Yargıtay Ceza Dairesi Numara 2-3-4-10-11-12/2012 Dava No 5/2014 Karar Tarihi 30.05.2014
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 2-3-4-10-11-12/2012 Dava No 5/2014 Karar Tarihi 30.05.2014
Numara: 2-3-4-10-11-12/2012
Dava No: 5/2014
Taraflar: İlkşen Varoğlu Atik ve diğerleri ile KKTC Başsavcısı arasında
Konu: Mahkumiyet ve ceza aleyhine istinaf - Polisi görevden men etme ve darp suçunda ceza takdiri - Sanıklar mahkumiyet kararına karşı, İddia Makamı ise cezalara karşı istinaf dosyaladılar - İstinafların reddi.
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 30.05.2014

-D.5/2014 Birleştirilmiş
Yargıtay/Ceza: 2-3-4-10-11-12-/2012
(Lefkoşa Ceza Dava 16123/2009)


Yüksek Mahkeme Huzurunda.

Mahkeme Heyeti:Narin F. Şef-ik,Hüseyin Besimoğlu,Mehmet Türker.

Yargıtay/Ceza 2/2012
(Lefkoşa Ceza Dava 16123/2009)

İstinaf eden: İlkşen Varoğlu Atik, Girne
(Sanık 3)


-ile-

Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa
(Davayı ikame eden)
-

A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Avukat Öncel Polili
Aleyhine istinaf edilen namına: Savcı Ahmet Varol.

Yargıtay/Ceza 3/2012
(Lefkoşa Ceza Dava 16123/2009)


İstinaf eden: Hasan Belen, Lefkoşa
(Sanık 7)


-ile-
-
Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa
(Davayı ikame eden)



A r a s ı n d a.




İstinaf eden namına: Avukat Öncel Polili
Aleyhine istinaf edilen namına: Savcı Ahmet Varol.


Yargıtay/Ceza 4/2012
(Lefkoşa Ceza- Dava 16123/2009)


İstinaf eden: Burak Maviş-Mağusa
(Sanık 11)


-ile-

Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa
(Davayı ikame eden)


A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Avukat Öncel Polili
Aleyhine istinaf e-dilen namına: Savcı Ahmet Varol.

Yargıtay/Ceza 10/2012
(Lefkoşa Ceza Dava 16123/2009)

İstinaf eden: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa
(Davayı ikame eden)


-ile-

Aleyhine istinaf edilen: İlkşen Varoğlu Atik, Girne
(Sanık 3)

-
A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Savcı Ahmet Varol.
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Öncel Polili




Yargıtay/Ceza 11/2012
(Lefkoşa Ceza Dava 16123/2009)


İstinaf eden: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa
(Davayı ikame eden)


--ile-

Aleyhine istinaf edilen: Hasan Belen, Lefkoşa

(Sanık 7)


A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Savcı Ahmet Varol.
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Öncel Polili


Yargıtay/Ceza 12/2012
(Lefkoşa Ceza Dava -16123/2009)


İstinaf eden: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa
(Davayı ikame eden)


-ile-

Aleyhine istinaf edilen: Burak Maviş, Lefkoşa
(Sanık 11)


A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Savcı Ahmet Varol.
Aleyhine istinaf edi-len namına: Avukat Öncel Polili


Lefkoşa Kaza Mahkemesi Kıdemli Yargıcı Fügen Ulutekin'in 16123/2009 sayılı davada 22.12.2011 tarihinde verdiği karara karşı Sanık 3, Sanık 7 ve Sanık 11 ve Başsavcılık tarafından yapılan istinaflardır.

K A R A R-


Narin F. Şefik: İş bu istinafta, Mahkemenin hükmünü Sayın Yargıç Hüseyin Besimoğlu okuyacaktır.

Hüseyin Besimoğlu: Sanıklar, Lefkoşa Kaza Mahkemesinde 16123/09 sayılı dava ile; Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 20 ve 244(b) maddelerine aykırı, 28.10.2009 tari-hinde Lefkoşa'da, Bedrettin Demirel Caddesi üzerinde görev gereği barikat kuran polis barikatını zorla geçmek suretiyle görevli olan PÇ Rifat Ulu, PM Cemal Pınardan, PM Salih Keskinel, PM Ümran Sağlam, PM
Şevket Sekmen, PM Ali Uyar, PM Cemil Basri ve PM Mu-stafa Kuraner'i kasıtlı olarak görevinden men etme; Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 20 ve 244(b) maddelerine aykırı Bedrettin Demirel Caddesi üzerindeki polis barikatını geçtikten sonra, görevli olan PÇ Rifat Ulu, PM Cemal Pınardan, PM Salih Keskinel, PM Ümran S-ağlam, PM Şevket Sekmen, PM Ali Uyar, PM Cemil Basri ve PM Mustafa Kuraner'in üzerlerine yürüyüp elleri ile itmek suretiyle görev ifa etmekte oldukları sırada darp etme suçları ile itham edildiler.

Sanıklar, aleyhlerindeki ithamları kabul etmedikleri içi-n davanın duruşması yapıldı.

Alt Mahkeme, huzurundaki şahadeti ve emareleri tezekkür ettikten sonra, Sanık 2, Sanık 7 ve Sanık 11'i, 1. ve 2. davadan, Sanık 3'ü, 1. davadan suçlu bulup mahkum etti, Sanık 3'ü ise 2. davadan beraat ettirdi.

Alt Mahkeme-, Sanık 2, 7 ve 11'i, mahkum edilmiş olduğu her iki davadan 1'er yıl süre ile sulh ve sükunu koruyacaklarına ve iyi ahlak sahibi olacaklarına dair 10,000' TL'lik kefalet senedi imzalamalarına ; Sanık 3'ü ise mahkum edilmiş olduğu 1. Davadan 1 yıl süre i-le sulh ve sükunu koruyacağına ve iyi ahlak sahibi olacağına dair 1 yıl süre ile 5000 TL'lik kefalet senedi imzalamasına emir vermiştir.

