Yargıtay Ceza Dairesi Numara 22/2017 Dava No 7/2018 Karar Tarihi 03.10.2018
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 22/2017 Dava No 7/2018 Karar Tarihi 03.10.2018
Numara: 22/2017
Dava No: 7/2018
Taraflar: Mahmut Selkar ile KKTC Başsavcısı arasında
Konu: Yüksek Mahkemenin Alt Mahkemedeki şahadeti yeniden dinlemesi.
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 03.10.2018

-D.7/2018Yargıtay/Ceza No: 22/2017
(Lefkoşa Ağır Ceza Dava No: 6248/2016)

Yüksek Mahkeme Huzurunda.

Mahkeme Heyeti: Gülden Çiftçioğlu, Bertan Özerdağ, Beril Çağ-dal

İstinaf eden: Mahmut Selkar, Merkezi Cezaevi, Lefkoşa
(Sanık)
ile

Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcısı - Lefkoşa
(Davayı ikame eden) -
A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Avukat Mustafa B. Asena
Aleyhine istinaf edilen namına: Kıdemli Savcı Ahmet Varol.


(İstinafta yapılan müracaata ilişkin karar.)

...................

K A R A R



Gülden Çiftçioğlu: -Huzurumuzdaki istinafa konu meselede, Sanık Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, 1. dava altında; Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 20,315. maddelerine aykırı kundakçılık suçundan, 3. dava altında; 22/1989 sayılı Yasa ile tadil olunan Fasıl 154 Ceza Yasası'nın- 20. ve 319. maddelerine aykırı kasten binalardaki eşyaları ateşe vermek, 4. dava altında; 22/1989 sayılı Yasa ile tadil olunan Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 20. ve 324(1). maddelerine aykırı kasti hasar,
5. dava altında; Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 20. ve 296 -(e) maddelerine aykırı ağır bir suç işlemek niyetiyle maske takmak suçlarından mahkum edilerek,
1. davadan 9 yıl süre ile hapislik cezasına çarptırılmıştır.
3,4 ve 5. davalar ise, 1. davanın olgularından neşet ettiği cihetle, 3,4 ve 5. davalardan mahkumiy-et kaydedilmiştir.

22/2017 sayılı İstinaf ise, Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesinin yukarıdaki 20.3.2017 tarihli kararına karşı mahkumiyet ve ceza takdiri aleyhine Sanık tarafından yapılmıştır.

İstinafın dinlenmeye başlandığı esnada İstinaf Eden/Sanık Avukatı,- Mahkemeye hitaben yaptığı sözlü müracaatta, Alt Mahkeme huzurunda şahadet veren İzzet Colayır isimli Tanığın Yüksek Mahkeme huzurunda yeniden şahadet vermek üzere tanık olarak çağrılması talebinde bulunmuştur. Başsavcılık adına hazır bulunan Kıdemli Savcı- bu talebe itiraz etmiştir.

İstinaf Eden Sanık Avukatı, Alt Mahkemede dinlenmiş olan İzzet Colayır isimli Tanığın Yüksek Mahkemede tekrar dinlenmesi ile ilgili olarak yaptığı sözlü müracaatta, Tanığın Alt Mahkeme huzurunda verdiği ifadeyi polisin baskı, t-ehdit ve dayağı neticesinde verdiğini, Tanığın polisin baskısı, tehdit ve dayağı neticesi konu meselede Enver Bahçeciler'in kundaklama olayının azmettiricisi olduğu yönünde polise ifade verdiğini, polis tarafından, "polisin istediğini söylemezse 20-30 yı-l ceza alacağı" hususunda tehdit edildiğini, bununla birlikte bu Tanığın polislerin isimlerini bilmediğini, ancak görmesi halinde hepsini teşhis edebilecek durumda olduğunu, Tanığın bu konuda basında açıklama yaptığını ve bu hususlarla ilgili olarak İzzet -Colayır'ın Savcılığa dilekçe yaptığını iddia etmiştir.

