Yargıtay Ceza Dairesi Numara 1979/28,29 Dava No 2/1980 Karar Tarihi 01.02.1980
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 1979/28,29 Dava No 2/1980 Karar Tarihi 01.02.1980
Numara: 1979/28,29
Dava No: 2/1980
Taraflar: Hüseyin Kaygısız ve diğeri ile Başsavcılık Arasınd
Konu: Suç işlemek maksadıyla ikametgâha kırıp girme -Hırsızlık -Cezaya karşı istinaf -Cezaların orantılı olması ilkesi -Nadim olan Sanığın suçunu Mahkeme huzurunda kabul etmesinin lehine hafifletici sebep olması - Suç ortaklığında ceza takdiri
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 01.02.1980

-D.2/80 Birleştirilmiş
Yargıtay/Ceza 28/79 ve 29/79

Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: Şakir Sıdkı İlkay, Salih S. Dayıoğlu; N.Ergin Salâhi.

Yargıta-y/Ceza 28/79
(Dava No.2106/78;Cirne)

İstinaf eden: Hüseyin Kaygısız, Merkezi Cezaevi, Lefkoşa.
- ile -
Aleyhine istinaf erlilera: Başsavcılık.
A r a s ı n d a.

- Yargıtay/Ceza 29/79
(Dava No.2106/78;Girne)

İstinaf eden: Mehmet Şahin, Merkezi Cezaevi, Lefkoşa.
- ile -
Aleyhine istinaf edilen: Başsavcılık.
A r a s ı n d a.

İstinaf edenler n-amına: İ. Hikmet.
Aleyhine istinaf edilen namına: M. Arıkan.


Suç işlemek maksadıyla ikametgâha kırıp girme - Fasıl 154 Ceza Yasası - Yasanın 20, 291 ve 292(a) maddelerine aykırı bîr cürüm işlemek maksadıyle kiliseye kırıp girme.

Hırsızlık - Fasıl 154 Ce-za Yasası - Yasanın 20, 255 ve 262. maddelerine aykırı ikon çalma.

Cezaya karşı istinaf - Sirkat ve ikon çalma maksadıyle kiliseye kırıp girme suçunda ceza takdiri - Suçun vahim olması ve planlanarak işlenmesi - Sanıkların benzer sabıkalarının olması - Bu- tür suçların Devletin prestijini zedelemesi - İlk Mahkemenin Sanıkları 3'er yıl hapse mahkûm etmesi.

Cezaların orantılı olması ilkesi - l. Müstenifin suçun işlenmesi için planı yapmış olması ve sabıkalarının diğer müsteniften daha fazla olması - 2. müste-nife l. müsteniften daha az ceza verilmesi.

Nadim olan Sanığın suçunu Mahkeme huzurunda kabul etmesinin lehine hafifletici sebep olması - Suçunu kabul etmeyen Sanığın davasını dinletmesinin aleyhine ağırlaştırıcı bir neden olmaması.

Suçortaklığında cez-a takdiri - Ortaklara verilen cezalarda orantı ve
nedametin cezaya etkisi.

OLAY: 3 Sanık daha önceden tasarlayarak Karaman köyündeki kiliseyi soymağa karar verdiler. Bir taksi tutarak Karaman köyündeki kiliseye geceleyin vardılar. Taksi şöförüne de -durumu izah ettiler, pay vereceklerini söylediler ve taksi şöförü de kendilerine yardımcı olmayı kabul etti. Sanık l, demirle kilisenin kapı kilidini kırdı ve daha sonra diğer Sanıklar içeri girdi. Taksi şöförü de otomobilin içinde bekledi. Bu arada oraya -gelen bir yabancının sorduğu sual ve takındığı tavırdan korkan şoför oradan kaçtı. İkonları alıp kiliseden çıkan 3 Sanık oradan uzaklaştılar. İlk Mahkemede 1 ve 2. Sanıklar suçlarını kabul etmediler ve İlk Mahkeme tarafından 3'er yıl hapse mahkûm edildiler-. İlk Mahkeme diğer 2 Sanığa daha hafif ceza verdi.

Sanık 1 ve 2 diğer Sanıklara verilen cezalarla kıyaslandığında kendilerine verilen 3 yıl hapis cezasının fazla olduğunu iddia ederek istinaf ettiler.

