Yargıtay Ceza Dairesi Numara 33/2008 Dava No 2/2008 Karar Tarihi 03.04.2008
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 33/2008 Dava No 2/2008 Karar Tarihi 03.04.2008
Numara: 33/2008
Dava No: 2/2008
Taraflar: Melisa Hastan ile K.K.T.C. Başsavcısı
Konu: Yargılanmaktan Kaçınılmasının Önlenmesi - Tutukluluk.
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 03.04.2008

-D.2/2008 Yargıtay/Ceza 33/2008
(Ceza Teminat Dava No: 175/2008; Lefkoşa)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti:Mustafa H.Özkök,Seyit A.Bensen, Necmettin Bostancı.

İstinaf eden: Melisa Hastan, Merkezi Ce-zaevi - Lefkoşa
(Zanlı)

- ile -


Aleyhine istinaf edilen: K.K.T.C. Başsavcısı - Lefkoşa
(Teminatı İkame Eden)

- A r a s ı n d a.

İstinaf eden Zanlı hazır değil, namına: Avukat Menteş Aziz
Aleyhine istinaf edilen namına: Savcı Ahmet Varol.


Lefkoşa Kaza Mahkemesi Yargıcı Fügen Ulutekin'in 175/2008 sayılı Teminat davasında 21.3.2008 tarihinde ver-diği karara karşı
İstinaf Eden (Zanlı) tarafından yapılan istinaftır.


------------------


H Ü K Ü M

-
Mustafa H. Özkök: İstinaf Eden Zanlı, 16.3.2008 tarihinde
Lefkoşa'da Doktor Burhan Nalbantoğlu Caddesi'nde HV 480 plâkalı
aracı alkollü, aşırı süratli ve dikkatsiz bir şekilde araç
sürüp trafik kazası yaparak Talat Kılıç, Ufuk Katip ve İbrahim
Alper Pa-lalı'nın ölümlerine sebep olma ve Taner Harun
Demirçalı'nın ağır yaralanmasına sebep olmakla itham edilmiş
ve tahkikatın tamamlanması nedeniyle Zanlı İddia Makamı tarafın-
dan Lefkoşa Kaza Mahkemesi huzuruna çıkarılarak Fasıl 155 madde 23(A) tahtında dava- görülünceye kadar tutuklu kalması talebinde bulunulmuştur. Bu hususu kanıtlamak için İddia Makamı meselenin
Tahkikat Memuru Müfettiş Muavini Hüseyin Kuşaf'ı şahit olarak dinletmiş, İstinaf Eden Zanlı ise Müdafaa Tanığı olarak Psikolog Görem Uygun'u şahit- olarak dinletmiştir.

Fasıl 155 madde 23(A) tahtında Zanlının yargılanmasına
kadar 3 ayı geçmeyen tutukluluk talep edildiği cihetle Mahkeme Yargıcı İstinaf Eden Zanlının yargılanmasına kadar, Mahkemede
hazır bulunmasını sağlamak için ve kendi selâ-metini dikkate
alarak herhalükârda 3 ayı geçmeyen bir süre için Merkezi
Cezaevi'nde tutuklu kalmasına emir vermiştir.

İstinaf Eden Zanlı, bu karara karşı 24.3.2008 tarihinde
işbu istinafı dosyalamış ve aynı gün tek taraflı bir istida
dosyalayarak;
-
İstinaf sonuçlanıncaya kadar Muhterem Mahkemenin
uygun göreceği şartlara bağlı olarak Zanlı tam teşekküllü
bir hastahaneye sevkedilmesi için Mahkeme emri talep etmiş,
ayrıca ikinci talep olarak;

B. Mahkemeden istinaf dinlenip neticelene değin Mahke-menin uygun göreceği şartlara tabi olarak Zanlının kefaletle serbest bırakılması için emir verilmesini talep etmiştir.

