Yargıtay Ceza Dairesi Numara 37/2011 Dava No 12/2011 Karar Tarihi 10.07.2011
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 37/2011 Dava No 12/2011 Karar Tarihi 10.07.2011
Numara: 37/2011
Dava No: 12/2011
Taraflar: Göksel Bulut ile KKTC Başsavcısı arasında
Konu: Alkollü araç kullanma - Sanığa 2 ay hapislik cezası verilmesi - Sanığın ceza aleyhine istinafı - Sanığın Güvenlik Kuvvetlerinde görevli olması ve 30 günden fazla hapis cezası alması halinde işini kaybetmesi - İstinafın kabul edilerek Sanığın cezasının 25 güne indirilmesi.
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 10.07.2011

-D. 12/2011 Yargıtay/Ceza 37/2011
(Girne Ceza Dava No: 2482/11)
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti: Narin F. Şefik, Hüseyin Besimoğlu, Ahmet Kalkan.
İstinaf eden: Göksel Bulut, Merkezi Cez-aevi; Lefkoşa
(Sanık)
- ile -
Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcısı-Lefkoşa

A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Avukat Altan Erdağ
Aleyhine istinaf edilen namına: Savcı Mustafa Atakara.


Girne Kaza -Mahkemesi Yargıcı Melek Esendağlı'nın 2482/2011
sayılı davada 24.8.2011 tarihinde verdiği karara karşı, Sanık tarafından yapılan istinaftır.


------------------


H Ü K Ü M


Narin F. Şefik: 58/0-5, 54/02 sayılı Yasalar ile tadil edilen 43/91 sayılı Yol ve Trafik Suçlarının Davasız Halli ve Ceza Puanı Yasası'nın 6 ve 9(5) maddeleri, 26/99, 63/02 sayılı Yasalar ile tadil edilen 9/88 sayılı Yol Güvenliği Yasası'nın 5 ve 11. maddelerine aykırı 30.4.20-11 tarihinde Girne'de Ziya Rızkı Caddesi'nde EE 652 plakalı aracı 50 mlg üzerinde 192 mlg alkollü olduğu halde sürmekle itham edilen Sanık aleyhindeki ithamı kabul etmiştir. Kendi ikrarı ile mahkum edilen Sanığa mahkum edildiği suçtan 2 ay hapis cezası ta-kdir edilmiştir. Huzurumuzdaki istinaf takdir edilen ceza aleyhine yapılmıştır.

Sanık, istinaf ihbarnamesi ile 4 istinaf sebebi ileri sürmüştür.
Muhterem Bidayet Mahkemesi Sanığa ceza takdir ederken diğer şeyler meyanında Sanığın geçmişi, karakteri, so-syal şahsiyeti kesilecek cezanın yardımına muhtaç kişiler üzerinde yapacağı olumsuz etkileri ve her davanın kendine özgü koşulları içinde cezalandırmaya etki yapabilecek faktörleri dikkate alması gerekirken avukatsız olan ve müdafaasını hukuki ve teknik an-lamda yapamayacak durumda olan Sanığı yeterince sorgulamamakla ve Sanığa 2 ay hapislik cezası vermekle hata etmiştir.

Sözgelimi;
(a) Sanığın sözleşmeli uzman er olduğu ve 30 gün veya daha
fazla hapis cezası alması halinde mukavelesinin iptal
edi-leceği ve işini kaybedebileceği hususu cezalandırmaya
etkin olduğu halde Muhterem Mahkemenin huzuruna
getirilmemiştir.

(b) Sanığın ailevi durumu bakmakla yükümlü olduğu kişiler ile
verilecek cezanın bu gibi şahıslara etkisi yeterince
d-eğerlendirilmemiştir.

Muhterem Bidayet Mahkemesi, kamu menfaatine gereğinden çok ağırlık vermekle ve Sanığın geçmişi ve sosyal durumunu verilecek cezaya etken olan faktörleri araştırmamakla ve/veya sorgulamamakla ve Sanığa 2 ay hapis cezası vermekle hatal-ı hareket etmiştir.

Muhterem Mahkeme, cezalandırılmadan güdülen gayenin Sanığı ıslah edip topluma faydalı bir fert olarak kazandırmak olduğu prensibini dikkate almamakla ve tam tersine ona verdiği cezayla onu mahvedici, işini kaybedici bir ceza ve onu 2 a-y hapis cezasına çarptırmakla hatalı hareket etmiştir.

