Yargıtay Ceza Dairesi Numara 48,49/1990 Dava No 5/1991 Karar Tarihi 22.05.1991
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 48,49/1990 Dava No 5/1991 Karar Tarihi 22.05.1991
Numara: 48,49/1990
Dava No: 5/1991
Taraflar: Kadim Uğurlu vd ile Başsavcılık Arasında.
Konu: Uyuşturucu madde tasarrufu – Ceza takdiri – Kamu yararı – Cezaların kişiselliği – İlk Mahkemenin verdiği cezalara Yargıtayın müdahale etmesinde dikkate alınacak ilkeler –Suçun işleniş şekli
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 22.05.1991

-D.5/91 Birleştirilmiş
Yargıtay/Ceza 48/90 ve 49/90

Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: Niyazi F. Korkut, Celâl Karabacak, Özkan Tunçağ.


Yargıtay/Ceza 48/90
(Dava No: 359-6/90; Girne)

İstinaf eden: Kadim Uğurlu, Lâpta
(Sanık No:2)
ile
Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcısı , Lefkoşa.
A r a s ı n d a.

İs-tinaf eden namına: Hasan Murat.
Aleyhine istinaf edilen namına: Derviş Akter.


Yargıtay/Ceza 49/90
(Dava No: 3596/90; Girne)

İstinaf eden: Cemil Bahçebaşı, Ilgazköy
(SanıkNo: 1)
ile
Aleyhine istinaf ed-ilen: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa
A r a s ı n d a.

İstinaf eden şahsen hazır.
Aleyhine istinaf edilen namına: Derviş Akter.


H Ü K Ü M

Niyazi F. Korkut: Bu istinafta Mahkemenin hükmünü S-ayın Yargıç Özkan Tunçağ verecektir.

Özkan Tunçağ: Birleştirilerek dinlenen 49/90 sayılı istinaftaki Müstenif (Bundan böyle Sanık 1 olarak anılacaktır) ile 48/90 sayılı istinaftaki Müstenif (Bundan böyle sanık 2 olarak anılacaktır) Girne Ağır Ceza Mahkeme-sinin 3596/90 sayılı davasında yargılandılar.

Sanık 1 aleyhindeki 1. davada:

"16/77, 54/77, 36/82 ve 37/89 ile tadil edilen 4/72 sayılı Uyuşturucu Maddeler Yasasının 2, 3, 24(1)(a)(2)(a)(3)(a)(b) maddeleri ile ayni yasanın 6 ve 16'ncı maddeleri tahtında- isdar edilen 63/73 sayılı nizamname ile tadil edilen 21/73 sayılı uyuşturucu maddeler nizamnamesinin 3, 4(1)'nci maddelerine aykırı olarak;"

-20.4.90 ilw 25.4.90 tarihleri arasında kesin olarak tespit edilmeyen bir günde, Girne'de KKTC'de genel yetkilendirilmiş veya ilgi nizam tahtında ruhsatlı bir şahıs olmadığı halde 1 kilo 51 gram 200 miligram ağırlığında Cannabis (Hint Keneviri) reçinesi ol-an uyuşturucu maddeyi Karakum'lu Bekir Kahraman'dan alma;
-
Aleyhindeki 2. davada:

"16/77, 54/77, 36/82 ve 37/89 ile tadil edilen 4/72 sayılı uyuşturucu maddeler yasasının 2, 3, 24(1)(a)(2)(a)(3)(a)(b) maddeleri ile ayni yasanın 6 ve 16'ncı maddeleri tahtında isdar edilen 63/73 sayılı nizamname ile tadil edilen -23/73 sayılı uyuşturucu maddeler nizamname- sinin 3, 4(1)'nci maddelerine aykırı olarak;"

