Yargıtay Ceza Dairesi Numara 16/1987 Dava No 2/1988 Karar Tarihi 28.01.1988
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 16/1987 Dava No 2/1988 Karar Tarihi 28.01.1988
Numara: 16/1987
Dava No: 2/1988
Taraflar: Erdoğan Ersoy ile Başsavcılık arasında
Konu: Soygun – Ruhsatsız tabanca taşımak – Patlayıcı madde tasarrufu – Soygun suçunda ceza takdiri – İbret verici ilkesi
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 28.01.1988

-D.2/88 Yargıtay/Ceza 16/87
(Lefkoşa Dava No:956/87)

Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: N. Ergin Salâhi, Hamdi Atalay, Taner Erginel

İstinaf eden: Erdoğan Ersoy, Merkezi- Cezaevi, lefkoşa.
-ile-
Aleyhine istinaf edilen: K.K.T.C. Başsavcılığı.
A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Süleyman Dolmacı.
Aleyhine istinaf edilen namına: Başsavcılık.



H Ü K Ü M

N-. Ergin Salâhi: Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi önünde yargılanan sanık, Fasıl 154 Ceza Yasasının 20, 282 ve 283 maddelerine aykırı 20.11.1987 tarihinde Lefkoşa''a Mahmut Uğurlu Şentürk'' ait ve ithamnameye ekli cetvelde tafsilatı verilen toplaam 31,622,000TL'-'ı değerindeki ziynet eşyasını sirkat etmek ve bunu yaparken bu şahsa karşı tabanca kullanmak sureti ile fiili şiddet kullanarak soygun yapmak suçu ile itham edilmişti. Yine sanık, ayni tarih ve mahalde bu eylemi gereçekleştirirken tabanca ile şiddet kulla-nma suçu ve yine ayni tarih ve mahalde bu eylemi gerçekleştirdikten sonra tabanca ile şiddet kullanma suçu ile itham edilmişti. Sanık aayrıca 11/59 sayılı yasa ile tadil olunan Fasıl 57 Ateşli Silahlar Yasasının 4(1)(2)(a), 26 ve 27'inci maddelerine aykırı- özel izinsiz tabanca taşımak suçu ve Fasıl 54 Patlayıcı Maddeler Yasasının 2, 4(1)(e)(4)(a) maddelerine aykırı patlayıcı madd tasarrufu suçları ile itham edilmişti.

Sanık, aleyhine getirilen beş dvayı da kabul etmiş ve netice birlikte çekilmek üzere Muh-terem Ağır Ceza Mahkemesi tarafından birinci davadan 8 yıl, 4'üncü davadan 3 yıl, beşinci davadan ise 2 yıl hapise mahkûm edilmiştir. İkinci ve üçüncü davalrdan ise mahkûm olmasına rağmen bu iki dava, birinci davanın benzeri ve Alternatifi olduğu cihetle k-endisine bu davalardan ceza verilmeiş sadece Mahkûmiyeti kaydedilmiştir.
İstinaf birinci davadaki ceza aleyhine yapılmış olup üç istinaf sebebine dayandırılmaktadır. Özetlke; Muhterem Ağır Ceza Mahkemesinin sanık leyhindeki hafifletici sebepleri nazarı d-ikkate almadığı veya bunlara yeterince ağırlık vermediği ve sanığa ceza takdir ederken sanığın işlemiş olduğu suç yaygın olmadığı halde, kamu yararı prensibini dikkate alarak veya buna gerekti- ğinden fazla ağırlık vererek sanığa 8 yıl hapis cezası vermekl-e hata ettiği ve her halükârda sanığa birinci davdan verilen 8 yıl hapis cezasının aşikâr surette fahiş olduğu hususlarını içermektedir.

