Yargıtay Ceza Dairesi Numara 36-37/2012 Dava No 6/2012 Karar Tarihi 28.03.2012
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 36-37/2012 Dava No 6/2012 Karar Tarihi 28.03.2012
Numara: 36-37/2012
Dava No: 6/2012
Taraflar: E. A. ile KKTC Başsavcısı arasında
Konu: Uyuşturucu madde ithal ve tasarrufu - Ceza aleyhine istinaf - Uyuşturcu suçlarında ceza takdiri - Sanığa 15 günlük hapislik cezası verilmesi - Hapislik cezasının Sanık ve Başsavcılık tarafıdan istinaf edilmesi - Mukabil istinafın reddedilmesi - Sanığa takdir edilen hapislik cezasının azaltılması.
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 28.03.2012

-D. 6/2012 Birleştirilmiş
Yargıtay/Ceza: 36/2012 ve 37/2012)
(Lefkoşa Ağır Ceza Dava No:5798/2012)
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti: Narin F. Şefik, Hüseyin Besimoğlu-, Ahmet Kalkan.

Yargıtay/Ceza 36/2012
(Lefkoşa Ağır Ceza Dava No:5798/2012)
İstinaf eden : E. A., Merkezi Cezaevi-Lefkoşa.
(Sanık)
- ile --
Aleyhine istinaf edilen : KKTC Başsavcısı, Lefkoşa.
(Davayı ikame eden)


A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Avukat Enver Öztürk
Aleyhine istinaf edilen namına: Savcı Ahmet Varol.


- Yargıtay/Ceza 37/2012
(Lefkoşa Ağır Ceza Dava No: 5798/2012)

İstinaf eden : KKTC Başsavcısı, Lefkoşa
- ile -
Aleyhine istinaf edilen : E. A.- Merkezi Cezaevi -
- Lefkoşa.

A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Savcı Ahmet Varol
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Enver öztürk.


Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Bahar Saner, Kıdemli Yargıç Türkay Saade-toğlu, Yargıç Musa Avcıoğlu'nun 5798/2012 sayılı davada 22.3.2012 tarihinde verdiği karara karşı, Sanık ve Başsavcılık tarafından yapılan istinaflardır.


-------------


H Ü K Ü M


Narin F. Şefik: Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesinin, 22.3.2012 tarihli kararı -ile, 963 miligram hint keneviri türü uyuşturucu maddeyi KKTC'ye ithal etmek ve aynı uyuşturucu maddeyi tasarrufunda bulundurmak suçlarını kabul eden Sanığa, takdir edilen 15'er günlük hapislik cezasından, Sanık ve İddia Makamı, her ikisi de istinaf etmişle-rdir.

Tarafların müracaatları üzerine, her iki istinaf, birleştirilerek dinlenmiştir.

Yargıtay/Ceza 36/2012'de, İstinaf Eden, Sanığa takdir edilen 15 günlük hapis cezasının fahiş olduğunu; Bidayet Mahkemesinin Sanığa verilecek cezanın tespitinde, San-ığın görevden ihraç edilecek olması halinde, Sanığa, hürriyetini bağlayıcı bir ceza vermemesi gerekeceği bulgusuna devamla, Sanığın koşullarında, Sanığa hapislik cezası verilmesi halinde, bunun görevinde ihracını getirmeyeceğini kabul etmekle hata yaptığın-ı; Sanık lehine olacak hafifletici sebepleri yeterince değerlendirmediğini ve verilen kararda yeterli gerekçe olmadığını ileri sürmüştür.

Yargıtay/Ceza 37/2012'de İstinaf Eden ise, Sanığa takdir edilen 15 günlük hapislik cezasının aşikar derecede az oldu-ğunu, kamu yararı ilkesine yeterince değer verilmediğini ileri sürmüştür.

