Yargıtay Ceza Dairesi Numara 31/2011 Dava No 10/2011 Karar Tarihi 15.08.2011
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 31/2011 Dava No 10/2011 Karar Tarihi 15.08.2011
Numara: 31/2011
Dava No: 10/2011
Taraflar: Mehmet Cırık ile KKTC Başsavcısı arasında
Konu: Darp - Hapislik cezası - Ceza aleyhine istinaf - İstinafın reddi.
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 15.08.2011

-D.10/2011Yargıtay/Ceza 31/2011
(Lefkoşa Ağır Ceza Dava No:3864/2011)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti:Necmettin Bostancı, Narin F. Şefik, Ahmet Kalkan.


İstinaf eden: Mehmet Cırık, Merkezi Cezaevi, Lefkoşa
(Sanık)
-- ile -

Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcısı - Lefkoşa
(Davayı ikame eden)

A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Avukat Murat Yılmaz
Aleyhine istinaf edilen namına: Savcı Aliye Özçınar.


Lefkoşa Kaza Mahkemesi Yargıcı Fat-ma Şenol'un 3864/2011 sayılı davada 29.7.2011 tarihinde verdiği karara karşı Sanık tarafından yapılan istinaftır.

-------------------

H Ü K Ü M


Necmettin Bostancı: Bu istinafta Mahkemenin hükmünü Sayın Yargıç Ahmet Kalkan okuyacaktır.

Ahmet -Kalkan: Bu istinafa konu 3864/2011 sayılı ceza davası Lefkoşa Kaza Mahkemesinde görüşülüp karara bağlandı. Sanık konu davada Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 243. maddesine aykırı, 4.10.2009 tarihinde, Lefkoşa'da, kanuna aykırı bir fiil ile yüzüne iki kez yumruk -vurmak suretiyle 1. Tanık Yiğit Altıneriten'i darp edip, hakiki bedensel incinmesine sebebiyet vermekle itham edildi.

Sanık aleyhindeki ithamı kabul etti.

Lefkoşa Kaza Mahkemesi verdiği kararında Sanığı 20 gün hapislik cezası ile cezalandırdı.

San-ık verilen cezaya karşı istinaf dosyaladı.

İSTİNAF İLE İLGİLİ OLGULAR:

Dava ile ilgili olgular özetle şöyledir.

Sanık, 4.10.2009 tarihinde saat 05.30 raddelerinde, Girne Caddesi üzerinde kız konusunda tartıştığı Tanık 1'e sağ eli ile iki kez yumruk- vurarak şahsı darp etmiştir.

Müşteki ile ilgili Doktor raporu, Sanığa okunan yazılı dava tebliği ve bu Sanıkla ilgili düzenlenen Sosyal Tahkikat Raporu emare olarak ibraz edilmiştir.

Zabıtlara göre Sanık Avukatı, Sanığın 23 yaşında TC vatandaşı oldu-ğunu belirttikten sonra, Müştekinin de tahriğinin söz konusu olduğunu, tarafların uzlaştığını, Müştekinin şikâyetini geri çektiğini söyleyerek bu husustaki beyannameyi emare olarak ibraz etmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ:

İstinaf Eden Avukatı, 4 istinaf seb-ebi sunmakla beraber istinafın duruşmasında istinaf sebeplerini tek başlık altında toplayarak hitap etmiştir.

İstinaf Edenin tek başlık altında topladığı istinaf sebeplerini şöyle özetleyebiliriz.

Muhterem ilk Mahkeme, Sanığa ceza verirken cezalandır-ma prensiplerini yanlış değerlendirdi, Sanığın şahsi durumunu dikkate almadı, Müştekinin affedildiğini yeterince değerlendirmedi, hafifletici nedenleri ve özellikle suçun işlenmesinde etken olan tahrik unsurunu yeterli derecede ve/veya hiç dikkate almadı, -Sosyal Hizmetler Dairesinin raporuna önem vermedi.

TARAFLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI:

Sanık Avukatı hitabında özetle, İlk Mahkemenin işlenen suç ve suçun sonuçları ile orantılı olmayan ağır bir ceza verdiğini, 23 yaşında, sabıkasız olan genç suçluya mev-cut olgulara göre bir fırsat vermesi gerekirken hayatını mahvedici hapislik cezası ile cezalandırdığını, tahrik unsurunu hiç dikkate almadığını, Sosyal Tahkikat Raporunda ifade edilen gerçeklere dayalı olarak çalışkan bir insan olan Sanığa, Müşteki tarafın-dan affedildiğini de dikkate alarak bir fırsat vermesi gerekirken hürriyeti bağlayıcı bir ceza takdir ederek takdir hakkını hatalı kullandığını, olgulara göre cezanın alenen fahiş olduğunu belirterek Sanığa bir fırsat verilmesini ve adaletin tecellisi bakı-mından Yargıtayın cezaya müdahale ederek hapislik cezasını kaldırmasını talep etmiştir.

Sanık Avukatı hitabında prensipler açısından iddialarını destekleyici Yüksek Mahkemenin muhtelif kararlarına atıfta bulunmuştur.

İddia Makamı ise hitabında özetle-, İlk Mahkemenin kısa kararına rağmen huzuruna serdedilen tüm hususları dikkate aldığını, değerlendirdiğini, sonuçta amme menfaatinin korunması prensibini öne çıkararak Sanığa hapislik cezası takdir ettiğini, İlk Mahkemenin takdir hakkını hatalı kullanmadı-ğını, Sanık Avukatının bidayette tahriğin ne olduğunu izah etmediğini, İlk Mahkemenin dikkate alacağı bir tahrik olgusu ortaya konmadığını, neticede İlk Mahkemenin kararının doğru olduğunu ileri sürmüştür.

İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ:

Tarafların- iddia ve argümanlarına ilişkin iddiaları yukarıdaki şekilde özetledikten sonra, şimdi İstinaf sebepleri başlığı altında özetlediğimiz ve Sanığa kesilen cezanın hatalı ve alenen fahiş olduğuna ilişkin iddiaları ele alıp incelememiz gerekmektedir.

Daha ö-nce Yüksek Mahkemenin bir çok kararında ifade edildiği gibi Yargıtay, davaya doğrudan kendisi bakmış olsaydı Sanığa İlk Mahkemenin verdiği cezadan farklı bir ceza vermek eğiliminde olsa dahi, yalnız bu sebeple İlk Mahkemenin kestiği cezaya müdahale etmez. -

Yargıtayın, İlk Mahkemenin kestiği cezaya müdahale edebilmesi için İlk Mahkemenin ceza keserken yanlış prensiplere dayandığına, bazı mühim faktörleri dikkate alınmadığına, tüm durum ve şartlar gözönünde tutulduğunda cezanın aşikâr surette fazla olduğuna- kanaat getirmesi gerekmektedir.

Özellikle Mahkeme bir sanığı hapse göndermek niyetinde ise hangi faktörleri nazarı dikkate alarak Sanığı hapse göndermeye karar verdiğini hükmünde sarahaten belirtmesi gerekmektedir. Bu konudaki prensipler Ceza İstinaf -7/69 sayılı kararda R. v Kenneth John Ball 35. Cr.App.R.164 ve Regina v Sofoclis Georghiou 22 CLR 147 davasında belirtilmiştir. (Bkz. Ceza İstinaf 24/1970)

Huzurumuzdaki meselede İlk Mahkemenin amme menfaatinin korunması prensibini önce çıkararak Sanığa -hapislik cezası verdiği, kararda arzu edilen şekilde ifade edilmiş olmasa bile, kararın muhteviyatından ve olguların dikkate alınış şeklinden açıkça bellidir.

Nitekim Sanık Avukatı 1. istinaf sebebinde (kendi yazımı ile) "Muhterem Bidayet Mahkemesinin k-amu menfaatine ağırlık veren ilkeyi değil, modern ceza infaz sistemine göre suçun şahsiliğinin öne çıkarılmasıyle Sanığa hapislik cezası verilmemeliydi" şeklinde iddiada bulunmakla İlk Mahkemenin ceza verirken bu prensibi öne çıkardığını açık surette anlad-ığını ortaya koymuştur.

