Yargıtay Ceza Dairesi Numara 45/1984 Dava No 9/1985 Karar Tarihi 29.04.1985
Numara: 45/1984
Dava No: 9/1985
Taraflar: Hasan Sadrazam ile Başsavcılık arasında
Konu: Darp suçu –Niyet
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 29.04.1985
-D.9/85 Yargıtay/Ceza 45/84
(Dava No. 368/84 Girne)
Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: N-. Ergin Sal(hi, Niyazi F. Korkut, Aziz Altay.
İstinaf eden: Hasan Sadrazam, Akdeniz
(Sanık)
- ile -
Aleyhine istinaf edilen: Başsavcılık
A r a s ı n d a.
-
İstinaf eden namına: Ahmet Hazım.
Aleyhine istinaf edilen namına: Necla Şenol.
Darp suçu - Fasıl 154 Ceza Yasası - Yasanın 243 maddesine aykırı darbetmek suretiyle ciddi yaralanmaya neden olma.
Niyet - Yaralama niyeti bulunmadığı iddiası - Mahkûmiyet -aleyhine istinaf - Sanıkla Şikayetci arasında fiziksel temasın bulunması - Teknik değil fiziksel darbın gerçekleşmesi - Bir kişinin fiillerinin doğal sonucunu istemiş kabul edilmesi.
OLAY: Çocuğunu neden dövüldüğünü anlamak için döven sahsı iş yeri ola-n süt fabrikasına giden Şikâyetci orada bulunanlarla tartışmaya başladı. Fabrikanın ortaklarından biri olan Sanık olaya müdahale ederek Şikâyetçiyi zorla dışarı çıkardı. Korkup gerileyen Müşteki merdivenleri farketmiyerek 1-2 metre yükseklikte plâtform-dan aşağı düştü ve ayağını kırdı. Sanık aleyhine Şikâyetçinin yaralanmasına neden olma davası getirildi. Girne Kaza Mahkemesinde yargılanarak suçlu bulunan Sanığa TL.5,000.- para cezası verildi. Sanık yaralama niyetinin isbatlanmadığını ileri sürerek mahkû-miyet aleyhine istinaf etti.
SONUÇ: Yüksek Mahkeme, Sanığın Müştekiyi kolundan tutarak dışarı çıkardığını ve zor durumda kalan Sanığın merdivenler yerine platformdan atlayarak yaralandığını gözönünde bulundurdu. Yaralama niyetinin şüpheden ari bir şekilde- isbat edilmemesi halinde Sanığın suçlu bulunmayıp beraat ettirilmesi gerektiğini, ancak önümüzdeki meselede Sanığın Müşteki ile fiziki teması odluğunu, ortada teknik değil fiziksel bir darb bulunduğunu, bir kişinin fiilinin doğal neticesini istemiş kabul -edildiğini belirtti ve istinafı reddetti.
Atıfta Bulunulan Yargısal İçtihatlar:
Andreas Georghiou alise Naylon v. Police (1961) CLR sayfa 254.
R. v. Rolfo 36 Cr. Appeal sayfa 6.
Marphev Police v. Androniki Andrsou /1974) 2 JSC sayfa 222.
R. v. Hollay 188-9 61 LT 781.
R. v. Calonan 1920 84JP 112.
H Ü K Ü M
N. Ergin Sal(hi: Girne Kaza Mahkemesinde yargılanan sanık Fasıl 154 Ceza Kanununun 243. maddesine aykırı 7.3.1984 tarihinde Akdeniz'de Akdenizli Ergün Çakmaklı'yı itmek sureti ile hakiki bedensel inc-inmesine sebep olmak suçu ile itham edilmişti. Sanık suçunu kabul etmemiş, davanın duruşması yapılmış ve neticede suçlu bulunarak lehindeki hafifletici sebepler de dikkate alınarak 5000TL para cezasına çarptırılmıştır.