Başsavcılık adına hazır bulunan Kıdemli Savcı yapılan müracaata karşı yaptığı itiraz beyanında, İzzet Colayır'ın polise bir ifade verdiğini, P.I. aşamasında, yemin altında Mahkemeye ifade verdiğini, d-uruşma aşamasında da Ağır Ceza Mahkemesinde şahadet verdiğini,İzzet Colayır'ın Alt Mahkeme huzurundaki şahadetinin Sanığın mahkumiyetine etken olabilecek direkt bir şahadet olmadığını, bu Tanığın Alt Mahkeme huzurunda Sanık Avukatı tarafından istintak edil-diğini, Savcılığın ise bu aşamada bu Tanığı istintak hakkının olamayacağını, Savcılığın bu yakınmadan bu aşamada haberdar olduğunu, Savcılık için bu talebin sürpriz niteliğinde olduğunu iddia ederek, yapılan talebin incelenmesine fırsat verilmesini talep e-tmiştir.

Başsavcılık tarafından yapılan tehir müracaatı Mahkeme tarafından uygun görülmüş ve saptanan tarihte Kıdemli Savcı hitabına devamla; verilen sürede mesele ile ilgili gerekli incelemeyi yaptığını, İzzet Colayır isimli Tanığın Başsavcılığa 13.9.20-18 tarihinde 12.30 raddelerinde bir müracaatta bulunduğunu ve bu müracaat içerisinde sivil silahlı kişiler tarafından 19.2.2016 tarihinde evinin basıldığını ve Alayköy Karakoluna götürüldüğünü, bu polislerin Adli Şubede çalıştıklarını ancak bunları tanıma-dığını ama teşhis edebileceğini, başına poşet geçirildiği, dövüldüğü, darp edildiği, tehdit edildiği yönünde iddialar mevcut olduğunu, Başsavcılığın yapılan bu şikayet çerçevesinde polise bir yazı yazdığını, mesele ile ilgili soruşturma subayı görevlendird-iğini, soruşturmanın bizzet Savcılık tarafından İzzet Colayır'ın iddiaları çerçevesinde yapılacağını, soruşturma neticesinde İzzet Colayır'ın şikayeti çerçevesinde




ilgili polisler aleyhine bir ceza davası ikame edilmesi
gerekebileceğini belirtmiştir.- Kıdemli Savcı devamla, sonuçta ilgili polislerin mahkum olup olmaması yönünde Lefkoşa Kaza Mahkemesinin bir karar üretmek durumunda kalacağını, Lefkoşa Kaza Mahkemesinin İzzet Colayır'a inanması halinde, polislerin mahkumiyeti, inanmaması halinde polisler-in beraatinin söz konusu olacağını, İstinaf Edenin bugün İzzet Colayır'ın istinafta dinlenmesi yönünde bir talepte bulunmakta olduğunu, ancak belirtilen aşama beklenmeden İzzet Colayır'ın Yüksek Mahkeme huzurunda şahadet vermesi halinde, Mahkemenin vereceğ-i kararla Kaza Mahkemesinin tanık dinleyerek vereceği karar arasında çelişki olacağını ve bu bağlamda iki farklı sonucun ortaya çıkacağını söyledikten sonra, iki Mahkeme arasında çelişki yaratmamak için meselenin bekletici mesele olarak yapılması gerektiği-ni ve tüm bunlar neticelendikten sonra istinafın dinlenebilmesi yönünde talebi olacağını ifade etmiştir.

Bu safhada, Yargıtayda şahadet dinlenmesi ile ilgili hukuki durumu gözden geçirmek yararlı olacaktır.

Yüksek Mahkemenin Yargıtay olarak istinafı kar-ara bağlamadaki yetkileri Fasıl 155 Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası'nın 145. maddesinde düzenlenmiştir.
Bununla birlikte, Fasıl 155 Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası'nın 146. maddesi, Yüksek Mahkemenin Yargıtay olarak istinafın duruşmasındaki ek yetkilerini or-taya koymakta olup, şu şekildedir:







Yargıtay Olarak Yüksek Mahkeme-nin İstinafın Duruşma-sında Ek Yetkileri 146. Yargıtay
olarak Yüksek Mahkeme bir
istinafın duruşmasında, herhangi bir aşamada ve nihai kararını vermeden önce, bu Yasanın 153. maddes-i kurallarına bağlı olmak koşuluyla:-

(a)İlk Mahkemeden, işlem dosyasında verilen bilgiye ek olarak gerekli göreceği başka bir bilgiyi vermesini isteyebilir ;

(b)Yeni şahadet dinleyebilir ve yeni şahadet dinlenene kadar kararını saklı tutabili-r;

(c)İlk Mahkemenin hatalı olarak kabul etmediği şahadetini, kabul edilse idi İlk Mahkemenin meselenin esası ile ilgili olarak yaptığı bulguları kanısınca etkileyeceği hallerde hatalı olarak kabul edilmeyen
şahadeti dinleyebilir ve dinledikten son-ra bu gibi şahadet kabul edilmiş olsa idi kanısınca İlk Mahkemenin yapması gerektiği bulguları saptar.

