Yargıtay Ceza Dairesi Numara 32/1990 Dava No 11/1990 Karar Tarihi 07.12.1990
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 32/1990 Dava No 11/1990 Karar Tarihi 07.12.1990
Numara: 32/1990
Dava No: 11/1990
Taraflar: Ali Kemal Kurt Aslan ile Başsavcılık arasında
Konu: Tabanca tasarrufu – Mermi tasarrufu – Ceza takdiri – Cezalar arasında nisbetsizlik ve eşitsizlik
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 07.12.1990

-D.11/90 Yargıtay/Ceza No.32/90
-(Ağır Ceza No. 499941/90; Lefkoşa)

Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: Salih S. Dayıoğlu, Niyazi F. Korkut, Celal Karabacak

İstinaf eden: Ali Kemal Kurt Aslan, Değirmenlik
-ile-
Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcılığı
- A r a s ı n d a

İstinaf eden namına: Mustafa Asena
Aleyhine istinaf edilen namına: Osman Talât Enginsoy



H Ü K Ü M

Salih S. Dayıoğlu: Bu istinafta Mahkemenin hükmünü Sayın Yargıç Niyazi F. Korkut verecektir.

Niyazi- F. Korkut: İstinaf eden Sanık, 26.9.1990 tarihinde Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesinde aleyhine getirilen 3 ayrı dava altında;

(i) 1.1.1979 ile 3.11.1989 tarihleri arasında Değirmenlikte 11/59 ve 7/89 sayılı yasalar ile tadil edilen Fasıl 57 Ateli Silahlar Y-asası'nın 2, 3(1)(b), 2(A), 26 ve 27'inci maddelerine aykırı ithali yasaklanmış 9mm. çapında bir sten tabanca taşımak;

(ii) Aynı yasanın 2, 3(1)(b), 2(B), 26 ve 27'inci maddelerine aykırı olarak aynı silahı tasarruf etmek ve

(iii) 2'inci davada belirti-len tarih ve mahalde ilgili makamdan izni olmaksızın 55/83 sayılı yasa ile atdil edilen Fasıl 54 Patlayıcı Maddeler Yasası'nın 2, 4(1)(e)(4)(d)(5)(a)(b) maddelerine aykırı 9mm. çapında 40 adet canlı sten mermisi tasarrufunda bulundurmakla itham edildi.

S-anık, aleyhine getirilen her üç davayı da kabul etti.

İddia Makamı tarafından Alt Mahkemeye sunulan tartışmsız olgulara göre 5.11.1989 tarihinde Mağusa'da H 646 plâkaslı arabada polis tarafından yapılan araştırmada Şevket Yalçın adında birinin tasarrufun-da sten tipi bir silâh, 2 şarjör ve bu silâha ait 40 adet meremi bulundu. Yapılan soruşturmada Şevket Yalçın'ın silâhı 3.11.1989 tarihinde Lefkoşa'da bu davadaki Sanıktan 950.000TL karşılığında satın aldığı saptanrak Sanık polise celbedildi. Kanuni ihbarı -müteakip Sanık suçunu kabul etti. Sanık 5.11.1989 tarihinde bir gönüllü ifade vererek ifadesinde, sair şeyler yanında, değirmenlik'te kalan Mustafa yazıcı'ya bir televizyon sattığını ve parası olmadığı için Mustafa Yazıcı'nın kendine televizonun bedeli yer-ine dava konusu silâhı ile 2 şarjör verdiini ve daha sonra silahı 950,000TL'na sattığını belirtti.

Müdafaa avukatı Alt Mahkemeye hitabında, Sanığın askıda bulunan benzeri bir davası daha olduğunu beyan edrek o davanın da istinaf konusu davada nazarı dikk-ate alınamsını istedi. İddia Makamının da itirazda bulunmamamsı üzerine Alt Mahkeme o davanın da ceza verilirken nazarı dikkate alınmasını uygun gördü. Mahkemece nazarı dikkate alınan ve Sanığın kabul ettiği dava, bir tabanca ile 437 adet çeşitli ebatta ca-nlı mermi tasarrufu ile ilgili idi. İddia Makamına göre dava konusu tabanca paslı olup faal değildi.

Müdafaa avukatı hitabesinde aslen Türkiyeli olan Sanığın evli ve 6 çocuk babası olduğunu, 1975 yılından beri Kıbrıs'ta ikâmet ettiğini ve konu suçlardan -dolayı nadim olduğunu belirterek Mahkemenin Sanığa mülâyım davranmasını istedi.

lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi hükmünde, sair şeyler yanında, K.K.T. Cumhuriyeti'nde polis mensupları bile görevleri esnasında tabanca taşımazken fertlerin izinsiz tabanca taşı-ma ve tasarruf etmelerinin gereksiz olduğunu ve yaygın olan bu tür suçlara etkin cezalar verilemsi gerektiğini vurguladıktan sonra, nazarı dikakte alınan davayı da gözönünde bulundurarak, Sanığa birlikte çekilmek üzere

1'inci davdan 9 ay,
2'inci davdan -3 ay ve
3'üncü davdan 6 ay hapis cezası verdi.