İstinaf bu karardan mahkumiyet aley-hine yapılmakta olup istinaf ihbar- namesi 5 istinaf sebebi içermekle beraber esas itibarı ile sadece bir husus üzerinde durulmuştur. Bu da sanığın itham edilip suçlu bulunduğu suçun, iddia makamının isbat etmekle yükümlü bulunduğu, unsurlarından biri olan- yaralama niyetinin, isbat edilemediği hususudur.
İstinaf konusu edilmeyen olgulara göre; müşteki Ergün Çakmaklı 7.3.1984 tarihinde çocuğunun, aynı köyde mukim Sami Kadıköy tarafından ne sebeple dövüldüğünü soruşturmak üzere bu şahsın çalışmakta olduğu A-kdeniz köyündeki süt fabrikasına gitti. Fabrikaya girip onu buldu, aralarında geçen konuşma münakaşa şekline dönüşünce süt fabrikası ortaklarından Bayan Refia Apakgün olaya müdahale ederek müştekiye fabrikaya girilemeyeceğini ve dışarı çıkması gerektiğini -söyledi. Ancak müşteki dışarı çıkmayıp münakaşaya devam etti. Bunun üzerine aynı süt fabrikasının ortaklarından olan sanık olaya müdahale ederek münakaşayı durdurmak ve müştekiyi fabrikadan dışarı çıkarmak istedi müşteki diretince onu kolundan tutarak dışa-rı çıkarma yönüne gitti. Bu şekilde dışarıya çıkarılan müşteki bir an korkup gerilerken yük yükletilmekte kullanıldığı anlaşılan 1-2 metre yükseklikteki platform kenarında sendeleyerek bu yerden aşağı atladı ve ayağı burkularak yaralandı. Olay müşteki tara-fından polise intikal ettirildi ve doktor tarafında yapılan muayenede müştekinin konu yerden düşerken ayağının kırıldığı tesbit edildi. Polis karakoluna celbedilen sanık müştekiyi darb ettiğini kabul etmekle beraber onu ittirip yaralamadığını iddia etti. G-irne Kaza Mahkemesindeki duruşmada ise aynı iddialarını yineledi.
İstinafın duruşmasında müstenif avukatı sanığın, müştekinin üzerine yürüdüğünü ve onun da korkup gerilerken fabrikanın çıkışındaki merdivenler yerine 1-2 metre yükseklikteki platformdan at-layıp yaralandığını, darb fiilinin teknik olarak işlendiğini, sanığın müştekiyi kolundan çekmediğini ve itmediğini ileri sürdü. İl(veten darb fiilinin teknik olarak işlenmediği kabul edilse dahi, sanığın müştekiyi yaralama niyeti bulunmadığı, yaralama husu-sundaki niyet unsurunun iddia makamınca isbat edilmediğini ileri sürmüştür.
İlk Mahkemenin bulgularının yanlış olduğu veya müşteki ile iddia makamının sunduğu şahadete inanılmaması gerektiği yönünde bir istinaf sebebi bulunmadığına göre ilk mahkemenin, o-layın cereyan ediş şekli hususundaki bulgularının doğru olduğunun kabul edilmesi gerekir. Bu durumda darb fiilinin iddia edildiği gibi teknik olarak işlenmediği ve sanığın müştekiyi fabrikadan çıkarırken çekmek veya itmek sureti ile onu fiilen darb ettiğin-i kabul etmek gerekir.
Yaralama niyetinin iddia makamınca isbatlanmadığı hususuna gelince sanığın itham edildiği Fasıl 154 madde 243'e bakıldığında darb neticesi bir yaralanmanın mevcut olması gerektiği görülür, mevcut değilse madde 242 altında basit dar-b kapsamına girer. Madde 243'te yaralama niyetinin mevcut olması gerektiği açıklıkla yer almamaktadır. Sadece işlenen bir darb fiili neticesinde yaralanmanın mevcudiyetinin isbatlanması gerekir. Madde 243 ile yine Ceza Yasası madde 228 arasında bir mukayes-e yapıldığında 228'de yaralama niyeti yasal bir unsur olarak ilgili maddeye konmuştur. Halbuki madde 243'te böyle bir deyime rastlanmamaktadır. Karşılaştırması yapılan maddeleri iktibas etmeyi faydalı buluyoruz. Fasıl 154 madde 228.
