Yargıtay Ceza Dairesi Numara 2/2011 Dava No 7/2012 Karar Tarihi 26.04.2012
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 2/2011 Dava No 7/2012 Karar Tarihi 26.04.2012
Numara: 2/2011
Dava No: 7/2012
Taraflar: KKTC Başsavcısı ile Kaan Dumanay arasında
Konu: Adam öldürme - Ceza aleyhine istinaf - Cezanın aşikar surette az olduğu gerekçesiyle Başsavcılığın istinafı - İstinafın kabul edilerek cezanın artırılması.
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 26.04.2012

-D.7/2012 Yargıtay/Ceza 2/2011
Gazimağusa Ağır Ceza Dava No: 1860/2010


YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.


Mahkeme Heyeti: Narin F.Şefik,Hüseyin Besimoğlu,Ahmet Kalkan.


İstinaf eden: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa


-ile-


Aleyhine istinaf edilen: Ka-an Dumanay, Merkezi Cezaevi, Lefkoşa
(Sanık)


A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına : Kıdemli Savcı Cevat Rıza

Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Mustafa B. Asena


Gazi Mağusa Ağır Ceza Mahkeme Başkanı Emine Dizd-arlı, Kıdemli Yargıç Ömer Güran ve Yargıç Nüvit Gazi'nin 1860/2010 sayılı davada 24.1.2011 tarihinde verdikleri karara karşı, KKTC Başsavcılığı tarafından yapılan istinaftır.


--------------


H Ü K Ü M

Narin F.Şefik: Bu istinafta, Mahke-menin hükmünü, Sayın Yargıç Hüseyin Besimoğlu okuyacaktır.

Hüseyin Besimoğlu:Bu istinaf, Gazi Mağusa Ağır Ceza Mahkemesinin, 1860/2010 sayılı davada, 24.01.2011 tarihinde verdiği karardan yapılmıştır.

1860/2010 sayılı davada, Aleyhine İstinaf Edilen al-eyhine aşağıdaki davalar getirilmiştir.

Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 205(1)(3) maddelerine aykırı,
20.3.2010 tarihinde, Gazimağusa'da, kanuna aykırı bir fiil ile yani sol elinde tutmakta olduğu ayaklı cam bira bardağı, Fatih Gümrah'ın sağ yanağına ve boynunu-n sağ kısmına vurması suretiyle kırılan cam bardağın Fatih Gümrah'ın boynunun sağ tarafına saplanarak, büyük damarı kesmesi sonucu, Fatih Gümrah'ın ölümüne sebep olmak.

2.Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 280. maddesine aykırı, birinci
davada belirtilen a-ynı tarih ve yerde, darp etmek
maksadıyla, Fatih Gümrah'a ait ikametgaha izinsiz olarak
girmek.

Sanık, 7.1.2011 tarihinde itham edildiğinde, 1. davayı kabul etmiş, 2. davayı ise kabul etmemiştir.

17.1.2011 tarihli duruşmada, İddia Makamı, 2. -dava ile ilgili takipsizlik dosyaladığı için, Sanık, 2. davadan serbest bırakılmıştır.

İSTİNAFA KONU OLGULAR

Sanık, 28 yaşındadır. 5.9.2003 tarihinde DAÜ'ye kayıt yaptırmıştır. 9.2.2010 tarihinde Doğu Akdeniz Üniversitesinden mezun olmuş ve 15.2.2010 t-arihinde KKTC'den ayrılmıştır.

Sanık, 11.10.2003 tarihinde DAÜ'de öğrenim gördüğü sırada, kız arkadaşı F.D.Ö'e ait Yıldız Sokak, Gülseren Bölgesi, Ayşe Naim Apartmanı, Kat 2, Daire 6 adresinde kalmakta idi.

Maktul, 24.10.2005 tarihinde DAÜ'ye kayıt yap-tırmış ve 2006 yılından itibaren, babasının satın almış olduğu Gülseren bölgesi Ayşe Naim Apartmanı, Kat 1, Daire 4'de yaşamaya başlamıştır.

