Yargıtay Ceza Dairesi Numara 29/1996 Dava No 7/1996 Karar Tarihi 30.10.1996
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 29/1996 Dava No 7/1996 Karar Tarihi 30.10.1996
Numara: 29/1996
Dava No: 7/1996
Taraflar: Ahmet Hüseyin Topaloğulları ile Başsavcılık arasın
Konu: Ürün sirkatı – Mahkumiyetin başlama tarihi – Askıda bulunan dava
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 30.10.1996

-D.7/96 Yargıtay/Ceza 29/96
(Dava No: 1267/96; G. Mağusa)

Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: Taner Erginel, Mustafa H. Özkök, Gönül Erönen.

İstinaf eden: Ahmet Hüseyin Topa-loğulları, Güzelyurt.
ile
Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcılığı, Lefkoşa.
A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Avukat Rifat Reis.
Aleyhine istinaf edilen namına: Başsavcı Yard-ımcısı Muavini Osman
Talat Enginsoy.



H Ü K Ü M

Taner Erginel: Bu istinafta Mahkemenin hükmünü Sayın Yargıç Gönül Erönen okuyacaktır.

Gönül Erönen: Huzurumuzdaki istinaf, Gazi Mağusa'da oturum yapan Ağır -ceza Mahkemesinin Sanık 1 ve 2 aleyhine ikame edilmiş olan 1267/96 sayılı ürün siraktı ile ilgili ceza davasında 30/5/1996 tarihinde Sanık 1'e kesilen ve halen mahkum edildiği 3387/95 sayılı davada verilen 15 ay hapis süresinin sona ermesinden sonra başlam-asına karar verilen 9 ay hapis cezası aleyhine Sanık 1 tarafından yapılmıştır.

Sanık 1ve 2, 1267/96 sayılı ceza davasında Fasıl 154 Ceza Yasasının 20, 255 ve 265(2) maddelerine aykırı oalrak 19.6.95 tarihinde Gazi Mağusa Kazasının Yıldırım köyünde, aynı -köyde sakin Mehmet Özonlar'a ait 5 dönümük bostan tarlasından toplam 50 milyon TL. değerinde 5000 okka karpuzu sirkat etmekle itham edilmiler ve aleyhlerine getirilen davaları kabul etmişlerdir.

Sanıkların aleyhlerindeki davaları kabule tmeleri üzerine İ-ddia Makamı Mahkemeye olguları kısaca izah etmiştir.
Apğır Ceza Mahkemesine sunulan olgularda oalyın şöyle ceryan ettiği görülmektedir:-

19.6.1995 tarihinde saat 01.00 raddelerinde Danıklar Hasan Topaloğulları ile birlikte AN557 ve AB212 plakalı arabala-rı ile Yıldırım Köyüne gittiler. Köyün 5 mil doğusunda Mehmet Özonlar'a ait 5 dönümlük bostana girdiler ve 5000 okka karpuz toplayıp araçlarına yüklediler. Sanıklar karpuzları Girne'ye satmaya giderlerken arabalarının lastiği patladı ve bir kısım karpuzlar- yola düküldü. Arabayı tamir ettikten sonra geriye kalan karpuzları kahvehane ve lokantalara sattılar. karpuzların sirkat edildiğinin tespit edilmesi üzerine Sanıklar Güzelyurt'ta bulunarak tutuklandılar ve olay sırasında kulalnılan araçlar müsdere edildi.- Hasan Topaloğulları'nın Lapta'daki evi önünde bulunan 20 adet karpuz ile arabada bulunan bir adet bıçak da emare olarak müsadere edilmiştir.

