Yargıtay Ceza Dairesi Numara 42/2012 Dava No 14/2012 Karar Tarihi 28.12.2012
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 42/2012 Dava No 14/2012 Karar Tarihi 28.12.2012
Numara: 42/2012
Dava No: 14/2012
Taraflar: Selami Bayır ile KKTC Başsavcısı arasında
Konu: Mahkumiyet ve ceza aleyhine istinaf - Çek sahteleme ve tedavüle sürme suçlarında ceza takdiri - Sanık itham olduğu suçlardan suçlu bulunarak mahkum edildi - Sanığa 1.,2. ve 3. davadan 18er ay hapislik cezası verilmesi - Sanık, Ağır Ceza Mahkemesinin şahadet ve prensipleri yanlış değerlendirdiğini iddia ederek mahkumiyet ve ceza aleyhine istinaf dosyalaması - İstinafın reddedilmesi.
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 28.12.2012

-D.14/2012 Yargıtay/Ceza 42/2012
(G/Mağusa Ağır Ceza No: 5519/2011)


Yüksek Mahkeme Huzurunda.

Mahkeme Heyeti:Narin F. Şefik,Hüseyin Besimoğlu,Mehmet Türker.

İstinaf eden: Selami Bayır, Merkezi Cezaevi-, Lefkoşa
(Sanık)

-ile-

Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa
(Davayı ikame eden)


A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Avukat Adnan Ulunay

Aleyhine istinaf edilen namına : Kıdemli Savcı Cevat Rıza ad-ına Savcı İlter Koyuncuoğlu.


Gazi Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ömer Güran, Kıdemli Yargıç Nüvit Gazi ve Yargıç Ayşen Toroslu'nun 5519/2011 sayılı davada 16.4.2012 tarihinde verdiği karara karşı, Sanık tarafından yapılan istinaftır.


---------------


K A R A R

Narin F.Şefik: İşbu istinafta, Mahkemenin hükmünü, Sayın Yargıç Hüseyin Besimoğlu okuyacaktır.

Hüseyin Besimoğlu: Bu istinaf, Gazi Mağusa Ağır Ceza Mahkemesinin, 5519/2011 sayılı davada, 16.4.2012 tarihinde verdiği karardan yapı-lmıştır.

Sanık 5519/2011 sayılı dava ile;

Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 20,331,333(a),334 ve 336. maddelerine aykırı 2007 yılı Ekim ayı içerisinde, Gazimağusa'da Rasim Çebi'nin Amerika'daki Chevy Chase Bank'ta hesabı olmadığını bildiği halde, Rasim Çeb-i tarafından ısdar edilen 30.9.2007 tarihli, 21.500 Dolar meblağlı, kendi adına yazılı 1713218861-0300 seri numaralı çekin arka yüzüne, dolandırmak kastıyla ve yetkisi olmaksızın Selami Bayır yazıp imza atmak suretiyle konu çeki sahtelemek;

Fasıl 154 Ceza- Yasası'nın 20,336 ve 339. maddelerine aykırı, birinci davada belirtilen aynı tarih ve yerde, bilerek ve hile yolu ile birinci suçun tafsilatında belirtilen sahtelenmiş çeki, borcuna karşılık olarak, Tarkan Uçar'a vermek suretiyle sahtelenmiş çeki tedavüle- sürmek;

Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 20,331,333(a),334 ve 336. maddelerine aykırı, 2007 yılı Ekim ayı içerisinde, iddia makamınca kesin olarak tespit edilemeyen bir günde, Rasim Çebi'nin Amerika'daki Chevy Chase Bank'ta çek hesabının kapatıldığını bildiği h-alde ve dolandırmak kastıyla, Amerika'daki Chevy Chase Bank tarafından Rasim Çebi adına ısdar olunan 1713218861-0300 seri no'lu kapatılan hesaba ait çeki, Rasim Çebi'nin hamil kısmına yazı ile "Selami Bayır", tarih kısmına "30.9.2007", rakamla "21.500" ABD- Doları ve yazı ile de yirmi bir bin beş yüz yazıp imzalamasını sağlamak suretiyle sahte çek düzenlemek.

Suçları ile itham edilmiştir.

Sanık, itham edildiği davaları kabul etmediği için davanın duruşması yapılmıştır.İlk Mahkeme , şahadeti değerlendirdikt-en sonra, Sanığı suçlu bulup mahkum etmiş ve Sanığı 1. davadan 18 ay, 2. davadan 18 ay, 3.davadan 18 ay süre ile hapse mahkum etmiştir. Sanık, İlk Mahkemenin mahkumiyet ve ceza kararı aleyhine, bu istinafı dosyalamıştır.

İSTİNAF SEBEPLERİ

Ağır Ceza Mahke-mesi, huzurundaki tüm şahadet ve emareler ışığında, Dava konusu çekin sahtelenmiş olduğu bulgusunu yapmakla ve/veya Dava konusu çekin Bölüm 262 Poliçeler Yasası Hükümleri ışığında sahte bir çek haline gelmediği bulgularını yapmamakla ve/veya Bölüm 154 Ceza- Yasası'nın 331,332,333 ve 334 maddeleri kapsamı ışığında Dava konusu çekin sahte bir çek olmadığı bulgularını yapmamakla ve Sanığı mahkum etmekle hatalar işledi. Çünkü dava konusu çek, kendisi hakkında yalan söylememektedir, yani sonuç itibarıyla söz konu-su çek bir gerçek çektir.