Ahval ve koşullar altında ve kendini müdafaa edemeyecek ve/veya yeterince savunmayacak durumda olan Sanığa verilen 2 ay hapis cezası aşikar surette fahiş bir cezadır.

Sanık aleyhine dosyalanan ithamn-amede Sanığın itham
edildiği suç aynen şöyledir:


" İTHAM OLUNDUĞU SUÇ
Birinci Dava
58/05, 54/02 sayılı Yasalar ile tadil edilen 43/91
sayılı Yol ve Trafik Suçlarının Davasız Halli ve
Ceza Puanı Ya-sası'nın 6 ve 9(5) maddeleri 26/99,
63/02 sayılı Yasalar ile tadil edilen 9/88 sayılı Yol
Güvenliği Yasası'nın 5 ve 11. maddelerine aykırı
alkollü içki tesiri altında araç sürme.
SUÇUN TAFSİLATI

Sanık, 30.04.2-011 tarihinde Girne'de Ziya Rızkı
Caddesi'nde EE 652 plakalı aracı verilen nefeste saptanan
sınır olan 50 mlg üzerinde 192 mlg alkollü olduğu
halde sürdü."


Sanığa 2 aylık hapis cezası takdir edilen davanın safahatı Mavi 4 ve 5'de -görülmektedir. Sanık davasında avukatsız hazır bulunmuştur. Davanın ünvanında Sanığın mesleği kuaför olarak belirtilmektedir. Sanık itham edildikten sonra aleyhindeki ithamı kabul etmiştir. İddia Makamı 2 adet emare ibraz ettikten sonra olguların ithamnam-ede belirtildiği gibi olduğunu söylemekle yetinmiştir. Avukatı olmayan Sanık hafifletici nedenlerini içeren kısa bir beyan yaptıktan sonra Mahkemenin sorularına cevap vermiştir. Mavi 5'de Sanığın beyan ve Mahkemenin tevdi ettiği soru ve cevaplar aynen şöy-ledir:

"Sanık: Özür dilerim. 2 senedir benim Türkiye'de
boşanma davası vardır, eşimden ayrıldım, 2 senedir
de sürüyor bu dava. Tazminat davası açıldığı için
durumum biraz sıkışık, 400 milyon aylığım kalıyor
efendim. Aldığım askeriyedeki maaşımdan, -ödemede
biraz sıkıntı çektim efendim. Bu yüzden özür
dilerim.

Mahkeme sanığa sorar: İlgili gündeki vaziyet ne
idi ki alkol aldıktan sonra araba kullandınız?

Sanık: 2 senedir halen daha bitmeyen mahkemem var
efendim Türkiye'de boşanma davası ile il-gili efendim.
Onun biraz katkısı var efendim.

Mahkeme: Şimdi ne iş yapıyorsun Göksel Bey?

Sanık: Askeriyede çalışıyorum efendim uzman olarak."


Bidayet Mahkemesi aynı gün verdiği kararında Sanığın mahkum olduğu suçun en ciddi trafik suçlarından- birisi olduğunu, bu suçların arttığını ve yaygınlaştığını, alkol aldıktan sonra hiçbir şart ve koşulda direksiyon başına geçilmemesi gerektiğini ve bir başka araçla yola devam etme seçeneğinin tercih edilmesi gerektiğini, bu prensibin benimsenmesi ve yerl-eştirilmesi ve kamu menfaatının korunması için Mahkemenin benzeri suç işlemekten caydırıcı etkin cezalar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.

Bidayet Mahkemesi, Sanığın benzeri trafik raporları olduğunu, Emare 2 olarak ibraz edilen trafik rapor d-ökümünden Sanığın alkollü araç kullanmadan 2 kez cezalandırıldığını, Sanığın önceki cezalarından ıslah olmadığının anlaşıldığını belirterek bu hususu Sanık aleyhine değerlendirerek dikkate almıştır.

Sanığın Mahkemeye verdiği cevaplar neticesinde uzman er- olarak çalıştığını, ailevi sorunlarını ve Sanık ile ilgili tüm hususları Bidayet Mahkemesi dikkate aldıktan sonra özellikle Sanığın benzeri raporları olduğunu ve bunlardan ders almadığını, trafik ve yol güvenliğine dair bilinç ve farkındalığının gelişmedi-ğini dikkate aldıktan sonra Sanığa 2 ay hapis cezası takdir etmiştir.

