Yargıtay Ceza Dairesi Numara 34/2011 Dava No 13/2012 Karar Tarihi 27.11.2012
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 34/2011 Dava No 13/2012 Karar Tarihi 27.11.2012
Numara: 34/2011
Dava No: 13/2012
Taraflar: KKTC Başsavcısı ile Necat Biçer arasında
Konu: Ceza aleyhine istinaf - Ağır Ceza Mahkemesinin, vahim zarar ve ciddi bedensel incinme, darp suçlarından Sanığa çeşitli para cezaları vermesi - İddia Makamı, Ağır Ceza Mahkemesinin Sanığa para cezası takdir etmekle hatalı hareket ettiğini ileri sürerek ceza aleyine istinaf dosyalaması - Yargıtay, Ağır Ceza Mahkemesinin Sanığa ceza takdir ederken, Sanığın benzer sabıkalarını, eski sabıka olarak değerlendirmekle hatta ettiğini belirterek, Sanığa birlikte çekilmek üzere 1. davadan 4 ay, 3.davadan 1 ay hapislik cezası verdi.
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 27.11.2012

-D.13/2012 Yargıtay/Ceza No: 34/2011
Lefkoşa Ağır Ceza Dava No:1601/2011

Yüksek Mahkeme Huzurunda.

Mahkeme Heyeti:Narin F. Şefik,Hüseyin Besimoğlu,Mehmet Türker.

İstinaf eden: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa
(Davayı ikame eden)

-il-e-

Aleyhine istinaf edilen: Necat Biçer, Hanımeli Sokak, Afacan
Apt.2, Hamitköy-Lefkoşa
(Sanık)

A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Kıdemli Savcı Ergül Kızılokgil
Aleyhine istinaf edilen namına: Avuka-t Asu Remzioğlu.

Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Gülden Çiftçioğlu,
Kıdemli Yargıç Türkay Saadetoğlu ve Yargıç Musa Avcıoğlu'nun 1601/2011 sayılı davada 4.8.2011 tarihinde verdiği karara karşı, KKTC Başsavcılığı tarafından yapılan istinaftır.

------------

H Ü K Ü M

Narin F.Şefik: Bu istinafta, Mahkemenin hükmünü, Sayın Yargıç Hüseyin Besimoğlu okuyacaktır.

Hüseyin Besimoğlu: Bu istinaf, Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesinin, 1601/2011 sayılı davada verdiği karardan yapılmıştır.

Sanık, 1601/20-11 sayılı dava ile;

Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 4 ve 231. maddelerine aykırı olarak, 9.8.2009 tarihinde, Lefkoşa'da Ayer Savoğlu'nun yüzüne vurup burnunun kırılmasına sebebiyet verdiğinden vahim zarar;

Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 4 ve 243. maddelerine aykırı-, aynı tarih ve mahalde Ayer Savoğlu'nun burnunu kırmak suretiyle hakiki bedensel incinmesine sebebiyet vermekten ciddi darp;

Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 280. maddesine aykırı 1,2 ve 4.suçların tafsilatında belirtilen suçları işlemek kastı ile Ayer Savoğlu'-na ait ikametgahın avlusuna girmek;

Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 82(2) 85 ve 86. maddelerine aykırı, aynı tarih ve mahalde kanuna aykırı olarak, ağız uzunluğu 19.5 cm, toplam uzunluğu 33 cm olan plastik saplı sivri uçlu bıçağı taşımak;

suçları ile ith-am edilmiştir.

Sanık, itham edildiğinde, aleyhindeki ithamları kabul etmiştir.

İddia Makamı tarafından olguların izahı ve Sanık Avukatının müdafaasından sonra; Ağır Ceza Mahkemesi, Sanığı suçlu bulup mahkum etmiş ve Sanığı 1. davadan 4000. TL, 3. davadan- 1500.TL, 4. davadan 1500. TL para cezasına çarptırmıştır. Ağır Ceza Mahkemesi, 2. davanın, 1. davanın olgularından neşet ettiğini dikkate alarak, 2.davadan mahkumiyet kaydedip ceza vermemiştir.