Sanık 3, Sanık 7 ve Sanık 11, Alt Mahkemenin mahkumiyet kararına karşı; İddia Makamı ise Alt Mahkemenin, Sanık 3, San-ık 7 ve Sanık 11'e takdir etmiş olduğu cezalara karşı huzurumuzdaki istinafları dosyalamışlardır.

Yargıtay/Ceza 2/2012 sayılı istinaf, Sanık 3'ün; Yargıtay/Ceza 3/2012 sayılı istinaf, Sanık 7'nin; Yargıtay/Ceza 4/2012 sayılı istinaf, Sanık 11'in mahkumiye-t aleyhine dosyaladıkları istinaflardır. Yargıtay/Ceza 10/2012 sayılı istinaf, Sanık 3; Yargıtay/Ceza 11/2012 sayılı istinaf, Sanık 7; Yargıtay/Ceza 12/2012 sayılı istinaf, Sanık 11 ile ilgili İddia Makamının ceza aleyhine dosyaladığı istinaflardır.

İstin-aflar, birleştirilerek dinlenmiştir.

İSTİNAFA KONU OLGULAR

KKTC'de kayıtlı 27 sendika, 28.10.2009 tarihinde Lefkoşa'da, "Göç Yasasına Hayır" isimli toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmak için anlaştılar.

Toplantı ve gösteri yürüyüşü ile ilgili ola-rak, Lefkoşa Kaymakamlığına yazılı bildirim yapıldı.

Lefkoşa Kaymakamlığı, toplantı ve gösteri yürüyüşü ile ilgili olarak, Lefkoşa Polis Müdürlüğüne bilgi verdi.

Lefkoşa Polis Müdürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü günü, KKTC Meclisinin önünden geçen- Bedreddin Demirel Caddesini, her iki taraftan trafiğe kapatmıştır.

28.10.2009 tarihinde, eski Peyak Binaları önünde ve Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikasının Çağlayan Mahallesinde bulunan binası önünde miting için toplananlar, Sedat Simavi Meslek Oku-lu önündeki yolu takip ederek, Şehitler Abidesine doğru yürümüş ve Şehitler Abidesinin bulunduğu yerde, toplantı ve gösteri yürüyüşü tamamlanmıştır.

Lefkoşa Polis Müdürü Pervin Gürler, miting öncesi KTAMS Başkanı Ahmet Kaptan'ı makamına davet etmiş -ve Meclis önündeki yolun kapatılacağını Ahmet Kaptan'a bildirmiştir.

Toplantı ve gösteri yürüyüşü sabah saat 9.30'da başlamış ve ö.s 12.30'a kadar devam etmiştir.

İstinaf Eden Sanıklar da toplantı ve gösteri mitingine katılmıştır.

Toplantı v-e gösteri yürüyüşü sırasında, Polis Müdürlüğüne bağlı takriben 165 polis görev ifa etmiştir.

Polis memurları, toplantı ve gösteri yürüyüşünü, görüntülü olarak kayıt altına almış ve bu kayıtlar duruşma sırasında emare olarak ibraz edilmiştir.


İSTİNAF S-EBEPLERİ

Sanıklar 3,7 ve 11 ile ilgili istinaf sebepleri:

Sanık 3, Yargıtay/Ceza 2/2012 sayılı istinafta 9; Sanık 7, Yargıtay/Ceza 3/2012 sayılı istinafta 9; Sanık 11, Yargıtay/Ceza 4/2012 sayılı istinafta 9 istinaf sebebi ileri sürmüştür. İstinaf -sebeplerinin tümü hemen hemen aynı sebepleri içermektedir.

İstinaf Eden Avukatı, istinafın duruşmasında, istinaf sebeplerini iki başlık altında toplamış, diğer istinaf sebeplerinde ise ısrarcı olmamıştır.

İstinaf Eden Avukatının argümanları ışığında, is-tinaf sebepleri, iki başlık altında ele alınıp incelenecektir.

1.Polisin, darp edildiği noktada yasal görevini ifa
etmemesine rağmen, Alt Mahkemenin, Sanıkları Fasıl 154
madde 244(b) altında mahkum etmesi hatalı olmuştur.

2. Alt Mahkeme-, KKTC Meclisi önündeki umumi yolun, Lefkoşa
Polis Müdürü tarafından keyfi bir şekilde kapatılmış
olduğu konusundaki iddiaları incelememek ve yolu
kapatma kararının tamamen idari bir tasarruf olduğunu ve
bu uygulamadan yakınanların -başvuracağı bir merci
olduğunu belirttikten sonra, bu konu ile ilgili Yüksek
İdare Mahkemesi kararı olmadığından kararın geçerli
olduğunu varsayarak ve yeterli gerekçe göstermeden,
İstinaf Edenlerin iddialarını reddetmekle hatalı ha-reket
etmiştir.

İddia Makamının istinaf sebepleri:

İddia Makamı, Sanık 3 ile ilgili 10/2012 sayılı istinafta 2, Sanık 7 ile ilgili 11/2012 sayılı istinafta 2 ve Sanık 11 ile ilgili 12/2012 sayılı istinafta 2 istinaf sebebi ileri sürmüştür. Tüm isti-naf sebepleri hemen hemen aynı sebepleri içermektedir.

İddia Makamının argümanları ışığıda, tüm istinaf sebepleri bir başlık altında ele alınıp incelenecektir.

"Alt Mahkeme, Sanıklara, aşikar surette az ceza takdir etmekle hatalı hareket etmiştir."