Ağır Ceza Mahkemesi, huzurundaki tüm şahadet ve emareler ışığında, Dava konusu çekin dolandırmak niyetiyle sahtelendiği bulgularını yapmakla ve bu hususta bir yasal karine oluştuğu bulgularını yapmakla ve Sanığı mahkum etmekle ha-talar işledi. Çünkü dava konusu çek, sahte olmadığı gibi, herhangi bir belirlenmiş ve/veya belirlenmemiş kişiyi dolandırmak niyeti taşımadığından genel bir dolandırma niyeti yoktur, ayrıca, iddia edilen nitelikte bir yasal karine yoktur, çürütülebilen olgu-sal karineler vardır ve bu davada da, tüm şahadet ışığında böyle bir olgusal karine ve/veya her halükarda yasal karine oluşmamıştır.


Ağır Ceza Mahkemesi, huzurundaki tüm şahadet ve emareler ışığında, Dava konusu taahhütnamenin düzmece olduğu hususunda bu-lgular yapmakla ve Sanığı mahkum etmekle hatalar işledi.

Ağır Ceza Mahkemesi, huzurundaki tüm şahadet ve emareler ışığında, suç ortağı olarak kabul ettiği İddia Makamının 5. Tanığı Rasim Çebi'nin, Sanığa dava konusu çeki verirken dava konusu çek hesabının- kapalı olduğunu söylediği bulgusunu yapmakla ve Sanığı mahkum etmekle hatalar işledi. Çünkü Rasim Çebi'nin, Sanığa dava konusu çek hesabının kapalı olduğunu söylediği hususları teyit edilmiş değildir.

Ağır Ceza Mahkemesi, huzurundaki tüm şahadet ve emare-ler ışığında, Sanığa ve/veya tanıklarına inanmamakla ve özellikle suç ortağı olan Rasim Çebi'nin teyit edilmemiş şahadetine inanmakla ve dava konusu çekin sahte olduğu bulgularını yapmakla ve Sanığı mahkum etmekle hatalar işledi.

Ağır Ceza Mahkemesi, Sanı-k aleyhine getirilen suçların unsurları içerisinde, bilmek unsurunun varlığının gerekliliğini kararında belirttikten sonra, Sanığın
dava konusu çek hesabının kapalı bir hesap olduğunu
bilmeme ihtimali bulunduğuna dair, mevcut şahadet
ışığın-da bulgu yapmayıp, şüphenin menfaatinden Sanığı
yararlandırmayarak, Sanığı mahkum etmekle hatalar işledi.

Ağır Ceza Mahkemesi, huzurundaki tüm şahadet ve emareler ışığında, müdafaa tanığı Ahmet Özdilek Asvaroğlu'nun sarsılmayan şahadeti ışığında Sanığ-ın 12 adet çeki tedavüle sürmeyip ortak iş yapacağı şahıs olan Ahmet Özdilek Asvaroğlu'nun kasasında diğer çeklerin karşılıklarının çıkıp çıkmayacağının belli olmasına değin tuttuğu gerçeğine rağmen, işbu hususu Sanık lehine makul şüphe saymamakla hatalar -işledi.

Ağır Ceza Mahkemesi, huzurundaki tüm şahadet ve emareler ışığında, Bölüm 154, Ceza Yasası'nın 334. maddesini hatalı yorumlayarak ve/veya Sanık lehine yorumlamaksızın karar üretmekle hatalar işledi. Çünkü, bir an için, Sanığın, ilgili çek hesabının- kapalı olduğunu bildiği kabul edilse bile, Sanığın, müşteki konumundaki kişilerin mağduriyetlerini gidermek için hareket ettiği ve işbu davadaki müştekiyi tazmin etmek için, daha polis tarafından soruşturmaya uğramadan, birçok kez ödemeler yaptığını ve mü-ştekinin şikayetinin dahi bulunmadığını görmezden gelerek, Sanığı mahkum etmekle hatalar işledi.

Ağır Ceza Mahkemesi, doğru kabul ettiği olgulardan, aynı zamanda makul olarak, Sanığın itham edildiği suç ile ilgili masumiyetini gösterir, başka bir görüş ve-ya olasılığı da ortaya koyduğunu göz ardı ederek ve işbu hususu varlığı kanıtlanması gereken spesifik niyetin makul şüphenin ötesinde kanıtlanmadığına dair hükme varmamakla hatalar işledi.

Ağır Ceza Mahkemesi, Sanığın, itham olduğu suçları işlemediğini gö-steren veya yaptığı eylemin suç olmadığını gösteren bazı izahatlar ileri sürmüş olmasına rağmen ve keza müdafaa tanığı Ahmet Özdilek Asvaroğlu'nun, değer taşıyabilir şahadeti tarafından desteklendiği halde bu hususların şüphe yaratacak nitelikte oldukları -ve/veya doğruluklarının ihtimal dahilinde olduğunu göstermesine rağmen, Sanığı mahkum etmekle hatalar işledi.


