Yargıtay Ceza Dairesi Numara 4/1995 Dava No 15/1997 Karar Tarihi 22.10.1997
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 4/1995 Dava No 15/1997 Karar Tarihi 22.10.1997
Numara: 4/1995
Dava No: 15/1997
Taraflar: Hasan Dedecan ile Başsavcılık arasında
Konu: Adam öldürme – Ceza takdiri – Cezaevi infaz tüzüğü
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 22.10.1997

-D.15/97 Yargıtay/Ceza 4/95
(Ağır Ceza Dava No: 3101/94;Girne)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti: Taner Erginel, Metin A. Hakkı, Nevvar Nolan.

İstinaf eden: Hasan Dedecan, Karaağaç

- ile -

Aleyhine ist-inaf edilen: KKTC Başsavcılığı

A r a s ı n d a .

Girne Ağır Ceza Mahkemesinin 3101/94 sayılı davada 25.1.1995 tarihinde verdiği karara (Seyit A. Bensen, Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı, üye yargıç Zeki Gündüz, üye yargıç Emine Dizdarlı) karşı Sanık tarafında-n yapılan istinaftır.

İstinaf eden namına: Avukat Ahmet Varol
Aleyhine istinaf edilen namına: Başsavcı Yardımcısı
Muavini Osman T. Naim Enginsoy.


-------------

H Ü K Ü M

Taner Erginel: Bu istinafta Mahkemenin kararını sayın yargıç -Metin A. Hakkı okuyacaktır. Okunacak olan karara katılırım.

Metin A. Hakkı: Yukarıda ünvan ve sayısı gösterilen istinaf, Girne'de oturum yapan Ağır Ceza Mahkemesinin 25.1.1995 tarihinde, İstinaf eden Sanığı 3101/94 sayılı davada, Fasıl 154 madde 205 (1)- (2) (3) tahtında mahkûm edip çarptırıldığı 16 yıllık hapis cezasına karşı yapılmıştır. İstinaf ihbarnamesi incelendiğinde bunun 11 neden içerdiği ve istinafın hem Ağır Ceza Mahkemesinin mahkûmiyet kararına karşı hem de mahkûmiyetten sonra Sanığın çarptır-ıldığı 16 yıllık hapislik cezasına karşı yapıldığı görülmektedir. Ancak istinaf 13.3.1996 tarihinde Yargıtay tarafından ele alındığında, mahkûmiyete karşı istinaf sebepleri geri çekilerek iptal edilmiş ve geri sadece cezanın çok ağır olduğundan yakınan 8,-9,10 ve 11. istinaf sebepleri kalmıştır ki bunları da tek başlık altında aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür:
Ağır Ceza Mahkemesi, Sanığı mahkûmiyetten sonra 16 yıl süreli hapislik cezasına çarptırmakla hata etti. Sanığın çarptırıldığı hapislik cezasını-n süresi alenen fahiştir ve Yargıtayın müdahalesini gerektirecek niteliktedir.

İstinafı tezekkür etmezden önce meselenin kökeninde yatan olguları aşağıdaki şekilde özetlemek yerinde olacaktır. Sanık 27 yaşlarındadır. 11.8.1994 tarihinde, bir başk-a deyişle olay tarihinde, 24 yaşlarında idi ve meslekten çobandır. 7 çocuklu fakir bir ailenin 6. ncı çocuğudur. Babası olay tarihlerinde Lefkoşa Kooperatif Levazımında asgari ücretle çalışan bir işçi idi. Sanık bekardır ve olay tarihinde ailesi ile bir-likte Devlete ait bir evde oturmakta idi ve aile kira ödememekte idi. Sanığın tahsil durumu Ortaokuldan terktir. Olay tarihinde çobanlık yapmakta idi ve ailenin takriben 40 baş davarına bakmakta idi. Askerliğini tamamlamıştır. Askerlik döneminde 1990 y-ılında kendisi ile birlikte askerlik yapan bir arkadaşını gayrıkanuni olarak silâhla yaralamadan ötürü sabıkası vardır ve o davadan da 4 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Bu meselede 18.9.1994 tarihinde, Karaağaç köyünde, Nazımağa ovasında, Karaağaç'lı 61- yaşlarında ve yine çoban olan Erdoğan Altosun'u 22/89 sayılı yasa ile tadil edilen Fasıl 154 Ceza Yasasının 205 (1) (2) (3) maddelerine aykırı olarak kasten ve kanunsuz olarak başına değnek ve taşla vurmak suretiyle ölümüne sebep olmaktan yargılanmış ve m-ahkûm edilmiştir. Öyle anlaşılıyor kı maktül ile Sanık arasında davarların sulanması ile ilgili bir su ihtilâfı vardı.

Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada Sanık, avukatı tarafından temsil edilmiş, davanın duruşması yapılmış ve neticede Alt Mahkeme, i-braz olunan şahadet ve emareleri değerlendirdikten sonra, suçun işleniş tarzını, Sanığın yaşını, tahsil durumunu ve tezekkür etmesi gereken tüm ilgili hususları da değerlendirdikten sonra, Sanığı mahkûm edip 16 yıl hapis cezasına çarptırmıştır.

