Yargıtay Ceza Dairesi Numara 35/2008 Dava No 4/2008 Karar Tarihi 22.05.2008
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 35/2008 Dava No 4/2008 Karar Tarihi 22.05.2008
Numara: 35/2008
Dava No: 4/2008
Taraflar: Ferit Gökel ile K.K.T.C. Başsavcısı
Konu: İlk Tahkikat
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 22.05.2008

-D.4/2008 Yargıtay/Ceza 35/2008
(Ceza Dava No: 800/2008;Lefkoşa)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti:Mustafa H.Özkök, Seyit A.Bensen, Necmettin Bostancı.

İstinaf eden: Ferit Gökel, Maraş - Gazi-mağusa
(Sanık No.4)

- ile -

Aleyhine istinaf edilen: K.K.T.C. Başsavcısı - Lefkoşa
(Davayı İkame Eden)


A r- a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Avukat Menteş Aziz
Aleyhine istinaf edilen namına: Savcı Ahmet Varol.

Lefkoşa Kaza Mahkemesi Yargıcı Fügen Ulutekin'in 800/2008 sayılı davada 2.4.2008 tarihinde verdiği karara karşı Sanık No.(4) tara-fından yapılan is-tinaftır.


------------------


H Ü K Ü M


Mustafa H. Özkök: İstinaf, Lefkoşa Kaza Mahkemesinin 800/2008
sayılı ceza davasında, 2.4.2008 tarihinde Sanık No.(4)'ü ilk
tahkikat yapılmaksızın Ağır Ceza Mahkemesine havale etme
kararına karşı yapılmışt-ır. İstinaf 5 sebep içermektedir.
İstinaf sebepleri aynen şöyledir:

"1. Muhterem Mahkemenin vermiş olduğu karar
Anayasanın öngördüğü şekilde gerekçeli bir
karar olmadığı, Fasıl 155 Ceza Usul Yasasının
106A maddesinin öng-ördüğü Ağır Ceza Mahkemesine
evrak üzerinde havale ile ilgili kriterleri
içermediği ve/veya Muhterem Mahkeme mezkûr
kriterleri dikkate almadığı cihetle verilen
evrak üzerinde havale emri yasal ve anayasal
açıda-n sakattır ve/veya Muhterem Mahkeme
evrak üzerinde havale emrini sanık nam ve
hesabına yapılan beyanlar hilâfına hareketle
havale etmesi hatalıdır.

2. Muhterem Mahkeme, Fasıl 155 Ceza Usul Yasasının
106A maddesin-in sadece istisnai hallerde baş-
vurulan bir yöntem olduğunu kabul ettikten
sonra kamu yararı, suçun niteliği ve sanığın
özel durumu ile ilgili tüm takdir hakkının
sadece Başsavcılıkta olduğu yönünde bulgu
yap-makla Fasıl 155 Ceza usul Yasasının 106A
maddesinin ruhunu yanlış yorumlamakla hatalı
hareket etmiştir.

3. Muhterem Mahkeme sanık aleyhindeki ikamename
ve Ağır Ceza Mahkemesinin oturumları sırasında
dinletil-mek istenen tanıkların verecekleri
ifadelerle, Ağır Ceza Mahkemesine ibraz edil-
mesi muhtemel sair belgelerin asıllarına uygun
daktilo edilmiş suretlerini ve/veya emare
olarak ibraz edilen evrakları incelemeden ve
- bu yönde herhangi bir bulgu yapmaksızın Sanık
4'ü Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi huzurunda yargı-
lanmak üzere havale etmekle hatalı hareket
etmiştir.

4. Muhterem Mahkemenin vermiş olduğu Ağır Ceza
Mahkemesin-e evrak üzerinde havale kararı sanığın
Fasıl 155 Ceza Usul Yasasının 92-106'ya kadar
olan kısımlarındaki haklarından kendi itirazı
ve yasal ve anayasal konulara ters bir biçimde
dinlenme hakkından mahrum etmekle hata e-tmiştir,
çünkü sanık itham olduğu suçlardan dinlenme
yolu ile davanın Ağır Ceza Mahkemesine havale
edilemeyeceğini ve/veya havale için yeterince
şahadet olmadığını ispat edip serbest bırakılma
hakkından mahrum b-ırakılmıştır.

