Yargıtay Ceza Dairesi Numara 31/1988 Dava No 24/1988 Karar Tarihi 26.12.1988
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 31/1988 Dava No 24/1988 Karar Tarihi 26.12.1988
Numara: 31/1988
Dava No: 24/1988
Taraflar: Girne Belediyesi ile Soner Kaan A r a s ı n d a
Konu: İzinsiz işyeri çalıştırmak – Çevreyi rahatsız edecek şekilde işyeri çalıştırmak – Ceza takdiri
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 26.12.1988

-D.24/88 Yargıtay/Ceza 31/88
(Dava No: 899/88; Girne)

Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: Şakir Sıdkı İlkay,Başkan, Salih S. Dayıoğlu, Niyazi F. Korkut

İstinaf eden: Girne B-elediyesi, Beeldiye Başkanı, Başkan Vekili, Belediye
Meclisi Üyeleri ve Kasaba Hemşehrileri
-ile-
Aleyhine istinaf edilen: Soner Kaan, Girne
A r a s ı n d a

İstinaf eden nam-ına: Neşe Keskin
Aleyhine istinaf edilen namına: Ali Dana ve Şefika Durduran



H Ü K Ü M

Şakir Sıdkı İlkay: Aleyhine istinaf edilen sanık, Girne Kaza Mahkemesi önünde, 15/89 sayılı Belediyeler Yasasının 53(3), 61(1), 95(1)(2)(3) ve 107. maddelerine aykı-rı olarak, 20.7.1988 ve 29.7.1988 tarihleri arasında Girnede Ecevit Caddesinde Tünel Disko isimli diskoteği Girne Belediye Meclisinden izin almaksızın çalıştırmakla ve aynı Yasanın 61(1), 62(1)(e)(i) ve 62 (2)(3) maddelerine aykırı olarak sözü edilen disko-teği çevreyi rahatsız edecek şekilde çalıştırmakla itham edildi. Davayı dinleyen Kaza Mahkemesi sanığı 1. davadan kabahatli bulup mahkûm etti ve 2000 lira para cezasına çarptırdı, 2. davadan ise beraat ettirdi. İddia Makamı bu karardan istinaf etmiştir.

-Müstenif, yapmış olduğu istinafta, ilk Mahkemenin sanığı 2. davadan kabahatli bulup mahkûm etmmemekle ve 1. davadan kabahatli bulup mahkûm ettiği halde sözü edilen işyerinin kapatılması için emir vermemekle hata ettiğini ileri sürdü. Müstenif, dava masrafl-arının sanık tarafından ödenmesini emretmemekle de ilk Mahkemenin hata ettiğini ileri sürmüştür.

İlkin birinci hususu ele alıp incelemeyi uygun gördük. Sanık, beraat ettiği 2. dava altında, sözü edilen diskoteği çevreyi rahatsız edecek şekilde çalıştırma-kla itham edilmişti. 15/80 sayılı Belediyeler Yassının bu dava ile ilgili esas maddesi 62(1)(e)(i) maddesidir. Bu madde aynen şöyledir:

"62. (1) Aşağıdaki haller bu Yasanın amaçları bakımından rahatsızlık sayılır:

(e)(i) Çevreyi rahatsız edici şekilde tu-tulan, çalıştırılan, yapılan, inşa edilen, veya buna benzer bir tarzda olan."

İddia Makamı bu davayı ispat etmek üzere 2 tanık çağırmıştır. İddia makamı, tanıklardan bir tanesinin şahadetine, şahadeti esnasındaki tutumundan ve kendisine tevcih edilen bir- soruya cevap vermeyi reddetmesinden dolayı, dayanamayacağını Mahkemeye bildirmiş ve Mahkeme de kararında bu şahidin şahadetini dikkate almamıştır. Diğer tanığın şahadetine ise Mahkeme inanmamış ve bu tanık için kararında "Tanık 2'nin şahadeti de incelendi-ğinde Tanık 2'nin Mahkemeye dürüst bir şekilde şahadet verdiği de söylenemez. Tanık Mahkeme nazarında olumlu bir izlenim bırakmamıştır" demiştir. Tutanaklar tetkik edildiğinde bu tanığın şahadetinin çelişkili olduğu ve ilk Mahkemenin buna inanmak hususunda-ki takdir hakkına müdahale etmemiz için bir neden olmadığı görülmektedir. Bu durumda ilk Mahkemenin sanığı 2. davadan beraat ettirmekle hata ettiği söylenemez. Şunu da belirtmek yerinde olur ki bu dava altında bir sanığın mahkûm edilebilmesi için sözü edil-en işyerinin "çevre"yi rahatsız edici şekilde kullanılmış olması ve bunun kanıtlanması gerekmektedir.