Özetle, her iki Sanık da 15 çocuklu büyük bir ailenin 6 erkek çocuğundan ikisidir. Aileleri ile aynı evde birlik-te ikamet eden Sanıklar, Gurbet oalrak tanımlanan vatandaşlarımızdandır ve yaşantı tarzları gereğince toplum kuralalrına pek uyum sağlayamamışlardır. Çok kalabalık bir aile ortamı içerisinde maddi zorlukların verdiği sıkıntılardan dolayı bu tür suçları küç-ük yaştan başlayarak işlemeye yönelmiş kişilerdir. Sanıklar ailelerinin geçimini sağlamakla yükümlüdürler. Sanık 1 ve 2, 3. Sanık durumunda olan ancak Kıbrıs'ta bulunmadığı cihetle Mahkemeye celp edilmeyen abileri Hasan Topaloğulları'nın telkinleriyle bu s-uçkları işlemişlerdir. Nadim ve pişmandırlar.

keza Sanık 1, 29.2.1996 tarihinde Mağusa Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığı bir davadan 15 ay hapis cezasına çarptırılmış olduğundan halen Merkezi Cezaevinde bulunmaktadır. Cezaların amacı suç işleyenleri ıs-lah edip tekrar topluma kazandırmak olduğuna göre, Sanık 1ile ilgili 29/2/1996 tarihinden itibaeren ıslah edici süreç başlamıştır. Duruşma tarihinde bu cezanın tamamlanmasına 7 ½ aylık bir süre kalmıştır.

Sanıklarla ilgili müdafaa avukatının ileri sürmüş- olduğu diğer hafifletici nedenleri de değerlendiren Ağır Ceza Mahkemesi genel cezalandırma prensiplerini ve kamu menfaatini dikkate alarak yaygın hale gelmiş olan bu tür suçlara verilebilecek olan etkin ve caydırıcı cezanın hapis cezası odluğu kanaatine v-arrak Sanıkalra 9'ar ay hapis cezası vermeyi uygun görmüştür. Mahkeme, Sanık 1'' daha önceden verilen 15 ay hapis cezasının 7 1/2 ay sonra tamamlanacağını göz önünde bulundurarak Sanık 1''n mahkûmiyetinin mahkum edildiği 3387/95 sayılı davada verilen 15 ay- hapis süresinin sona ermesinden sonra, Sanık 2 içn öngörülen hapisliğin ise karar gününden itibaren başlamasını emretmiştir.

Sanık 1 bu karardan istinaf etmiştir.

Huzurumuzdaki istinafta istinaf sebepleri 3 başlık altında toplanmaktadır. Bunlar kısaca- şöyledir:-

Tüm ahval ve şerait altında verilen 9 ay hapis cezası fahiştir.
Alt Mahkeme, karar tarihinde başka bir suçtan dolayı 29/2/1996 tarihinde almış olduğu 15 ay hapis cezası nedeniyle Sanık 1'e verilen 9 ay hapis cezasının, ilk cezanın sona ereceği- tarihten itibaren başlaması hususunda emir vermekle cezalandırma prensiplerine aykırı davranrak hata etmiştir.
Alt Mahkeme kesilen hapis cezasını karar tarihinde başlatmak için huzurunda yeterli sebep ve de istisnai durum olmasına rağmen bu hapis cezasını-n infazını karar tarihi olan 30/5/1996 tarihinden başlatmamakla hata etmiştir.

-Bu istinafın, Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Sanık 1'e verilen 9 ay hapis cezasının 29.2.1996 tarihinden beri Merkezi Cezaevinde bulunan Sanık 1'in mevcut 15 ay hapis cezasını tamamladıktan sonra çekilmesi yönündeki karrının hatalı olduğu huzurumuzda yapmı-ş olduğu beyanlardan da anlaşılacağı üzere, Sanık 1 aleyhine verilen 9 ay hapis cezasının infazının, halen çekmekte odluğu 15 ay hapis cezasının hitamından sonra başlayacağı cihetle fahiş görülmekte olduğu anlaşılmaktadır.
-
genelde Yargıtay Alt Mahkeemnin vermi olduğu cezalara istisnai hallerde müdahale etmektedir. Alt Mahkeme ceza takdir ederken cezalandırma prensipleri çerçevesinde yanlış bir değerlendirme ile dikkate alması gerken konuları dikkate almaz, dikkate almaması- gerken konuları ise dikkate alırsa o zaman İstinaf Mahkemesi cezaya müdahaleyi uygun görebilmektedir.

Savunma Avukatı bu meselede verilmiş olan hapis cezasının neden fahiş olabileceği konusunda hitabında kayda değer argüman ileri sürmedi.