İN-CELEME

Yargıtay/Ceza 2/2012, Yargıtay/Ceza 3/2012, Yargıtay/Ceza 4/2012 sayılı istinaflara konu olan 1. istinaf sebebinin incelenmesi:

İstinaf Edenler, gösteri özgürlüklerinin kısıtlandığını, 28.10.2009 tarihinde, KKTC Meclisi önündeki yolun kapatılmas-ının polisin yetki ve görevi içinde olmadığını, bu nedenle, mezkur yerde Lefkoşa polis memurları yasal bir görev ifa etmedikleri için, Alt Mahkemenin Sanıkları mahkum etmesinin hatalı olduğunu iddia etmektedirler.

Aleyhine İstinaf Edilen ise, Lefkoşa Po-lis Müdürlüğüne bağlı polis mensuplarının 28.10.2009 tarihinde yasal bir görev ifa ettiklerini, Sanıkların gösteri özgürlüklerinin engellenmediğini, Alt Mahkemenin, Sanıkları mahkum etmekle hatalı olmamasına rağmen, Sanıklara aşikar surette az ceza takdir -etmekle hatalı olduğunu iddia etmektedir.

Sendikaların, Lefkoşa'da, "Göç Yasasına Hayır" ismi altında, 28.10.2009 tarihinde toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmaya karar verdikleri, bu amaçla Lefkoşa Kaymakamlığına yazılı bildirimde bulundukları, topl-antı ve gösteri yürüyüşünün belirlenen tarihte Lefkoşa'da eski Peyak Binaları olarak bilinen yer ile Asal Şubenin bulunduğu yer ve Çağlayan Bölgesinde Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası önünden başladığı, Sedat Simavi Meslek Okulu önündeki yol takip edilip,- Cemal Gürsel Caddesi boyunca devam edilerek, Şehitler Abidesi önünde tamamlandığı ihtilaflı değildir.

Dava zabıtlarına göre, polis, toplantı ve gösteri yürüyüşünün yapıldığı gün, KKTC Meclisinin önünden geçen Bedreddin Demirel Caddesini her iki yönden- kordon çekmek suretiyle her türlü trafiğe kapatmış ve KKTC Meclisini korumaya yönelik gerekli güvenlik önlemini almıştır.

PÇ Rifat Ulu, PM Cemal Pınardan, PM Salih Keskinel, PM Ümran Sağlam, PM Şevket Sekmen, PM Ali Uyar, PM Cemil Basri ve PM Mus-tafa Kuraner, Bedreddin Demirel Caddesi ile Şehitler Abidesi arasında yolu kapatmak için çekilmiş olan kordon arkasında görev ifa eden polislerdir.

İstinaf Eden Sanıklar, Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 244(b)
Maddesine aykırı polis memurlarını darp -ve görevden men suçları ile itham edilmiştir.

Sanıkların itham edildiği suçlarla ilgili Fasıl 154 madde 244(b)'nin İngilizce ve Türkçe metni aynen aşağıdaki gibidir:
244. Any person who-
(a)............................................................-
(b) assaults, resists, or wilfully obstructs any peace officer in the due execution of
his duty, or any person acting in aid of such officer ;
or
(c)............................................................
(d)..........................-..................................(e)............................................................
is guilty of a misdemeanour and is liable to imprisonment for two years.

-244. Aşağıdaki suçları işleyen herhangi bir kişi, hafif bir suç işlemiş olur ve iki yıla kadar hapis cezasına çarptırılabilir :-
(a)............................................................
(b) Herhangi bir polis memuruna gerekli görevini yaparken veya- polis memuruna yardım etmekte olan herhangi bir kişiye eylemli saldırıda bulunmak, direnmek veya kasten engel olmak ; veya
(c)............................................................
d)............................................................. (-e).......................................................

Yasanın bu maddesine göre, Sanıkların mahkum edilebilmeleri için;

görevini yapan bir polis memuru veya ;
polis memuruna yardım etmekte olan bir kişi ;
darp edilecek veya ;
görevini yapan poli-se direnecek veya
görevini yapmaktan kasıtlı olarak engellenecek.

İddia Makamı suçun tüm unsurlarını ispat etmekle mükelleftir.

Bölüm 244 (b) maddesine göre, İddia Makamı, Sanıkların ithamnamede belirtilen polisleri görevlerinden men ettiklerini, -engellendiklerini, direndiklerini ve darp ettiklerini makul şüphenin ötesinde ispat etmelidir.

Alt Mahkeme, sunulan şahadeti değerlendiridikten sonra, Sanıkları, ithamnamede isimleri verilen polisleri görevlerinden men ettikleri, engelledikleri ve darp e-ttikleri bulgusunu yapmış ve Sanıkları aleyhlerindeki suçlardan suçlu bulup mahkum etmiştir.

İstinaf Edenler, polisin, darp edildiği noktada bulunmalarının yasal olmadığı,toplantı ve gösteri özgürlüklerinin engellendiği ve bu nedenle ilgili yasal mev-zuat ışığında suçlu olmadıklarını iddia etmektedirler.

Polisin, darp edildikleri noktada bulunmalarının yasal olmadığı,toplantı ve gösteri özgürlüğünün engellendiği iddiası karşısında, öncelikle polisin görev ve yetkileri ile toplantı ve gösteri yürüy-üşü ile ilgili yasal durumu incelemeyi uygun buluruz.

Toplantı ve gösteri yürüyüşü ile ilgili mevzuat, 17.4.1958 tarihinde yürürlüğe giren, Bölüm 32 Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası'dır. Yasanın 4. maddesine göre; umumi bir yerde toplantı veya g-österi yürüyüşü düzenlemek veya yapmak istendiğinde, bu hususta Kaymakamlığa, belirlenmiş bir şekilde bir dilekçe sunulur; böyle bir toplantının veya gösteri yürüyüşünün asayişi olumsuz yönde etkileme olasılığı olmadığına kanaat getirilmesi halinde ise, be-lirli koşullarda, Kaymakam, toplantı ve gösteri yürüyüşüne izin verebilir.