Sanık, 4 istinaf sebebi ileri sürmekle birlikte esasen istinafını tek başlık altında incelemek daha uygun olacaktır. Sanık takdir edilen 2 ay hapis cezasının fahiş olduğunu iddia- etmektedir. İstinaf Mahkemesinde Sanık Avukatı tarafından temsil edilmiştir ve Bidayet Mahkemesinin bu cezayı takdir ederken Avukatsız hazır bulunan Sanığı daha detaylı sorgulaması gerektiğini, Bidayet Mahkemesinin Sanığın görevine ve özel durumuna yeteri-nce ağırlık vermeyerek, amme menfaatine ve benzeri raporlarına gereğinden fazla ağırlık vererek takdir ettiği hapis cezasının süresinin fahiş olduğunu ileri sürmektedir.

Genellikle İstinaf Mahkemesi, Bidayet Mahkemesinin takdir ettiği cezaya müdahale etm-ekten kaçınır. Ancak Bidayet Mahkemesi ceza takdir ederken dikkate alması gereken hususları dikkate almaz veya dikkate almaması gerekli hususları dikkate alırsa o zaman müdahale eder.

Ceza takdir edilirken uygulanan kriterler bir çok içtihat kararı-nda yer almaktadır. Yargıtay/Ceza 7/91 ve 12/91 (D. 4/91)'de bu kriterler şu şekilde ifade edilmiştir.

"1. Amme menfaatını korumak. Bu amaçla kesilecek
olan cezanın mahkûm olan şahsı veya başkalarını
betekrar mahkûm edildiği suça benzer ve/veya başka -
herhangi bir suçu işlemesini önleyecek nitelikte
olması. Başka bir deyimle cezanın sanığa ve başkalarına
ibret verici nitelikte olması.

2. Cezanın işlenen suçun vehameti ile orantılı
olması. Bunu sağlamak için de suçun nasıl ve hangi
koşullar altın-da işlendiğini göz önünde bulundurmak.

3. Kesilecek olan cezanın sanığın ıslahını ve
cemiyete faydalı bir insan olarak iadesini temin
eder nitelikte olması.

4. Sanığın karakter, sosyal şahsiyeti, geçmşteki
durumunu, kesilecek olan cezanın san-ığa ve himayesine
ve yardımına muhtaç olan kimselere yapacağı etkiyi
nazarı itibara almak.

5. Kesilecek olan cezaya herhangi bir etki yapabi-
lecek mühim faktörleri nazarı itibara almak."


Bidayet Mahkemesinin kararında suçun n-iteliğini göz önünde tutarak kamu menfaatine ağırlık verdiği doğrudur. Mevzuatta belirlenen miktarın üzerinde kanında alkol bulunduğu halde direksiyon önüne geçen bir kişi ile ilgili ceza takdir edilirken amme menfaatine ağırlık verilmesinde hata yoktur. A-lkollü araç kullanan bir kişinin kendi kendine zarar vermesinin yanında, hiç kusuru bulunmayan başka kişilere zarar vermesi veya tehlike arzetmesi kuvvetle muhtemeldir. Trafik kurallarına uyulması toplumun üyesi her kişi için önem arzettiği gerçeği ışığınd-a bu tür suçlarda amme menfaatinin öne çıkarılmasında ve amme menfaatine ağırlık verilmesinde hata yoktur. Kişilerin, gerek kendi kendilerine zarar vermeleri, gerekse karşılaşabilecekleri kusursuz başka kişilere zarar vermeleri önlenmelidir. Bu tür suçlar-a, gerek Sanığı, gerekse başkalarını benzeri suç işlemekten caydırıcak etkin cezalar takdir edilmelidir.

Bidayet Mahkemesi Sanığa 2 ay hapis cezası takdir ederken Emare 2 olarak sunulan dökümdeki kalemlere de bakmış ve kararında bunlara ağırlık vermişti-r. Sanık dökümde yer alan hususların sabıka kaydı olarak incelendiğini ve bunun yanlış olduğunu ileri sürmektedir. Bidayet Mahkemesinin kararında Emare 2'deki ihlaller sabıka kaydı olarak değil de benzeri rapor olarak değerlendirildiği görülür. Bu durumda -Emare 2 Trafik Müdürlüğünün Detaylı Rapor Dökümünün Bidayet Mahkemesi tarafından ne şekilde dikkate alınabileceği hususunun incelenmesi gerekmektedir.