Sanığın kız arkadaşı F.D.Ö ile aynı apartmanda kalmakta olan maktul, yüksek sesli müzik dinlediği için birçok kez- F.D.Ö tarafından ikaz edilmiş, aynı zamanda polise şikayet edilmiştir.

Maktulün yüksek sesle müzik dinlediği ve Sanığın kız arkadaşı F.D.Ö'yi rahatsız ettiği için Sanıkla maktul, 2009 senesi içinde birçok kez tartışmış ve Sanık tarafından ikaz edil-miş olmasına rağmen, maktulün yüksek sesli müzik rahatsızlığı devam etmiştir.

Sanık, 15.2.2010 tarihinde KKTC'den çıkış yapmadan önce de, kız arkadaşı F.D.Ö'yi rahatsız etmemesi için maktulü uyarmış, keza; 18.3.2010 tarihinde yüksek sesli müzikle rahatsı-zlık yaptığı için, maktul polis tarafından ikaz edilmiştir.

Sanık, 19.3.2010 tarihinde, yurt dışından gelince, kız arkadaşı ile kalmaya başlamıştır.

Sanık, eğlenmek için 20.3.2010 tarihinde kız arkadaşı ve diğer arkadaşları ile birlikte Mağusa'da -bir bara gitmiş, aynı gün 23.40 sıralarında bardan ayrılmış ve arkadaşlarının aracı ile kız arkadaşı ile kaldığı yere getirilmiştir.

Sanık, araçtan inmeye çalıştığında Sanığın kız arkadaşı, F.D.Ö; maktulün rahatsızlık yapmaya devam ettiğini Sanığa sö-ylemesi üzerine, Sanık, "ışıklar yanıyor ben kendini uyarırım" demiş ve bir elinde bira bardağı ve diğer elinde bira şişesi olduğu halde, araçtan inip kaldıkları apartmana girmiştir.

Sanık, maktulün katına çıkmış, maktulün evinin kapısını tekme ile vurar-ak, hasar yapmaksızın kapıyı açıp içeri girmiştir.

Sanık, ikametgah içinde maktulü tespit etmesi üzerine, "sen benim kız arkadaşıma nasıl polis çağırttırırsın" demek suretiyle maktulü yakasından tutmuş "benimle dışarıya gel" diyerek, maktulü evden d-ışarıya çıkarmaya çalışmıştır. Ancak bunda başarılı olamayınca, sol elinde tutmakta olduğu bira bardağı ile maktulün sağ yanağına ve boynunun sağ kısmına vurması ile kırılan cam bardak, maktulün boynunun sağ tarafına saplanmış, büyük damarı kesmiş ve bunun- sonucu maktulün ağır şekilde yaralanmasına sebebiyet vermiştir.

Maktulün yere düşmesi ile yaralı halini gören Sanık "ben bunu nasıl yaptım" diyerek, maktulün boğazına bir havlu ile tampon yapmaya çalışmıştır.

Maktul, olay yerine çağrılan bir ambulansl-a, Mağusa Devlet Hastahanesine kaldırıldığında vefat etmiştir.

Olayın polise intikal ettirilmesi üzerine, Sanık tutuklanmış, Sanıktan 21.3.2010 tarihinde gönüllü bir ifade temin edilmiş ve yapılan tetkiklerde, Sanığın kanında %77 mg etil alkolün varlığ-ı tespit edilmiştir.

Sanık 21.3.2010 tarihinden itibaren, duruşma tarihine kadar hükümsüz tutuklu olarak kalmıştır.

Sanık, aleyhindeki 1. davadan suçlu bulunup mahkum olmuş ve 9 yıl süreyle hapse mahkum edilmiştir.

İstinaf Eden, Sanığa takdir e-dilen 9 yıllık hapislik cezasının alenen az olduğunu ileri sürerek, bu istinafı dosyalamıştır.
İSTİNAF SEBEBLERİ

Muhterem Ağır Ceza Mahkemesi, kararında, Sanığa ceza takdir ederken, mahkum edilen kişilere verilecek cezanın gerek Sanığı gerekse başkaların-ı, suç işlemekten caydırıcı ve ibret verici olması gerektiği prensibine (kamu menfaati) yer vermesine rağmen, bu prensibi yeterince dikkate almamakla hatalı hareket etmiş ve Sanığa adam öldürme suçundan 9 yıl gibi az hapislik cezası kesmiştir.