İstin-afın duruşması safhasında, Sanığın avukatı, geçmiş içtihatlara atıfta bulunarak Sanığın çarptırıldığı 16 yıllık hapislik süresinin alenen fahiş olduğunu iddia etmiş, Sanığın zekâ seviyesinin normal bir insanın zekâ seviyesinden daha düşük olduğunu da iddia- ederek, Sanığın çarptırıldığı 16 yıllık hapislik süresinin alenen fahiş olduğunu iddia ederek Yargıtayı, Sanık lehine buna müdahale edip hapislik cezasının süresini indirmeye davet ederken, Savcılık, cezanın yerinde olduğunu ve Yargıtayın müdahalesine ger-ek olmadığı tezini savunup istinafın reddedilmesini talep etmiştir.

Söylenenlerin tümü tezekkür edildikten sonra ve istinaf dosyasını inceledikten sonra bilhassa aşağıdaki hususları gözönünde bulundurarak istinafın reddedilmesini uygun gördük.

-Sanığın mahkûm olduğu suç Ceza Yasamıza göre müebbet hapis cezasını müstelzim bir suçtur. Bir başka deyişle, kendine verilebilecek azami hapislik cezasının süresi müebbet hapislik idi. Yasanın öngördüğü ve azami olarak Sanığın çarptırılabileceği uzun sür-eli hapislik cezasının süresinden görülebileceği gibi, Sanığın mahkûm olduğu suç yasamızda yer alan en ağır suçlar arasındadır. Bu tip suçlar toplumumuzu rahatsız eden suçların başlarında gelmektedir. Sanığın zekâ durumunu, ne yaptığının bilinci içinde o-lduğu ihtilâf konusu olmadığına göre ve gayrıkanuni olarak silahla insan yaralama gibi sabıkası olduğu da gözönünde bulundurularak (gayrıkanuni adam öldürme olmamakla beraber silâh ile gayrıkanuni adam yaralama dahi olsa) Alt Mahkemenin Sanığa verdiği ceza- süresine Sanık lehine müdahale etmeye ikna edilmedik. (Bak: Archbold, Criminal Pleading, Evidence and Practice, 35th ed. page 222-223, para 613). Başsavcılığın cezanın az olduğunu öne sürerek mukabil istinafı da olmadığına göre o konuda da bu meselede h-erhangi bir şey söylemeyi gereksiz bulmaktayız.

Netice olarak istinaf oybirliği ile reddolunur. Sanığın çarptırıldığı hapislik cezasının süresi, Ağır Ceza Mahkemesince çarptırıldığı cezanın tarihinden başlayacaktır.

Nevvar Nolan: Sayın yargıç Metin- A. Hakkı'nın kararına katılırım; ancak bu istinafın yarattığı fırsat nedeni ile, hapis cezasına çarptırılan mahkûmların hapis sürelerine Cezaevleri Tüzüğü tahtında uygulanan bağışlamalar ve bunların sonuçları üzerinde özet görüşümü belirtmek isterim.

- 23.2.1993 tarih ve 18 sayılı Resmi Gazete Ek III'de Bakanlar Kurulu tarafından yapılan Cezaevleri (Değişiklik) Tüzüğü yayınlanmıştır, aynı Resmi Gazetede Cezaevleri (Değişiklik) Tüzüğüne Göre Uygulanacak Bağışlama Tablosu da yer almaktadır. Bu tablodan -aldığım bazı örnekler aşağıdaki gibidir:

6 yıl hapis cezasına çarptırılan bir mahkûma 32 ay bağışlama uygulanır ve bu mahkûm 3 yıl 4 ay hapis yatır,

b)10 yıl hapis cezasına çarptırılan bir mahkûma 64 ay bağışlama uygulanır ve bu mahkûm 4 yıl 8 ay h-apis yatır,

16 yıl hapis cezasına çarptırılan bir mahkûma 112
ay bağışlama uygulanır ve bu mahkûm 6 yıl 8 ay hapis yatır,

d) Yaşam boyu hapis cezasına çarptırılan bir mahkûma 144 ay (12 yıl) bağışlama uygulanır ve bu mahkûm 8 yıl hapis yatır.

- Cezaevindeki davranışları iyi olan mahkûmların hapis sürelerinde bir indirim yapılmasını, cezalarının bir kısmının bağışlanmasını, arkasında doğru bir mantık olduğunu kabul eder ve anlarım; ancak, bağışlama sürelerinde ölçüye dikkat edilmesi, ölçünün aşıl-maması gerekir. Bu ölçüye dikkat edilmeden tanınan bağışlama süreleri Mahkemeler tarafından takdir edilen hapis cezalarının özü olan ceza niteliğini ve caydırıcılık unsurunu erozyona uğratır. Yukarıdaki tabloda ben bu erozyonu fazlası ile görüyorum.


Ta-ner Erginel: Sonuç olarak istinaf reddedilir. Sanığın çarptırıldığı hapis cezası, Ağır Ceza Mahkemesinin karar tarihinden başlayacaktır.


Taner Erginel Metin A. Hakkı Nevvar Nolan
Yargıç Yargıç Yargıç



22 Ekim 199-7





-


6



-


Full & Egal Universal Law Academy