43/95, 51/99, 54/02, 58/05, 42/06 ve 66/07 sayılı Yasalarla tadil edilen 43/91 sayılı Yol ve Trafik Suç-larının Davasız Halli ve Ceza Puanı Yasası 9.4.1991 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 13. maddesi ile 84/63 Yol Trafik Suçlarının Davasız Halli Yasası yürürlükten kaldırılmıştır.

43/91 sayılı Yasa'nın amacı 3. maddede yer almaktadır ve aynen şöyledir:

"-Bu Yasanın amacı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Karayollarındaki trafik akışının düzenli olmasının
sağlanması, can ve mal güvenliğini koruyucu tedbir-
lerin alınması ve artan trafik suçlarının süratle,
etkin ve caydırıcı bir şekilde önlenmesinin
sağ-lanmasıdır."


Sanığın itham edilip mahkum olduğu suç 50 mlg üzerinde 192 mlg alkollü olduğu halde araba sürmektir. Emare 2 olarak ibraz edilen Trafik Müdürlüğünün Detaylı Rapor Dökümünde ise suç bilgisi 005 ve 111 olarak görülen 2 kalem vardır. 43/91 say-ılı Yasaya ekli cetvelde 005 için suçun kısa izahı "alkollü içki, uyuşturucu madde veya ilaç tesiri altında araç kullanmak veya kullanmaya teşebbüs etmek" olarak görülür. 111 ise araç sürücüsünün kanındaki alkol oranının 50 miligram ile 100 miligram arasın-da olması halinde herhangi bir yolda veya herhangi bir yerde araç kullanması veya kullanmaya teşebbüs etmesi" olarak görülür.

Mavi 4 ve 5'e bakıldığı zaman Bidayet Mahkemesi Emare 2'nin içeriğini sabıka kaydı olarak değerlendirmiş değildir. Bidayet Mahke-mesi 'benzeri raporlar' ibaresini kullanmıştır.

43/91 sayılı Yasa altında trafik kurallarını ihlal edenler tarafından Yasada belirlenen süre içerisinde cezanın ödenmesi halinde puan cezası verilmesinin hukuki mahiyeti Anayasa Mahkemesi 4/2005 (D.3/2007) -sayılı kararında irdelenmiş ve çoğunluk kararında puan uygulamasının ceza mahiyetinde olmayıp idari bir tedbir olduğuna karar verilmiştir.

Anayasa Mahkemesi 4/2005 (D.3/2007) sayılı kararın 24. sayfasında çoğunluk kararında:

"Ceza puanı uygulamasının -cezai karakteri olmadığı,
idari bir güvenlik tedbiri olması nedeni ile sanığı
itham edildiği suçlardan yargılayan yargıcın veya
Mahkemenin yargı yetkisi dışında olduğu,"

belirtmiştir.

Emare 2'de yer alan ve Sanığın 005 ve 111 kodları verilen ihla-lleri için verilen cezaların sabıka kaydı olarak dikkate alınmaması gerektiği açıktır. Bidayet Mahkemesi de bu ihlalleri sabıka olarak ele almış değildir, benzeri raporları bulunduğunu belirtmiştir.

84/63 sayılı Yol Trafik Suçlarının Davasız Halli Kanu-nu altında trafik suçlarının davasız halledilmesi halinde mahkumiyet bulunmadığı için sabıka kapsamına girmeyeceği açıktır. Ayrıca o yasanın 11. maddesi altında o kanun tahdında verilen ihbar veya ödenen cezaya ancak Sanığın atıfta bulunabileceği, Sanık d-ışında bir merciin bu ihlallere atıfta bulunamayacağı açıkça ifade edilmekteydi. Nitekim Anayasa Mahkemesi 4/2005'de, çoğunluk kararında eski yasa ile ilgili sayfa 18'de şu görüşe yer vermiştir:

".....84/63 sayılı 1963 Yol Trafik Suçlarının Davasız
H-alli Kanununun yürürlüğe girmesi ile olmuştur.
Mezkûr yasa, yeni bir suç ihdas etmemekte, buna mukabil
trafiği düzenleyen yürürlükteki mevzuatta, 6 ayı
geçmeyen hapis veya 100 Kıbrıs Lirasını geçmeyen bir
para cezası veya her iki ceza ile cezalandı-rılabilen
yasaya ekli cetvellerde belirtilen suçlar için sabit
para cezası öngörmektedir. Yasa, Polis ve Jandarma
mensuplarına bu suçları tesbit etmek ve sanıklara
sabit ceza uygulaması yapmak yetkisi vermekte,
sanıkların suçlarını kabul edip, yaz-ılan sabit
cezayı belirtilen 15 günlük süre içerisinde ilgili
Polis ve Jandarma karakoluna ödedikleri takdirde,
konunun Mahkemeye havale edilmemesini ve mahkûmiyet
kaydı yapılmamasını düzenlemektedir."


