması yükümlülüğü olup bunu ispatlayamaması durumunda müştekinin cinsel iliş-kide rızasının var olmadığı kabul edilmektedir. Bu nedenle, Müşteki ile Sanık arasında gerçekleştiği ihtilafsız olan cinsel ilişki esnasında Müştekinin rızasının var olup olmadığının tespiti açısından darp fiilinin ne zaman yapıldığı Sanığın aleyhindeki 1.-davaya konu suçun ispatı açısından büyük önem arz etmektedir.

Bu durumda, Sanık ve Müşteki arasında olay tarihinde yaşanmış cinsel ilişkinin Müştekinin rızası ile gerçekleşip gerçekleşmediği hususunu Sanığın ortaya koyup koyamadığının belirlenmesi ger-ekmektedir.

Bilindiği üzere, Alt Mahkemeler açıkça hata yapmadıkça tanıklarla ilgili bulgularına Yargıtay müdahale etmekten kaçınmaktadır. Tanıkları dinleme ve gözleme fırsatı olan Alt Mahkemelerin istinaf mahkemesine nazaran bu konuda doğal olarak daha- avantajlı olduğunu belirtmek isteriz.

Alt Mahkemenin cinsel ilişkiye ilişkin bulguları tezekkür edildiğinde, Alt Mahkemenin İddia Makamı Tanığı No.13 Dr. Gülcan İlhan'ın Müştekinin vücudunda yaptığı muayenede sol dirsekte sıyrık ve ekimoz, sol göğüs al-tına doğru hafif sıyrık ve ekimoz, boynunda muhtelif çizik ve ekimozlar, sol yanakta kulağa doğru ekimoz, sağ elmacık kemiği üzerinde çizik ve kızarıklık, sağ bacak yan tarafa femur hizasında portakal iriliğinde mor ekimoz ve sağ dizinde ekimoz tespit edil-diği görülmektedir. Şahadetten, bu yaralanmaların ihtilaf konusu olmadığı anlaşılmaktadır.

Sanık bu hususta, olay günü Müştekinin bayıldığını, onu ayıltmak için sert bir tokat vurduğunu, yanlışlıkla Müştekinin karnına ve ayak bileğine bastığını, Müşteki-nin ayıldığını, Müştekinin yine bayıldığını, ayıltmak için yine tokatladığını ve bu yaralanmaların bayılması sonucu düşmesine bağlı oluştuğunu iddia etmektedir.

Alt Mahkeme, İddia Makamı Tanığı No.20 Dr. Reşat M. Baha'nın baygın olan bir kişinin acıdan u-yanmasının, yine baygın olan bir kişinin bayılıp ayıldıktan sonra tekrar bayılmasının mümkün olmadığı hususundaki şahadetini dikkate almış, Müştekinin bayılıp ayıldıktan sonra tekrar bayıldığı iddiasına itibar etmemiştir.

Alt Mahkeme, Sanığın iddiasın-ın aksine, Dr. Gülcan İlhan'ın bu yaralanmaların düşmeye bağlı değil travmaya bağlı olduğu ve Müştekinin yapılan kontrolde herhangi bir kalp rahatsızlığı bulunmadığı hususundaki tıbbi şahadetini dikkate alarak Müştekinin kalp rahatsızlığı olduğu ve sürekli- bayıldığı yönündeki iddiaların doğru olma ihtimalinin bulunmadığına bulgu yapmıştır.

Görülebileceği gibi Alt Mahkeme, ekimoz ve yaralanmalara yönelik ileri sürülen iddialara ilişkin olarak Sanığın, Müştekinin kalp hastası olduğu ve bayıldığı için onu -tokat-layıp ayağına basarak ayılttığı izahatını, Sanığın kendi şahadeti dışında hiçbir şahadetle teyit edilip desteklenmediği cihetle dikkate almamış ve itibar etmemiştir. Alt Mahkemenin yukarıda yer verdiğimiz tıbbi şahadete dayanarak Sanığın iddialarına -itibar etmeyen bu bulguları hatalı değildir.