-Birinci davada zikrolunan aynı tarih ve mahalde KKTC'de genel olarak yetkilendirilmiş veya ilgi nizam tahtında rhsatlı bir şahıs olmadığı halde 1 kilo 51 gram 200 miligram ağırlığında Cannabis (Hint Keneviri) uyuşturucu maddeyi Sanık 2 Kadim Uğurlu'ya ver-me;
-
Sanık 2 aleyhindeki 3. davada:

"16/77, 54/77, 36/82 ve 37/89 ile tadil edilen 4/72 sayılı Uyuşturucu Maddeler yasasının 2, 3, 24(1)(a)(2)(a)(3)(a)(b) maddeleri ile ayni yasanın 6 ve 16'ncı maddeleri tahtında isdar olunan 63/73 sayılı nizamname ile tadil- edilen 21/73 sayılı uyuşturuc maddeler nizamna-mesinin 3, 4(1)'inci maddelerine aykırı olarak;"

-Birinci davada zikrolundan aynı tarih ve mahalde KKTC'de genel olarak yetkilendirilmiş veya ilgi nizam tahtında ruhsatlı bir şahıs olmadığı halde 1 kilo 51 gram 200 miligram Cannabis (Hint Keneviri) olan uyuşturucu maddeyi Sanık 1 Cemil Bahçebaşı'ndan alm-a;
-
Her iki Sanık aleyhindeki 4. davada:

"Fasıl 154 Ceza Yasasının 20'nci maddesi ile 16/77, 54/77, 36/82 ve 37/89 ile tadil edilen 4/72 sayılı Uyuşturucu Maddeler Yasasının 2, 3, 24(1)(a)(2)(a)(3)(a)(b) maddeleri ile ayni yasanın 6 ve 16'ncı maddeleri taht-ında isdar edilen 63/73 sayılı nizamname ile tadil edilen 21/73 sayılı uyuşturucu maddeler nizamnamesinin 3,5 ve 25'nci maddelerine aykırı olarak;"

-25.4.1990 tarihinde Girne Çamlıbel anayolu üzerinde KKTC'de genel olarak yetkilendirilmemiş veya ilgi nizam tahtında ruhsatlı şahıslar olmadıkları halde tasarruflarında 1 kilo 51 gram 200 miligram ağırlığında Cannabis (Hint keneviri) reçinesi olan uyuştur-ucu maddeyi bulundurmakla itham edildiler.
-
Sanıklar, aleyhlerine getirilen tüm davaları kabule ttikleri cihetle kendi ikrarları ve sunulan olgular ışığında suçlu bularak mahkûm edildiler. Girne Ağır Ceza Mahkemesi 10/12/90 tarihli hükmünde Sanıklara aleyhlerindeki davalardan birlikte çekilmek üze-re ayrı ayrı 3'er yıl hapis cezası vermiştir. Sanıklar, Girne Ağır Ceza Mahkemesince haklarında verilen hapislik cezaları aleyhine istinaf ettiler. istinaf ihbarnameleri incelendiğinde her birinde dörder istinaf sebebi bulunduğu görülmekle beraber, sanıkla-r istinafın duruşması esnasında sadece tüm ahval ve şerat nazarı itibare alındığında verilen cezanın alenen fahiş olduğu hususu üzerinde duracaklarını beyan ederek istinaf sebeplerini bire indirgediler.

Dava ile ilgili olgular, istinafı ilgilendirdiği ni-sbette, aşağıdaki gibidir: Sanıklar aslen T.C. vatandaşı olup 1974 Barış Harekâtı'ndan sonra Kıbrıs'a gelip yerleşen kişilerdir. Sanık 1 İlgazköyde ikâmet etmekte olup yapıcılıkla iştigal eden, evli ve üç çocuk babası bir aile reisidir. Kendi beyanına göre-, resmi yaşı 38, gerçek yaşı 43-44 civarındadır. Sanık 2 ise, lapta'da ikâmet etmekte olup, seyyar satıcılıkla iştigal eden, bir çocuk sahibi ve hanımı rahatsız olan bir kişidir.