Olgular çerç-evesinde yaptığımız değerlendirmede verilmiş olan 9 ay hapis süresinin fahiş olduğu hususunda ikna olmadığımız gibi bu süreyi değiştirmek için de neden görmemekteyiz.

Neticede Sanıklara kesilen hapislik cezası makul görülmekte ise de istinafa konu olan g-erekçelere bakıldığında önümüzde Sanık 1'in durumu hakkında özel bir durum gözlemlenmektedir.

Hapis cezalarının başlama tarihi ile ilgili yasal mevzuat Fasıl 155 Ceza Usulü Yasası madde 117'dir.

"Fasıl 155 madde 117 aynen şöyledir:-

Subject to the prov-isions of subsection (2) of this section o sentence of imprisonment shall take effect from and shall include the whole of the day on which it ws prononuced.
A sentence of imprisonment shall, unless the court otherwise directs, commence at the expiration of- the former sentence.

-İlgili maddeden de görülebileceği üzere, ceza mahkemesi kararlarında ifade edilsin veya edilmesin, verilen herhnagi bir hapis cezası cezanın açıklandığı tarihte yürülüğe girmektedir. Ancak Sanığın hapiste başka bir suçtan hükümlü bulunması halinde, hapis c-ezasına başlama tarihi, Mahkeme başka türlü emretmdikçe, halen hüküm giymekte olduğu diğer hapislik süresnin hitamından sonra başlamktadır.

İlgili Madde 117(2)'nin, Ceza Usul Yasamızda bu şekilde yer alması suçların ve cezalarının kişiselliği prensibni k-orumak için öngörülmüş olduğu anlaşılmaktadır. Aksi takdirde verilen ikinci ceza önceki cezanın içinde yok olup hiç çekilmemiş sayıalcaktır. Ancak bunu yaparken yine de Yasa koyucu önümdeki hakkı vermiştir. Mahkeme, huzurundaki davaya has olgular çerçevesi-nde hapis cezasının hükmedildiği tarihte başlamasına emir verebilme takdirine sahiptir.

Bir çok içtihat kararlarında belirtildiği gibi Mahkemenin, gerek Savunma Avukatı gerekse Savcının mesele ile ilgili söyleidkleri herşeye cevap verme imkanı yoktur, ay-rıca pratik de değildir. Ancak Alt Mahkeme Savunma Avukatının Fasıl 155 madde 117 ile ilgili olarak Sanık 1 lehine söylemiş olduğu hususlarda kararının son kısmında Sanık 1'in hapislik ceasının 3387/95 sayılı davada verilen 15 ay hapis cezasının hitamından- sonra başlamasını emrederek cevap vermiştir. Hemen belirtmek gerekir ki Mahkeme bu hususu kararında açıklamamış olsa idi otomatikman Fasıl 155 Madde 117(2) yürürlüğe girecekti.

Mahkemece verilen cezaların başlangıç tarihini düzenleyen Fasıl 155'in 117. -maddesindeki kuralın Alt Mahkeme tarafından açıklanmasına gerek olmamakla birlikte bu meselede yine de açıklamaya gerek duyan Mahkeme kanaatimizce bunu yaparken gerekçesini de vermek zorunda idfi. Şöyle ki: Sanık 1, 3387/95 sayılı davada 29/2/1996 tarihind-e mahkum edildiği zaman, huzurumuzdaki meseledeki suçu işlemiş ve bu suçla ilgili davası askıda bulunmakta idi. Fakat Sanık 1, yasal haklarının ne olduğunu bilmediğinden, 3387/95 sayılı davada ceza takdir edilirken, o tarihte ilk tahkikat olmaksızın 25/4/1-996 tarihinde dosyası yargılanmak üzere Mahkemeye sevk edilmeyi bekleyen 1267/96 sayılı davanın dikkate alınması olanağından faydalana-mamıştır.

3387/95 sayılı dava dinlenirken 1267/96 sayılı dava dikkate alınmış olsa idi belki de kendisine aynı ceza ola-n 15 ay hapis cezası verilecekti. Aynı ceza verilmemiş olsa bile en azından bu güne kadar 2287/95 sayılı davanın içinde 1267/96 sayılı davanın cezası kısmen veya tamemen çekilmiş olacaktı. 29/2/1996 tarihinde bu netice, Sanık 1 için daha adil bir uygulama -veya sonuç olacaktı.

