Yargıtay Ceza Dairesi Numara 25/1992 Dava No 3/1993 Karar Tarihi 29.01.1993
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 25/1992 Dava No 3/1993 Karar Tarihi 29.01.1993
Numara: 25/1992
Dava No: 3/1993
Taraflar: Ayhan Kaymak ile Başsavcılık Arasında.
Konu: Rahatsız ve uygunsuz harekette bulunmak – Umumi bir yer – Zamanaşımı – Uygunsuz harkette bulunma suçunun unsurları
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 29.01.1993

-D.3/93 Yargıtay Ceza 25/92
(Ağır Ceza Dava No: 2530/90; Mağusa)

Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: Niyazi F. Korkut, Celâl Karabacak, Özkan Tunçağ

İstinaf eden: Ayhan Ka-ymak, Faiz Kaymak Apt. No.37 Mağusa
ile
Aleyhine istinafe dilen: KKTC Başsavcılığı, Lefkoşa
A r a s ı n d a.

İstinaf eden şahsen hazır.
Aleyhine istinaf edilen tarafından: Savcı- Cevat Rıza



H Ü K Ü M

Niyazi F. Korkut: İstinaf eden Sanık (Bundan böyle Sanık olarak anılacaktır.) Gazi Mağusa Kaza Mahkemesinde aleyhine dosyalanan bir dava tahtında:

1) Fasıl 154 Ceza Yasasının 95. maddesine aykırı rahatsızlık ve

2) Fasıl 154 Cez-a Yasasının 188(d) maddesine aykırı uygunsuz harekette bulunma suçları ile itham edildi.

Snığın her iki davayı kabul etmemesi üzerine yapılan duruşma sonucu Sanık I'inci davadan beraat ettirildi ve ikinci davadan ise suçlu bulunarak ihtar cezasına çarptı-rıldı. Sanık bu karara karşı istinaf dosyaladı.

tartışma konusu olmayan olgulara göre 21..8.1989 tarihinde Sanığa ait apartmanda ikamet etmekte olan Filistinli Ahmet Kutu isimli bir şahsın arabasına hasar yapıldığına ilişkin şikâyeti üzerine polis, Sanığ-ın yanında çalışmakta olan Hamza Ulus ve Mehmet Bangray Zorba isimli şahısları tutukladı. Bu şahısların tutuklanmaları üzerine ilk oalrak saat 21.00 civarında Karakola gelip ayrılan Sanık daha sonra saat 23.15 civarında iki oğlu ile birlikte terkar Karakol-a gelerek Karakol avlusundaki tahta kanepeye sessizce oturdu. Kendisine bir şikâyeti olup olmadığı sorulduğunda Sanık, adamlarının tutuklandması ile ilgili olarak geldiğini bildirdi. Bunun üzerine Sanığa Karakolda bekelemesinin sakıncalı olduğunun söylenme-si üzerine Sanık ile polisler arasında bu davada tartışmalı olan bazı konuşmalar geçti. Polis Sanığın yüksek sesle: "Denktaş Arab'a düzmece bir evrak verdi, siz de onu korursunuz, siz bu Devletin gücüsünüz, bütün kaçaklara karaktersiz ve üç kağıtçılara kuc-ak açarsınız" dediğini ileri sürerken Sanık ise "Denktaş'ın Arab'ın yanlısı tutumda olduğu veya kanaatte olduğu için Denktaşa yaranmak için kalkıp da Arabın her şikâyetini değerlendirirsiniz" şeklinde konuştuğunu ve hiçbir şekilde bağırıp çağırmadığını ve -o karakterde bir kişi de olmadığını ileri sürdü. Sanık ayrıca polisin uyarıısı üzerine polis avlusundan ayrılmmaması neticesi tutuklandığını da belirtti.

