Yargıtay Ceza Dairesi Numara 4/1988 Dava No 14/1988 Karar Tarihi 28.06.1988
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 4/1988 Dava No 14/1988 Karar Tarihi 28.06.1988
Numara: 4/1988
Dava No: 14/1988
Taraflar: Edip Karakeçi ile Başsavcılık A r a s ı n d a.
Konu: Uyuşturucu madde ithali – Uyuşturucu madde tasarrufu – Ceza takdiri
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 28.06.1988

-D.14/88 Yargıtay/Ceza 4/88
(Ağır Ceza No: 9255/87 G. M/sa.)

Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: N. Ergin Salâhi, Niyazi F. Korkut, Taner Erginel.

İstinaf eden: Edip Karakeç-i, Lefkoşa Merkeze Cezaevi.
-ile-
Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcılığı.
A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Boysan Boyra
Aleyhine istinaf edilen namına: Osman T. Enginsoy



H Ü K Ü M-

N. Ergin Salâhi: Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi önünde yargılanan sanık 3 dava ile itham edilmiştir. 1. dava 16/77, 54/77 ve 36/82 sayılı Yasalarala tadil edilen 4/72 sayılı Uyuşturucu Maddeler Yasasının 12, 14 ve 2482)(3) maddelerine aykırı, 1.11.1987 tarih-leri arasında tespit edilemeyen bir günde, yetkili makam tarafından isdar edilmiş bir ithal izni olmaksızın Gazi Mağusa Limanından KKTC'ne 5 kilo eroin (diamorfine) ithal etmek;

2. dava olarak ine ayni yasalarla tadil edilen 4/72 sayılı Uyuşturucu Madde-ler Yasasının 24(1)(a)(2)(3) maaddesi ile ayni Yasanın 6 ve 16. maddeleri gereğince isdar olunan 63/73 sayılı Nizamname ile tadil olunan 21/73 sayılı Uyuşturucu Maddeler Nizamnamesinin 2, 8, 10(1) maddelerine aykırı birinci davada belirtilen tarih ve mahal-de ilgili makamdan genel olarak yetkilendirilme- miş ve ilgili nizam tahtında ruhsatı bulunmadığı halde konu 5 kilo uyuşturucu madde olan eroini (diamorfine) tasarrufunda bulundurmak;

3. dava olarak ise ayni yasalarla tadil edilen 4/72 sayılı Uyuşturucu -Maddeler Yasasının 2(1)(a)(2)(3) maddesi ile ayni yasanın 6 ve 16. maddeleri gereğince isdar olunan 63/73 sayılı Nizamname ile tadil olunan 21/73 sayılı Uyuşturucu Maddeler Nizamnamesinin 2, 8, 10(1) maddelerine aykırı 16.12.1987 tarihinde Mağusa'da ilgili- makam tarafından genel olarak yetkilendi- rilmemiş veya ilgili nizam tahtında ruhsatı olmadığı halde 5 kilo uyuşturucu ade olan eroini (diamorfine) temin etmek; suçları ile itham edilmiştir.

Sanığın kabul etmiş olduğu 1. ve 3. dava ile ilgili olgular öz-etle şöyledir:

Sanık aslen Türkiye Diyarbakır doğurmlu olup olayla ilgili tarihlerde Girne'de Latif apartmanı numara 4'de muvakkaten ikamet etmekte idi. 16.12.1987 tarihinde Mersin Narkotik Şube Müdürlüğünden alınan bir ihabrda sanığın kardeşi Mesut Kara-keçi'in Mersin gümrüğünde tasarrufunda eroinle yakalandığı öğrenilmiş ve sanığın da eroin kaçakçılığı ile ilgisi olduğu şüphelenildiğinden, emniyet mesnsuplarınca sanığın Kıbrıs'ta Girne'de olduğu tespit edilmiş ve aranmasına bağlanmıştır. Bu şekilde arana-n sanık bulunamamış ancak 17.12.1987 tarihinde kaldığı yerlerden arandığını öğrenen sanık Lefkoşa'da Narkotik Şubeye giderek kendisi teslim olmuştur. Emniyet mensubu bulunan polis çavuşu 765'in sanığa yaptığı kanuni ihtarı müteakip, sanık sorgulaması sıras-ında Şancio marka radyo kaset ve lacivert renk sport yazılı çanta içerisinde paketçiklere sarılı vaziyette eroini Mahkmet Kandoğan'a verdiğini kabul etmiştir. Bu itiraf ışığında Mehmet Kandoğan polis tarafından tutuklanıp emniyete celbedilmiş ve yapılan so-rgulamada sanığın söyledikleri teyit edilmiştir. Mehmet Kandoğan eroini polise teslim etmiş ve eroinin içinde bulunduğu radyo-kaset ile çanta ve onun içerisindeki yatak çarşafını attığı yeri göstererek, diğer emarlerin de bulunmasına yardımcı olmuştur.