Ağır Ceza Mahkemesi, Sanık müdafaasını kapattıktan sonra, ancak hitaplara geçilmeden önce, Ağır Ceza Mahkemesinin bilgisine gelen ve Sanık için- bir müdafaa teşkil edebilecek olan Rasim Çebi'nin 22.1.2008 tarihinde 39/2008 sayılı Mağusa Kaza Mahkemesi huzurunda gerçekleşen teminat duruşmasında, Mahkemeye verdiği şahadetin ibrazına izin vermemekle hatalar işledi. Çünkü, Rasim Çebi işbu davaya konu -çek hesabının açık olduğunu söyleyerek, işbu istinafa konu davanın duruşması esnasında verdiği şahadet ile çelişmektedir. Dolayısıyla Ağır Ceza Mahkemesi, Rasim Çebinin verdiği şahadetin çelişkili olduğu ve Sanık lehine şüphe yaratır nitelikte olduğuna bul-gu yapmamakla ve Sanığı mahkum etmekle hatalar işledi.

Ağır Ceza Mahkemesi, huzurundaki tüm şahadet ve emareler ışığında, Sanığı itham olunduğu davalardan suçlu bulup mahkum etmekle hatalar işledi.

Ağır Ceza Mahkemesi, Sanığın özel durumunu ve suçun işle-niş tarzını ve diğer ilgili ceza prensiplerini yanlış değerlendirerek, Sanığa 1. davadan 18 ay ceza takdir etmekle hatalar işledi.

Ağır Ceza Mahkemesi, Sanığın özel durumunu ve suçun işleniş tarzını ve diğer ilgili ceza prensiplerini yanlış değerlendirere-k, Sanığa 2. davadan 18 ay ceza takdir etmekle hatalar işledi.

Ağır Ceza Mahkemesi, Sanığın özel durumunu ve suçun işleniş tarzını ve diğer ilgili ceza prensiplerini yanlış değerlendirerek, Sanığa 3. davadan 18 ay ceza takdir etmekle hatalar işledi.

Ağır- Ceza Mahkemesi, Sanığa 18 ay hapislik cezası takdir ederken suçun işlendiği tarihte ve makul yargılama süreci içerisinde Mahkemelerce verilen cezalara yeknesaklık teşkil etmemekte, yani örtüşmemektedir. (Disparity of Sentences)

Ağır Ceza Mahkemesi, Sanığ-a ceza takdir ederken nazara alınması gereken hususlara gerekli önemi vermedi ve/veya gerektiği gibi değer vermedi. Özellikle, Sanığın kişisel durumu, suçun işleniş şekli, Sanığın ailevi durumuna gerekli önemi vermedi ve/veya gerektiği gibi değer vermedi.
-
Ağır Ceza Mahkemesinin, Sanığa ceza takdiri için vermiş olduğu karar yeterli ve/veya kabul edilebilir bir gerekçe ihtiva etmediğinden adil değildir ve/veya geçersizdir.

Ağır Ceza Mahkemesi, Sanığa ceza takdir ederken, Yüksek Mahkemenin belirlemiş olduğu -cezalandırma prensiplerini yanlış yorumladı ve/veya değerlendirdi. Çünkü Ağır Ceza Mahkemesi, Sanığa ceza takdir ederken, önemli olan Sanığın cezalandırılmasının değil, Sanığın rehabilite edilerek, tekrardan topluma kazandırılması gerektiği gerçeğini göz ö-nünde bulundurmaksızın, Sanığa yüksek cezalar takdir etmekle hatalar işledi.

İSTİNAFA KONU OLGULAR

Rasim Çebi, Amerika Birleşik Devletlerinde, Chevy Chase Bank isimli bankada, çek hesabı olan ve bu bankaya ait çek defterini bulunduran kişidir.

Rasim Çeb-i, çek hesabının kapatılmasına rağmen, 0268 seri No.'lu çek yaprağını imza edip tedavüle sürmesi nedeniyle, çek sahteleme ve tedavüle sürme suçlarından 10.1.2008 tarihinde tutuklandı.
İleri tahkikat sonucu, Sanığın tedavüle sürülen çeklerle ilişkisi olduğ-u tespit edildi. Sanık, 10.1.2008 tarihinde tespit edildi ve mahkeme emri ile 20.40'da tutuklandı.

Rasim Çebi'nin, 15 adet çek yaprağını, 7.8.2007 tarihli taahhütname sonucu, Sanığa verdiği tespit edildi. (Emare 14 Mavi 190)

12 Adet, her biri 47 bin Amer-ikan Dolarlık Rasim Çebi'nin keşide ettiği çekler, Ahmet Özdilek Asvaroğlu'nda tespit edilip emare olarak alındı. Sanık, Mahkeme emri ile tutuklu iken, 12.1.2008 tarihinde gönüllü bir ifade verdi.