Bu istinafta olgular şöyledir:

Aslen Adana'nın Osmanlı ilçesinden olan sanık, Türkiye'de tanıştığı Muhyettin Yıldır-ım ve Sami Altınbüke isimli iki arkadaşı ile buluşarak Kıbrıs'a gelip soygun yapmağa karar verdiler. Sanık ise Muhyettin Yıldırım'ın Türkiye Cumhuriyeti makamlarınca pasaportlarına el konduğundan Kıbrıs'a gelmek için, kimlikleri tespit edilmeyen iki balıkç-ının balıkçı teknesi ile 24.11.1986 tarihinde Girne kazasına bağlı Lâpta köyü sahilinde Hrisadu Barba mevkiinde kanunsuz olarak adaya giriş yapmışlardır. Sami Altınbüke'nin pasaportu bulunduğundan o da Türkiye'de sanık ile birlikte yapmış oldukları meşvere-te uygun olarak, ayni tarihlerde K.K.T.C'ye Mağusa Limanından normal yollardan gelmiştir. Sanık ve arkadaşları Kıbrıs'a gelmezden önce tasarladıkları eylemde kullanmak için MAP Markalı 7.65 milimetre çapında D 563510 seri numaralı Fransız yapısı bir tabanc-a ile kırk adet mermiyi Türkiye'den satın almış ve beraberlerinde balıkçı teknesi ile birlikte Kıbrıs'a getirmişlerdir. Lâpta sahilinde karaya çıktıktan sonra bu tabanca ile mermileri kaya kavuğuna saklamışlar. Önce Girne'ye sonra da Lefkoşa'ya gelmişlerdi-r.

Lefkoşa'ya geldikten sonra Muhyettin Lefkoşa'daki kızkardeşinin evinde, sanık ise Muhyettin'in kardeşi Tahsin Yıldırım'ın kalmakta olduğu bekâr evinde kalmağa başlamıştır. 6.12.1986 tarihinde normal yollardan K.K.T.C.'ye giriş yapan Sami Altınbüke is-e o da ayni bekâr evinde sanık ile buluşarak orada ikâmet etmeğe başlamıştır. Sanık ile arkadaşları Türkiye'de tasarladıkları soygun eylemini gerçekleştirmek için Kıbırs'ta belli yerlerde soygun maksadı ile, gözetleme ve araştırmağa başlamışlar ancak bir s-üre sonra Muhyettin Yıldırım ile Sami Altınbüke soygun eyleminden vazgeçmişler ve bunu sanığa bildirmişlerdir. Sanık ise onları ikna etmeğe muvaffak olamayınca yalnız olarak daha önce tasarladıkları bu eylemi gerçekleştirmeğe çalışmıştır. Bu arada konu tab-anca ile 40 adet mermiyi sakladıkalrı yerden çıkarıp üzerinde taşımağa başlamıştır.

Sanık Lefkoşa'da soygun için gözüne kestirdiği Lapis Kuyumcu dükkânın sahibi Mahmut Uğurlu Şentürk'ü gözetlemeğe başlamış ve muhtelif tarihlerde bu şahsın Küçük Kaymaklı'-da kaldığı yeri tesbit ettiği gibi, onun akşam üzeri dükkânını kapatıp altın eşyalarını bir çantaya doldurup evine götürdüğünü de tesbit etmiştir . Netciede 20 ocak 1987 tarihinde şikâyetçi Mahmut Uğurlu, takriben 17.30 sıralarında, dükânını kapatıp gündüz-ün dükkânında satış için teşhir etmiş olduğu ziynet eşyalarını Bond tipi bir çantaya koyarak arabasına binip evine doğru yol almıştır, arabasından inip ikâmet ettiği apartmana girmek üzere iken onu gözetlemekte olan sanıkla aralarında geçen kısa bir konuşm-adan sonra sanık taşıdığı tabancayı çekmiş ve "Çantayı yere bırak sonra seni vururum" diye onu tehdit etmiştir. Şikâyetçi çantayı yere bırakmış, sanık çantayı alıktan sonra elinde tabanca olduğu halde "yürü önümde" diyerek kendisini 15 metre tabanca ile y-ürüttükten sonra apartman boşluğuna ddoğru arkasına bakmadan yürümesini söylemiştir, bu arada içerisinde ziynet eşyası bulunan şikâyetçiye ait Bond tipi çantayı kapan sanık, olay yerinden yaya olarak ayrılıp yan yola sapmıştır. Olayın tesirinden kurtulan ş-ikâyetçi feryat edip yardım talebinde bulunmuş ve o anda şikâyetçinin çağrısını duyan Mehmet Menekay yardımına koşmuştur. Şikâyetçi bu arada arabasına atlayarak sanığın peşine düşmüş onu boş bir arsada gördüğü an arabasını sanığın üzerine sürerek ona çarpm-ış, sanığın elindeki çanta ise arsa içerisine fırlamıştır. Şikâyetçi çantayı almış, sanık ise fırsattan istifade ederek olay yerinden kaçmış, kaçarken de elindeki tabancayı civardaki arazi içerisine fıraltmıştır.