25.4.90 tarihinde sanıkların tasarruflarında uyuşturucu madde bulundu-ğuna -dair Polis Genel Müdürlüğü Harekat ve Narkotik Şubesinin almış olduğu bir bilgi üzerine aynı tarihte Polis Başmüfettişi Y. Özkum, P.Ç. 47 Aygün Maraşlı ve P.M. 603''en oluşan bir polis ekibi ile Mf. Mv. Hasan Dayı, PÇ.1217, PÇ.701 ve PÇ.554''en oluşan ikin-ci bir ekip Geçitköy --Çamlıbel anayolu üzerinde takriben saat 10.20 civarında Sanık 2'nin kullanmakta odluğu ve bu sanığa ait olan CB 624 plâkalı aracı durdurmuşlardır. Sanık 1 de aynı arabada seyahat etmekteydi. PÇ.47 her iki sanığa da almış olduğu bilgi-yi izah ederek yasal ihtarda bulunmuştur. Sanıklar herhangi bir yanıt vermemişlerdir. Ayni polis ekibi, Sanık 2'nin CB624 plâkalı aracını aradıkları bir esnada anılan aracın saağ koltuğu üzerinde, gazete kâğıtlarına sarılı vaziyette, 12 adet sigara paketi -büyüklüğünde bez torbacıklar içerisinde uyuşturucu olduğuna şüphe dilen madde bulmuşlardır. Bunun üzerine PÇ. 47, her iki sanığa da bulduğu emareleri göstererek ayrı ayrı yasal ihtar yapmıştır. Sanık 1, hernagi birşey söylememiş, Sanık 2 ise "esraardır" ya-nıtını vermiştir.

PÇ. 47, Sanık 2'nin arabasından aldığı ve uyuşturucu olduğuna şüphe edilen maddeyi zaptederek sanıklarla birlikte Mf. Mv. Hasan Dayı'ya teslim etmiştir. Adıgeçen müfettiş muavini sanıkları tutuklayarak ileri soruşturma maksadı ile Polis- Genel Müdürlüğüne celbetmiştir. Aynı gün 2. Sanığın Mf. Mv. Hasan Dayı'ya "Herşey meydanda gel yanıma ben sana anlatayım" demesi üzerinne Polis Müfettiş Muavini Hasan Dayı Sanık 2'ye yasal ihtarda bulunmuş ve Sanık 2 devamla "Esrarları buldunuz yahu" diye-rek emare 1 olan gönüllü ifadeyi vermiştir.

Aynı tarihte 1. Sanığın da Mf. Mv. Hasan Dayı'ya hitaben "Biz oyuna geldik, herşey meydandadır" demesi üzerine adıgeçen Plis Müffetiş Muavini sanığa yasal ihtarda bulunmuş ve bu sanığın "Kızım duymasın anlatayı-m da bırakın beni" demesi üzerine Mf. Mv. Hasan Dayı tarafından emare 2 olan gönüllü ifadesi alınmıştır.

30.4.90 tarihinde Mf. Mv. Hasan Dayı sanıkların huzurunda tüm emareleri tartarak analiz maksadı için Devlet Kimya Laboratuvarına teslim etmiştir. 2.5-.90 tarihinde yapılan analiz neticesi konu emarelerin 1 kilo 51 gram 200 miligram ağırlığında Cannabis (Hint Keneviri) reçinesi odluğu saptanmıştır. Analiz raporu emare 3 olarak sunulmuştur.

9.4.90 tarihinde Sanık 1'e Mf. Mv. Hasan Dayı tarafından yazılı- dava tebliğ edilmiştir (Göre: Emare 4). Sanık dava tebliğine verdiği cevapta "Esrarı getireceğini bilirdim ama ne gün getireceğini bilmezdim, özür dilerim" demiştir.

Aynı tarihte Sanık 2'ye de yazılı dava tebliğ edilmiş (Gör: Emare 5) ve sanık cevaben "-Suçumu kabul ederim, özür dilerim" demiştir.