Sanığın ifadesi üzerine, 0300 seri No.lu 21.500 ABD Dolarl-ık çek yaprağı, Tarkan Uçar isimli kişiden emare olarak alındı. Emare alınan çek yaprakları, Polis Genel Müdürlüğüne bağlı Grafoloji ve Sahtecilik Şubesine teslim edildi ve uzmanlık raporu temin edildi. (Emare 8 Mavi 176)

Sanığa, 28.4.2010 tarihinde yazıl-ı dava tebliği yapıldı. 0300 seri No.lu çek yaprağının ön yüzündeki imza ve yazıların Rasim Çebi'nin elinden çıktığı, arka yüzündeki yazılar ve imzanın da, Sanığa ait olduğu tespit edildi.

TARAFLARIN İDDİALARI

İstinaf Eden Avukatı, özetle; Sanık ile Ras-im Çebi'nin iş yapmak için bir arada olduğu zamanlarda 15 adet çek yaprağını, Rasim Çebi'nin, imzalayıp Sanığa verdiğini, Sanığın bu çekleri muhafaza etmek için Ahmet Özdilek Asvaroğluna teslim ettiğini, Rasim Çebi'nin çek sahtelemekten 3 yıl süre ile haps-e mahkum edildiğini, Sanığın davaya konu çekin arka yüzünü imzalayıp ciro etmekle suçlu olamayacağını, çek hesabının kapatılmış olduğunu bilmediğini, çek sahteleme olmadığını, çek sahteleme olduğunda dolandırma niyeti de olması gerektiğini, dolandırmanın g-erçekleşmediğini, zarar gören olmadığını, suç ortağı dışında başka bir şahadet olmadığını, suç ortağının şahadetinin teyit edilmediğini, dolandırma niyetinin olmadığını, Sanığı mahkum etmekle, Alt Mahkemenin hatalı olduğunu, her halükarda Sanığa takdir edi-len hapislik sürelerinin fahiş olduğunu ileri sürüp, istinafın kabulünü talep etmiştir.

Aleyhine İstinaf Edilen özetle; Sanığın, Rasim Çebi'ye ait çek hesabının, kapatılmış olduğunu bildiğini, Sanığın, bu çekleri dolandırmak niyeti ile imzaladığını, bu n-iyetle çek yaprağının ön yüzünün Rasim Çebi tarafından imzalatılmasını sağladığını, arka yüzünü imza ederek tedavüle sürdüğünü, Sanığın aleyhine getirilen davaların, makul şüphenin ötesinde ispat edildiğini, Alt Mahkemenin, mahkumiyet ve ceza aleyhinde ola-n kararının hatalı olmadığını ileri sürüp, istinafın reddini talep etmiştir.


İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ

İstinaf Eden, 19 istinaf sebebi ileri sürmüş olmasına rağmen, istinafın duruşmasında istinaf sebeplerini iki başlık altında ele almıştır. İsti-naf Edenin, birinci başlık altındaki 1'den 11'e kadar olan istinaf sebepleri mahkumiyete; ikinci başlık altındaki 12'den 19'a kadar olan istinaf sebepleri ise ceza aleyhinedir.

İstinaf Mahkemesi olarak, istinaf sebeplerini, bu iki başlık altında inceleye-ceğiz:



I.başlık altındaki istinaf sebeplerinin incelenmesi:

Chevy Chase Bank, Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunan bir bankadır. Emare 5, bu bankaya ait Rasim Çebi adına açılan bir hesaba ait çek yaprağıdır. Rasim Çebi ile Sanığın arazi alım v-e satımı için anlaştıkları ihtilaflı değildir. Alt Mahkeme de "Sanık ile Tanık 5 Rasim Çebi'nin "arazi alım ve satma için" anlaştıkları her iki taraf tarafından ihtilafsız kabul gören olgudur" demek suretiyle bu hususu kabul etmiştir.

Emare 5, 30.9.2007- tarihli 21.500 ABD Doları meblağlı 1713218861-0300 seri numaralı çekin ön yüzü Rasim Çebi tarafından yazılmış ve imzalanmış, arka yüzü ise Sanık tarafından imzalanıp ciro edilmiş ve Tanık 10'a verilmiştir. Bu çekin Tanık 10'a verilme sebebinin, Sanığın eş-inin, önceden verdiği karşılığı olmayan başka bir çekle ilgili olarak, yasal bir işlem yapılmasını önlemek için olduğu kayıtlardan görülmektedir.

İstinaf Eden, istinaf konusu çek ile ilgili Fasıl 262 Poliçeler Yasası altında işlem yapıldığını, bu sebepl-e herhangi bir suç oluşmadığını, sahte belge düzenlemeden bahsedilemeyeceğini, dolandırma niyeti bulunmadığını, Rasim Çebi'nin suç ortağı olduğunu, şahadetinin teyit edilmediğini, suç ortağının şahadetine dayanarak, Sanığın mahkum edilemeyeceğini, orta ye-rde mağdur olan birisinin olmadığını, Sanık aleyhine getirilen davaların makul şüphenin ötesinde ispat edilemediğini, bu nedenle Sanığın beraat ettirilmesi gerektiğini, her halükarda sunulan olgular ışığında, Sanık suçlu olsa bile, Alt Mahkemenin takdir et-tiği hapis sürelerinin fahiş olduğunu iddia etmektedir.