Konu polise intikal edince yapılan tarif -üzerine sanık yakalanmış, yakalanan sanık suçunu inkâr etmek yönüne gitmeyerek verdiği gönüllü ifadede durumu olduğu şekilde polise anlatmıştır.

İstinafın duruşmasında sanık avukatı, birlikte ele alınan istinaf sebeplerine değinerek, Muhterem Ağır Ceza M-ahkemesinin sanığa ceza takdir ederken sanığın suçlu bulunmuş olduğu silâhlı soygun suçu yaygın olmadığı halde hatalı bir değerlendirme yaparak kamu yararı faktörüne yeterinden fazla ağırlık verdiğini ileri sürmüştür. yrıca sanığın leyhine olan hafifletici- sebepelri mahkemenin lâyıkı ile değerlendirmediği ve neticede sanığa birinci davadan verilen 8 yıl hapis cezasının aşikâr surette fahiş olduğunu ileri sürmüştür.

İddia makamı tarafından bulunan savcı ise özetle;

Sanığın işlemiş olduğu suçun son derece- vahim ve ebedi hapis cezası taşıyan bir suç olduğunu, bu gibi suçlar, yaygın olmasalar dahi kamu faktörünün dikkate alınarak sanıklara etkin cezalar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. İddia makamı ayrıca bu gibi silâhlı soygun suçları yaygın olmasalar- dahi son zamanlarda yaygınlaşma temayyülü gösterdiklerine işaret etmiştir. İlâveten Muhtrem Ağır Ceza Mahkemesinin sanık leyhine olabilecek tüm hafifletici sebepleri de dikkate aldığını ve bu hususun İlk Mahkeme kararında açıklıkla görüldüğünü ileri sürmü-ştür.

Muhterem Ağır Ceza Mahkemesinin kararına göz atıldığında sanığa ceza takdir edilirkenitham olunduğu silâhlı soygun suçunun son derece ağır bir suç olduğunu dikkate alarak kamu faktörünne ağırlık verdiği ve cezayı takdir ederken bu hususu göz önünde- bulundurduğu görülmektedir. Kararın beşinci sayfasında şöyle denmektedir.

"Bir suçtan mahkûm olan kişilere verilecek cezanın tesbitinde birçok ilke ve etken rol oynamaktadır. Doğal olarak bazı davalarda bu ilkelerden bir veya birkaçı diğer ilkelerden dah-a öncelikle ve üstün olarak ele alınır ve bunun ışığında sanığa verilmesi gereken ceza tesbit edilir. Sanığın mahkûm odluğu suçlarda ise sanığa verilecek cezanın tesbitinde kamu yararı ilesi öncelik taşır.
Bu tür suçların yaygınlaşmadan kökünün kazılmasın-da kamu yararının önemi yadsınamaz. Bu itibarla kamu yararı için, bu tür suçlardan mahkûm olnnanlara verilecek cezadan da sanığı ve başkalarını caydırıcı ve ibret verici olması gerekir."