İddia makamı, sunulan olgular ışığında, Sanığa para cezası t-akdir etmekle, Ağır Ceza Mahkemesinin hatalı olduğunu ileri sürmüş ve bu istinafı dosyalamıştır.

İstinaf Eden, 13 istinaf sebebi ileri sürmüş olmakla birlikte, bu istinaf sebeplerini 2 başlık altında özetleyebiliriz:

Sanığın mahkum edildiği suçların mahi-yeti, yaygınlığı,
suçların işleniş tarzı ve bu gibi suçlar için yasanın
öngördüğü azami cezalar ile Sanığın, 2007 yılında
3923/2007 sayılı davada ciddi darp suçundan; 2008
yılında 6302/2007 sayılı davada tecavüzi alet taşımak
- suçundan, sabıkaları olmasına rağmen, Bidayet
Mahkemesi, bu sabıkaları eski sabıka olarak kabul
edip, Sanığa hapislik cezası dışında para cezası
vermekle, hatalı hareket etmiştir.

Sanığın, 2007 yılında 3923/2007 sayılı davada- ciddi darp suçundan; 2008 yılında 6302/2007 sayılı davada tecavüzi alet taşımak suçundan, 2008 yılında yargılanıp mahkum edildiğini ve kefalete bağlandığını, istinafa konu suçların kefalet süresi içinde işlenmesine ve bilgisinde olmasına rağmen, kefalet- konusunu karara bağlamamakla ve emir vermemekle, Ağır Ceza Mahkemesi hatalı hareket etmiştir.

İSTİNAF İLE İLGİLİ OLGULAR

Sanık 29 yaşındadır ve Hamitköy'de ikamet etmektedir. 09.08.2009 tarihinde, saat 9.00 raddelerinde, Lefkoşa'da, Hamitköy bölgesind-e, komşusu Tanık 1 ile tartışmış olan Sanık, aynı saatlerde Tanık 1'in evinin bahçesine kanunsuz olarak girmiştir.

Sanık, Tanık 1'in evinin bahçesine kanunsuz olarak girdikten sonra, evin bahçesinde durmakta olan Tanık 1'in yüzüne kafası ile vur-muş, Tanık 1'i darbetmiş ve daha sonra ordan uzaklaşmıştır.

Daha sonra, Sanık evine gitmiş, evinden almış olduğu toplam uzunluğu 33 cm. olan bir bıçak ile Tanık 1'in evine doğru tekrar girmek istemiş ve Tanık 1'in, ev tüpünü alıp Sanığa fırlatması so-nucu bıçak Sanığın elinden düşmüş, çevredekiler tarafından Sanığın eve girişi önlenmiş ve bu durum polise bildirilmiştir.

Sanık tutuklanmış, müşteki ise hastahaneye sevkedilmiştir. Yapılan muayene sonucunda, müştekinin burnunun kırıldığı tespit edilmiş v-e bununla ilgili bir doktor raporu temin edilmiştir.

Sanığın benzer sabıkaları vardır. Sanık, Lefkoşa Kaza Mahkemesinde ikame edilen 3923/07 sayılı davada, Fasıl 154 madde 243 altında ciddi darp suçundan, 27.8.07 tarihinde 3 yıl süre ile 10 bin -TL şahsi kefalete; 6302/07 sayılı davada Fasıl 159 madde 82(2) altında, tacavüzi alet taşıma suçundan 21.2.2008 tarihinde, 2 yıl süre ile 5000 TL şahsi kefalete bağlanmıştır. Sanık, bu sabıkalarını kabul etmektedir.