S-anık ise ifadesinde babasının 1985 yılında Diyarbakır'dan Adana'ya giderken geçirdiği bir trafik kazası neticesinde ölmezden önce eroin temin etme ve satma işleri ile uğraştığını, kendisinin de bunları bildiğini, ölmezden evvel sanığa 3 adet beşer bin lira-lık Kıbrıs'ta Öner Kaan tarafından isdar edilmiş çeki verdiğini, bu çeklerin bozulmadığını, babası öldükten sonra ise kendisi bu işe devam ederek babasının sağlamış olduğu 13 kilo eroini çıkarıp pazarladığını itiraf etmiştir. Yine sanık ifadesinde ilkin Kı-brıs'a gelerek Öner Kaan'ı bularak bozulmamış çeklerin karşılığını talep etmiş ve sanığın iddiasına göre Öner Kaan kendisinden eroin getirmesini istemiş ve o da babasının saklamış olduğu eroinlerin ilkin 1 kilosunu baklava kutusuna koyarak Kıbrıs'a getirmi-ştir. Müteakip bir tarihte ise 2 kilo daha ayni yöntemle Kıbrıs'a getirerek kilosu 12,000,000TL'den satmıştır. Karşılığında aldığı paraları ise Türkiye'deki bankalara yatırmıştır. Öyle anlaşılıyor ki kârlı bir iş olduğunu gören snaık bu pazarlamayı devam e-ttirmiş ancak işbirliği yapmış olduğu Öner Kaan bu eroinlerin saflık derecesini beğenmediğini bildirerek sanıktan daha saf eroin getirmesini talep etmiştir. Bu talebe rağmen sanığın ifadesine göre ayni saflıkta beşer kilodan 10 kilo olmak üzere, muhtelif y-öntemlerle başvurearak Türkiye'den Kıbrıs'a eroin ithal edip burada pazarlamış veya pazarlamaya çalışmıştır. Yine ifadesinden çıkan ve yetit edilen olgulara göre sanık bu işi yalnız yapmamış ena zından kardeşinin ve aile efradı ile babası ölmesden önce onl-ara yardım eden kişilerle teşriki mesai yaparak bu eroin ithal ve pazarlama işini yürütmeye çalışmıştır.

Sanık Ağır Ceza Mahkemesi önünde işbu istinafın konusunu teşkil eden 9255/87 sayılı davada yukarıda konu edilen yaklaşık 5 kilo eroini ithal etmek, t-emin etmek ve tassruf etmek suçları ile itham edilip yargılanırken sanığı 1552/88, 1553/88 ve 1554/88 sayılı uyuşturucu madde ithal etmek ve tasarruf etmek suçlarının sanığın yargılanmakta olduğu suçlara ceza verilirken bunların da dikkate alınması için mü-racaattaaa bulunmuş, müracaatı kabul edilerek sanığa bu davalar teker teker okunmuş ve bu davdaki ithamları da sanık kabul etmiştir.

Neticede nazarı itibare alınan davalar, suçun işleniş şeklini, sanık leyhine olabilecek hafifletici sebepleri ve tüm olgu-ları gözününde buludnuran Ağır Ceza Mahkemesi sanığa 1. davdan 8 yıl, 3. davadan ise yine birlikte çekilmek üzere 8 yıl hapis cezası vermiştir.

İstinaf bu karardan ceza aleyhine yapılmış olup özetle; Ağır Ceza Mahkemesinin ceza prensiplerine aykırı hare-ket ederek buprensipleri yeterince dikkate almadığı, cezaların umumiliği prensibini nazarı dikkate almadığı herhalûkârda sanığa 1. ve 3. davalardan verilen 8 yıl hapis cezalarının aşikâr surette fahiş olduğu hususlarındadır.