İlk Mahkemenin huzurundaki olgulara göre Sanık, olay tarihinde saat 05.30'da Girne Caddesi'nde kız yüzünden tartıştığı Müşteki Tanık 1'e iki yumruk vurarak ciddi surette darp etmiştir.

Sanık Avukatı İlk Mahkeme huzurunda hafifl-etici sebepleri sunarken tahrikten sadece bahsetmiş, tahriki ortaya koyan olgulardan söz etmemiştir.

Genellikle hafifletici sebepleri oluşturan olguların İlk Mahkeme önünde sunulması gerekir. Bu olgular davanın İlk Mahkeme huzurunda görüldüğü zaman mevc-ut ise veya makûl bir araştırma neticesi istihsal edilebilirse ve İlk Mahkemede söylenmemişse İstinaf Eden bunları, Yargıtayda konu edemez. (Bkz. Birleştirilmiş Yargıtay/Ceza 30/76,31/76 ve The Attorney-General v Kyriacos N.Kouppis and others (1961 CLR.188-, s 196)

Suçun işleniş şekli bakımından Sanık Avukatı İlk Mahkeme huzurunda farklı olgu veya tahriği ortaya koyan iddia veya beyanda bulunmadığından İlk Mahkemenin suçun işleniş şeklini İddia Makamının sunduğu şekilde dikkate alması hatalı değildir.

Ü-lkemizde artan suç oranını, suçun niteliğini ve ciddiyetini dikkate aldığımızda İlk Mahkemenin bu şekilde suç işleyenlere karşı amme menfaatinin korunması prensibini öne çıkararak hürriyeti bağlayıcı ceza verilmesi yönündeki takdir hakkını hatalı kullandığ-ına ikna olmadık.

İlk Mahkeme Sanığa ceza verirken tüm hafifletici sebepleri dikkate almış ve kısa süreli bir hapislik cezası vermiştir.

Sanık Avukatının istinaf duruşmasında atıfta bulunduğu tüm Yüksek Mahkeme kararlarını inceledik, mezkûr içtihatla-rı ait oldukları yıllar itibarı ile değerlendirdik ve günümüz koşulları ile karşılaştırdığımızda cezalar arasında müdahalemizi gerektirecek bir nispetsizlik olmadığına kanaat getirdik.

Yukarıdakiler ışığında İlk Mahkemenin Sanığa ceza verirken yanlış pr-ensiplere dayandığına veya bazı mühim faktörleri dikkate almadığına ve cezanın müdahalemizi gerektirecek ölçüde alenen fahiş olduğuna ikna olmadığımızdan istinafın reddi gerektiği sonucuna varmış bulunuyoruz.

Sanık Avukatı istinaf sebepleri arasında olm-amakla birlikte istinafın duruşması esnasında İlk Mahkemenin ses kayıt cihazını açmadığını ifade etmiştir.

Sanık Avukatının bu beyanını dikkate alarak Yargıçların salona girdikleri andan itibaren ses kayıt cihazını açmalarının zorunlu olduğunu kesin bir- ifade ile hatırlatırız.


Son olarak İlk Mahkeme Yargıçlarının kararlarında daha
özenli davranmaları ve ciddi meselelerde hazır form kullanmamaları gerektiğini, özellikle bir insanın en değerli haklarından biri olan hürriyetini kısıtlarken sebeplerini a-çıkça yazmalarının şart olduğunu vurgulamakta yarar görürüz.

SONUÇ:

İstinaf oy birliği ile reddedilir.
Ceza mahkumiyet tarihinden itibaren çekilecektir.



Necmettin Bostancı Narin F. Şefik Ahmet Kalkan
Yargıç -Yargıç Yargıç

15 Ağustos, 2011








7






Full & Egal Universal Law Academy