Yargıtay Ceza Dairesi Numara 16/1999 Dava No 4/1999 Karar Tarihi 09.04.1999
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 16/1999 Dava No 4/1999 Karar Tarihi 09.04.1999
Numara: 16/1999
Dava No: 4/1999
Taraflar: Cenk Bayram ile Başsavcılık Arasında.
Konu: Uyuşturucu madde tasarrufu –Ceza takdiri
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 09.04.1999

-D.4/99 Yargıtay/Ceza 16/99
(Ağır Ceza Dava No: 4385/98; Girne)


Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: Celâl Karabacak, Metin A.Hakkı, Nevvar Nolan.

İstinaf eden: Cenk Bay-ram
(Sanık)
ile
Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcılığı A r a s ı n d a.

Girne Ağır Ceza Mahkemesinin 4385/98 sayılı davada 8.3.1999 tarihinde verdiği karara (Şafak Öneri Ağır Ce-za Mahkemesi Başkanı, Narin F. Şefik Üye Yargıç, Çetin Veziroğlu Üye Yargıç) karşı Sanık tarafından yapılan istinaftır.

İstinaf eden namına: Avukat Menteş Aziz
Aleyhine istinaf edilen namına: Başsavcı Yardımcı Muavini
- Osman Talât N. Enginsoy.


-
-H Ü K Ü M
-
-Celâl Karabacak: Bu istinafta ilk hükmü Sayın Yargıç Metin A. Hakkı okuyacaktır.

Metin A. Hakkı: Yukarıda ünvan ve sayısı gösterilen istinaf, Sanık tarafından dosyalanmış olup Girne Ağır Ceza Mahkemesinin, 6.12.1997 tarihinde Girne'de, Paşabahçe Sokak, -Arzu Apartmanı No.6'daki ikametgâhta, KKTC yetkili makamı tarafından genel olarak yetkilendirilmiş bir kişi olmadığı halde, içinde 0.031 gr. (31 ml) ağırlığında cannabis (Hint Keneviri) türü uyuşturucu olduğu tespit edilen sarma sigarayı içmek sureti ile t-asarru-funda bulundurduğu nedeniyle 16/77, 54/77, 36/82, 37/89, 38/91 sayılı Yasalarla tadil edilen 4/72 sayılı Uyuşturucu Maddeler Yasasının 2, 3, 24(1)(a), (2)(A)(3) maddeleri ile 6/73 sayılı Nizamname ile tadil edilen 21/73 sayılı Uyuşturucu Maddeler Ni-zamnamesinin 3, 5 ve 25. maddelerine aykırı cannabis (Hint Keneviri) tasarrufu suçundan kendisini mahkûm edip 4 aylık hapislik cezası vermesinin fahiş olduğundan yakınılmaktadır. İstinafın kökeninde yatan olguları aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür.

-Polis Genel Müdürlüğü Narkotik Şube Amirliği tarafından 6.12.1997 tarihinde Girne Paşabahçe Sokak, Arzu Apartmanı, No.6'da Orhan Yaman'ın ikametgâhına yapılan operasyonda uyuşturucu olduğundan şüphelenilen bir miktar madde bulunarak Emare olarak zaptedil-miştir. Bu operasyon sırasında Sanığın da mezkûr ikametgâhta bulunduğu ihtilâfsızdır. Yapılan tahkikat sonucu Sanık ile birlikte o an ikametgâhta bulunan 4 kişinin de içerisinde uyuşturucu madde bulunan ve Alt Mahkemeye Emare 4 olarak ibraz edilen sigaray-ı içtiği tespit edilmiştir.