SONUÇ: Yüksek Mahkeme, birlikte itham edilen Sanıkla-ra verilen cezaların orantılı olması gerektiğini belirtti. Sanıkların işledikleri suçların vahim olduğunu, önceden planlayarak işlediklerini, her ikisinîn de sabıkasının bulunduğunu ve bu tip suçların Devletin prestijini zedelediğini vurgulayan Yüksek Mahk-eme Sanıklara verilen cezaların fahiş olmadığı kanaatine vardı. Buna rağmen suç ortaklarına verilen daha hafif cezaları ve müsteniflerin suçtaki payları ile verilen cezaların bu paylarla orantılarını dikkate alan Yüksek Mahkeme 2. Sanığın cezasını 2 yıl ha-pse indirdi. 1. Sanığın cezasını ise aynen onayladı.

Atıfta Bulunulan Yargısal İçtihatlar:
1- R. v. de Haan, (1967) 3 All E.R. 618.
2- R. v. Harper (1967) 3 All E.R. 619.
3- R. v. Coe (1969) 1 All E.R. 65 at p.68.

4- R. v. Richards (1955) 39 Cr-. App. rep. 191 at 192.

_______________

H Ü K Ü M


Sakir Sıdkı İlkay: Birleştirilmiş olarak dinlenen bu istinaflar Girne Ağır Ceza Mahkemesinin müsteniflere verdiği hapis cezaları aleyhine yapılmıştır.

Müstenifler diğer iki sanıkla birlikte Girne Ağır -Ceza Mahkemesi huzurunda 7.10.1978 tarihinde geceleyin Karaman köyünde Mrs. Nadia Brunton'un kontrolunda bulunan Aya Panaya kilisesini, içinde bir cürüm işlemek maksadı ile, Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 20, 291 ve
292(a) maddelerine aykırı olarak kırıp içi-ne girmekle ve 20, 255 ve 262. maddelerine aykırı olarak oradan toplam değeri TL16.000 olan iki ikonu çalmakla itham edildiler.

Sanıkların itham edildikleri l. dava tahtındaki geceleyin kilise açma suçunun azami cezası 10 yıl, 2. dava tahtındaki geceleyi-n hırsızlık suçunun da 3 yıl hapis cezasıdır.

-Ağır Ceza Mahkemesi huzurunda müsteniflerle birlikte itham edilen fakat istinaf etmedikleri cihetle huzurumuzda bulunmayan diğer iki sanık suçlarını kabul ettiler ve Mahkeme tarafından l. davadan dörder ay ve 2. davadan da ,l. üzerinden verilen ceza ile bi-rlikte çekilmek üzere, ikişer ay hapse gönderildiler.
-
Müstenif sanıklar itham edildikleri suçları kabul etmediler fakat yapılan duruşma neticesi kabahatlı bulunarak Ağır Ceza Mahkemesi tarafından l. davadan üçer yıl, 2. davadan da, l. üzerinden verilen ceza ile birlikte çekilmek üzere, birer yıl hapse gönder-ildiler.

Müstenifler Ağır Ceza Mahkemesinin kendilerine kestiği hapis cezalarının alenen fahiş olduğunu ileri sürerek istinaf etmişlerdir.

Müstenifler Türkiye'li olup bir müddetten beri Mağusa'da ikamet etmekte idiler. Bundan sonra l. müstenif olarak te-smiye edilecek olan müstenif Hüseyin Kaygısız 25 yaşında olup bekârdır. 2. müstenif olarak tesmiye edilecek olan müstenif Mehmet Şahin ise 22 yaşında olup evlidir ve 2 çocuk sahibidir. 1. müstenifin hırsızlıktan 2 sabıkası, 2. müstenifin de 1 sabıkası vard-ır.

Huzurumuzda bulunmayan diğer iki cürüm ortağından biri Türkiyeli olup 19 yaşında ve bekârdır diğeri ise Kıbrıslı bir taksi şoförü olup 29 yaşındadır ve evli olup bir çocuk sahibidir. Her ikisinin de sabıkası yoktur.

