Yargıtay Ceza Dairesi Numara 47/1981 Dava No 2/1982 Karar Tarihi 06.01.1982
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 47/1981 Dava No 2/1982 Karar Tarihi 06.01.1982
Numara: 47/1981
Dava No: 2/1982
Taraflar: Başsavcılık ile Talât Kürşat arasında
Konu: Yalan şahadet verme –Emniyet mensuplarını rencide etmeye yönelik sözleri yazı yolu ile yayınlama –Beraat kararı aleyhie istinaf-İthamname -İthamnamenin hazırlanması
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 06.01.1982

-D.2/82 Yargıtay/Ceza 47/81
(Dava No.2367/80;Lefkoşa)

Yüksek Mahkeme Huzurunda.

Mahkeme Heyeti: Ülfet Emin, Başkan, Niyazi F. Korkut, Aziz Altay.

İstinaf eden: K.T.F.D. Başsavcılığı, Lefkoşa.

- ile --

Aleyhine istinaf edilen: Talât Kürşat, Lefkoşa.

A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Akın Sait.
Aleyhine istinaf edilen namına: Menteş Aziz.


Yalan şahadet verme - Fasıl 154 Ceza Yasasının 110(1) ve 111. maddelerine aykırı olarak duru-şma esnasında bilerek yalan şahadet verme.

Emniyet mensuplarını rencide etmeye yönelik sözleri yazı yolu ile yayınlama - Fasıl 154 Ceza Yasasının 194, 195 ve 35. maddelerine aykırı olarak Emniyet mensuplarını mesleklerinde rencide etmeye yönelik sözleri -yazı yolu ile yayınlama

Beraat kararı aleyhie istinaf.

İthamname - İthamnamenin kusurlu olması - İlk Mahkemede ithamnameye itiraz edilmemiş olması - Fasıl 155 Ceza Usulü Yasasının 153. maddesi.

İthamnamenin hazırlanması - Fasıl 155 Ceza Usulü Yasasının -38 ve 39. maddeleri - İthamnamede Sanığın neleri yalan söylediğinin ve söylenen yalanın esasa ilişkin olup olmadığının belirtilmemiş olması.

OLAY: Sanık bilerek yalan şahadet vermek ve Emniyet mensuplarını mesleklerinde rencide etmeye yönelik sözleri yazı- yolu ile yayınlamak suçlarıyla itham edildi. Sanık davaları kabul etmedi. İlk Mahkeme, ithamnamenin her iki davada hatalı olduğunu belirtti ve Sanığı beraat ettirdi.

Başsavcılık İlk Mahkemenin yasal durumu yanlış
değerlendirdiğini iddia ederek beraat kar-arı aleyhine istinaf etti.

SONUÇ: Yüksek Mahkeme, İthamnamelerin Ceza Usul Yasasının 39. maddesine göre hazırlanması gerektiğini ve ithamname örneklerinin nizamnamede görülebileceğini belirtti. Sanığın hangi konuda yalan söylediğinin ithamnamede belirtil-mediğini, Ceza Usulü Yasasına uygun olarak tadil edilmedikçe böyle bir ithamname ile Sanığı mahkum etmenin mümkün olmadığını vurgulayan Yüksek Mahkeme, istinafı reddetti.

Atıfta Bulunulan Yargısal İçtihatlar:
Ceza İstinaf 17/73.
Ceza İstinaf 6/74.
Birleşt-irilmiş Ceza İstinaf 14-15-16/75.
Yargıtay/Ceza 51/81.
Appuhamy v. Reginam, 1963 All E.R. Vol.I, sayfa 762.

Atıfta Bulunulan Bilimsel İçtihatlar:
1- C.L.R. Vol.24, s.242.

--------------------

H Ü K Ü M

Ülfet Emin Başkan: Bu istinaf-ta Mahkemenin hükmünü Yargıç Niyazi
F. Korkut verecektir.

Niyazi F. Korkut: Aleyhine istinaf edilen (sanık),

Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 110(1) ve 111. maddelerine aykırı olarak 19.1.1979 tarihinde Lefkoşa'da Lefkoşa Kaza Mahkemesinin 363/78 sayılı davası-nın duruşması esnasında bilerek yalan şahadet vermek, ve

Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 194, 195 ve 35. maddelerine aykırı olarak, birinci davada belirtilen tarih ve mahalde, Emniyet Mensuplarını mesleklerinde rencide edici maksada matuf sözleri yazı yolu ile -kanunsuz olarak yayınlamakla, itham edildi.


Aleyhine istinaf edilen aleyhine getirilen davaları kabul etmedi. Davanın duruşmasını yapan ilk mahkeme aleyhine istinaf edileni aleyhine getirilen her iki davadan da beraat ettirdi.