Umumi olmayan bir yerde toplantı ve gösteri yürüyüşünün Bakanlar Kurulunun ısdar edeceği bir emirname ile yasaklanabileceği, 5. Maddede düzenlenmektedir.

İzinsiz veya izin şar-tlarına aykırı olarak yapılan herhangi bir gösteri yürüyüşünün, Kaymakamlık tarafından durdurulabileceği veya yürüyüşün dağılmasını emredebileceği, 6. Maddede düzenlenmektedir.

KKTC Anayasası'nın 32. Maddesi, yurttaşların, önceden izin almaksızın, silahs-ız ve saldırısız toplanma veya gösteri yürüyüşü yapma hakkına sahip oldukları ve bu hakkın, kamu düzenini korumak için, yasa ile sınırlanabileceğini düzenler.

KKTC Anayasası'nın 32. maddesi ışığında, toplantı ve gösteri yürüyüşü ile ilgili olarak, Fasıl 3-2'nin izin verme ile ilgili kurallarının uygulanma olanağı kalmadığı bilinen bir gerçektir. Yasal düzenleme yapılmamış olmakla birlikte, bu konuda sadece Kaymakamlığa yazılı bildirim yapılmaktadır.

Yurttaşlar, Anayasal bir hak olarak, önceden izin a-lmaksızın, silahsız ve saldırısız toplanma veya gösteri yürüyüşü yapma hakkına sahip olmakla birlikte, toplantı ve gösteri yürüyüşü esnasında, kamu güvenliği bakımından kolluk kuvvetlerinin yetkilerinin neler olduğu önem arz etmektedir.

İstinafa konu dava-da, toplantı ve gösteri yürüyüşü günü, toplantı ve gösteri güzergahında ve toplanma yerinde, Lefkoşa Polis Müdürlüğünün, gerek trafik akışı, gerekse güvenlik bakımından önlem almış olduğu dava zabıtlarından anlaşılmaktadır.

KKTC Polis Örgütünün görev ve- yetkileri ile ilgili mevzuat, 51/1984 sayılı Polis Örgütü Yasası'dır.

51/1984 sayılı Polis Örgütü Yasası'nın 8. Maddesi, Polis Örgütünün yetki ve görevini düzenler.

8. maddenin istinafa konu dava ile ilgili olan 20. fıkrası ile 27. fıkrası aşağıda göst-erildiği gibidir:

(20) Kamu yararının gerektirdiği özel durumlarda, resmi
törenlerde ve anma günlerinde, toplantı ve gösteri
yürüyüşlerinde ve yasal her tür toplantıda nizam ve
asayişi korumak; suçları önlemek ve ortaya ç-ıkarmak
amacıyla, belirli yol, cadde ve sokakları belirli
süre veya sürelerle trafiğe kapatmak veya trafiğin
yönünü değiştirmek;
(27) Belediyeler, kaymakamlıklar ve muhtarlıklarla işbirliği
yapmak;

Polisin temel yetki- ve görevlerini düzenleyen, 85. maddenin 1. ve 2. fıkrası ile 5. fıkrasının (a) bendi ile 6. fıkrası aşağıda gösterildiği gibidir:

85 (1) Emniyet ve asayişi; kamu düzenini ve kamu güvenliğini;
kişi, tasarruf ve konut dokunulmazlığını; -yurttaşların can, mal ve namusunu korumak ve kamu huzurunu, sulh ve sükunu sağlamak;
(2) Emniyet ve asayişe; kamu düzenine ve kamu güvenliğine;
Kişi tasarruf ve konut dokunulmazlığına; yurttaşların
can, mal ve ırzına; kamu huzuruna, -sulh ve sükuna
yönelik saldırıları ve saldırı girişimlerini önlemek ve
engellemek;saldırganları ve saldırı girişimcilerini
yakalamak ve bunlar hakkında, bu Yasa, Ceza
Muhakemeleri Usulü Yasası ve yürürlükteki öteki
-Yasalarca yapılması gereken işlemleri yapmak;


85(5) Aşağıda öngörülen durumlarda ve belirtilen durumlarda ve belirtilen yerlerde gerekli önlemleri almak;

(a) Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası kapsamına giren
toplantı ve yürüyüşlerin düzeni-ni ve güvenliğini
bozacak eylem ve davranışları önlemek üzere, toplantı
ve yürüyüşün yapıldığı yerde veya yakın çevresinde;
(b) ..................................................

85(6) Toplumun ve devletin duyarlı noktaları olarak - kendilerine amirlerince bildirilen bina, tesis, siyasal kişi, dikkat edilmesi gereken yetkili görevli dolayısıyle tehlikeye maruz kalabilecek örgüt yetkilileri gibi noktaları bilmek, tanımak, görevli bulunduğu bölgelerde bu gibi noktalara özen
- göstermek ve bunları öncelikle korumak.