Yapılan duruşma sonucu Alt mahkeme kararında, sair şeyler yanında, olay polis karakolunun avlusunda -olduğu için, öncelikle polis karakolu veya avlusunun yasanın ilgili maddesinde belirtildiği anlamda umumi bir yer (Public Place) olup olmadığını inceleyerek polis karakolları halka hizmet veren ve halen halkın herhangi bir koşul olmadan girebilecekleri De-vlete ait kamu yerleri oldukları için polis karakolları ile bunlara ait avluların "public place" tanımlaması içerisinde oldukları ve yasanın aradığı anlamda umumi yereler oldukları sonucuna vardı. Olayın umumi bir yerde ceryan ettiği kanaatına vardıktan so-nra Alt Mahkeme, Sanığın yasanın ilgili maddesinin aradığı anlamda gürltü ve velvele çıkarıp çıkarmadığını da inceleyerek şahadetine inandığı İddia Makamı tanığı No.1 Polis Çavuşu Zihni Hiçyılmaz'ın şahadetine göre sanığın tutuklanan adamlarının serbest bı-rakılmayıp kendisinin de polis tarafından avludan çıkarılmak istenmesi üzerine sinirlenerek normal konuşma tavrından daha yüksek konuştuğunu ve Sanığın Cumhurbaşkanının adını da söyleyerek Devleti kötülemesi üzerine Sanığı tutukladığını ve yine şahadetine -inandığı İddia Makamı tanığı no.2 Polis Memuru Hikmet Kaya'nın ise şahadetinde Sanığın yüksek sesle "adamlarımın tutuklanmasına ben sebep oldum beni de tuuklayın" diye bağırmaya başladığını, bu sözler üzerine Sanığa avukat tutmasının önerildiğini; bunun ü-zerine Sanığın "Denktaş Araba sahte düzmece bir evrak verdi. Siz de onu korursunuz. Siz bu Devletin gücüsünüz. Bütün kaçaklara, karaktersiz ve üçkağıtçılara kucak açarsınız" dediğini ifade ettiğini belirterek daha sonra ilgili madde bakımından söylenen söz-lerin niteliği ile Sanığın davranışlarının esas olduğunu vurgulayarak, daha sonra Sanığın yaptığı davranışlaaar ve söylediği sözler ile huzuru bozup bozmadığını da inceleyerek daha önce atıfta bulunulan Sanığın polise karşı yapmış olduğu davranış, kullanmı-ş olduğu sözler ve buna bağlı davranışlarının huzuru bozacak nitelikte tahrik edici sözler ve davranışlar olduğuna ilişkin bulgu yaparak Sanığı aleyhindeki ikinci davadan suçlu bularak mahkûm etti ve ihtar cezası ile cezalandırdı.

Sanık bu mahkûmiyet kar-arına karşı istinaf dosyaladı.

Sanık istinaf ihbarnamesinde, özetle, Alt Mahkemenin (ı) bir polis karakolunu "public place" olarak tanımlamakla hata ettiğini; (ii) şahitlerin şahadetlerinii yanlış değerlendirdiğini ve bazı savunma tanıklarının şahadetin-i hiç kaale almadığını; (iii) söylenen sözlerin Fasıl 154, Kızım V Nuisance altında gelen ve yan başlığı "ıdle & disorderly person" olan Madde 188(d) altında bir suç oluşturmadığını ve bu nedenle Alt Mahkemenin onu bu madde altında suçlu bulmakla hata etti-ğini ileri sürdü.

Sanığın aleyhindeki istinafa konu 2'nci dava aynen şöyledir:

"İkinci Dava

Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 188(d) maddesine aykırı uygunsuz hareket.

Suçun Tafsilâtı

Sanık, birinci davada belirtilen aynı atrih ve umumi bir yerde, sulh ve -sükunu ihlâl edici harekette bulundu, yani gazi mağusa Polis Müdürlüğünde görevli P.Ç. 482 Zihni Hiçyılmaz, P.Ç. 755 Süreyya Eracar ve P.M. 1531 Hikmet Kaya'ya "Denktaş Araba sahte düzmece bir evrak verdi. Siz de onu korursunuz. Siz bu Devletin gücüsünüz, -bütün kaçaklara, karaktersiz ve üç kağıtçılara kucak açarsınız" sözlerini sarfetti."