Bu konuda ilaveten, Alt Mahkeme Sanıkla Müştekinin Emare 19'daki yazışmalarını incelemiş, Müştekinin Sanık tarafından 25.12.2018 tarihinde de darp edildiğini tespit etmiştir. Alt Mahkeme kararında; Sanığın i-lgili tarihte Müştekiden arkadaşlarına yüzündeki izlerle ilgili bayıldığını söylemesini istediğini, yazışmalarda bu gerekçeyi 'hiçbir şey bulamayınca aklıma o geldi' diye açıkladığını, tüm bu sebeplerle daha önce de Müştekiyi darp eden Sanığın, Müştekinin -vücudunda olay gecesi meydana gelen yaralanmalarla ilgili yaptığı açıklamanın doğru olma ihtimalinin bulunmadığını belirtmiş, bu hususta bulgu yapmıştır. Alt Mahkeme Sanığın güvenilir olmayan bu husustaki şahadetine itibar etmemekle hata etmiş değildir.
-
Alt Mahkeme Sanığın izahatlarını incelemeye devam ederek, Sanığın şahadetinde Müştekinin iki kez bayıldığını söylemesine rağmen Emare 22 gönüllü ifadesinde 5 - 6 kez bayıldığını söylediğini tespit etmiştir. Alt Mahkeme Sanıkla Müştekinin bulunduğu Ozankö-y Futbol sahasında güvenlik görevlisi olan İddia Makamı Tanığı No.9 Cemil Şenkahraman'ın olay gecesi koltuk çekiştirme ve ağlama sesleri duyması üzerine yukarıya Sanığın olduğu yere çıktığını ve Sanıkla konuşmasına rağmen Sanığın bayılan Müşteki için yardı-m istemediğini içeren şahadetini dikkate aldıktan sonra Sanığın Müştekinin bayıldığı izahatını inandırıcı bulmamıştır. Alt Mahkeme belirtilen gerekçelerle Sanığın izahatına itibar etmemekle herhangi bir hata yapmış değildir.

Alt Mahkeme olay günü ile il-gili Müştekinin şahadetinin teyidi açısından meseleyi incelemeye devam ederek gerek Emare 19 whatsapp yazışmalarının 10-17 sayfalarında belirtilenler ve gerekse Müştekinin şahadetinde Sanık tarafından 6.1.2019 ve 9.1.2019 tarihlerinde darp edildiği beyanla-rını doğru kabul ederek, bu hususları da olay gecesi Müştekinin Sanık tarafından darp edildiğini teyit ettiği sonucuna varmıştır.

Bu nedenle, Alt Mahkemenin gerek Sanık ve Müşteki arasındaki whatsapp yazışmalarına ve gerekse tıbbi şahadete dayanan bu in-celemesi sonucu Sanığın, Müştekiyi ayıltmak amacıyla tokatladığı ve yara izlerinin o nedenle meydana geldiği iddiasına itibar etmeyerek Müştekinin Sanık tarafından darp edildiğine dair bulguya varmasında hata bulunmamaktadır.

Alt Mahkeme, huzurundaki tıb-bi şahadete göre Müştekinin darp edildiğine dair şahadet var olmasına rağmen Müştekinin cinsel organında yapılan tıbbi muayenede kızlık zarının esnek yapıda olması nedeniyle tecavüzü gösteren bir tıbbi tespite gidilemeyeceğini belirlemiştir.

Alt Mahkeme -bu tespiti sonucunda bulguya vardığı darp fiilinin sonucu olarak mı cinsel ilişkinin gerçekleştiğini yoksa her iki tarafın isteği ile cinsel birliktelik yaşandıktan sonra mı Sanığın Müştekiyi darp ettiği hususunu incelemiştir.