Polisin kamu yollarında düzeni sağlamaya yönelik görev ve yetkilerini düzenleyen, 92. maddenin 2. ve 4. fıkraları aşağıda gösterildiği gibidir:

Polisin yol ve trafik ile ilgili yürürlükteki yasalarda var olan diğ-er yetki ve görevleri saklı kalmak üzere, kamu yolarında düzeni sağlamaya yönelik görev ve yetkileri şunlardır:
(2) Kamu yararına olduğuna kanaat getirdiği durumlarda, tüm
trafiği veya belirli bir türünü başka bir yere veya
yöne yöneltmek;-
(4) Yasal toplantı ve yürüyüşlerde, düzenin bozulmasının ve
trafik yığılmalarını veya tıkanıklıklarını önlemek ve
gidermek amacıyla trafiği başka bir yöne veya yollara
kaydırmak;


Polis Yasası'nın ilgili maddelerinden de görülece-ği gibi, Polis:

Kamu yararının gerektirdiği özel durumlarda, resmi törenlerde, anma günlerinde, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde ve yasal her tür toplantıda, nizam ve asayişi korumak; suçları önlemek ve ortaya çıkarmak amacıyla, emniyet ve asayişi; kam-u düzenini ve kamu güvenliğini; kişi, tasarruf ve konut dokunulmazlığını; yurttaşların can, mal ve namusunu korumak ve kamu huzurunu, sulh ve sükunu sağlamak; Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası kapsamına giren toplantı ve yürüyüşlerin düzenini ve güven-liğini bozacak eylem ve davranışları önlemek üzere, toplantı ve yürüyüşün yapıldığı yerde veya yakın çevresinde; Toplumun ve devletin duyarlı noktaları olarak kendilerine amirlerince bildirilen bina, tesis, siyasal kişi, dikkat edilmesi gereken yetkili gö-revli, dolayısıyla tehlikeye maruz kalabilecek örgüt yetkilileri gibi noktaları bilmek, tanımak, görevli bulunduğu bölgelerde bu gibi noktalara özen göstermek ve bunları öncelikle korumak görevini haiz olduğu anlaşılmaktadır.
Sayılan bu yetki ve görevler- içinde, polisin, umumi yerleri, toplantı ve gösteri yürüyüşüne kapatabilme yetkisi bulunmamaktadır.

Dava zabıtlarına göre, KKTC Cumhuriyet Meclisi binası Bedreddin Demirel Caddesi üzerinde bulunmaktadır. Şahadete göre, daha önce yapılmış olan topl-antı ve gösteri yürüyüşleri sırasında, bazı göstericiler Meclis Binası içine girmiş ve Meclis Binası içerisinde maddi zarara neden olmuşlardır.

İddia Makamı Tanığı Lefkoşa Polis Müdürü Pervin Gürler, benzer olayların yaşanmaması ve Meclis Binasını korumak- amacıyla Meclis Binası önünde bulunan Bedreddin Demirel Caddesi girişinde önlem alındığını, girişin polis memurları tarafından kordon çekilmek suretiyle kapatıldığını şahadetinde söylemiştir.

KKTC Meclis Binasının, bu gibi durumlarda korunması gereke-n en önemli kamu binalarından birisi olduğuna şüphe yoktur.

İddia Makamı tanıkları, alınan önlemlerin toplantı ve gösteri yürüyüşünü önlemek için değil, KKTC Meclisinin korunmasına yönelik olduğu yönünde ifade vermişlerdir.

Şahadete göre, topla-ntı ve gösteri yürüyüşü sabah saat 9.30'da başlamış ve saat 12.30'da Şehitler Abidesi önünde tamamlanmıştır.

Şehitler Abidesi önüne kadar olan mesafede ve yerde toplantı ve gösteri yürüyüşünün engellendiğini kabul etmek, sunulan şahadet ışığında imkansızd-ır.

Yukarıda alıntısı yapılan Polis Yasası'nın ilgili maddelerine göre, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenini ve güvenliğini bozacak eylem ve davranışları önlemek, toplantı ve gösteri yürüyüşünün yapıldığı yerde gerekli tedbirleri almak, polisin yetki ve -görevleri içinde olan hususlardır. Toplumun ve Devletin duyarlı noktaları olarak amirlerince bildirilen bina ve tesisi özenle korumak da, polisin yetki ve görevi içindedir.

KKTC Meclisinin korunmasına yönelik güvenlik tedbiri alınması, polisin görevleri i-çinde olan tedbirlerdir. KKTC Meclisine yapılması olası herhangi bir saldırıyı önlemek ve KKTC Meclisini korumaya yönelik alınmış olan tedbirler, polisin asli görevleri içinde olan yasal tedbirler olarak kabul edilmelidir.

KKTC Meclisinin korunması po-lisin yasal görevleri içinde olmakla birlikte, KKTC Meclisi önünde bulunan umumi yolun toplantı ve gösteri yürüyüşüne kapatılması, polisin yasal görevleri içinde olmadığı, ilgili yasal mevzuattan anlaşılmaktadır.

Yurttaşların, önceden izin almaksızın sila-hsız ve saldırısız toplanma veya gösteri yürüyüşü yapma hakkını haiz olduğu,bu hakkın, kamu düzenini korumak için yasa ile sınırlanabileceği KKTC Anayasası'nın 32. maddesinde ifade edilmiş olmakle birlikte, bugüne kadar bu konuda yasal bir düzenleme yapılm-amıştır.

Yukarıda izah edilenlerden çıkan sonuç; KKTC Meclisi önündeki yolun toplantı ve gösteri yürüyüşüne açık umumi bir yer olduğudur.

Fasıl 32'de dahi, toplantı ve gösteri için umumi bir yolun kapatılması mümkün değildir.Polis Yasası'nın yukarı-da alıntısı yapılan maddelerine göre de, polis, herhangi bir umumi yerde miting yapılmasını yasaklayamaz.
İstinaf Edenler, Meclis önündeki yolun kapatılmasının polisin yetki ve görevleri içinde olmadığını, yolun kapatılması ile Sanıkların toplantı ve göste-ri özgürlüklerinin engellendiğini, polisin, darp edildikleri noktada bulunması yasal olmadığından, Sanıkları polisi darp ve görevini ifa etmekten men suçundan mahkum etmekle Alt Mahkemenin hatalı olduğunu iddia etmektedirler.