84/63 Yol Trafik Suçlarının Davasız Hal-li Kanunu, 43/91 sayılı Yol ve Trafik Suçlarının Davasız Halli ve Ceza Puanı Yasası ile yürürlükten kaldırılmıştır. 43/91 sayılı Yasa'da 84/63 sayılı Yasa'nın 11. maddesindeki kısıtlama yer almamaktadır. Bu durumda İddia Makamı tarafından Emare 2'nin sun-ulmasında ve bunun Bidayet Mahkemesi tarafından kabul edilmesinde hata yoktur.

Yargıtay/Ceza 7/91 ve 12/91'de sıralanan ilkeler altında Bidayet Mahkemesinin Sanığın 43/91 sayılı Yasa altında Mahkemeye sevkedilmeden cezasını ödediği ihlalleri bulunması ha-linde bunların Bidayet Mahkemesi tarafından dikkate alınması gereklidir. Sanığı ıslah etmek için ceza takdir edilirken Sanığın benzeri vukuatı olduğunun göz önünde tutulması gerekir. Bu raporlar Sanığın "geçmişteki durumu" ve ayrıca cezaya "etken yapabile-cek mühim" bir faktör kapsamında ele alınması gerekir.

Nitekim Yargıtay/Ceza 22/86 (D.5/86)'da Sanığın sicilinin ceza takdir edilirken dikkate alınması gerektiği kabul edilmiştir.

"Dikkatsiz ve ihmalk(rane sürüş davalarında sanıkların
mahk(m -edilmeleri halinde onlara verilecek cezanın
tayininde şu hususlar dikkate alınmalıdır:

a) Sanığın kazadaki dikkatsizlik oranı;

b) Kazanın sonuçları;

c) Kazada methalder olan sair kişi veya kişilerin
katkısal kusurları;

- d) Özellikle araba kullanmak açısından sicili
dikkate alınmak suretiyle sanığın kişisel
durumu; "

Tüm söylenenler ışığında Bidayet Mahkemesi Sanığın Emare 2'de yer alan raporları dikkate almakla hat-a yapmış değildir.

Bidayet Mahkemesinin Sanığa ceza takdir ederken amme menfaati dışındaki faktörlere yeterince ağırlık vermediği iddia edilmektedir. Bidayet Mahkemesi Sanığın özel konumunu, boşanma davası bulunduğunu ve ciddi sıkıntı yaşadığını kararınd-a yeterli bir şekilde değerlendirmiştir.

Sanığın esasen şikayeti Mahkemenin sorusu üzerine Sanığın uzman olarak askerde çalıştığını söylemiş olmasına rağmen, mevzuatta Sanığa 30 günden fazla bir hapis cezası takdir edildiği takdirde görevini kaybede-bileceği hususunu Mahkemenin dikkate almamasıdır. Sanık böyle bir durumu veya mevzuatı Mahkemenin bilgisine getirmiş değildir. Sanığın ifade ettiği bu husus 59/2000 sayılı Askerlik Yasası altında yapılan Amme Enstrümanı 141/2010 Güvenlik Kuvvetleri Komutan-lığı Mukaveleli Er ve Erbaş Tüzüğü'nün 16 (2) (ç) bendinde açıkça yer almaktadır. Bidayet Mahkemesi kararında bu hususa atıfta bulunmuş değildir.

16. madde aynen şöyledir:

"16. Mukavelenin feshedilme sebepleri aşağıda
sayılmıştır.

........-...........................

Aşağıda sayılan hallerde Komutanlık mukaveleyi
tek taraflı olarak fesheder.
...............................
...............................
Yüz kızartıcı suçlar ile Askeri Suç ve Cezalar yasasında sayılan suçlardan herhan-gi birinden mahkum olanların,
(Ç) (C) bendi dışında kalan suçlardan 30 gün
veya daha fazla hapis cezası alanların,
(D) ....................................
(E) ....................................
(F) .....................................
(G) ....-................................."


Tüzük incelendiği zaman 30 günden fazla bir hapis cezası neticesinde Sanığın mukavelesinin feshedileceği açıktır. Bu Tüzük'te takdir yetkisi bulunmamaktadır. Mevzuatta yer alan bir hususun Bidayet Mahkemesinin bilgisin-de olması gerektiği ve bu hususu Sanık söylemese de Bidayet Mahkemesi tarafından tezekkür edilmesi gerektiği kabul edilmelidir. Bidayet Mahkemesi kararında Sanığın işini kaybedebileceği hususuna yer vermiş değildir.