Şahadeti inceleyen Alt Mah-keme, İddia Makamı Tanığı No.13 Dr. Gülcan İlhan'ın, darp izlerinin Müştekinin üzerinde giysi bulunduğu esnada oluşması mümkün olmadığı bunun da, Müştekinin üzerinde giysi bulunmadığı bir esnada darp edildiğini gösterdiğini ifade ettiğini dikkate almıştır.- Alt Mahkeme bu şahadete ilaveten, Müştekinin şahadetinde Sanığın üzerindeki kazağı çıkartmasını söylediğini dikkate alarak Müştekinin vücudundaki sıyrık izlerinin olay esnasında giymekte olduğu giysiler çıkarılmadan oluşmasının mümkün olmadığına bu neden-le Müştekinin vücudunda bulunan izlerin Sanığın Müştekinin üzerindekileri çıkarmasından sonra darp fiilinin cinsel ilişkinin gerçekleşmesi esnasında vuku bulduğuna bulgu yapmıştır. Alt Mahkemenin huzurundaki itibar ettiği şahadeti dikkate alarak, Sanığın M-üştekiyi, üzerindeki giysileri çıkarttıktan sonra cinsel ilişki yaşandığı esnada darp ettiğine bulgu yapmasında hata yoktur.

Sanığın Müşteki ile yaşamış olduğu cinsel ilişkinin rıza ile olduğunu, 2 kez cinsel ilişkiye girdikten sonra Müştekinin kalp raha-tsızlığına bağlı olarak bayıldığını ve onu ayıltmak için tokatladığını ileri sürmesine karşın İddia Makamı, Sanığın Müştekiyi saçından çekip duvara yasladıktan sonra cinsel ilişkiye zorladığını, "lavaboya gir girmezsen seni öldürürüm" tehdidi ile rızası dı-şında cinsel ilişkiye girmesini sağlayarak tecavüz ettiğini ileri sürdü. Sanık Avukatı, Sanıkla Müştekinin yazışmalarından aralarının kötü olmadığını, Müştekinin eğer sürekli darp veya tehdit altında olsaydı bu ilişkiyi sürdürmesinin mümkün olmadığını iddi-a etti.

Sanık bu hususla ilgili olarak, olay günü Müştekiyi yurdun kapısında karşıladığını, öpüşüp sarıldıklarını, bavulunu odasına taşıdığını, daha sonra ise stadyuma gittiklerini ifade ederek, Müştekiye karşı bir hırs ve öfke içerisinde olduğuna ve Müş-tekiye rızası hilafına tecavüzde bulunduğuna dair sunulan şahadeti reddetmiştir.

Alt Mahkemedeki ihtilafsız olgulara göre Müştekinin olay günü KKTC'ye geldiği, Sanığın Müştekiyi kaldığı yurdun girişinde karşıladığı, yarım saat sonra yurttan birlikte çık-tıkları, yolda hiç konuşmadıkları ve Ozanköy futbol sahasının gözlem odasına gittikleri görülmektedir.

Alt Mahkeme Sanığın Müştekiyi tehdit ettiğini gösteren Emare 12 yazışmaları dikkate aldığında tehdidin var olduğuna, bu tehdit ve darp fiillerine rağm-en Müştekinin Sanıkla olan ilişkisini devam ettirdiğine bulgu yapmıştır.

Alt Mahkeme, Sanık ve Müştekinin aralarındaki Emare 12 whatsapp yazışmalarından; Müştekinin KKTC'ye döndüğünde ilişkilerini konuşacaklarını, Müşteki KKTC'ye gelmeden önce bu hususu -konuştuklarını, Sanığın Müştekinin KKTC'ye gelmesinden 1 gün önce tehdit içeren mesajlar gönderdiğinin dikkat çekmekte olduğunu ifade etmiştir.
Bu hususu incelemeye devam eden Alt Mahkeme, mavi 563'te aşağıdaki bulguya varmıştır;

"Yine Emare 12 yazışmala-rdan müştekinin Kıbrıs'a gelmesinden bir gün önce sanığın müştekiye karşı tehdit içeren mesajları dikkat çekmektedir. Sanık ilgili günde önce müştekinin arkadaşı Zehra ile buluşması halinde Kıbrıs'a gelmemesini, gelirse kendisini mahvedeceğini, daha sonra -attığı sesli mesajda Kıbrıs'a geldiğinde soyunu sopunu kurutmazsa, kendisini mahvetmezse adını değiştireceğini söylemektedir. Yine ayni gün sanık otobüste müştekinin yanına Enes isimli arkadaşının oturmasına sinirlenerek müştekiye tehditler savurmaktadır. -Sanık yine ayni gün saat 11.53'de müştekiye attığı sesli mesajda aynen şöyle demektedir: 'söyleyebileceğin tek şey ne biliyor musun artık, Baver keşke el kaldırsan'. Belirtmiş olduğumuz mesajlar değerlendirildiğinde sanığın müştekiyi özlemle beklemediği, m-üştekiye karşı bir hırs ve öfke içerisinde olduğu açıklıkla görülmektedir ve bu hususta bulgu yaparız."