(d)İlk Mahkemenin bir şahadeti hatalı olarak kabul ettiği kanısında olması halinde, şahadet kabul edilmemiş olsa idi İlk Mahkemenin yapması gerek-tiği bulguları saptar ;

(e)İstinaf bir Kaza Mahkemesi Yargıcı kararının aleyhine olması halinde :-

(i)Cezayı veren Kaza Mahkemesinde genel veya özel bir nokta ile ilgili olarak başka şahadet daha alınmasını emredebilir. (ii)İbra-z edilen şahadetin bir Kaza Mahkemesinin yargı yetkisi olmadığı herhangi bir suç için bir iddianame dosyalanmasını haklı gösterdiği kanısına varması halinde, istinaf eden aleyhine o suç için bir Ağır Ceza Mahkemesinin müteakip oturumunda bir ikamename dosy-alanmasına direktif verir ve böyle bir direktif üzerine istinaf edenin Ağır Ceza
Mahkemesindeki yargılanması bir ilk soruşturmada
Yargıç tarafından o suç için Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmaya havale edilmiş gibi aynı şekilde yapılır; ve bu gibi her me-selede İlk Mahkeme tutanaklarındaki tanıkların beyanları, davanın tüm amaçları bakımından yeminli şahadet sayılır.

Yukarıd


Fasıl 155 Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası'nın 146. maddesinin yukarıda b) ve c) fıkralarından görüleceği üzere, Yüksek Mahkemenin- bir
istinaf duruşmasında, herhangi bir aşamada ve nihai kararını vermeden önce, yeni şahadet dinleme hususunda ek yetkisi mevcuttur.

Diğer yandan 9/1976 sayılı Mahkemeler Yasası'nın 37. maddesi istinaf müessesesini düzenlemekte olup şöyledir:

İstinafl-ar37(1)Yasalara ve mahkeme tüzüklerine uymak koşuluyla, hukuk yetkisini ilk mahkeme olarak kullanan bir mahkemenin kararına karşı Yüksek Mahkemeye, Yargıtay olarak, istinaf edilebilir.
2.34/1982
Bölüm 155
33/1982
27/1992
20/1998(2)Bu madde kurallar-ı saklı kalmak koşuluyla Ceza Muhakemeleri Usulü Yasasına bağlı olarak, ceza yetkisi kullanan herhangi bir mahkemenin veya yargıcının herhangibir karar veya emrine karşı, Yargıtay olarak Yüksek Mahkemeye istinaf edilebilir, İstinaf, mahkumiyet veya
verile-n ceza veya her ikisi aleyhine yapılabileceği gibi, ceza yetkisi kullanan bir mahkemenin veya yargıcının mahkumiyet veya ceza içermeyen herhangi bir karar veya emri aleyhine
de yapılabilir.
(3)Ceza Muhakemeleri Usulü Yasasının veya diğer bir yasanı-n veya mahkeme tüzüklerinin kurallarına bakılmaksızın ve o kurallarda gösterilen bir yetkiye ek olarak, Yüksek Mahkeme, Yargıtay sıfatıyla, hukuk veya ceza davasına ilişkin bir istinafı görüp karar verirken, ilk mahkemenin
olgularla ilgili bulgu ve kar-arları ile bağlı değildir; ve bütün tanıklığı gözden geçirmeye, kendi istidlallerini yapmaya, daha fazla tanıklık dinlemeye veya kabule ve davanın ahval ve koşullarının gerektirdiği hallerde, ilk mahkeme tarafından dinlenmiş bulunan bir tanığı tekrar dinle-meye yetkilidir ve davanın ahval ve koşullarının gerektirdiği hale göre hüküm verme veya davanın tekrar görülmesi için kararı veren ilk mahkemeyi veya diğer bir mahkemeyi görevlendirmek yetkilerine de sahiptir.