Karaman köyündeki Aya Panaya kilis-esini açıp içinden iki ikon çalmak fikri ilkin l. müsteniften gelmiştir. l. müstenif bu fikrini ayrı ayrı olarak ilkin 2. müstenife sonra da bugün huzurumuzda bulunmayan 19 yaşındaki diğer Türkiye'liye açtı ve her ikisi de l. müstenifin fikrini benimseyip -suçları işlemekte kendisine eşlik etmeği kabul ettiler. Suçların işlendiği 7.10.1978. tarihinde öğleden sonra üç cürüm ortağı 2. müstenifin aracılığı ile Mağusa'da taksi şoförü olarak çalışan dördüncü cürüm ortağına yanaştılar ve kendilerini Girne'ye götür-mesini istediler; o da kabul etti. Girne'ye gittikten sonra l. müstenif şoförden kendilerini Karaman köyüne götürmesini istedi ve şoför de kendilerini oraya götürdü. Orada gerekli keşfi yaptıktan sonra l. müstenif amaçlarının ne olduğunu şoföre anlattı ve -ona para vereceklerini söyledi, şoför de kendilerine yardımcı olmağı kabul etti. Bunun üzerine Lâpta'ya gittiler ve gece olmasını beklediler. Geceleyin sanıklar aynı araba ile Karaman köyüne geri döndüler ve kilisenin yakınına gittiler. İlk üç cürüm ortağı- orada taksiden inip kiliseye gittiler ve l. müstenif beraberinde götürdüğü bir demirle kilisenin kapı kilidini kırıp açtı. Sanıklar içeriye girdiler ve l. müstenifin talimatı üzerine orada biri büyük biri de küçük iki ikonu yerlerinden söküp aldılar.

İlk- üç cürüm ortağı taksiden inip kiliseye gittiklerinde şoför de otomobilin içinde kendilerini beklemeye koyuldu. Şoför diğer sanıkları beklerken olduğu yere arabası ve iki köpeği ile Mrs. Nadia Brunton geldi ve onun kendisine sorduğu sual ve takındığı tavır- neticesi korkan şoför diğer sanıkları almadan köyden uzaklaştı. Durumdan şüphelenen Mrs. Brundon da taksinin plâka numarasını polise bildirdi.

İkonları alıp kiliseden dışarı çıkan diğer üç sanık, şoför ve taksiyi bulamayınca ikonları bir harup ağacının a-ltına sakladılar ve köyden yaya olarak uzaklaştılar.

Yukarıda izah edilen olgular ışığında Girne Ağır Ceza Mahkemesi, daha önce de belirtildiği gibi, iki müstenifi, beraber çekilmek üzere, l. davadan üçer yıl, 2. davadan da birer yıl hapse gönderdi. İstin-af Ağır Ceza Mahkemesinin müsteniflere verdiği cezaların alenen fahiş olduğu nedenine istinaden yapılmıştır.

İstinafın duruşmasında, diğer şeyler meyanında, müsteniflere kesilen cezaların diğer sanıklara kesilen cezalar ile kıyaslanamayacağı ve bu husus g-öz önünde tutulduğunda müsteniflere kesilen cezaların fahiş olduğu iddia edildi.

Bidayet Mahkemesi, istinaf etmemiş bulunan iki sanığa daha hafif ceza keserken birinin 19 yaşında tecrübesiz bir genç olduğunu, diğerinin de suçların işlenmesindeki payının ö-teki sanıklara nisbeten küçük olduğunu ve tahkikat sırasında polise yardımcı olduğunu nazarı itibara aldı. Bidayet Mahkemesi keza bu iki sanığın sabıkası bulunmadığını yaptıklarından pişman olarak duruşmanın başında aleyhlerindeki davaları kabul ettiklerin-i de göz önünde bulundurdu.

Sırası gelmişken söylemek yerinde olur ki bir sanık nadim olup suçunu Mahkeme huzurunda kabul ederse bu husus lehine hafifletici bir sebep olarak alınabilirse de suçunu kabul etmeyip davasını dinletmesi aleyhine ağırlaştırıcı b-ir sebep olarak alınamaz. -Gör: R.v. de Haan, (1967) 3 All E.R.6I8 ve R. v. Harper (1967) 3 All E.R.619.

Girne Ağır Ceza Mahkemesi de, istinaf konusu meselede, istinaf etmemiş bulunan iki sanığın nadim olarak duruşmanın başında suçlarını kabul etmelerini -lehlerine hafifletici bir sebep olarak almış olmakla beraber müsteniflerin suçlarını kabul otmeyip davalarını dinletmelerini onların aleyhine bir husus olarak almış olduğu gözükmemektedir.