Alt Mahkeme bu inceleme ışığında belirlediği gerekçelerle, Sanığın Müştekiye karşı hırs ve öfke içerisinde olduğuna bulgu yapmıştır. Alt Mahkemenin b-u bulgusu, mahkeme huzuruna sunulan bu hırs ve öfkeyi gösteren somut şahadet niteliğindeki Emare 12 whatsapp yazışmalarına dayanmakta olduğundan, hatalı değildir.

Alt Mahkeme Müştekinin psikiyatri uzmanı İddia Makamı Tanığı No. 14 Dr. Güler Özkula ile -yapmış olduğu görüşmeler-deki ifadelerini de incelemiştir. Bu tanık, Müştekiyle yaptığı görüşmelerde, Müştekinin olaydan dolayı yaşamış olduğu travma, dehşet, korku, çaresizlik, sürekli olaydan kaçma ve olayla ilgili konuşmama şeklinde davranış gösterdiğin-i, gözlemledi-ğini bu davranışlarının Müştekinin yaşamış olduğu cinsel saldırı fiilinin kendisine ne kadar ağır travma yaşattığının göstergesi olduğunu beyan etmiştir.

Alt Mahkeme Müştekinin Psikiyatri Uzmanı Tanık Dr. Güler Özkula ile yaptığı 8 seans sü-ren görüşmelerde, bu darp ve tehditlere rağmen ilişkiyi devam ettirmesine gerekçe olarak Müştekinin kendisini suçladığı beyanını dikkate alarak bu olguların Müştekinin şahadetini teyit ettiğine bulgu yapmıştır.

Alt Mahkemenin, huzurunda şahadet veren Ps-ikiyatri Uzmanı Tanık Dr. Güler Özkula'nın itibar edilir şahadetini, Müştekinin darp ve tecavüz olayı ile ilgili yaşadıklarını ve travmayı teyit eder nitelikte şahadet olarak dikkate almasında hata bulunmamaktadır.

Alt Mahkeme olay yerinde bulunan saç t-ellerinin Müştekiye ait olduğunu, bu saç tellerinin Sanığın iddia ettiği gibi oral seks esnasında Sanık tarafından Müştekinin kibarca tutulan saçlarından değil, aslında Sanığın Müştekiyi saçlarından tutarak duvara dayaması ve cinsel ilişkiye girmesi esnası-nda Müştekinin darp edilmesinden dolayı döküldüğüne dair bulgu yapmıştır. Alt Mahkemenin huzurundaki yukarıda incelenen şahadet ışığında, Sanığın Müştekiyi darp ettiği bulgusuna istinaden, Müştekinin yere dökülen saç tellerinin darp eylemine bağlı olduğuna- yönelik Alt Mahkemenin yapmış olduğu çıkarımda hata bulunmamaktadır. Buna bağlı olarak da cinsel ilişki esnasında Sanığın Müştekinin saçlarını ağzına gelmemesi için kibarca tuttuğu iddiasının doğruluğunun bulunmadığı ortaya çıkmaktadır.

Sanık, Müştekin-in polise ilk gittiğinde cinsel saldırı ve tecavüz konusunda şikâyette bulunmadığını sadece darp fiili ile ilgili şikâyette bulunduğunu, ancak Müşteki poliste olduğu esnada gelen mesaj üzerine ifadesini yenileyerek Sanık tarafından tecavüze uğradığını iler-i sürdüğünü iddia etmektedir.

Alt Mahkeme, Müştekinin tecavüzü söylemediğini, ertesi gün görüştüğü ablasına da tecavüzü söylemediğini, ileri süren Sanığın iddiasını değerlendirmiştir.