Sanıkların uyuşturucu madde tasarruf etme izni olmadığına dair 14.5.90 tarihli Sağlık Bakanlığı yazısı emare 6 olarak dosyalanmıştır.

Sanık 1 gönüllü ifadesinde, sair şeyler yanında özetle, inşaatlard yapıcı-lık yaparken yanında Bekir Kahraman isimli düz bir işçinin çalıştığını, bu şahsın kendisine Türkiye'den Kıbrıs'a gelirken esrar getireceğini söylediğini, esrarları Kıbrıs'ta satmak için müşteri bulmasını istediğini, aslında kendisinin bu işlerden anlamadığ-ını, fakat Bekir Kahraman'ın ısrarı üzerine konu ile ilgilenmeyi kabul ettiğini, bilâhare konuyu daha önceden tanıdığı 2. Sanığa Girne'de açtığını, bu sanığın da böyle birisini bulduğu takdirde kendisine haber vereceğini söylediğini, bu konuşmanın üzeirnde-n takriben 1 aylık bir süre geçtikten sonra Sanık 2'nin kenndisini Girne'de bulup esrarı satmak için birisini bulduğunu ve bu adamla kendisini görüştüreceğini söylemesi üzerine birkaç gün sonra daha önce tanımadığı Bayram isimli bir şahsın Karşıyaka Köyünd-eki evine birlikte gittiklerini, bu şahıs ile esrarın kilosunu 15 Milyon TL'ye anlaştıklarını, bir süre sonra Bekir Kahraman'ın kendisine Girne otobüs duraklarında "Al bu paketi konuştuğun adama ver" diyerek malı teslim ettiğini, aynı gün Girne'de Sanık 2'-yi bularak durumu anlattığını, Bayram'ı bulmasını istediğini, o gün Bayram'ı gördüklerini ve daha sonra evine gittiklerini, Bayram'ın Sanık 2'den numune olarak bir parça aldığını ve bilâhare malın tümünü teslim edip parayı almak için biraraya gelmek üzere -anlaştıklarını, ancak polis ekiplerinin araması üzerine yakalandıklarını söylemiştir.

Sanık 2 ise, gönüllü ifadesinde sair şeyler yanında özetle, 3-4 yıldan beri Kıbrıs'ta tanıdığı Sanık 1 ile görüştüğü bir günde bu sanığın kendisinden esrar satmak için -müşteri bulmasını istediğini, kendisinin de böyle bir şahsı bulursa Sanık 1'e haber vermeyi kabul ettiğini, daha önce tanıdığı Bayram isimli bir şahsın Sanık 1'ı tanıştırdığını belitmiş ve genelde Sanık 1'in gönüllü ifadesinde belirttiği hususları teyid ed-ici yönde beyanlarda bulunmuştur.

Sanık 1, istinaf Mahkemesi huzurunda avukatsız olarak kendini savunmuş ve Girne Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen hapislik cezalarının çok uzun süreli ve alenen fazla olduğunu öne sürerek kendi ifadesi ile "Yüce Div-anımıza" sığındığını, 3 çocuk babsı olduğunu, büyük kızı Hülya Bahçebaşı'nın Edirne Öğretmen Okulu 2. sınıf öğrencisi olduğunu, oğlu Oktay Bahçebaşı'nın Lapta Ortaokulunda, üçüncü çocuğu Arif Bahçebaşı'nın ise Alsancak İlkokulunda okuduklarını, hanımının a-ncak iş bulduğu zaman çalışabildiğini, devamllı bir işi olmadığını, ailesinin halen sosyal yardım almakta olduğunu, hapse girmesi ile ailenin büyük bir mali sıkıntı içine düştüğünü, ancak Devletin yaptığı yardımlarla yaşamlarını sürsürebildiklerini, yaptık-larından çok pişman olduğunu, özellikle kızının durumundan dolayı meselenin kapsamını istediğini, bugüne kadr hiçbir sabıkası olmadığını belirterek kendisine müsamahalı davranılmasını ve istinafın kabulünü istemiştir.