Aleyhine İstinaf Edilen ise, Rasim Çebi'ye ait Amerika'daki Chevy Chase Bank'taki çek hesabının kapatıldığını, böyle bir hesap olmadığını, Sanığın bu konuda bilgisi olduğunu, hesabın kapatılmış old-uğunu bilmesine rağmen, dolandırmak niyetiyle, emare çekin düzenlenmesini sağladığını, çekin arka yüzünü imzalayıp Tarkan Uçar'a vermek suretiyle tedavüle sürdüğünü, Sanığın konu suçları işlemiş olduğunu makul şüphenin ötesinde ispat ettiklerini ve Alt Mah-kemenin kararının doğru olduğunu iddia etmektedir.

Dava zabıtlarına göre; İddia Makamı davasını ispat etmek için 10 tanık celbetmiş ve 13 adet belgeyi emare olarak ibraz etmiştir. Sanık ise yeminsiz bir beyanda bulunmuş ve 4 tanık celbetmiştir. Sanık, sa-vunma amacıyla, 4 adet belgeyi emare olarak sunmuştur.

Alt Mahkemenin kararına bakıldığında, dava konusunu yasal yönden esaslı bir incelemeye tabii tuttuğu ve şahadeti esaslı bir şekilde incelemiş olduğunu görürüz.

Sanık aleyhindeki davaları; saht-e çek düzenleme, çek sahteleme ve sahtelenmiş çeki tedavüle sürme olarak özetleyebiliriz.

Sahtekarlığın tanımı Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 331. maddesinde düzenlenmiştir.

Madde 331 aynen şöyledir:

331. Forgery is the making of a false docu-ment with intent to defraud.

"331. Sahtekarlık, dolandırmak niyetiyle sahte bir belge
düzenlemektir."

Buna göre sahtekarlık, dolandırmak kastıyla sahte belge düzenleme olarak ifade edilebilir. Bu durumda;
sahte belge düzenleme
Sahte belgeyi dol-andırmak niyetiyle yapmak, sahtekarlık suçunun iki unsurunu oluşturur.

Yasa metninde geçen "making a false document" deyiminin geniş bir manası olduğu ve bir evrağın sahtesini yapmak yanında, kanunda izah edilen eylemlerle bir evrağı sahteleme manasına da- geleceği ve sahte belge düzenleme ile sınırlı olmadığı, Yüksek Mahkemenin Y/C 11/92 - D.1/92 kararında ifade edilmiştir.

Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 333. maddesi aynen şöyledir:

"333. Any person makes a false document who-
(a) makes a document purpo-rting to be what in fact it is
not ;
(b) alters a document without authority in such a manner
that if the alteration had been authorised it
would have altered the effect of the document ;
(c) introduces into a d-ocument without authority whilst
it is being drawn up matter which if it had been
authorised would have altered the effect of
the document ;
(d) signs a document-
(i) in the name of any person without his authority
- whether such name is or is not the same as that
of the person signing ;
(ii) in the name of any fictitious person alleged to
exist whether the fictitious person is or is
not alleged to be o-f the same name as the
person signing ;
(iii) in the name represented as being the name of a
different person from that of the person
signing it and intended to be mistaken for the
na-me of that person ;
(iv) in the name of a person personated by the
person signing the document provided that the
effect of the instrument depends upon the
identity between the person signing the
- document and the person whom he professes to
be.

"333. (a) Aslında olmayan bir şeyi göstermeyi amaçlayan
bir belge düzenleyen ;
(b) Bir belgeyi, değişikliğin yapılmasına yetki
verilmiş olsa idi et-kisi değişecek bir biçimde
yetkisiz olarak değiştiren ;
(c) Bir belgeye hazırlanırken eklenmesine yetki
verilmiş olsa idi belgenin etkisini
değiştirecek olan bir şeyi yetkisiz olarak
belgeye ekleyen ;
- (d) Aşağıdakiler adına belgeyi imzalayan :
(i) Yetkisi olmaksızın herhangi biri adına ;
ismin, imzalayan kişinin isminin aynisi olup
olmadığı dikkate alınmaz ;
(ii) Mevcut olduğu iddia edilen herhangi bir
- hayali kişi adına; hayali kişinin imzalayan
kişi ile ayni ismi taşıdığının iddia edilip
edilmediği dikkate alınmaz ;
(iii) Belgeyi imzalayan kişiden farklı bir
kişinin adı ola-rak gösterilen ve belgeyi
imzalayan kişinin adına olduğunu aldatmayı
amaçlayan bir isim ile ;
(iv) Belgeyi imzalayan kişinin kimliğine
büründüğü kişi adına; ancak vesikanın
- etkileri, belgeyi imzalayan kişi ile olduğunu
tasarladığı kişi arasındaki kimliğe
dayanmalıdır."

Yasa'nın ilgili maddesine göre, (a)(b)(c) ve (d) bentlerinde izah edilen herhangi bir eylem sahte evrak düzenlem-e tanımına girmektedir.