5. Muhterem Mahkeme huzurunda ileri sürülen ve
Fasıl 155 Ceza Usul Yasasının 92-106 arasındaki
maddelerinin Fasıl 155 Ceza Usul Yasasının
106A tahtında saklı tutulması ibaresinin söz
ola yazılmış- bir metin olduğunu ve bu maddenin
ilk soruşturma ile ilgili maddeleri ilga edermiş
gibi mütalaa edilmesi yanlış ve hatalıdır."



İstinaf sebeplerinin incelenmesine geçmeden önce meselenin
olguları ile yasal durumun ne olduğunun inc-elenmesinin uygun
olacağı kanaatindeyiz.

Sanık No.(4) Avukatı yaptığı hitabesinde özetle; Sanığın
polis mensubu olduğunu, aleyhine getirilen suçların çok ciddi
suçlar olduğunu, suçlarını kabul etmediğini, bu nedenle Sanığa
ilk tahkikat yapma fı-rsatı verilerek duruşma yapıp beraat etme şansının verilmesi gerektiğini, keza 106A maddesinde oturumlardan
10 gün evvel havale eder dendiği için, Ağır Ceza Mahkemesi de
16.9.2007'de oturumlarına başladığı cihetle Ağır Ceza Mahkemesine havale edilemeyeceği-ni, havalenin Ağır Ceza Mahkemesinin
onayının ve Sanığın muvafakatının alınması sonucu mümkün
olabileceğini ileri sürmüştür.

İddia Makamını temsilen bulunan Savcı ise verdiği
cevabında, Fasıl 155 Ceza Usul Yasasına yapılan tadilâtla 106A maddesin-in dahil edildiğini, bu maddenin eklenme nedeninin bu
maddenin yürürlüğe girmesinden önce Ağır Ceza Mahkemesine havale
edilen davaların tümünde ilk tahkikat duruşmasının yapıldığını,
bu maddenin yürürlüğe girmesini müteakip Ağır Ceza Mahkemesine havale ed-ilecek davalarda Başsavcılığa ilk tahkikat yapılmak-
sızın havale talebinde bulunma yetkisi verildiğini, Başsavcının
bu yetkisini kullanmak istiyorsa, Yasanın, duruşmadan en az 10
gün önce dava ikamenamesinin, davada alınan tüm ifadelerin ve
sunulması muh-temel emarelerin Kaza Mahkemesine sunmasını ve aynı zamanda bu evrakların Sanığa veya Sanık avukatına verilmesini
öngördüğünü, evrakları inceleyen Kaza Mahkemesi Yargıcının,
Sanık avukatını ve Savcılığı da dinledikten sonra Başsavcının
talebini kabul veya- reddetme yetkisinin mevcut olduğunu söyle-miştir. Meselenin olguları kısaca şöyledir; Sanık No.(4)
aleyhine, Sanık No.(1), (2) ve (3) ile birlikte Lefkoşa Kaza Mahkemesinde 800/2008 sayılı ceza davası dosyalanmış ve

Başsavcı, Fasıl 155 madde 106A(2) -fıkrasına istinaden Kaza Mahkemesine bir müracaatta bulunarak davanın ilk tahkikat
duruşması yapılmadan Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesine havalesini
talep etmiştir. Sanık No.(1), (2) ve (3), Başsavcılığın talebi doğrultusunda karar verilmesine itiraz etmemiş-ler ve ilk tahkikat duruşması yapılmadan Sanık No.(1), (2) ve (3) ile ilgili davanın Ağır Ceza Mahkemesine havalesine karar verilmiştir. Sanık No.(4) ise ilk tahkikat duruşması yapılmaksızın davanın Ağır Ceza
Mahkemesine havale edilmesine itiraz etmiştir-. Kaza Mahkemesi
Yargıcı, Başsavcının talebini, sunulan emareleri ve yapılan
beyanları tezekkür ettikten sonra Fasıl 155 madde 106A tahtında
suçun niteliğini, kamu yararını ve Sanığın özel durumunu dikkate
alarak, Sanık No.(4) ile ilgili davanın da İlk ta-hkikat yapılmak-
sızın Ağır Ceza Mahkemesine havalesine emir vermiştir. İstinaf
bu karara karşı yapılmıştır.

