Yargıtay Ceza Dairesi Numara 23,30/1983 Dava No 12/1983 Karar Tarihi 02.12.1983
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 23,30/1983 Dava No 12/1983 Karar Tarihi 02.12.1983
Numara: 23,30/1983
Dava No: 12/1983
Taraflar: Başsavcılık ile.Mustafa Töre arasında
Konu: Adam öldürmeye teşebbüs
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 02.12.1983

-D.12/83 Birleştirilmiş
Yargıtay/Ceza 23/83 ve 30/83

Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: N. Ergin Sa-lâhi, Niyazi F. Korkut, Aziz Altay.


Yargıtay/Ceza 23/83
(Ağır Ceza Dava No. 644/83;Lefkoşa)

İstinaf ede-n: KTFD Başsavcısı, Lefkoşa.
- ile -
Aleyhine istinaf edilen: Mustafa Töre (Sanık)
A r a s ı n d a

İstinaf eden namına: Altan Erdağ
Aleyhine istinaf edilen namına: Menteş Aziz.


- Yargıtay/Ceza 30/83
(Ağır Ceza Dava No.644/83;Lefkoşa)

İstinaf eden: Mustafa Töre (Sanık)
- ile -
Aleyhine istina-f edilen: KTFD Başsavcısı, Lefkoşa.
A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Menteş Aziz.
Aleyhine istinaf edilen namına: Altan Erdağ.



Adam öldürmeye teşebbüs - Fasıl 154 Ceza Yasasının 204(a) ve 3-66. maddeleri - Öldürme niyeti - Sanıkta öldürme niyetinden başka bir niyetin bulunma olasılığı - Sanığın, yaralanan müştekiyi ağır ağır motor evine giderken gördükten sonra 3. kez traktörü üzerine sürmemesi - Sanığın davranışının Müştekiyi öldürme değil d-e korkutup yaralama niyetiyle hareket ettiğini göstermesi.



OLAY: Sanık bir arazi yüzünden münakaşa ettiği müştekiye "seni öldüreceğim" diyerek traktörü üzerine sürdü, onu yere düşürdü ve iki tekerlek arasında kalan müştekinin üzerinden geçti. Müşteki ay-ağa kalktığında Sanık traktörü yeniden onun üzerine sürdü ve onu ikinci kez yere düşürdükten sonra bacakları üzerinden geçti. Müşteki yaralı olarak ağır ağır oradaki bir kuyu evine giderken Sanık traktörü 3. kez Müştekinin üzerine sürmedi.
Sanık aleyhin-e adam öldürmeye teşebbüs ve vahim yaralama suçlarından dava açıldı. Olayı inceleyen Ağır Ceza Mahkemesi Sanığın Müştekiyi öldürme değil de yaralama niyetinde olduğu kanısına vararak onu adam öldürmeye teşebbüs suçundan beraat ettirdi. Vahim yaralama suçun-dan ise Sanığı suçlu bulup 2 yıl süre ile hapis cezasına çarptırdı. İddia Makamı beraat kararına, Sanık ise ceza aleyhine istinaf ettiler.

SONUÇ: Yüksek Mahkeme karşılıklı istinafları birleştirerek dinledi. Yüksek Mahkeme çoğunluk kararında, konuyu İlk M-ahkemenin kabul ettiği olgu ve bulgular ışığında değerlendirdi. Çoğunluk kararı, üzerinde durulması gereken hususun, Sanığın öldürme niyetinin şüpheden ari olarak kanıtlanıp kanıtlanmadığı olduğunu belirtti.
Çoğunluk kararı kanıtlanan olgulardan makul o-larak başka bir niyet daha çıkaramak mümkünse Sanığın şüpheden yararlanarak beraat ettirilmesi gerektiğini vurguladı.
Özellikle müştekiyi yaralı gördükten sonra Sanığın traktörü üzerine sürmemesinin onu öldürmek değil korkutup yaralamak niyetiyle hareke-t ettiğini gösterdiğini dikkate alan çoğunluk kararı Sanığın niyetinin tek bir niyete indirgenemiyeceği kanısına vardı.
Çoğunluk kararı, Yargıtayın İlk Mahkemenin olgusal bulgularına kolay kolay müdahale etmediğini gözönünde bulundurduktan sonra İlk Mah-kemenin adam öldürmeye teşebbüs suçundan verdiği beraat kararını onayladı. Ceza tesbit ederken İlk Mahkemenın tüm hususları gözönünde bulundurduğunu dikkate alan çoğunluk kararı, ceza aleyhine yapılan istinafı da reddetti ve cezanın mahkûmiyet tarihinden i-tibaren başlama- sına karar verdi.
Azınlık kararı, çoğunluk kararında belirtilen görüşlere katılma- makla birlikte cezanın, istinafın karar tarihinden itibaren başlaması görüşünü savundu.