Görülebileceği gibi; Fasıl 154 madde 333(a)'ya göre; olmayan bir şeyi varmış gibi göstererek belge düzenleyen herkes, sahte belge düzenlemiş olur. (Y/C 21 ve 27/05 D. 4/06)

Dolandırma niyetinin hangi hallerde mevcut olacağı Fası-l 154 md. 334'de düzenlenmiştir:

334. An intent to defraud is presumed to exist if it appears that at the time when the false document was made there was in existence a specific person ascertained or unascertained capable of being defrauded thereby- and this presumption is not rebutted by proof that the offender took or intended to take measures to prevent
such person from being defrauded in fact ; nor by the fact that he had or thought he had a right to the thing to be obtained by the false documen-t.


"334. Sahte belge yapıldığı zaman, o belge ile dolandırılabileceği saptanmış olan veya olmayan belirli bir kişinin mevcut olduğunun meydana çıkması halinde, bir dolandırma niyeti bulunduğu varsayılır ve bu varsayım ve suç işleyen kişinin, bu gibi bir- kişinin aslında dolandırmasını önlemek için tedbir aldığını veya almak niyetinde olduğunu kanıtlaması ve sahte belge ile alacağı şeyde hakkı olduğunu veya olduğunu sanması gerçeği ile çürütülebilir."

Yasa'nın bu maddesine göre; bir sahte belge yapıld-ığında dolandırma niyetinin olduğu varsayılmaktadır.

Bu istinafta üzerinde durulması gereken en önemli konu; İstinaf konusu çeke ait banka hesabının kapatılmış olup olmadığı,çek hesabı kapatılmış ise, Sanığın, bu hesabın kapalı olduğunu bilip bilmedi-ği, Sanığın, çek hesabının kapalı olduğunu bilmesine rağmen, bu çekin düzenlemesini sağlayıp sağlamadığı ve arka yüzünü imza edip tedavüle sürüp sürmediğidir.

İlgili yasal mevzuata ve özellikle Fasıl 154 madde 333(a)'ya göre; bir çek hesabının bulunm-adığı veya kapalı olduğu bilinmesine rağmen, bir çek keşide edilmesini sağlayan veya keşide edilen çeki ciro edip başkasına veren bir şahıs, dolandırma niyetiyle çek sahteleme ve tedavüle sürme suçunu işler.

Ancak, çek hesabının kapalı olup olmadığı-nı bilmeden, lehine çek keşide edilen iyi niyetli bir şahıs, bu çeki başkasına ciro etmiş ve bu çek karşılıksız çıkmış ise, çek sahteleme suçu oluşmayacağından, bu çeki ciro eden şahsa, Fasıl 262 Poliçeler Yasası'nın hükümleri uygulanmalıdır.

Yukarıda -değinildiği gibi; ismine çek keşide edilen bir şahsın, çekin keşide edildiği sırada veya çeki ciro ederken, çeke konu hesabın kapalı olduğunu bilmesi ve buna rağmen bu çeki imza edip ciro etmesi, çek sahteleme ve tedavüle sürme suçunu oluşturur.

Bu k-onuda bir neticeye varılabilmesi için, Sanığın istinaf konusu çeki ciro ederken, çek hesabının olmadığını veya kapalı olduğunu bilip bilmediğinin Alt Mahkeme tarafından incelenip incelenmediğine bakılmalıdır.

Dava zabıtlarına bakıldığında; Alt M-ahkemenin Rasim Çebi isimli tanığın şahadetini incelediği görülür. Rasim Çebi, bu istinafa konu davada, Sanığı suça bağlayan esaslı tanıklardan birisidir. Bu tanık, benzer suçlardan yargılanan ve mahkum edilen bir suç ortağıdır.

Görülebileceği gibi; Alt -Mahkeme, Sanığın, istinaf konusu suçları işleyip işlemediğini tespit edebilmek için suç ortağının şahadetini incelemeyi uygun bulmuş; suç ortağının şahadetine dayanarak, Sanığın mahkum edilemeyeceği görüşünden hareketle, teyit edilen şahadet aranması gerek-tiğine kanaat getirmiştir. Alt Mahkeme, bu nedenle teyit edici şahadet olup olmadığını incelemeyi uygun bulmuştur.

Alt Mahkeme, Rasim Çebi'nin şahadetini inceledikten sonra, Rasım Çebi'nin şahadetine itibar etmiştir.

Alt Mahkemenin bulgusu ayne-n şöyledir:

"Başka bir anlatımla, bu hususlar, huzurumuzda serdedilen tüm şahadet ile bire bir örtüşüp teyit edilmektedir. Bu bağlamda, bu konularla ilgili olarak iddia makamı tanığı tanık 5'in Mahkemeye yapmış olduğu bu konudaki beyanlarda, tamamen doğru-ları söylediği hususunda bulgu yaparız."


Alt Mahkeme, Rasim Çebi'nin şahadetinin teyit edilip edilmediğini incelerken; emare çek ile birlikte diğer çeklerin Rasim Çebi tarafından düzenlediğini; çeklerin ileri tarihli olduklarını; Emare 14 taahhütnam-enin gerçekleri yansıtmayan göstermelik ve düzmece bir taahhütname olduğunu; yazılan çeklerin hiçbirisinin taahhütnameye konu arazi için kullanılmadığını; konu çekleri Sanığın kendi işleri için kullandığını; Emare 5 çek ile birlikte diğer çeklerin karşılığ-ının olmadığını ve Sanığın bu hususu bildiğini; arazi alım-satım için tanışıp bir araya geldiklerini dikkate alarak, Rasim Çebi'nin şahadetinin teyit edildiği sonucuna varmıştır.