Sanık aleyhine getirilen ithamları kabul etmiş ve aleyhine getirilen her iki davada da mahkûm edilmiştir. Sanığın itham edilip mahkûm edildiği uyuşturucu madde ithal ve tasarruf s-uçları çok ciddi suçlardır ve bu tür suçlara ceza takdir edilirken, Sanıklara has özel koşullar tezekkür edilmekle birlikte, esasen ceza takdirinde ağırlıklı olarak ele alınması gereken husus, kamu menfaati olmalıdır.

Huzurumuzdaki bu davada, Ağır Ceza M-ahkemesi; Sanığın ithal ettiği ve tasarrufunda bulunan uyuşturucu madde miktarının, tütün ile birlikte 963 miligram hint keneviri olduğunu da dikkate aldıktan sonra, Sanığa hapislik cezası dışında bir ceza verilmesi için, istisnai bir durum olmadığını kabu-l etmiştir.

Bidayet Mahkemesi, kararında; Sanık Avukatının Sanığa "verilecek olası bir hapislik cezası halinde, Sanığın işini kaybedeceğini" iddia ettiğini ifade etmiştir. Sanığın mikrobiyoloji uzmanı bir tıp doktoru olduğu; bir ilaç firmasının, KKTC'de- düzenlediği ilaç tanıtımı için KKTC'ye geldiği; 25 Mart 2012 tarihine kadar izinli olduğu; iznini aşması halinde işini kaybedecek durumda olduğu, Sanık Avukatının hitabında ifade ettiği kararda yer almaktadır. Esasen Sanık Avukatının; hapis cezası takdir- edilmesi halinde, Sanığın hapislik süresi sonrasında işine dönmediği takdirde, işini kaybedeceğini ifade ettiği görülür. Bu durumda, Bidayet Mahkemesinin, Sanığa hapis cezası takdir etmesinin, Sanığın, işini kaybetmesine neden olmayacağı bulgusunda hata- yoktur. Bidayet Mahkemesi, huzurundaki olgular ışığında, Sanığa kısa süreli hapislik cezası takdir etmekle, Bidayet Mahkemesi hata yapmış değildir. 15 günlük sürenin az olduğu doğrultusundaki mukabil istinafın reddedilmesi gerekir.

Bidayet Mahkemesi, S-anığa takdir edilecek hapislik cezasının süresini tezekkür ederken, sıraladığı unsurlar arasında, Sanığın işini kaybetme olasılığı yer almamıştır. Bidayet Mahkemesi kararında, Mavi 17'de, Sanığa hapislik cezası vermeyi tezekkür ederken, Sanığın iş durumu i-le ilgili şunları söylemiştir:
"Sanık Avukatının ehemmiyetle üzerinde durduğu husus,
Sanığın verilecek olası bir hapislik cezası halinde,
Sanığın işini kaybedeceği yönünde olmuştur.

Yaptığımız tezekkür neticesinde bu hususun ancak
- özürsüz olması halinde söz konusu olabileceğini, özür
beyan edilmesi halinde böyle bir durumun hasıl
olmayacağını gördük.


İşbu nedenle Sanık Avukatının bu yöndeki beyanının
mevzuatla uyumlu olmadığını beyan etmek isteri-z."


Bidayet Mahkemesi; KKTC haricindeki bir mevzuatı inceleyerek, bu mevzuatın, Sanık Avukatının söylediği doğrultuda olmadığını ifade etmektedir. Bidayet Mahkemesi, Türkiye Cumhuriyeti'nde bu konudaki mevzuatın ne olduğunu veya niçin Sanık Avukatının- iddiasını kabul etmediğini, neyi tezekkür ettiğini izah etmemiş ve/veya göstermemiştir. Bidayet Mahkemesi bir konuda bir iddiayı tezekkür ederken, o iddiayı, ne şekilde değerlendirdiğini göstermesi gerekir. Bidayet Mahkemesinin neyi tezzekkür ettiğini g-östermeden, sadece, Sanık Avukatının bu yöndeki "mevzuatla uyumlu olmadığını" beyan etmesi yeterli değildir.