İstinaf eden dosyalamış- olduğu bir istinaf ihbarnamesi ile ilk mahkemenin beraat kararına karşı aşağıdaki sebeplerden dolayı istinaf etti.

"1. Muhterem Bidayet Mahkemesi huzurundaki şahadet sanığı itham
edildiği suçlardan mahkûm edecek nitelikte olduğu halde sanı-ğı
mahkûm etmeyip beraat ettirmekle hata etmiştir.

2.Muhterem Bidayet Mahkemesi iddia makamının sunduğu şahadeti, sanığın itham edildiği suçları nazarı itibara alarak değerlendirmeye tabi tutmamakla hatalı hareket etmiştir.

Muhterem Bidayet Mah-kemesi iddia makamı üzerine düşen isbat
külfetini yerine getirdikten sonra sanığı itham edildiği
davalardan mahkûm etmeyip beraat ettirmekle hatalı hareket
etmiştir.

4.Muhterem Bidayet Mahkemesi yasal durumu yanlış değerlendirmekle ha-talı hareket etmiştir."

İstinafın duruşması sırasında ise istinaf eden ilk mahkemenin 2. dava ile ilgili hükmüne karşı yapmış olduğu istinafta ısrar etmediğini beyan etti. Bu durumda karara bağlanması gereken husus sadece l. dava ile ilgili beraat kararın-da ilk mahkemenin hatalı hareket edip etmediğidir.

İstinaf eden, duruşma sırasında, İlk Mahkemenin istinaf ihbarnamesinde belirtilen nedenlerle hatalı hareket ettiğini ileri sürerken aleyhine istinaf edilenin avukatı ise İlk Mahkemenin hatalı hareket etme-diğini ve, sair şeyler yanında, sanık aleyhine getirilen l. dava ithamnamesinin hatalı olduğunu ve sadece bu sebebe dayanarak, öteki sebeplere gitmeden sanık aleyhindeki ithamın ileri gidemiyeceğini ileri sürmüştür.

Ceza Usulü Yasası'nın 153. maddesine gö-re ithamnamedeki bir kusur ile ilgili bir itiraz üzerine duruşmayı yapan Mahkemenin hüküm, bulgu ya da kestiği cezaya istinafın duruşması sırasında müdahale edilemez meğer ki mevzubahis itiraz duruşmayı yapan mahkeme huzurunda da yapılmış olsun. İlk Mahkem-enin vermiş olduğu hüküm incelendiğinde mahkemenin bu konuya değinerek sanık avukatının ilk mahkemede ithamnamesinin yanlış yapılmış olduğu ve diğer teknik nedenlerle davanın iptal edilmesi gerektiğine ilişkin itirazda bulunduğu ve mahkemenin de sanık avuk-atının bu iddiasında gerçek payı olup bu tür davaların ithamnamesinin büyük bir titizlikle hazırlanması ve davanın teknik yönlerinde tamam olması gerektiğine dair bulgu yaptığı görülmekle beraber İlk Mahkeme hükmünde belirttiği bazı gerçeklerle bu itiraz ü-zerinde durmamış ve sanığı hükmünde belirttiği sair nedenlerle beraat ettirmiştir.

Sanık avukatı ithamnamenin kusurlu olduğuna ilişkin ilk mahkemede itirazda bulunup ilk mahkemede bu hususta bir bulgu yapıp sanığın itirazını değerlendirerek bir karar verm-ediğine ve bu hususta verilecek olumlu bir karar sonucu istinaf edilen sair hususların incelenmesine gerek kalmayabileceğine dayanarak öncelikle ithamnamenin hatalı olduğuna ilişkin itirazı incelemeyi uygun bulduk.

Sanık aleyhine dosyalanan 1'inci davanın- tafsilâtı aynen şöyledir:

"Sanık 19.1.1979 tarihinde, Lefkoşa'da Lefkoşa Kaza Mahkemesinin 363/78 sayılı davasının adli kovuşturması esnasında bilerek yalan şahadet verdi."

Bir sanığın aleyhine getirilen bir davanın ithamnamesinde nelerin yer alması ger-ektiği hususunda Fasıl 155 Ceza Usulü Yasasının 39. maddesinde hükümler mevcuttur. 39. maddeye göre bütün ithamnamelerin 39. maddede vazedilen hükümlere uyması gerekir. 39. maddenin (c) bendine göre ithamnamedeki her davada sanık aleyhine getirilen suçun b-asit bir lisanla tarif edilmesi öngörülmektedir. Madde 38 ise her davanın saptanmış örnekte olması gerektiğini öngörmektedir. Ceza Usulü Yasası'nın 176. maddesi uyarınca yapılan ceza usulü nizamlarının 3 nizamı nizamnamede EK "A"da gösterilen formaların ku-llanılmasını öngörmektedir. Nizamnamede verilen örnek ise aynen şöyledir:

"CRIMINAL FORM NO.7
CHARGE - (Section 37).