Yukarıdan görüleceği üzere, Yüksek Mahkeme- Yargıtay sıfatı ile hukuk veya ceza davasına ilişkin bir istinafı görüp karara varırken, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu veya diğer yasanın veya mahkeme tüzüklerinin kurallarına bakılmaksızın ve o kurallarda gösterilen yetkiye ek olarak, ilk mahkemenin olg-ularla ilgili bulgu ve kararları ile bağlı olmayıp, bütün tanıklığı gözden geçirmeye, kendi istidlallerini yapmaya, daha fazla tanıklık dinlemeye veya kabule ve davanın ahval ve koşullarının gerektirdiği hallerde, ilk mahkeme tarafından dinlenmiş bulunan b-ir tanığı tekrar dinlemeye yetkilidir ve davanın ahval ve koşullarının gerektirdiği hale göre hüküm verme veya davanın tekrar görülmesi için kararı veren ilk mahkemeyi veya diğer bir mahkemeyi görevlendirmek yetkilerine de sahiptir.

9/1976 sayılı Mahkeme-ler Yasası'nın yukarıdaki 37 (3) maddesinin mehazı ise, The Court of Justice Law of Republic No 14 (of 1960) section 25 (3) (1960 Adalet Mahkemeleri Yasası'nın 25(3) maddesi) olup şu şekildedir:
......-"Notwithstanding anything contained in the Criminal Procedure Law or in any other Law or in any Rules of Court and in addition to any powers conferred thereby to High Court on hearing and determining any appeal either in a civil or a criminal case shall no-t be bound by any determinations on questions of fact made by the trial court and shall have power to review the whole evidence, draw its own inferences, hear or receive further evidence and, where the circumstances of the case so require, re-hear any witn-esses already heard by the trial court, and may give any judgment or make any other which the circumstances of the case may just-ify, including an order of retrial by the trial court or any other court having jurisdiction, as the High Court may direct."
-





Yüksek Mahkemenin Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası'nın 146. maddesi b) ve c) fıkraları tahtında sahip olduğu istinafta şahadet dinleme hususundaki ek yetkisi, 9/1976 sayılı Mahkemeler Yasası'nın 37. maddesinin 3. fıkrasında (1960 Adalet Mahkemeleri Ya-sası madde 27/3) yukarıda belirtilen şekilde genişletici bir düzenlemeye tabi tutulmuş olup, Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası'nın 146 (b) ve c) fıkraları ile 9/1976 sayılı Mahkemeler Yasası'nın 37. maddesinin 3. fıkrası (1960 Adalet Mahkemeleri Yasası madde -27/3) birlikte okunup uygulanmalıdır. (Ayrıca bkz: Criminal Procedure In Cyprus, Loizou and G.M Pikis, s.190).

1960 Adalet Mahkemeleri Yasası yürürlüğe girdikten sonra verilmiş olan Stelios Michael Simadhiakos V. The Police 1961 ClR (s.64-94) kararında (-s.93) ise, Yargıç Josephides, J; 1960 Adalet Mahkemeleri Yasası 25(3) maddesinin, Alt Mahkemede dinlenmiş olan bir tanığın, meselenin şartlarının gerektirmesi halinde yeniden dinlenmesi (re - hear) için Yüksek Mahkemeye yetki verdiğini, bu yetkinin daha ön-ce Yüksek Mahkemenin sahip olduğu yetkilerden olmayan yeni bir yetki olduğunu, yasa koyucunun Mahkemeyi, bütün şahadeti gözden geçirme ve meselenin şartlarının gerektirmesi halinde Alt Mahkemede dinlenmiş herhangi bir tanığı yeniden dinleme amaçlarına yö-nelik olarak geniş yetkilerle donattığını belirtmiştir.

İlâveten, Yargıç Josephides, J; kararında, Alt Mahkemeye çağrılmış bir tanığın yeniden dinlenmesi ile ilgili olarak Adalet Mahkemeler Yasası'nın 25(3) maddesinin verdiği yetkinin sadece özel şartlar-ın (special circumstances) mevcudiyeti halinde kullanılan (supra s.93) özel ve istisnai bir yetki (special and exceptional power) (supra s.94) olduğunu vurgulamıştır.