Alt Mahkeme İddia Makamı Tanığı No.17 Yalgı Döşenci'nin şahadetine d-eğinerek, Müştekinin ilk olarak polise gittiğinde Polis Memuru Ayşe Soykara'ya şikâyette bulunduğunu ve ilk andan itibaren Sanığın kendisine darp ve tecavüz ettiğini söylediğini içeren şahadetine itibar ederek bu şahadetin Müştekinin Sanık tarafından kendi-sine tecavüz edildiğini söylediğinin göstergesi olduğunu belirtmiştir.

Alt Mahkemede şahadet veren Tanık Yalgı Döşenci'nin sunduğu Emare 24 Polis Memuru Ayşe Soykara'nın ifadesine bakıldığında, Müştekinin polise şikâyete gittiğinde Sanık tarafından teca-vüz ve darp edildiği hususunu beyan ettiği açıklıkla görülmekte olup bu noktada müdafaa tarafından ileri sürülen tecavüzün Müşteki tarafından sonradan uydurma bir iddia olduğuna itibar edilmemesinde hata bulunmamaktadır.

Diğer taraftan Sanık, Müşteki il-e arasında yaşanan cinsel ilişkinin rıza ile olduğunu, Müşteki ile birbirlerini özlediklerini ve ilişkiye girdiklerini ileri sürmektedir. Alt Mahkeme olay öncesi Sanığın Müştekiye gönderdiği sesli mesajlarda tehdit içeren kelimeler kullandığını dikkate ala-rak, ilişkinin özlem nedeniyle gerçekleştiği iddiasına itibar edilemeyeceği bulgusuna varmış, bu iddialara itibar etmemiştir. Alt Mahkemede sunulan Emare 11 sesli telefon görüşmeleri ve kamera kayıtlarından Sanığın iddialarının aksine, olay yerine Sanık ve- Müştekinin tek kelime bile konuşmadan gitmiş olmaları bu ilişkinin bir özlem sonucu meydana geldiği izahatının inanılır olmadığını gösterdiğinden, bu husustaki Alt Mahkeme bulgusunda da hata yoktur.

Alt Mahkeme, Sanığın suç ikrarı içermeyen gönüllü if-adesinde, Müştekinin 2 kez bayıldığını söylemesine rağmen şahadetinde 5 - 6 kez bayıldığını ifade ettiğine, yine Sanığın gönüllü ifadesinde Müştekinin iç çamaşırının düğmesini açıp penisini ağzına aldığını söylemesine rağmen şahadetinde iç çamaşırında düğm-e olmadığını belirtmiş olduğuna ve Sanığın gönüllü ifadesi ile mahkeme huzurunda verdiği izahatın çeliştiğine bulgu yapmıştır. Alt Mahkemenin Sanığın gönüllü ifadesi ile izahatı arasında tespit ettiği bu çelişkileri Sanığın olaya ilişkin izahatını değerlen-dirirken dikkate almasında hata yoktur.

Alt Mahkeme Sanığı suçu işlemesine yönelten sebebin (motivin) Müştekiye karşı olan hırs ve öfkesi olduğu hususunda bulguya vardı. Alt Mahkemenin Sanığın Müştekiye yönelik hırs ve öfkesine yönelik olarak kararımızı-n önceki bölümünde yer verdiğimiz mavi 563'deki inceleme ve bulgularını bu safhada da dikkate alırız.

Bu bulgulara bakıldığında, Sanığın atmış olduğu mesajlar Müştekiye karşı hırs ve öfke içerisinde olduğunun göstergesi olmasının yanında, Müşteki ile ara-larında yaşadıkları tartışmanın cinsel ilişki ile ilgili "özlemiştik bu nedenle ilişkiye girdik" söyleminin doğru olmadığını da ortaya koymaktadır. Bu nedenle, Alt mahkemenin Sanığın Müştekiye karşı hırs ve öfke içerisinde olduğu ve cinsel ilişkinin Sanığı-n anlattığı gibi özlemle olmadığı bulgusunda hata bulunmamaktadır.
Alt Mahkeme mavi 571'de bu hususta son olarak aşağıdaki bulguya varmıştır;