TARAFLARIN İDDİALARI

İddia makamı öze-tle, suçun işleniş şekli, suçların yaygınlığı ve yasanın öngördüğü azami cezalar dikkate alındığında; Sanığa, mahkum edildiği davalardan hapislik cezası verilmesi gerektiğini, suçların işlendiği tarihte Sanığın benzer sabıkalarının Bidayet Mahkemesi tarafı-ndan dikkate alınmadığını, Sanığın istinaf konusu suçları kefalet süresi içinde işlediğini, bu hususun Bidayet Mahkemesinin bilgisine getirildiğini, ancak Bidayet Mahkemesinin bu konuda emir vermediğini, Sanığa hapislik cezası vermesi gerekirken, para ceza-sı vermekle hatalı olduğunu ileri sürmüş ve istinafın kabulünü talep etmiştir.

Aleyhine İstinaf Edilen Sanık Avukatı ise, Bidayet Mahkemesinin kararının hatalı olmadığını ve istinafın reddini talep etmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ

İstina-f sebebinin incelenmesi:

"Sanığın mahkum edildiği suçların mahiyeti, yaygınlığı,
suçların işleniş tarzı ve bu gibi suçlar için yasanın
öngördüğü azami cezalar ile; Sanığın, 2007 yılında
3923/2007 sayılı davada ciddi darp suçundan; 2008 -
yılında 6302/2007 sayılı davada tecavüzi alet taşımak
suçundan; sabıkaları olmasına rağmen, Bidayet Mahkemesi,
bu sabıkaları eski sabıka olarak kabul edip, Sanığa
hapislik cezası dışında para cezası vermekle, Bidayet
Mahkemesi hatalı h-areket etmiştir''


İzah edilen olgulara göre; Sanık, bir tartışma sonrası kanunsuz olarak Tanık 1'in evinin avlusuna girmiş, kafası ile Tanık 1'in burnuna vurmak suretiyle, Tanık 1'i darbetmiş ve Tanık 1'in burnunun kırılmasına sebebiyet vermiştir. Sanık -daha sonra, evinden aldığı uzunluğu 33 cm. olan bir bıçak ile Tanık 1'in evine yeniden girmek istemiş, ancak Tanık 1 ve çevredekiler tarafından engellenmiş ve durum polise bildirilmiştir.

Bidayet Mahkemesi, sunulan olguları değerlendirdikten sonra, Sanığ-a, mahkum etmiş olduğu davalardan para cezası vermeyi uygun bulmuştur.

İstinaf Eden, sunulan olgular ışığında, Sanığa para cezası vermekle, Bidayet Mahkemesinin hatalı olduğunu iddia etmektedir.
Genellikle, İstinaf Mahkemesi, Bidayet Mahkemesinin
ceza ta-kdirine müdahale etmekten kaçınmaktadır. Bidayet Mahkemesinin cezayı takdir ederken, dikkate alması gereken faktörleri dikkate almaması veya dikkate almaması gereken faktörleri dikkate alması veya kesilen cezanın aşikar surette fahiş veya çok az olması hal-inde İstinaf Mahkemesi, Bidayet Mahkemesinin ceza ile ilgili takdirine müdahale edebilir.

Bidayet Mahkemesinin kararını incelediğimizde; Bidayet Mahkemesinin, Sanığa ceza takdir ederken, Sanığın benzer sabıkalarını dikkate almadığı, Sanığın sabı-kalarını eski sabıka olarak değerlendirdiği ve bu sabıkaları Sanık aleyhine ağırlaştırıcı faktör olarak ele almadığı görülür.

Olgulara göre, Sanığın iki benzer sabıkası vardır. 1. sabıka, Lefkoşa Kaza Mahkemesinin 3923/07 sayılı davada, Fasıl 154 madde 2-43 altında ciddi darp suçu ile ilgili olup Sanık, bu suçtan, 27.08.2007 tarihinde, 3 yıl süre ile 10 bin TL, şahsi kefalete bağlanmıştır. 2. sabıka ise; Lefkoşa Kaza Mahkemesinin 6302/07 sayılı davada, Fasıl 159 madde 82(2) altında tecavüzi alet taşımak su-çu ile ilgili olup,
Sanık, bu suçtan 21.2.2008 tarihinde 2 yıl süre ile 5000 TL, şahsi kefalete bağlanmıştır.