İddia Makamı tarafından Sanığa suçu duyurulduğunda, Sanık, kanuni ihtar altında, "Tamam beraber içerdik" demiştir. Yarı sönmüş durumdaki sigara İddia Makamı tarafından Emare olarak zaptedilmiş ve analiz için Devlet Kim-ya Laboratuarına götürülmüştür. Alt Mahkemeye Emare 2 olarak ibraz edilen analiz raporuna göre, içilmiş sigara içerisinde 0.031 gr. ağırlığında cannabis (Hint Keneviri) parçacıkları saptanmıştır. Bunun akabinde Narkotik Şubeye sevk edilen Sanık, 7.12.199-7 tarihinde gönüllü bir ifade vermek istemiş ve ifadesi usule uygun olarak alınmıştır. Alt Mahkemeye Emare 1 olarak sunulan bu ifadeye göre Sanık, takriben 3 yıldan beri bulduğu zaman esrar içtiğini kabul etmekte, buna sebep olarak da kendisini arkadaş çe-vresinin alıştırdığını söylemektedir. Olaydan 1 gün önce Girne'de, Orhan Yaman'ın kendisini Anafartalar Lisesinin yanında gördüğünü ve ertesi akşam kendisine, evine gitmesini söylediğini, kendisinin de bunun üzerine Orhan Yaman'ın evine kendisini ne için i-stediğini bilmeden gittiğini, orada bulunan Orhan Yaman, Sezan Tümsoy ve 2 Türkiye'li ile birlikte oturma odasında 2 tane sigaradan Gannavuri içme eylemine katıldığını, ancak, sadece bir çekimlik içtiğini itiraf etmiştir. Bilâhare 12.12.1997 tarihinde Sa-nığa işlemiş olduğu suç ile ilgili olarak yazılı dava tebliğ edilmiş ve Alt Mahkemeye Emare 3 olarak ibraz edilen bu dava tebliğine Sanık "Evet kabul ederim" şeklinde bir yanıt vermiştir. Meselenin tahkikatı esnasında Sanık 7 gün tutuklu kalmış olup başka- herhangi bir sabıkası mevcut değildir.

Tablonun tamamlanması açısından şunun da belirtilmesinde fayda vardır ki, Sanığa ilâveten, suçta methalder olan diğer 4 kişi aleyhine de İddia Makamınca dava getirilmiştir. Ancak bu kişilerden 2'si KKTC'yi gayrıre-smi yollardan terkettikleri cihetle davaları sonuçlanmamış, diğer 2 kişinin davaları ise, sonuçlanmış ve olaydaki rolleri ile diğer ilgili hususlar ve bilhassa Orhan Yaman'ın konutunda işbu istinafa konu uyuşturucunun dışında daha başka uyuşturucu maddeler-in de bulunması nazarı itibara alınarak birisi 5 ay, Orhan Yaman ise 18 ay hapislik cezasına çarptırılmıştır.

Sanık, suçu işlediği zamanlarda 18 yaşlarında bulunan ve Girne International American Üniversitesinde öğrenim gören başarılı bir öğrenci idi. K-eza, babası halen 52 yaşlarında olup Londra'da ikâmet etmekte, annesi ise 40 yaşlarında olup International American Üniversitesinde kantin sorumlusu olarak çalışmaktadır. 27 yaşlarında tek kardeşi olan ablası da muhasebecilik yapmaktadır. Görüleceği üzer-e Sanık parçalanmış bir aileye mensuptur.

Sanığın işlediği suçla ilgili olarak, tutuklandığı andan itibaren, suçunu kabul ederek Polise, bilâhare Alt Mahkemedeki duruşma esnasında da, yine suçunu itiraf ederek Mahkemeye yardımcı olduğu ihtilâf kon-usu değildir.

Sanık, önümüzdeki istinafı, Girne Ağır Ceza Mahkemesinin 4385/98 sayılı davada 8.3.1999 tarihinde verdiği ve kendisini mahkûm edip 4 ay hapis cezasına çarptıran kararına karşı dosyalamıştır. İstinaf ihbarnamesinde iki istinaf sebebi görül-mekle beraber, istinafın duruşması esnasında Sanık avukatı bu istinaf sebeplerini tek başlık altında özetlemiştir. Sanık avukatı, Girne Ağır Ceza Mahkemesinin Sanığa takdir ettiği 4 aylık hapislik süresinin, meselenin tüm olguları ışığında, alenen fahiş o-lduğundan yakınarak Yargıtay olarak Mahkememizin bu cezaya müdahalesini talep etmiştir.

Sanık avukatı, devamla, Sanığa Alt Mahkemenin hapislik cezası takdir etmekle hata işlediğini, bu meselenin kendisine özgü olguları dikkate alındığında, Sanığa hap-islik cezası verilmemesi gerektiğini, en azından Sanığın hüküm tarihinden istinafın görüşülmesi tarihine kadar çektiği takriben bir aylık hapislik cezasının yeterli olduğunu iddia ederek, cezasının bu oranda düşürülmesini talep etmiş ve Sanığın serbest bır-akılması gerektiğini belirtmiştir. Sanık avukatı, son olarak, bilhassa Sanığın yaşı gözönünde tutularak (genç suçlu) onun sınamaya (Probation) tabi tutulabileceğini veya uygun bir süre Sosyal Yardım Dairesi Memurunun veya Mahkemenin münasip göreceği bir a-krabasının nezaretine verilebileceğini ilâve etmiştir.