Yukarıda belirtilenlerden anlaşılacağı üzere bu meselede de Sanık No.(4) ile ilgili ikamename, alınan ifadeler ve sunulması muhtemel emare-ler Mahkemeye sunulmuş ve Sanık veya Sanık
avukatına verilmiştir. Kaza Mahkemesi, sunulan evrakları ve
yapılan beyanları dinledikten sonra Sanık No.(4)'ün, kamu yararını dikkate alarak, Ağır Cezada ilk tahkikat yapılmadan yargılanması
için karar verip, m-eseleyi Ağır Ceza Mahkemesine havale etmiştir.

Yukarıda belirttiğimiz gibi istinaf 5 sebep içermektedir. İstinaf sebepleri aktarılmıştır. Bu meselede uygulanacak yasal durum ise 27/92 sayılı Yasa ile Fasıl 155'e eklenen 106A madde-
sinin kenar baş-lığı ve içeriği aynen şöyledir:

"İlk soruşturma
yapılmadan Ağır Ceza Mahkemesinde yargılama
Bazı hallerde ilk soruşturma yapıl-maksızın Ağır Ceza Mahkemesinde

yargılama
4. 27/1992106A.(1) Bu Yasanın 92'nci ve 106'ncı maddeleri ile bunlar- arasında kalan
tüm maddelerde belirtilen ilk soruştur-
manın yapılmasına ilişkin kurallara
halel gelmeksizin, Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti Başsavcısı, yukarıdaki
maddelere göre ilk soruşturma yapılması gerekli her hangi bir suç ile ilgili ilk soruşturma -yapılmamasını kamu yararı, suçun niteliği ve sanığın özel durumu açısından uygun gördüğü hallerde, durumu ilgili Kaza Mahkemesi Yargıcına bir yazı ile bildirebilir ve ilk soruşturma yapılmaksızın sanığın Ağır Ceza Mahkemesi huzurunda yargılanması isteminde- bulunabilir. (2) Yukarıdaki (1)'inci fıkra uyarınca ilk soruşturma yapıl-maması isteminde bulunulması hallerinde, Başsavcı, sanık
aleyhindeki ikamename ve Ağır Ceza
Mahkemesinin oturumları sırasında dinletilmek istenen tanıkların verecekleri- ifadelerle Ağır Ceza Mahkemesine ibraz edilmesi muhtemel sair belgelerin
asıllarına uygun daktilo edilmiş suretlerini ilgili kaza mahkeme-sine ve sanığa veya avukatına, davanın görüleceği Ağır Ceza Mahkemesinin ilk oturumundan en
az on gün önce verir-. İlgili
Kaza Mahkeme Yargıcı kendisine Başsavcı tarafından iletilen ikamename, ifade ve sair belge-
leri sanığı veya avukatını da dinledikten sonra Başsavcının istemini kabul veya reddedebilir.(3) Başsavcı ölüm cezası ile cezalandırılması gereken- suçlar için yukarıdaki (1)'inci fıkrada belirtilen istemde bulunamaz.(4) Oturumlarına devam etmekte olan bir Ağır Ceza Mahkemesinin uygun görmesi ve Başsavcının başvurusu ve sanığın veya
avukatının kabul etmesi halinde yukarıdaki (2)'inci fıkradaki sü-re dikkate alınmaksızın Ağır Ceza Mahkemesi başka yeni davaları
yukarıdaki (2)'inci fıkradaki yöntemle gündemine alabilir."