Muhterem Ağ-ır Ceza Mahkemesi Sanığa ceza takdir ederken, Sanık lehine hafifletici sebep olarak almayı uygun gördüğü hususlara gereğinden fazla değer atfedip Sanığa adam öldürmek suçundan 9 yıl gibi az hapislik cezası kesmekle hatalı hareket etmiştir.

Muhterem Ağır C-eza Mahkemesi, Sanığın mahkum olduğu davadaki suçun güncel ve yaygın suç olduğu dikkate alındığında Sanığa adam öldürme suçundan takdir ettiği 9 yıl hapislik cezası aşikar surette azdır.

Muhterem Ağır Ceza Mahkemesi, davanın tüm olguları, suçun mahiyeti v-e suçun yasadaki azami cezası dikkate alındığında, adam öldürme suçundan Sanığa kesmiş olduğu 9 yıl hapislik cezası, suçun vahameti ile orantılı olmayıp aşikar surette azdır.

Muhterem Ağır Ceza Mahkemesi, suçun işlenmesinde Sanığın rolüne kanunsuz bir eyl-em ve/veya fiil yapma niyetinin varlığına ve bunun sonucunda ölümün meydana gelmesindeki Sanığın aktif rolüne ceza takdirinde yeterli ağırlığı vermeyerek, Sanığa adam öldürme suçundan 9 yıl gibi az hapislik cezası keserek hatalı hareket etti.

TARAFLARIN İ-DDİALARI

İstinaf Eden özetle; İlk Mahkemenin, Sanığa ceza takdir ederken, kamu menfaatine yeterince değer vermediğini, olay günü Sanığın içkili olduğunu, olay sırasında maktulün mukavemet göstermediğini, suçun işlenmesinde maktulün tahriki olmadığını, ka-mu menfaatini dikkate alıp caydırıcı bir ceza vermediğini, hafifletici sebeplere daha çok değer verdiğini ve Sanığa 9 yıl hapislik cezası takdir etmekle, hatalı olduğunu iddia etmiştir.

Aleyhine İstinaf Edilen özetle; Sanığın istinaf konusu olay nedeni i-le çok pişman olduğunu, suçun işleniş şekline bakıldığında İlk Mahkemenin takdir ettiği 9 yıllık hapislik cezasının makulün ötesinde olduğunu, İlk Mahkemenin hatalı olmadığını ileri sürmüş ve istinafın iptalini talep etmiştir.

İSTİNAF SEBEBLERİNİN İNCELEN-MESİ

İstinaf Eden, 5 istinaf sebebi ileri sürmüş olmakla birlikte istinafın duruşmasında, tüm istinaf sebeplerini bir başlık altında ele almıştır.

Bu nedenle tüm istinaf sebeplerini birlikte incelemeyi uygun buluruz.

Sanık, Fasıl 154 Ceza Yasası'nın -205(1)(3) maddesine aykırı adam öldürme suçu ile itham edilmiştir.

Sanık, aleyhindeki ithamı kabul ettiği için suçlu bulunup mahkum edilmiş ve Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 9 yıl süreyle hapse mahkum edilmiştir.

İstinaf Eden, Sanığın mahkum edild-iği bu tür suçların yaygın olduğunu, kamu menfaatinin bu tür suçlarda öne çıktığını ve ilgili yasal mevzuat dikkate alındığında, 9 yıllık hapislik süresinin çok az olduğunu iddia etmektedir.

Aleyhine İstinaf Edilen ise, Sanığın yaşı, suçun işleniş şekli -dikkate alındığında, 9 yıllık hapislik süresinin az olmadığını iddia etmektedir.