Alt Mahkeme, çek sahtelemenin oluşup oluşmadığı konusunda savunm-anın ibraz ettiği Emare 14 taahhütname ile ilgili şahadeti inceledikten sonra, aşağıdaki şekilde bulguya varmıştır:

"Bu çerçevede ise alenen görüleceği üzere, emare 14 taahhütnamede zikredilen arazinin bedeli ile yazıları çeklerin toplam ederi arasında- takribi 40 bin sterlinlik bir fark olup, bu farkın da küçümsenemeyecek bir meblağ olmadığı gerçeğinden hareketle emare (14) taahhütnamenin gerçeği yansıtmadığı bulgusuna varırız. Yine Sanık emare 14 taahhütnamede çeklerin bozulması halinde tapu devir işin-i yasal prosedürü içerisinde yapacağı taahhüdü vermektedir. Böylesi bir taahhüt altında giren kişinin hayatın normal akışı ve yine olağan ve yapılması gereken husus ilgi çeklerin ilgi bankaya yatırılarak kaşılıklarının alınması idi. Oysa huzurumuzdaki şaha-detten berrak bir şekilde görüldüğü üzere Sanık bu çeklerin bir kısmını, arazi alım-satımı yapmak için müdafaa tanığı (1) olan Ahmet Özdilek Asvaroğlu'na bırakmıştır. Bir kısmını ise, ya borçlarına mahsuben ya da teminat olarak verdiği görülmektedir. Bu ba-ğlamda da emare 14 taahhütnamenin gerçekçi olmadığını aşikar olarak ortaya koyduğu hususunda bulgu yaparız. Yine emare 14 taahhütnamede zikri edilen 47,000 Dolarlık çeklerden hiç birisi Tanık 5 Rasim Çebi'nin istintakında belirtiği gibi taahhütnamede geçen- gayri menkul için kullanılmamıştır. Bu hususu da emare 14 taahhütnamenin göstermelik taahhütname olduğunu göstermektedir. Bu noktada da ilgili taahhütnamenin düzmece olup taraflarca gerçek amaç ve niyeti yansıtmadığı hususunda bulgu yaparız."

G-örüleceği gibi; Alt Mahkeme savunma tarafından ibraz edilen taahhütnamenin düzmece olduğu ve tarafların gerçek amaçlarını yansıtmadığı bulgusuna varmıştır.

Alt Mahkemenin; istinaf konusu çekin, Sanık tarafından imzalandığı zaman karşılığının olup olm-adığını, Sanığın bilip bilmediği ile ilgili bulgusu şöyledir:

"Savunmanın bu iddiası da Sanığın konu çeklerin karşılığı olmadığını bildiğini berrak bir biçimde ortaya koymaktadır. Daha ileriye gitmeye gerek görmeden yapmış olduğumuz bu tespitler ışığın-da ise Sanığın konu çeklerin karşılığı olmadığını bildiği hususunda kesin bulgu yaparız.

Alt Mahkemenin, istinaf konusu çek yaprağının ait olduğu çek hesabının kapalı olup olmadığı ile ilgili bulgusu ise şöyledir:

"Emare 5 çek ve diğer çeklerle ilgili- olarak hesabın kapalı olduğunu bildiği hususunda Rasim Çebi'nin vermiş olduğu şahadete itibar eder ve ilgili çeklerin hesabının kapalı olduğu gerçeğinin, Sanığın bilgisinde olduğu hususunda bulgu yaparız.

Alt Mahkeme, şahadeti inceledikten sonra ,- Sanığın, istinaf konusu çeki imza ettiğinde, çekin karşılığının olmadığını ve çek hesabının kapalı olduğunu bildiği sonucuna ulaşmıştır.

Doğru kabul edilen olgulara göre, Sanık, istinaf konusu çek yaprağını imza etmeden önce, çeke konu hesabın kap-alı olduğunu bilerek, konu çekin düzenlemesini sağlamış ve çekin arka yüzünü imzalayıp, mezkur çeki, dolandırmak niyetiyle bir başkasına vermek suretiyle tedavüle sürmüş ve istinaf konusu suçları işlemiştir.

Tanıkların sunduğu şahadeti değerlendirmed-e alt mahkemeler daha avantajlı olduğu için, İstinaf Mahkemesi, onların şahadetle ilgili bulgularına genelde müdahale etmekten kaçınmaktadır. Tanıkları görüp izleyen alt mahkemelerdir. Bu nedenle, şahadeti hatalı değerlendirdiği konusunda ikna edilmedikçe,- İstinaf Mahkemesi, alt mahkemelerin şahadetle ilgili kararına müdahaleden kaçınmaktadır.

İstinaf Eden, Alt Mahkemenin 2.1.2008 tarihinde, Mağusa Kaza Mahkemesindeki teminat duruşmasında, Rasim Çebi'nin şahadeti ile ilgili kayıtların ibrazına izin vermem-ekle hatalı olduğunu iddia etmiştir.