İddia Makamı namına söz alan Savcı ise, Alt Mahkemece Sanığa takdir edilen cezanın yerinde olduğunu, buna müdahale edilmesi için herhangi bir neden bulunmadığını ve istinafın reddedilmesi gerektiğini- söylemiştir.

İstinafı karara bağlamak üzere; dosyayı, tarafların, bilhassa İstinaf Eden Sanık avukatının ileri sürdüğü iddialar ile Mahkemeye gösterilen içtihatları tetkik ettim. Sanık avukatının üzerinde durduğu iddiaların yasal açıdan mümkün o-lduğunu kabul etmek ve bu iddialara sempati ile bakmakla birlikte, Alt Mahkemenin Sanığa takdir ettiği 4 aylık hapislik süresinin, belki bu meselenin kendine has olguları ışığında biraz ağır olabileceğini kabul etsem dahi, Alt Mahkemece Sanığa takdir edile-n 4 aylık hapislik cezasının yanlış olduğuna ve Yargıtay olarak Mahkememizin müdahalesini gerektirecek kadar çok ağır olduğuna ikna edilmedim.

Dolayısıyle istinafın reddedilmesi ve Sanığın çarptırıldığı cezanın Alt Mahkemece kendisine takdir edilen- tarihten başlamasını emretmeyi uygun görmekteyim. Bunu söylemekteki amacımın fuzulî istinafların dosyalanmasını teşvik etmekteyim anlamına gelmediğini de vurgulamak isterim. (Bak: Yargıtay/Ceza 47/97; D. 1/98 ve Minas Lazarou No.2 v. The Police (1969) pa-rt 2 CLR 55 ve Menelaos Hapsides v. The Police (1969) part 2 CLR 64.) Esrar davaları çok ciddi davalardır ve kamu menfaatı ön plânda tutulmalıdır. Esrar suçundan mahkûm olan kişilere genelde hapislik cezası verilmesi gerektiği, Yargıtayca verilen kararla-rda müteaddit defalar vurgulanmıştır.

Nevvar Nolan: Sanık, Girne Ağır Ceza Mahkemesinde, 6.12.1997 tarihinde, Girne'de, içinde 31 miligram (0.031 gram) ağırlığında cannabis (Hint Keneviri) türünde uyuşturucu tesbit edilen sarma sigarayı içmek suretiyle t-asarrufunda 31 miligram ağırlığında cannabis bulundurmakla itham edildi. Sanık aleyhindeki davayı kabul etti ve Ağır Ceza Mahkemesi tarafından dört (4) ay hapis cezasına çarptırıldı. Sanık, dört ay hapis cezasının aşikâr surette fahiş olduğu iddiası ile ce-za aleyhine istinaf dosyaladı.

Polis, 6.12.1997 tarihinde, Girne'de, Orhan Yaman isimli bir kişinin konutuna baskın düzenledi ve konutta uyuşturucu madde buldu. Bu konutta bir küllük içerisinde yarı söndürülmüş vaziyette sarma sigara da bulundu. Sanık, -konutta bulunan diğer dört kişi ile birlikte sarma sigaradan içtiğini kabul etti. Yapılan analizde konu sarma sigara içinde 31 miligram ağırlığında cannabis parçacıkları tesbit edildi.

Ağır Ceza Mahkemesi, bir Sanığa ceza takdir ederken göz önüne alınmas-ı gereken, Birleştirilmiş Ceza İstinaf 8/73, 9/73'te belirtilen ilkelere ve uyuşturucu suçlarının azalmasında, bu tür suçların yaygınlaşmaması için tedbir alınmasında kamu yararı olduğuna, kararında yer verdikten sonra, kamu yararı gereği uyuşturucu davala-rında cezanın caydırıcı, ibret verici olması gerektiğini, bu nedenle uygun cezanın hapis cezası olduğunu ifade etmiştir. Ağır Ceza Mahkemesi devamla, hapis cezasının süresini saptama çabasında uyuşturucu maddenin türünü, miktarını, Sanık hakkında düzenlene-n sosyal tahkikat raporunu, Sanığın sarma sigarayı dört kişi ile paylaştığını, Sanığın yaşını, üniversite öğrencisi olduğunu, ilk andan polise yardımcı olduğunu, tahkikat süresince yedi gün tutuklu kaldığını dikkate aldıktan sonra, Sanığa dört (4) ay hapis- cezası takdir etti.