Barışçıl toplantı ve göste-ri yürüyüş hakkı, demokratik toplumda temel haklardan biridir. Tıpkı ifade özgürlüğü gibi, bu hak da demokratik toplumun temellerinden birini teşkil etmektedir. (Fried/Avusturya 15225/89 30.11.1992 İnsan Hakları Komisyonu sayfa 559-600)

Yurttaşların önce-den izin almaksızın silahsız ve saldırısız toplanma veya gösteri yürüyüşü yapma hakkına sahip olduğu, KKTC Anayasası'nın 32. maddesinde Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Hakkı olarak ifade edilmiştir.(gör. A.İ.H.S mad. 11)

BARIŞÇIL AMAÇLARLA TOPLANMA HAK-KI, Ergin Ergül Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Uygulamaları kitabında, sayfa 258'de aşağıdaki gibi ifade edilmiştir:

"Bu hak, bireylerin bir fikir ya da amacı açıklamak için kapalı ya da halka açık yerlerde toplantı, gösteri ve yürüyüş vb. gibi, hangi -şekil altında olursa olsun, bir araya gelmeleri demektir. Bu madde, devlete aynı zamanda pozitif mükellefiyet de yüklemektedir. Yani devlet, toplantı ve gösteri özgürlüğünün fiilen kullanılmasını sağlamak için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür.

Toplan-tı ve ifade özgürlükleri, birbiriyle çok sıkı bir şekilde bağlantılıdır. Bu nedenle Mahkeme bir çok olayda bu iki özgürlüğü birlikte değerlendirmiştir. Toplanma özgürlüğü sadece kapalı yerlerde yapılan sabit toplantıları değil, gösteri ve yürüyüşleri de ka-psar.

Toplantı ve gösteri özgürlüğü konusunda devletin görevi bunlara karşı hiçbir tavır takınmayarak pasif şekilde seyirci kalmak değil, toplantı ve gösterinin gerçekleşmesi için gereken önlemleri almaktır.

Madde sadece barışçı amaçlarla yapılacak topla-ntı ve gösterileri korumaktadır. Toplantıyı düzenleyen ve katılanların kamu düzenini bozmaya yönelik şiddet eylemlerine başvurma niyetlerinin anlaşılması halinde, o toplantı ve gösteri barışçı sayılamaz. Yine bizatihi toplantının konusunun şiddet içermesi -ve başkalarının insan haklarını ihlal etmesi halinde de bu madde uygulanmaz ve devletin bu gibi durumlarda toplantı ve gösteriyi kısıtlama hakkı vardır."

(gör. Chappel v. the United Kingdom (1988) 10. EHRR
CD.510)

28.10.2009 tarihinde yap-ılmış olan toplantı ve gösteri yürüyüşünün, Anayasal bir haktan kaynaklandığı ve barışcıl bir şekilde yapılmış olduğu konusunda kuşku yoktur.

Toplantı ve gösteri yürüyüşleri sırasında hem gösteriye katılanların, hem de diğer üçüncü şahısların güvenlikler-ini sağlama yükümlülüğü de göz önünde bulundurulduğunda, otoritelerin, önceden bazı tedbirleri alabilme hakları olduğu bir gerçektir.

Olgulardan anlaşılacağı üzere, 28.10.2009 tarihinde yapılmış olan toplantı ve gösteri yürüyüşü sırasında, Lefkoşa Polis -Müdürlüğü, kamu düzeni gereği ve herhangi bir olumsuz olayı önlemek bakımından, gerekli olan tedbirleri almış olduğu, İddia Makamı Tanığı Polis Müdürü Pervin Gürler'in şahadetinde ileri sürülmüştür.

Şahadete göre, toplantı ve gösteri yürüyüşü eski Peyak- Binaları önünden başlamış, Sedat Simavi Meslek Okulu önündeki yol takip edilmiş ve Şehitler Abidesi önünde yoğunlaşmıştır. İddia Makamı tanıkları, ilgili günde, 3000'den fazla bir kalabalığın olduğunu ve 165 polisin görev yaptığını söylemektedirler.

İdd-ia Makamı tanıkları, 28.10.2009 tarihinde, kalabalığın yoğunluğundan dolayı, mitinge katılanların, polis şeridini açtıklarını, bu nedenle polisin Meclis önünde sıkı güvenlik tedbiri aldıklarını ve Meclise girişlerin önlendiğini söylemektedirler.

Şahadet-e göre, 28.10.2009 tarihinde, polisin esas görevi, bir kamu binası olan KKTC Meclis Binasını korumaktı. Lefkoşa Polis Müdürlüğünün almış olduğu tedbirler ile KKTC Meclis Binasına girilmesi ve arzu edilmeyen olayların meydana gelmesi önlenmiştir. Polisler i-le göstericiler veya Sanıklar arasında polis kordonu önünde bir arbede yaşanmış olduğu doğru olmakla birlikte, Meclis önünde herhangi bir olay olmadığı da bir gerçektir.

Toplantı ve gösteri mitinginin çok kalabalık olduğu ve kalabalık nedeniyle poli-sler ile gösteriye katılanlar arasında arbede yaşandığı şahadetle ortaya çıkan bir gerçektir. Bu arbede sırasında, kalabalık nedeniyle polislerin itildiği ve polis kordonunun kısmen aşıldığı bir gerçektir.

Şahadete göre, 28.10.09 tarihinde yapılmış olan -toplantı ve gösteri yürüyüşü sırasında, Sanıkların esas niyetleri, Anayasal bir hak olan toplantı ve gösteri yürüyüş haklarını kullanmaktan ibaretti.

Bu gibi hareketler, silahsız veya şiddet kullanılmadan yapıldığı sürece toplantı ve gösteri özgürlüğünü-n normal bir sonucu olarak kabul edilmeli ve hoşgörü ile karşılanmalıdır.