İstinaf konusu davada; 23 yaşında olan bir gencin Anayasamızla güvence altına alınan yaşam hakkına kanunsuz bir şekilde son verildiğini görürüz. Her ne sebeple olursa olsun,- herhangi bir şahsın, başka bir kişinin ölümüne kanunsuz bir şekilde sebebiyet vermesinin haklı bir gerekçesi olamaz. Kamu menfaatini dikkate aldığımızda, her geçen gün artmakta olan bu tür suçları işleyenlere, başkalarına da ibret verici olması açısından -caydırıcı cezalar verilmesi kaçınılmazdır.

Bu tür suçların artmakta olduğu gerçeğinden haraketle, adam öldürme suçlarında ceza takdir edilirken, kamu menfaatini dikkate alarak, etkin ve caydırıcı cezalar verildiği bir çok içtihadi kararda ifade edilm-iştir.

Genellikle İstinaf Mahkemesi, ilk mahkemelerin takdirine müdahale etmekten kaçınmaktadır. İstinaf Mahkemesi, ilk mahkemelerin cezayı takdir ederken, dikkate alması gereken tüm faktörleri dikkate almaması veya dikkate almaması gereken faktörleri- dikkate alması veya kesilen cezanın bütün ilgili ahval ve şerait muvacehesinde aşikâr surette fahiş veya çok az olması halinde, ilk mahkemelerin kararına müdahale eder. (gör:Ceza İstinaf.18/73; Y/C 3/02;8/01- D.1/03; Y/C 39/95,3/95 - D.6/96)

İstinaf -Mahkemesi, ilk mahkeme olarak davaya direkt olarak bakmış ve ilk mahkemelerin verdiği cezadan başka ceza verme temayülünde olsa bile, ilk mahkemeler ilkelerinde herhangi bir hata işlememişse, ilk mahkemelerin takdir yetkisine, İstinaf Mahkemesi müdahale e-tmez. (Y/C 3/02, 8/02 D.1/039); (Y/C 73/06 D.1/07)

Sanığa, cezalandırma ilke ve prensipleri ışığında bir ceza verilip verilmediği, takdir edilen hapislik cezasının alenen az bir ceza olup olmadığı; suçun işleniş şekli, Sanığın sosyal ve kişisel duru-mu ile ilgili içtihadi kararlar dikkate alınarak karar verilmelidir.

Bu konuda bir sonuca ulaşmadan önce, istinaf konusu suçun hangi koşullarda işlenmiş olduğunu inceleyelim.

Suç tarihinde Sanık, kız arkadaşı ve diğer arkadaşları ile birlikte bi-r eğlence yerinde idi ve olay gecesi Sanık yüksek oranda alkollü idi.

Sanığın kız arkadaşı F.D.Ö maktul ile aynı apartmanda farklı dairelerde kalmaktaydı. Dava zabıtlarındaki olgulara göre; maktulün yüksek sesle müzik dinlemesinden dolayı, Sanığın kı-z arkadaşı devamlı şikayette bulunmakta idi.

Sanık, olay gecesi kız arkadaşının kaldığı apartmana arkadaşlarına ait bir araç içinde getirilirken, elinde bira şişesi ve bira bardağı vardı. Sanık, araçtan ineceğinde kız arkadaşının maktulün rahatsızlık yap-maya devam ettiği şikayetini Sanığa söylemesi ile Sanık, arabadan inmiş, bir elinde bira şişesi ve bir elinde bira bardağı olduğu halde, maktulün dairesine çıkmış ve ayağı ile vurmak suretiyle kapıyı açıp içeriye girmiştir.

Sanık içeriye girdiğinde, makt-ulü tespit etmiş ve onu dışarı çıkarmaya çalışmıştır. Sanık, maktulü dışarı çıkarmayı başaramayınca, sol elinde tutmakta olduğu bira bardağı ile maktulün sağ yanağına ve boynunun sağ kısmına bir kez vurmuş, Sanığın bu kanunsuz eylemi sonucu kırılan cam ba-rdağı maktulün boynunun sağ tarafına saplanarak büyük damarını kesmiş, büyük damarın kesilmesi sonucu maktul ağır yaralanmış ve bilahare ölmüştür.