İstinaf ve istidanın dinlenmesi 28.3.2008 tarihine tayin
olmuş ve 28.3.2008 tarihinde duruşmaya başlanmıştır. Önce
24.3.2008 tar-ihinde dosyalanan istidanın dinlenmesine geçilmiş-
tir. İstidanın dinlenmesinde İstinaf Eden Zanlı avukatı şahadet çağırmayacağını sadece hitap yapmakla yetineceğini belirtmiş ve
hitabını yapmaya başlamıştır. Ancak hitabını bitirmeden
istidayı geri çek-tiğini beyan etmiş ve bu nedenle istida ret
ve iptal edilmiştir. İstidanın iptalinden sonra istinafın duruşmasına geçilmiştir.
İstinaf Eden Zanlı avukatı istinaf ihbarnamesinde 5 sebep belirtmekte ise de istinaf sebeplerini 2 başlık altında birleşti-rerek hitap edeceğini belirtmiştir. Şöyle ki; 1, 2, 3
ve 4. istinaf sebeplerini 1 başlık altında, 5. istinaf sebebini
de 1 başlık altında ele alacağını belirtmiştir. İstinaf
sebepleri aynen şöyledir:

"1. KKTC Anayasasının 16, 17 ve 18'inci mad-de-
lerinde öngörülen şahsın yurttaş hak ve
yükümlülüklerinin veya kendisine karşı
yapılan bir suçlamanın karara bağlanmasında
Mahkemede hazır bulunarak, yakalanan veya
tutuklanan- herkese, yakalanmasını veya tutuk-
lanmasını, hakkında yapılan suçlamanın nitelik
ve nedeninin anladığı bir dilde ve etraflı
şekilde kendisine bildirilmesi ve davasını
yürütmesi için gerekli kolaylıkların -sağlan-
masına ilişkin amir kuralların bir şahsın
yalnızca bedenen hazır olması değil, ruhen,
aklen ve şuuru açık bir şekilde Mahkemede
söylenenleri takip edebilecek durumda hazır
olması gerektiği-ni vurgulamasına rağmen
Muhterem Mahkeme bu kuralları ihlal ederek
Zanlının içinde bulunduğu durum hilafına
duruşma yapıp karar üretmekle hatalı hareket
etmiştir.

2. Muhterem Mahkeme Evrensel İnsan- Hakları Madde
5, 6 ve 7, KKTC Anayasası Madde 16, 17 ve 18,
Hukuk, Adalet ve Nesafet Kurallarına ters bir
biçimde Zanlıyı mahkûm olmadan hürriyetini
kısıtlayıcı emir vererek 3 ayı geçmeyen bir
- süre tutuklu kalmasını uygun görmesi yanlış
ve hatalıdır.

3. Muhterem Mahkeme Fasıl 155 Madde 62 ve 63
ahkamına uygun olarak Zanlının olup bitenden
ve nerede olduğundan dahi farkı olmadığı bir
- esnada ve Sanığın Psikoloğu tarafından bu
yönde verilen sarsılmamış şahadetine değer
vermeden duruşma yaparak şahadet dinleyerek
ve karar vermekle hatalı hareket etmiştir.

4. Muhterem Mahkeme Fasıl 155 Madd-e 23A altında
soruşturması veya kovuşturması başlatılan
veya devam eden Zanlının yargılanmaktan
kaçmasının önlenmesine ilişkin kuralı yanlış
tefsirle huzurunda sunulan şahadet, isnat
edilen suçl-arın niteliği, Zanlının şahsi
durumu, Anayasal, Yasal ve İçtihadi mevzuat
nazara alındığında Muhterem Mahkemenin
Zanlının ilgili maddenin 1'inci fıkrasına
dayanarak yargılanmaktan kaçmasını önlemek
- amacıyla ve/veya davaları görülene kadar
üç ayı geçmeyen bir süre ile tutuklu kalması
hususunda Mahkemenin vermiş olduğu karar
ve/veya emir ilk nazarda ve belirgin bir
şekilde hatalıdır.

A. Zanlının aley-hine iddia edilen ve/veya
itham edilen suçtan dolayı Mahkemede
hazır olmayacağına dair İddia Makamının
sadece kaçabilir şeklindeki bir kuru
iddiasına dayanarak bu kararı vermekle
ha-ta etmiştir.

B. Zanlının ileride davası görüşülünceye
kadar serbest kalması halinde KKTC'yi
terk edeceği hususunda İddia Makamının
elinde hiçbir belge, şahadet ve/veya
kanıt olmadan ve d-uruşmada bunları
ortaya koymamasına rağmen Muhterem
Mahkemenin Zanlı hakkındaki kararı
hatalıdır.