-Yine Muhterem Ağır Ceza Mahkemesi kararının yedinci sayfasında sanığa ceza takdir ederken sanık lehine olabilecek tüm faktörleri ve özellikle polise yardımcı olduğunu, genç ve tecrübesiz olduğu hususlarını dikkate aldığını açıklıkla belirtmektedir.
-
Sanıklara ceza takdir edilirken göz önünde bulundurulması gereken ilkelere bir çok içtihat kararlarında değinilmiştir. Örneğin Ceza İstinaf 3/67; 4/68; 7/68; 13/68; 24/70 ve 14/72 bu ceza istinaflara bakıldığında ilkelere teker teker değinildiği görülmek-tedir. Konnsolide edilmiş Ceza İstinaf 8/73 ve 9/73'de ise bu ilkelere detaylı olarak değinilmiş ve ilk mahkemelere kolaylık olması bakımından ilkeler sıralanarak özetlenmiştir Bu karardan sonra Y/Ceza 18/78'de konsolide edilmiş 8/73 ve 9/73'deki derlenen -ceza prensipleri benimsenmekle beraber ağır suçlar ile halkı huzursuz eden amme mal ve can güvenliğine yönelik suçlarda ceza takdir edilirken kamu faktörüne öncelik verilerek sanıklara bu gibi suçlarda etkin ceza ve caydırıcı cezalar verilmesi gerektiğine -değinilmiştir. Y/Ceza 18/78 KTFD Başsavcısı ile Sabahattin Benzer davasından sayfa 8'de şöyle denmektedir.
"Sanıklara verilecek cezalar takdir edilirken 8/75 ve 9/75 sayılı konsolide edilmiş ceza istinaflarında belirlenen ilkelerin göz önünde tutulması ge-rkmekle beraber bu ilkelerin hangisine ne derece ağırlık verileceği hususu her davanın kendisine has olguları içerisinde değerlen- dirilmelidir kanaatindeyim. Ağır suçlarda ve halkı huzursuz eden amme mal ve can güvenliğini etkileyecek hallerde bu ilkelerd-en ilki, yani amme menfaatinin korunması faktörü ağırlık kazanması gerekir. Sanığın işlediği diğer suçlar olmasa ve nazarı itibara alınmasa bile suçun işleniş şekli ve nevi ve vehameti yönünden mütalâa edildiğinde amme menfaatinin korunması hususu en önde -nazarı itibara alınarak değerlendirilecek bir husustur."

Yukarıda alıntısı yapılan prensip çoğuluk kararını teşkil eden kararda yer almış ve daha sonra müteakip kararlarda benimsenerek takip edilmiştir. Örneğin birleştirilmiş Yargıtay/Ceza 3/84 ve 4/84'de- benimsenerek tekrarlanmıştır.

Bu durumda Muhterem Ağır Ceza mahkemesinin sanığa ceza takdir ederken suçun vehametini dikkate alıp kamu faktörüne ağırlık vermesi hatalı değildir. Ayrıca bu denli ağır suçlarda sanığın leyhine olabilecek hafifletici sebepl-er dikkate alınması gerekmekle beraber sair hafif suçlarda olduğu gibi cezaya pek etken olamayacağına değinmek yerinde olur. Olgulara göz atıldığında suçun işleniş şekli sanığın hiç de lehine değildir. Bu suçu işlemeyi arkadaşları ile beraber Türkiye'de ik-en tasarlamış, bu eylemi gerçekleştirmek için orada silah satın almış, adaya kanunsuz giriş yapmış, birlikte adaya gelen arkadaşları bu eylemden vaz geçtikleri halde kendisi gayet cüretkar bir şekilde ve ısrarlı olarak tasarladığı suçu işlemeye azmetmiş ve- neticede kendisine en fazla kâr getirecek kurbanı seçerek bu suçu izah edildiği şekilde tabanca tehdidi ile işlemiştir. Sanığın lehine olabilecek tüm hafifletici sebepleri ilk mahkeme nazarı itibara almıştır. Bu sebeplerin bu gibi ağır suçlarda pek etkili- olamıyacağı görüşündeyiz. Bütün bu hususları değerlendirdikten ve nazarı itibara aldıktan sonra Muhterem Ağır Ceza Mahkemesinin sanığa birinci davdan vermiş olduğu 8 yıl hapis cezasının müdahalemizi gerektirecek derecede fazla olduğuna ikna edilmedik.

N-etice olarak istinafın reddedilmesine ve muhterem Ağır Ceza Mahke- mesinin sanığa vermiş olduğu cezaların aynen tasvip edilmesine, hapis cezalarının mahkûmiyet tarihinden itibaren başlamasına oybirliği ile karar verilir.

(N. Ergin Salâhi) - (Hamdi Atalay) (Taner Erginel)
Yargıç Yargıç Yargıç
28 Ocak 1988



-


-6-



-


Full & Egal Universal Law Academy