Sanık 2'nin avukatı müvekkili ile il-gili Ağır Ceza Mahkemesi huzurunda söylenenlere genel olarak atıfta bulunduktan sonra olgulara değinmiş ve Sanık 1'in teşviki ile 2. Sanığın bu suçları işlediğini, malı tasarruf süresinin çok kısa olduğunu, tasarruf niyetinin ise bir arkadaş uğruna yapılmı-ş bir nevi emanttarlık olarak itelendirilebileceğini, suçun ciddiyetinin bilinci içinde olduklarını, bu nevi suçlarda kamu yararı için caydırıcı ve etkin cezalar verileceği gerçeğini kabul ettiklerini, buna karşın davanın olguları, sanığın kişisel ve ailev-i durumu ile diğer hafifletici nedenler ceza prensipleri ışığında değerlendirildiğinde benzeri bir sabıkası bulunan bu sanığa takdir edilen cezanın müdahaleyi gerektirecek derecede aşikâr surette fazla olduğunu öne sürerek istinafın kabulünü istemiştir.

-Daha sonra aleyhine istinaf edileni temsil eden Savcı söz alarak Sanık 1 ile Sanık 2 avukatının hafifletici nedenler olarak öne sürdükleri husların tümüne katılmadığını, cezaların kişiselliği prensibinin ağırlık taşıdığını kabul etmekle beraber bu nevi cid-di suçlarda kamu yararının ön plânda tutularak caydırıcı ve etkin nitelikte cezalar verilemsi gerektiğini, her iki sanığın da suçun işlenişinde oldukça etkin bir rol oynadıklarının sunulan olgulardan açık bir şekilde anlaşıldığını, Sanık 2'nin benzeri bir -sabıaksı bulunduğunu, sanıkların mahkûm edildikleri suçların Yasada 15 yıla kadar hapis cezsı veya 25 Milyon TL'ye kadar para cezası veya her iki cezaya birden çarptırılmaları ile ilgili hükümler bulunduğunu, Bekir Hakraman isimli şahsın aynı dönemde Girne- Ağır Ceza Mahkemesi tarafından uyuşturucu madde ithali suçundan 3,5 yıl hapis cezasına çarptırıldığını söyleyerek istinafın reddedilmesini istemiştir.

İlk Mahkeme hükmünde sanıklara ceza takdir ederken şu görüşlere yer vermiştir:

"Sanıklara ne gibi bi-r ceza verilmesi gerektiğini tüm gerçekler ve bu konudaki Yüksek Mahkemenin vaz etmiş olduğu hukuki prensipler ışığında esaslı bir şekilde tezekkür ettik.

Sanıkları mahkum etmiş olduğumuz suçlar ciddi suçlardır. Yasa koyucunun bu gibi suçları işleyen kiş-ilere 15 yıla kadar hapislik veya 25 milyona kadr para cezası veya her iki cezaya birden çarptırılmaları ile ilgili hüküm içermektedir.

Suçun ciddiyetini ve bu konudaki hukuki mevzuatı nazarı itibara aldığımız zaman, başkalarına da ibret verici olması ba-kımından bu gibi suçları işleyen kişilere etkin ve caydırıcı cezalar verilmesi gerekmektedir. Uyuşturucu suçları çok ciddi suçlardır. Toplumu ve özellikle toplum fertlerini, çalışmadan ve para kaanmak amacıyla zehirlemeye çalışmaları veya çalışmaya teşebbü-s edenlere mahkemelerin hoşgörü ile bakması beklenemez. Bu gibi suçlara tevessül edenlere Kamu menfaatini nazarı dikkate alarak etkin ve caydırıcı cezalar verilmesi kaçınılmazdır.