Atıfta Bulunulan Yargısal İçtihatlar:
1- Ioannis Michael Pefko-s and Others v. The Republic (1961) C.L.R. 340 at 343.
2- Regina v. Nicos Sampson Georghiades 22 C.L.R. 128 at 133.
____________________


H Ü K Ü M

N. Ergin Salâhi: Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan sanık, Mustafa Töre Fasıl 154 Ceza Yasası-nın 204(a) ve 366. maddelerine aykırı olarak 9.6.1982 tarihinde Genco Şimşeği öldürmeye teşebbüs etmekle itham edilmiş ve yine Fasıl 154 Ceza Yasasının 131. maddesine aykırı olarak aynı şahsı traktörle basarak vahim surette yaralamakla itham edilmişti. San-ık aleyhine getirilen davaları kabul etmemiş ve davanın duruşması yapılmıştır. Duruşmada İddia Makamı 10 tanık çağırmış sanık ise kendisi şahadet vermiş ve ayrıca lehine de tanık çağırmıştır. Davayı dinleyen Ağır Ceza Mahkemesi neticede sanığı 1. davadan s-uçsuz bularak beraat ettirmiş 2. davadan ise suçlu bularak 2 yıl hapse mahkûm etmiştir. 23/83 sayılı istinaf ile birleştirilen 30/83 sayılı istinaf sanık tarafından ceza aleyhine yapılmıştır. Mahkûmiyet aleyhine yapılan 23/83 sayılı istinaf 7 istinaf sebeb-i içermektedir. Üzerinde durulan istinaf sebepleri aşağıdaki şekilde özetlenebilir.

1. Ağır Ceza Mahkemesi İddia Makamının tüm tanıklarına inandıktan sonra sunulan şahadet ve mevcut olgular ışığında sanığı itham olunduğu 1. davadan mahkûm etmemekle hata -etmiştir.

2. Ağır Ceza Mahkemesi sanığı 1. davada kullanmış olduğu traktörün öldürücü bir vasıta olduğu bulgusuna vardıktan sonra ve bu traktörü müştekinin üzerine sürdüğünü kabul ettikten sonra onu öldürmek niyetinde olmadığı bulgusuna varmakla hata etm-iştir.

3. Ağır Ceza Mahkemesi şikâyetçinin şahadetine tamamen inandığına sanığın verdiği izahata ve şahadete inanmadığına göre sanığın müştekiyi öldürmekten vazgeçtiği ve traktörü 3. kez üzerine sürmediği bulgusundan hareketle öldürmek niyetinde olmadığı-na karar vermekle hatalı hareket etmiştir.

4. Ağır Ceza Mahkemesi sanığın "seni öldüreceğim" sözlerini söylediğini kabul ettikten sonra bu sözlerin her zaman öldürme niyetini ortaya koymadığı bulgusuna varmak ve neticede sanığı beraat ettirmekle hata etm-iştir.

5. Ağır Ceza Mahkemesi sanığın ve namına çağırdığı tanıkların şaha- detine inanmayıp lehine bir şüphe yaratacak şahadet olmadığı bulgusuna vardıktan sonra şahadet dışına çıkarak şüphenin mevcut olduğu yargısına varıp bunu sanık lehine almakla hata- etmiştir.

