Yargıtay Ceza Dairesi Numara 3/1991 Dava No 6/1991 Karar Tarihi 09.10.1991
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 3/1991 Dava No 6/1991 Karar Tarihi 09.10.1991
Numara: 3/1991
Dava No: 6/1991
Taraflar: Hilmi Ali Emlâk Şirketi ile LTB arasında
Konu: İzinsiz inşaat – Ceza takdiri – Adli ihbar – İlk Mahkemenin verdiği cezalara Yargıtayın müdahale etmesinde dikkate alınan ilkeler
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 09.10.1991

-D.6/91 Yargıtay/Ceza No: 3/91
(Lefkoşa Dava No: 12041/90)

Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: Niyazi F. Korkut, Celâl Karabacak, Özkan Tunçağ.

İstinaf eden: Hilmi Ali Emlâk Ş-irketi, Toros Apt., Mehmet Akif Cad., Lefkoşa.
ile
-Aleyhine istinaf edilen: Lefkoşa Türk belediyesi veya n/d Lefkoşa Türk Belediye Başkanı, Başkan Yardımcısı, Belediye Meclisi Üyeleri ve Lefkoşa Şehri Türk Hemşehrileri, Lefkoşa.
-
A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Rifat Reis.
Aleyhine istinaf ed-ilen namına: Fatma Ertuğrul.



H Ü K Ü M

Niyazi F. Korkut: Bu istinafta Mahkemenin hükmünü Sayın Yargıç Özkan Tunçağ verecektir.

Özkan Tunçağ: Müstenif, (Bundan böule Sanık oalrak anılacaktır) Lefkoşa Kaza Mahkemesinin 12041/90 sayılı ceza davasında- aleyhindeki 1. davada değiştiril-miş şekli ile Fasıl 96 Yollar ve Binalar Düzenleme Yasasının 3 ve 20. maddelerine aykırı olarak 6.11.1990 tarihinde ve/veya o tarihlerde yetkili makam olan Lefkoşa Türk Belediye Meclisinden önceden izin almaksızın lefkoşa -Türk Belediye hudutları dahilinde bulunan Yenişehir Mahallesi Harita/Pafta XXI.38.6.III, Blok 28 ve Kıta 48 üzerine bina inşa etmeğe başlamak ve halen inşaata devam etmek;

Aleyhindeki 2. davada 52/89 sayılı Yasa ile tadil edilmiş şekli ile 15/80 sayılı B-elediyeler Yassının 123(1)(2)(3) ve (5). maddelerine aykırı olarak 1. davada belirtilen yer ve zamanda Lefkoşa Türk Belediye Meclisinden izin almaksızın ve/veya harç ödemeksizin bina inşaat etmekle itham edildi.

Sanık, aleyhimndeki davaları kabul ettiği -cihetle kendi ikrarı ve sunulan olgular ışığında suçlu bulunarak mahkûm edildi. Sanığa aleyhindeki 1. davadan mahkûmiyet kaydı yapıalrak herhangi bir ceza verilmedi. Aleyhindeki 2. davadan ise 500.000TL ceza ödenmesine emir verildi.

Sanık, 2. davadan ken-disine verilen 500.000TL'sı para cezası aleyhine istinaf etti. İstinaf ihbarnamesi dört istinaf sebebi içermekle beraber istinag edenin avukatı istinafın duruşması esnasında esas olarak kesilen cezanın belirgin bir şekilde fazla olduğu hususu üzerinde dura-cağını beyan ederek istinaf sebepelrini bire indirgemiştir.

Dava ile ilgili olgular, istinafı ilgilendirdiği oranda, aşağıdaki gibidir:

Sanığın mülkiyetinde olan ve suçun tafsilât kısmında zikredilmiş bulunan taşınmaz mal üzerine Sanık, 6.11.90 tarihin-de ve/veya o tarihlerde yetkili makam olan Lefkoşa Türk Belediye Meclisinden izin almaksızın inşaata başlamıştı. Yetkili makamdan izin almadan inşaatına devam etmesi üzerine aleyhine istinaf edilen Lefkoşa Türk Belediyesi, 24.12.1990 tarihinde tek taraflı -bir istida ile işbu inşaatın durudurulması için Lefkoşa Kaza Mahkemesine müracaat etmiş ve 27.12.1990 tarihinde inşaatın durdurulması için Mahkemeden geçici bir ara emri almıştı. Bu arada Sanık ile yetkili makam arasında inşaat izni ile ilgili yapılan deva-mlı temaslar sonucu Sanığa gerekli inşaat izni verilmiş ve ara emri ile ilgili istida 13.2.1991 tarihinde geri çekilmişti. Aynı gün Sanık, aleyhindeki davalardan ayrgılanarak yukarıda da değinildiği gibi kendi ikrarı ve sunulan olgular ışığında mahkûm edil-miş ve 2. davadan 500.000TL para cezası ödemesi emrolunmuştu.

