Yargıtay Ceza Dairesi Numara 17/2005 Dava No 5/2005 Karar Tarihi 22.06.2005
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 17/2005 Dava No 5/2005 Karar Tarihi 22.06.2005
Numara: 17/2005
Dava No: 5/2005
Taraflar: Kemal Güvener (Sanık 2) ile KKTC Başsavcısı
Konu: Geceleyin ev açma - İzinsiz ateşli silah taşıma - Sanığın yaşı
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 22.06.2005

-D.5/2005 Yargıtay/Ceza 17/05
(Ağır Ceza Dava No 3997/04; Mağusa)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti: Metin A. Hakkı, Mustafa H. Özkök, Şafak Öneri.
İstinaf eden: Kemal Güvener, Merkezi Cezaevi - Lefkoşa
- (Sanık 2)
- ile -
Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcısı - Lefkoşa

A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Avukat Boysan Boyra
Aleyhine istinaf edilen namına: Savcı Gülser Akanyeti.


-Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Narin Ferdi Şefik, Kıdemli Yargıç Çetin Veziroğlu ve Yargıç Ömer Güran'ın 3997/2004 sayılı davada 7.3.2005 tarihinde verdiği karara karşı Sanık 2 tarafından yapılan istinaftır.
-

--------------


H Ü K Ü M


Metin A. Hakkı: Bu istinafın kökeninde yatan olguları aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür:

İstinaf Eden Sanık, bir başka Sanık ile birlikte, 14.2.2005 tarihinde her iki Sanık aleyhine getirilen 3997/2004 sayılı -bir celpname ve dava tahtında Gazi Mağusa Kaza Mahkemesi tarafından, yargılanmak üzere 14.2.2005 tarihinde oturum yapacak olan Gazi Mağusa Ağır Ceza Mahkemesine havale edildiler. Sanıklar, aleyhlerine getirilen sözü edilen dava ile:

12.3.2004 ile 16-.5.2004 tarihleri arasında, Gazi Mağusa'da geceleyin ev açma, ikametgâhtan sirkat, tasarruf ruhsatı olmaksızın ateşli silah taşımak, tasarruf ruhsatı olmaksızın ateşli silâh tasarruf etmek, izinsiz patlayıcı madde yani canlı fişenk taşımak gibi suçlarla it-ham edilmişlerdi.


14.2.2005 tarihinde oturuma başlayan Gazi Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi, Sanıkların davalarını 28.2.2005 tarihinde ele almış, Sanıklar o oturumda avukat tarafından temsil edilmiş, itham edilmişler ve aleyhlerine getirilen tüm itham ve-ya davaları kabul etmişlerdir. Akabinde İddia Makamı, olguları Mahkemeye izah etmiş, Sanıkların avukatı da hafifletici nedenler ile ilgili olarak Mahkemeyi aydınlatmış, Mahkeme de tüm bunları ve keza İstinaf Eden Sanığın genç yaşını göz önünde bulundurara-k Sosyal Tahkikat Raporunu da aldıktan sonra kararını vermiştir. Alt Mahkeme karar vermeden İstinaf Eden Sanığın 31.8.2002 tarihinde benzeri, ikametgâhtan sirkat suçu ile ilgili 796/2003 sayılı davada kendine hapis cezası dışında başka ceza verilen sabıka-sını da göz önünde bulundurmuş, ilaveten İstinaf Eden Sanığa ceza vermeden, Sanığın kendi istemi ile, aleyhine askıda bulunan ve yine benzeri olan 178/2003 sayılı bir davayı daha göz önünde bulundurarak İstinaf Eden Sanığa ceza takdir etmiştir. Neticede A-ğır Ceza Mahkemesi Sanıklara en uzun süresi 12 ay olan muhtelif hapis cezaları vermiş, bazı davalardan ise, benzeri oldukları veya aynı olgulardan neşet ettikleri gerekçesi ile hiç ceza vermeyip sadece mahkûmiyet kaydetmiş ve verilen hapis cezalarının birl-ikte çekilmesini emretmiştir.

İstinaf Eden Sanık, kendini bu karardan mağdur hissederek 25.3.2005 tarihinde önümüzdeki istinafı dosyalamıştır. İstinaf nedenleri istinaf ihbarnamesinde 11 adet görülmekle birlikte, istinafın Yüksek Mahkemede görüşüldü-ğü gün, İstinaf Eden Sanığı Mahkemede temsil eden avukat, bizce doğru bir hareket ile, istinaf nedenlerini 2 ana başlık altında şöyle toparlamıştır:

3.6.1987 doğumlu olan İstinaf Eden Sanığın yaşı göz
önünde bulundurulduğunda alt Mahkemenin Sanığa hapis -cezası verme yetkisi yoktu.
Sanığın çarptırıldığı hapis cezası alenen fahiştir ve bu
Mahkemenin müdahalesini gerektirecek niteliktedir.