Suçların işleniş şeklini ve bu konudaki uyuşturucu nevi ile mikarını dikka-te aldığımız zaman sanıklara verilecek olan en uygun ceza hapislik cezası olmaktadır.

Netice olarak yukarıda izah olunan tüm hakikatler, sanıkların ailevi durumları, polise yardımcı oldukları ve Sanık 2'nin sabıkasını da dikkate alarak

Sanık No:1 - 1. -davadan 3 yıl, 2. davadan 3 yıl, 4. davadan 3 yıl,

Sanık No: 2 - 3. davadan 3 yıl, 4. davadan 3 yıl, hapislilerine, hapislik cezalarının birlikte çekilmesine, emare 7 ve 8'in ve özellikle uyuşturucuların müsaderesine ve usulüne uygun şekilde imha edilmes-ine oybirliği ile karar verilir."

-Ağır Ceza Mahkemesinin ilk nazarda, davanın olgularını, sanıkalrın mahkûm odluğu suçların ciddi suçlar olduğunu, Yasa Koyucunun bu gibi suçları işleyen kişilerin 15 yıla kadar hapislik veya 25 milyon TL'ye kadar para cezası veya her iki cezaya çarptırılab-ilecekleri hususunda getirdiği yasal düzenlemeyi, ceza ile ilgili prensipleri, suçların işleniş şeklini, emare uyuşturucunun nevi ile miktarını, sanıkların şahsi, ailevi ve sabıka durumları ile meselenin tüm ahval ve şeraitini nazarı itibare alarak ceza ta-kdir ettiği görülmektedir.
-Şimdi ise, Sanıklara Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen cezaların alenen fahiş olup olmadığı hususunu incelememiz geremektedir. Birçok içtihat kararlarında belirtildiği gibi, Yargıtay'ın İlk Mahkemelerin kestiği cezalara müdahale etmekte çekingen oldu-ğunu yeniden vurgulamak isteriz. Yargıtay/Ceza 54/83 KKTC Başsavcısı ile Salih Muhtaroğlu davasında sayfa 4'de bu konuda aşağıdaki görüşlere yer verilmiştir:

"Yargıtayın İlk Mahkemenin vermiş olduğu cezaya müdahale etmesi için dikkate alınması gereken hus-usların dikkate alınmadığı ya da dikkate alınmamamsı egreken hususların dikkate alındığı, ya da verilen cezanın gözle görülür şekilde aşikâr surette az ya da çok olduğu hususunda ikna edilmesi gerekir."

-Ceza ile ilgili prensipler birçok içtihat kararlarında geniş bir şekilde incelenmiştir. (Gör: Ceza İstinaf 24/70, Birleştirilmiş Ceza İstinaf 8/75-9/75, Birleştirilmiş Yargıtay/Ceza 7/91 ve 12/91).
-
Uyuşturucu madde ile ilgili olarak işlenen suçlarda ceza saptanırken genel ilkeler yanında hangi hususların gözönünde bulundurulması gerektiği ve ceza ile ilgili prensiplere nasıl ve ne oranda ağırlık verilerek uygulanacağı birçok içtihat kararlarında be-lirtilmiştir. Yargıtay/Ceza 24/86, Hasan Akarçay ile KKTC Başsavcılığu arasındaki davada kamu yararı ve buna verilmesi gereken önem tekrar vurgulanmıştır.

Yargıtay/Ceza 4/88 sayılı Edip Karakeçi ile KKTC Başsavcılığı arasındaki davanın 6. sayfasınnda aşa-ğıdaki görüşlere yer verilmiştir:

"Geçmiş birçok kararlarda değinildiği gibi tasarruf edilen uyuşturucu türü, miktarı ve suçun işleniş şekli ile sanığın bu gibi suçların işlenme-sinde oynadığı rol son derece önemlidir."