"Yine sanığın müştekiye karşı yollamış olduğu yazılı ve sözlü mesajlar ve vermiş olduğu şahadeti de birlikte de-ğerlendirdik. Sanık şahadetinde de müşteki ile önceki ilişkileri konusunda tartışmalarından ve müştekiyi jinekoloğa götürme talebinden bahsetmektedir. Sanığın şahadetinden müştekiyi sürekli olarak jinekoloğa götürmede ısrarlı olduğu ve bu hususta müşteki i-le tartıştıkları görülmektedir. Huzurumuzdaki mesajlaşmalar, tehditler, sanığın müştekiyi jinekoloğa götürme ısrarı ve son gün müştekiye yolladığı sesli mesajlar birleştiğinde sanığın müştekiye karşı olan duygularını hırs ve kine dönüştürdüğünü gösterdiği -kanaatindeyiz ve bu hususta bulgu yaparız."


Belirtilenler ışığında, Alt Mahkemenin kararından yer verdiğimiz ilgili incelemesine istinaden, Sanığın Müştekiye karşı hırs ve öfke içerisinde olduğu, bu hırs ve öfke ile gerçekleştirdiği eylemlerinin Sanığı -bu suçu işlemeye sevk ettiği bulgusunda hata bulunmadığı sonucuna varırız.

Diğer taraftan, Sanık yeminli şahadetinde Müştekiden örf ve adetlerine uygun olmadığı için ayrıldığını beyan etmesine karşın, Müştekiyle ayrıldıktan sonra odasına gitmiş ve telef-onda Müştekiyi, ablasını ve babasını aramış, müştekiye hakkını helal et diye mesaj atmıştır. Sanığın ayrıldığı ve kendi ifadesi ile "umurunda olmayan" Müştekiye yönelik bu davranışları bu konudaki izahat ve beyanlarının doğru ve itibar edilir nitelikte olm-adığını göstermektedir. İlaveten, Sanığın olay sonrası Müştekiyle ilgilenmesi, "soğuk bir duş al yat" beyanında bulunması, Müştekinin "boynuma bir şey sardım yatıyorum" demesine cevap vermemesi, Sanığın iddialarının doğru olmadığını göstermekte, Müştekinin- suçun işleniş şekli ile ilgili iddialarını ise desteklemektedir.
Yukarıda söylenenler ve bilhassa Emare 12 whatsapp yazışmaları ile sesli mesajlar ve Alt Mahkemenin bulgularının yanında müdafaa tarafından ileri sürülen, Sanığın Müştekinin babasını aradığ-ı ve kuzeninin kendisini çocukken taciz ettiğini söyleyeceği gerekçesi ile tecavüz şikâyetinde bulunduğu iddialarına, doğru olma ihtimali şahadet ile ortaya konamadığından itibar etmeyiz.

Huzurunda şahadet veren Müşteki ve Sanığı gözlemleyen Alt Mahkeme-nin, birçok noktada teyit edilen Müştekinin şahadetine itibar edip sunulan şahadetin aksine izahatlarda bulunan ve kendi gönüllü ifadesi ile çelişen Sanığın şahadetine itibar etmemekle hata ettiğine ikna olmuş değiliz.

Tüm bu belirtilenler değerlendiril-diğinde, Müştekinin şahadetinin teyit edilmesine karşın Sanığın iddialarının doğru olma ihtimalinin ortaya konamadığı, bu nedenle Sanığın, cinsel ilişki esnasında Müştekinin rızası olduğu iddiasını yeterli şahadetle ispat edemediği bulgusuna varan Alt Mahk-emenin bu bulgusunda hata bulunmamaktadır.

Netice itibarıyla Alt Mahkeme, Sanık tarafından ileri sürülen yukarıda incelenen izahatlarına itibar etmeyerek Müştekinin şahadetinin ise gerek whatsapp yazışmaları ve gerekse mahkemede tanıklık yapan tanıklar-ın şahadeti ile teyit edildiğini belirterek Müştekinin Sanık tarafından, "lavaboya gir girmezsen seni öldürürüm" tehdidi ile iki kez darp edilerek tecavüze uğradığına bulgu yapmakla hata yapmış değildir.