İthamnameye göre, Sanığın suç işleme tarihi, 9.08.2009'dur. Sabıkalara konu suçlarda mahkumiyet
tarihleri ise, 27.08.2007 ve 21.02.2008'dir. B-u gerçekleri dikkate aldığımızda Sanığın, istinafa konu suçları, 3923/2007 ve 6302/2007 sayılı davalardaki kefalet cezalarının süreleri içinde işlemiş olduğu ortaya çıkmaktadır.

Bu durumda; Bidayet Mahkemesi, Sanığın sabıkalarını
eski sabıka olarak değe-rlendirmemesi gerekirdi. Bidayet Mahkemesi, Sanığın benzer sabıkalarını eski sabıka olarak değerlendirmekle ve bu hususu ceza takdirinde Sanık aleyhine dikkate almamakla hatalı hareket etmiştir.

Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 231. maddesinde, vahim zarar suçu -7 yıla kadar hapisliği; 243. maddesindeki ciddi darp suçu 3 yılı geçmeyen hapisliği; 280. maddesinde suç işlemek için başkasının malına girme suçu 2 yılı geçmeyen hapisliği ve 82(2) 85 ve 86. maddelerine aykırı kanunsuz bıçak taşıma suçu 1 yıla kadar hapis-liği öngörmektedir.

İlgili Yasa maddelerine göre de, bu gibi suçları işleyen kişilere, etkin cezalar öngörülmüştür.

Bu nedenle, bu tür suçları işleyen kişilere etkin ve caydırıcı cezalar verilmesi kaçınılmazdır.

Suçun işleniş şeklini, vahametini, müşte-kinin darp sonrası burnunun kırıldığını ve müşteki tarafından affedilmediğini, Sanığın sabıkalarını ve kamu menfaatini dikkate aldığımızda Sanığa verilmesi gereken en uygun ceza, suçun vahameti ile orantılı olarak hapislik cezası olmalıydı.

Bidayet Mahkem-esi, Sanığa para cezası vermekle hatalı hareket etmiştir.

Bidayet Mahkemesi, Sanığa ceza takdir ederken, sair şeyler yanında, müştekinin tahriği olduğu olgusunu kararında ifade etmiştir.

Kararda ifade edildiği için, bu konuya kısaca değinmeyi uygun b-uluruz.

Bir suçun işlenmesinde tahrik unsuru, ceza takdir edilirken, Sanığın lehine alınması gereken faktörlerden birisidir.

Bidayet Mahkemesi tahrik unsuruna önem verecekse, bu hususu esaslı bir şekilde incelemeli ve kararında gerekçeleri ile izah etme-lidir.

Bidayet Mahkemesi, kararında tahrik konusunu: "bu suçların işlenmesinde müştekinin da tahriki olabileceği" şeklinde ifade etmiş ve tahrik olgusunu ceza takririnde Sanığın lehine değerlendirmiştir.

Bidayet Mahkemesinin kararına bakıldığında, Biday-et Mahkemesinin tahrik konusunu Sanığın lehine değerlendirirken, suçun işlenmesinde müştekinin gerçekten tahriği olup olmadığını, tahrik var ise, hangi hareketlerin tahrik oluşturduğunu incelemediği görülür.

Bidayet Mahkemesinin, müştekinin tahriği olup -olmadığını, tahriği var ise, hangi hareketlerin tahriği oluşturuduğu hususlarını incelememesi ve bu hususu Sanığın lehine değerlendirmesi hatalı olmuştur.

Tüm yukardaki gerçekleri, Sanığın benzer sabıkalarını, suçların işleniş şeklini, suçların vaham-etini, darp sonucu müştekinin burnunun kırıldığını ve müşteki tarafından affedilmediğini dikkate aldığımızda, cezalandırma ilke ve prensipleri ışığında, Sanığa takdir edilen cezanın aşikar surette az olduğunu görürüz.