1961 CLR NİCOS CHR:HADJI ANTONI V. A.N.VASSILLADOU (s. 103-107 )kararına konu davad-a ise, istinaf ihbarnamesinde Alt Mahkemede verilen kararın hatalı olduğu sebebine istinaden Alt Mahkemede dinlenmiş tanıkların yeniden dinlenmesi talep edilmişti.

Kararda, Alt Mahkeme huzurunda şahadet vermiş bir tanığın Yüksek Mahkeme huzurunda yeniden -dinletilebilmesi hususunda ispat külfetinin istinaf edende olduğu ve adaletin tecellisi için tanığın yeniden dinlenmesinin elzem olduğunun istinaf eden tarafından gösterilmesinin gerekli olduğu vurgulanarak s. 106' da şöyle denmiştir:

"The onus is upon t-he appellant, the party attacking his finding, of showing that the interests of justice require that all the witness or some of them be reheard.This the appellant has failed to do".


Diğer yandan, İngiltere'ye bakıldığında; Court of Criminal Appeal'in, -Criminal Appeal Act 1907 madde 9'a dayanan yetkisi tahtında (Tanık alt mahkemede çağrılsın veya çağrılmasın) istinaf mahkemesinin yeni şahadet (fresh evidence) dinleme hususundaki takdir yetkisi ile ilgili verdiği, Regina v. Parks (The appellant, Sydnes A-lfred Parks) Court of Criminal Appeal 04 October 1961, [ ( 1961) I WLR 1484; (1962) 46 Cr. App. R. 29; (1961); 1962) 46 CR App R. s.29' kararında vaz edilen prensipler şu şekilde ifade edilmiştir: -


-"As the court understands it, the power under section 9 of the Criminal Appeal Act. 1907, is wide. It is left entirely to the discretion of the court, but the court in the course of years has decided the principles upon which it will act in the exercise of- that discretion. Those principles can be


summarised in this way: First, the evidence that it is sought to call must be evidence which was not available at the trial. Secondly, and this goes without saying, it must be evidence relevant to the issues. Th-irdly, it must be evidence which is credible evidence in the sense that it is well capable of belief; It is not for this court to decide whether it is to be believed or not, but evidence which is capable of belief. Fourthly, the court will, after consideri-ng that evidence, go on to consider whether there might have been a reasonable doubt in the minds of the jury as to the guilt of the appellant if that evidence had been given together with the other evidence at the trial".

( Mahkemenin Criminal Appeal Act- 1907 tahtında yetkisi geniştir. Bu husus tamamı ile Mahkemenin takdir yetkisindedir. Ancak Mahkeme takdir yetkisini kullanırken gözettiği prensiplerin ne olduğuna karar vermiştir.Bu prensipler şu şekilde özetlenebilir: Birinci prensip;- İbraz edilmek istenen şahadetin, Alt Mahkemede temininin mümkün olmamasıdır.
İkinci prensip; İbraz edilmek istenen şahadetin meselenin olguları ile ilgili olmasıdır. Üçüncü prensip;İbraz edilmek istenen şahadetin inanırlık kapasitesi açısından itibar edi-lir şahadet anlamında olmasıdır.Ancak mahkeme bu şahadetin inanılır olup olmadığına karar vermeyecektir.
Dördüncü prensip ise, Mahkeme böyle şahadeti tezekkür ettikten sonra, böyle şahadet Alt Mahkemedeki diğer şahadetle birlikte ibraz edilmiş olsa idi, Al-t Mahkeme açısından suçun işlenmediği yönünde makul bir şüphenin oluşup oluşmadığını Mahkeme tezekkür edecektir.)


Şimdi de Yargıtayda yeni şahadet dinlenmesi ile ilgili Yargıtay/ Ceza İçtihadını gözden geçirelim.

Yargıtay/Ceza 47/78 Resmi Öke V. KTFD -Başsavcısı (İstinafta yapılan istida) kararına konu davada, İstinaf Eden /Müstedi Resmi Öke, istinafın duruşması esnasında Yüksek Mahkemeye, yemin varakası ile desteklenmiş bir istida dosyalayarak, istidada isimleri belirtilen kişilerin Yüksek Mahkeme huzu-runda tanık olarak dinlenmesini talep etmişti.