In the District Court of.............................
Charge prefered by: C.D., of.....................
aga-inst

A.B. of ....(address and occupation)...........Accused.
The accused is charged with the following offence (offences):-

STATEMENT OF OFFENCE.
FIRST COUNT.

(Common Assault) contrary to section..of .Law, Cap.

PARTICULAR OF OFFENCE

The accused on the-....day of...19...at.........in the District of.
....., did (here set out the particulars of the offence in ordinary language, in which the use of technical terms is unncessary).

(Signed) C.D."

Yuk-arıda alıntısı yapılan örnek formadan da açıkça görüleceği gibi suçun tafsilatının basit bir lisanda tarif edilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde sanığın hangi suç ile itham edildiği hakkında tam bilgisi olmayacak ve dolayısıyle sanık savunmasını gerektiği -gibi yapamayacaktır.

Ceza İstinaf l7/73'de sanık aleyhindeki 2. davanın kusurlu olduğu ve yasanın gerektirdiği tafsilatı içermediği ve alt mahkemenin sanığı bu davadan mahkûm etmemesi gerektiği görüşü belirtilerek bu nokta istinafta ileri sürülmemekle ber-aber çok bariz olan bu usulsüzlüğü gidermek için sanık aleyhindeki konu 2. davadaki mahkûmiyet iptal
edilmişti.

Bu istinafa konu davada da ithamnamede sanığın neleri yalan söylediği belirtilmediğinden, dava Ceza Usulü Yasasına uygun olarak tadil edilmeksi-zin böyle bir ithamnameye dayanarak herhangi bir sanık mahkûm edilemez. Bu hususta gör:

1) C.L.R. vol.24, s.242
2) Birleştirilmiş Ceza İstinaf 14-l5-16/75
3) Ceza İstinaf 6/74

Sahte şahadet vermekle yargılanan bir sanığa ilişkin A.E.R. l963, Vol.I, sayf-a 762'de yayınlanan Appuhamy v. Reginam davasında da şöyle denmiştir:

"Although, when proceeding under s.440(1) of the Criminal Procedure Code, it was not necessary for the accusation, to be stated with the particularity of a count in an indictment, yet i-t was essential, when some part only of the witness' evidence was suggested to be false, to leave no doubt which parts were alleged to be false; in the present case this had not been done the appellant had not been informed of the gist and subs-tance of th-e offence, with the consequence that he had had no opportunity of dealing with it, and the sentence on the appelant could be quashed."

-Sanığın itham olunduğu Ceza Yasası'nın 110(1) maddesinin ilgili
kısmı aynen şöyledir:

"110. (1) Any person who in any judicial proceeding or for the purpose of instituting any judicial proceeding knowingly gives false testimony touching any matter which i-s material to any question then depending in that proceeding or intended to be raised in that proceeding, is guilty of the misdemeanour termed perjury."

Ceza davalarında iddia makamının herhangi bir suç işleyen şahsın aleyhine getirilen bir davayı şüphede-n ari bir şekilde isbat etmesi gerekir. Önümüzdeki istinafa konu davada da İlk Mahkemenin sanığı mahkûm edebilmesi için sanığın adli bir kovuşturmasının duruşma sırasında davada münazaalı olan esasa ilişkin ya da o davada ileri sürülmesi düşünülen bir husu-sta yalan söylediğinin kanıtlanması gerekmektedir. İddia Makamının bu hususu kanıtlayabilmesi için de bu hususları öncelikle ithamnamede göstermesi gerekmektedir. Halbuki stinafa konu davanın ithamnamesinde bu hususlar yoktur. Sanığın neleri yalan söylediğ-i ve söylenen yalanın davada esasa ilişkin bir husus olup olmadığı ithamnamede belirtilmemiştir. Halbuki Yargıtay/Ceza 51/81'de bu tür tafsilâtların bu gibi önemli suçlarda iddia alunan suçun esas unsurlarını oluşturduğu vurgulanmıştır. Bu durumda suçun ta-fsilâtı kendiliğinden Fasıl 154 Madde 110(1)'in öngördüğü suçun işlendiğini göstermez ve bu nedenle de sanığın bu
ithamnameye göre suçlu bulunarak mahkûm edilebilmesi olası değildi.

Bu nedenle istinafta belirtilen istinaf sebeplerinin incelenmesine gerek- olmayıp istinafın reddedilmesi gerekir.

Sonuç olarak istinaf reddolunur.




(Ülfet Emin) (Niyazi F. Korkut) (Aziz Altay)
Başkan Yargıç Yargıç



6 Ocak 1982






















Full & Egal Universal Law Academy