-Bu kararda Yargıtay/Ceza 8/87, Turgut Emir Ahmet ile KKTC Başsavcılığı ve Yargıtay/Ceza 10/84 Taylan dersev ile Başsavcılık arasındaki davalara atıfta bulunularak ceza takdir edilirken kamu faktörünün ön plânda tutularak sanığa etkin ve caydırıcı cezalar -verilmesi gerektiği hususu vrugulanmıştır. Ayni davada, Birleştirilmiş Yargıtay/Ceza 3/84 ve 4/84 KKTC Başsavcılığı ile Ahmet Köroğlu arasındaki davaya da atıfta bulunularak bu tip suçların yaygın odluğu, önlenemediği ve bu tip suç işleyenlere, kamu faktör-ü dikkate alınarak caydırıcı ve etkin cezalar verilmesi gerektiği betekrar vurgulanırken cezaların kişiselliği prensibi ile sair hususlara gerekenden fazla ağırlık verilemeyeceği de belirtilmektedir.
-
Yukarıda atıfta bulunduğumuz ve alıntı yaptığımız içtihat kararlarında belirtilen tüm bu ilkeler ile hemfikir olduğumuzu belirtirirz.

Sanık 1 ve Sanık 2'nin kabul edip mahkûm edildikleri suçlarla ilgili olgular esaslıca tazekkür edildiği zaman her iki -sanığın uyuşturucu madde tasarrufu, alması ve vermesi ile ilgili suçların işlenişindee oldukça etkin ve faal bir rol oynadıkları açık ve seçik olarak görülmektedir.

Her iki sanık da dava konusu emare uyuşturucu madde ile ilgili olarak önceden bilgi sahib-i idiler. Sanık 1, Bekir kahraman isimli şahsın, uyuştrucu maddeyi piyasaya sürebilmesi için kendisine müşteri bulmağa çalışacağını söyleyrek ve bu konuda Sanık 2'nin tavassutunu sağlayarak adıgeçen şahsa bir ölçüde cesaret vermiştir. Sanık 2 de Sanık 1'e -bidayette verdiği söze sadık kalarak uyuşturucu maddeye alıcı bulmak niyetini kuvveden fiile çıkarma yoluna giderek bu yönde somut adımlar atmıştır.

Sanıkların halen hapiste olmalarının ailevi durumlarını olumsuz yönde etkilediği kuşkusuzdur. Cezaların k-işiselliği ilkesi gözönünde bulundurulduğu zaman ceza takdir ediirken bu hususların da nazarı itibare alınması grekir. Fakat kamu yararı ve sağlığının ön plânda tutlarak ceza takdir edilemsini gerektiren bu nevi ciddi suçlarda cezaların kişiselliği prensib-i ve sair hususlara gerektiğinden fazla ağırlık verilemeyeceğine biraz önce değindiğimizi vurgulamak istriz.

Dava dosyalarını, hzuurumuzda tüm söylenenleri ve ilgili hukuki mevzuatı esaslıca inceledik. Ağır Ceza Mahkemesinin sanıklara ceza takdir ederken- dikkate alınması gereken tüm hususları dikkate aldığı ve ceza ile ilgili hukuki prensipleri uygularken hata yapmadığı görülmektedir.

Bu nedenle sanıkların mahkûm edildikleri davalarla ilgili olgular ile hukuki mevzuat ve uygulanan ceza ilkeleri ışığında- sanıklara, Ağır Ceza Mahkemesince takdir edilen üçer yıl hapislik cezalarının müdahalemizi gerektirecek kadar fahiş olduğu hususunda istinaf edenler tarafından ikna edilemediğimiz cihetle her iki istinafın reddine karar veririz.

Sonuç olarak 48/90 ve 49-/90 sayılı bu iki istinafın reddedilmesine ve cezaların mahkûmiyet tarihinden başlamasına emir verilir.

(Niyazi F. Korkut) (Celâl Karabacak) (Özkan Tunçağ)
Yargıç Yargıç - Yargıç

22 Mayıs 1991




-


-10-



-


Full & Egal Universal Law Academy