Kabul edilen ortak olgulara göre şikâyetçi Genco Şimşek Değirmenlik'te ikamet etmekte olup hayvancılıkla uğraşan birisidir. Kendisine hayvanlarını otlatmak için Mağusa yolu üzerinde 100 dönüm civarında devlet tarafından arazi kiralanmıştır. Ki-raladığı bu arasinin civarındaki tarlalar ise sanığın ve ailesinin kirasındaydı. Müşteki 9.6.1982 tarihinde sabahleyin 4.00'de kalkarak hayvanlarını otlattı ve 9.00-9.30 raddelerinde geriye mandrasına döndü. Biraz istirahat edip kalkınca sanığın hayvanları-nı icarındaki arazide görüp dışarıya çıkarmaya çalıştı. Bir ara sanığın yanına gitti ve hayvanlarını niçin arazisine koyduğu hususunda şikâyet etti. Sanık ise cevaben "hayvanları sürme gel de konuşalım" diye cevap verdi, fakat şikâyetçi hayvanları sürmeye -devam etti ve sanık "ananı sikeceğim seni öldüreceğim Değirmenlik'ten gelip burada arazi kiralarsın ve bize yer bırakmazsın" diyerek traktöre bindi ve traktörü müştekinin üzerine sürerek göğsüne traktörün önü ile vurup onu yere düşürdü ve üzerinden geçti. -Müşteki birinci hareketten kurtulduktan sonra ikinci kez sanık, müştekinin üzerine traktörü sürdü. Müştekiyi yere düşürdü ve traktör üzerinden geçti, müşteki ölmedi. Sol alt bileği, sol diz altı, sol omuzundan yaralandı ve karın altı sık kemik kısımlarında- muhtelif yaralar aldı.

Bu ortak olgular yanında verilen şahadete göz atıldığında böyle bir olayın cereyan ettiğini müşteki kabul etmekle beraber cereyan ediş şeklini müştekiden çok daha farklı anlatmıştır. Ağır Ceza Mahkemesi olayın cereyan ediş şekli h-ususundaki sanık ve çağırmış olduğu şahitlerin şahadetlerine çelişkili oldukları nedeni ile itibar etmemiştir. Sanık, şahadetinin bir bölümünde, müştekiyi öldürmek niyeti olmadığını, sarfetmiş olduğu sözleri onu korkutmak için sarfettiğini, müştekiyi öldür-mek niyetinde olmuş olsa idi müşteki motor evine girmezden önce onun bir daha basabileceğini fakat bunu yapmadığını iddia etmiştir. Ağır Ceza Mahkemesi sanığın bu şahadetine inanıp inanmadığı husu- sunda kesin bir bulguya varmış değildir. Ağır Ceza Mahkeme-sinin olayın cereyanı hususundaki bulgusu şöyledir:

"Bu nedenlerle şikâyetçinin şahadetini gerçek olarak kabul ediyoruz. Sanığın hayvanlarını şikâyetçinin kiraladığı tarlaya koyduğu, şikâyetçinin hayvanları dışarı çıkarmaya çalıştığı, sanığın "ananı sike-ceğim, seni öldüreceğim" dediği, traktörü şikâyetçinin üzerine sürdüğü, şikâyetçinin sağa atılması üzerine sol frene basarak traktörü sola döndürdüğü, traktörün önünün şikâyetçinin göğsüne vurarak onu arka üstü yere düşürdüğü, traktörün sağ ön tekerleğinin- şikâyetçinin sol bileği üzerinden geçtiği, şikâyetçinin vücudnun tekerlekler arasında kaldığı, şikâyetçinin sağ eliyle traktörün arkasına tutundu ve traktörün arkasında 3,4 metre sürüklediği bu sırada yaklaşan İnönü Törenin elindeki demirle şikâyetçinin s-ağ dirseğine vurduğu traktörü bırakan şikâyetçinin İnönünün üzerine yürüdüğü, geriye dönen sanığın traktörü bir daha şikâyetçinin üzerine sürdüğü, traktör göğsüne çarparak onu sırt üstü yere düşürdüğü ve traktörün sol arka lâstiğinin şikâyetçinin sol bacağ-ı üzerinden geçtiği, şikâyetçinin yürüyerek oradaki bir kuyu evine doğru gittiği ve her ikisinin de olay yerinden ayrıldıkları hususunda bulgu yaparız."