Duruşma tutanaklarını tezekkür ettiğimizde, Rasim Çebi'ye şahadeti sırasında, bu konuda herhangi bir iddia yapılmadığı görülür.

Rasim Çebi'ye teminat duruşmasında şahadeti konusunda iddia yapılmadığı dikkate alındığ-ında, Alt Mahkemenin teminat kayıtlarının ibrazına izin vermemesi hatalı olmamıştır. Bu nedenle, İstinaf Edenin bu konudaki istinaf sebebine itibar etmeyiz.

İstinaf konusu olguları,ilgili yasal mevzuat ve içtihadi kararlar ışığında incelediğimizde; A-lt Mahkemenin, şahadeti değerlendirmede hatalı olmadığı gibi, ilgili yasal mevzuat gereği çek sahteleme ile sahte çeki tedavüle sürme suçunun oluştuğu sonucuna varması da hatalı olmamıştır.

Tüm bunları dikkate aldığımızda, İstinaf Edenin, istinafa ko-nu çekle ilgili olguların, Fasıl 262 Poliçeler Yasası hükümleri altında değerlendirilmesi gerektiği, orta yerde mağdur olan birisi olmadığı, bu nedenle Sanığın suçsuz olduğu ile ilgili iddilarına itibar etmeyiz.

Dava ile ilgili gerçekler ışığı-nda; Alt Mahkemenin, İddia makamının, Sanık aleyhine getirilen davaları, makul şüphenin ötesinde ispat ettiği ile ilgili bulgusu ve Sanığı mahkum etmesi ile ilgili kararı hatalı olmamıştır.

Alt Mahkemenin, dava konusu çekin sahtelendiği, bunun dola-ndırma niyetiyle yapıldığı, taahhütnamenin düzmece bir taahhütname olduğu, Sanığın, Rasim Çebi'nin hesabının kapalı olduğunu bildiği, hesabın kapalı olduğunu bilmesine rağmen istinaf konusu çeki imzaladığı, Rasim Çebi'nin şahadetinin teyit edilmiş olduğu i-le ilgili bulgularının hatalı olduğuna ikna edilmedik. Bu cihetle, İstinaf Edenin, 1.başlık altındaki istinaf sebepleri iptal edilmelidir.

Yukardakiler ışığında, İstinaf Eden, I. başlık altındaki 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11. istinaf sebeplerinde ba-şarılı olamamıştır.

II. başlık altındaki istinaf sebeplerinin incelenmesi.

İstinaf Eden, Alt Mahkemenin, Sanığın kişisel ve ailevi durumunu incelemediğini, suçun işleniş tarzını dikkate almadığını, benzeri davalarda verilen cezaları göz önünde bulundur-madığını, cezalar arasında bir nispetsizliğin söz konusu olduğunu ve Sanığa takdir edilen 18 aylık hapislik cezasının fahiş olduğunu iddia etmektedir.

Genellikle İstinaf Mahkemesi, alt mahkemelerin
ceza takdirine müdahale etmekten kaçınmaktadır. Alt ma-hkemelerin, cezayı takdir ederken, dikkate alması gereken faktörleri dikkate almaması veya dikkate almaması gereken faktörleri dikkate alması veya kesilen cezanın aşikar surette fahiş veya çok az olması halinde İstinaf Mahkemesi, alt mahkemelerin ceza ile -ilgili takdirine müdahale edebilir.

Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 336. maddesine göre, gerçeğe aykırı çek düzenleme müebbet hapislikle cezalandırılmaktadır. Çek sahteleme ve tedavüle sürme suçları çok ciddi suçlar olduğu için, kamu menfaati gereği, bu tü-r suçlara etkin ve caydırıcı cezalar verilmesi kaçınılmazdır.

Alt Mahkemenin, Sanığa ceza takdir ederken, suçların işleniş şeklini, suçların vahametini, Sanığın kişisel ve ailevi durumunu, sabıkasının olmamasını, evli ve 4 çocuk babası olduğunu, çalışmad-ığını ve benzeri davalarda verilen cezaları dikkate aldığı ve buna göre bir ceza takdir ettiği görüşündeyiz.

İlgili yasal mevzuatı ve davanın tüm olgularını nazarı itibara aldığımızda, Sanığa takdir edilen hapislik cezası, suçun vahameti ile orantıl-ı olup, müdahalemizi gerektirecek oranda fahiş değildir.

Sanığa takdir edilen hapislik cezalarının süresinin aleni bir şekilde fahiş olduğu konusunda ikna edilmediğimizden, İstinaf Edenin, II. başlık altındaki 12'den 19' kadar olan istinaf sebepleri- iptal edilmelidir.

Netice:

İstinaf Eden, istinaf sebeplerinde başarılı olmadığından, 1 ve 2. başlık altındaki tüm istinaf sebepleri iptal edilir.

Cezalar, İlk Mahkemenin karar tarihinden itibaren yürürlüğe girecek ve birlikte çekilecektir.



-Narin F. Şefik Hüseyin Besimoğlu Mehmet Türker
Yargıç Yargıç Yargıç


28 Aralık, 2012











17






Full & Egal Universal Law Academy