İstinafın duruşmasında müsten-if avukatı sanığın polise yardımcı olduğunu, arama neticesi bulunmamasına rağmen kendisi gidip polise teslim odluğunu ve diğer sanığın aleyhindeki suçlaar ile işbu istinaf konusu emarelerin bulunup emniyet mensuplarına teslim edilebilmesi için gerekli bilg-ileri polise verdiğini ileri sürmüştür. Yine müstenif avukatı Ağır Ceza Mahkemesinin sanığın hafifletici sebepleri ile sair dikkate alınması gerken hususları kararında serdedmiş olmasına rağmen bunlara yeterince ağırlık vermediğini ve sanığa verilen 8 yıl -hapis cezasının aşikâr surette fahiş olduğunu ileri sürmüştür. Keza sanığın yaşı dikkate alınarak 10 yıl hapis cezası taşıyan bu suçtan azamiye yakın olan 8 yıl hapis cezasının bu sanığa verilmesinin uygun olmadığını iddia etmiştir.

İddia Makamı tarafınd-an bulunan savcı ise bu gibi suçların yaygın olduğunu, sanığın suçlu bulunduğu davanın olgularının, sanığın lehine olmadığını, sanığın tasarruftan öteye bu son derece tehlikeli uyuşturucu maddeyi adaya ithal edip ticaretini yapıp para kazanma yolunu tercih- ettiğini, miktarın ise 5 kilo gibi küçümsenemeyecek bir miktar olduğunu, snaık aleyhine sanığın, talebi üzerine nazarı itibare alınan 3 davanın da ayni tür tehlikeli uyuşturucu maddelerle ilgili suçlar olduğunu ve o davalardan da uyuşturucu madde ithali v-e ticareti ile itham edilip suçlu bulunduğunu kilosu 12,000,000TL'den 36,000,000TL para temin ettiğini; bu olgular ışığında sanığa verilen cezanın aşikâr surette fahiş olmadığını ileri sürerek geçmiş içtihat prensiplerine değinmiştir.

Konuyu tezekkür etm-iş bulunuyoruz. Sanığın itham edilip suçlu bulunduğu suçlar 10'ar yıl hapislik cezasını müstelzimdir. Sanığa azami hapislik cezasına yakın bir ceza verilmiş olması ilk nazarda fazla odluğu intibağı yaratabilir. Sanık oldukça genç yaştadır. lehine hafifleti-ci olabilecek hususlar, ihbar alan ve konuyu tahkikat eden polislere zorunluk çıkartmadığı, kendiliğinden teslim olduğu ve tutuklanmasını müteakip de polise yardımcı olduğu hususlarıdır. İlk Mahkemenin kararına göz atıldığında sanığın lehine olabilecek tüm- hususları nazarı itibar aldığıı, keza suçun vehameti, işleniş şekli ve sair bu gibi davalardda dikkate alınması gerken hususları layıkı ile değerlendirerek dengeli bir karar verdiği kanaatindeyiz.

İlk Mahkeme kararında sanığa ceza takdir ederken şu görü-şlere yer vermiştir.

"Sanığa mahkûm olduğu 1. ve 3. davalardan ne gibi bir ceza verilmesi grektiğini tezekkür ederken suçların işleniş tarzını, hangi şartlarda ve nasıl işlendiğini, işlenen suçların vahim suçlar olduğunu ve bu tür suçların toplum düzenini- bozucu ve toplum bireylerini suç işlemeye yöneltip zehirleyici nitelikte suçlar olduğunu, dava konusu uyuşturucu maddelerin cins ve miktarını, miktar göz önünde tutulduğunda binlerce kişiyi zahrilemeye yetecek miktarda olduğunu, sanığın nazarı itibare alı-nan diğer 3 davsında da benzeri suçları işlemiş olduğu, 1552/88 ve 1554/88 sayılı davalardaki toplam 3 kilo uyuşturucuyu KKTC'ye pazarlayıp menfaat temin ettiği, bu tür suçlardda verilebilecek olan cezanın yasalarımızda 10 yıla kadar hapislik ve/veya 2,00-00,000TL'ye kadar para cezası olduğu, verilecek olan cezanın işlenen suçun vehameti ile orantılı, kamu düzeninin koruyucu ve caydırıcı nitelikte olması gerektiği gibi sanığı ıslah edip yeniden topluma kazandıracak nitelikte bir ceza olması gerektiği, sanığ-ın 21 yaşında genç bir suçlu olduğu, sabıkasız olduğu, polise yardımcı olduğu ve başka suçların oraya çıkarılmasında yardımcı olduğu, emare uyuşturucuların bulunmasında yardımcı olduğu, cezasını ailesinden uzakta KKTC'de geçireceği gibi hususlar sanık lehi-ne ve aleyhine alınabilecek başlıca hususlarıdır."