Bu olayın meydana gelmesinden sonra, Sanığın maktulün yaralanıp boynundan kan geldiğini gördüğünde, ona- yardım etmek ve kanamayı durdurmak için bir havlu ile maktulün boynuna tampon yaptığı olgulardan anlaşılmaktadır.

Otopsi sonrası Maktulün ölüm nedeni, kesici cisim yaralanmasına bağlı, büyük damar kesilmesinden gelişen dış kanama olarak tespit edilmişti-r. (Mavi 68-69, Emare 10)

İlk Mahkeme, tüm gerekçeleri inceleyip ceza takdir ederken, Sanık ile ilgili hafifletici sebepler konusunda, kararında şu görüşlere yer vermiştir:


"iddia Makamı tarafından sunulan huzurumuzdaki olgular ve müdafaa avukatı- tarafından sunulan emare (26) Ufuk Gümüş'ün olayın ceryan ediş biçimi hakkındaki ifadesi incelendiğinde Maktül'ün yaralanmasının hemen akabinde veya maktül'ün yaralandığının arkadaşı tarafından fark edilmesi üzerine Sanık dizlerinin üzerine çökmüş öncelik-le elleriyle tampon yaparak bilahare kendisine verilen emare (4) mavi renk havluyu maktül'ün boynunda bulunan yaranın üzerine bastırarak kanamayı durdurmaya çalışmıştır.

Sanığın yukarıdaki belirtilen davranış ve hareketleri olayın hemen akabinde işlemiş o-lduğu suçtan pişmanlık duyup nedamet getirdiğini göstermektedir. Bu hususu ceza takdirinde Sanık leyhine önemli bir husus olarak nazara alınması gerektiği inancındayız".


İlk Mahkemenin kararından görülebileceği gibi; Sanığın, maktulün boynundaki yaranın- kanamasını durdurmak için yaptığı fiili hareket, Sanığın pişmanlığı ve nedamet getirmesi olarak ifade edilmiş ve bu, ceza takdirinde Sanığın lehine önemli bir husus olarak değerlendirilmiştir.
İlk Mahkeme, suç sonrası Sanığın davranışlarını, ceza takdir-inde Sanığın lehine ele alabilir. Ancak cezanın süresinin tespitinde, Sanığın lehine olan hususlar değerlendirilirken; suçun vahameti, suçun işlenmesinde Sanığın rolü, suçun işleniş şekli, maktulün bu suçun işlenmesindeki katılım derecesi ve kamu vicdanı d-ikkate alınmalı ve cezalandırma ilke ve prensipleri göz önünde bulunudurularak bir değerlendirme yapılmalı ve buna göre bir ceza tespit edilmelidir.

Ceza takdiri yapılırken İlk Mahkeme, Sanık ile ilgili kararında şu görüşlere yer vermiştir:


"Bu meseled-e Sanık 28 yaşında, Üniversite mezunu, yurt dışında lisans eğitimi yapma hazırlığı içinde olan genç birisidir. Sanık tutuklandıktan hemen sonra suçunu itiraf etmiş ve olayın aydınlatılmasında polise yardımcı olmuştur. Sanık işlemiş olduğu suçtan pişmanlık -duyarak nedamet getirmiştir. Polise yardımcı olan Sanık suçunu Mahkemede kabul etmekle adaletin gerçekleşmesine de yardımcı olmuştur. Sanık işlemiş olduğu suç nedeniyle durumunun veya sonunun ne olacağını bilmeden 21.3.2010 tarihinden beri hükümsüz tutuklu- olarak Merkezi Cezaevinde bulunmaktadır. Sanığın KKTC'de öğrenci olarak bulunduğu 5.9.2003 ile 9.2.2010 tarihleri arasında ve keza bugüne değin hiçbir sabıkası yoktur.

İlk Mahkeme, Sanığa ceza takdir ederken, sair şeyler yanında, Sanığın genç biris-i olduğunu, suçunu itiraf ettiğini, suçtan pişmanlık duyduğunu, nedamet getirdiğini ve sabıkasız olduğunu dikkate aldığını görürüz.