Sanığın itham edildiği istinafa konu fasıl 154, Madde 188(d)'nin Türkçe- leştirilmiş şekli ise aynen şöyledir:

"Madde 188: Aşağıdaki kişiler haylaz ve ahlaksız sayılır -ve mahkûm olmaları halinde, bir aya kadar hapis cezasına veya 100.000TL'a kadar para cezasına veya her iki cezaya birden çaptırılabilir.

............
............
............
herhangi umumi bir yerde huzursuzluk çıkaracak biçimde davrananlar
........."
-Yukarıda alıntısı yapılan 188. maddenin (d) bendinin tanımına göre Sanığın sadece ithamnamede belirtilen sözleri söylemiş olması kendi başına bu bent altında bir suç oluşması için yeterli olmayıpp ilâveten Sanığın hareketinin huzursuzluk çıkaracak nitelikt-e olması grekir.
-
Tutanaklarda İddia Makamı tanıkalrının şahadetlerine bakıldığında Sanığın ithamnamede belirtilen sözleri yüksek sesle söylemesi üzerine tutuklandığı görülmektedir. Sanığın aynı ithamname ile aynı tarih ve yerde Fasıl 154, Madde 95'e aykırı sulh ve sükunu- ihlâl edici harekette bulunmakla da itham edilip bu suçtan beraat ettikten sonra onun sadece yüksek sesle kulalndığı sözlerle Madde 188(d) altında belirtildiği anlamda bir suç işlediğini söylemek oalsı değildir. Özetlenen olgulardan da görülebileceği gibi- Sanık konu tarihte bir şikâyet üzerine polis tarafından tutuklanan iki çalışanı ile ilgili olarak bilgi almak için polis karakoluna gitmiş ve karakolda beklemesine, sakıncalı olduğu gerekçesi ile, karşı çıkılması ve karakoldan uzaklaştırılmak istenmesi üz-erine yüksek sesle konuşarak ithamnamede belirtilen sözleri sarfetmiştir. Bir kişinin polis tarafından tutuklanan çalışanları hakkında bilgi almak üzere polis karakoluna gitmesi en doğal hakkı olduğu gibi bu gibi vatandaşların müracaatlarının da polis tara-fından anlayışla karşılanması gerekir. Bu nedenle polis karakollarına vatandaşların girip bilgi istemelerinin sakıncalarını anlamak mümkün değildir.

Sanığın ithamnamede belirtilen sözleri söylemiş olması belki Ceza Yasasının başka bir maddesi altında bir- suç oluşturabilecek nitelikte olsa bile suçlu bulunduğu 188(d) altında bir suçun oluştuğunu söylemek olası değildir.

Yukarıda söylenenlerden anlaşılabileceği gibi Alt Mahkeme Sanığı, Fasıl 154, Madde 188(d) altında suçlu bularak mahkûm etmekle hata et-miş olup Sanığın aleyhindeki bu mahkûmiyetin iptâl edilmesi gerekir.

Sanık 3'üncü istinaf sebebinde başarılı olduktan sonra sair istinaf sebeplerine değinmeye grek kalmamıştır.

İstinaf konusu olmamakla beraber son bir hususa değinmek isteriz. İthamname-den de görülebileceği gibi Sanığın itham edildiği Madde 188(a)'nin azami hapis cezası 1 aydır. fasıl 155, Madde 88 uyarınca, üç aya kadar hapis cezası ile cezalandırılan herhangi bir suç için suçun işlenemesinden altı ay geömesi halinde hiçbir kimse aleyh-ine dava açılamaz. Halbuki ithamnameden de hörülebilceği gibi suç tarihi 21.8.1989 olmasına karşın Sanık aleyhine dava 6 ay geçtikten sonra 30.5.1990 tarihinde dosyalanmıştır.

Sonuç olarak istinaf kabul edilir ve Alt Mahkemenin Sanığı Fasıl 154, Madde 18-8(d) altında suçlu bularak mahkûm eden kararı iptal edielrek Sanık beraat ettirlir.


(Niyazi F. Korkut) (Celal Karabacak) (Özkan Tunçağ)
Yargıç Yargıç - Yargıç

29 Ocak 1993



-


-5-



-


Full & Egal Universal Law Academy