Yine 9/76 sayılı Mahkemeler Yasasının 76. maddesinin 43/05 sayılı Yasa yürürlüğe girmezden önceki içeriği aynen şöyledir:

-
"Oturumların 76. (1) Yüksek Mahkeme ve Kaza Mahkeme-
süresi leri yürürlükteki mevzuata uymak
koşuluyla Pazar ve tatil günleri
dışında bütün yıl oturum yaparlar.
-(2) Ağır Ceza Mahkemeleri Yüksek Mah-
kemenin öngördüğü tarihlerde
oturum yapar. Ancak, her altı
ayda, her yetki alanı içinde en
az bir defa o-turum yapılır."


Mahkemeler Yasasında 43/2005 sayılı Yasa ile yapılan tadilden sonra ise 76. madde aynen şöyledir:

"Oturumların 76. Yüksek Mahkeme, Kaza Mahkemeleri ve
Süresi Ağır Ceza Mahkemeleri yürürlükteki
- mevzuata uymak koşuluyla Pazar ve
tatil günleri dışında bütün yıl
oturum yapar."


İstinafın duruşması yapılmıştır. İstinaf Eden Avukatı
yaptığı hitabesinde istinaf sebeplerini izah eder-ken, öncelikle
43/2005 sayılı Yasa ile Mahkemeler Yasasının 76. maddesi tadil
edilerek Ağır Ceza Mahkemesi oturumlarını sürekli hale getirdiği
nedeniyle ilk tahkikat yapılmaksızın bir davanın Ağır Ceza
Mahkemesi gündemine alınmasına sadece Ağır Ceza Mahkem-esinin
karar verebileceğini, bu tadilâtdan sonra 106A(2) fıkrasının
işlevi kalmadığını ve bu değişiklikten sonra Kaza Mahkemesi-
nin ilk tahkikat duruşmasını yapmadan Ağır Ceza Mahkemesine
havale yetkisi olmadığını ileri sürmüştür. Ayrıca Kaza
Mahkemesini-n, istinafa konu davada ilk tahkikat yapılmaksızın
Sanık No.(4)'ün yargılanması için meseleyi Ağır Ceza Mahkemesi-
sine havale etme kararının da hatalı olduğunu belirterek
istinafın kabul edilmesini talep etmiştir.

Aleyhine İstinaf Edilen Başsavcılığ-ı temsilen bulunan
Savcı da yaptığı hitabesinde özetle; 106A maddesinin amacının,
ilk tahkikat duruşması yapılmadan Ağır Ceza Mahkemesine
havalenin sağlanması olduğunu, bu yapılırken de zaman
tasarrufu ve Sanığın özel durumu, kamu yararı dikkate alınarak
-davaların bir an önce sonuçlanmasının hedeflendiğini ve bu
yetkiyi kullanarak Başsavcının Kaza Mahkemesine müracaat
ettiğini, müracaat ederken ilgili ikamenameye ek olarak ilgili
tüm ifadelerin ve emarelerin Sanığa veya Sanık avukatına
verildiğini, Sanı-ğın tüm ifadeleri ve sunulması muhtemel
evrakları gördükten sonra Başsavcının talebi ile ilgili cevap
verme hakkı olduğunu ve Sanık avukatını da dinledikten sonra,
Kaza Mahkemesi Yargıcının Başsavcının talebini kabul veya
reddetmeye yetkisi olduğunu, bu -meselede de aynı yöntemi uyguladıklarını ve Sanığın polis memuru olmasını ve kamu yararını dikkate alarak bir an evvel yargılanması gerektiği kanaatine
varan Kaza Mahkemesinin, Sanığın ilk tahkikat yapılmaksızın
Ağır Ceza Mahkemesine havalesi doğrultusunda-ki Başsavcının
talebini kabul ettiğini ve bu talebi kabul ederken de Kaza Mahkemesinin herhangi bir hata işlemediğini ileri sürmüştür.
Keza 43/2005 sayılı Yasayla Mahkemeler Yasasının 76. maddesinde yapılan tadilât ile Ağır Ceza Mahkemelerinin sürekli ot-urum yapmalarına imkân verildiğini, bu yasal tadilâtın Kaza Mahkemesi Yargıçlarının ilk tahkikat yetkisini ortadan kaldırmadığını,
aksine 106A maddesinin (4). fıkrasının Ağır Ceza Mahkemesine
verdiği yetkinin işlevsiz hale geldiğini, çünkü Yasadaki tadilât--
tan önce Ağır Ceza Mahkemelerinin Kazalarda belli sürelerde
oturum yaptıklarını ve oturum yapılacak devreler içinde Ağır
Ceza Mahkemesine havale edilen davaları görüp sonuçlandırabildi-
ğini, ayrıca 106A(4) fıkrasındaki yetkisini kullanıp gündemine
yeni -davalar alabildiğini, tadilâttan sonra ise oturumlar devamlı hale geldiği cihetle en az 10 gün önceden Kaza Mahkemesinin ilk tahkikat yapılmaksızın Ağır Ceza Mahkemelerine havale yapabil-diğini, bu nedenle yetki yönünden Sanık avukatının talebinin reddedil-mesini, keza Mahkemenin verdiği kararın doğru olduğunu belirterek istinafın reddedilmesini talep etmiştir.