İstinaf konusu suçun işlenmesinde maktulün hiçbir katkısı olmadığı, maktulün 23 yaşında, üniversite öğrencisi olduğu,
ola-y sırasında Sanığa karşı hiçbir fiili hareketi olmadığı, olgulardan anlaşılmaktadır.

Olay anında ise Sanık, alkol tesiri altındaydı ve bir elinde bira şişesi diğer elinde ise bira bardağı olduğu halde maktulün ikametgahına izinsiz olarak girerek, alkolün- de yapmış olduğu etki nedeniyle kanunsuz eylemini icra etmiştir.

Sanığın kanunsuz eylemi sonucu, hiçbir suçu olmayan masum bir gencin yaşam hakkına son verilmiştir.

Sanığın mahkum edildiği suç, Ceza Yasamızda yer alan en ağır suçlardan olup, m-üebbet hapisliği öngörmektedir. Bu tip suçlar ise, toplumu oldukça rahatsız eden suçların başında gelmektedir.

Bu nedenle geçmiş içtihat kararlarından da görüleceği gibi, bu tür suçları işleyen kişilere etkin ve caydırıcı cezalar verilmektedir.

- Tüm dava ile gerçekleri dikkate aldığımızda; İlk Mahkemenin, Sanığa takdir edilecek cezanın süresini tespit edereken, Sanığın alkol tesiri altında olduğunu,suçu alkol tesiri altında iken işlediğini, Sanığın akli melekelerinin yerinde olduğunu, suçun makt-ulün ikametgahına girmek suretiyle işlendiğini, maktulün kişisel durumunu ve bu suçun işlenmesinde onun katkısının olmadığını esaslı bir şekilde incelemediği ve dikkate almadığı ortaya çıkmaktadır.

Buna karşın İlk Mahkeme, Sanığın, kanunsuz fiilind-en sonraki davranışlarını, suçtan pişmanlık duyup nadim olduğu şeklinde ifade ederek, bu hususu, Sanığın aleyhindeki hususlara rağmen, Sanığın lehine gereğinden fazla değerlendirip bir ceza takdir etmiştir.

Bu gerçekleri değerlendirdiğimizde, İlk Ma-hkemenin hatalı olduğu sonucuna varırız.

Bu nedenle; Sanığın mahkum edildiği suçun her geçen gün artmakta olduğunu, suçun işleniş şeklini, suçun işlendiği yeri, Sanığın suç sırasında alkol tesiri altında olduğunu, Sanığın lehine olan gerçekleri, bu suçun -işlenmesinde maktulün hiçbir katkısının olmadığını ve kamu vicdanını ve benzer içtihadi kararları dikkate aldığımızda, müebbet hapisliğin öngörüldüğü bu davada, Sanığa takdir edilen 9 yıllık hapislik cezası aşikâr surette azdır.

Yukardaki gerçekler ış-ığında, Sanığa takdir edilen hapislik cezası suçun vahameti ile orantılı bir ceza olmayıp, aşıkar surette az olduğu için, İlk Mahkeme Sanığa 9 yıl hapislik cezası öngörmekle hatalı hareket etmiştir.

İstinafa konu dava ile ilgili tüm gerçekleri v-e ilgili içtihat kararlarını dikkate aldıktan sonra, Sanığa takdir edilmesi gereken hapislik cezası 15 yıl olmalıdır.

Netice:

İstinaf Eden, istinafında başarılı olduğu için 1,2,3,4 ve 5. istinaf sebepleri kabul edilir ve İlk Mahkemenin birinci davadan- Sanığa takdir ettiği 9 yıllık hapislik, cezası 15 yıla yükseltilir.

Hapislik cezası, İlk Mahkemenin verdiği mahkumiyet tarihinden itibaren başlayacaktır.



Narin F. Şefik Hüseyin Besimoğlu Ahmet Kalkan
Yargıç Y-argıç Yargıç





26 Nisan, 2012











12






Full & Egal Universal Law Academy