Bidayet Mahkemesi, Sanığa kısa süreli hapis cezası takdir etmekle hata yapmamış olmakla birlikte;, Bidayet Mahkemesi, Sanığa takdir edeceği hapis-lik cezasının süresini tespit ederken, Sanığın takdir edilecek süre neticesinde, işinden olup olmayacağı konusunu hiç tezekkür etmemiştir. Bir sanığın işini kaybetme olasılığı, ceza süresi takdir edilirken dikkate alınması gereken bir husustur. Bir sanığın- işini kaybetme olasılığı, ille de sanığa daha az ceza takdir edilmesini gerektirmemektedir. Ancak, Bidayet Mahkemesi, bu hususu tezekkür ettiğini göstermelidir. Bidayet Mahkemesi, Sanığın işini kaybetme olasılığı olup olmadığı hususunu inceledikten sonra,- Sanığa 15 günlük hapislik cezası takdir etmiş olsaydı, Bidayet Mahkemesinin kararı doğru olacaktı. Ancak Bidayet Mahkemesi, bu konuyu hapislik cezasının süresini tespit ederken incelemediği için hata yapmıştır.

Huzurumuzda Sanık Avukatı, Sanığın 25.3.20-12'e kadar izinli olduğu, bu tarihten sonra ise, 10 gün kesintisiz ve özürsüz işe gitmediği takdirde, işine geri dönemeyeceğini iddia etmekte, hapislik cezasına çarptırılmanın, Türkiye Cumhuriyeti'ndeki Sanığı ilgilendiren mevzuat altında, özür olarak kab-ul edilmediğini ifade etmektedir.

İddia Makamı ise, Sanığa verilen hapislik cezasının bitmesinden sonra, Sanığın işine geri dönebileceğini iddia etmektedir. Bidayet Mahkemesi huzurunda yapılan hitaplara ve Bidayet Mahkemesi kararına bakıldığı zaman, b-u hususla ilgili İstinaf Mahkemesi huzurunda yapılan argümanların, Bidayet Mahkemesi huzurunda yapılmadığı ve Bidayet Mahkemesinin de hapislik süresini takdir ederken, Sanığın, Türkiye Cumhuriyeti haricindeki bir ülkede hapislik cezasına çarptırılmış olmas-ının, özür kapsamına gireceği düşüncesi içerisinde olduğu için, Sanığın işinden olma konusunu, hapislik cezasının süresini tespit ederken, hiç tezekkür etme gereği görmediği anlaşılmaktadır.

Yukarıda ifade edildiği gibi, Bidayet Mahkemesi, Sanığa hapis-lik cezası takdir edilmesi halinde, bunun niçin özür kapsamına gireceğini izah etmemiş; Sanığa hapis süresini takdir ederken ise, bu hususu hiç dikkate alma gereğini duymamıştır.

Bidayet Mahkemesi, Sanık için bu kadar önemli bir hususu, Sanığa ceza takdi-r ederken, dikkate almamakla hata yapmıştır.

Netice itibarıyla, Bidayet Mahkemesinin Sanığa kısa süreli hapislik cezası takdir etmesi doğru olmakla beraber, Sanığa takdir edilen hapislik cezasının süresi tespit edilirken, dikkate alınması gereken önemli -bir hususu, Bidayet Mahkemesi tezekkür etmediği cihetle, Sanığa takdir edilen hapislik cezasının süresinin azaltılması gerekmektedir.

Sonuç olarak mukabil istinaf reddedilir. Sanığa takdir edilen 15 günlü hapislik cezası değiştirilerek, süre 8 güne indir-ilir. Hapislik cezası mahkumiyet tarihinden başlayacaktır.




Narin F. Şefik Hüseyin Besimoğlu Ahmet Kalkan
Yargıç Yargıç Yargıç


28 Mart, 2012





2






Full & Egal Universal Law Academy