Yukarıda belirtildiği gibi müstenifler kendilerine kesilen cezalar-ın diğer sanıklara kesilen cezalarla kıyas kabul etmediği üzerinde durdular. Beraber itham edilen iki sanıktan birine çok hafif bir cezanın verilmiş olması diğerine verilen daha ağır bir cezaya mutlaka müdahale edilmesini gerektirmez; gösterilmesi gereken -husus istinaf eden sanığın alenen ağır bir cezaya çarptırılmış olduğudur. Lord Goddard, C.J., R. v. Richards (1955), 39 C. App. Rep. 191 at a92'de şöyle demiştir:-

"The fact that one of two prisoners jointly indicted has received too short a sentence in -not a ground on which this court necessarily interferes with a longer sentence passed on the other; what has to be shown is that the prisoner appealing has received too long a sentence."

Prensip yukarıda izah edildiği gibi olmakla beraber mahkemeler çoğu- kez bir sanığa verilen cezaya, bunun diğer bir cürüm ortağına verilen ceza ile daha orantılı olmasını sağlamak amacı ile, müdahale ederler. Mamafih, cezaların tam bir şekilde birbiri ile orantılı olması gerektiğine dair bir kanuni bir prensip mevcut değil-dir. Lord Parker, C.J. R. v. Coe (1969) 1 All E.R. 65 at 68'de şöyle demiştir:

"The court on many occasions, and it has been referred to several cases, has reduced a sentence to bring it more in line with the sentence imposed on a co-accused; it is someth-ing that this court tries to do in the general run of cases on the basis that only thereby can a sense of grievance be averted. But there is no principle of law that the sentences must strictly compare ....."

- Önümüzdeki meselede müsteniflere verilmiş olan cezalar fahiş veya ağır değildir. Her ikisi de yasalarımıza göre vahim olan ve önceden iyice plânlanan suçlar işlemişlerdir. Her ikisinin de eski olmayan benzer sabıkaları mevcuttur. Göz önünde bulundurulması- gereken diğer bir husus da bu tip suçların Devletin prestijini dışta epeyce zedeleyici oluşudur. Müstenifler memleketin kendilerine gösterdiği misafirperverliği kötü bir şekilde suistimal etmişlerdir.

Müsteniflere verilmiş olan cezalar ağır olmamakla ber-aber gerçek şudur ki diğer iki sanık cidden ehven cezaya çarptırılmışlardır. Mamafih, bu iki sanık huzurumuzda bulunmadıkları için cezalarına müdahale etmemiz olanağı yoktur. Bu böyle olduğu için de müsteniflere verilen cezaları aleyhlerine olacak şekilde -değiştirmeyi düşünmüyoruz.

Müsteniflere verilen cezalar fahiş olmamakla beraber ikisine verilen cezalar arasında da makul bir orantı mevcut değildir. Kiliseyi açıp içinden ikon çalmak fikri ilkin l. müsteniften geldi ve esas plânlamayı da o yaptı. Sabıkas-ı da 2. müsteniften daha fazla, yaşı da daha büyüktür. Üstelik l. müstenif bekâr, 2. müstenif ise evli ve 2 çocuk sahibidir. Bu durumda 2. müstenifin cezasının l. müstenifinkinden daha az olması ğerekirdi. Bunun içindir ki 2. müstenifin cezasını azaltmağı -uygun gördük.

Sonuç olarak müstenif Hüseyin Kaygısız'ın yaptığı 28/79 sayılı istinaf reddolunur. Cezasını mahkûmiyet tarihinden itibaren çekecektir.

Müstenif Mehmet Şahin'in yaptığı 29/79 sayılı istinaf kabul edilir ve Bidayet Mahkemesinin kendisine 1. -davadan kestiği 3 yıl hapis cezası 2 yıl ve 2. davadan kestiği 1 yıl hapis cezası 8 aya indirilir. Her iki ceza da mahkûmiyet tarihinden itibaren beraber çekilecektir.



(Şakir Sıdkı İlkay) (Salih S. Dayıoğlu) (N. Ergin Salâhi)
Yargıç - Yargıç Yargıç



1 Şubat 1980









Full & Egal Universal Law Academy