Sanık kesilen cezaların alenen fahiş olduklarını ileri sürerek bu istinafı dosyaladı.
İstinafın duruşması sırasında Sanık Avukatı, Sanığı mahkûm eden Ağır Ceza Mahkemesinin son bir yıl içerisinde benzeri s-uçlardan mahkûm olan kişilere genellikle 18.000TL ile 4.000.000TL arasında değişen para cezaları verdiğini, sadece bir davada bir sanığa hapis cezası vermekle beraber sabıkası olan o sanığa bile bu davadaki Sanığa verilen hapislikten daha az hapislik cezas-ı verildiğini belirterek konu davaların tarih ve dava numaralarına atıfta bulundu. Sanık Avukatı atıfta bulunulan benzeri davalarda verilen cezalar ile Sanığa verilen cezanın orantısız olduğunu vurgulayarak Sanığa verilen cezanın bu nedenle aşikâr surette -çok fahiş olduğunu savundu.

İlk Mahkemelerin takdir ettikleri cezalara müdahale etmede Yargıtayın genelde çok öekingen davrandığı ve sadece dikkate alınması gereken hususların dikkate alınmaması ya da dikkate alınamamsı gereken hususların dikkate alınmas-ı veya cezaların aşikâr surette az ya da çok olması halinde Yargıtayın verilen cezalara müdahalede bulunduğu birçok kez vurgulanmıştır.

Bu istinafta Sanık Avukatı, Alt Mahkemenin dikkate alması gerekenleri dikkate almadığı ya da dikkate almaması gereken -hususlaarı dikkate aldığı hususunda bir sav ileri sürülmemiştir. Sanık Avukatı, sadece aynı Ağır Ceza Mahkemesi önünde benzeri suçlardan yargılanan sanıkalra verilen cezalar ile bu istinaftaki Sanığa verilen cezalar arasında nisbetsizlik ve eşitsizliğin di-kkate alınarak Sanığa benzeri davalarda verilen cezalara uygun bir ceza verilmesi gerektiğini savunmuştur.

Yargıtay/Ceza 15/87; D.17/87'de Yargıtay olarak cezaların nisbetsizliği ve eşitsizliği ilkesini aynı davadaki sanıklar arasında gözönünde bulundura-rak uygulanması gereken bir ilke olamsına karşın bu ilkenin benzer ve ilgili davalardaki sanıklara kesilen cezalar arasında da gözönünde bulundurulamsı gerektiği vurgulanmakla beraber bu istinafta bu görüşten hareketle bu ilkeyi bu Sanığa da uygulayabilmem-iz için öncelikle istinafın duruşması sırasında istinaf eden avukatının atıfta bulunduğu benzer davaların ollgularının neler olduğunu ve o davalarda verilen cezaların hangi gerekçelerle verildiğini bilmemiz gerekmektedir. Duruşma sırasında atıfta bulunulan- benzer davların olguları hakkında önümüzde herhangi bir bilgi getirilmediğine göre de konu davalar ile ilgili bu istinaf arasına bir mukayese yaparak bir karara varabilmemiz olanaksız olduğu cihetle istinaf edenin bu savına itibar etmek mümkün değildir. A-ncak Sanık aleyhindeki 3'üncü dava hakkındaki tek dava olsa ve bu dava için öngörülen 6 ay hapis cezası 1 ve 2'inci davalar ile birlikte çekilmeyecek olsa idi 40 adet mermi için verilen 6 ay hapis cezasının, mevcut olgular çeçevesinde, aşikâr surette fahiş- odluğu söylenebilirdi.
Yukarıda söylenenlerden anlaşılabileceği gibi istinaf eden istinafında başarılı olmamıştır ve istinafın reddedilmesi gerekir.

Son olarak bir hususa daha değinmek istiyoruz. Birleştirilmiş Yargıtay/Ceza 18/90-21/90; D.10(90'da vur-gulandığı gibi ilke olarak, istisnalar dışında, her davanın ekendine has olguları ve sanıklara taalluk eden hafifletici nedenler hatırda tutularak genelde ülke çapında benzeri suç işleyen sanıklara mümkün mertebe benzeri cezalar verilmesinin daha uygun ve- adil olacağı düşüncesi ile Ağır Ceza Mahkemelerini aynı heyetten oluşturarak tüm ağır ceza davalarının ülke çapında aynı heyetin görmesini sağlamaktaki gayelerden birisnin de bu olduğunu bir kez daha vurgulamak isteriz.

Sonuç olarak istinaf reddolunur. -Yapılan istinafta herhangi bir mesnet görülmediği cihetle kesilen cezaların yasaya uygun olarak bugünden itibaren başlaması emrolunur.


(Salih S. Dayıoğlu) (Niyazi F. Korkut) (Celâl Karabacak)
Yargıç - Yargıç Yargıç

7 Aralık 1990



-


-4-



-


Full & Egal Universal Law Academy