"228. Any person who,- with intent to naim, disfigure or disable any person or to do some grievous harm to any person, or to resist or prevent the lawful arrest or detention of any person-
(a) unlawfully wounds or does any grievous harm to any person by any means whatever; or-
(b) unlawfully attempts in any manner to strike any person with any kind of projectile or with a knife, or other dangerous or offensive weapon; or
(c) unlawfully causes any explosive substance to explode; or
(d) sends or delivers any explosive substanc-e or other dangerous or nexious thing to any person; or
(e) causes any such substance or thing to be taken or received by any person; or
(f) puts any corresive fluid or any destructive or explosive substance in any place; or
(g) unlawfully casts or thro-ws any such fluid or substance at or upon any person, or otherwise applies any such fluid or substance to the person of any person,
is quilty of a felony and is liable to imprisonment for life."
-Fasıl 154 madde 242:
"242. Any person who unlawfully assaults another is guilty of a misdemeanour, and, if the assault is not committed in circumstances for which a greater punishment is provided in this Code, is liable to imprisonment for a term not e-xceeding one year, or to a fine not exceeding fifty pounds, or to both."
Fasıl 154 madde 243:
"243. Any person who commite an assault occasioning actual badily harm is guilty of a misdemeanour and is liable to imprisonment for three years."
Görüleb-ileceği gibi 243. madde iddia makamınca isbatlanması öngörülen darb fiilinin işlenmiş olması ile böyle bir fiil neticesi müştekinin yaralanmış olduğunun isbatı gerekir. Fiili bir darb neticesi yaralanmanın olduğu iddia makamınca isbatlanması halinde iddia -makamının 243. madde altında isbat yükümlülüğünü yerine getirdiği kabul edilir. Ancak bilindiği gibi 242. madde altındaki alelade darb suçunda sanığın müşteki ile muhakkak fiziki temasa gelmesi gerekmeyebilir. Şayet müştekinin fikrinde sanığın onu fiilen d-arb edeceği korkusunu veya intibaını yaratmış olduğu olgulara göre sanığın bunu yapabilecek mesafe veya durumda olduğu kanıtlanmış ise teknik bir darb fiili işlendiği isbatlanmış olur ve bu 242. madde amaçları bakımından sanığın suçlu bulunmasına yeterlidi-r. Ancak teknik bir darb fiili neticesinde müşteki yaralanmış ise 243. madde altında sanığın suçlu bulunup bulunmayacağı mevcut içtihat kararlarında tam anlamı ile belirlenmiş değildir. Örneğin Andreas Georghiou alias Naylon v Police (1961) C.L.R. sayfa 2-54'de zamanın Başhakimi O'Brian çoğunluk kararında Russel on Crime 11. baskı bölüm 37'ye ve R v Rolfe 36 Cr. Appeal sayfa 6'ya atıfta bulunarak fiili darb ve teknik darbı aşağıdaki şekilde izah etmiştir:
"An assault, as distinct from battery, is a 'threa-t by one man to inflict unlawful force (Whether light or heavy) upon another; it constitutes a crime at common law when the threatener, by some physical act, has intentionaly caused the other to believe that such force is about to be inflicted upon him. Th-e actus reus of assault thus consists in the expectation of physical contact which the offender creates in the mind of the person whom he threatens. The mens rea consists in the realisation by the offender that his demeanour will produce that expectation. -The crime is constituted notwithstanding that the threatener did not intend to apply the threatened force'."