29/2/1996 tarihinde gerek Sanık 1 gerekse İddia Makamınca Alt Mahkemenin dikkatine getirilmeyen 1267/96 sayılı ceza davasının o tarihte ceza verilirken dikkate alınmaması, cahil ve hukuki tavsşiyeden mahrum edilmiş olan sanık 1'e büy-ük haksızlık teşkil etmiştir. Bunun yanında, Mahkemenin, 1267/96 sayılı davada Sanık 1'le ilgili önemli faktör olan bu hususu ceza takdirinde değerlendirmeden geçiştirmesi, Sanık 1'in bu durumunu yeterince dikkate almadığını göstermektedir.

İddia Makamı,- Sanık 1'e kesilen 9 ay hapis cezasının kararın okunduğu tarihte yürürlüğe girmesi halinde, 3387/95 sayılı davada çekmekte olduğu hapislik cezası ile birlikte çekileceğini ve Sanık 1'in hiç cezalandırılmamış oalcağını ileri sürdü. keza, aynı suçtan mahrum -edilip 9 ay hapis cezası ile cezalandırılan Sanık 2'ye büyük bir haksızlık oalcağı bir tarafa cezalar arasında nisbetsizlik yaratacağından bahsetmiştir. Her ne kadar da bu savda gerçek payı varsa da bu yaklaşım tüm gerçekleri gözönünde tutmamaktadır. Bu da- Sanık 1'in 29/2/1996 tarihinde 3387/96 sayılı davada yargılanırken, bu istinafa konu olan 1267/96 sayılı davanın Sanık 1 aleyhine askıda bulunmasıdır. o dönemede avuaktsız bulunan Sanık 1'e hukuki tavsiyede buluncak kişi olmadığına göre İddia Makamının ko-nuyu Alt Mahkemenin bilgisine getirmesi doğal görevi idi.

Alt Mahkemenin kararını verirken Sanık 1'in bu şahsi durumunu dikkate alması gerekirdi. Cezaların esas gayesi Savunma Avukatının da değindiği gibi fertleri ıslah edip topluma kazandırmaktır. Alt M-ahkemenin, 3387/95 sayılı davada Sanık 1'e verilen 15 ay hapis cezasının sanık 1'ı ıslah etmeyeceği ve dikkate alınmayan 1267/96 sayılı davanın 29/2/1996 tarihinde askıda olması hususlarında görüş beyan etmesi gerekirdi.

Alt Mahkeme, kararında Sanık 1 ve- 2'ye verilen cezaların başlama tarihi hakkında farklı tarihler belirtme ihtiyacını duymuş ancak, cezalandırma presnsipelri çerçevesinde buna neden gerek duyulduğunu gerekçeleri ile açıklanmamıştır. Gerekçeden yoksun olan hükmün bu önemli kısmı zaten hatal-ıdır ve bu boşluğun cezaların şahsiliği prensibi ve adaletin tecellisi açısından Sanık 1 lehine değerlendirilmesi gerektiği görüşündeyiz.

Bu görüşler ışığında, Sanık 1'in mahkum olduğu 9 ay hapis cezasını, kişisel durumunu ve 1267/96 sayılı davadaki suç -tarihini de dikkate aldığımızda, tüm olgular çerçevesinde cezanın mahkumiyet tarihinden itibaren başlatılmasının uygun ve adil oalcağı kanaatindeyiz.

Yukarıdakilerden anlaşılacağı üzere Sanık 1 istinaf ihbarnamesinin 2. ve 3. başlıkları altındaki istinaf- sebeplerinde başarılı olmuştur. Bu durumda yukarıdaki görüşlerimize bağlı olarak Alt Mahkeme tarafından 30/5/1996 tarihinde Sanık 1'e kesilen 9 ay hapis cezasının 30/5/1996 tarihinden itibaren başlamasına emir ve hüküm verilir.


(Taner Erginel) - (Mustafa H. Özkök) (Gönül Erönen)
Yargıç Yargıç Yargıç

30 Ekim 1996



-


-


1



-


Full & Egal Universal Law Academy