- -
Yargıtayın bu kararında, Mahkemeler Yasası'nın 37(3) maddesi altında Yüksek Mahkemenin Alt Mahkemede şahadet -veren bir şahidi Yüksek Mahkemeye çağırarak tekrar dinlemeye veya Alt Mahkemede şahadet vermeyen birisini şahit olarak çağırmaya geniş yetkisi olmakla birlikte, bu maddenin, İddia Makamını veya Müdafaayı, temin edilecek tüm şahadeti Alt Mahkemeye sunmak zo-runluluğundan kurtarmadığı ifade edilmiştir.

Kararda, R v. Parks kararındaki prensipler benimsenerek, bu karara atfen, Yüksek Mahkemenin yeni şahadet çağırabilmesi için ibraz olunmak istenen şahadetin:
Alt Mahkemede temininin imkansız olması;
Davadaki iht-ilaf konuları ile ilgili olması (relevant to issue);
İnanılabilecek şahadet olması gerektiği ifade edilip,
4- Bu koşullara uyan yeni şahadet ibraz edildikten sonra Mahkemenin, eğer yeni şahadet diğer şahadetle birlikte Alt Mahkemede ibraz olunmuş olsaydı, -Mahkemenin Sanığın makul şüpheden ari olarak mahkum edilebilip edilemeyeceğini kararlaştırmakla görevli olduğu vurgulanmıştır.

Birleştirilmiş Yargıtay/Ceza 9/1993,11/1993, 12/1993, 15/1993, 16/1993 ve 17/93'e konu meselede, istinafın duruşması sırasında-, Müştekinin, Sanığın Ağır Ceza Mahkemesindeki yargılanmasından sonra verdiği ifadenin Mahkemeye ibrazı talep edilmiş, İddia Makamı adına hazır bulunan Savcı, bu geç safhada bunun ibraz edilmemesi, ibraz edilse dahi, bunun




nazarı dikkate alınmaması g-erektiğini ileri sürmüştür. Mahkeme de, bunun ibraz edilmesine müsaade etmiş, ancak bunun ibrazının mümkün olup olmayacağının veya buna değer verilip verilemeyeceğinin duruşma sonunda karara bağlanmasını uygun bulmuştur.
Yüksek Mahkeme kararında, adaletin- tecellisi için İstinaf Mahkemesinin uygun ve münasip hallerde şahadet dinleme, ek şahadet kabul etme ve bu şahadete dayanarak Alt Mahkemenin olgularına bağlı olmadan konu hakkında kendi istidlallerini yapmakta serbest olduğu vurgulandıktan sonra (s.30) şö-yle denmiştir:
.... Bu durumda duruşmadan sonra ortaya çıkan ve konuyu büyük ölçüde aydınlatmaya yönelik bir ifadenin kabulü için herhangi bir engel yoktur. Müşteki ada haricinde olduğundan kendisi şahit olarak çağrılmamıştır. Ancak İddia Makamının tasarru-funda bulunan ve onların bilgisi dahilinde alınan ifadenin ibraz edilmesine herhangi bir engel yoktur. Bu gibi şahadetin böyle bir geç safhada ibrazına müsaade edilmesi yetkisinin ise pek nadir hallerde kullanılması gerekir. Hangi hallerde ibrazına müsaade- edileceği ise tamamen Mahkemenin takdirine bırakılmıştır.Meselenin tahkikatı sırasında birçok aksaklıklar yapıldığı, tahkikatın Sanık Numara 1'in verdiği 2. ifade yönünde derinleştirilmediği, birçok hususların aydınlanmadığı dikkate alınarak, nadiren kull-anılanılması gereken bu yetkinin, bu meselenin tüm ahval ve koşulları dikkate alındığında, adaletin tecellisi bakımından ibrazı istenen bu gönüllü ifadenin ibrazına müsaade edilmesi yönünde kullanılmasının uygun ve adil olduğu görüşündeyim ".

Yukarıdaki h-ukuki durum ve ifade edilen test bağlamında mesele değerlendirildiğinde, öncelikle, İstinaf Eden / Sanık tarafından ibraz olunmak istenen şahadetin Alt Mahkemede temin edilebilip edilemeyeceği hususunun incelenmesi gerekmektedir.