Yine Ağır Ceza Mahkemesi sanığın itham olduğu adam öldürmeye teşebbüs suçundan suçlu bulunması için h-angi kriterlerin gerektiği hususunda lâyıkı ile değinmiş ve özellikle niyet unsurunun mevcut olup olmadığını araştırmıştır. Neticede Ağır Ceza Mahkemesi sanığın sarfetmiş olduğu "seni öldüreceğim" sözlerinin, kullanıldığı ortam içerisinde pek ağırlık taşım-ayıp kendiliğinden bir niyeti ortaya koymadığı bulgusuna varmıştır. Sanığın öldürücü bir alet olarak addedilen traktörü müştekinin üzerine sürmüş olmasının ciddi olduğunu, müştekiyi sanığın bu hareketinin öldürebileceğini kabul etmekle beraber bunun yanınd-a esas niyetin yaralamak da olabileceğini ve bu ihtimalin bertaraf edilemeyeceği bulgusuna varmıştır. Bütün şahadeti eleştiren Ağır Ceza Mahkemesi son üçüncü kez müşteki yararlı olarak motor evine girmezden önce sanığın onu bir kez daha basmak fırsatı oldu-ğunu ancak bunu yapmadığını göz önünde tutarak bütün hadisenin cereyanını bir bütün olarak incelediğinde sanığın ta başlangıçtan müştekiyi öldürmek değil de yaralamak niyetinde olduğu bulgusuna vararak sanığı itham olduğu adam öldürmeye teşebbüs suçundan b-eraat ettirmiştir.

İstinafın duruşmasında mevcut istinaf sebepleri birlikte ele alınmıştır. Bu istinafta esas itibarıyle üzerinde durulması gereken tek bir husus mevcuttur, o da Ağır Ceza Mahkemesinin kabul ettiği olgular ve yaptığı bulgu neticesinde san-ığın müştekiyi öldürme niyetinin şüpheden ari olarak istihraç edilip edile- meyeceğidir.

Ağır Ceza Mahkemesinin bulgularına göz atıldığında sanıkla müşteki arasında geçen bir tartışmadan sonra onu ölümle tehdit ettiği, daha sonra yaya olan müştekinin üze-rine öldürücü bir araç olarak kabul edilen traktörü sürdüğü, onu yere düşürdüğü, traktörün iki tekerleği arasında olan müştekinin üzerinden geçtiği, tekrar ikinci defa ayağa kalkan müştekinin üzerine yine traktörü sürdüğü, onu yere düşürdüğü ve bu defa vüc-udunun bacak kısımlarına isabet eden bir yerden traktör ile geçtiği, onu yaraladığı görülür. Yine yaralı olarak yerden kalkan müştekinin ağır ağır motor evine giderken sanığın bir üçüncü defa traktörü onun üzerine sürmediği görülmektedir. Şahadette sanığın- bir üçüncü defa traktörü müştekinin üzerine sürme imkânı olup olmadığı lâyıkı ile tebellür etmiş değildir. Ancak bu hususun sanık lehine alınması ve son üçüncü defa traktörü müştekinin üzerine sürmeye teşebbüs etmediği hususunun sanığın lehine alınması ve- bu şekilde değerlendirilmesi gerekir. "Seni öldüreceğim" şeklinde daha önce sarfedilen sözlere gelince; bu şekilde sarfedilen sözlerin her zaman kullanıldığı manayı taşımadığı hususunda Ağır Ceza Mahkemesinin görüşünü paylaşmaktayız. Ancak bu sözler sarfe-dildikten sonra vakanın cereyan ediş şeklini göz önünde tuttuğumuzda bilhassa bu sözler sarfedildikten sonra öldürücü bir araç olarak kabul edilen traktörü onun üzerine sürmüş olması onu yukarıda izah edildiği şekilde yaraladığı ve vakanın cereyan ediş şek-li göz önünde tutlduğunda bu sözlerin bir niyet unsurunu taşıdığı söylenebilir. Ne var ki niyet unsuru üzerinde karar verirken böyle bir niyetin serdedilen olgulardan çıkarılabilecek tek niyet olup olmadığı ve makul olarak başka bir niyet çıkarılmasının mü-mkün olup olmadığını da araştırmak gerekir. Eğer şahadetten adam öldürme niyeti yanında makul olarak başka bir niyet daha istıhraç edilebi- lirse sanığın bu şüpheden yararlanarak beraat ettirilmesi gerekir. Bu husuta Ioannis Micahel Pefkos and Others v. T-he Republic (1961) C.L.R. 340 at 343'de şöyle denmektedir:

"Although intent to kill can be inferred as a fact from the sur- rounding circumstances of a particular case, it is not sufficient that such an inference is a reasonable one; it should be the onl-y reasonable inference that can be drawn from the facts. If on a review of the whole evidence, the Court either think the intent did not exist or they are left in doubt as to the intent, the prisoner is entitled to be acquitted."