C. Muhterem Mahkeme Sanığın davası görüşü-
lünceye kadar Mahkemenin uygun göreceği
- nakdi teminatı yatırmayı ve/veya her
türlü teminatı vermeyi muteber kefille-
rinin bulunduğunu ve kefil olmaya hazır
olmaları talebini değerlendirmeyerek ve
sadece İddia Makamının kuru bi-r iddiasına
bakarak karar vermekle hata etmiştir.

D. Muhterem Mahkeme yanlış saplantı ve
Mahkeme ve çevresinde estirilen ve/veya
oluşturulmaya çalışılan atmosferin tesiri
ile Fasıl 1-55 Madde 23A 1'inci fıkrası
üzerinde yoğunlaşarak diğer önlemlere
değinmeden hatta dikkate almadan KKTC
ve Alman vatandaşı olan ve uzun zamandan
bu yana KKTC'de ikamet eden ve iş hayatını
- KKTC'de devam ettiren Zanlının sadece
Alman vatandaşlığını öne çıkararak ve
uygun görülecek nakdi teminatı yatırmayı
ve/veya her türlü teminatı vermeye muteber
kefillerinin bulunduğu yönün-deki beyanlarını
Zanlı aleyhine değerlendirmekle ve Zanlının
bu durumunu Zanlıya karşı kullanmakla ve
onu bu şekilde cezalandırırcasına karar
vermekle hatalı hareket etmiştir.

E. Mu-hterem Mahkeme çok istisnai olarak
kullanılması gereken bir tedbir için İddia
Makamının sadece varsayıma ve/veya farazi-
yeye dayalı bazı iddialarına itibar ederek
Zanlının dava veya davaları gö-rülene kadar
ve üç ayı aşmamak üzere tutuklu kalmasını
emretmekle ve Fasıl 155 Madde 23A'nın
öngördüğü diğer tedbirlere ve/veya şartlara
başvurmamakla ve/veya sadece yurt dışına
çı-kış yasağını yeterli görmemekle ve/veya
şahsi ve/veya nakdi teminatın ve/veya
kefilli teminatın yeterli olabileceği
hususunda bulgu yapıp, buna göre karar
vermemekle hatalı hareket etmiştir.

- 5. Muhterem Mahkeme KKTC'de bulunan güvenlik güç-
lerine rağmen İddia Makamının sadece varsayımlara
dayalı olarak öne sürmüş olduğu ve sadece kuru
bir iddia olarak kalan Zanlının can güvenliği
olma-dığı yönündeki sadece varsayıma ve/veya
faraziyeye dayalı bu iddialara itibar ederek
Zanlının dava veya davaları görülene kadar ve
üç ayı aşmamak üzere tutuklu kalmasını emretmekle
hatalı hareket etmişti-r."


İlk 1, 2, 3 ve 4. istinaf sebeplerini izah babında Zanlının Mahkeme günü yani 21.3.2008 tarihinde şuurunun yerinde olmadığı
ve yargılanmaya hazır olmadığını, yargılanma sırasında ve duruş-manın devam ettiği sürede Mahkeme salonunda olan biteni- takip
edemeyecek durumda olduğunu, buna rağmen Mahkemenin kendisini yargılamaya devam etmekle hata ettiğini, bu nedenle kararın
hatalı olduğunu, bu hususu ispat için Zanlıya 21.3.2008 tarihinde dava tebliğine imza yerine parmak bastırıldığını, bu da Zanl-ının şuurunun yerinde olmadığını gösterdiğini ileri sürmüş, bu iddia üzerine İddia Makamı Zanlıya yapılan dava tebliğine imza yerine parmak bastırıp bastırılmadığını tespit etmek için tehir talep
etmiş ve bu nedenle istinafın duruşması 31.3.2008'e tayin e-dilmiştir.

31.3.2008 tarihinde duruşmaya başlandığında İddia Makamı verilen aradan istifade ederek yapmış olduğu tetkikte Zanlının 16.3.2008 tarihinde vermiş olduğu gönüllü ifadesi ile yine
21.3.2008 tarihinde kendisine yapılan dava tebliğine imza-
yerine parmak bastığını çünkü sol elinin alçıda olduğunu, sağ
elinin ise orta parmaklarının sarılı olması nedeniyle imza atamadığını, imza atamaması nedeniyle Zanlıya parmak bastırıl-
dığını ve her iki işlemin yapıldığı sırada şuurunun yerinde olduğunu,- doktor raporu ile tespit ettiğini, keza bu aradan
istifade ederek Zanlıyı muayene eden ve özel hastahanede takip
eden doktor ile Devlet Hastahanesi doktorunun Zanlı avukatının bilgisi dahilinde biraraya getirip Zanlıya Merkezi Cezaevi'nde muayene ettiri-p rapor hazırlattığını, gerekirse bu raporu emare olarak sunabileceğini belirtmiş ancak Zanlı avukatının itiraz
etmesi üzerine ilgili rapor Mahkemeye sunulmamıştır.