1'inci istinaf nedeni yasal sebebe dayanmaktadır ve
önce onun tezekkür edilmesi uygun olacaktır. Fasıl 157 Genç Suçl-ular Yasasının 2. maddesi "Çocuk" (child) sözcüğünü 14 yaşından aşağı, "Genç Şahıs" (young person) tabirini ise 14 yaşını dolduran ancak 16 yaşını doldurmayan bir kişiyi kapsar şekilde tefsir etmektedir. Aynı Yasanın 12 (1) maddesi ise bir Sanığın çocuk o-lması, yani 14 yaşın altında olması halinde, hapis cezasına çarptırılamayacağını, genç suçlu veya genç şahıs olması halinde ise, hapis cezasına çarptırılabile-ceğini, ancak bunun mevzuatın öngördüğü diğer cezaları Mahkeme yeterli görmemesi halinde takdir e-tmenin uygun olacağını öngörmektedir. Önümüzdeki meselede İstinaf Eden Sanık, suç tarihinde 16 yaşını doldurmuş ve hatta 9 ay da geçmişti, Mahkemece mahkûm olduğu tarihte ise 17 yaşını doldurmuş ve 18 yaşını doldurmaya 3 ay kalmıştı. Dolayısıyla Fasıl 15-7 tahtında İstinaf Eden Sanığa Ağır Ceza Mahkemesi uygun görmesi halinde hapis cezası vermeye yasal olarak yetkili idi. Ancak Sanığın davasının alt Mahkemede görüşüldüğü gün 6/96 sayılı "Çocuk Haklarına Dair Sözleşme" (Onay) Yasası yürürlüğe girmiş idi ve- bu Yasanın 1. maddesi aynen şöyle idi:

"Bu sözleşme uyarınca çocuğa uygulanabilecek olan
kanuna göre daha erken yaşta reşit olma durumu
hariç, 18 yaşına kadar her insan çocuk sayılır."


İstinaf Eden Sanığın avukatının iddiasına göre -bu madde, yukarıda alıntısı yapılan Fasıl 157'nin ilgili maddelerini tadil etmiştir, ve gerek suç tarihinde, gerekse yargılandığı tarihte, İstinaf Eden Sanık 18 yaşın altında olduğuna göre hapis cezasına yasal olarak çarptırılamazdı. Savcılık ise, İstinaf- Edenin avukatının iddiasını reddetmekte ve bilhassa 6/96 sayılı yasanın 37. madde hükümleri göz önünde bulundurularak bu meselede Mahkemenin İstinaf Eden Sanığa hapis cezası verme yetkisi olduğu gibi, hapis cezası takdir etmesi de uygundu ve haklı olarak -hapis cezası takdir etmiştir demektedir. Bu 2 zıt iddianın hangisi doğrudur? 1. istinaf nedenini karara bağlamak için önce bu hususun karara bağlanması gerekmektedir.

Bu sualin cevabını ararken 6/96 sayılı Yasanın 37. madde hükümlerini de zihinde t-utmak gerekir. Sözü edilen Yasanın 37(a) maddesi aynen şöyledir:

"Hiçbir çocuk, işkence veya diğer zalimce, muamele
ve cezaya tabi tutulmayacaktır. 18 yaşından küçük
olanlara, işledikleri suçlar nedeni ile idam
cezası verilemeyec-eği gibi salıverme koşulu bulun-
mayan ömürboyu hapis cezası da verilmeyecektir."


Yukarıda alıntısı yapılan bu madde dikkatlice incelendiğinde, 18 yaşından küçük hiçbir Sanığa idam cezası veya ömür boyu hapis cezası verilemeyeceğini emretmekt-edir. Halbuki bu istinaf konusu davada İstinaf Eden Sanığa ne idam cezası, ne de ömür boyu hapis cezası verilmiştir. Dolayısıyla İstinaf Edenin iddialarına itibar etmek olanaksızdır ve 6/96 sayılı Yasanın Fasıl 157'yi İstinaf Eden Sanığın iddia ettiği şe-kilde tadil etmediği görülmektedir. Bu durumda 1'nci istinaf nedeni reddolunur.

2'inci istinaf nedenine gelince, Sanığın daha önce hapislik dışında cezaya çarptırıldığı ve nadim olmadığı, istinaf konusu davada, kendine ceza takdir edilirken askıda a-leyhine benzeri dava olduğu ve onun da göz önünde bulundurulduğu düşünülürse, İstinaf Eden Sanığa alt Mahkemece bu meselede takdir edilen ceza yerindedir ve İstinaf Mahkemesi olarak bizim müdahalemizi gerektirecek nitelikte değildir. Gözden kaçmamalıdır -ki bir Sanığa ceza verilirken Mahkeme Sanığa ilâveten toplumu da düşünmek ve toplumu korumak için uygun cezayı takdir etmek zorundadır ki, buna hapislik cezası verilmesi de dahildir. Öyle düşünmek isteriz ki genç olan Sanık cezasını bitirip hapisten çıktı-ğında, topluma faydalı bir kişi olarak hayatına devam edecek ve tekrar suçlar işleyip daha uzun süreli hapislik cezalarına çarptırılma durumu ile karşı karşıya kalmayacaktır. Netice olarak 2'nci istinaf nedeni de reddolunur.

İstinafın hukuki bir n-edene istinaden yapıldığı ve fuzuli olmadığı göz önünde bulundurularak Sanığın hapis cezalarının Ceza Usul Yasası Fasıl 155'in 147. maddesi mucibince bugünden başlamaması ve alt Mahkemenin takdir ettiği tarihten başlaması uygundur ve bu doğrultuda emir ver-ilir.




Metin A. Hakkı Mustafa H. Özkök Şafak Öneri
Yargıç Yargıç Yargıç


22 Haziran 2005
-


5



-


Full & Egal Universal Law Academy