Sanık Avukatı Mahkemeye, -Tanık İzzet Colayır'ın polisin baskısı, tehdit ve dayağı neticesi konu meselede Enver Bahçeciler'in kundaklama olayının azmettiricisi olduğu


doğrultusunda polise ifade verdiğini, bu hususun ise doğru olmadığını, İzzet Colayır'ın basında bu hususta açıkl-ama yaptığını, İzzet Colayır'ın 13.9.2018 tarihli yazı ile bu hususta Savcılığa şikayet yaptığını belirtmiştir.

Sanık /İstinaf Eden Avukatı, 13.9.2018 tarihinde İzzet Colayır'ın polise verdiği ifadenin polisin baskı, tehdit ve darbı neticesi verildiğine -ve polislerin isimlerini bilmediğine ancak görmesi halinde teşhis edebileceğine ve ilgili polisler hakkında şikayetçi olduğuna dair şikayet yazısını Mahkemeye göstermiştir.

Yukarıda ortaya konan prensipler bağlamında mesele değerlendirildiğinde, İddia Mak-amı Tanığı İzzet Colayır'ın polise verdiği ve konu meselede Enver Bahçeciler'in kundaklama olayının azmettiricisi olduğu doğrultusunda polise verdiği açık ifadenin ve dolayısıyla da Mahkemeye verdiği şahadetin doğru olmadığı hususunda İstinaf Mahkemesi hu-zurunda ibraz edilmek istenen şahadet, Alt Mahkemede duruşmada temini mümkün olmayan veya elde edilemeyen veya temini imkansız şahadet kapsamında değerlendirilebilir mi?

Tanık İzzet Colayır, meselenin İlk Tahkikatı esnasında İddia Makamı adına tanık olar-ak ifade verdiği gibi, meselenin Ağır Ceza Mahkemesine havalesi ile Ağır Ceza Mahkemesi huzurunda da İddia Makamı Tanığı olarak şahadet vermiştir.

Fasıl 155 Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası uyarınca her iki ahvalde de Müdafaanın İddia Makamı Tanığı İzzet C-olayır'ı sorgulamak veya istintak etmek veya başka tanık celp etmek suretiyle mesele ile gerçekleri ortaya çıkarmak hak, yetki ve imkanı mevcuttu.


Müdafaanın İddia Makamı Tanığı İzzet Colayır'ı sorgulamak veya istintak etmek veya başka tanık celp etmek -suretiyle mesele ile ilgili gerçekleri ortaya çıkarmak hak, yetki ve imkanı mevcut olduktan sonra, bu imkanı Müdafaanın kullanmayarak, huzurumuzda Tanık İzzet Colayır'ın yeniden dinlenmesi hususunda çare talep edilmesinin, esasında Tanık İzzet Colayır'ın v-erdiği şahadetin değerlendirilmesi hususundaki Alt Mahkemenin ve Yargıtayın yetkilerinin yerine geçme amaç ve niteliğini taşıyan böyle bir başvurunun Mahkemeler Yasası'nın 37. maddesinin 3. fıkrası kapsamında olmadığı kanaatindeyiz.
Belirtilenler ışığında-, yukarıda bahsi geçen test bağlamında birinci kriterin yerine getirilmediği sabittir.

Sonuç olarak da, diğer prensipler bağlamında meselenin değerlendirilmeye tabi tutulmadan, İstinaf Eden/Sanığın Alt Mahkemede dinlenmiş olan bir tanığı Yüksek Mahkemede -yeniden dinletmesi için gerekli özel şartların mevcut olduğunu ortaya koyamadığı, bu çerçevede meselenin ahval ve koşullarının tanığın yeniden dinlenmesini gerektirdiği hususunu gösteremediği, sonuçta da, Alt Mahkemede dinlenmiş bir tanığı Yüksek Mahkemed-e yeniden dinlemek hususunda Yüksek Mahkemenin sahip olduğu özel ve istisnai yetkisini kullanmasına gerek olmadığı sabittir.

Belirtilenler ışığında, yapılan müracaatın reddi gereklidir ve reddedilir.


Gülden Çiftçioğlu Bertan Özerdağ Beril Çağ-dal
Yargıç Yargıç Yargıç


3 Ekim 2018



14












Full & Egal Universal Law Academy