İddia Makamının bu beyanını müteakip Zanlı avukatı hitabına 28.3.2008 tarihinde ka-ldığı yerden devam etmiştir. Yaptığı hitabesinde özetle; Zanlının yukarıda 28.3.2008 tarihinde belirt-
tiği gibi dava sırasında şuurunun yerinde olmadığını, davayı
takip edemediğini, buna ilâveten Bidayet Mahkemesinin Fasıl 155 23(A)'nın sadece (1). fıkr-ası şartlarını değerlendirdiğini, diğer koşulları dikkate almadığını ve Zanlının tutuklu kalmasına karar vermekle hata ettiğini beyan ederek tutukluluk kararının iptal edilmesini talep etmiştir.

Aleyhine İstinaf Edilen Başsavcılığı temsilen bulunan
S-avcı ise yaptığı hitabesinde özetle; İlk Mahkeme önündeki
şahadeti ve emareleri iyice değerlendirdiğini keza bu hususta
vazedilen prensipleri de dikkate alarak Zanlının davasının
görüleceği aşamada Mahkemede hazır bulunmasını sağlamak için
3 ayı geçmeyen s-üre ile tutuklu kalmasına emir verdiğini ve
bu karara varırken herhangi bir hata yapmadığını belirterek
istinafın reddedilmesini talep etmiş, ayrıca davada 21.3.2008
tarihinde Zanlının Mahkeme huzuruna çıkarılması esnasında
3 kişinin ölümü, 1 kişinin yaral-anması ile itham edildiğini,
ancak yaralı olan kişinin de bugün itibarıyle öldüğünü, ve bu nedenle Zanlıya bir dava daha tebliğ edildiğini beyan etmiştir.

Tarafların yaptığı hitaplar özetle yukarıda aktarıldığı
gibidir.

Mesele ile ilgili olgu-lar ise kısaca şöyle olduğu anlaşıl-maktadır. İstinaf Eden Zanlı, 16.3.2008 tarihinde Lefkoşa'da
Doktor Burhan Nalbantoğlu Caddesi'nde HV 480 plâkalı aracını
alkollü ve aşırı süratli ve dikkatsiz bir şekilde sürüp 3 kişinin
ölümüne, 1 kişinin ise yaral-anmasına sebep olmakla itham edilmiş ancak bugün duruşmanın yapıldığı sırada yaralı olan 4. kişinin
de öldüğü beyan edilerek 4. kişinin ölümünden de sorumlu olmakla
itham edilmektedir. İstinaf Eden henüz Zanlı durumundadır.
İtham edildiği suçlarla ilg-ili aleyhine dava ikame edilmiş
değildir. İtham edildiği suçların cezası Fasıl 154 madde 210'da
7 yıla kadar hapis ve 5000 YTL'ye kadar para cezası öngörmektedir. Bu tür davalar Ağır Ceza Mahkemesinin yetki alanına girmektedir.

İstinafa konu 175/-2008 sayılı teminat emri müracaatı
Fasıl 155 madde 23(A)'ya istinat etmektedir. Fasıl 155 madde
23(a) aynen şöyledir:

"23A. Hakkında mevcut yasalara aykırı hareket etmek-
ten dolayı cezai bir soruşturma veya kovuşturma
başlatıl-an veya devam eden bir zanlı veya sanık
aleyhine, herhangi bir mahkeme, tutuklu olup olma-
dığına bakılmaksızın, aşağıda belirtilen koşullara

bağlı olarak yargılanmaktan kaçmasını önleyici bir
emir verebilir:
-
(1) Davası görüşülene kadar zanlının veya sanığın,
her ne şart altında olursa olsun, üç aydan
fazla bir süre olmamak kaydıyla tutuklu kalma-
sına;
(2) Zanlının veya sanığın pasaportunun polise teslim
- edilmesinin ve belirlenecek süre içinde Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hudutları dışına çıkma-
sının yasaklanmasına;
(3) Zanlının veya sanığın şahsen veya mahkemenin
veya mukayyitliğin uygun göreceği ve mahkemece
- belirlenecek nakdi teminat veya kefaletine
veya her ikisine bağlı olarak serbest bırakıl-
masına;
(4) Zanlının veya sanığın belli bir bölgede ikametine
ve izinsiz o bölge dışına çıkmamasına;
(5) Mahkemenin -uygun göreceği koşullarda mahkemenin
belirteceği bir polis karakoluna isbatı vucut
yapmasına."