Toplantı ve gösteri yapma özgürlüklerinin belirli bir ölçüde abartmayı, hatta tahrik etmeyi de kapsadığı, Jonowski/ Polonya 25716/94 (21.1.1999) davasında ifade edilmiştir.


Polisi-n görevini yasalar çerçevesinde ifa etmesi gerektiği
The Protest Handbook sayfa 105'de, şu şekilde ifade edilmektedir.

"Any assault, battery, unlawful arrest or trespass to property by a police officer will interfere with a person's liberty and, unless ju-stified, take an officer outside the execution of his duty. Not every physical contact with a person will amount to an assault and there are a large number of cases which concern police officers touching someone without arresting them. If such contact goe-s beyond what one would expect in everyday life from another citizen, it will amount to an assault and therefore be outide the officer's duty unless it can be justified by reference to a specific power."

"Bir polis memuru tarafından herhangi bir darp yara-lama, kanunsuz tutuklama veya mala tecavüz, haklı olmadığı takdirde, polisi görevini ifa etmenin dışına çıkarır ve polis memurunun kişinin hürriyetini ihlal ettiği kabul edilir. Polis memurunun her fiziki teması darp oluşturmaz ve polis memurlarının tutukl-amadan dokundukları kişiler ile ilgili bir çok dava vardır. Böyle bir fiziki temas, günlük hayatta başka bir vatandaştan beklenen bir temastan daha ileriye giderse, darp fiilinin oluştuğu kabul edilir ve spesifik bir yetki ile haklı kılınmadığı takdirde, p-olis memurunu görevi dışına taşır".

Polis, yasal mevzuata uygun görev ifa ettiği için, bu görev sırasında polis, özgürlükleri en az sınırlayan tedbirlere başvurmalıdır.

Polisin, görevi sırasında insan haklarına uygun bir şekilde hareket etmemesi, bir- ceza davasında müdafaa sebebi olarak ileri sürülebilir.

Bu hususta The Protest Handbook sayfa 140'de, şöyle denmektedir:

"Orders must comply with the provisions of the ECHR. Otherwise, the police officer making the order is not acting in accordance with- the CHR and a court upholding the order by convicting would not be acting in accordance with the ECHR. Both are impermissible under the Humman Rights Act. 1998, s 6127. For example, if conditions imposed upon the location of a public assembly under POA 19-84, s 14 mean that the defendants could not see or be seen by the target of their protest, it could be argued that their Article 10 and 11 rights had been breached and the order was therefore unlawful."

"Verilen emirler Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ma-ddelerine uyum sağlamalıdır. Aksi takdirde, emri veren polis memuru Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine uygun hareket etmemektedir, böyle bir emri kabul ederek mahkum eden Mahkeme de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine uygun hareket etmemiş olur. İki olasılığa- da Human Rights Act altında izin verilemez. Örneğin madde 6 maksatları için, gösteri yapılacak yere POA 1984 madde 14 altında uygulanan şartlar neticesinde protesto etmek istedikleri hadefleri tarafından davalılar görülemez veya duyulamaz ise Davalıların -10 ve 11'inci madde altındaki haklarının ihlal edildiği, emrin kanuna aykırı olduğu kabul edilir."


Yine polis, bir şahsın hakkını ihlal ederek görev yapması durumunda da, bu husus ceza davalarında müdafaa sebebi olarak kullanılabilir. ( 1936.2.All Englan-d Law Reports 213 (Davis v. Lisle) davası.)

Sunulan şahadete göre, Lefkoşa Polis Müdürünün, KKTC Meclisinin güvenliği için tüm önlemleri aldığı, Bedreddin Demirel Caddesinin Meclis önündeki bölümünü trafiğe ve miting yapmaya kapattığı anlaşılmaktad-ır.

Bedreddin Demirel Caddesinin, KKTC Meclisinin güvenliği bakımından kapatılması yetkisizce alınmış bir tedbir olmakla birlikte, toplantı ve gösteri yürüyüşü, Şehitler Abidesi önünde yapılıp tamamlanmıştır. Bu gerçek ışığında, Sanıkların, toplantı- ve gösteri özgürlüklerinin kısıtlandığını veya önlendiğini kabul etmek mümkün değildir.

KKTC Meclisine girilmesini önlemek, toplantı ve gösteri yürüyüşünün güvenli bir şekilde yapılmasını sağlamak, polisin yasal görevleri arasındadır.

Sunulan şahadete -göre, polisin, darp edilmiş olduğu noktada, KKTC Meclisini korumaya yönelik görev ifa ettiği kabul edilmelidir.

Polisin darp edildiği noktada, KKTC Meclisini korumaya yönelik görev ifa ettiği iddia edilmiş olmakla birlikte, İstinaf Edenler, polisin, engel-lendikleri noktada Meclisi korumadığını veya polisin KKTC Meclisini koruma görevi olmadığını iddia etmemiştir.

Yukarıda izah edilenler ışığında, polisin, Bedreddin Demirel Caddesini, toplantı ve gösteri yürüyüşüne yasaklama getirme yetkisi olmamakla birl-ikte, polisin, KKTC Meclisini korumaya yönelik olarak almış olduğu tedbirler kapsamında Sanıkların polisi engelledikleri ve bu aşamada polislerin darp edildikleri anlaşılmaktadır.

Yukarıda izah edilenler ışığında, İstinaf Eden Sanıkların toplantı ve gös-teri özgürlüklerinin engelenmediği, polis, darp edildiği noktada, KKTC Meclisini korumaya yönelik görev ifa ettiğinden, Alt Mahkemenin, Sanıkları,polisi görevi esnasında darp etme suçundan mahkum eden kararı hatalı değildir.