-İlk Mahkeme kararından görülebileceği gibi, sanık lehine ve aleyhine labilecek tüm hususları dikkate aldıktan sonra yine kararın başka bir bölümde sanığın tasarruf etmiş olduğu uyuşturucunun tam anlamıyla saf değil %33'lik saflık oranıına haiz olduğuna da- kararında yer vererek bu hususu sanık lehine almıştır.
-
Kanaatimizce İlk Mahkeme bu kararında yanılmış değildir. Geçmiş birçok kararlarda değinildiği gibi tasarruf edilen uyuşturucu türü, miktarı ve suçun işleniş şekli ile sanığın bu gibi suçların işnemessinde oynadığı rol son derece önemlidir. Örneğin Yargı-tay/Ceza 8/87 Turgut Emir Ahmet ile KKTC Başsavcılığı arasındaki davada, Yargıtay/Ceza 10/84 Taylan Dersev v. Başsavcılık davasına atıfta bulunarak sanığa ceza takdir edilirken uyuşturucu türünün nazarı itibare alınması gerektiği vurgulanmış ve özellikle t-ehlikei sınıfta bulunan eroin (diamorfine) cinsi uyuşturucu bulunduran suçlara daha ağır cezalar verilemsi gerektiği vurgulanmıştır. Ayni davada Birleştirilmiş Yargıta/ceza 3/84 ve 4/84 KKTC Başsavcılığı v. Ahmet Köroğlu davasında da atıfta blunularak geçm-iş içtihat kararlarında olduğu gibi budavada da bu tip suçların yaygın olduğu, önlenemediği ve bu tip suç işleyenlere, kamu farkörü dikkate alınarak caydırıcı ve etkin cezalar verilmesi gerektiği beterkar vurgulanmıştır.

Önümüzdeki meselede de İlk Mahkem-enin tüm hususları dikkate aldığı görülmektedir. Keza sanığın bu suçları plânlı ve bilinçli olarak sistematik bir şekilde işlediği ile bu eylemleri para karşılığı son derece tehlikeli uyuşturucu maddeleri pazarlamak suretiyle yaptığı hususlarını dikkate al-dığımızda sanığın leyhine olabilecek hususların pek ağırlık taşıyamayacağı ve bu gibi davalarda ceza takdir ederken kamu faktörüne ağırlık verilerek etkin cezalar verilmesi gerektiğini betekrar vurgulamak isteriz. Sanığın yaşı ve polise yardımcı olduğu tab-iatıyle dikkate alınmıştır. Ancak bu hususlar sanık lehine dikkate alınırken benzeri 3 davası daha bulunduğu ve o davalarda da sanığın son derece tehlikeli uyuştrucu cinsi olan eroin'ı (diamorfine) Kıbrıs'a ithal ederek pazarladığı görülmektedir. Ceza takd-ir ederken bu davalar da dikkate alındığında sanığın lehine olabilen hususların önümüzdeki meselede pek de ehemmiyeti kalmamaktadır. Sanığa birlikte çekilmek üzere 1. davadan verilen 8 yıl ve 3. davdan verilen 8 yıl hapis cezalarının aşikâr surette fahiş o-dluğuna ikna edilmedik.
Netice olarak istinaf reddolunur ve sanığa verilen 8'er yıl hapis cezaları mahkûmiyet tarihinden başlamak üzere aynen tasvip olmasına oybirliği ile karar verilir.


(N. Ergin Salâhi) (Niyazi F. Korkut) - (Taner Erginel)
Yargıç Yargıç Yargıç

28 Haziran, 1988



-


-6-



-


Full & Egal Universal Law Academy