Uyuşturucu davalarında, cezalandırma ilkelerinden "kamu yararının" ağır bastığına, suçlulara etkili, caydırıcı ceza verilmesi gereğine ve bu cezanın hapis cezası olduğuna ilke olarak katılırım. Bununla beraber ceza saptarken, davanı-n olgularının ve cezalandırılacak kişi, yani Sanık, hakkındaki bilgilerin de dikkatle değerlendirilmeleri gerektiği görüşündeyim.

Sanık, içinde 31 miligram ağırlığında cannabis parçacıkları bulunan sarma sigarayı başka dört kişi ile paylaştı, bu sigarada-n içti. Görülebileceği gibi miktar son derece küçüktür, uyuşturucu madde de uyuşturucuların en az zararlılarından cannabistir (Hint keneviri).

Sanık, suç tarihinde henüz 18 yaşında ve üniversite öğrencisidir; hakkında düzenlenen sosyal tahkikat raporuna -göre de üniversitede başarılıdır. Sanığın suç tarihinde 18 yaşında ve başarılı bir üniversite öğrencisi olması, ceza saptarken, Sanık lehine ağırlıklı olarak değerlendirilmesi gereken etkenlerdir. Bu yaşlarda bir kişinin doğrulara yönlendirilebilmesi ve ki-şinin doğruları bulabilmesi oldukça yüksek bir olasılıktır. Üniversitede öğrenim gören bir gencin doğruları bulmasında ve toplum içinde yer almasında da kamu yararı vardır. Sanık bir başka kişinin şahsına veya malına tecavüz etmemiş, kimseyi mağdur edici b-ir davranışı olmamıştır. Cezanın, Sanığın öğrenimine aşırı bir darbe vurur nitelikte olmamasına özen gösterilmelidir.

Sanığın herhangi bir sabıkası yoktur. İlk andan dürüst davranmış, polise yardımcı olmuştur. Mahkemede de suçunu kabul etmiştir. Sanığın- ilk andan sergilediği davranış, yaptığı yanlışın bilincine vardığını, pişman olduğunu açıkça sergilemektedir. Sabıkası olmayan, ilk andan dürüst davranan, polise yardımcı olan, Mahkemede de suçunu kabul eden, davranışları ile pişman olduğunu gösteren genç- bir Sanığa, ceza saptarken, Mahkeme, sıralananlar nedeni ile ılımlı davranmalı ve saptanan ceza bu sıralananların dikkate alındığını yansıtmalıdır.

Ağır Ceza Mahkemesinin, ceza saptarken dikkate alması gerekenleri dikkate aldığı, yukarıda da belirtt-iğim gibi, kararında görülmektedir. Buna rağmen Ağır Ceza Mahkemesinin Sanık lehine dikkate aldıklarına gerektiği ölçüde ağırlık vermediği görüşündeyim. Sanık lehine yukarıda belirttiklerim dikkate alındıktan sonra bu genç üniversite öğrencisine toplum içi-nde iyi bir yurttaş olarak yerini alabilmesi için daha bir yumuşak davranılması ve dört ay süreli hapis cezasının bir aya indirilmesi gerektiği kanısındayım. Sanık dışında mağduru olmayan bir suç nedeni ile takdir edilen hapis cezası oldukça ağır bir cezad-ır. Hapis cezası, bir üniversite öğrencisi için, süresi ne kadar kısa olursa olsun, başlı başına caydırıcı nitelik taşıyan bir cezadır. Bir ay hapis cezası, hem kamu yararını gözeten caydırıcı, hem de genç bir üniversite öğrencisi olan bu Sanığa, ileride i-yi bir yurttaş olarak toplum içinde yer alabilmesi için, bir fırsat bırakır nitelikte bir cezadır.

Yukarıda ifade ettiklerim ışığında istinafın kabul edilerek dört ay hapis cezasının bir aya indirilmesi gerektiği görüşündeyim.

Celâl Karabacak: Sayın Ya-rgıç Metin A. Hakkı ile Sayın Yargıç Nevvar Nolan'ın hazırlamış oldukları kararları daha önceden okuma fırsatı buldum. Sayın Yargıç Metin A. Hakkı'nın kararında belirttiği görüşlere aynen katılırım. Ekleyecek birşeyim yoktur.

Sonuç olarak yukarıda -tüm söylenenler ışığında, istinaf, oyçokluğu ile, reddolunur. Ceza mahkûmiyet tarihinden itibaren başlayacaktır.


Celâl Karabacak Metin A. Hakkı Nevvar Nolan
Yargıç - Yargıç Yargıç

9 Nisan 1999




























-



7






Full & Egal Universal Law Academy