Yapılan beyanlar ve yasal durum ışığında istinaf incelen-
diği zaman 35/92 sayılı Yasa ile Fasıl 155'e eklenen madde
106A'nın yürürlükte olduğ-u ve maddenin (2). fıkrasının
Başsavcıya ilk tahkikat yapılmaksızın Ağır Ceza Mahkemesine
havale talebinde bulunma yetkisi verdiği açıkca görülmektedir.
Bu fıkra ışığında yapılan müracaatı değerlendirecek olan
Kaza Mahkemesi Yargıcına önceden ikamename, d-ava ile ilgili
alınan tüm ifadeler ve sunulması muhtemel sair emarelerin
ibraz edilmesi gerekmekte, aynı evraklar Sanığa veya Sanık
avukatına da verilmektedir. Sanık veya Sanık avukatı da
dinlendikten sonra Kaza Mahkemesi Yargıcı, sunulan ikamenameye
ek o-larak dava ile ilgili alınan ifadeleri ve tarafların
beyanını inceledikten sonra Sanığın Ağır Cezada yargılanması
gerektiği sonucuna varması halinde, Başsavcının talebini uygun
görerek havale kararını vermektedir. Uygun görmemesi halinde
ise Başsavcının -talebini reddetmektedir. 43/2005 sayılı
Yasanın, Mahkemeler Yasasının 76. maddesini değiştirerek Ağır
Ceza Mahkemesi oturumlarını sürekli hale getirmekle, Kaza Mahkemesinin yukarıda belirtilen yetkisini ortadan kaldırdığını söyleme olanağı yoktur. Çünkü -madde 106A(2). fıkrası Kaza Mahkemesinin ilk tahkikat yapılmadan havale etme yetkisini düzenlemektedir. 43/2005 sayılı Yasayla tadil edilmiş şekliyle Mahkemeler Yasasının 76. maddesi ise, Yüksek Mahkeme, Kaza
Mahkemesi ve Ağır Ceza Mahkemelerinin oturumla-rını düzenlemek-
tedir. Bu iki madde birbirinin alternatifi değildir.

Yukarıda belirttiğimiz gibi Fasıl 155'e eklenen 106A(2)
fıkrası, Kaza Mahkemesine ilk tahkikat yapmadan Ağır Ceza
Mahkemesine havale yetkisi vermektedir. 43/2005 sayılı
Yasayl-a Mahkemeler Yasasının 76. maddesinde yapılan tadilât ise Mahkeme oturumlarının nasıl olacağı hususunu düzenlemektedir.

Yukarıda söylenenler dikkate alındığı zaman, Fasıl 155'e
yapılan tadilâtla eklenen 106A(2). fıkrası Kaza Mahkemesine
verdiği yet-kiyi ortadan kaldırmadığı cihetle, İstinaf Eden Sanık Avukatının yukarıda yaptığı, Kaza Mahkemesinin ilk tahkikat
yapılmadan Ağır Ceza Mahkemesine havale yapma yetkisi olmadığı yönündeki istinaf sebebi reddedilir.