Ayrıca göre: Regina v. N-icos Sampson Georghiades 22 C.L.R. 128 at 133.

Yukarıda alıntısı yapılan içtihat kararları ışığında bu meseledeki olgulara tekrar göz attığımızda sanığın yapmış olduğu eylemin özellikle müştekiyi bu şekilde yaralı gördükten sonra bir üçüncü defa traktörü- onun üzerine sürmeyip vazgeçmesi ta bidayetten sanığın niyetinin onun gözünü korkutup yaralamak olduğu ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Bu durumda sıhhatli ve şüpheden ari olarak sanığın yukarıda serdedilen eyleme girişmeden önce esas ve tek niyetinin onu- öldürmek olduğu söylenemez. Diğer bir deyişle sanığın ta başlangıçtan müştekiyi korkutmak veya yaralamak niyetinde olduğu ihtimalinin makul olmadığı söylenemez. Esasen Ağır Ceza Mahkemesi oybirliği ile sanığın ta başlangıçtan esas niyetinin onu öldürmek d-eğil de yaralamak olduğu bulgusuna varmıştır. Kaldı ki ilk mahkemelerin verilen şahadet ışığında varmış olduğu bulguya Yargıtayın kolaylıkla müdahale etmemesi gerektiği prensibi birçok içtihat kararlarında vurgulanmıştır. Tabiatı ile şahadet dinleme, onlar-ı şahadet verirken tavır ve hareketlerini inceleme fırsatı olan ilk mahkemeden Yargıtayın daha az avantajlı durumda olduğu da açıktır. Tüm bu hususları göz önünde tuttuktan sonra niyet hususunda mevcut olan şüpheden sanığın faydalanarak beraat ettirilmesi -gerekir.

Netice olarak sanığın adam öldürmeye teşebbüs suçundan beraatı aleyhine yapılan istinaf reddolunur.

Sanığın Fasıl 154 Ceza Yasasının 131. maddesine aykırı olarak vahim surette yaralama suçundan 2 yıl hapse mahkûm edilmesi aleyhine yapılan isti-nafa gelince; Ağır Ceza Mahkemesinin sanığın lehine olabilecek hafifletici sebepleri lâyıkı ile göz önünde tuttuğu, vakanın cereyan ediş şekli ve sair hususları lâyıkı ile değerlendirdiği görülmektedir. Bu durumda sanığa verilen 2 yıl hapislik cezasının aş-ikâr surette az olduğu hususunda da ikna edilmiş değiliz.

Sanığa verilen 2 yıl hapislik cezasının mahkûmiyet tarihinden başlama- sının adil olduğu görüşündeyim.

Niyazi F. Korkut: Hapislik cezasının mahkûmiyet tarihinden başlaması gerektiği görüşünü payl-aşırım.
Aziz Altay: Suçun mahiyeti ve işleniş tarzını dikkate aldıktan sonra sanığa verilen cezanın bugünden itibaren başlaması gerektiği kanısındayım.

N. Ergin Salâhi: Netice olarak mahkûmiyet ve ceza aleyhine yapılan 23/83 sayılı istinaf ile ilgili cez-a aleyhine yapılan 30/83 sayılı mukabil istinafın reddedilmesine oybirliği ile, Ağır Ceza Mahkemesinin vermiş olduğu 2 yıl hapislik cezasının mahkûmiyet tarihinden başlamasına da oyçokluğu ile karar verilir.


(N. Ergin Salâhi) (Niya-zi F. Korkut) (Aziz Altay)
Yargıç Yargıç Yargıç

2 Aralık 1983





Full & Egal Universal Law Academy