Ceza İstinaf 4/73'de Bidayet Mahkemesi- huzurunda yer almayan hafifletici nedenlerin istinafta nazarı itibara alınamayacağı yer almaktadır.

"Bu nedenle cezanın hafifletilmesi için gereken
hafifletici sebepleri ileri sürmüş değildir.
Bugün her ne kadar da istinaf edenin avukatı bu
hafiflet-ici sebepleri Yüksek Mahkemenin bilgisine
getirmişse de kanaatmızca bunlar Bidayet Mahkemesi
huzurunda ileri sürülmediğinden ve bu hususta ek
şahadet verilmesi için herhangi bir müracaat yapıl-
madığından İstinaf Mahkemesi bu hususları işbu
istinafta -nazarı itibara alamaz."


İddia Makamı Yargıtaya şahadet sunulmadığından Sanığın işini kaybedebileceği hususunun dikkate alınamayacağını ifade etmiştir. Mevzuatta yer alan bir hususun Bidayet Mahkemesinin bilgisinde olması gerektiğinden, bu konunun Bi-dayet Mahkemesi tarafından değerlendirilmemesi bir eksikliktir. İddia Makamının bu hususta Yargıtaya şahadet sunulmadığı takdirde bunun dikkate alınamayacağı iddiasına itibar edilemez. Bidayet Mahkemesinin huzurundaki tüm olgular ile ilgili yasal mevzuatı -bir bütün olarak inceleyerek karar vermesi gerektiğinden, mevzuat
ile ilgili Yargıtaya şahadet sunulmasına gerek yoktur.

Sanık, Bidayet Mahkemesine Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığında uzman olarak görev ifa eden bir kişi olduğunu ifade etmiştir. Anc-ak Sanık Mahkemeye 30 günden fazla hapis cezası aldığı takdirde görevine son verileceğini söylemiş değildir. Mevzuatta yer alan bu hususu Bidayet Mahkemesi dikkate almadan Sanığa ceza takdir etmiştir. Bu safhada bu durum ışığında Bidayet Mahkemesinin hata- yapıp yapmadığına bakılmalıdır. Yargıtay Bidayet Mahkemesi yerinde olsa Sanığa ne ceza vereceğine karar vermemektedir. Bidayet Mahkemesinin Sanığa takdir ettiği cezanın süresini tespit ederken gereken tüm faktörlerin incelenip incelenmediği önem arzetmek-tedir. Bidayet Mahkemesinin Sanığın görevini öğrendikten sonra, bu görevi nedeniyle 30 günden fazla hapis cezası takdir edilmesi halinde işini kaybedebileceği unsurunu dikkate almamıştır. Bidayet Mahkemesinin tezekkür ettiği tüm hususlara ilaveten Sanığın -30 günden fazla hapis cezası alması halinde işini kaybedebileceği hususunu inceleyerek, bunun neticesinde Sanığa 2 ay hapis cezası takdir etse, Bidayet Mahkemesi hata yapmamış olacaktı. Ancak Bidayet Mahkemesi Sanığın kişisel durumu ile ilgili önemli bir h-ususu hiç dikkate almadan hapis cezasının süresini tespit ettiğinden hata yaptığı kabul edilmelidir.

Hernekadarda Sanık konumunda Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığında uzman olarak görev yapan bir kişi için kanında limit üzeri alkol olduğu halde- araç kullanmak, suçu ağırlaştırıcı bir faktör olarak değerlendirilmesi gerekirse de, Sanığa takdir edilen hapis cezasının süresi tesbit edilirken dikkate alınması gereken hususlarda eksik bırakılan bir husus olduğu için hapis cezasının süresinin azaltılma-sı gerekmektedir. Bu safhada yapılan bu hatayı Sanık lehine değerlendirmeyi uygun görürüz.

Netice itibarıyla Bidayet Mahkemesinin Sanığa 2 ay hapis cezası veren kararı değiştirilerek Sanığın cezası 25 güne indirilir. Hapislik cezası mahkumiyet tari-hinden başlayacaktır.




Narin F. Şefik Hüseyin Besimoğlu Ahmet Kalkan
Yargıç Yargıç Yargıç


7 Ekim 2011












13






Full & Egal Universal Law Academy