And in a recent case R v Rolfe 36 Cr. App. R.4, at p.6, Goddard L.C.J used these words:-
"The offence of assault is often confused with the of-fence of battery. As result can be commited without touching a person. One always thinks of an assault as the giving of a blow to somebody but that is not necessary. An assault may be constituted by a threat or a hostile act committed towards a person..."
-
ayrıca Başhakim O'Brian yukarıda Naylon v Police 1961 CLR davasında sayfa 239'da teknik bir darb neticesi yaralanma olması halinde sanığın 243 altında suçlu bulunup bulunamayacağına karar vermemiş ve bu hususu açık bırakarak şu görüşe yer vermiştir:
"In- conclusion I would like to say that I have some doubt as to whether a some technical battery would satisfy the requirements of the section which speaks of inflicting "bodily injury or violance" and I desire to reserve this point for consideration if and -when it arises in an appropriate case. But in this case it was indubitably open to the Republic to charge the accused with having inflicted actual bodily harm upon his wife and if that had been done no question could have arisan about the competency of the- wife to give evidence against the accused."
Bağlayıcı olmayan Kıbrıs Rum içtihat kararlarında ise Morphou Police v. Androniki Andrson 1974 2 JSC sayfa 282'de sanığın müştekiye taş attığı ancak taş isabet etmediği fakat müştekinin düşüp yaralandığı dava-da teknik bir darb neticesi müşteki yaralandığı halde teknik darb ile yaralanma arasında irtibat kurulmadığı gerekçesi ile sanık ithan edildiği 243. maddeden beraat etmiştir. Ancak bazı hallerde yaralama niyetinin isbatının yasal zorunluk olduğu ağır beden-sel incinmeye sebep olma davalarında dahi teknik olarak işlenen bir darbb sanığın "grivious bodily harm" ağır bedensel incinmeye sebep olma suçundan sanıkların suçlu bulunduğu görülür. Örneğin R.v. Holliday (1889) 61 L.T. 701 dövülmeğe teşebbüs edilen ve- korkarak pencereden atlamak durumunda kalan bir kadının ciddi yaralandığı ahvalde darb fiili teknik olarak işlendiği halde sanık ciddi bedensel incinmeye sebep olmaktan suçlu bulunmuştur. Yine R. v. Coleman (1920) 84 JP 112'de teknik bir darb neticesi cid-di bedensel yaralanmanın vuku bulduğu davada sanık yine suçlu bulunmuştur.
Yukarıdaki hukuki prensipler çerçevesinde denebilir ki fiilen bir darb işlenme neticesi yaralanma olduğu hallerde sanık, müşteki ile fiziki temasa geldiğine göre sanık bu fiziki d-arbın neticesinde müştekiyi yaralamayı hafif de olsa göze almış ve fiilin doğal neticesini istemesi halleri dışında niyet etmiştir ve suçlu bulunması gerekir. Darb teknik olarak işlenmişse tüm olgular ve meselenin özelliği dikkate alınarak yaralama niyeti -olup olmadığı olgulardan istihraç edilebilir veya edilemeyebilir. Tabiatıyle yaralama niyeti şüpheden ari olarak isbat edilmemişse sanık suçlu bulunmayıp beraat eder.
Önümüzdeki meselede sanık müştekiyi teknik olarak değil de fiili olarak darb etmiştir. -Zor durumda kalan sanık merdivenler yerine platformdan atlamak zorunda kalarak yaralanmıştır. Bu durumda yukarıdaki hukuki prensipler çerçevesinde sanığın itham edildiği Fasıl 154 madde 243 altında suçlu bulunması hatalı değildir.
Netice olarak mahk(miye-t aleyhine yapılan istinaf reddolunur.
(N. Ergin Sal(hi) (Niyazi F. Korkuk) (Aziz Altay)
Yargıç Yargıç Yargıç
29 Nisan 1985
Full & Egal Universal Law Academy