İstinafta konu 12041/90 sayılı ceza davasında Sanık 1 Mustafa Tezel isimli bir şahıstır Sanık 2 de bu istinaf maksatları bakımından Sanık olarak anılan hükmi şahıstır. Anılan ceza davası ile i-lgili olarak Sanık 1 istinaf etmediğinden bu istinafta onunla ilgili herhnagi bir görüş belirtmeye gerek yoktur.

İstinaf edenin avukatı, Mahkemeye yapmış olduğu hitabede özellikle 24/70 sayılı Ceza İstinafındaki prensiplere değinmiş ve yetkili makamdan i-nşaat izninin alınmasının esas nedeninin gelişi güzel ve çarpık şehirleşmeyi önlemek olduğunu, Sanığın inşaat iznini sonrdan almış odluğunun bir gerçek odluğunu, inşaat izni verilmesi ile gayenin hasıl olduğunu, bunun bir sonucu olarak Sanığın bidayetten i-zin almış bir kişi durumuna geldiğini, ortada ağır bir suç olmadığını, Sanığa gerek caydırıcı ve gerekse ıslah edici bir cezanın uygulanmasına da gerek kalmadığını, KKTC Anayasası madde 136(1)'e göre Mahkemelerin Anayasaya, Yasaya ve hukuka uygun olarak vi-cdani kanaatlerine göre hüküm verdiklerini, Fasıl 96'nın 3 ve 20. maddelerinin ihdas ettiği suçun konusu ile Belediyeler Yasasının 123. maddesinin konusunun ve dolayısıyle korunmak istenen menfaatın aynı olduğunu, fasıl 96'nın özel bir yasa olarak telâkki -edilmesini, Belediyeler Yasasının ise daha genel bir yasa olarak kabul edilmesini ve bu nedenle genel hukuk ilkeleri ışığında Sanığa daha az cezanın öngörüldüğü Fasıl 96'nın uygulanmasının gerektiğini ve Alt Mahkemenin bu davada ceza takdir ederken çok öne-mli bir faktör olan Sanığın yetkili makamdan izin alma hususuna yeterince ağırlık vermediğini öne sürerek istinafın kabul edilmesini istemiştir.

Aleyhine istinaf edileni temsil eden avukat ise Sanığın aleyhine 2 dava getirildiğini, sadece birinden kendis-ine ceza verildiğini, bu nevi davalarda kamu yararının ağırlık taşıyan bir faktör olduğunu, olgulardan da görüleceği gibi Sanığın inşaata izinsiz olarak başlayıp devam ettiğini ancak Mahkemeden alınan ara emri ile durdurulduğunu, inşaat izninin kendisine d-aha sonra verildiğini, Belediyeler Yasasının 123. maddesinin 10 Milyon TL2sına kadar para cezası verilebileceğine dair hküm içerdiğini, Sanığın mal sahibi sıfatıyle bu inşaattan önceden haberdar olduğunu, sonradan izin verilmesinin oluşan suçu ortadan kald-ıramayacağını, ancak hafifletici bir neden olarak değerlendirilebileceğini ve ilgili tüm olgular ile cezalandırma prensipleri ışığında konu tezekkür edildiği zaman Sanığa verilen cezanın Yargıtayın müdahalesini gerektirecek derecede aşikâr surette fazla ol-madığını, Fasıl 96 Yollar ve Binalar Düzenleme Yasası gibi 15/80 sayılı Belediyeler Yasasının da özel bir yasa olarak telâkki edilebileceğini ve tüm bu nedenlerle istinafın reddedilmesi grektiğini öne sürmüştür.