Tüm bu belirtilenlerle, Alt Mahkemenin huzurunda- sunulan şahadet ve emareler tahtında Sanığın, Müştekiyi, "lavaboya gir girmezsen seni öldürürüm" şiddet tehdidi ile iki kez darp edip rızası dışında tecavüz ettiği hususunda makul şüpheden ari olarak suçun ispat olunduğuna bulgu yapmasında ve buna istinad-en aleyhindeki 1.davadan mahkûm etmesinde hata bulunmamaktadır.

Bu sonuçtan hareketle 1.istinaf başlığı altındaki istinaf sebeplerinin reddi gerekir ve reddedilir.

Muhterem Alt Mahkeme, Sanığa aleyhine getirilen ve mahkûm olduğu 1.davadan 12 yıl süre-yle hapislik cezası takdir etmekle hata etti.

Muhterem Alt Mahkeme, Sanığa aleyhindeki 1.davadan 12 yıl süreyle hapislik cezası vermekle alenen düşük ceza takdir etti.

Alt Mahkeme Sanığı 1.davadan suçlu bulup mahkûm ettikten sonra Sanığı 12 yıl süreyl-e hapislik cezasına çarptırdı. Karşılıklı dosyalanan istinaflarda Sanık bu cezanın alenen fahiş, İddia Makamı ise alenen düşük olduğu iddiasındadır.

İstinaf duruşmasında yapılan hitaplardan görüleceği üzere, her iki tarafın istinaf gerekçelerinin temeli-ndeki tartışma verilen cezanın nispetsiz ve benzer cezalara nazaran düşük veya fahiş olduğu noktasındadır.

Sanığın yargılanıp mahkûm olduğu suç, Fasıl 154 Ceza Yasası'na 2014 yılında yapılan tadilatla eklenen "Cinsel Suçlar" bölümü altında düzenlenen su-ç türlerindendir. Sanığın mahkûm olduğu suç cinsel suçlar kategorisinde düzenlenen suç türleri içerisindeki en ağır suçlardan biri olup bu suçtan mahkûm olanlara Yasadaki düzenleme uyarınca öngörülen azami ceza, ömür boyu hapisliktir.
Alt Mahkeme Sanığın -genç bir suçlu olduğunu, tutuklu kaldığı süreyi ve Sanıkla ilgili hazırlanan sosyal tahkikat raporunda belirtilenleri Sanık lehine dikkate almıştır.

Alt Mahkeme Sanığın Müştekiyi iki kez darp ederek tecavüz etmesini, Müştekinin olay nedeni ile uğramış ol-duğu psikolojik çöküntüyü, Müştekinin güven duyduğu Sanık tarafından bu suçun işlenmesini Sanık aleyine ağırlatıcı olgular olarak dikkate almıştır.

Modern ceza hukukunda ceza takdirinde, bir taraftan suç işleyen kişilerin ıslah edilmesi ve topluma kaz-andırılması, diğer taraftan suç işleme meyilli olan kişileri bu suçları işlemekten vazgeçirecek ibret verici cezaların verilmesi hedeflenmektedir. Yaygınlaşma trendinde olan suçlarda kamu menfaati gereği ibret verici cezaların verilmesi toplumun korunması -amacıyla gereklidir. Diğer taraftan, bazı suç türlerinde ise Sanığın ıslah edilerek topluma kazandırılması, suçluların topluma kazandırılarak tekrardan topluma faydalı, yasalara riayet eden bireyler olmalarının sağlanması amacı ön plana çıkabilmektedir. -

Yargıtay olarak son dönemde Ceza Yasası'nda cinsel nitelikli suçlar başlığı altında düzenlenen suç türlerinin ülkemizde ciddi artış ve yaygınlaşma trendi içerisinde olduğu, bu durumun ülkemizde yaşayan kişileri ve kamuoyunu rahatsız ve tedirgin ettiğini -gözlemlediğimizi ifade etmek isteriz.

Bu bağlamda, yasa koyucu 2014 yılındaki tadilatla bu suç türünü Fasıl 154 Ceza Yasası'nda ayrı bir bölüm altında ayrıntılı olarak düzenleme gereksinimi duymuş ve ömür boyu hapis cezasına kadar süreler öngörerek bu tü-r suçların cezalarını tekrardan düzenlemiş, hapislik sürelerini yükseltmiştir.