İstinaf Eden 1. istinaf sebebi-nde başarılı olmadığı için, bu istinaf sebebi iptal edilmelidir.

2. istinaf sebebinin incelenmesi:

İstinaf Edenler, Alt Mahkemenin, KKTC Meclisi önündeki umumi yolun keyfi bir şekilde kapatılmış olduğu ile ilgili yapılan itirazlarda, yetkili mahkemenin Y-üksek İdare Mahkemesi olduğu konusundaki iddiaları incelemeden ve herhangi bir gerekçe göstermeden, İstinaf Edenlerin iddialarını reddetmekle hatalı olduğunu iddia etmektedirler.

Alt Mahkemenin kararının ilgili kısmı aynen şöyledir:

"Yine Savunma Avukat-ları Tanık 1 Polis Müdürü Pervin Gürler'in yetkisini keyfi bir şekilde kullandığını, böyle bir yetkinin sürekli kullanılmasının eylemleri yasakladığı anlamına geldiği bu da Anayasal hakların gasp edildiği yönündedir.

Öncelikle şunu söylemek gerekirse ye-tki aşımı veya yetkinin keyfi kullanılması bu mahkemede tartışılacak bir mesele değildir. Tamamen idari bir tasarruf olan bu uygulamadan yakınanların başvuracağı merci bellidir ve bu hususta huzurumda verilmiş bir YİM kararı mevcut değildir. Anayasaya aykı-rı olduğu iddialar da Anayasa Mahkemesinin kararına değin uygulamayı ve yasayı geçersiz kılmaz. Tarafların bu iddiaları ile ilgili de herhangi başvuruları veya bu konu ile ilgili verilmiş bir karar yoktur. Söylenenler ışığında bu iddiaları da mesnetsiz bul-urum."

Görüldüğü gibi Alt Mahkeme, İstinaf Eden Sanıkların, Polis Müdürü Pervin Gürler'in yetkilerini keyfi bir biçimde kullandığı yönündeki idddialarını incelememiş ve herhangi bir gerekçe göstermemiş ve başvuru merciinin Yüksek İdare Mahkemesi olduğu g-erçeğinden hareketle, Sanıkların iddialarını mesnetsiz bulmuştur.

Polis, görevini ifa etme noktasında, amirlerinden aldığı emirleri uygulamak, verilen direktiflere uygun hareket etmek mecburiyetindedir. Bir ceza davasına konu olacak bir bir yolun, -Polis Müdürü tarafından bir gösteriye kapatılması kararı idari bir karar niteliğinde değildir. Alt Mahkemenin, yol kapatma kararının yasal olup olmadığını incelemesi ve vereceği karar ışığında, polisin görevini ifa etmekte olup olmadığına karar vermesi g-erekmekte idi.

Bir davada, herhangi bir yasal konu ile ilgili bir müracaat yapıldığında, bu husus, alt mahkemeler tarafından esaslı bir şekilde incelenmeli ve hukuki mevzuata uygun gerekçeli karar verilmelidir.

Alt Mahkemenin, İstinaf Eden Sanıkların yap-mış olduğu müracaatı yasal yönden incelememesi ve bunu gerekçe göstermeden reddetmesi hatalı olmuştur.

İstinafın sonucunu etkilemeyecek olmasına rağmen, İstinaf Edenlerin 2. istinaf sebebi kabul edilmelidir.

İddia Makamının Y/C 10/2012, 11/2012 ve 12/201-2 sayılı istinaf sebeplerinin incelenmesi:

İddia Makamı, Sanıklara aşikar surette az ceza takdir etmekle, Alt Mahkemenin hatalı olduğunu iddia etmektedir.

Alt Mahkeme, huzurundaki olguları değerlendirdikten sonra, Sanık 2,7 ve 11'i mahkum etmiş olduğu da-valardan birer yıl süre ile sulh ve sükunu koruyacaklarına ve iyi ahlak sahibi olacaklarına dair 10,000'er TL'lik şahsi kefalet senedi imzalamalarına, Sanık 3'ü ise mahkum etmiş olduğu davadan
5000 TL şahsi kefalet senedi imzalamasına karar vermiştir.

G-enel prensip olarak, cezalar alt mahkeme tarafından takdir edilir ve takdir edilen bu cezalara Yargıtay olarak müdahale edilemez. Verilen cezaya müdahale edilebilmesi için, alt mahkemenin ceza takdir ederken hataya düştüğü hususunda Yargıtayın ikna edilmes-i gerektir. Alt Mahkeme tarafından nazarı itibara alınması gereken ağırlıklı faktörlerin dikkate alınmamış olması veya nazarı itibara alınmaması gereken faktörlerin dikkate alınmış olması veya tüm faktörlerin dikkate alınmış olmasına rağmen verilen cezanın- alenen fahiş veya alenen az olduğu hususunda Yargıtay'ın tatmin edilmesi gerekir.

Alt Mahkeme, Sanıklara verilecek olan cezayı takdir etmeden önce, lehlerine ve aleyhlerine olabilecek tüm faktörleri dikkate aldıktan sonra ceza takdir ettiği ve
ceza takd-irinde bir hata olmadığı kanaatindeyiz.

İzah edilenler ışığında, İstinaf Eden, istinafında başarılı olamamıştır.

Netice olarak;


Sanıkların,Y/C 2/2012, Y/C 3/2012 ve Y/C 4/2012 sayılı istinafları iptal edilir.

İddia Makamının, Y/C 10/2012, Y/C 11/20-12 ve Y/C 12/2012 sayılı istinafları iptal edilir.



Narin F. Şefik Hüseyin Besimoğlu Mehmet Türker
Yargıç Yargıç Yargıç



30 Mayıs, 2014












22






Full & Egal Universal Law Academy