İstinafta konu edilen ikinci husus İlk Mahkemenin sanığı 1. davadan mahkûm ettiği halde konu işyerinin kapayılması hususunda emir vermemesidir. Mahkeme -bir işyerinin kapatılmasına dair bir emri Yasanın 95. maddesinin (3). fıkrası altında verebilir. Bu madde aynen şöyledir:

"95. (3) Bu madde kurallarına veya bu madde uyarınca verilen iznin koşullarına uymayanlar suç işlemiş sayılır ve hüküm giymeleri hali-nde iki bin Türk Lirsına kadar para cezasına veya altı aya kadar hapis cezasına veya her iki cezaya birden çarptırılabilirler ve ayrıca işyerleri mahkeme kararı ile kapatılabilir."

-Görülebileceği gibi Mahkeme bu hususta bir takdir hakkına sahiptir. Böyle bir takdir hakkının ise adli olarak kullanılması gerekir. Bu meselede, şahadete göre, sanık izin için Belediyeye ilkin 29.6.1988 tarihli yazılı bir müracaatta bulunmuş, aradan zaman- geçip buna cevap aalmayınca 4.8.1988 tarihli bir hatırlatma yazısı gönderilmiştir. Belediye ise bugüne değin konu işyeri için izin verilip verilmeyeceğini sanığa bildirmemiştir. Mahkeme önündeki şahadetten anlaşıldığı kadarı ile Belediyenin bu işyeri için- sanığa izin verilip verilmeyeceğini bildirmemesinin nedeni Polisten ve İtfaiyeden bu hususta herhangi bir görüş alamamasıdır. Polisin görüş belirtmemesinin nedeni ise sanık aleyhine dava getirilmiş olması ve bunun askıda bulunmasıdır. Sanığın aleyhine dav-a getirilmesinin Polisin sözü edilen işyeri için izin verilmesinin kendileri açısından sakıncalı olup olmadığını Belediyeye bildirmesine ne şekilde engel teşkil ettiğini biz anlayamadık. Kanımızca gerek Polis gerekse İtfaiye sanığa izin verilmesine kendile-ri açısından mahzur bulunup bulunmadığını, dava getirilmiş olsun veya olmasın, Belediyeye bildirmeliydiler. her ne olursa olsun gerçek şudur ki bugüne değin konu işyeri için izin verilip verilmeyeceği, daha önce de belirtildiği gibi, sanığa bildirilmemişt-ir.
-
Söyleenlerden anlaşılacağı gibi Belediye knu işyeri için izin verip veremeyeceği hususunda henüz bir karar almamış ve sanığın müracaatını reddet- memiştir. Bu olgular ışığında ilk Mahkeme takdir hakkını kullanarak konu işyerinin kapatılması için emir ver-mmemeği uygun görmüştür. Mesele ile ilgili ve koşullar ışığında ilk Mahkemenin bu husustaki takdir hakkına müdahale etmemiz için yeterli bir neden mevcut değildir.

Müstenifin ileriye sürmüş olduğu üçüncü husus dava masrafları ile ilgilidir. Müstenife gör-e İlk Mahkeme sanığın dava masraflarını ödemesini emretmemekle hata etmiştir. Aleyhine istinaf edilenin avukatı da, 1. davadan mahkûm edildiğine göre, dava masraflarının sanık tarafından ödenmesinin emredilebileceğini teslim etmiştir. Dava masraflarının öd-enmesi için emir verip vermeme hususunda Mahkemenin takdir hakkı mevcuttur. Bu takdir hakkının adli surette kullanılması gerekir. Bu meselede Mahkemeni masrafların sanık tarafından ödenmesi hususunda emir vermemesinin herhangi bir nedene dayandığı gözükmem-ektedir. Mahkeme masraflar konusuna herhangi bir şekilde değinmemiştir. Kanımızca, bu meselede, dava masraflarınınsanık tarafından ödenmesi doğru ve uygundur.

Müstenif yapmış olduğu istinafın sadece masraflarla ilgili kısmında başarılı olmuştur. Bu neden-le istinaf masrafları ile ilgili herhnagi bir emir vermemeği uygun gördük.

Son olarak bir hususa değinmek istiyoruz. Yasanın 95. maddesinin (3). fıkrasının yukarıda yapılan iktibastan görülebileceği gibi suç işleyen bir kişiye verilmesi öngörülmekte olan- azami para cezası 200o Türk Lirasıdır. Bu cezanın, günün koşulları ışığında, pek yetersiz kaldığını ve yasada yapılacak olan düzeltmelerle bunun yükseltilmesi gerektiğini belirtmekte fayda mülâhaza etmiş bulunuyoruz.

Sonuç olarak istinaf kısmen kabul e-dilir ve dava masraflarının aleyhine istinaf edilen sanık tarafından ödenmesi için emir verilir.

İstinaf masrafları ile ilgili herangi bir emir veilmez.


(Şakir Sıdkı İlkay) (Salih S. Dayıoğlu) (Niyazi F. Korkut)
- Başkan Yargıç Yargıç

26 Aralık 1988


-


-4-



-


Full & Egal Universal Law Academy