İstinafa konu olguları dikkate -aldığımızda; Sanığa dava konusu suçların vahameti ile orantılı olarak kısa süreli hapislik cezası verilmelidir.

Yukarda söylenenler ışığında, İstinaf Edenin 1.istinaf sebebi kabul edilir.

2.istinaf sebebinin incelenmesi:

"Sanığın, 2007 yılında 39-23/2007 sayılı davada ciddi darp suçundan; 2008 yılında 6302/2007 sayılı davada tecavüzi alet taşımak suçundan, 2008 yılında yargılanıp mahkum edildiğini ve kefalete bağlandığını, istinafa konu suçların kefalet süresi içinde işlenmesine ve bilgisinde olmas-ına rağmen kefalet konusunu karara bağlamamakla ve emir vermemekle, Ağır Ceza Mahkemesi hatalı hareket etmiştir."

İstinaf Eden, Sanığın benzer sabıkaları olduğunu,
bu sabıkalara konu suçlar nedeniyle Sanığın kefalete bağlandığını, suçların kefalet süresi- içinde işlendiğini, ancak Bidayet Mahkemesinin karar verirken, kefalet konusunda bir emir vermediğini iddia etmektedir.

Bir suçtan mahkum edilen bir kişinin çarptırılacağı ceza yerine kefalete bağlanması, Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 32. maddesinde düz-enlenmiştir.

Yasası'nın ilgili maddesi aynen şöyledir:

32. A person convicted of an offence not punishable with death may, instead of, or in addition to, any punishment to which he is liable, be ordered to enter into his own recognizance, wit-h or without sureties, in such amount as the Court thinks fit, that he shall keep the peace and be of good behaviour for a time to be fixed by the Court, and may be ordered to be imprisoned until such recognizance, with sureties, if so directed,- is entered into ; but so that the imprisonment for not entering into the recognizance shall not extend for a term longer than one year, and shall not, together with the fixed term of imprisonment, if any, extend for a term longer than the lon-gest term for which he might be sentenced to be imprisoned without fine.

Kefalet koşullarının yerine getirilmemesi halinde uygulanması gereken usuller ise Fasıl 155 Ceza Usul Yasası'nın ilgili maddeleri ve özellikle 164. maddesinde düzenle-nmiştir.

Yasa'nın ilgili maddesi aynen şöyledir:



164.(1) If the condition of any bail bond be not complied with, the Court in or before which such condition ought to be performed may endorse thereon a certificate setting forth that such cond-ition has not been performed and, thereupon, if the amount of the bond is not paid within six days after an order and notice to do so has been given to the person affected and no suffıcient cause has been shown for such failure within the aforesaid time,- the amount of the bond shall be recoverable from the person or persons bound under the bond, in the same manner as penalties are recovered under the provisions of this Law.
(2) The Court in or before which the condition of a bond ought to be perfo-rmed may remit any part of the amount thereof and enforce payment in part only.

164. (l) Bir
kefalet
senedindeki
koşulların
yerine
getirilmemesi
halinde,

koşullar
hangi Mahkeme önünde
yerine
getirilecekse
o Mahkeme,
- kefalet senedi üzerine bir şerh düşerek koşulun yerine
getirilmediğini
belirtir ve
bunun

üzerine
etkilenen
kişiye

seneddeki
miktarı
ödemesi
için
emir
ve ihbarname

verildikten

sonra

gereken
m-iktar
altı

gün
içinde
ödenmediği
ve
söz

konusu
süre içinde
bu
ihmal
için
yeterli
bir
sebep gösterilmediği
takdirde, seneddeki miktar, bu Yasa kuralları uyarınca para
cezalarının tahsil edildiği ş-ekilde kefalete bağlanan kişilerden tahsil
edilir.