Bu maddenin (1). fıkrasından da görüleceği gibi İlk Mahke-
menin uygun görmesi halinde Zanlıyı 3 ayı geçmemek kaydıyle
tutuklu kalması-na emir verebilir.

Taraflar yaptığı hitaplarında özellikle Yargıtay/Ceza
1-2/76 ile yine Yargıtay/Ceza 4/78'de vazedilen prensiplere
değinmişlerdir. Her iki istinafta da vazedilen prensipler
aynen şöyledir:

"(1) İthamın nev'i,
(-2) İthamı destekleyen şahadetin nev'i,
(3) Mahkûmiyet halinde verilecek cezanın
huşuneti,
(4) Kefil olarak gösterilenlerin müstakil
olup olmadıkları veya sanık tarafından
tazmin edilip edilmedikleri.-"


İlk Mahkeme huzurunda bulunan şahadeti ve doktor raporunu tezekkür ettikten sonra keza yukarıda belirtilen prensipleri de dikkate alarak Zanlının ailesinin bir bölümünün Almanya'da
olduğunu, Zanlının KKTC vatandaşlığına ek olarak Alman vatandaşı -olduğunu, yargılanmaktan kaçma ihtimali bulunduğunu, davada hazır bulunamayacağına dair kuşkuları olduğunu belirterek keza Tahkikat Memurunun verdiği şahadetten Zanlının güvenliğinin de sağlanabil-mesi için Cezaevinde tutuklu kalmasının uygun olacağına kar-ar
vermiştir.

Bu durumda İlk Mahkemenin verdiği kararın yanlış olduğu hususunda Mahkemeyi ikna etme görevi İstinaf Eden Zanlı
avukatına aittir.

Zanlı avukatı hitabının sonunda sadece tutukluluk kararının iptal edilmesi talebinde bulunmuş -ve ilk 1, 2, 3 ve 4. istinaf sebepleri ile ilgili talebinde ısrarlı olmayacağını belirtmiştir. Bu nedenle 1, 2, 3, ve 4. istinaf sebepleri ile ilgili herhangi
bir fikir beyan etmiyoruz. Geriye kalan 5. istinaf sebebi
tezekkür edildiği zaman; yapılan hit-aplar ile Bidayet Mahkemesi huzurunda bulunan şahadet dikkate alındığında özellikle Tahkikat Memuru olan İddia Makamı tanığı, Zanlının kaçma ihtimali olduğuna dair birtakım duyumlar aldığını keza hastahanede bulunduğu sırada bazı olayların cereyan ettiğini-, ölenlerin yakınları ve arkadaş-larının olaylar çıkardığını ve bu olayları yatıştırmak için
Güvenlik Kuvvetlerinden yardım talep ettiklerini belirtmiştir.
Bu şahadeti tekzip edecek İlk Mahkeme huzurunda herhangi bir şahadet mevcut değildir.

Mevc-ut şahadeti değerlendiren İlk Mahkeme Zanlının
yukarıda ifade ettiğimiz gibi tutuklu kalmasına karar vermiştir.
Bu kararın yanlış olduğu hususunda Zanlı avukatı Mahkememizi
tatmin etmiş değildir ve istinafın reddedilmesi gerekir kanaatindeyiz. Şunu da- belirtmek isteriz ki bu tür meselelerde


Zanlının tutuklu olduğu dikkate alınarak davanın süratle görül-
mesinin uygun olacağı kanaatindeyiz. Bu nedenle gereğinin
yapılması için direktif verilir.

Netice itibarıyle İstinaf Eden Zanlının istinafın-da
başarılı olmadığı cihetle istinaf ret ve iptal olunur.





Mustafa H. Özkök Seyit A. Bensen Necmettin Bostancı
Yargıç Yargıç Yargıç



3 Nisan 2008






2









Full & Egal Universal Law Academy