KKTC Anayasası, herkesin kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu kuralını ihdas etmektedir. Bu bağlamda, kişiler cinsel- ilişkilerini kendileri belirleme hak ve yetkisine sahip olup bu hak hiç kimse tarafından ellerinden alınamaz ve ihlal edilemez. Bu tür suçlar kişilerin vücut bütünlüğü ihlal edilmek, suretiyle cinsel dokunulmazlıklarına karşı işlenen en ağır suç türlerind-endir. Bu tür suçları işleyen kişilerle, cinsel dokunulmazlığını ihlal ettiği kişi arasında süregelen veya geçmiş bir ilişkinin mevcudiyeti, karşı tarafın rızası bulunmadan yapılacak cinsel davranışa hiçbir ahvalde meşruiyet kazandırmaz. Bu nedenle, herkes-in cinsel birliktelik esnasında rıza unsuruna uygun davranmakla yükümlü olduğunu ve yasal anlamda rızanın var olmadığı herhangi bir cinsel davranışın suç oluşturacağını bilmesi, ona göre hareket etmesi gerekmektedir.

Huzurumuzdaki Sanığın genç bir su-çlu olarak çocukluktan üniversiteli gençlik dönemine geçtiği hayatının yeni bir evresinde, ailesi tarafından üniversite eğitimi görmek ve topluma eğitimli bir fert olarak kazandırılmak amacıyla ülkemize gönderildiği, sosyal tahkikat raporuna göre sakin ve -terbiyeli bir genç olduğu görülmektedir. Bu olgular Sanığın ıslah olabilecek bir kişi olarak topluma kazandırılmasında fayda olduğunu göstermektedir.

Diğer taraftan, Müşteki bu olaydan dolayı psikolojik tedavi görmüş, psikolojik olarak çöküntü içerisinde- olan, hayattan zevk alamama sorunu yaşayan, suçluluk ve çaresizlik hissi içerisinde genç bir kişidir. Müşteki uzman şahadetine göre psikolojik tedaviye rağmen düzelme gösterememiştir. Müştekinin yaşadığı bu olayın daha 20 yaşında genç bir kişi olarak iler-iki hayatını ve cinsel ilişkilerini olumsuz etkileyeceği aşikârdır. Müşteki açısından yaşananlar büyük bir psikolojik çöküntüye dönüşmüştür. Bu bağlamda, kamu menfaati gereği bu tür suç işlemeye tevessül edebilecek kişilere caydırıcı cezaların verilmesi ba-şka bir ifadeyle, toplumumuzu, çocuklarımızı ve gençlerimizi bu tür suçlara karşı korumak ve toplumdaki adalet duygusunun tatmini amacıyla ibret verici ağır cezaların verilmesi kaçınılmazdır.

Belirttiklerimiz ışığında gerek Sanık ve gerekse Müşteki ile i-lgili sunulan olgular da göz önüne alındığında, kamu menfaatinin ağır basarak Sanığın ıslahından çok, kamu menfaati gereği ağır bir ceza takdir edilmesi gereklidir.

Bununla birlikte, Alt Mahkemenin kamu menfaatini ve Sanığın ıslahını göz önüne alarak cez-a takdir ettiği kanaatinde olup takdir edilen cezanın alenen düşük veya yüksek olduğu iddiaları ile hemfikir değiliz.

Yukarıda belirttiklerimiz ışığında Alt Mahkemenin, kamu menfaatine ağırlık vererek Sanıkla ilgili ağırlatıcı ve hafifletici olguları di-kkate aldıktan sonra Sanığa 12 yıl süreyle hapislik cezası takdir etmekle hatalı bir karar verdiğine ve verilen cezanın müdahalemizi gerektiren bir ceza olduğuna ikna olmadık.

Dolayısıyla, cezaya yönelik karşılıklı olarak yapılan her iki istinafın da re-ddi gerekmektedir.



NETİCE
İstinaf reddolunur. Ceza mahkûmiyet tarihinden başlayacaktır.




Bertan Özerdağ Beril Çağdal Peri Hakkı
Yargıç Yargıç Yargıç

13 Nisan 2022









29






Full & Egal Universal Law Academy