(2) Kefalet
senedinin
önünde
icra edilmesi
gereken
Mahkeme;

seneddeki
miktarın
herhangi
bir kısmını bağışlayabilir ve sadece
bir kısmının- ödenmesini zorlayabilir.
The provisions of sections 158 to 164 of this Law, both inclusive, shall
apply mutatis mutandis to any recognisance entered into by any
person, under the provisions of this Law or for keeping the peac-e and
for being of good behaviour or conditioned that he shall appear and
receive judgment at some future sitting of the Court or when called
upon for any other matter under the provisions of any other enactment
- in force for the time being : Provided that, in case of forfeiture of a
recognisance conditioned as hereinbefore provided, nothing in section
164 contained shall prevent the Court from passing any other sentence
- as to the Court may seem fit to meet the circumstances of the case and
which the Court is empowered to impose.

165. Bu
Yasanın
her

iki
madde dahil

158'den - 164'e
kadar olan madde

kuralları

herhangi

bir

kişinin

bu

Yasa kura-lları

gereğince
veya
sulh ve sükunu korumak ve iyi
hal sahibi olmak
veya
Mahkemenin
ilerideki
bir oturumunda
hazır
bulunmak
ve
verilecek
kararı
dinlemek veya yürürlükteki mevzuat kuralları gereğince
başka
herhangi
bir
mesele
ile
ilgi-li
olarak
çağrıldığında
hazır
bulunmak
için
verdiği herhangi bir kefaletnameye ,
gerekli
değişiklikler
yapılarak uygulanır.
Ancak yukarıda öngörüldüğü biçimde

koşulla bağlı
bir

kefalete
el konulması
halinde, 164.maddenin
içerdiği

hiçbir

-kural Mahkemeyi,
meselenin
koşullarına
uymak
için
uygun
göreceği ve vermeye yetkili olduğu başka herhangi bir ceza vermekten men etmez.


Görülebileceği gibi kefalet koşulları yerine getirilmediğinde, uygulanması gereken usullerin neler olduğu, Yasa'-nın ilgili maddelerinde açıkça ifade edilmiştir.

İstinafa konu suçların, kefalet cezaları süresi içinde işlenmiş olduğu doğru olmakla birlikte, dava zabıtları incelendiğinde, kefalet cezaları ile ilgili, İstinaf Edenin Bidayet Mahkemesi huz-urunda herhangi bir talepte bulunmadığı görülür.
Bidayet Mahkemesinde yapılmayan bir talebin, İstinaf Mahkemesinde yapılmasına ve bunun dikkate alınmasına yasal olanak olmadığı bilinen prensiplerdendir.

Bu nedenle İstinaf Edenin, bu yöndeki 2. ist-inaf sebebi iptal edilir.

İstinaf Eden, 2. istinaf sebebinde başarılı olamamıştır.

NETİCE:

Yukarda izah edilen gerçekler ışığında, Sanığın, 4.8.2011 tarihinden beri serbest olduğunu göz önünde tutarak, Aleyhine İstinaf Edilen Sanığa 1. İ-stinaf sebebi altında verilmesi gereken kısa süreli hapislik cezasının: 1. Dava için 4 ay, 3.dava için 1 ay ve 4.dava için 1 ay olmasına karar veririz.

Netice itibarıyla; Bidayet Mahkemesinin Sanığa, 1. davadan takdir ettiği 4000 TL, 3.davadan takdi-r ettiği 1500 TL ve 4. davadan takdir ettiği 1500 TL para cezaları ile ilgili kararı iptal edilir.

Aleyhine İstinaf Edilen Sanık, birlikte çekilmek üzere 1. davadan 4 ay, 3. davadan 1 ay ve 4.davadan 1 ay süre ile hapse mahkum edilir.

2. istinaf sebe-bi iptal edilir.




Narin F. Şefik Hüseyin Besimoğlu Mehmet Türker
Yargıç Yargıç Yargıç


27 Kasım, 2012













12






Full & Egal Universal Law Academy