Fasıl 96 Yollar ve Binalar Düzenleme Yasas-ına göre izin almadan izinsiz inşaat yapan bir kişiye azami 50 Kıbrıs Lirasına kadr para cezası verilebilmektedir. Birçok içtihat kararlarında belirtildiği gibi, bu cezalar artık günümüz koşulları içerisinde çok yetersiz kalmakta olduğundan Yasa Koyucu bu -hususun farkına vararak 15/80 sayılı Yasada izinsiz inşaat yapanlara 1 Milyon Türk Lirasına kadar para cezası verilebileceğini öngörmüştür. Adli ihbar (Judicial notice) alabileceğimiz mevcut enflasyon koşulları nedeni ile 1 Milyon TL para cezasının da yete-rsiz olduğu görüş ve inancından hareket edilerek 52/89 sayılı Beldiyeler Değişiklik Yasası ile izinsiz inşaat yapanlara 10 Milyon Türk Lirasına kadr para cezası verilebileceği hususu düzenşenmiştir.

Görülüyor ki, Yasa Koyucu enflasyon koşulalrını göz önü-nde bulundurarak çok yetersiz kaldığına inandığı para cezalarının azami hadlerini zaman be zaman yaptığı yasa tadilleriyle artırmıştır. Başka bir deyişle, Yasa Koyucu bu konudaki niyetini açıkça ortaya koymöuştur.
Şimdi de Sanığa kesilen 500.00TL'sı para -cezasının aşikâr surette fahiş olup olmadığı hususunu incelememiz grekmektedir.

Sanığın mahkûm odluğu ikinci davadan kendisine 10 Milyon Türk Lirasına kadar para cezası verilebilir. Sanık avukatı özellikle sornadan inşaat izni alınması ile konunun ta baş-tan yasal bir çerçeveye oturtulmuş addolunması gerektiğini ve bu çok önemli unsurun cezayı düşürücü bir faktör odluğunu, buna rağmen Alt Mahkemenin bu hususa gereken önemi vermediğini ısrarla öne sürmüştür.

Birçok içtihat kararında belirtildiği üzere Yar-gıtay Alt Mahkemelerin kestiği cezalara müdahale etmede genelde çekingen davranmaktadır. Yargıtayın müdahale etmesi için Alt Mahkemenin ceza verirken gözönünde bulundurması gereken hususları gözönünde buludnurmadığı ya da gözönünde bulundurmaması gereken h-ususları gözönünde bulundurduğu ya da herhalukarda kesilen cezanın aşikâr surette az veya fazla olduğuna dair istinaf eden tarafından ikna edilmesi gerekir.

Ceza prensipleri, birçok içtihat kararlarında ele alınmıştır. (Gör: Ceza İstinaf 24/70, Birleştir-ilmiş Ceza İstinaf 8 ve 9/75, Birleştirilmiş Yargıtay/Ceza 7/91 ve 12/91).

Tüm ceza prensipleri ve davanın gerçekleri ışığında Sanığa kesilen cezayı tezekkür ettik. Sanığın inşaat izni almakla inşaatını sonradan yasal bir hale dönüştürdüğüne kuşkumuz yok-tur; fakat davanın olgularından da açıkça görüldüğü gibi Sanık bir suç işlemiştir. 52/89 sayılı Yasa ile tadil edilen 15/80 sayılı Yasa Sanığın işlediği suç için 10 Milyon Türk Lirasına kadr para cezasını öngörmektedir. Aleyhine istinaf edilenin avukatının- da belirttiği gibi sonradan izina lınarak konunun yasal bir çerçeveye oturtulması bidayette işlenen suçun hafifletici bir nedeni olabilir; ancak ortada işlenmiş ve cezayı müstelzim bir suçun oluştuğu da inkâr edilemez.

Alt Mahkemenin hükmünde Sanığa cez-a takdir edilirken Sanığın bilâhare inşaat ruhsatını almış olduğu hususunu nazarı dikkate aldığı belirtilmiştir. Demek oluyor ki, Alt Mahkeme Sanığa ceza takdir ederken Sanığın inşaata izinsiz olarak başladıktan sonra yetkili makamdan inşaat izni aldığı hu-susunu kararında belirtmekle bu olguya kendi takdir ölçüsü içerisinde önem vermiştir.

Ceza prensipleri ile davanın tüm ahval ve şeraiti ışığında Alt Mahkemenin Sanığa takdir etmiş olduğu cezanın müdahalemizi gerektirecek derecede fahiş olduğu hususunda i-stinaf eden tarafından ikna edilmediğimiz cihetle istinaf edenin istinafında başarılı olmadığı sonucuna varır ve yapılan istinafın reddine karar veririrz.


(Niyazi F. Korkut) (Celâl Karabacak) (Özkan Tunçağ)
-Yargıç Yargıç Yargıç

9 Ekim 1991








-


-5-



-


Full & Egal Universal Law Academy