İstinaf Eden Sanık Avukatı ikin-ci istinaf sebebinde ise,
Kaza Mahkemesinin ilk tahkikat yapmaksızın Sanık No.(4)'ü yargı-
lanmak üzere Ağır Ceza Mahkemesine havale etmekle hata
ettiğini ileri sürmektedir.

Yukarıda belirttiğimiz gibi, Kaza Mahkemesi Yargıcı
Başsavcının talebini,- sunulan ikamenameyi, dava ile ilgili alınan ifadeleri ve sunulması muhtemel emareleri incelemiş, ayrıca
Sanık avukatının söyledikleri ile İddia Makamının söylediklerini
de değerlendirdikten sonra, ilk tahkikat yapılmaksızın Sanık No.(4)'ün yargılanmak üz-ere, davanın Ağır Ceza Mahkemesine havalesine karar verilmesini uygun görmüştür. Bu meselede karar incelendiği zaman, Mavi 23'te Mahkeme aynen şunları söylemektedir:

"Mahkeme ilk tahkikat safhasında sanıkları yargı-
lamaz; ilk tahkikatta sun-ulan şahadeti olduğu gibi
kabul ederek sanıkların Ağır Ceza Mahkemesi'nde
yargılanmaları için yeterli sebep olup olmadığına
bakar. (Bkz. Dan husus Yargıtay Ceza 15-16-18/96
D 9/96 da oldukça geniş bir biçimde incelemiştir.
Yine -Fasıl 155 m.93 h'de havale için yeterli sebep
olmaması durumunda Mahkemenin sanığı serbest bıra-
kacağını ancak bu durumun sanık aleyhine Başsavcının
tekrar dava açamayacağı anlamına gelemediğinden
bahsetmektedir. Tüm yukarıda bahsedi-lenlerden de
açıkça görülmektedir ki ilk tahkikat yapan mahkeme
şahadetin doğru ve yanlış olduğuna bakmadan olduğu
gibi kabul edip Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılamak
için yeterli sebep olup olmadığına bakar. Şahadetin
doğru -olup olmadığını inceleme yetkisi Ağır Ceza
Mahkemesinindir. Ki ilk tahkikatta beraat kararı
vermenin imkânı yoktur."





Mavi 24'te ise aynen şöyle söylemektedir:

"Yukarıdaki yasal mevzuat ve söylenenler ışığında
sanık 4 Avuk-atının ilk soruşturma yapılması hususun-
daki talebi reddedilir. Başsavcının müracaatı,
sunulan emareleri ve beyanlar tezekkür edildikten
sonra davanın Fasıl 155 madde 106A tahtında suçun
niteliği, kamu yararı ve sanığın özel d-urumunu da
dikkate alınarak ilk tahkikat yapılmaksızın Ağır Ceza
Mahkemesi'ne havalesini uygun görürüm."


Kaza Mahkemesinin yukarıda ifadesini bulan bulgusunun
hatalı olduğu hususunda Mahkemeyi ikna etme görevi İstinaf Eden
Sanık Avukatına- düşmektedir. Mahkemenin verdiği kararında
aktarılan pasajlardan da görülebileceği gibi ilk tahkikatın
bir yargılama olmadığı ve ilk tahkikatın amacının ne olduğu
Mavi 23'te açık ve sarih bir şekilde incelenmiştir ve yine
Mavi 24'de kararında belirttiği- gibi tüm söylenenleri, yasal
durumu, elindeki emareleri değerlendirdikten sonra Başsavcılığın müracaatının uygun olduğu sonucuna vardığı belirtilmektedir. İstinaf Eden Sanık Avukatı kararın hatalı olduğu ve iptal edil-
mesi gerektiği hususunda Mahkemeyi -ikna etmiş değildir.
Kararın yanlış veya hatalı olmadığı görüşündeyiz ve bu nedenle istinafın reddedilmesi gerektiği kanaatindeyiz.

Netice itibarıyle İstinaf Eden Sanık No.(4) istinafında
başarılı olmadığı cihetle istinaf ret ve iptal olunur.




- Mustafa H. Özkök Seyit A. Bensen Necmettin Bostancı
Yargıç Yargıç Yargıç


22 Mayıs 2008

-


10



-


Full & Egal Universal Law Academy